ange Oluşturma zamanı: Ekim 29, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Ekim 29, 2012 [TABLE=class: contentpaneopen] [TR] [TD=class: contentheading, width: 100%]Kontrollü psikoz, 2012 felaketi ve foton kuşağı ışık çocukları [/TD] [TD=class: buttonheading, width: 100%, align: right] http://www.kuantumbeyin.com/templates/rt_replicant2_j15/images/printButton.png [/TD] [TD=class: buttonheading, width: 100%, align: right] http://www.kuantumbeyin.com/templates/rt_replicant2_j15/images/emailButton.png [/TD] [/TR] [/TABLE] [TABLE=class: contentpaneopen] [TR] [TD] Doç. Dr. Ümit Sayın tarafından yazıldı. [/TD] [/TR] [TR] [TD=class: createdate] Salı, 22 Mart 2011 14:31 [/TD] [/TR] [TR] [TD] 1950’lerde başlayan CIA ve NSA merkezli MK-Ultra projesi yaklaşık 50-60 yıl boyunca insanlarda zihin kontrolünü, psikolojik savaşın temellerini ve kitlesel beyin yıkamayı araştırdı. Bu konuda birkaç milyar dolar, hem gizli laboratuarda, hem toplum içindeki alan çalışmalarında, hem de sosyal mühendislik biçiminde farklı kültürlerde uygulandı. Örneğin, Guyana’da Jim Jones’un kurduğu Halkın Tapınağı kültünün toplu intiharı; Moon Tarikatının kurulması ve şekillenmesi; Scientology tarikatı ve eylemleri; Heaven’s Gate kültünün toplu intiharı; Manson çetesinin satanist eylemleri ve Sharon Tate cinayeti; Candy Jones isimli mankenin hipnozla çift kişilikli olarak CIA hedeflerine uygun olarak 10 yıl boyunca bir Mançurya Kobayı (Manchurian Candidate) olarak yaşatılması; türlü satanist kültler ve niceleri, kayıtlara birer CIA-Derin Devlet operasyonu olarak geçti. Toplumları da belli olgulara hazırlamak ve insan zihnini televizyon ve Hollywood filmleri aracılığıyla şekillemek bu projeler zincirinin bir parçasıydı. MK-Ultra tek proje olarak kalmadı; türlü başka projelere bölündü: MK-Search, MK-Delta, Arthichoke, Project Paperclip, Bluebird, Monarch bu projelerden sadece bir kaçıydı ve hepsinin hedefi birbirinden farklıydı. Hollywood, Pentagon, NSA, DIA, CIA ve FBI’ın direktifleri doğrultusunda pek çok film çevirdi, tabii burada Hollywood’un Yahudiler tarafından kontrol edildiğini ve MOSSAD’ın da bu operasyon ve projelerde büyük bir parmağının olduğunu unutmamak gerekli. SOĞUK SAVAŞ YILLARI VE SPUTNİK Soğuk savaş yıllarının başlangıcında, Ruslar Sputniki uzaya atıp, ilk insanı uzaya gönderince, Amerikalılarda bir telaş başladı. Bilimi geliştirip, insanlara bilimi aynı Rusya’nın yaptığı gibi yaymalıydılar. Bu nedenle tüm müfredat programları 1950’lerin sonunda değiştirildi ve tüm Amerika lise eğitimine sistematik olarak matematik, fizik, kimya, biyoloji dersleri kondu. Çünkü Rusları ancak bilimle ve bilimsel düşünebilen bir toplumla alt edebilirlerdi. Örneğin, bizim Fen ve Anadolu liselerimizde bir zamanlar okutulan öğrenciyi deneye yönelten, ünlü PSSC fiziği lise eğitim kitap serisi bu dönemde yazıldı. Ruslar matematik, fizik, kimya alanında çok iyi eğitiliyorlardı ve bu tehlikeliydi, Amerika’da ise pek çok lisede daha öğrenciler daha çarpım tablolarını bile bilmiyorlardı. Bu dönem soğuk savaşın bitimine kadar devam etti; 1990’ların başında Rus komünizmi çöktü ve 1991’den sonra böyle köklü bir fen ve matematik eğitimini topluma yaymaya gerek kalmamıştı. Üstelik akılcı düşünceyi, sorgulayıcı bir mentaliteyi topluma temel eğitimde öğretmek çok tehlikeliydi. Zaten ABD’nin 1-2 milyon düzeyinde bilim insanına ve yöneticiye ihtiyacı vardı; bunların bir kısmını beyin göçüyle dışardan ithal ediyordu, bir kısmını ise kendisi lisansüstü eğitimle kendisi yetiştiriyordu. Geri kalan 298 milyon insanın gerçekleri, bilimi, sistemi, matematiği, fiziği bilmesi ve doğru düşünmeyi bilmesi gerekmiyordu! Geri kalan 298 milyon insan iyi tüketim yapıp, kapitalist sistemi döndürsünler bu Amerika’ya yeterdi! Yalnız bir sorun vardı: insanlarda Hırıstiyanlığa olan inanç gittikçe zayıflamaya başlamıştı, kimse artık kliseye gitmiyordu. Bu insanlar dini sorguladıkları gibi sistemi de sorgulamaya başlayabilirlerdi. Bu durumun ise kapitalist sistemin devamı için katastrofik sonuçları olabilirdi. Bu inançsızlığı kompanse etmek için yeni birşeyler yapılmalıydı. Bu konuda ilk başvurulan Doğu Gizemciliği oldu, çünkü Beat Akımı ve Hippiler ile birlikte Hindistan’a, Katmandu’ya giden yüzbinlerce insan doğudan yeni bilgiler getirmekteydi. Amerikan Derin Devleti, öncelikle bu akımları kontrollü olarak destekledi ve Yeni Çağ akımlarına ait bir çok kültün kurulmasına destek oldu. Fakat Budizm ve Doğu yaşam tarzı, kapitalizmle ve bazı kapitalist ilkelerle çok çelişiyordu. Uzak Doğu felsefesinin temelinde de akılcılık, iyilik, insana değer vermek gibi kavramlar vardı. Mistisizm pek çok Hindu mezhebinde ve kültünde olmasına karşın, Budizm’de, ZEN’de parapsikolojiye ve paranormal olaylara inanış ve bakış zayıflıyordu. Örneğin, ZEN’de saf akılcılık ve bilimsel görüş, düşünüş tüm felsefi sistemin temelini oluşturmaktaydı. Japon teknolojisini, bilimi ve kültürünü yaratan en önemli öğelerden birisi de ZEN felsefesi ve ZEN düşüncesi değil miydi? Bu konuda önlemler alınmalıydı ve insanlara paralojik düşünme biçimleri aşılanmalıydı ki, insanlar varolmayan, sanal bir dünyada yaşasınlar, yanlış düşünsünler, sistemi ve kapitalizmi sorgulamasınlar! Körü körüne inanç, ispatsız inanç, bilim dışı inanç her zaman çok önemliydi, gerekliydi ve kitlelere paralojik düşünme biçimi mistisizmle ve farklı akımlarla aşılanmalıydı. Nasıl olsa ABD’nin bir kenara ayırdığı 2 milyon bilim insanı ve yönetici, kültürün, fabrikaların, bilimin, akademinin devamını sağlayabilirdi! Geri kalanı ise sistematik olarak zihinsel bir hibernasyona yatırılmalıydı ve sadece tüketim sistemine birer piyon olarak katılmalıydı. Paralojik düşünme biçiminin toplum mühendisliğiyle insanlara enjekte edilmesi 1995-2010 arasında öylesine başarılı olacaktı ki, milyonlarca insan ‘yakında bir ışık-foton çağının geleceğine’ ve insanların biyolojik olarak değişeceğine, 2 sarmallı DNA’larının 12 sarmallı DNA haline dönüşeceğine inandırılır hale getirildi. Bu bilgi dezinformasyonu ve bilim dışı koşullamalarla oluşturulan paralojik düşünce internet, son olarak da facebook aracılıyla milyonlara pompalandı. http://www.kuantumbeyin.com/images/stories/04_smartsensor.jpg Vaat edilenler hiç de fena değildi Dönüm noktası olarak Maya takviminin bitimi olan 2012 yılı seçilmişti. Ya da öyle gösterilmişti. Hesap makineleri olmayan, basit hesapları bile sicimlere düğüm atarak yapabilen, insan kurban eden ilkel bir Maya kültürünün yüzyıllar önce yapmış olduğu takvim, uzay çağında yaşayan, Hubble teleskobuyla tüm gezegenleri gözleyebilen, uzaya insan yollayabilen bizim kültürümüzde nedense çok önemliydi! Maya takvimi 2012’de bitiyorsa, öyleyse çok önemli şeyler olmalıydı! Bu arada her zaman baştan, yeniden yazılan ve aslında orjinali sürekli distorsiyona uğratılmış şekli olan Nostradamus’un Kehanetleri de imdada koşuyordu ve 2012 tarihini işaret ediyordu. Fakat nedense, herkes, 2012 yılının, Tevrattaki şifrelerle ortaya çıkan ve Yahudilere emredilen Armageddon’un başlangıç süreci olduğu herkesin gözünden kaçıyordu. Armageddon İYİ ile KÖTÜ arasındaki son savaştı; yani İYİ olan Yahudilerle, Kötü olan komşu kavimlar (yani müslümanlar) son kez savaşa gireceklerdi Tevrata göre… FOTON KUŞAĞI VE IŞIK ÇOCUKLARI Foton Kuşağına girileceğinin iddia edildiği 2012 de neler vaat edilmiyordu ki: bedenimiz değişime uğrayacaktı; 2 sarmallı DNA’mız, 12 sarmallı hale gelecekti (halbuki DNA hakkında insanlara artık hiç bir şey öğretilmemesinin bir sonucuydu bu, bir DNA sarmalındaki tek bir nükeotidin bile değişmesinin kansere yol açabilme olasılığı, insanlardan nerdeyse saklanıyor ve insanlar körü körüne DNA’larında yeni sarmalları bekler hale getiriliyorlardı); 12 sarmallı, ALIEN filmindeki yaratığa benzemesi gereken yeni ‘ışık bedenimizde’ de türlü değişimler olacaktı. Bir kere artık telepati ile haberleşmeye başlayacaktık, mesafeleri katedebilecektik, ışınlanabilecektik zihin gücüyle, zihin gücüyle cisimleri hareket ettirebilecek ve kontrol edebilecektik. Her türlü parapsikolojik yetenek bizim elimizin altında olacaktı. Nerdeyse bir şeye ‘Ol!’ deyince, o şey olacaktı. İçimizdeki Tanrısal EGO yaptırımları, tüm yönleriyle açığa çıkıyor ve insanı Olimpos dağının tepesine oturtuyordu. Öğrenme hızımız artacak, zekamız milyarlarca terabyte boyunlarına çıkacak ve arşa erecektik: Müjde! Nietsche’nin Über Mensch’i (Üst İnsan) gerçekleşiyordu! Hem de çok tembeldik, bunun için hiç bir şey yapmamıza gerek yoktu! 2012’ de Maya dedelerimizin derin astronomi (!) bilimi ve gözlemiyle bulmuş oldukları gibi FOTON KUŞAĞINA giriyorduk, uzaydan gelen fotonlar herşeyimizi değiştirecek 3 milyar yılda evrimleşen bu bedenimizi, birkaç yılda yeniden var edecekti ve artık IŞIK İNSANINA dönüşecektik. Ama 2012’deki Armegeddon geçişi bayağı sancılı olacaktı (!) …… PARALOJİK DÜŞÜNME VE KONTROLLÜ PSİKOZ İstihbarat örgütlerinin kitlesel zihin kontrolünde en önemli faktörlerden birisi kontrollü kitlesel psikoz, yani ‘mass delirium’ oluşturabilmektir. Kontrollü psikoz oluşturabilmek için de, bilimsel düşüncenin, akılcı düşüncenin, gerçeği araştıran ve gerçeği sorgulayan düşünme biçiminin ve usun ortadan kaldırılması gerekir! Bunun için insanlara paralojik, kopuk, şizofrenik, arkaik, tutarsız düşünce biçiminin öğretilmesi gerekir. Bir toplumda kontrollü psikoz oluşturabilirseniz, o topluma herşeyi yapabilirsiniz. Örneğin, o toplum veya toplumlar Armageddon’u hiç sorgulamadan, FOTON kuşağına giriyoruz diye algılayabilirler. Bahsedilen fotonlar ise sadece Ortadoğu’da çıkması muhtemel bir Nükleer savaştaki, hidrojen bombasının radyasyon fotonları olabilir sadece! Yoksa uzaydan gelen fotonların oluşturduğu bir foton kuşağı değil! Üstelik, adı foton, bir foton yumağı, dünya gezegeninde biyolojik yapılar üzerinde ne etki yapabilir ki! Ama ne yazık ki, halklar bilimsel bilgi düzeyinden öğlesine koparılmışlardır ki, fotonun-kuantumun-enerjinin ne olduğu konusunda kafaları delirmişcesine karışıktır. Bilimle ve bilim insanları ile, halkın ve sıradan vatandaşın arasındaki uçurum inanılmaz düzeyde fazladır. Okumaktan artık nefret eden halkın bilgisi, bu konularda 3 sayfalık bir broşür bilgisini geçmemektedir. Bir ‘enerji sağaltımı furyası’ almış başını gitmektedir; bu sağaltımları yapanlar enerjinin ne olduğunu, frekansın ne olduğunu, atomun ne olduğunu, kuantumun ne olduğunu bilmeden, bol bol ağızlarından kuantlar saçmaktadırlar!… http://www.kuantumbeyin.com/images/stories/Clipboard01.jpg Parapsikoloji eğilimi insan zihninde ve psikolojisinde var olan bir olgudur ve güçlü bir savunma mekanizmasıdır! Çünkü her insan daha güçlü ve yetkin hale gelmek ve acılardan, ızdıraplardan, anksiyeteden kolay bir yöntemle kurtulmak ister! Belki parapsikolojide iddia edilenlere ait birkaç olgu bilimsel olarak saptanmış olabilir, ama parapsikoloji tarihindeki olayların % 99.9’unun şarlatanlık, göz boyama, illüzyon olduğu artık bilim insanları tarafından ortaya çıkarılmıştır. Yani parapsikoloji veya paranormal fenomenler çok abartılmaktadır, bu yeteneklere sahip olduğunu iddia eden insanlar da büyük olasılıkla, ya para kazanmak, yaşam standartlarını düzeltmek için, ya da sahip oldukları psikotik alt taban nedeniyle bunları savunmaktadırlar. Toplum mühendisliğinin amacı zaten, alt tabanda var olan psikotik alt yapıyı ortaya çıkarmak, kontrollü psikoz oluşturmak ve bunu belli politik amaçlar doğrultusunda daha kontrol edilebilir hale getirmektir. 2012’DE NE OLACAKTIR? Bilimsel bilgiler ışığında 2012’de tabii ki bir foton kuşağına girilmeyecektir; hoş girilse her yandan foton aksa ne olur, zaten 24 saat güneşten foton akmamakta mıdır? Gezegenlerin aynı düzlemde yar alması ise astro fizikçilerin dediği üzere defalarca olmuş bir olaydır, hiç bir şeyi değiştirmeyecektir. 2012-2014 arasında İsrail’in planlamakta olduğu ve Tevratta şifreli olarak belirtilen bir savaş dönemine girilecektir. Ve dünya insanları buna hazırlanmaktadırlar. Bu Armegeddon öncesi bir savaş da olabilir, Armageddon’un kendisi de olabilir! 2001 için de dünyanın sonu gelecek diye iddia edilmiş ve türlü filmler Hollywood tarafından çevirtilmişti. Tüm toplumlar onbeş, yirmi yıl boyunca, global olarak bir 2001’deki bir kıyamet senaryosuna hazırlanmıştı! Ne oldu 2001’de? 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler bir operasyonla çökertildi ve Büyük Ortadoğu Projesi başlatıldı. Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail Projesinin bir parçasıydı… 2012 de, aynı 2001 gibi aynıdır! Az kaldı, bekleyelim görelim, hangi fotonlar geliyormuş? Kim IŞIK İNSANI olacakmış! Hangi biyolojik yapıların 2 sarmallı DNA’sı, 12 sarmallı hale gelecekmiş? Hangi parapsikolojik yeteneklerimiz ortaya çıkacakmış? Bekleyelim İsrail’in yeni senaryolarını görelim, izleyelim. Aynı bir Hollywood filmi izler gibi…. Gerçekte 2012 de neler olacak? Prod. Dr. Uğur Kaynak'ın yazısı.... [/TD] [/TR] [/TABLE] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Seraphim Yanıtlama zamanı: Ekim 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 29, 2012 Güzel paylaşım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
lost soul Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2012 güzelll. Bilgilendirme için teşekkürler ,keşke daha bilinçli olabilsek.ışıkla kalın(!) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ptahba Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2012 Şahane yazı nasıl görememişim bunu ben harika harika. Bu arada Shrödinger'ın kedisi çizimi çok zekice ve güzel. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
onurh Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2012 Çok faydalı bir yazı, teşekkürler. Buradaki yazılanlar, İsrail in son zamanlardaki saldırganlığını gayet güzel açıklıyor. Benzer bir yazıyı Serdar Turgut köşesinde yazmıştı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tzinatzan Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 1, 2012 Hitler'i gösterebiliriz.Nietzsche Übermensch üst-insan dedi.hitler bi yerinden anladı.bütün bir ulusu kendine koyun etti.almanyada hitler döneminde böyle buyurdu zerdüşt incille beraber her almanda bulunuyordu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
qbatman Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Kesinlikle harika bir yazı. Keşke böyle bir açıklama yeteneğim olsa. Anlatmak isteyip de anlatamadıklatımın tercümanı olmuş kendisi. Yakında muhtemelen intihar eder ya da trafik kazası geçirir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
purplewind Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Hesap makineleri olmayan, basit hesapları bile sicimlere düğüm atarak yapabilen, insan kurban eden ilkel bir Maya kültürü... Bundan sonrasını okumayı bıraktım 2012'yi karalamak adına Mayalar'dan bu şekilde bahsedilmesi hoşuma gitmiyor. Dünya üzerinden kaç uygarlık geçti, bugün kaç tanesini sayabiliyoruz? Mayalar'ı küçümseyerek kimin eline ne geçiyor sanki. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
qbatman Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Bundan sonrasını okumayı bıraktım 2012'yi karalamak adına Mayalar'dan bu şekilde bahsedilmesi hoşuma gitmiyor. Dünya üzerinden kaç uygarlık geçti, bugün kaç tanesini sayabiliyoruz? Mayalar'ı küçümseyerek kimin eline ne geçiyor sanki. insanlığın bugün bilinen tarihi tamamen kurmacadır. Hani bu uzaylı heykelcikleri falan var ya, hepsi basit tekniklerle yapılabiliyor bugün. Üstelik arkeologları bile kandırabilen şekillerde. Dolayısıyla görmediğin şeye inanmayacaksın Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
purplewind Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 insanlığın bugün bilinen tarihi tamamen kurmacadır. Hani bu uzaylı heykelcikleri falan var ya, hepsi basit tekniklerle yapılabiliyor bugün. Üstelik arkeologları bile kandırabilen şekillerde. Dolayısıyla görmediğin şeye inanmayacaksın İnancın ve inançsızlığın sana ait ve kendi bildiklerin yine sana. Bence ile başlayan cümleler kurmanı ve sitede ben dahil kimseye inanç tavsiyesinde bulunmamanı öneririm. Ayrıca eleştirim yazaraydı mesajımı yanıtlamanı anlamsız buldum. Konunun dağılmaması açısından ikili diyaloğa yol açacak bir mesaj daha yazmayacağım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
qbatman Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 İnancın ve inançsızlığın sana ait ve kendi bildiklerin yine sana. Bence ile başlayan cümleler kurmanı ve sitede ben dahil kimseye inanç tavsiyesinde bulunmamanı öneririm. Ayrıca eleştirim yazaraydı mesajımı yanıtlamanı anlamsız buldum. Konunun dağılmaması açısından ikili diyaloğa yol açacak bir mesaj daha yazmayacağım. burada "bence"lik birşey göremiyorum. Biraz araştırmanı tavsiye ederim. Zira ben araştırarak konuşuyorum. Zaten az kaldı; 21 aralıkta dünyaya inecek uzaylı kardeşlerinin(!) gemilerine atlayınca demek istediğimi anlarsın.* *insan yapımı devasa ufolardan bahsediyorum. muhtemelen gemilerde soykırım olur. Sonuçta büyük patronların yakın zamandaki amacı, dünya nüfusunu 3,5 milyara indirmek. Bakalım neler olacak. Tüpüm, mumlarım, erzaklarım, savunma amaçlı kullanacağım herşey hazır. Geriye sadece muşta ve biber gazı kalıyor. He bir de şöyle bir teorim var; dünya çapında bir EMP kullanılabilir. Sonuçta günümüzde imkansız birşey değil Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ptahba Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Bundan sonrasını okumayı bıraktım 2012'yi karalamak adına Mayalar'dan bu şekilde bahsedilmesi hoşuma gitmiyor. Dünya üzerinden kaç uygarlık geçti, bugün kaç tanesini sayabiliyoruz? Mayalar'ı küçümseyerek kimin eline ne geçiyor sanki. ama bu küçümsemek değil bence bu teknolojik açıdan bu durumda olan bir uygarlığın dünyanın sonunu öngörmesine imkan yok demek daha çok. Açıkçası bende iyi bir mahsül için tarım tanrısına insan kurban edecek gelişmişlik seviyesine sahip bir uygarlığın dünyann sonunu tahmin edebilmesinin imkansızlığına inanıyorum. Bu söylentiler 2000'lerde çıktığında da maya adını görür görmez yok artık ne saçmalık dediğimi net hatırlıyorum. Bu mayaları küçümsemek değil basitçe mayaların bu çapta bir uygarlık olmadıklarını söylemek demektir. Beri taraftan qbatman'ın idda ettiği "insanlığın bugün bilinen tarihi tamamen kurmacadır" teorisinede tamamen karşı olduğumu belirtmek isterim. Evet doğrudur pek çok heykel taklit edilebilir ve karbon testi yanılma aralığı yüksektir ancak elimizdeki teknoloji ile 10 yıllık bir çanak parçasını 1000 yıllık gösteremeyiz. Ha bu çömlek 1000 değil 500 yıllıktır der haklı olma ihtimalinede sahip olursunuz ama bunun dışında kimyasal hiçbir madde ta evrenin oluşumunda meydana çıkmış karbon atomunu seyreltemez. Ancak temel bilim bilgisinden bihaber olunca maalesef öne sürülen her komplo teorisi size mantıklı gelir. Internet iyimi yoksa kötümü hala karar veremiyorum zira insanlar o kadar okuma ve öğrenme tembeli oldular ki kendilerine ilk sunulan veriyi araştırıp doğrulamadan kabul ediveriyorlar. Gerçi bu zamanın derdi değil bu dinlerin gelişimine bakarsak insanlık hep biraz nasıl ifade ediyim naifti zaten. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dilara brn Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 parapsikolojidekı seylerın %99 saçmalııkmı?...ahahhh beynının sadece %3 kullanan ınsanlardan ne beklersın ıste zaten %50 sini bile kullanabılseydık parapsıkoloji bukadar saççma gelmezdı.bnm ıcın parapsıkolojı=beyn gucu dogal olarak saçmalıktan cok gerceklık payının fazla oldugunu dusunuyorumm.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ptahba Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 parapsikolojidekı seylerın %99 saçmalııkmı?...ahahhh beynının sadece %3 kullanan ınsanlardan ne beklersın ıste zaten %50 sini bile kullanabılseydık parapsıkoloji bukadar saççma gelmezdı.bnm ıcın parapsıkolojı=beyn gucu dogal olarak saçmalıktan cok gerceklık payının fazla oldugunu dusunuyorumm.. Gerçekten; 1. Allahaşkına parapsikoloji saçmalıktır yazan var mı bu topicte? 2. Bilgisizlik zor cehalet ise kolay değil mi? İnsanoğlu beyninin %3'ünü kullanıyormuş. İnternete bakar ne diyorlarsa doğru olduğunu düşünür yetmez bütün cehaletimle gelir insanları yazmadıkları şeylerle yargılarım diyorsun. İnsan beyninin %100'ünü kullanır canım arkadaşım sadece aynı anda kullanmaz. Mesela uzanıp gözünü kapatıp düşünürken beynin sadece orta bölgesi aktiftir, sağ ve sol loblar hareketsiz neden? Çünkü hareket etmiyor, konuşmuyorsun. O an kullanmıyor olman beyninin sağ ve sol loblarının çalışmadığı anlamına gelmez %3 sana bundan sonra %3 demeye karar verdim Senin mantığın ne biliyormusun? bir arabanın 5 vitesi var ama her an birini kullanıyoruz neden çünkü sadece o birine ihtiyaç var hıza göre bu durumda biz arabanın sadece %20'sini kullanabiliyoruz değil mi? Birde ahahhh diyerek dalga geçmiş o %3'üyle ya hahaha ne diyim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
qbatman Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 şu başlıktaki şeyleri inkar etmek gerçekten akıl işi değildir. güzel bir derleme yapmış yazar. kendisine saygı duydum. ordan burdan duyup geldikleriyle konuşan insanlar yüzünden yanlış yönlendiriliyoruz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lara Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Yazılanlar fazlasıyla mantıklı geldi bana. Bir şekilde bir şeylerle beynimizi doldurmaya çalışıp araştırma zahmetine girmiyoruz. Sadece söylenenlere inanmakla yetiniyoruz. Buda onların istedikleri türde insan yetiştirebildiklerinin en büyük kanıtı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
qbatman Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Yazılanlar fazlasıyla mantıklı geldi bana. Bir şekilde bir şeylerle beynimizi doldurmaya çalışıp araştırma zahmetine girmiyoruz. Sadece söylenenlere inanmakla yetiniyoruz. Buda onların istedikleri türde insan yetiştirebildiklerinin en büyük kanıtı "düşünmemizden korkuyorlar fakat kendilerini kandırıyorlar" hazırcı zihniyet yetiştirmeye çalışıyorlar fakat, bunun ne kadar mantıkdışı olduğunu amerikan toplumundan görebiliriz. Ya herkes gerizekalı ve hazırcı zihniyet sahibi, ya da herkes inanılmaz derece araştırmacı. Ortası yok bunun amerikan halkında Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lara Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Televizyonu açın sırasıyla karşılaşacağınız programlar; bugün ne giysem, bugün ne yesem, hangi yeteneğimi sergilesem, kimle evlensem, kimle flört etsem vs. vs. işin üzücü tarafı ise çoğunluğun bu programı keyif alarak seyretmesi... Böyle bi durumda bir adım ileri gidemeyiz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
qbatman Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 2, 2012 Böyle bi durumda bir adım ileri gidemeyiz ya da onların istediği ölçüde ilerleriz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darkknness00 Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2012 burada "bence"lik birşey göremiyorum. Biraz araştırmanı tavsiye ederim. Zira ben araştırarak konuşuyorum. Zaten az kaldı; 21 aralıkta dünyaya inecek uzaylı kardeşlerinin(!) gemilerine atlayınca demek istediğimi anlarsın.* *insan yapımı devasa ufolardan bahsediyorum. muhtemelen gemilerde soykırım olur. Sonuçta büyük patronların yakın zamandaki amacı, dünya nüfusunu 3,5 milyara indirmek. Bakalım neler olacak. Tüpüm, mumlarım, erzaklarım, savunma amaçlı kullanacağım herşey hazır. Geriye sadece muşta ve biber gazı kalıyor. He bir de şöyle bir teorim var; dünya çapında bir EMP kullanılabilir. Sonuçta günümüzde imkansız birşey değil 1-Zaten bu olayların hepsi kehanettir. 2-Ayrıca sen nereden biliyorsun bu da o aptal örgütün oyunu olduğunu ve bizden olacak gerçekleri saklamadığını.Diyelim bu adamlar Dünya nüfusunu 3.5 milyon a indirmek istiyorlar.Peki böyle bir bilgi nasıl oluyorda halk öğreniyor?Hani bu örgüt ve planları çok gizliydi neden her filmde kendilerini gösteriyorlar. Ayrıca neden her seferinde Foton kuşağını ve Niburu gezegenini abartılı şekilde yalanlıyorlar.Daha önce de kehanetler ortaya atıldı ama bilim adamlarının umrunda değildi. O zaman dediğin gibi ya çok kötü bir olay olacak o tarihte(savaş,sahte ufo saldırısı felan)Yada gizlemek istedikleri bir olay var. Kendi görüşüme gelince ben foton çağına inanıyorum! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2012 Hesap makineleri olmayan, basit hesapları bile sicimlere düğüm atarak yapabilen, insan kurban eden ilkel bir Maya kültürünün yüzyıllar önce yapmış olduğu takvim, uzay çağında yaşayan, Hubble teleskobuyla tüm gezegenleri gözleyebilen, uzaya insan yollayabilen bizim kültürümüzde nedense çok önemliydi! mayaların takvimine ve uygarlığına ilkel diyenin aklına şaşarım ben, cahilliktir bu =) Sen git yazı yaz ama bir oturup maya takvimini araştırma, sonra da insanları suçla araştırmıyorlar diye... =) Maya takvimi bilinen en gelişmiş takvim sistemlerinden biridir ikili çark sistemine göre işler ki bir günün ruhsal potansiyelini çıkarmak için muazzam bir tekniktir. mayalar resmen evrenin ruhsal işleyişini haritalamayı başarmışlar, bu büyük bir ruhsal bilgeliğin işaretidir... Maya takvimi FİZİKSEL süreci değil RUHSAL Süreci tespit etmekte kullanılır, hubble teleskobundan binlerce yapsan bile ruhsal enerji potansiyellerini nasıl hesaplayacaksın... gelişmiş hesap makineleri günlük ve aylık ruhsal enerji geçişlerini hesaplamaya yeter mi, cosinüs mü alacaksın ruhsal enerjileri tespit etmek için.. =) İnsanlar bilmedikleri konulara girmeyi çok seviyorlar. Mayalar hiçbir zaman fiziksel bir yok oluşun geleceğini söylemediler sadece bilincin evriminin tamamlanacağı, yeni bir ruhsal geçişe işaret ettiler. O kadar... biten takvim RUHSAL TAKVİMLERİDİR. Bunu kullananları suçlamak lazım kadim mayaları değil FOton kuşağı saçmalaması da Mayalardan çıkmış değildir, mayalar sadece "ışık tanrısı dünyaya inecek" kehanetinde bulunmuşlardır. Halkımız maalesef hiç araştırmıyor, bu mayalar kimdir ne yapmıştır, takvimlerinin işleyiş prensipleri nedir.. 21 aralıkta da "fiziksel" hiçbir şey olmayacak bunu da belirteyim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mentality Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2012 mayaların takvimine ve uygarlığına ilkel diyenin aklına şaşarım ben, kör cahildir bu kişi =) Sen git yazı yaz ama bir oturup maya takvimini araştırma, sonra da insanları suçla araştırmıyorlar diye... =) Maya takvimi bilinen en gelişmiş takvim sistemlerinden biridir ikili çark sistemine göre işler ki bir günün ruhsal potansiyelini çıkarmak için muazzam bir tekniktir. mayalar resmen evrenin ruhsal işleyişini haritalamayı başarmışlar, bu büyük bir ruhsal bilgeliğin işaretidir... Maya takvimi FİZİKSEL süreci değil RUHSAL Süreci tespit etmekte kullanılır, hubble teleskobundan binlerce yapsan bile ruhsal enerji potansiyellerini nasıl hesaplayacaksın... gelişmiş hesap makineleri günlük ve aylık ruhsal enerji geçişlerini hesaplamaya yeter mi, cosinüs mü alacaksın ruhsal enerjileri tespit etmek için.. =) İnsanlar bilmedikleri konulara girmeyi çok seviyorlar. Mayalar hiçbir zaman fiziksel bir yok oluşun geleceğini söylemediler sadece bilincin evriminin tamamlanacağı, yeni bir ruhsal geçişe işaret ettiler. O kadar... biten takvim RUHSAL TAKVİMLERİDİR. Bunu kullananları suçlamak lazım kadim mayaları değil FOton kuşağı saçmalaması da Mayalardan çıkmış değildir, mayalar sadece "ışık tanrısı dünyaya inecek" kehanetinde bulunmuşlardır. Halkımız maalesef hiç araştırmıyor, bu mayalar kimdir ne yapmıştır, takvimlerinin işleyiş prensipleri nedir.. 21 aralıkta da "fiziksel" hiçbir şey olmayacak bunu da belirteyim. Peki ruhsal anlamda ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2012 Peki ruhsal anlamda ? Zaten enerjilerle alakalı olan insanlar enerjisel değişimi çok güçlü bir şekilde hissediyorlar. Bundan 5 yıl önce dünya'nın enerjisinin böyle olmadığını biliyorum ve son 2 senedir (2010'dan beri) Dünya çok hızlı sürece geçti... Şu anda ruhsal dünya ile fiziksel dünya arasındaki perde çok ince, ruhsallıkla alakası olmayan insanlar bunu tam olarak fark etmiyor olabilirsiniz ama bizler derinden fark ediyoruz. Evrensel düzeyde meditasyon ile bilgiye erişim arttı, enerjisel yetiler gelişti, ilahi iletişimler güçlendi, içsel değişimler ise muazzam derecede, bir çok insan hatta ruhsallıkla alakalı olmayanlar bile geçmiş yaşamlarını hatırlamaya başladı, ruhsallıkla alakalı olanlar ise Dünya üzerinde görevlerini hatırlamaya başladılar... Bunların hepsini çevremde gözlemliyorum. Son 4-5 aydır (belki biraz daha uzun biraz daha kısa) enerjiler çok yoğun, bir baskı dönemindeyiz.. Bu süreç içinde içsel sıkıntılar,geçici bunalımlar, hayatı sorgulama, çekip gitme isteği, özgürleşme isteği ya da agresif duygular yaşamış olabilirsiniz, hatta ve hatta kendinizi karanlıkta hissediyor olabilirsiniz bunlar çok meydana gelen belirtiler. Şafak öncesi karanlık gibi.. Bunların nedeni ciddi anlamda enerjisel olarak bir geçiş sürecinde olmamız. 21 aralıkta mı olur başka bir günde mi bilmiyorum ama aralık ocak ayları içerisinde en azından 2013ün başlarında bu enerjisel geçişin olacağını bekliyorum, hissediyorum. Bunlar tamamen ruhsal olgular. Bunları seziyoruz ama hayatı bir kenara atmıyoruz... Bir yandan vizelere çalışıp, projelerle ve kişisel gelişimle ilgileniyoruz... Olaya fiziksel açıdan bakmayın ama ruhsal değişimlerin genelde fiziksel belirtilerle geldiğini de unutmayın, küçük depremler gibi. Örnek vereyim, son 4-5 yıldır enerjinin çok hızlı değişim gösterdiğini söylemiştim, Marmara Üniversitesi Öğretim görevlisi Tanfer Dinler şöyle diyor " “Dünyanın 600 yıllık değişimi son 20 yıla eşdeğerdir. Her şey çok hızlı değişmektedir. İklimler değişiyor. Doğal felaketler artıyor. Doğal felaketlerin şiddetleri artıyor. Bugün bilim adamları ve uzmanların tahminleri artık tutmuyor. Deprem olmaz denilen yerlerde depremler oluyor. Kasırga olmaz denilen yerlerde kasırgalar meydana geliyor.” Sadece bu beyde değil başka bir ünlü bir bilim adamı da son 5-6 yılda yaşanan felaketlerin sıklığının Dünya'nın tarihi boyunca çok nadir olduğunu bu yüzden bunlara tanık oldukları için çok şanslı olduklarını dile getirdi... Ruhsal değişimin fiziksel yansıması da bunlar işte... Şöyle bir zihninizi kurcalayın son 10 yıla gidin, neler değişti dünya'da bir gözden geçirin bakalım, neler fark edeceksiniz Panik olmaya gerek yok, hayata devam etmek gerekiyor. Geçişler bir günü değil bir dönemi ve süreci kapsar çünkü. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
qbatman Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2013 1-Zaten bu olayların hepsi kehanettir. 2-Ayrıca sen nereden biliyorsun bu da o aptal örgütün oyunu olduğunu ve bizden olacak gerçekleri saklamadığını.Diyelim bu adamlar Dünya nüfusunu 3.5 milyon a indirmek istiyorlar.Peki böyle bir bilgi nasıl oluyorda halk öğreniyor?Hani bu örgüt ve planları çok gizliydi neden her filmde kendilerini gösteriyorlar. Ayrıca neden her seferinde Foton kuşağını ve Niburu gezegenini abartılı şekilde yalanlıyorlar.Daha önce de kehanetler ortaya atıldı ama bilim adamlarının umrunda değildi. O zaman dediğin gibi ya çok kötü bir olay olacak o tarihte(savaş,sahte ufo saldırısı felan)Yada gizlemek istedikleri bir olay var. Kendi görüşüme gelince ben foton çağına inanıyorum! uu sen kaşındın. Hiç uzun uzadıya yazmayı sevmem. 1: tutmadı 21 aralık kehaneti. (En azından ekonomiyi canlandırmış oldum ve uzun bir süre erzak almama gerek kalmayacak) 2: Bak bu videoyu izle: Bill Gates Admits Vaccines Are Used for Human Depopulation - YouTube diyor ki: "The world today has 6.8 billion people. That`s heading up to about nine billion. Now if we do a really great job on new vaccines, health care, reproductive health services, we could lower that (number of 9 billion) by perhaps 10 or 15 percent. But there we see an increase of about 1.3 (billion)" Yani: Bugün, dünyada 6.8 milyar insan var. Bu, 9 milyara kadar ilerleyecek. Şimdi, Eğer biz, sağlık ve üreme sağlığı merkezleri bu aşılar konusunda gerçekten güzeş işler yaparsak, dünya nüfusunu %10-15 azaltabiliriz. Ama şu anda, dünyanın nüfusunun 1.3 milyar kadar artacağını düşünüyoruz. Demin okuduğun sözler Bill Gates'in ağzından çıkan sözlerdir. He bir de bir halka gerçeği yedirmenin 3 aşaması vardır. gerçeğin kabul aşamaları; 1- dalga geç 2- şiddetle reddet 3- kabul et Adamlar artık bize ağır ağır ifşa oluyorlar demişsin. İşte bu da onun gibi birşey. Adamlar ifşa oluyorlar ama bunu sadece "eğlence endüstrisi" gibi yapıyorlar. Şu 21 Aralık ile de ilgili konuşmak isterim biraz. Farkında mısın bize yıllardır bu konu empoze ediliyor. Spiritüalist kesimlerden başladı, UFO'cu kardeşlerimize de empoze ettiler. yok Ashtar Sheran gelecekmiş, yok 5. boyutta gemileri bekliyormuş da bizi gelip dünya boyutundaki gemilere alacaklarmış da... Bizim halkımız bunu yemedi. Yiyenlerin büyük kısmı da dönüş yaşadı. Mesela ben de ağır derecede dünya dışı varlıklara inanırdım. Ama bir süre sonra gözümün önüne sokulan gerçeği görmem zaman alsa da, gayet bariz şekilde görüyorum bugün. Her neyse, eğer halkın büyük çoğunluğu bilinçliyken böyle birşey yapsaydılar, ortaya çıkacak karışıklığı siz düşünün. İstedikleri kadar ajanları olsun şuları olsun buları olsun. İnsanlar artık bunları yemiyor. Zaten çok zaman sonra çaresiz kalacakları için 3. Dünya Savaşı'nı başlatacaklar(bak buna, bizimkisi gibi bir ülkede bile birkaç tayyip şakşakçısı hariç insanları ikna edemediler...) 3: Yalanlayacaklar tabi ben kaç saattir ne anlatıyorum. Yediremediler millete. E hani Blue Beam projesi vardı. Nooldu? O kadar milyar dolarlık yatırımlar yaptılar, ama şu an halk neyin ne olduğunu biliyor diye kulanmıyorlar. Yani kısaca, 21 Aralık İlluminati'nin doomsday'i olacak Yazdıklarım biraz bilgi kirliliği gibi gözüküyor olabilir Ne yazık ki adamakıllı metin hazırlama yeteneğine sahip değilim. Sürekli konudan konuya atlıyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.