nakreb Oluşturma zamanı: Ekim 20, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Ekim 20, 2012 Tüm bitkiler avcılara karşı koruma amaçlı olarak bir miktar toksin içerirler (düşünün, elma çekirdeği bile bu toksinleri içeriyor). Bizim listemizdeki bitkilerde bulunan toksin oranı, bizi bazen saatler içerisinde öldürebilecek kadar yüksek dozda. Üzülerek söylüyoruz ki, bu bitkilerin kurbanları çoğunlukla çocuklarmış, çünkü bazıları o kadar lezzetli ve çekici görünüyor ki… Bakalım aralarında bize tanıdık gelen bitkiler var mı? 1.Beyaz yılan kökü http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/105.jpg Latince adı Ageratina Altissima olan beyaz yılankökü, Kuzey Amerika’da yetişen oldukça zehirli bir bitki. Beyaz çiçekleri açıldıktan sonra, küçük ve tüylü tohumları rüzgar etkisiyle etrafa dağılırlar. İçerdiği yüksek miktarda tremetol toksininin, insanları doğrudan değil fakat dolaylı olarak öldürdüğü bilinmektedir. Bu toksin, bitkiyle beslenen bir sığırın etine ve sütüne geçer ve bu sığırın etiyle veya sütüyle beslenen insanlarda, titreme, istifra etme ve ağır bağırsak ağrılarıyla ortaya çıkan bir zehirlenmeye sebep olmaktadır ve oldukça ölümcüldür. 19. yüzyıl başlarında Amerika’ya yerleşen binlerce Avrupalı göçmen, bu zehirden dolayı hayatlarını kaybettiler. Ayrıca Abraham Lincoln’un annesi Nancy Hanks’in de bu zehirden ölmüş olduğu söylenmektedir. 2.Katil gözlü bitki http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/95.jpg Doğu ve Kuzey Amerika’da yetişen bu bitkinin adı, 1 cm çapındaki beyaz meyvesinin üzerindeki siyah lekenin adeta bir gözü andırmasından gelmektedir. Bu bitkinin tümü insan için zehirli olmakla birlikte en zehirli kısmı toksinlerin en yoğun olduğu meyvesidir. Meyvelerinin tatlı olması sebebiyle malesef bazı çocuk ölümlerine sebep olmuştur. Kalp kasları üzerinde ani olarak yatıştırıcı etkisi gösteren karsinojenik toksin içeren bu meyveler, kolaylıkla hızlı bir ölüme sebep olabilmektedirler 3.Melek boruları http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/85.jpg Melek boruları, Brugmansia türlerine verilen genel isimdir. Anavatanı Güney Amerika’nın tropikal bölgeleri olup genel olarak tüm dünyada bulunmaktadırlar. Melek borusu, ismini trompet şeklindeki sarkık ve çok ince tüylerle kaplı çiçeklerinden almıştır. Çiçekleri farklı boyutlarda (14-50cm) ve beyaz, sarı, turuncu, pembe gibi farklı renklerde olabilir. Bitkinin tüm kısımları tropan alkaloidleri, skopolamin ve atropin gibi toksinler içermektedir. Çayı yapılarak halusinojenik olarak tüketilebilmektedir. Zehir seviyesinin bitkiden bitkiye farklılık göstermesi sebebiyle, ne miktarda toksin tüketilmiş olduğunu belirleyebilmek neredeyse imkansızdır. Buyüzden bir çok kullanıcı aşırı dozdan dolayı hayatını kaybetmiştir. 4.Kargabüken http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/75.jpg Kargagözü, Baykuşgözü ve Kusmacevizi olarak da bilinen Kargabüken, orta boylu bir ağaç olup anavatanı Hindistan ve Güneydoğu Asya’dır. Yeşil portakala benzeyen meyvelerinde bulunan küçük tohumlar, zehirli alkaloidler olan strikinin ve brusin içermekte olup oldukça zehirlidirler. Bu toksinlerden 30mg almak bile omurgadaki sinirleri stimule edip kasılmalara yol açarak bir yetişkin için ölümcül olabilmektedir. 5.Porsuk http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/65.jpg Anavatanı Avrupa, Kuzey Afrika ve Güneybatı Asya olan porsuğun tohumları yumuşak, kırmızı ve üzümsü bir kabukla kaplıdır. Bu kabuk kısmının, bitkinin zehirli olmayan tek kısmı olması, meyvenin kuşlar tarafından yenmesi halinde zehirlenmeksizin tohumları farklı yerlere taşıyabilmelerine olanak sağlamaktadır. Yaklaşık 50g dozda insan için ölümcül olup, semptompları arasında nefes darlığı, titreme, kasılma ve son olarak kalp durması görülmektedir. 6.Su baldıranı http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/55.jpg Su Baldıranı, Kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde bulunan oldukça zehirli bir bitki grubuna verilen addır. Bu bitkilerin tamamında bulunan şemsiye biçimindeki küçük beyaz ve yeşil çiçekleri ayırt edicidir. Su Baldıranı insan için aşırı derecede zehirli olup Kuzey Amerika’nın en zehirli bitkisi olarak kabul edilmektdir. Nöbetlere sebep olan sikutoksin isimli bir toksin içermektedir. Bu zehir bitkinin tamamında bulunmakla beraber en çok kök kısmında yoğunlaşmıştır. Neredeyse anında gerçekleşen nöbetlerin yanısıra, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve titreme de görülmektedir. Ölüm genellikle solunum durması veya ventriküler çırpınım ile birkaç saat içerisinde gerçekleşmektedir. 7.Kurtboğan http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/45.jpg Boğan otu, kaplanboğan otu veya miğferotu olarak da bilinir. Kuzey yarımkürenin dağlık yörelerinde yetişmektedirler. Büyük miktarda Psödo akonitin denen bir alkaloid içermekte olup bu madde Japonya’daki Ainu halkı tarafından avlanma amacıyla oklarının ucuna sürülen bir zehirdir. Tüketilmesi durumunda miğde ve karında yanma görülmekte olup yüksek dozlarda, 2-6 saat içerisinde ölüm gerçekleşebilmektdir. 20ml kadarı yetişkin bir insanı öldürmeye yeter. İlginç olarak, Kurtboğan mitolojide kurtadam/likantrofları uzaklaştırma özelliği göstermekte olup adını buradan almaktadır. 8.Abrus http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/35.jpg Latince ismi Abrus precatorius olan ve argoda Abruz olarak adlandırılan Abrus, ağaçların ve çalıların etrafında dolanan ince ve uzun ömürlü bir sarmaşıktır. Hemen heryerde yetişebilen bu bitkinin anavatanı Endonezya’dır. Boncuk olarak kullanılan parlak kırmızı ve siyah renkli tohumlarıyla tanınırlar. Bitkinin içerdiği zehir (abrin), diğer bazı zehirli bitkilerde bulunan risin zehrine benzemekle beraber risinden yaklaşık 75 kat daha güçlüdür. Bazı durumlarda 3 mikrogram abrin yetişkin bir insanı öldürmek için yeterli olmaktadır. Tohumları boncuk olarak kullanmak bile oldukça tehlikelidir. Tohumların delinmesinde kullanılan matkaba parmaklarıyla dokunarak hayatlarını kaybetmiş insanlar olduğu bilinmektedir. 9.Güzel avratotu http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/25.jpg İtüzümü olarak da bilinen bitkinin anavatanı Avrupa, Kuzey Afrika ve Batı Asya’dır. Tropan alkaloidleri içeren bitki, sayıklama ve halüsinasyon başta olmak üzere, ses kaybı, ağız kuruması, baş ağrıları, titreme ve nefes darlığına sebep olmaktadır. Bitkinin tamamı zehirli olmakla beraber meyveleri, tatlı olmaları ve çocukların ilgisini çekmeleri sebebiyle daha tehlikelidir. 10-20 meyvesi veya sadece bir yaprağı, bir yetişkini öldürmeye yetmektedir. Tuhaftır ki, Elizabeth döneminde (16. yy.) yaşamış olan atalarımız, bu bitkiyi günlük kozmetik rutinlerinin bir parçası olarak kullanıyorlardı. Bitki özsuyundan yapılan göz damlaları kullanarak gözbebeklerini büyütmeleri onları daha çekici hale getirmekteydi. O zamanda fazla bilgi sahibi olunmaması sebebiyle bazı kadınlar siyanit içmek veya kendilerini “kanatmak” yoluyla daha soluk ve yarısaydam bir deri rengine kavuşmakta ve bunun üzerine yüzlerini kurşun bazlı bir boya ile boyamaktaydılar. 10.Hintyağı bitkisi http://www.listemiste.com/wp-content/uploads/2011/07/13.jpg Hintyağı bitkisi, Akdeniz havzasının, Doğu Afrika ve Hindistan’nın yerlisi olsa da dekoratif amaçla yaygın olarak yetiştirilmektedir. Risin adlı toksin tüm bitkide bulunmakla beraber tohumlarda (hintyağının üretiminde kullanılan kısım) yoğunlaşmıştır. Tek bir tohum bir insanı iki gün içerisinde öldürmek için yeterlidir ve bu ölüm uzun, oldukça acı verici ve durdurulamaz bir şekilde gerçekleşmektedir. İlk semptomlar bir kaç saat içerisinde kendisini gösterir. Ağız ve boğazda yanma hissi, karın ağrısı, kanlı ishal ve kusma bu semptomlar arasındadır. Zehirlenme başladıktan sonra engellenmesi imkansızdır ve son olarak dehidrasyon sebebiyle ölüm gerçekleşir. Bu tohumlara karşı en büyük hassasiyeti insanlar göstermektedir, zira 1-4 tohum ile yetişkin bir insan, 11 tohum ile bir köpek ve 80 tohum ile bir ördeği öldürmek mümkündür. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
legolas Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Muhtesem faydali bi konu tesekkurler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cemsit Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Bitkiden zehirlenildiği fark edildiğinde hemen bir şeyin içine kusup vücudu sıcak tutarak doktora gidilmelidir. Orda midenizdeki kimyasal miktarı -götürdüğünüz kusmuk örneği ile- ölçülüp ona göre tedavi yapılır. Ardından mideniz yıkanır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nakreb Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 zaman azdır bir çok bitkide 2 saatin bile olmayabilir zehir kana karıştığında kussan bile faydası olmaz bazen Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cemsit Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Kusmak (ve yediğin bitkinin örneği eklemeyi unutmuşum) vücuda karışan kimyasalın saptanması için tedavi yöntemi değil Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nakreb Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 tartışmayı bırakıp kısaca panzehir diyelim o zaman Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
illusion Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 20, 2012 Bitkiden zehirlenildiği fark edildiğinde hemen bir şeyin içine kusup vücudu sıcak tutarak doktora gidilmelidir. Orda midenizdeki kimyasal miktarı -götürdüğünüz kusmuk örneği ile- ölçülüp ona göre tedavi yapılır. Ardından mideniz yıkanır. ohooo o zamana kadar çoktan bu bitkiler öldürür adamı. kana karıştıktan sonra mide yıkaması keser mi bilemem, zaten bu bitkilerin kaçı türkiye'de biliniyor , kaçının panzehiri falan var o da mechul. en iyisi siz arkadaşlar bu bitkilerden bir şekilde yerseniz usulca ölmeyi bekleyin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Virtue Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2012 Şu melekboruları etrafta kendi kafasına göre yetişen bitkiye benziyor ya da direk o. Hani yol kenarlarında falan olur ya küçükken avuç içine konulup patlatılan . Aynı mı onlar? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sphynxinator Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2012 Ayy, bizim burada melek boruları bitkisi var. Kokusu çok harika. Bazen yanından geçerken durup elime alıyorum çiçeğini ve kokluyorum. Halisinojen nasıl yapılıyor acaba? Su baldıranına benzer bir bitki var ama o mu bilmiyorum. Onun da halisinojen yapıldığı söyleniyordu. Hintyağı bitkisi de var burada, minibüsten inince yanından geçiyorum. İyi ki dokunmamışım hiç. Korktum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
spatha11 Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2012 melek boruları burada da var ben kokladım çok güzel kokuyor ama artık koklar mıyım bilmiyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.