Jump to content

Uzay Çağından Önceki SETİ


nevermore

Önerilen Mesajlar

Dünya Dışı Zekâ Araştırma (SETI)'ları yaklaşık 35 yıl önce başladı. Tohumu atanlar ise, Giuseppe Cocconi ile Philip Morrison'un 1959'daki (Nature dergisinde çıkan "Yıldızlararası iletişimleri Araştırmak konulu) yazıları ile. Frank Drake'in 1960'daki Ozmo Projesi adlı araştırmasıydı. Ancak çok sayıda SETİ meraklıları bile bu yıldızlar arası iletişim çağının (ilk başlarda böyle deniliyordu) renkli bir gezegenler arası radyo iletişimi dönemiyle başladığını bilmezler.

Öyle bir dönem ki, şu anki enkarnasyonu olan SETI'nin hayatta kalmasıyla ilgilenenler için paralelliklerle, zıtlıklarla, hatta bazı derslerle doluydu.

 

Radyonun Öncüleri: Tesla ve Marconi

Ay'a veya Mars'a görsel sinyaller gönderilebileceği fikri 19.yy'da yaygın olmasına rağmen, halkın büyülendiği ve birkaç radyo öncüsünün ilk ilgilerini çeken asıl şey. Dünya ile uzaydaki bu nesneler arasında bir radyo iletişimi fikri idi. Radyo dalgalarının varlığını ilk kez sergileyen Alman fizikçi Heinrich Hertz 1894'de öldü ama çalışmalarının dünya dışı iletişimdeki uygulamalarını göremeyecek kadar erken bir ölümdü bu. Fakat çağdaşları olan Nicola Tesla ve Guglielmo Marconi, sadece Dünya ötesi iletişim için radyo teknolojisinin kullanımını önceden görmekle kalmadılar, aynı zamanda zeki kaynaklı sinyalleri gerçekten saptadıklarına inanıyorlardı.

 

Bu fikri 1901'de, sürekli olağanüstü şartlar altında, İlk yayınlayan kişi, Sırbistan doğumlu Amerikalı fizikçi ve mühendis Tesla oldu. 1899-1900 yıllarında Colorado Springs'deki laboratuarından deneyleri sırasında, Tesla, "Beni pozitif yönde dehşete düşürdüler çünki onlarda, doğaüstü demek istemem, ama sır dolu bir şey vardı." diyecek kadar sıradışı elektriksel karışıklıklar gözlemledi.

http://www.spiritualizm.com/A1/makaleler/grafik/seti-sekiller-uzay0001.jpg

 

Tesla, elektriksel karışıklıkları Güneşin, kuzey yarımküredeki auroraların ve yeryüzünün kendisinin yarattığını biliyordu; yeni sinyaller ise bunların yarattıklarından daha düzenliydi. 1901'de şöyle rapor etmişti bunları:

"Gözlemiş olduğum karışıklıkların zeki bir kontrolün etkisi altında meydana gelmiş olabileceği birdenbire zihnimde uyandı. Anlamlarını deşifre edemesem de, tümüyle tesadüfi olduklarını düşünmek bana göre mümkün değildi. Bir gezegenin başka bir gezegeni selâmlamasını duyanın ilk ben olduğum duygusu hep içimde büyüyordu."

 

Tesla yoğun ve daha sonra inzivaî bir yaşam sürmeye başladı ve bu fikrinin peşinden hiç koşmadı. Astronomlar şüpheliydi ve gezegenler arası radyo iletişiminin daha sürekli bir biçimde yeniden canlandırılmasını onlar değil, büyük Marconi sağladı. Marconi radyo iletişimi alanındaki çalışmaları ile dünyanın en tanınmış bilim adamıydı. 20 Ocak 1919 tarihli The New York Times gazetesi "Marconi'nin Umudu, Yıldızlara Radyo Sinyalleri Göndermek" başlıklı bir makale yayınladı. (Şekil 1) Kendisine, eter dalgalarının sonsuzluğuna inanıp inanmadığı sorulduğunda cevabı şu olmuştu: "Evet, inanıyorum. On yıl önce gönderdiğim mesajlar en yakın yıldızların bazılarına henüz ulaşmadı. O mesajlar oralara ulaştığında neden dursunlar ki?"

 

Gittikçe zayıflayan radyo sinyallerini, asla sona ermeyen sürekli ondalık sinyallerle karşılaştırdığında, radyasyonun bu özelliğiyle ilgili olarak şunu diyordu: "Gelecekte çok büyük bir şey olacağına dair umutlarım var... Bir gün diğer yıldızlardaki zeki varlıklarla iletişim mümkün olabilir ve bizimkinden çok daha yaşlı gezegenlerin çoğunda, mutlaka, bizler için sonsuz değerde bilgilere sahip varlıklar yaşıyordur. " Marconi sık sık, "dünyanın çok ötelerinde bir yerden geliyor gibi gözüken, eterden çıkan güçlü sinyaller aldığını, bunların muhtemelen yıldızlardan çıktığını" kabul ediyordu.

 

Bu fikirler 27 Ocak 1920 tarihli New York Times gazetesinde daha detaylı olarak tekrar edildi. Yazıda Marconi bu sinyallerde sık sık Mors kodu harflerinin meydana geldiğini fakat hiçbir mesajın deşifre edilmediğini belirtiyordu. Bu sinyaller Londra ve New York alıcı istasyonlarında aynı anda meydana geldiği için ve eşit yoğunlukta oldukları için, Marconi onların çok uzak mesafelerden kaynaklandığı sonucuna vardı. "Kaynağa dair en ufak bir kanaatimiz henüz yok." derken, Güneşten de gelebileceğini ima ediyordu. Kaynağın diğer gezegenler olabileceğine dair ısrarlı davranan Marconi değil, basındı. Marconi, "Bunun olabilirliğini gözardı etmiyorum ama, hiçbir kanıt yok. Konuyu, belirli bir açıklama yapmadan önce daha ayrıntılı araştırmalıyız" diyordu.

 

Sonraki birkaç hafta boyunca, The New York Times, bazen ön sayfada olmak üzere, hemen hemen her gün öyküyü sunmaya devam etti. Radyo mühendisleri sinyallerin zeki hayatın olduğu bir gezegenden değil, Güneşin sebep olduğu atmosferik karışıklıklardan çıktığına kaniydiler.

 

Tartışma Avrupa'ya da sıçradı ve Fransız Bilimler Akademisi, uzaysal bir cisme sinyal gönderip cevap almak için en iyi aracın yapımına 100.000 franklık bir ödül koymayı kararlaştırdı. Albert Einstein'dan başka hiçbir bilim adamı Mars ve diğer gezegenlerin meskûn olabileceğine inandığını belirtmedi. Ama Marconi'nin sinyalleri muhtemelen ya atmosferik karışıklıklardan ya da diğer telsiz sistemleriyle yapılan deneylerden ötürü meydana gelmişti. Einstein ayrıca, eğer diğer gezegenlerdeki zeki varlıklar Dünya ile iletişim kurmaya kalkışırsa, daha kolay kontrol edilen ışık ışını kullanmaları gerekirdi, diye ekliyordu. Bu yüzden Einstein, optik SETİ'nin ilk savunucularından olmuştu.

 

İki hafta sonraki Scientific American dergisi, Marslılara ait hiçbir kanıt bulunmamasına rağmen, Marconi'nin varsayımlarının gözardı edilmemesi gerektiğini yazıyordu. Bir ay sonra yine aynı dergide "Mars'a Neler Söyleyeceğiz?" başlıklı bir makale çıktı. Makale, ortak bir dil konuşulmuyorsa, nokta ve çizgilerle bilginin nasıl gönderilebileceğini saptamaya yönelik bir şekli yayınlıyordu. (Şekil 2)

http://www.spiritualizm.com/A1/makaleler/grafik/seti-sekiller-uzay0002.jpg

 

Marconi'nı'n gezegenler arası iletişime olan ilgisi ingiltere, Southampton'dan New York kentine, yüzen bir laboratuar hâline getirdiği Elettra adıyla yatıyla giderken doruğa ulaştı. Tarih 1922'ydi. The New York Times, onun Atlantiği geçerken birçok elektrik deneyi yaptığını, özellikle Mars'tan gelen sinyalleri dinlediğini yazıyordu. Marconi, "Sinyallerin elektronların titreşim hâlinde olduğu evrenin herhangi bir yöresinden gelmiş olabileceğini" kabul etti. Fakat ilginçtir ki. New York'a varışından birkaç gün sonra Radyo Mühendisleri Enstitüsü ve Amerikan Elektrik Mühendisleri Enstitüsü'nde radyo-telgraf üzerine yaptığı konuşmalarda bu konuya hiç değinmedi.

David P.Todd, Balonla Seti ve Diğer Tasarılar

Marconi'nin heyecanlı günleri sürerken, öykünün bir başka örgüsü gelişiyordu: gezegenler arası telsiz iletişiminin bir balondan yapılması fikri. Hayal gücünün çarpıcı bir teknolojiyle birleşmiş olduğu bu cesur atılımın öncüsü astronom David P.Todd idi. 1909'larda , Todd, Marslıların Dünyayla Hertz dalgaları kullanarak haberleşebileceğini öne sürmüştü. Atmosferik etkileri yok etmek için de en hassas telsiz alıcıları bir balonla yükseklere taşınabilirdi.

 

1920'de The New York Times, Todd'un "bu teşebbüs üzerinde her açıdan 5 yıl süren araştırma hazırlıklarından sonra", 23 Nisan'da, Mars'la iletişim kurmak için bir balon denemesi yapacağını bildirdi. Ne yazık ki, Todd'un hevesli yolculuğunun ne olduğunu bilemiyoruz.

Sonraki günlerde Times gazetesi, yer üzerinde farklı olarak yapılan Mars'la haberleşme girişiminden söz ediyordu. Ve Todd'un balonunun yapımı sürerken "ABD hükümeti tarafından onaylanana kadar deneyin askıya alındığı" gibi kapalı bir ifade kullanıyordu. Yani SETİ olgularının üzerine yeniden gölgeler düşmüştü.

 

Balonuyla yaptığı başarı denemelerine rağmen, Todd 1924'te gezegenler arası iletişimle ilgili bir başka cesur projeye sıkıca sarıldı. The New York Times"n haberine göre, Mars'ın en yakın konumunda olduğu 22 ve 23 Ağustos'ta, radyolarını mümkün olduğu kadar uzun bir süre susturabileceklerine dair ABD Kara ve Deniz Kuvvetleri Todd'a gayriresmî bir teminat vermişti. Dünya çapında bir işbirliği elde etmek için Todd bu suskunluğu Dışişleri Bakanlığı ve birkaç konsoloslukla konuştu. Bunlara ek olarak. Kara ve Deniz Kuvvetlerindeki radyo operatörleri Mars'tan gelecek sinyalleri dinlemeye yatacak, radyo ile Mars'tan gelebilecek özel mesajları çevirmek için hazır bekleyeceklerdi. (Şekil 3)

http://www.spiritualizm.com/A1/makaleler/grafik/seti-sekiller-uzay0003.jpg

 

21 Ağustos günü, British Columbia'nın Vancouver kentindeki Point Grey telsiz istasyonu, bir önceki hafta süresince alışılmadık sinyaller aldıklarını rapor ettiler. Frekans belirli olmamasına rağmen, operatör, "Bugün gökyüzünden, her biri dört çizgiden oluşan dört farklı grup geldi" diye ifade etmişti. Sinyaller hiç bilinmeyen bir koddaydı; zayıf bir notayla başlayıp "zip" sesiyle bitiyordu. Seslere ne bir elektrik kıvılcımı ne de sürekli bir dalga neden olabilirdi. Ertesi gün sinyaller yeniden işitildi ve dört haftadan fazla bir süre günün aynı saatinde işitildiği rapor edildi. Dahası, Associated Press, "Dulwich'teki bir tepeye dikili 24 tüplük bir dinleme setini kullanan ingiliz telsiz uzmanlarının "sert noktalara benzetilen" 30 km'lik bir dalga uzunluğuna sahip sesler duyduklarını bildiriyordu.

(Kaynak: The Planetary Report, Ocak/Şubat '2005)

Çev: Ayhan TOLAYBENK

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...