Jump to content

Yogi Kazım Gürbüz


kizginkuzgun

Önerilen Mesajlar

Yoga ustası aile

Yıl 1968, genç kadının babasız büyüttüğü 10 yaşındaki kızı çocuk felci. Bacakları çelimsiz ve incecik... Demir ayakkabılar giyiyor. Doktor doktor çare arayan kadının, bir gün rüyasına bir adam girer. Heybetli, güçlü bir adam. Adam “kızını iyileştirebilirim” der kadına. Kadın rüyasındaki yüzden öyle etkilenir ki, Tabipler Odası’na gidip, doktor resimlerine bakmayı düşünür. Ancak kapı çalınır, komşusu “çocukların okuluna bir zat gelmiş, bedeniyle gösteri yapıyormuş. Sakatları, felçlileri iyileştirebildiğini söylüyormuş” der. Kadın okula koşturur. Onu görünce, rüyasındaki adam olduğunu anlar, kızını ona teslim eder. Bir süre sonra küçük kız demir ayakkabılarını atar, incelen bacağı kalınlaşır ve yürümeye başlar. Adam artık onun ‘Yogi dayısı’ olmuştur, annesinin de manevi kardeşi...

Yaşanmış bu hikayeyi yeni duydum. Öyküdeki küçük kızı da tanıyorum ama bazı nedenlerden ötürü ismini veremiyorum. İnsan böyle bir hikayeyi duyduğunda, onun kahramanıyla tanışmak istiyor ve ben de öyle yaptım. Türkiye’de bir dönem mucize adam olarak ünlenen, kralları, kraliçeleri, ünlüleri iyileştiren 87 yaşındaki Kazım Gürbüz ya da bilinen ismiyle Yogi Kazım’la tanıştım. Halihazırda öğretisini sürdüren Yogi Kazım bir dönem hem Türkiye hem de dünya basınını kasıp kavurmuş. Eşi Ülkü ve kızı Hikmet de onun yolundan gidiyor, ikisi de yoga öğretiyor. Ama gelin isterseniz hikayenin başından başlayalım!

 

HİMALAYALAR’DA 20 YIL

Hayatı başlı başına roman, film konusu olabilecek Yogi Kazım 1920’de Adana’da doğar. 10 yaşındayken dedesi Taşkentli Yogi Seyit Ali onu Himalayalar’a götürür. Burada hocası Sivam Simavi tarafından 20 yıl süren bir ‘ruh ve bedeni denetim’ dersi alır. O dönemle ilgili açıklama yapmayı sevmeyen Kazım Gürbüz sadece bütün dünya nimetlerinden mahrum olduğunu söylüyor. Yalnızca meyve yiyerek geçirdiği zamanlar olduğunu anlatıyor ve “Bir nevi üniversite okuyorsun. Bilinçaltı diploması alıyorsun. Bedenin bilinmeyenlerini bilinçaltına programladım” diyor ve ekliyor “Tanıyanlar bilir, bakarsınız su içmem, yemek yemem. Dalmışım. Çiftliğimize gider, doğayla toprakla enerji alışverişi yaparım” diyor.

 

Uzun eğitimden sonra, Türkiye’ye dönen Yogi Kazım fizik tedavi ve yoga derslerine başlar. O sıralarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın izniyle Türkiye’nin çeşitli okullarında çocuklara yoga dersleri de verir. Zaten küçük kızla tanışması da bu sayede olur. Almanya’ya ve İngiltere’ye gider. Almanya’da bir yoga okulu açar. Nortwest Üniversitesi’nde de ders verir. Basının göz bebeğidir. Gün geçmez ki hakkında bir haber çıkmasın. Birçok felçli insanı tedavi eder. Suud Kralı İbni Suud’u ve Hollanda Kraliçesi Juliana’yı iyileştirmesi büyük haber olur. Ama asıl ününü 1984 yılında, felçli Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Felix Bolgav’ı dört gün içinde yürütmesiyle yapar. O artık bir efsanedir.

 

CEM BOYNER, MERMERCİLER

 

VE MUHAMMED ALİ

 

Bild, Quick, Stern gibi gazete ve dergilerde adından söz edilir. Dünyanın birçok ülkesine tedavi için çağrılır. Kontları, kontesleri iyileştirir, kaymak tabakadan birçok dostu vardır. Konuşmanın bir yerinde, hoca herkesin bir misyonu olduğunu söylüyor ve konu Sakıp Sabancı’ya geliyor, ondan dostum diye bahsediyor. “Benim çok dostlarım vardır” diyor, Cem Boyner’le, Mermerci ailesiyle tanıştığını anlatıyor. Şu sıralarda öğrenci yetiştiren hocanın en önemli öğrencilerinden biri, türkücü İzzet Altnmeşe. Meğer Müslüm Gürses de bir ara hocanın rahle-i tedrisinden geçmiş. “Müslüm küçücüktü elime geldiğinde” diyor.

 

Almanya’dayken ünlü boksör Muhammed Ali Clay’le de bir süre çalışmış. Çok daha sonra Muhammed Ali, parkinsona yakalanınca Türkiye’ye gelip hocanın tedavi etmesini istemiş ancak “Çok işime karıştılar, doktorları seanslarda bulunmak istedi. Bu sonuçta ruhsal bir durum, o yüzden olmadı” diye anlatıyor. Bunlar onun yaşadıklarının bir parçası ama kuşkusuz onun mucizelerinden biri de geçirdiği kazadan sonra kendisini iyileştirmesi.

 

Yıllardan 1961’dir, büyük bir trafik kazası geçirir. Beli kırılır, belden aşağısı tamamen felçtir. Doktorlar durum tümmüyle ümitsiz derler...

 

“İrade haricinde, bedenimin tüm merkezlerini kontrol eden biriyken kaza geçirdim. Sakatlığa, ölüme mahkum oldum. Belden aşağım tutmuyordu. O zaman dedim ki ‘bedene hakimiyet mesleğimse, bunu yenmeliyim’. Kendi üzerimde deneyler yaptım. Gördüm ki, ruh dediğimiz o muhteşem enerjiyi, enerji olmayan yere gönderebilirsek, kaybettiğimiz şeyleri yeniden üretebiliyoruz. Tıbba göre bu mümkün değil. Ama mümkün. Bunu yapan insanın beynindeki güç değil mi? O zaman bu gücü niçin kendi bedenimizde kullanmıyoruz. Ben başardım. Başarmak isteyen de başarabilir. ”

 

Birçok mucizeye imza atan Yogi Kazım yaptıklarının bir bilim olarak incelenmesini istiyor. 87 yaşında olmasına rağmen 50’lilerinde gösteriyor. Jipine atlıyor, köpeğiyle geziyor. Bedenini 60 santime kadar küçültebiliyor. Gürbüz’e “Yogi ne demek?” diye sorduğumda “Yogi ileri derecede tekamül etmiş keşiş anlamına gelir. Ama ben Türk ve Müslüman’ım. Avrupa’da Türk olmasaydım, bir numara olabileceğimi söylüyorlardı.”

 

Birkaç yıl önce İngiltere’de kendisine kanser teşhisi konmuş. Apar topar ameliyata alınmış ve vücudunu açtıklarında sol böbrek üstü bezini, pankreasın bir bölümünü, dalağını almışlar. Ve teşhisi koymuşlar; kesinlikle spor yapamaz, çok da uzun yaşamaz. “Doktorlara, görüyorsunuz sapasağlamım hani benim gibi insan spor yapamazdı. Benim üzerimde deney yapın dedim. Ama yapmadılar” diyor. Peki bu güç nereden geliyor? “Kuran’da, ‘merak mı ediyorsunuz arayın bulun, ben size sonsuz güç verdim, hiçbir yarattığıma vermediğim ruhumun zerresini size verdim’ deniyor. Evrende, bir insan ömrünün çözmeye yetmeyeceği kadar çok gerçek var. Bizim için sır olan bu gerçekleri yeryüzündeki bilim nasıl buluyorsa, insan muhayyilesi de bulabilir. Ömrüm yeryüzünde kalmama müsaade ettiğince hepsini anlatacağım. Kanseri yok eden de beyindeki güç... Ben diyorum ki bedende sayısız düşman var. Selülit de fazla kilo da bedenin düşmanı. Gazlar, toksinler… Enerjinin besleme yollarını yok ediyor.

 

ENERJİSİ YÜKSEK BİR AİLE

 

Yogi Kazım’ın eşi de yoga hocası. 20 yaşında evlenen ve şu anda 50 yaşında olan Ülkü Gürbüz, ikisi erkek biri kız üç çocuk annesi. Kızları Hikmet de yoga ile uğraşıyor. 1976 yılından beri yogayla ilgilenen Ülkü Gürbüz, Yogi Kazım’ın özel sisteminin yanı sıra Hindistan’daki Vivekananda Yoga Üniversitesi’nden de diploma almış. Şu anda kızı Hikmet ile birlikte Nirvana adında bir salon işletiyor. Aynı zamanda Bahçeşehir Belediyesi’nde yoga dersi veriyor. Haftada bir gün Beko çalışanlarına iş çıkışı yoga öğretiyor.

 

Ülkü Gürbüz kocasıyla birlikte birçok seyahate gitmiş, Kuveyt’de, El Sabah ailesinin kızkardeşlerinin tedavisine gitmişler. Eskiden Montana’da hem kayak yapar hem de orada kalanların bakımıyla ilgilenirlermiş. Gürbüz yoganın ona büyük bir huzur verdiğini söylüyor. Profesyonelliğin yanı sıra haftada iki gün de kendisi için yoga yaptığını anlatıyor.

 

29 yaşındaki kızları Hikmet de aile mesleğini seçmiş. O da babası ve annesinin yolundan gidiyor. Gerçekten enerjileri yüksek, inanılmaz sağlıklı, tatlı bir aile... İnsanın kalkıp hemen yogaya başlayası geliyor!

--------------------------------------------------------------------------------

 

Stres yaşı 3’e indi

 

“29 yaşındayım. 30 senedir yoga ile uğraşıyorum. Çünkü annemin karnındayken başlamış yoga serüvenim. İki aylık bir kızım var. O da benim karnımdayken yoga yaptı. Hiç bırakmadım yogayı. Şimdi de anaokullarına, 3-5 yaş arası çocuklara ve ilkokul öğrencilerine yoga dersi veriyorum. Günümüzde öyle oldu ki, stres yaşı 3’e indi. O yaşta çocuklar bile esnekliklerini kaybediyorlar. Onlara aslında bildikleri ama büyüdükçe unuttukları doğru nefes almayı öğretiyoruz. Hayal kurduruyoruz. İlk yoga eğitimimi babamdan aldım ama sürekli kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yoga bence kendini bulmaktır, neden yaşıyorum diye düşünmek ve cevabında mutlu, huzurlu olmayı seçmektir. Huzurdan ayrılmamak yoga demektir, huzuru arayan ve bulan insan da gerçek bir yogidir”.

 

--------------------------------------------------------------------------------

Evrenin sırlarını arıyorum

 

Yogi Kazım bütün şifaları kendi üzerimde denediğini sonra sonra insanlara ilettiğini söylüyor. “Kızım yogaya yöneldi. Kendisi istedi. O da bilir ki, bu işte zirve yoktur. Bedenimizde bir sistem var, buna tıp sinir sistemi diyor, o sistem olmasaydı enerji nasıl bedeni beslerdi? Vücuda bakmayıp ihmal ettiğinizde ruh dediğimiz enerji, sistemi besleyemiyor ve ömür kısalıyor. Kızımla eşim benim sistemimi sürdürüyor ama yakında bir olay daha yaratacağım. Zamanım var, daha gencim.”

 

Yogi Kazım sayısız felçli hastaya yardım etmiş, çok insanı ayağa kaldırmış ama şu anda bu işi yapmıyor, çünkü yetişemiyor ve nedenini şöyle açıklıyor: “İnsanlar sokaklarda yattı, kapımın önüde kuyruk oldu ama artık yardımcı olamıyorum. Şu anda sağlıklı ve mutlu yaşamakla ilgileniyorum. Vaktimi evrenin sırlarını aramakla geçiriyorum” .

 

AYCAN SAROĞLU

 

nazirella tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...