kizginkuzgun Oluşturma zamanı: Kasım 3, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 3, 2012 Geçenlerde nefesin zararlı olabileceğine dair 2 soru geldi. Benzer konuda sorusu olanlar için bu sorulara verdiğim yanıtı sizlerle paylaşmak istiyorum. Sorular Şöyleydi; Soru 1:İnsanın nefes almayı unutması acaba vücudu serbest radikallerden korunmak için olabilir mi? Çok nefes alımı serbest radikalleri artırmıyor mu? Nefes alımını bu yüzden değiştirmek zararlı olmaz mı sizce? Soru 2: Bir arkadaşımla sohbet ederken aklıma bir şey takıldı. Fazla oksijenin bir oksidasyon özelliği de vardır, hepimizin bildiği gibi. Biz, fazla oksijen alarak, vücudumuzda uzun vadede oksitlenmeye neden olur muyuz? Bu sorulara verdiğim yanıt ise şöyle oldu; Bilim adamları oksidasyona serbest radikallerin neden olduğunu söylemektedir. Serbest radikaller, sağlam moleküllerden elektron çalarak, onların yapısını bozan, normal moleküllere zarar veren maddelerdir. Bağışıklık sistemimiz bazen vücudumuza giren virüs ve bakterileri yok etmek için serbest radikalleri oluşturur. Bu süreç tamamen bedeni toksinlerden arındırmak içindir. Yani bedenin faydalı olmayan serbest radikalleri bertaraf edecek doğal mekanizması vardır. Serbest radikaller sadece içsel faktörler ile değil dışsal faktörlerle de meydana gelir. Örneğin; çevre kirliliği, radyasyon, sigara dumanı ve tarım ilaçları v.b. gibi. Nefes alıp verdiğinizde bedenimize giren oksijen sebebiyle serbest radikaller artmaz. Aksine doğru nefes ile bedene giren oksijen ve karbondioksiti optimal seviyelere ulaşır. Zararlı olan saf oksijendir. Soluduğumuz hava içerisinde %20 oranında oksijen bulunduğundan oksijenin zararlarına maruz kalmamız mümkün değildir. Bilim adamları hayatımız boyunca aldığımız nefes sayısının kişinin ömrü ile ilişkisi olduğunu söyledikleri halde “Yaşlanmamak için nefes almayın “ demezler. Çünkü yaşamımızı sürdürebilmemiz için oksijenin gerekli olduğunu bilirler. Yaşlanmak doğal bir süreçtir. Yaşlanmayacağız diye nefes almayı bırakamayız. Çünkü yaşamak için oksijene ihtiyacımız var. Bir diğer önemli konu ise sinirli, endişeli ve depresyonda olan insanlar kısıtlı nefes aldıklarından normal insanlara göre daha sık nefes almak zorunda kalırlar. İdeal nefes alıp verme adeti dakikada ortalama 13-15 dür. Doğru nefes almayı öğrenerek ideal nefes alma seviyelerine ulaşırız. Ayrıca stres, öfke olduğunda beden sürekli adrenalin vb gibi hormonları salgılandığı için beden bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine daha az zaman harcar. Bu da hastalıkların bedene davet edilmesi anlamına gelir. Doğru nefes ile stres, öfke v.b gibi bizi depresyona iten sebepler dönüştürülür ve işte o zaman beden, bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine daha fazla zaman ayıracaktır. Bağışıklık sistemimiz kuvvetlendiğinde ise oksidasyonun etkisi de kolayca bertaraf edilmiş olur. Oksidasyondan korunmak, serbest radikallerin etkisini bertaraf etmek için dengeli bir yaşam, antioksidanların ağırlıklı olduğu dengeli bir beslenmeye yönelmek yapılacak en doğru şeydir. En önemlisi de bir an evvel doğru nefes almaya başlamaktır. Son olarak oksijen yetersizliğinin sebep olduğu bazı durumları bizlerle paylaşan doktorların görüşlerine yer vermek istiyorum: Dr. Otto Warburg, Nobel Laureate, Winner of the Nobel Prize in Medicine (for Cancer Research) “ Kanser vucutta oksijen seviyesinin cok düşük olduğu bir durumdur öyle ki hücreler fizyolojik kontrolülün ötesinde dejenere olmuştur. Benzer olarak, alerjinin gerçek sebebi vucutdaki oksidasyon sürecinin düşük seviyelerde gerçekleşmesidir bu da vucut’a giren yabancı maddelere karşı kişinin hassaslaşmasına sebep olmaktadır. Sadece oksidasyon mekanizmasının orijinal düzeye gelmesi ile hassasiyet giderilebilir.” Heart Disease, Ed McCabe/ Oxygen Therapies, A New Way Of Approaching Disease (1988) “Koroner kalp hastalığı, kalbe yeterli oksijenin gitmemesi sebebiyle oluşur.” Lymphatic System, Dr. Richard Lippman, Renowned Researcher “Santa Barbara, CA dan lymphologist ( lenfatik) Dr. Jack Shield nefesin lenfatik sisteme etkileri üzerine bir araştırma yapmıştır. Vücudun içerisinde kameralar kullanarak derin diyafram nefesinin kan dolaşımında vakum etkisi yaparak lenfatik sistemin temizlenmesini uyardığını gözlemlemiştir. Bu artan oranda ki toksik azalma normal hıza göre 15 kat daha fazladır.” J. Shields, MD,Lymph, Lymph Glands And Homeostasis, Vol. 25 No. 4, Kasım 92, sayfa.147-153 “Yetersiz nefes, hastalığın en bilinen sebebidir.” Dr. Andrew Weil “Tüm kronik ağrı, sıkıntı ve hastalıklar hücre seviyesinde ki oksijen yetersizliğin oluşmaktadır.” Sevgiler Gerçeğiniz arzu ve isteklerinizdir. Kaynak: Nefes Almak Zararlı Olabilir mi? | Nefes ve Yaşam Koçu Sibel Kavunoğlu | Milliyet.com.tr Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sweet poison Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 3, 2012 Sayılı nefes tükendikçe ölüme yaklaşıyorsun.Mümkün olduğunca idareli harcamak lazım Doktorlar hep ormanlık alanları,bol oksijenli yerleri tavsiye ediyorlar.Büyük şehirlerde insan vücudunun alması gereken oksijen miktarı %20 ortanı yetersiz kalıyor.Kanser hastalığının da yukarıda belirttiği gibi oksijen yetersizliği yani şehirlerdeki pis hava ve tatlı diyor doktorlar.Kanser hücreleri en çok bunları seviyormuş.Bunlarla besleniyormuş. Teşekkürler yayınladığın bilgiler için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.