Jump to content

Ejderha ve Dragon için etimolojik ilişkiler ve Türkçe karşılıkları


kizginkuzgun

Önerilen Mesajlar

Ejderha ve Dragon için etimolojik ilişkiler ve Türkçe karşılıkları

 

 

 

 

Ejderha – Yılan – Engerek ilişkisi

 

 

Bu yazı yayınlandığı itibariyle Çin takvimine göre Ejderha Yılı’na girdiğimize göre, ejderha kelimesi iyi bir başlangıç olacak.

 

 

Ejderha kavramı için batı dilleri, Greko-Romen kültür dairesine ait oldukları için, kökü Yunanca olan Dragon kelimesini kullanırlar. Biz ise Arap-Fars kültür dairesinde olduğumuzdan Ejderha kelimesini kullanırız. Ejderha, Aj-dahak’dan gelir, İran mitolojisine ait bir dev yılandır. Yılan Kral anlamına gelir. Buradaki yılan aj'dır. Farsça, bilidiği üzere Hint Avrupa dil ailesinden olduğu için aj'ın kökeni teorik Hint-Avrupa dilinde aranır. Böylece Angwhi yada Ang köküne ulaşılır.

 

 

Engerek kelimesi, Rumca Angiraki’den (küçük yılan) gelirmiş. Buradaki angkökü belli. Tam çevirisi yılancık olurdu herhalde. Çok ileri gidersek yılangırak(!). (Yılangırak diye bi kelimemiz olsaydı eminim –ak küçültme eki belirgin olmakla beraber, -ırak eki anlaşılmayacak, yılan’ın da aslının yılang (genizsi n)(ŋ) ile seslendiği düşünülecekti. Çıngıraklı yılan ile bir kontaminasyon da ortaya atılabilirdi. Zira engerek ile çıngıraklı yılan (viper) akrabadır.)

 

 

TV’deki kült animasyon dizisi Avatar: Son Havabükücü'de baş kahramanın adı Aang idi; Sanskritçe (आङ Āṅ) . Naga'dan farklı, naga: kobradır. İngilizce Snake oradan gelir: s-naga. Çince ejderha demek olan Lang ise Sanskritçe’den, ang kökü üzerinden geçmiş olmalıdır. Bir spekülasyona göre Türkçe’deki aslan, kaplan, sırtlan, yılan kelimelerindeki yırtıcı hayvanlara eklenen –lan eki, ta Orta Asya’da iken Çince lang’dan devşirilmiş. Bizi şimdi ilgilendiren kelime ise: yılan.

 

 

Yılan kelimesi Türkçe’dir. Öyleyse kökünü irdelerken, Türkçe’nin en eski hâlini yansıtan bir dile bakalım: Çuvaşça. Bu dil, Türkçe’nin “batı lehçesi” denen “lir Türkçesi” grubuna girer. Doğu lehçesinden daha eski olduğu, Türkçe’nin ilk hali olduğu araştırmacılarca belirlenmiştir. Ön-Bulgarca, Hazarca gibi batı lehçelerinin yaşayan son temsilcisidir.

 

 

Yılan'ın, Çuvaşça'daki hâli şëlen’dir. Çuvaş/Bulgar mitolojisinde Veri-şëlen denen bir dev yılan vardır ki Ateş-yılan anlamına gelir.

Türkçe’nin şimdiki haline doğru Bulgar ş> Kıpçak c> Oğuz y evrimi olduğu gözönünde tutulmalı.

 

 

Şimdi bir batı diline bakalım: Almanca yılan: schlange’dır.

İlişkiler işte böyle açık seçik. Bir füzyon (kaynaşma):

Yılan yı-l-ang > yı-l-ang-irâki

 

Türkçe yılan'da Hint-Avrupaî -ang kökü sezilebiliyor. Fakat yılan, Lir Türkçesi'nden beri öz Türkçe bir kelime. Gelgelelim Çuvaşça şëlen, Almancaschlange ile neredeyse aynı kelime.

 

 

Dragon

 

 

Türklerin İran mitolojisine merak sarmadan önce, ejderha kavramı yerine kullandığı kelime sarıkan’dır.

 

 

Bir düşünceye göre sazan kelimesi ile ilişkilidir. Çin takvimindeki ejderha karşılığının Türk takviminde balık olması, bizi buna yöneltiyor. Sazan, bataklık balığı demektir.

 

 

Sazan’ın, eski hali sazağan. Saz, eski Türkçe’de bataklık (Batakta yetişen bildiğimiz saz buradan gelir; saz otu’dan kısalmış olsa gerek.). Sasımak diye pis kokmak anlamında bir türevi bile mevcuttur. Sarıkan ise, bahsettiğimiz Lir Türkçesi'de z’nin r olduğu zamandan kalma sazağan/sazan'ın ta kendisi olabilir; balık olan sazağan , eski zamanda ejderha olan sarıkan...

 

 

Başka bir düşünceye göre sarıkan'ın kökeni, Eski Türkçe sarmak: zorbalık etmek, bela sarmak. Öteki türevleri:

Sarman: iriyarı, vuran kıran, belalı, İng. berseker gibi).

Sarp: zorlayıcı, belalı (yer).

Hikayelerdeki Ejderha/Dragon karakterlerinin bu tanıma cuk oturduğunu kabul edebiliriz.

 

 

Sarıkan kelimesinin izlerine başka dillerde rastlayabilir miyiz?

Evet. Bir Ural dili olan Macarca'da ejderha: Sarkanyok'dur.

Sárkánykígyó: Dev kanatlı yılan. Kasırgalar hakimi.

sárkány: Çok kafalı dev. İnsan şeklindedir (sarman gibi) Kafalarını kestikçe gücünü kaybeder.

Açık seçiktir ki bunlar, özbeöz Türkçe sarıkan ile aynı olan kelimeler.

 

 

 

 

Bir de şu meşhur dragon'a bakalım. Yunanca drakon'dan gelir, nihayî kökü belli değildir (Drakein: keskin gören açıklaması zorlama.) Bana, Yunanistan'a kuzeyli kavimlerce getirilip ağızlarda evrilmiş bir kelime gibi geldi.

 

 

Haydi, diyelim ki İran mitolojisini bırakıp kendi ayaklarımız üzerinde durmaya karar verdik ve ejderja'nın Türkçe'sini kullanacağız. Romanlarda, filmlerde kullanacağımız kelime sarıkan mıdır?

Sarıkan, kabul edelim ki antik bir kelime; bazıları bunu kullanmak istemeyecektir. Örnek: Drakon değil, Dragon (hatta İngilizcede okunuşuDrägın diye de değişir) kullanılır. peki bu kelimenin Oğuz lehçesinde yumuşamış hali yok mudur?

 

 

Saruhanoğulları Beyliği, Manisa merkezli bir Türkmen beyliğidir. Saruhan Bey ise, Alpagu adlı Harezmli veya Selçuklu bir emirin (buyruğun) Anadolu'da doğmuş oğludur. Saruhan, muhtemelen “sarı han” anlamına geliyordu. Ancak bir erkek ismi olarak Sarıkan (Ejder) koyulması akla yakın gözüküyor. Bu isim, Farsî sahada Saruhan olarak yumuşatılmış olabilir. Öyle olmasa bile renk olan Sarı, bataklıktaki sazdan gelir. Han için ise ejderha

 

Kaynak: http://hepimizindili.blogspot.com/

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dogrudur, ancak bu calismaya alinmama sebebi yazarin etimolojik olarak herhangi bir yere baglanti kuramadigindan olabilir.

 

Ancak bir ek bilgi olarak:

 

Ejderha

 

Vikipedi, özgür ansiklopedi

 

 

 

Ejderha, ejder olarak da bilinir, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavar. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta hertürlü büyük yılan için kullanılırdı.

Efsanevi bir yaratık olan ejderha (Türkçesi Evren) çoğunlukla büyüsel veya ruhani güçlere, özelliklere sahip, kuvvetli ve büyük bir kertenkele veya başka bir sürüngen olarak tasvir edilmiş, tanımlanmıştır. Genellikle ağızlarından ateş çıkardıkları da söylenmektedir. Batı tasvirleri genellikle kanatlıyken, Doğu'daki tasvirlerde genellikle kanat bulunmaz. Ejderhalarınkine benzer özellikler içeren efsanevi yaratıklar neredeyse her kültürde mevcuttur. Hatta ejderha Çin ve diğer Uzak Doğu ülkelerinin simgesidir. Ve çoğu zaman iki yüzlü düşmanları belirtmek için 2 başlı ejderha deyimi kullanılır.

Avrupa'da uğursuzluk getirdiklerine inanılır ; fakat uzakdoğuda uğur ejderha ile bir tutulur. Çin'de oniki burçtan biri ejderhadır. Avrupa'da pek çok efsanede kötü karakterdir; fakat uzakdoğuda ejderhaların sonsuz iyilik ve bilgelik getirdiklerine inanılır. Pek çok insan ejderhaların gerçekte yaşayıp yaşamadığı konusunda tartışmalar yapılmıştır, ve hala yapılmaktadır.Hatta ejderhalar hakkında belgeseller bile yapılmaktadır. Şüphesizki geçmişte bulunan(bazı istisnalar hariç)ve ejderha iskeleti sanılan iskeletler dinozor iskeletleridir. Efsanelere göre yumurtlarlar. Bazı mitlere göre yavrularına karşı şaşırtıcı derecede iyi anne olabilirler. Hazine biriktirirler ve onları korurlar.Dünyanın hemen her yerinde ejderha efsanelerine rastlamak mümkündür.

Türk kültüründe "Evren" [değiştir]

 

“Ebren” olarak da ifade edilir. Söylencesel dev sürüngendir. Kanatlıdır, korkunç bir görünümü vardır. Bazen devasa bir yılandır. Yeraltındaki mağarada yaşar ve orada bulunan hazineyi korur. Sularda veya ormanda yaşadığı da anlatılır. Bazen ateşin içinde barınır. Ağzından ateş saçar. Kuraklığın ve ölümün simgesidir. Masallarda suyun önünü keser ve bırakmak için karşılığında kurban ister. Su yaşam demektir, dolayısıyla onu kendi denetimine alarak yaşama sahip olacaktır. Bir başka açıdan bakıldığında susuz bıraktığı yeryüzüne ölüm ve kaos getirir. Öteki taraftan bunları elinde bulundurduğu için aynı zamanda bereketi refah ve güç simgesidir. Altay inanışlarında Bükrek (Bukra) adlı iyicil bir ejderha ile Sangal adlı kötücül bir ejderin birbirleriyle yaptıkları savaşlar anlatılır.

"Kainat, acun, var olan her şeyin tümü" gibi anlamlarda kullandığımız evren sözcüğü de etimolojik olarak kökenini ejderha figüründen almaktadır. Türk mitolojisinde dünyanın bir ya da daha fazla ejderha tarafından döndürüldüğü yani "evrildiği" düşünülürdü. Bu ejderhaya da "eviren" denirdi. Daha sonra "i" harfi düşmüş ve sözcük "evren" halini almıştır.

Evren kelimesi, "evrilmek" sözcüğüyle bağlantılıdır. Döndürmek, çevirmek, kıvranmak gibi anlamlar içerir. Evren (kainat) aslında bir ejderhadır, tıpkı ejderha gibi evren de büyük ve insanüstüdür. İnsan aklıyla bütün niteliklerini anlamak mümkün değildir. Tıpkı kainat gibi evrilmekte (dönüşüm geçirmekte) ve büyüyüp genişlemektedir. Ever (Eski Moğolcada Ebher), Moğolcada boynuz demektir ve ejderhaların boynuzlarının olduğu yaygın bir inanıştır. Tunguz dilinde Üre sözcüğü yılan veya ejderha anlamı taşır. Tunguzcanın Ulça lehçesinde ise Vere sözcüğü aynı anlama gelir.

 

 

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Ejderha

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...