cherar Oluşturma zamanı: Mayıs 24, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 24, 2007 TOMAS'LA VEDALAŞMA Sanadır, kuşatılmış arkadaşım, ak dağların berrak sularına, batık gemi düşünün seni bağladığı yere gider ayrılık şarkım. Uyandım bugün yelkenlerimde kanatlanma arzusuyla, haberleşme mumları tutuyorum duygusuz pusulanın gösterdiği zaman limanına giderken gemi. Dilimi rüzgara veriyorum sözcüklerini gergin gergin tutmak, taze acılarından bir şeyler alıp götürmek için yaşamakta olduğun şaşkınlıkları paylaşmaya. Yastığını yeşerten bahar da yitti gitti. Ayrılışımı kastetmiyorum, artık yol almayan gemin için diyorum. Anlıyorum seni kırık kanatlı kırlangıç, isterdim Kastilya çeşmesine götürmek, başa çıkabileceğin güçle donatmak. Olaylara eğilmiş bir doktor olsam bile onları değitiremiyor, ancak anlayabiliyorum. Bununla birlikte sihirli bir çözümüm var, Bolivya'da bir madende, belki de Şili'de, Peru veya Meksika'da ya da yıkılmış Sonora İmpataratorluğunda, Afrika Brezilya'sının siyahi bir limanında ya da belki de her noktada bir kelime öğrendiğimi sanıyorum. Bu çözüm çok basit, etrafıyla ilgilenme, saldır tepeye. Birleştir genç ellerini yaşlı kayayla, günden güne ufak dalgalar halinde kıpırdayan kırmızı mercanlara nabzını daya. Günün birinde, hatıram ufuğun ötesinde bir yelkenli olsam bile ve senin hatıran belleğimde demirleyen bir gemi olsa bile geleceğe doğru neşeyle yürüyen ufuktaki kızıl yoldaşları gördüğümde şaşkınlıkla haykırmaya başlayacak kuşluk vakti. O korkunç ve beyaz soğukkanlı kötüler şaşkınlığa uğramış gece gibi gerisin geri dönecekler. İşte o zaman, dört duvar arasında solgun şair, evrenin şarkıcısı olacaksın ve sen bahtı kara, ince ruhlu, hasta şair halkın güçlü şairi olacaksın. İHTİYAR MARIA Bir ayağın çukurda, ihtiyar Maria, geldim seninle gerçekleri konuşmaya: Bir tesbihin dizili acıları oldu hayatın ne seven bir erkeğin oldu, ne sağlık, ne mal mülk, ancak açlık vardı paylaşılan. Geldim seninle umudundan konuşmaya, kızının nasıl olduğunu bilmeden kuzuladığı o üç ayrı umuttan da. Sarı sabunla perdahlanmış ellerinin arasına al bir çocuğunkini andıran bu erkek elini, sertleşmiş nasırlarını ve kıvrılmış saf parmaklarını doktor ellerimin yumuşak utancında ov. Dinle, emekçi büyükanne, inan gelen insana, göremeyecek olsan da geleceğe inan. Tüm bir hayat boyunca umudunu boşa çıkaran acımasız Tanrıya da dua etme. Yağlıkara okşayışlarının büyümesini görmek için ölümden acımasını isteme; gökler yeşil ve karanlık hüküm sürüyor sende, her şeyden öte kızıl bir intikama sahip olacaksın, şafağı yaşayacaklar torunlarının hepsi, huzur içinde öl yaşlı mücadeleci. Bir ayağın çukurda ihtiyar Maria, o gideceğin günlerden biri otuz kefen tasarımı bakışlarıyla selamlayacaklar seni. Bir ayağın çukurda, ihtiyar Maria, suskun kalacak odanın duvarları birleşince ölüm astımla ve sevdaların boğazına dizilince. Bronzdan dökülmüş üç okşama (geceni hafifleten tek ışık) açlıkla kuşanmış üç torun her zaman bir gülümseme buldukları yaşlı kıvrık parmaklarını özleyecekler. Hepsi bu olacak, ihtiyar Maria. Bir tesbihin dizili acıları oldu hayatın ne seven bir erkeğin oldu, ne sağlık, ne mal mülk, ancak açlık vardı paylaşılan, geçti keder içinde hayatın, ihtiyar Maria. Bulandırdığında gözbebeklerinin acısını sonsuz dinlenmenin buyruğu, ömür boyu angaryadaki ellerin son şefkatli okşayışı içine çektiğinde onları düşüneceksin... ve ağlayacaksın, zavallı ihtiyar Maria. Hayır, hayır yapma bir hayat boyu umudunu boşa çıkaran umursamaz Tanrı'ya kendini teslim etme, ölümden aman dileme, korkunç bir açlıkla kuşanmıştı hayatın, sonunda kuşandı astımla. Fakat bildirmek istiyorum ki sana umutların kısık ve yiğit sesiyle intikamların en kızılı ve yiğit olanıyla, ideallerimin en doğru boyutuyla yemin etmek istiyorum. Sarı sabunla perdahlanmış ellerinin arasına al bir çocuğunkini andıran bu erkek elini, sertleşmiş nasırlarını ve kıvrılmış saf parmaklarını doktor ellerimin yumuşak utancında ov. Huzur içinde yat, ihtiyar Maria, huzur içinde yat, ihtiyar mücadeleci, şafağı yaşayacaklar torunlarının hepsi. YEMİN EDİYORUM Kİ... ----------------------------- GÖLGELİ OTOPORTRE Genç bir ülkeden, kökleri otlardan doğan, (o kökler ki Amerika'nın öfkesini yadsıyan) sizlere geliyorum, kuzeyli kardeşlerim. Acılı haykırış, umutsuzluk ve inanç yüklü, sizlere geliyorum, kuzeyli kardeşlerim. Biz "homo sapiens"lerin geldiği yerden, nice yol aldım göçebe ayinleriyle, bir haç gibi taşıdığım astımımla ve onun özüme yakışmayan mecazıyla. Uzundu yol ve çok ağırdı dert sürmektedir bende avare adımlarımın kokusu, hala batık bir gemidir derinlerdeki özüm -kurtarıcı kıyılar görünseler bile- dalgalara karşı gönülsüz yüzüyorum batık bir gemi oluşumu koruyarak. Yalnızım acımasız geceye karşı ve biletlerin bıraktığı kesin şeker tadına. Avrupa çağırıyor beni yıllanmış şarabının sesiyle, sarı etinin soluğuyla, müzedeki eserleriyle. Yeni ülkelerin neşeli klarnet sesiyle alıyorum karşıdan geniş etkisini Lenin'in icra ettiği ve halkların söylediği Marks ve Engels şarkılarının. FİDEL'E ŞARKI Haydi gidelim, ateşli peygamberi şafağın, gizli patikalardan ulaşalım o yeşil timsahı kurtarmaya, aşkla sevdiğin. Haydi gidelim, isyankar ve marslı yıldızlarla dolu cepheyle aşağılanmayı bozguna uğratarak zafere erişmeye ya da ölümle buluşmaya yemin edelim. Duyulduğunda ilk atış sesi ve uyandığında çalılıklar bakirelere yaraşan bir şaşkınlıkla, orada, yanıbaşında, olgun savaşçılar olarak, bulacaksın bizi. Saçıldığında sesin dört rüzgara doğru adalet, ekmek, özgürlük, tarım reformu, oradai yanıbaşında, aynı vurgularla, bulacaksın bizi. Ve yerini bulduğunda bunca emeğin sonunda zalime karşı doğruluğun uğraşı, orada, yanıbaşında, bekçilik edeeken mücadelenin sonuçlarına, bulacaksın bizi. Yaralı böğrünü yaladığı gün canavar milliyetçi bir mızraktır onu orada vuran, orada, yanıbaşında, gururlu yüreklerimizle, bulacaksın bizi. Sanma ki bozabilirler bütünlüğümüzü rüşvetle kuşanmış yaldızlı bitler, tek istediğim bir tüfek, mermiler ve bir siper. Başka hiçbir şey. Ve şayet engellerse yolumuzu demir, Amerika tarihine geçen gerillaların kemiklerini örtmek için bir mendil isteriz Kübalıların gözyaşlarından. Başka hiçbir şey. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boggyhillocks Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 bu güzel paylaşıma teşekkür ediyorum.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cherar Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 ne demek ben teşekkür ederim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cherar Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 keşke ama sanırım bu bölüm şiir bölümü -------------------- VE BURDA Haykırır paleti tutuşan ressam, melezim ben haykırırlar bana kovalanan hayvanlar, melezim ben, sızlanırlar gezgin şairler, melezim ben, tekrarlar her köşenin günlük acısında rastladığım insan, melezim ben ve altın kaplamalı tahtadan bir bakireyi okşayan ölü bir ırkın gizemine varır bu: melezdir benden doğma bu acayip çocuk. Melez değil miyim ben de bir yandan çarpışmasında (birleşip, ayrılan) aklımı karıştıran iki gücün, o güçler ki ağaçta daha olgunlaşmadan hapsolmuş meyvenin garip tadını hissettiğinde beni çağıran. Dönüyorum İspanyol Amerika'sının sınırına, kıtayı saran bir geçmişi tatmaya. Kayıp gitmektedir hatıra silinmez bir yumuşaklıkla bir çan sesiyle ta uzakta. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2007 bu güzel şiirler için çok saol ben açtığım konuya bunları koymamıştım sen koymuşsun iyi etmişsin saol:thumbsup: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2007 Ek olarak ; AĞIL Yaşayan bir şey kalmış taşlarında ey yeşil şafakların kız kardeşi. Gerçek mezarları şaşırtır ellerinin sessizliği. Rengarenk gözlüklerin türlü keyfiyle sorumsuz kazma yaralar kalbini ve yabancı turistin savurduğu aptalca oh çarpar yüzüne gücendiren hakareti. Ama canlı bir şey vardır. Kütüklerden bir kucaklayış sunar orman sana köklerini tırmalamaktayken merhamet. Koca bir celep gösterir övendireyi taht uğruna zaptettiği tapınakların orda, ve sen ölmüyorsun hala. Hangi güçtür seni ayakta tutan yüzyılların ötesinden gençlikte olduğu gibi canlı ve kıpır kıpır? Hangi tanrı üfler gün sonunda hayati soluğunu mezar taşlarında? Tropiklerin tatlı güneşinden midir? Sormalı niye Chichen-Itza'da olmaz? diye. Ormanların neşeli öpücüğü ya da kuşların nağmeli şarkısından mıdır? Ve niye Quirigua'da daha derindir uykusu? Dağların sarp kayalıkları arasında çarparak çınlayan kaynağın yankısından mıdır? İnkalar öldü, ne dersek diyelim. Emeğine sağlık .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 VEDA ŞARKISI 1. Kayalıkta çakılı yelkenli sana bırakıyorum veda şarkımı. 2. Benim uzaklardaki ölümümün kanında tohumlanışı da kayalar devranının altında değişken köklerle. Yalnızlık! geçmişe özlem çiçeği canlıı duvarların. Yalnızlık, yeryüzünde adanmış faniliğim. 3. Taşımak istemiştim heybemde yüreğinin gelip geçici tadını, ama kaldı havaya çizilmiş kesin eğrilerle, yadsıma oldu umudumun yiğitliğine.oman Giderim hatıradan daha uzun yıllar boyu kapalı yalnızlığıyla gezginin, fakat havaya çizilmiş kesin eğri sanki bana döndü ve bir işaret koydu pusula kaderime. Sonu geldiğinde bütün gündelik işlerin yol yapacağım bir geleceğim olmasa, gelmiş olacağım bakışında canlanmaya kaderimin sırıtan parçası olarak. Gideceğim hatıradan daha uzun yollar boyunca zincir halkaları gibi eklenen elvedalarla zamanın akışında. 4. Dimdik hatıra sonunda düşmüş yola, usanmış beni bir geçmişi olmadan izlemekten, unutulmuş yol kıyısındaki bir ağaçta Uzaklara gideceğim, hatıra parçalanarak ölünceye yolun taşlarında, ve devam edeceğim, içimde hep o gezginin acısı, yüzümde gülümseyiş. Bu dönenen bakış ve güç büyülü bir matador mendilinde. Alıkoydu kaygı duymaktan tüm çıkarlara, hep yitiren bir çizgi oldu benim eğrim. Ve bakmak istemedim seni görürüm diye beni isteksizce davet etmeni mutluluğumun pembe boyalı torerosu Deniz seslenir bana sevecen elleriyle. Çayırım -bir kıta- Dümdüz yayılır, tatlı ve silinmezdir alacakaranlıkta bir çan gibi. 5. Bir sicil memuresi karşısında kurumlu bir doktor gibidir kara bir mikroskopu gösteren bilim. Sanat... sanat diye arzıendam eden şey bir Leica'nın kısır mekaniğidir. Acılar ve kaygılarla dolu bir yerli (ve tabii özlemleriyle olup ta şimdi yiten için ve onun dönüşünde arzu gönlünde), coca, alkol ve açlığın aptalca gülümsemesiyle. Üç kuruşa satılan cinsellik -Amerika'da pek ucuz- Boş çarşafların umursanmaz hatırası. Guetamala bıraktın beni bağrımda derin bir yarayla ve de acılarını bana emzirme ya da emme fırsatıyla, kahreden bir hıçkırığın belirsiz duygusunda bulan kadını. Kederleri teker teker birleştiren bir bağ var yine de: uyanan insanın haykırışıdır o da. 6. İşte bugün böyle titrek ellerle belirsiz bir kayıta koyuyorum prizmamı. Ağacın olgunluğunu tüketmeden kasalanmış meyvanın garip tadıyla. Çağırışını farkedemiyorum bazen yaşlı, garip kanatlanmış kulemden, fakat bazı günler var ki cinselliğin uyanışını hissediyor ve bir öpücük dilenmeye dişiye gidiyorum ve böylece beni arkadaş diye çağırmayanın ruhunu hiçbir zaman öpemeyeceğimi anlıyorum... Biliyorum ki tertemiz değerlerin kokusu bereketli kanatlarla dolduracak beynimi, Biliyorum ki hayata geçmesi mümkün olmayan fikirleri barındırmak gibi zevkleri bırakacağım. Biliyorum ki ölümüne çarpışma günü halk çocukları benimle omuz omuza verecek, halkın savaştığı amacın kesin zaferini göremezsem eğer fikri en yüksek geleceğe götürmek için mücadele verdiğimdendir, eski kabuğun tüylerini yolarken doğan umudun kesinliğiyle biliyorum bunları. E.Che Guevera Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
theangelofdeath Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2008 hepsi çok güzel elinize sağlık. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.