acd Oluşturma zamanı: Temmuz 23, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 23, 2012 10 John Carpenter’s Vampires (Vampirler) – 1998 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/108.JPG Vampir avcısı James Crow, (James Woods) geçimini kurduğu bir ekiple vampir avlayarak sağlıyor, masrafları da kilise tarafından karşılanıyordur. Ekip, büyük ve eski bir evde birçok vampirin hakkından başarıyla geldikten sonra kaldıkları otelde bunu kutlamaya başlıyorlar. Ama intikam için gelen bir vampir ortalığı kan gölüne çeviriyor. Crow ve bir arkadaşı dışında tüm ekiptekiler katlediliyor. Bu olay üzerine kiliseye geri dönen Crow, ekip arkadaşlarını katleden vampirin peşine düşmek için ekipten kurtulan diğer arkadaşıyla birlikte and içiyor. 9 The Lost Boy (Kayıp Çocuk) – 1987 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/98.JPG Bu film, gerçekten de vampir filmleri içerisinde bir klasik. Filmin konusu kısaca şöyle: Bir anne ve iki oğlu California’nın küçük bir sahil kasabasına taşınıyorlar. Bu arada kasabada da bazı gizemli ölümler yaşanıyor. Evin küçük oğlu kafayı vampirlerle bozmuş iki çocukla arkadaş oluyor. Bu çocuklar kasabada vampirlerin yaşadığını düşünüyorlar ve iyi birer vampir avcısı olmaya çalışıyorlar. Evin büyük oğlu ise kasabanın gençlerine takılıyor ve güzel bir kıza aşık oluyor. Zaman geçtikçe çocukların annesi büyük oğlunun gündüzleri devamlı uyuduğunu keşfediyor. Büyük kardeşin vampirleşmeye başlamasının ardından , küçük olan onu bu durumdan kurtarmaya çalışıyor. 8 Interwiev With The Vampire (Vampirle Görüşme) – 1994 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/89.JPG Vampirle Görüşme, ünlü korku yazarı Anne Rice’nin en çok satanlar listesindeki kitabından beyazperdeye aktarıldı. Filmde, asilzade bir vampir olan (Lestat) Tom Cruise ve karısını kaybettikten sonra yaşam sevincini kaybeden ( Louis) Brad Pitt’in maceraları konu alınıyor. Lestat, Louise’i farkediyor ve onunla ilgilenmeye başlıyor. Hem onu kendine muhtaç etmek hem de ona acıdığı için onu vampir yapmaya karar veriyor. Louis kendi kararıyla vampir olmayı kabul etmesine rağmen ; insan kanıyla besleniyor olması onda utanç yaratmaya başlıyor ve gün geçtikçe Lestat’tan nefret etmeye başlıyor. Bu arada aralarına giren küçük bir kız, Claudia, aralarındaki sürtüşmeyi hızlandırıyor. Bütün bu olanları aslında günümüz Amerikasında bir apartman dairesinde bir vampir (Lestat) , genç bir gazeteciye anlatıyor. 7 The Horror Of Dracula (Drakula’nın Dehşeti) – 1958 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/78.JPG Mumya, Kurtadam ve Frankestein filmleri’nin kültleşmiş oyuncusu Christopher Lee, Dracula’nın Dehşeti filmi’nin de başrol oyuncusu. Daha sonra “Yüzüklerin Efendisi”nde Saruman rolünde izlediğimiz oyuncuyu, bu filmde Kont Dracula rolünde izliyoruz. Bram Stoker’in romanından birebir uyarlanmış olan bu filmde Jonathan Harker’ın Kont Dracula’nın şatosuna girip vampire dönüşmesiyle birlikte yaşananlar anlatılıyor. Ancak kitabı’nın aksine bu filmde vampir avcısı olan Van Helsing biraz daha ön planda tutulmuş. 6 Bram Stoker’s Dracula http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/69.JPG Çekilmiş en iyi fantastik filmlerden bir tanesi olmasının yanı sıra, müthiş bir tutkuyu anlatan bir klasik… 1992 yılında Francis Ford Coppola’nın yönetmenliğini yaptığı ve vampirlerin aşkını anlatan filmin konusu kısaca şu şekilde gelişiyor: Genç İngiliz avukat Jonathan Harker ( Keanu Reeves) Doğu Avrupa’da Transilvanya‘da bir şatonun gayrimenkulü ile ilgili hukuki işlemler yapmak için görevlendirilir. Bu kasvetli şatoya kendini kapatmış olan Kont Drakula, ( Gary Oldman) uzun zamandır yalnız bir hayat sürmektedir. Tanrı tarafından lanetlenmiş olan kont ölümsüzdür ancak sürekli olarak insan kanı içmesi gerekmektedir. Avukatın nişanlısı Mina Murray’in ( Winona Ryder) bir resmini gören Dracula, kaybettiği ve yüzyıllardır aradığı aşkını bulduğuna inanarak Jonathan’ı şatoda tutsak olarak alıkoyar ve Londra‘ya Harker’ın nişanlısını aramaya gider. 5 From Dusk Till Dawn (Günbatımından Şafağa) – 1996 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/59.JPG Quentin Tarantino’nun senaryosunu yazıp başrollerinden birine geçtiği film, Robert Rodriguez’in, El Mariachi ve Desperado filmleriyle başladığı sinema kariyerinin şimdilik en parlak filmlerinden birisi. Filmde, Gecko biraderler, rüzgarı arkalarına alıp Meksika’nın özgür ortamına doğru bir yolculuğa çıkarlar. Texas’ta sıkı bir soygun yaptıklarından dolayı, ne olur ne olmaz diye bir rahip ve ailesini de yanlarında rehin olarak bulundururlar. Buluşma için bir Meksika barının kapısını aşındırdıklarında başlarına geleceklerden habersizdirler. Mekan, kesinlikle vampirlerin içeri alınmadığı barlardan değildir. 4 Blade (Bıçağın İki Yüzü) – 1998 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/49.JPG Yarı insan yarı ölümsüz Blade, insan ırkını ortadan kaldırmayı planlayan vampirlere karşı amansız bir savaş vermektedir. Deacon Frost adlı genç vampirin kıyamet gününü başlatacak gizli bir törenin şifrelerini çözdüğünü öğrenir ve ölümsüzlerden oluşan bir orduya karşı tek başına harekete geçer. Ancak Kan Tanrısı La Magra’nın yeryüzüne inip kıyameti başlatması için Blade’in kanına ihtiyaç vardır. İnsan ırkının koruyucusu olan bu süper kahraman istemeden insanlığın sonunu getirecek midir? Filmin yönetmenliği için ilk olarak David Fincher’ın ismi geçmiş, ancak Fincher diğer projeleriyle ilgilenebilmek için teklifi geri çevirmişti. Filmin başarısının ardından 2002 ve 2004 yıllarında devam filmleri de çekilmişti 3 Underworld (Karanlıklar Ülkesi) – 2003 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/39.JPG Yüzyıllardır insan kültürünün derinlerinde gizlenen aristokrat ve seçkin vampirler ile acımasız ve insanlıktan uzak Kurt adamlar’ın hikayesi. Onların varlıkları, artık insan ırkı için gizli bir efsane olmaktan daha ötedir. Fakat kendi tarihleri boyunca birbirleri için rakip olmuşlardır. Ta ki sonunda içlerinden biri hayatta kalana dek bu savaş sürecektir. Selene, vampirlerle kurtadamların arasında kalmış bir avcıdır. Ancak vampir olduğu için vampirlerin tarafında savaşmaktadır. Bu savaşın ortasında Selene, bir insanın kurt adamlar tarafından kaçırıldığını öğrenince Micheal’ı bir gölge gibi takip etmeye başlar ve o insanı kurtarmaya çalışır. Film ilk gösterime girdiğinde 60 milyon dolarlık bir hasılat getirdi. Bu daha sonra devam filmlerinin de çekilmesine yol açtı. Devam filmi de ilk gösterime girdiğinde 70 milyon dolar hasılat yaptı. 2 Near Dark (Karanlık Bastığında) – 1987 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/near-dark-216x300.jpg “Point Blank”, “Strange Days” gibi filmleriyle tanıdığımız Kathryn Bigelow imzalı yapıtta Bill Paxton, Lance Henriksen gibi isimler rol alıyor. Bigelow’un dikkatleri üzerine çektiği ilk filmi olan ‘Near Dark’ Western türü ile vampir mitini bir araya getiren ilginç bir çalışma. Tek başına bir filmi kotarabilmesine şüpheyle bakılan yönetmene çekimlerden 5 gün sonra isterse işi bırakabileceği teklif edilse de o vazgeçmedi. Bu ilginç vampir filmini tamamladığında Amerikan Korku Filmi Akademesi tarafından En İyi Yönetmen dalında aday gösterildi. Film’de Caleb adlı bir genç, bir grup serseriyle yolculuk eden güzel bir kıza aşık olur. Daha sonradan bu grubun bir vampir topluluğu olduğunu anlar ve bu vampir ailesiyle birlikte bir maceraya sürüklenir. 1 Nosferatu-1922 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/nosferatu-254x300.jpg Vampir türünün ilk önemli filmi, diğer vampir filmleri’nin de büyükbabası olan bu film gibi bir film bir daha ne yazıkki yapılamadı. Dışavurumcu Alman sessiz sinemasının önde gelen örneklerinden biri olan film siyah-beyaz çekilerek beyazperdeye yansıdı. Aslında halen çok popüler olan bu filmin popüler olmasının çok garip bir nedeni var. Bu filmi izleyenlerden bazıları Kont karekterini korkutucu bulurken; bazıları da halen onu gülünç buldukları için bu filmi izliyorlar. Filmin konusu ise şöyle: 1838 Almanyası’nda geçen film’de Emlâkçı Thomas Hutter’ dan, Kont Orlok’a bir ev satması için Transilvanya’ya gitmesi istenmiştir. Yeni eşi Ellen le vedalaşarak, Kont’un ıssız bir yerdeki şatosuna doğru hevesle yola çıkan Thomas, burada korkutucu, insana pek de benzemeyen Orlok’la karşılaşır. Thomas ertesi sabah uyanınca boynunda iki ısırık izi görür. Yavaş yavaş, evsahibinin bir vampir, hem de efsanevi Nosferatu olduğunu anlar. Ne var ki artık çok geçtir; şatoda kısılıp kaldığı için kaçamaz, ve Nosferatu gece kanını emmek için odasına gelir. Bu arada karısı Ellen de onu huzursuz eden bir rüya görmektedir. Kocasının bir sorunu olduğunu anlar ve uykusunda ona seslenir. Kont, Ellen’in Thomas’la olan ruhsal bağlantısını hissederek kurbanını bırakır ve onun yerine bu kadını elde etmek için karısının bulunduğu yere gitmeye karar verir. Kendini toprakla doldurulmuş bir tabutlar yığınına gömerek, gemiyle Almanya’ya doğru yola çıkar. Yol boyunca hem geminin tüm mürettebatının, hem de uğradıkları her limanın veba salgınına kurban gitmesine yol açar. * Bonus: Twilight (Alacakaranlık) – 2008 http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2010/05/bonus.JPG Alacakaranlık filmini listemize almadan edemedik. Alacakaranlık filmi Stephenie Meyer’ın 2005 yılında yazdığı kitaptan uyarlanan bir film. Filmde, boşanan bir ailenin çocuğu olan Isabella babasının yanında yaşamaya başlar. Kasabada aslında 108 yaşında olan ama 17 yaşında gibi görünen bir vampire ilgi duymaya başlar. Bu ilgi zamanla büyük bir aşka dönüşür. Daha sonra göçebe vampirlerin gelişi Isabella’nın hayatını tehlikeye sokar. Aşk ile aksiyonu bir arada sunan bu film vizyona girdiği ilk gün 35.7 milyon dolar hasılat yaptı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
caylakk Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2020 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2020 Geçmişten bugüne bu kan emici varlıkların hayali ve ürpertici dünyasını gözler önüne seran bu filmler, bazen konularından çok görselleri ve aksiyon sahneleriyle izleyicilerin beğenilerini kazanıyorlar. Fakat bazen ise işledikleri etkileyici konularla seyircilerini kendilerine hapseden bu filmler, tarihin de şaşkınlık yaratan olaylarını gözler önüne seriyorlar. Aslında vampir filmlerinin kökeni Osmanlı dönemine dayanıyor. Voyvoda III. Vlad ismi tanıdık geliyor mu? Gerçi bizler onu Kont Drakula ya da Kazıklı Voyvoda olarak tanıyoruz. Düşmanlarını kazıklara çakarak işkence eden ve kanlarını içen bu psikopat Eflak beyliği voyvodası, 1400’lü yılların ortalarında yaşadı. Bazı kaynaklar III. Vlad’ın, Fatih Sultan Mehmed’in kan kardeşi olduğunu yazsa da Kont Drakula’nın sonu da aynı liderin elinden oluyor. İşte Osmanlı topraklarından çıkan vampir ve Drakula teması bazı filmlere de konu oluyor. Huzurlarınızda IMDb puanına göre sıralanmış en iyi vampir filmleri listesi; https://paratic.com/vampir-filmleri/ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rapit Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2020 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2020 "Queen of the Damned " Kesinlike es geçilmemeli muhteşem bir film, özellikle müzikleri Korn, Disturbed'ın melodilerinin süslediği harika bir Film, kesinlikle izlemelisin. Müzikleri gerçekten mükemmel. Adamlar film için beste yapmak bir yana dursun bir sürü de klip çekmişler, bu klipler filmin aralarında oynatılıyor. I am Vampire Lestat! [video=youtube;rwnZMby-P1A] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Wolverine8 Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2020 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2020 İzlememişim "Queen of Damned"ı baktım kadroya Lena Olin var, hemen izleneceklere ekledim. Gençliğinde pis zaafım vardı ona... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.