AurorA Oluşturma zamanı: Temmuz 31, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 31, 2012 Ders I- Duru Görü Nedir? Birçoğumuz duru görü hakkında kendimizi bilgili sanırız ancak işin içine girmeye başladıkça konuların birbirine çok benzemesi, neredeyse birbirinden ayırt edilemeyecek kadar diğer duyu dışı algılamalarla yakınlaşması, hatta birçok duyu dışı algıların duru görüyü kapsar nitelikte algılanması nedeniyle konunun içinde boğulur, kendimize dişimize kestirebileceğimiz başka konular araştırır ve birçoğumuz bu alandan uzaklaşırız... Bazılarımız sadece merak nedeniyle girdikleri bu konudan uzaklaşmışsa da, eminim bu satırları okuyan birçok kişi çoğunlukla bilinçsizce kullandığı bu yeteneği araştırma ihtiyacı içindedir. İşte bu sebeple hep birlikte bu konuyu araştıracağız… Her dersin başında yapılması adetten olduğu üzere öncelikle duru görünün ne olduğu konusunda bilgi vermek, sonrasında duru görünün nelerle birleştiği gibi konulara girmenin uygun olacağını düşünüyorum. İlk sınırlarımızı çizdikten sonra, konuyu daha rahat anlayacağımız kesindir. İnternette dolaşan tanımlarda genellikle duru görüden “Beş duyu kullanılmaksızın eşyaları, olayları ve düşünceleri algılama ve/veya görme” olarak bahsedilir. Genel olarak duru görü denildiğinde, duru işiti, duru sezi, telepati ve hatta duygudaşlık (empati) konunun içine dâhil olmakta, biraz daha fazla merakla araştırılmışsa falcılık, cinler ve sair varlıklar, kehanet ve hatta astral seyahat gibi alanlar karşımıza çıkmaktadır. Bu alanda araştırmalar yapan bizler de, bu büyük bilgi okyanusunun içinde üzerimize saldıran bu bilgiler sonucunda şoka uğrar, hangi yoldan gideceğimizi bilemez hale geliriz. Bu nedenle duru görü hakkında yapacağımız araştırmalarda gideceğimiz yolları belirlemek, bu konuya ilişkin her alanda mevcut bilgileri –sizlerin de katkılarınızla- bir araya toplamak amacıyla bu yazıyı yazmanın bu alandaki herkes için oldukça yararlı olacağını düşünüyorum. Tam olarak derslere başlamadan altını çizmekte fayda var; ben de çoğunuz gibi sadece bir araştırmacıyım. Bu sebeple hatalı olduğumu düşündüğünüz noktalarda kendi bilgileriniz ve kaynaklarınızla konuya dâhil olmanız, araştırmamızın seyrini ve boyutunu değiştirecektir. İnsanlarımızın çoğunlukla fazla uzun yazıları okumaktan hoşlanmadıklarını bildiğimden, ilk dersimizi kısa kesip, bir sonraki dersimizde duru görü için olmazsa olmaz nitelikteki bazı kavramlardan, çeşitli egzersizlerden bahsedeceğim. Umarım sizlere faydası dokunur. Bir sonraki derste görüşmek dileğiyle… 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
RenasCense Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2012 teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2012 Ders II- Duru Görü İçin Olmazsa Olmazlar -I İnternette dolaşan ve en çok rastlanılan bilgiye göre; “Zihnimizde yaratılan her bir düşünce bir sembole/görüntüye/imaja sahiptir ve kendisine özgü bir enerjisi vardır. Bu düşüncelerin frekansları çok yüksek titreşimli olduğundan normal gözle baktığımızda bunları görmemiz mümkün değildir.” Bu görüntülerin zihnimizde sembollere bürünme nedeni algılarımızın görüntü ve semboller üzerine kurulu olması nedenine dayanıyor olabilir. Örneğin ilk defa konuşmayı öğrenecek bebeklere nesneleri göstererek isimlerini söyleyerek o nesnenin adını öğrenmesini sağlarız. Böylece zihninde öncelikle imajlar yer alır ve sonrasında bu imajların karşılığına bir isim ekleyen bebek, zamanla konuşmaya, kendisini ifade etmeye başlar. Aynı şekilde İngilizce vs. dillere ilişkin derslerde de bizlere kelimelerin İngilizce karşılıkları resimli sözlüklerle öğrencilere öğretilmektedir. Bir diğer deyişle, her şeyin başı imajinasyondur. Ve duru görünün olmazsa olmazıdır. İmajinasyon Nedir? Bu konuda Nevermore tarafından siteye kazandırılmış güzel bir başlık var. Benim burada anlatacaklarım o başlığın biraz özeti gibi olacak. Eğer o başlığa da bakmak isterseniz http://www.gnoxis.com/imajinasyon-ve-yasam-46743.html linkine tıklayabilirsiniz. İmajinasyon, sözlük anlamına göre beş duyumuz tarafından algılanamayan mental imajlar, kavramlar ve görüntüler oluşturma yetisidir. Bu boş hayal kurmak gibi değil de, daha çok ruhunuzda canlandırmaktır. İmajinasyon gücünün kaynağında duyularımız ya da duygularımız değil, ruhi enerjimiz vardır. Yani bu işlem duyuların ötesinde, daha üstün şuur düzeylerine ait bir faaliyettir. Bazılarımızda imajinasyon kendiliğinden çalışabilir ya da kasıtlı veya sistematik olarak belirli yönlerde, belirli amaçlarla da çalıştırabilirsiniz. İmajinasyon irade ile başlar, irade ile biter. Bizi bir şeyi imajine etmeye zorlayan bir şey yoktur, bunu kendi irademizle gerçekleştiririz. İmajinatif düşüncelerimiz esiri evrene ulaşır ve orada etki gösterir. Bizler tüm yaşamımız boyunca düşüncelerimizle çeşitli imajlar yayınlar ve dışarıdan da çeşitli imajlar alırız. Örneğin elmayı düşünürken, aslında zihnimizde elmayı imajine ederiz. Bu düşünceyi karşımızdaki kişi sezgisel olarak algıladığında, zihninde elma imajı ya da elma kelimesi belirecektir. İşte bu noktada devreye telepati girer. Karşınızdaki kişi imajine ettiğiniz herhangi bir şeyi kelime olarak algılıyorsa; bu telepatidir. Eğer imajine ettiğiniz şeyi imaj olarak algılıyorsa; bu duru görüdür. Bir diğer deyişle, gözümüz vasıtasıyla algıladığımızda görme, kulağımızla algıladığımızda duyma, sezgisel olarak algıladığımızda telepati, gözlerimiz kapalı ya da bir objeye konsantre olarak ortaya çıkan görüntülerle algılamaya duru görü, kulaklarımızın yardımı olmadan sesler duyarak algılamaya duru işiti, bir sarkaç ya da çatal çubuğun hareketleriyle algılamaya radyestezi, ellerimizi herhangi bir nesneye dokundurarak nesnenin geçmişini algılamaya psikometri, herhangi bir imajla fiziksel nesneler üzerinde etkiler meydana getirmeye telekinezi denilir. Ve tüm algılamalarımızın temelinde imajinasyon vardır. Özellikle bu konuya yeni ilgi duyanlar vizyon ile imajinasyonu karıştırma eğilimindedirler. Majikal keşifler, tebliğler ve bazı durumlarda kehanetler için en önemli şey vizyondur. Fakat imajinasyon yapamayan kişi vizyon sahibi de olamaz ya da vizyon sahibi olması çok zordur. Tabi bu doğuştan vizyon yeteneğine sahip olanlar ve benzeri kimseler için geçerli değildir. Sonradan vizyon yeteneğine sahip olmaya çalışan kimseler için geçerlidir. Vizyona sahip olmanın en kestirme yolu, imajinasyonun geliştirilmesidir. Buradan da anlaşılabileceği gibi imajinasyon, onun gelişmişi olan projeksiyon ve vizyon; çalışmalarla geliştirilebilen, sonradan edinilebileceğimiz şeylerdir. En yeteneksiz kimseler bile disiplinli bir çalışma ile imajinasyon yeteneğini geliştirebilirler. Vizyon için ise zihni sadece serbest bırakmayı bilmek gerekir. Bir diğer deyişle vizyon kendiliğinden olur. İmajinasyon yeteneğini geliştirmek için pek çok teknik mevcuttur. Renklerin, somut nesnelerin, gerçek davranış süreçlerinin hayal edilmesi uygulanan egzersizlerden bazılarıdır. Ayrıca daha ileride duru görü için vereceğimiz gevşeme, nefes teknikleri ve meditasyon da yine imajinasyonun ve dolayısıyla duru görünün olmazsa olmazları arasında sayılırlar. Bunun yanı sıra içinde bulunulan ortam ve ışık kişinin iç dünyasının imajinasyona hazırlanmasında önemli bir etkendir. Aynı şekilde bazı filozoflar denizden gelen rüzgârın da etkili olduğunu bildirmişlerdir. İnsanlar sürekli hayal kurarlar. Hayalini kuracakları konuyu kendileri seçerler fakat çoğunlukla hayalleri yoğunlaştıkça hayaller birbirleriyle bağlantılı ya da ilgisiz şekilde peş peşe akmaya başlarlar. İmajinasyonun hayal kurmaktan farkı; belli bir şeyin seçilmesi, tamamen onun üzerine yoğunlaşılması ve o şey yahut cisim her ne ise sürekli olarak onun sabit olarak görülmesidir. Yani düşünülen şey hayal kurmadaki gibi akıp gitmez. Sabit bir resim gibi durur ya da istek üzerine hareket ettirilir. İmajinasyonun hayalden ikinci farkı; imajinasyonun çok net ve güçlü olmasıdır. Oysa hayaller zihinde belli belirsizdir. İmajinasyon Yeteneği Nasıl Geliştirilir? Bu tür çalışmalar için öncelikle vücudun dinlenmiş olduğu saatlerin tercih edilmesi, çalışmaların verimini arttıracaktır. Zihinsel olarak dinlenmiş ve dinamik olmak, uykulu veya uykusuz olmamak gerekir. Bunun en önemli nedeni kişinin çalışma sırasında uykuya dalmasını ve konuya yoğunlaşmak yerine hayallere dalmasını engellemektir. Bu tür çalışmalar için en uygun saatler her zaman için uyandıktan bir saat sonrasıdır. Çalışmaların çok boş ya da çok dolu bir mide ile yapılması da yoğunlaşmayı zorlaştırır bu sebeple kişinin ne aç ne de tok bir halde olması, çalışmayı daha verimli kılacaktır. Bu çalışmaların ciddiye alınması, ciddi şekilde planlanması ve düzenli şekilde uygulanması gerekir. Aksi takdirde kişi sürekli uğradığı başarısızlık nedeniyle kendisini başarısız olarak görmeye başlayacak, çalışmalara sıfırdan başlayan bir kimseden çok daha fazla zorlanacaktır. Yapılacak olan çalışmaların süresi kişiden kişiye değişecektir. Çalışmanın alt sınırı en az 10 dakika olmalıdır. Üst sınır ise sıkılma, yoğunlaşmanın bozulması ve benzeri hallere göre değişecektir. Rahat olacağınız bir pozisyonda oturabilir yahut uzanabilirsiniz. Ancak özellikle uzanmanız halinde uyuyakalmamaya dikkat etmelisiniz. Bunun yanı sıra imajinasyon çalışmaları bir tür fiziksel egzersiz gibidir. Çalışmalar sırasında kişi korkutucu bir şey görürse, bu onun kendi bilinçaltında ortaya çıkan bir durumdur. Tercih ettiğiniz rahat konuma girerek gözlerinizi kapatınız. Gnoxis’de ve yazımızın devamında bulabileceğiniz derin nefes teknikleri ile zihni boşaltıp, günlük düşüncelerden soyutlanın. Yeterli gevşeme ve sakinlik durumuna ulaştığınızda çalışmalara başlayabilirsiniz. İlk olarak renkleri imajine ederek başlamalısınız. En kolay imajine edilen renk kırmızıdır. Önce kırmızı renk düşünülür, gözün önüne kırmızı renk getirilir. Bir süre sonra zihnin tamamı kırmızı renk ile kaplanmaya başladığında kırmızı basit nesneler, geometrik cisimler düşünülür. Bu renkler ve şekiller sadece gözünüzün önüne gelen şekiller ve renkler olarak kalmamalı, tamamen karşınızda gibi olmalıdır. Kırmızı üzerinde yeterince çalışıldıktan sonra turuncuya geçilmeli, sonra sarı, yeşil ve siyah dâhil olmak üzere tüm renklerle çalışılmalıdır. Bütün renkleri rahatça imajine etmeye başladığınızda –ki bu günler, haftalar ya da aylar sürebilir- çalışmalarınıza daha karışık renkler ve şekillerle devam edebilirsiniz. Daha sonraki çalışmalarınızda imajine edeceğiniz geometrik şekiller nesneleşmiş olmalıdır. Örneğin kırmızı üçgen yerine her tarafı farklı renkte olan bir piramit üzerinde çalışmalısınız. Bu aşama da geçildikten sonra çalışmalarınızda çok daha karışık nesneleri ya da şeyleri –örneğin tanıdığınız birisini- imajine etmeye başlayabilirsiniz. Ancak böyle bir imajinasyonda, o kişi gerçekten tam karşınızda oturuyormuş gibi detaylı şekilde imajine edilmelidir. Görsel imajinasyon tam olarak sağlandıktan sonra ses, tat, koku ve dokunma duyusu imajinasyonlarına geçilir. Ses imajinasyonu için çeşitli çınlamalar, notalar, piyano, gitar gibi enstrümanların sesleri imajine edilebilir. Koku için ise kişi en iyi bildiği kokularla işe başlamalıdır. En zor imajinasyonlar ses ve dokunma imajinasyonlarıdır. Bu derste yer alan bilgilerin çoğu Gnoxis’teki çeşitli makalelerden alıntılanmıştır. Bu konu ile ilgili sitemizde bulabileceğiniz kaynaklar; http://www.gnoxis.com/durugoru-ve-imajinasyon-38936.html http://www.gnoxis.com/imajinasyon-teknikleri-4647.html http://www.gnoxis.com/imajinasyon-ve-vizyon-29350.html Ciddi bir konuya giriş yaptığımızdan, ikinci dersimiz sizlere biraz ağır gelmiş olabilir. Ancak unutulmaması gereken, hiçbir bilginin basit yollarla edinilemeyeceğidir. Henüz duru görünün olmazsa olmazlarından bir tanesine değindik. Önümüzde bu konuyla ilgili uzun bir yolculuk var. Hepinize keyifli çalışmalar dilerim. Bir sonraki derste görüşmek üzere! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2012 Çok yararlı bir çalışma olacak eminim. Ben uzun süredir durugörü konusunla ilgilenirim, takip ederim, araştırırım. Bütün bilgi birikimimizi, tekniklerimi burada toplarsak herkes adına çok yararlı olacak . Dersleri merakla takip edeceğim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2012 Amacım dağınık şekilde duran bilgilerin hepsini bir araya toplamak... Henüz iki bölüm toparlayabildim ve muhtemelen 3. bölümü toparlamak biraz zaman alacak. Umarım hepimizin yararına olur Sınırlandırılması çok güç bir alan ve insan içinde kayboluyor. Sizler de konulara ilişkin kaynaklı bilgilerinizi aktarırsanız bence Gnoxis olarak muhteşem bir işe imza atmış oluruz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aliipek Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2012 teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
duygusaladam Yanıtlama zamanı: Ağustos 7, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 7, 2012 Bunu deniyecegim istikrarli. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
azuerk91 Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2012 Konuyu ilgiyle takip ediyorum,teşekkür ederim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
he7ate Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2012 çok yararlı gözüküyor fakat böyle bir şeyleri başarmış insan hiç görmedim.ama yinede ellerine sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2012 Bu tur seyleri yapabilmek kisinin egosal tatmin ihtiyaclariyla ters orantili oluyor genelde. Bu sebeple gormemissinizdir bu tur yetileri olan kisileri Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2012 Ders III- Duru Görü İçin Olmazsa Olmazlar –II Herhangi bir psişik yeti söz konusu olduğunda, meditasyondan mutlaka bahsedilir. Kişiye farkındalık kazandıran, dinginliği ve kendi üst benliğimizle, evrenle, doğayla, kısacası her şeyle bütünleşmemizi sağlayan meditasyon; duru görünün de olmazsa olmaz kavramları arasında yer alır. Gnoxis’de bu önemli konuda fazlasıyla başlık olduğunu siz de fark etmişsinizdir. Meditasyonun hedefi tüm yetenek ve gücünüzün en yüksek kaynağıyla bir diyalogu yürütmek ve buradan da gücün evrensel kaynağına bağlanmaktır. Bedeni ve zihni sakinleştirmek, bütün duyularınızın açılmasını sağlar. Bu sebeple meditasyonu günlük yaşamınızın bir parçası haline getirmeli, her gün en az 20 dakikanızı meditasyona ayırmalısınız. Zamanla sizde yarattığı değişimi, ruhunuzdaki dinginliği fark edeceksiniz. Yüksek benliğinizi ve bilincinizi daha yakından tanıyacak, kabulleneceksiniz. Meditasyon Nasıl Yapılır? Nasıl meditasyon yapılacağını bilmeyen insan için çeşitli kaynaklar çeşitli bilgiler verirler ve uymanız gereken o kadar çok kural ortaya çıkar ki, sonunda ruhsal dinginliği sağlamanın yanından bile geçemezsiniz. Bu konuda özellikle ve çoğunlukla Batılı yazarların “el kitapçığı” mantığı ile hazırladıkları çoğu kaynak telkinlere dayalı bir sistemi öngörerek meditasyonu katı kurallara bağlamıştır. Oysa –tamamen kişisel görüşümdür- meditasyon katı kurallara bağlı değildir. Bir kişiye “içindeki tüm düşünceleri sustur” derseniz, o kişi içinden daha çok konuşacaktır ve içindeki sesleri susturamadığı için kendisini başarısız görecek, başarıya ulaşmasının imkânsız olduğu düşüncesiyle hepten başarısız olacaktır. Oysa yapmanız gereken sadece bütün o günlük koşuşturmacanızın ortasında durmak, kendi içinize bakmaktır. Akıp giden düşüncelerinizi aktif bir şekilde durdurmak yerine, pasif bir şekilde onların akıp gitmesine izin vermeniz gerekir. Zamanla kendisine karşı çıkmadığınızı fark eden iç benliğiniz düşünce saldırılarını azaltacak, aradığınız dinginliğe kavuşacaksınız. Genellikle aklım çok yoğun olduğunda, günlük koşturmacanın sonunda eve vardığımda meditasyon yapacaksam, öncesinde ılık bir duş alır, beni dinlendirecek müzikler açarım. Bahsettiğim günlerde zihinde sürekli bir karışıklık vardır ve birbiriyle alakasız sesler dahi yankılanır beynimin içinde. Bu tür günlerde yaptığım şey; nefesimi dinlemektir. İnsan bir şeye odaklandığında, aklındaki düşünceler rahatsızlık veremiyor çünkü… Yanılmıyorsam bu metodu bana bilinçli meditasyon yapmaya yeni başladığım dönemlerde Nevermore önermişti… Nefes alış verişlerinizi dinlemek, aradığınız sakinliğe ulaşmanızı sağlayacaktır. Bu egzersizleri günlük yaşamınızda sürekli tekrar etmeniz ise sizde büyük değişimlere neden olacaktır. Meditasyonla ilgili daha çok bilgi almak için aşağıdaki başlıkları da inceleyebilirsiniz. http://www.gnoxis.com/meditasyonun-yararlari-31975.html http://www.gnoxis.com/nasil-meditasyon-yaparim-zazen-uygulamasi-41809.html http://www.gnoxis.com/meditasyon-nefes-teknigi-47363.html http://www.gnoxis.com/evde-meditasyon-yapma-yontemleri-50709.html http://www.gnoxis.com/zihni-eve-getirme-meditasyon-48724.html http://www.gnoxis.com/meditasyon-denenmis-teknik-46043.html http://www.gnoxis.com/dort-element-meditasyonlari-38956.html http://www.gnoxis.com/cakra-nefes-meditasyonu-47755.html Durugörü için olmazsa olmaz bir şey daha vardır; 3. Gözünüzün bir diğer deyişle Ajna Çakranızın tıkanık olmaması… Bu sonuncu “olmazsa olmaz”ımızı da inceledikten sonra duru görü geliştirme teknikleriyle devam edeceğiz. Görüşmek üzere! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
spatha11 Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2012 ve son harika olmuş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aliipek Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2012 sonuncu daha açıklayıcı olmuş teşekkürler paylaşım için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2012 (düzenlendi) Ders IV – Duru Görü İçin Olmazsa Olmazlar – III Bir önceki dersin sonunda da bahsettiğim gibi, duru görü için ihtiyacımız olan son bilgi, Ajna Çakramızın tıkanık olup olmadığıdır. Konuya giriş yapmadan önce çakranın ne demek olduğu hakkında bilgi vermek daha doğru olacak sanırım… Çakralar, vücudumuzun çeşitli yerlerinde bulunan ve bedenimizde akıp duran enerjilerin en fazla yoğunlaştığı ve onları taşıyan farklı kanalların birbiriyle buluştuğu alanlardır. Sayıları çok daha fazla olmasına rağmen genellikle 7 ana çakradan bahsedilir. Bunlarla ilgili detaylı bilgileri Gnoxis’te rahatlıkla bulabilirsiniz. Duru görü alanında bizim için gerekli olan Ajna Çakra yani 3. Göz çakrasıdır. Ajna Çakra, bilince açılan kapıdır. Fiziksel dünya ile fizik ötesi yani akıl ve zihinle erişilemeyecek olan farklı diğer dünyalar ve boyutlar arasındaki kapıdır. Doğru işlev görebilmesi, yeteri kadar etkinleşebilmesine bağlıdır. Bu da dengeli, bilinçli ve kararlı şekilde çalışmakla mümkündür. Genellikle “çakranın kapalı olması” gibi yanlış bir ifade kullanılır. Çakranın kapalı olması, o çakra ile ilgili tüm organların iflas etmiş olması anlamına gelir. Oysa çakralarımız her zaman açıktır ve enerji akışı vardır. Sadece zaman zaman yaşadığımız duygusal durumlar sebebiyle çakralarımızda tıkanma meydana gelebilir. Peki, çakralarımızın tıkanık olup olmadığını nasıl anlayacağız? http://www.gnoxis.com/cakralarin-psikolojik-yonleri-47751.html Bu başlığı okuyarak hangi çakralarınızda tıkanıklık olduğunu kendiniz keşfedebilir, ya da yine bu mantıkla oluşturulmuş ve sitemizde de mevcut olan http://www.gnoxis.com/uygulama-sorunlu-chakranizi-bulun-5388.html testi yapabilirsiniz. Yine Gnoxis’teki http://www.gnoxis.com/3-gozu-acmanin-tehlikesi-var-midir-44721.html başlığında da çakraların tıkanık olması halinde kendinizi nasıl hissedeceğinize de detaylı bir şekilde değinilmiş. Bu arada belirtmekte fayda var; duru görü alanında bizim için gerekli olanın Ajna Çakra olduğunu söyledim ancak; sadece bu çakradaki tıkanıklığı giderip, bu çakrayı geliştirmek doğru değildir. Bu konuyla ilgili güzel ve bilgilendirici bir başlık var; http://www.gnoxis.com/3-gozu-acmanin-tehlikesi-var-midir-44721.html . Bu başlığı detaylıca okuduğunuzda, aslında tüm çakraların denge içinde olması gerektiğini anlayacaksınız. Peki, tıkanık durumda olan çakralarımızı bulduk, bundan sonraki adımımız ne olacak? Öncelikle çakralarımızı tıkanıklıklar nedeniyle arındırmamız, temizlememiz gerekli. Hayat sürekli aynı düzlemde gitmediğinden, şimdi çakralarınızı arındırsanız bile dönem dönem çakralarınızı arındırmanız da gerekecektir. Çakra arındırma/aktive etme/açma konularıyla Gnoxis’teki faydalı bilgileri aşağıdaki listede bulabilirsiniz; http://www.gnoxis.com/cakralar-avatar-cizgi-filminden-47003.html#post376192 http://www.gnoxis.com/mudra-ve-seslerle-cakra-acma-41477.html http://www.gnoxis.com/cakralari-aktive-eden-gidalar-32678.html http://www.gnoxis.com/cakra-ve-renkler-37543.html http://www.gnoxis.com/cakralarimizi-acalim-15873.html http://www.gnoxis.com/chakra-yararlari-ve-acma-teknikleri-32246.html http://www.gnoxis.com/resimlerle-cakralar-ve-acma-teknikleri-28049.html http://www.gnoxis.com/cakralarinizi-dengelemek-43265.html Tıkanıklıklar giderildikten sonra öncelikle çakralarınızı dengelemeniz gerekir. Tüm çakralarınızın enerji akışının aynı ölçüde olması gerekir aksi halde http://www.gnoxis.com/3-gozu-acmanin-tehlikesi-var-midir-44721.html başlığında bahsedilen kötü etkilere maruz kalmamız kaçınılmazdır. Son olarak da çakralarınızın geliştirilmesi gerekir. Enerjiniz dengeliyse ve düzenli meditasyon yapıyorsanız bu gelişim ruhunuz geliştikçe kendiliğinden olur. Aksi halde yine Gnoxis’teki çakra geliştirme meditasyonlarından yapabilirsiniz. Bu konudaki başlıkların bazılarını aşağıdaki listede bulabilirsiniz; http://www.gnoxis.com/cakra-nefes-meditasyonu-47755.html http://www.gnoxis.com/sakra-meditasyonu-6128.html http://www.gnoxis.com/cakra-sifa-meditasyonu-26859.html http://www.gnoxis.com/tum-enerjisel-kalp-merkezlerini-dengeleyici-meditasyon-20168.html Çakralarla ilgili daha detaylı bilgi için aşağıdaki linkleri de inceleyebilirsiniz. http://www.gnoxis.com/cakralar-hakkinda-genis-bilgi-43055.html#top http://www.gnoxis.com/cakra-ve-turleri-46952.html http://www.gnoxis.com/ajna-cakra-ucuncu-goz-42787.html http://www.gnoxis.com/3-gozu-acmanin-tehlikesi-var-midir-44721.html http://www.gnoxis.com/cakralarin-psikolojik-yonleri-47751.html Çakralarınızda tıkanıklık olup olmadığını inceledikten ve sorunlu çakralarımızdaki tıkanıklıkları çözüp, enerjimizi dengeledikten sonra artık duru görüyü geliştirmek için yapmamız gereken egzersizlere geçebiliriz. Umarım bu zamana kadar verilen bilgiler faydalı olmuştur. Bir sonraki derste görüşmek dileğiyle *Sorularıma yanıt verdiğin için teşekkür ederim Sirius Eylül 3, 2012 AurorA tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Eylül 3, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 3, 2012 Ders V – Duru Görü Egzersizleri (Basit ve Orta) Aşağıdaki egzersizlere başlamadan önce beyin dalgalarınızı alfa durumuna getirmek için Gevşeme&Konsantrasyon, Nefes Egzersizleri yapmanız yararlı olacaktır. Beyin dalgalarının alfa durumuna getirilmesi, duru görü için gereklidir. Meditasyon da beyin dalgalarınızı alfa durumuna getirmenin bir başka yoludur. Ben genellikle meditasyon için de bu egzersizlerden faydalanıyorum. Beyin dalgaları ile ilgili daha fazla bilgi almak için http://www.gnoxis.com/beyin-dalgalari-alfa-beta-gama-delta-teta-29197.html isimli başlıktan faydalanabilirsiniz. Gevşeme, konsantrasyon ve nefes egzersizleri için ise lütfen aşağıda liste halinde verdiğim linklere bakınız; http://www.gnoxis.com/konsantrasyona-dayali-gevseme-teknigi-50233.html http://www.gnoxis.com/gevseme-calismalari-11346.html http://www.gnoxis.com/nefes-egitimi-36242.html http://www.gnoxis.com/meditasyon-nefes-teknigi-47363.html http://www.gnoxis.com/bir-nefes-meditasyonu-izlemek-26856.html http://www.gnoxis.com/nefes-tekniklerinin-beyine-etkileri-41217.html Her çalışmanızdan önce bu çalışmaları yapmanız, çalışmalarınızın verimini arttıracaktır. Sonrasında aşağıdaki basit egzersizlerle çalışmaya başlayabilirsiniz; Basit Çalışmalar Herhangi bir oyun oynarken gelecek olan zarın kaç geleceğini, telefonunuz çaldığında arayan kişinin kim olduğunu, kapı çaldığında gelen kişinin kim olduğunu, maç izlerken maçın sonucunun kaç - kaç biteceğini, bir arkadaşınızla buluşacağınızda üzerindeki kıyafetlerin ne olacağını tahmin ederek başlayabilir, basit tahminlerinizde başarı sağladıkça bu tahminlerinizi “maç 2-0 bitecek golleri … ve … atacak” şeklinde detaylandırabilirsiniz. Bütün bu çalışmaları yapmak için cevabını aradığınız bilgiye karşı yüksek bir istek duymalı, bilgi geleceği inancı içinde olmanız ve zihninizin boş durumda olması gerekir. Orta Çalışmalar Zamanla çalışmalarınızı derinleştirebilir, internette görüştüğünüz kimselerin o anki ruh halleri, dış görünüşleri, isimlerinin baş harfleri ya da isimleri, sağlık problemleri gibi çeşitli konulara yoğunlaşarak kendinizi geliştirebilirsiniz. Bütün bu egzersizleri, günlük yaşamınıza uygun şekilde çeşitlendirebilirsiniz. Gelişmiş çalışmalara geçmeden önce belirtmekte fayda var, başlangıçta tahminlerinizin başarılı sonuç vermemesi sizi olumsuz etkilemesin. İlk dersleri okuyup her gün meditasyon yapıyorsanız, çakralarınızda tıkanıklık yoksa, beyin dalgalarınızı alfa konumuna getirebiliyorsanız bu alanda başarıya ulaşmamanız imkansız. Zaman, sabır ve denemelere devam etmeniz neticesinde mutlaka başarıya varacaksınız. Bu alana ilişkin ilginizi çekebilecek olan faydalı başlıklar; http://www.gnoxis.com/psisik-yeteneklerimizin-durugoru-vb-calisma-mekanizmasi-ve-bilincli-kullanilmasi-10132.html http://www.gnoxis.com/durugoru-incelemeleri-icin-gerekli-bilgi-46586.html Bir sonraki derste görüşmek dileğiyle! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ratata Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2012 dün yatağımda 3. gözümü düşünüyordum. ve birden bi isim düştü aklıma. şaşırdım nerden aklıma geldi diye. onu düşünürken odasının perdelerinin açık olduğunu ve yeşil bir koltukta oturduğu zihnimde belirdi. ona mesaj atıp sorduğumda doğru olduğunu söyledi. çok sevindim ben de Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackmamba Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2012 ya ara sıra televizyon izlermiş gibi insan görebiliyorum , gayet net. yani göz rengi,saç rengi ayırt edebiliyorum,sesinide duyabiliyorum. bu bir durugörüye işaret midir? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2012 Gördüklerinizin gerçek olduğunu öğrenmeniz gerekir. Gözümüzün önüne gelen her görüntüyü duru görü olarak nitelendirmek doğru değildir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aliipek Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2012 http://www.gnoxis.com/cakralar-avatar-cizgi-filminden-47003-2.html çakralarda en çok bu ilgimi çekti Orta Çalışmalarıda arada oluyor son konudaki paylaşım için teşekkürler linklere girip hepsine bakıcam daha güzel konu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2012 Teşekkür ederim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
JohnSelcuk Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2012 Harika çok teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark07 Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2012 bu enerjileri dengelmezsek ne olur yani zarar görür müyüz ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2012 bu enerjileri dengelmezsek ne olur yani zarar görür müyüz ? http://www.gnoxis.com/newreply.php?do=postreply&t=43265 başlığında denildiği gibi; Dengesiz veya bloke edilmiş çakralar kötü sağlık durumunun,stresin,düşük enerji düzeylerinin ve ruhsal ve duygasal potansiyelinizle ağlantınızın kesildiğinin göstergesidir. Yani dengeli bir ruh ve fizik durumu için çakralarımızın dengede olması gereklidir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kizginkuzgun Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2012 Duru Goru 101:D Tam ders gibi bir calisma. Tesekkurler AurorA... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Soowr Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2012 Katılıyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.