Jump to content

Henry PURCELL


ArchangeL

Önerilen Mesajlar

[ATTACH]2121[/ATTACH](1958 yılında Westminister’de (Londra) doğmuş, 21 Kasım 1695 yılında aynı yerde ölmüştür).

 

 

 

Ingiliz müziğinden bahsedilince, halk türküleri veya Handel’I bile müşkül duruma sokan “Dilenci Operası”, John Dunstable ile Shakespeare devrinin ustaları Dowland, Bull, Morley, zamanımız bestecileri ve nihayet Henry Purcell hatıra gelir. Adalar ülkesi müziğinin önemli safhalarının tanınmadığı uzun bir devre esnasında “İngiliz Müziği” diye ancak Purcell biliniyordu.

 

Purcell’ler tam bir müzisyen ailesiydi. Henry’nin babası saray müzisyenlerinin “centilmeni”, kardeşi Daniel Oxford’da, Heandel devrini yaşayan oğlu Edvard da Eastsheap’de orgcu idi. Böylece John Dowland ve Matthew Locke’dan sonra ingiliz barok müziğinin yetiştirdiği en büyük bestecinin müzisyenliği bir aile geleneğine dayanıyordu. Henüz küçükken babasını kaybeden Purcell “Chapel Royel” (saray korosu) na alındı ve iyi bir tahsil gördü. Sonradan da devletin yardımını gören Purcell kilise müziği ve sahne müziği bestecisi olarak şöhret kazandı.

 

Ingiliz dram edebiyatı hakkında biraz bilgi edinmek isteyen kimse işe Shakespeare ile başlar. Onun gölgesinde kalan sonraki zamana ait önemli bir şey bulamaz; fatak Purcell adlı bir müzisyen dikkati çeker. Hakikatte Purcell operalar yazmamıştır. Bir tek eseri bu özelliktedir. “Dido ve Aeneas”. Diğerlerinin hepsi sahne müziğidir. Bunları zamanın ve yakın geçmişin yazarları Dryden, d’Urfey, Shadwell’in dramları, Shakespeare’in “Yaz Gecesi Rüyası” ve “Fırtına” piyesleri için yazmıştır.

 

Fakat Purcell’in asıl yaratma sahası kilise müziğiydi. Bu çeşit eserleri sonradan Heandel için önemli bir teşvik kaynağı oldu. Dini eserlerinin başında “Anthem”ler vardır. Bunları, Tevrattan alınan metinler üzerine bestelenen, kantata benzeyen koro eserleridir. Ayrıca Purcell çeşitli tipten koro eserleri yazdı: “Wellcome Songs“ (karşılama şarkıları), moteler, hymne’ler (dini methiyeler), psomalar, od’lar ve kanon’lar.

 

Bundan başka enstrümanlar için de eserler verdi. Enfes trio sonatları “lessons for harpsichod or spinnet“ (klavsen veya spinet için dersler, fanteziler) ismini taşıyan piyano parçaları ve org eserleri eşsiz bir güzelliğe sahiptir. Org eserleri arasında, uzun zaman Bach’ın bestesi zannedilen bir toccata vardır; sonradan Purcell’in eseri olduğu anlaşılmıştır. Bach’ın eserlerinde geçen “ingiliz süitleri“ tabirinin, Purcell stilinin örnek alınarak kullanıldığını iddia edenler belki haklıdır.

 

Pergolesi, Mozart ve Schubert gibi Purcell de genç yaşta kemale erenlerdendir. Kısa süren hayatının ancak sonlarına doğru tiyatro müziğine başladı. Çünkü yetiştiği çevre ve menşei onu yurdun geleneklerine bağlayarak kilise müziğine doğru götürmüştür. Form, vasıtalar ve ifade tarzı bakımından eserinde İtalyan ve Fransız stil unsurları ne kadar belli ise de menşeinin özelliği daima üstün kalmaktadır. Müziğinin dili yüce ve muhteşem, zengin ve aynı zamanda da düzenlidir. Sayısız ifade imkanlarına sahiptir: Parlak, muhteşem ve heybetli tesirler kadar ihtiraslı ve heyecan verici, neşeli, nüktedil ve hafif tesirlerle ağır ve tantanalı ifade şekilleri meydana getirmiştir.

 

Purcell’den sonra ingiliz müziğine italyanlar hakim oldular. Ancak Handel, kendisini Purcell ile birleştiren bir tarzda İngiliz müziğinin özelliğini yeniden ihya etti.

 

Handel, üstat Purcell’in oğlu Edward ile birlikte Londra’da “Muhtaç Müzisyenlere Yardım Derneği“ni kurmuştur. Sembolik mahiyetteki bu hareket, Purcell ile Handel arasında bağ kurmakla daha derin bir mana taşımaktadır. Gerçi Handel’in ingiliz çağdaşları bunu kabul etmeyip ölümünden sonra Purcell’e “Müziğin Shakespeare“ i adını vererek onu Handel’den üstün göstermeye çalıştılar. Fakat iki besteciyi birbirine bağlayan durum çok yerde belli olmaktadır. Bu durum belki şu cümleyle tam bir vuzuhla ifade edilebilir: “Şiir sanatı sözlerin ahengi, müzik de seslerin ahengidir. Şiir sanatı nasıl nesirin ve hitabet sanatının fevkine çıkrak yükselirse, müzik de şiirin üstünde bir yükselme ve arınma demektir. Her iki sanat ayrı ayrı kalarak da gelişebilir. Fakat şüphesiz birleşerek en yüksek mertebeye ulaşırlar. Zira bu birleşmeden mükemmel ve eksiksiz bir varlık doğar. Her ikisi bir şahsiyetteki ruh ve güzelliği ifade eder“. Tarih bu sözlerin doğruluğunu ispat etmiştir.

 

(Zamanın en önemli İngiliz bestecisi olduğu gibi ölümünden sonra da 200 yıl kadar İngilterede bestecei yetişmediğinden bu ünü korumuştur.)

 

Başlıca yapıtları

Operalar: dido ve Aeneas;sahne müzikleri:King Arthur,the fairy queen,the indian queen

Dinsel koro müziği:Anthemler,te deum ve jubilate

Çalgımüziği:yaylı çalgılar için fanteziler,sonatlar,klavyeli çalgı parçaları

 

alıntıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...