Jump to content

İda'da çiğdem zamanı - Emine Duymaz


nickmickyok

Önerilen Mesajlar

İda'da Çiğdem Zamanı

 

_______Titreme

_______Aşk bu

_______Eteklerine dokunan eller de bilir ne demek har

_______Hele

_______Tanrıların evinde çığlık çığlığaysa bahar

 

Tenime kayan sevda

Afrodit ten kalma...

Altın yeleli tunç ayaklı atlar çekiyor hala

Savaş arabalarını

Zeus, elleri koynunda çaresiz bakıyor Truva’ya

Babil’de

Ares tuzaklarını kurarken,yanık tenli Irak’lı çocuklara

Aklı hilebazlıkta..

Susma İda

Anlat savaşın iğrençliğini yanmamış çocuklara

Akhalılardan kalma bu kan, bu rezil vaveyla

Anlat ki kazıklara oturtulmasın bebekler

Modern Truvaların surlarında

Tanrılarını unutanları tanrı da unutur

Ve kökleri çürür bin yıllık çınarların da

Tecavüze uğrayan çocukların haykırışlarında

 

________Ey!

________içimdeki oktan yay çıkaran

________Ölülerini gömmeyi unutan gurur

________Bu yangın

________Ergenekon’dan çıkanları da vurur!

 

Tuzdur avuçlarımdaki çiğdemlerin terinden kalan koku

Ki bu korku

Bir fahişenin eteklerinde oturan antik Nebukatnezar

Gel ki

Gel ki

Bu topraklar alışkındır tanrılarını unutanları kusmaya

sana da bulunur bir mezar...

 

Dağlarda Çiğdem zamanı

Aç kalan ruhlar beslensin diye su ve kanat seslerinde

Bakire bedenler dolaşır

İda’nın yüreğinden fışkıran binlerce çeşmesinde

Ve kekikler biter

İter yorgun parmaklarıyla bir ölü hüznü

 

Kesilen bir ağaç gibidir yüzü

 

Göğsünde uyudum derin nefesler çekerek aşktan

Akhilleus’u tanrılıktan çıkaran

Skamandros'un tuza doymayan sularından

Eğildim içmeye ruhumu verdim

Bin pınarlı İda'dan...

 

Emine Duymaz

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

güzel şiir,sağol...

 

sen sağol:).....

 

 

--------------------------

 

 

...Eylül'üstü' Ayrılığı

 

_______________İtiraf ediyorum

_______________Hala mucizelere inanıyorum

 

 

 

Yürüdüm… Bakmadım geriye, sadece yürüdüm kara gözlerin çakılı kaldı göğsümün sol çeperinde.Oysa ne çok istedim bağırasın adımı, bakasın gözlerime ben koşarken delicesine hesaplaşmaya kendimle.Diyesin ki sevdim …sevdim…sevdim…

Olmadı yar.Yakışmadı aşk bize.Mevsimini tamam etmiş ortancalar misali döküldük toprağa. Sokaklar geçti üstümüzden çıplak ayaklarıyla.Şarkılar söylediler doludizgin, güze inat …Ve yağmura tutundular.Saçlarına indiler gecenin.Taşıdılar tozlarımızı gizli bahçelerine.Döl olduk sevdalara.İflah olmaz gayrı AŞK…

 

Üşüdüm, geceye inat yıldızları düşürdüm avuçlarına. Dellendi yediveren güllerim..Ay paramparça… Denizdim oysa, bitmezdi suyum. Ki suyu kavuşturandı bedenim. Ve rüzgarım dağları okşardı senden önce.Kekikler yağardı gümüşten bedenime.Defneler selam dururdu saçlarıma.Ayazdan hüzne savrulan maviler tutunurdu bakışlarıma.

 

Titredim…Tenine değdi tenim,yandı gözlerim..Önce ellerini sevdim ellerimde,sonra yutkunuşların ve esrik sevişmelerin inledi bedenimde.Kokun sindi cümlelerime.Yaseminler ses verdi derinlerimde.Tattım sevgili.Seni,terini,kendimi.

 

Yüzüm yok…Artık bir yüzüm yok tutkuya dönük.

Ceplerim boş.Korktum gittim.Korktun çekildin…Sevgisiz cümlelerin vurdu bizi.Uçuruma atılmış taşlar gibiydi gözlerin.Yaktım kendimi.Unutsam seni. Mümkün mü? Bu delice …

Başlamalı sana bittiğin yerden.Yeniden soluklanmalı aşk…yeşermeli çiçekler.Fesleğenler senin için büyüyor bedenimde.Tenim fesleğen kokuyor yine.Hadi sevgili…Yeniden besle beni. Susadım…Yeşert çiçeklerimi.

Ha gayret sevgili yeniden ör bütün cümlelerimi.Yeniden bul beni, bir köşede tutunurken seni bulduğum gibi.Hikayemiz olsun bu kez bitmeyen uzun …Nafile! Yanıyorum, seni hatırladıkça titriyor bedenim.Tenimde tuz utanıyor yokluğunda.Söndürme beni.Reva mı bu? Yüreğimde resmin ayan beyanken.Ve omuzlarımda titrek bir sevda gülüşü.Sevdin beni.İstedin yüreğimi.Serdim ayaklarına,basıp geçtin.

Serserim…dokunuşların yanacak başka bedenlerde ve sen kokacak kadınlar.Ölüm türküleri söylenecek çorak dağlarda.Yangına verilmiş yüzler göreceksin her yüzünü çevirdiğinde.Ve yosmalar geçecek ağır aksak üzerinden.Toplayıp eşyalarını gideceksin şehrimden,doğduğun köye.Dönemeyeceksin kendine.Savaştığın bedenine.Küs çiçekleri açacak dağlarında.. Kardelenleri beklerken sen. Karı bitecek dağlarının.Aşırıp gözlerini fırtınadan ruhuma;

Sessiz sedasız bekleyeceksin.Bekleyeceksin.sevdim diyeceksin.Kuşlar diyecek bana.

 

Vazgeçtim…Kırlangıçlar inmesin göç mevsiminde.Ve sana baktığım yerler aşina şiirlere vursun kendini.

 

Ey sevgili, ne diyor incir ağaçları;

 

Gitmek,

 

Gözlerinde gitmek sürgüne.

 

Yatmak,

 

Gözlerinde yatmak zindanı.

 

Gözlerin hani? (Ahmed arif)

 

Ben ki iflah olmaz aşkların sürgün kadını.Unuttum adını.Bu, doğurgan kadınların dizlerini dövdüğü Eylül'üstü' ayrılığı.

 

Emine Duymaz

 

:(:(

 

aklıma gelmişken bu başlığa ekleyeyim dedim:confused:....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...