Basın-Medya baskı altında mı?

Basın ve yayın organlarında artık hiçbir kurumun baskı altında kalmadan yayın yaptığına ben inanmıyorum açıkçası. Birçok gazete ve tv kanalında eleştirel haberlerin ne kadar azaldığını ve birçok konunun ne kadar dramatikleştirildiğini hepimiz göremiyoruz ne yazık ki. Şehit haberlerinin hergün duyulduğu bu ülke de şehit cenazelerini gösteren haber kanalları dram üstüne dram eklerken bir kişinin de çıkıp bu şehitler neden oluyor demek aklına gelmiyor sanki. Medyanın yönlendici etkisi sayesinde bir role bürünmüş durumda.

Kimi dizi karakteri, kimi sağcı, kimi solcu, kimi dindar, kimi faşist, kimi ülkücü, kimi kominist böyle uzar gider. Ancak bu insanlardan kaçı savunduğu ideolojinin gerçek anlamda farkında ve medyada yer alan birkaç ufak kendi ideolojisi dışındaki ideolojilere yapılan eleştriyi karalama kampanyası olarak kullanıyor. Ama söz konusu eleştri kendi ideolojisine dokunduğunda o medya organları afaroz ediliyor.

Özellikle son dönemde kimileri yanlı haberciliğini açık seçik gösterirken (örneğin Serdar Turgut) kimileri de karşıt görüş sergileyeceğim derdiyle işi çığrından çıkarıyor. (örneğin Emin Çölaşan)

Sonuçta bütün medya organlarının arkasında destekçi bir grup vardır herzaman. Ancak günümüzde bu destekçi grupların en başını siyasi partiler çeker oldu. Sadece destekle kalmadı elbette. Destek sonrası yönlendirme hatta provake çalışmaları başladı. Bunu kabullenmek istemeyenlere SPK ve BDDK tarafından neler yapıldığına hepimiz şahit olduk.

Tabii ki baskı altındalar. Halka gereksiz bilgileri verip, gerekli bilgileri kendilerine saklıyorlar. Ayakta uyutuyorlar bizleri.

Herşey gözler önünde kim yok diyebilir ki