Hey You Oluşturma zamanı: Kasım 2, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 2, 2012 Felsefe dersinde hoca okudu işin içinden çıkamadım, sizinlede paylaşayım dedim Yoksul bir genç avukatlık yaptıgında ilk davayı kazanması durumunda parasını vermek üzere bir sofisten hukuk dersleri alır. Dersler biter uyanık ögrenci avukatlık yapmayacagını bu yüzden hocasına para yerine havasını alacagını söyler. Bunun üzerine hoca ögrencisini mahkemeye verir. Hoca davasını şöyle savunur: Eger davayı ben kazanırsam davayı kazandıgım için özel ders ücretlerini almaya hak kazanırım. Yok eğer davayı kaybedersem öğrencim ilk davasını kazandıgı için aramızdaki sözleşmeye göre ücretimi almaya hak kazanırım. Uyanık öğrenci hocasını hocasının mantıgıyla vurur: Eger davayı ben kazanırsam davayı kazandıgım için özel ders ücretini vermekten kurtulurum. Yok eger davayı kaybedersem ilk davamı kaybettıgım için aramızdaki sözleşmeye göre özel ders ücretini vermekten kurtulurum. Sizce davayı kim kazanmıştır ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackmax053 Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 Hoca Kazanması Gerek... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hey You Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 Ama hoca kazanırsa öğrenci parayı ödemeyecek? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ptahba Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 kim kazanmıştır bilinemez ama eğer hoca kazanırsa parasını alması gerekir. 1. Eğer hoca ve öğrencinin arasında yazılı bir anlaşma varsa; hukuk kanunların yanısıra hayatın akışına uygunluğuda dikkate alır. Bir insanın diğerine karşılıksız ders vermesi hayatın akışına terstir dolayısı ile anlaşmayı geçersiz kılar. Eğer yazılı bir anlaşma yoksa hoca öğrencisinin eğitim almadan kendisini savunacak bilgiye erişemeyeceğini savunarak haklı çıkabilir bu durumda aralarındaki anlaşma sözel bile olsa, hatta bu anlaşmaya tanıklık eden bile varsa başa anlaşmanın hayatın akışına ters olması durumuna döneriz. 2. Felsefi açıdan ise hoca kandırılmıştır zira; hoca bu dersi verirken çıkış noktası şudur; Ben o kadar iyi eğitim veriyorum ki öğrencim kesin ilk aldığı davayı kazanacak ve bana ödeme yapacaktır. Hiçbir insan başarısız olacağı savı ile bir işe başlamaz insan psikolojisine ters bir durum zira. Bu durumda hoca ödeme almayı bekler ve öğrencisinin başarılı olacağına ilişkin inancı olmayacağına ilişkin kuşkularına ağır basmaktadır. Ancak her koşulda hocanın beklentisi öğrencisinin dava alıp denemesi üzerinedir. Öğrenci verdiği sözün aksine dava almayacağını ifade ederek hocayı kandırmış olur ki buna zaten dolandırıcılık denir ve yasalarca suçtur Bu durumda öğrenci sadece derslerin ücretini ödemekle kalmamalı üstelik hapis cezası istemi ile rargılanmalıdır. Ancak tüm bunlar gereksiz bu durumda öğrencinin biraz da akılsız olduğunu anlıyoruz zira öğrenci ilk davasını alır, bilinçli olarak kaybederek yükümlülüğünden kurtulmuş olurdu. Yaptığı yine dolandırıcılık olur ama ispatlaması çok ama çok daha zor olurdu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackmax053 Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 ne dogru nede yanlış bu şöyle bişey istanbullu bir adam istanbullular çok yalan konuşur der gibi adam dogru söylüyorsa kendide yalancı ama istanbulda olduğu için yalan söylüyor bu olaya PARADOX deniyor bir örnek daha vereyim Kralın paradoksu: Kral ülkenin yalancıları arasında bir yarışma açtı. "İşte bu yalan," diyebileceği bir yalan uydurana bir küp altın vadetti. Yalancılar akın akın saraya gelip yalanlarını söylediler, fakat yalanlar ne kadar akıl almaz olursa olsun kral hep, "olabilir, niye olmasın ..." gibi cevaplar veriyordu. Böylece hem eğleniyor, hem de bir küp altından olmuyordu. Derken kahramanımız elinde boş bir küple huzura çıktı ve konuştu: "-Rahmetli dedeniz bir savaşa çıkacaktı, ancak o günlerde hazinede yeterli para yoktu. Dedeniz dedemden bu küple bir küp altın borç aldı ve 'bu borcumu torunum torununa ödeyecek,' diye söz verdi. Şimdi, dedenizin borcunu bana ödemeniz için buraya geldim." Kral, "işte bu kuyruklu bir yalan!" deyince adam, "o halde ödülümü alayım," dedi. Kral, "ımm şeyy doğru da olabilir" deyince adam, "o halde borcunuzu ödeyin" dedi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dawnofrelic Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 2, 2012 Meksika açmazı gibi dava. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Fade To Black Yanıtlama zamanı: Kasım 4, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 4, 2012 ben yargıç olsaydım Hocanın açtığı davaya takipsizlik verirdim dava düşerdi Çünkü öğrenci avukatlık yapacağını taahhüt etmemiş..avukatlık yapar-sa denmiş dolayısıyla öğrenci avukatlık yapmadığı için anlaşma hala devam ediyor durumunda yani dava edilecek bir durum yok ortada..dava direkt düşer Düşen bir davada davayı açan kişi kaybetti kabul ediliyorsa Davayı kaybeden hoca, kazanan da öğrenci olacağına göre Bu dava düştükten sonra anlaşma sonuçlanmış olur Yani Öğrenci davayı kazandığı için para ödemez not : hukukçu falan değilim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sweet poison Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2012 Öyle bir anlaşma yaptıysa hoca o parayı alamaz.Dava açmadan önce iyi düşünseydi.Kırkayaklığın lüzumu yok Hem kazanırsa diye ona güvenerek adım mı atılır ? Madem parası yok hiç bu işe girmesin dimi ? Hoca akılsız başının cezasını çeksin şimdi.Normal hayatta da ders almamız için bişeyleri bazen kaybetmek gerekir.Bu da hoca için o kayıplardan biri oldu.Normalde nasıl olurdu bilmem ama benim adaletim böyle çalışır. Bunu yöntemi günlük hayatta kullanmak lazım.Sevdim ben bunu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
legolas Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2012 Hoca kazanmistir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sweet poison Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2012 Hoca nasıl kazanıyor ? Genç davayı kaybederse ilk davasını kazanamadığı için ödemiyor.Kazanırsa zaten ödemiyor.Bence hoca onun keyfini bekleyecek.Ne zaman avukatlık yapmak isterse o zaman ödeyecek Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
illusion Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2012 işte bunlar hep hukuk. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
HiDDeTxLG1 Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 11, 2012 Bir paradox için bu kadar yorum .Zenon sağolsun.Konuş konuş başa dön...Sadece zeka yolu ile bakarsanız bir sonuç çıkmaz.Hislerinizi kullanırsanız hocanın emekleri dolayısıyla hoca kazanır dersiniz.Paradoxların Antik yunanı aşırı derecede oyalamasının nedeni din olmamasıdır.321 yılında Pavlus dini getirmeden önce; Bir camii(Camii örnektir.Yaratıcının varlığını şuur yoluyla bulmuşlar ancak ismini falan bilmiyorlar.Bu Camii dediğim mekanlarda onu düşünüyorlar.)ve kapısında şu yazı ''Bilmediğimiz Tanrıya''. Pavlus'un anahtarıda bu olmuştu.''Size bilmediğiniz Tanrıyı anlatacağım'' sözleri çok etkilemişti Yunan halkını. Paradoxlar daima var olmasına karşın,bu çıkmazları ''Paradox'' başlığı altında toplayan filozof Zenon'dur.Çok ünlü paradoxların sahibidir... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
electra Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2012 Parasını verecek derken orda bir eksiklik var sanki.. Davayı kazanırsa hoca bilgi verdiğinden parasını alır;öğrenci kaybederse bilgi alamadığı için para vermez hocasına. Davayı kaybederse hoca bilgi verip öğrencisi kazandığı için parasını alır; öğrenci ise davayı kazandığı için bilginin karşılığını vermeyeceğini söyler.Eğer soruda kullandığın "para" "özel ders" ücreti anlamına geliyorsa yani aynı anlamda ise davayı hoca kazanır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Brn61 Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2012 ne dogru nede yanlış bu şöyle bişey istanbullu bir adam istanbullular çok yalan konuşur der gibi adam dogru söylüyorsa kendide yalancı ama istanbulda olduğu için yalan söylüyor bu olaya PARADOX deniyor bir örnek daha vereyim Kralın paradoksu: Kral ülkenin yalancıları arasında bir yarışma açtı. "İşte bu yalan," diyebileceği bir yalan uydurana bir küp altın vadetti. Yalancılar akın akın saraya gelip yalanlarını söylediler, fakat yalanlar ne kadar akıl almaz olursa olsun kral hep, "olabilir, niye olmasın ..." gibi cevaplar veriyordu. Böylece hem eğleniyor, hem de bir küp altından olmuyordu. Derken kahramanımız elinde boş bir küple huzura çıktı ve konuştu: "-Rahmetli dedeniz bir savaşa çıkacaktı, ancak o günlerde hazinede yeterli para yoktu. Dedeniz dedemden bu küple bir küp altın borç aldı ve 'bu borcumu torunum torununa ödeyecek,' diye söz verdi. Şimdi, dedenizin borcunu bana ödemeniz için buraya geldim." Kral, "işte bu kuyruklu bir yalan!" deyince adam, "o halde ödülümü alayım," dedi. Kral, "ımm şeyy doğru da olabilir" deyince adam, "o halde borcunuzu ödeyin" dedi Vayy çok güzelmiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Purple Angel Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2012 uyanık öğrenci kesin kesin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
efIatun Yanıtlama zamanı: Aralık 16, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 16, 2012 böyle bir davanın hakimi olsam mesleği bırakırım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kraken Yanıtlama zamanı: Aralık 16, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 16, 2012 Hoca kazanır çünki öğrenci davayı avukat olarak kazanması gerekir sanık olarak değil. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.