Düşünce ile hareket edebilen yapay el

http://www.hurriyet.com.tr/_np/6329/18736329.jpg

Düşünce ile “kumanda edilebilen yapay el”, felçli bir kadına hareket özgürlüğü kazandırdı.

http://www.hurriyet.com.tr/p/spacer.gif

ABD'nin Pittsburgh Üniversitesi'nden Andrew Schwartz ve ekibi, diğer sistemlerden farklı olarak, bilgisayarda beynin uzuvların kontrolünü sağlama şeklini taklit eden bir algoritma programı kullandı.

İnce elektrotlar aracılığıyla beynin hareketlerden sorumlu bölgesi tarafından gönderilen sinyallerin “robot el” tarafından tespit edilmesi sağlandı.

Şubatta, 13 yıl önce bir hastalık nedeniyle 4 uzvunu kullanamayan 52 yaşındaki bir kadının beyninin sol motor korteks bölümüne iki mikroelektrot ağı yerleştiren ekip, ameliyattan iki hafta sonra el protezi ile bağlantıyı sağladı.

Nesneleri tutmak, üst üste dizmek gibi 14 haftalık alıştırmalara başlatılan hastanın ikinci günden itibaren düşünce gücü ile yapay elini oynatmayı başardığı görüldü.

Hastanın alıştırmaları tamamlama başarısının yüzde 91,6 olduğu ve giderek hızlandığı belirlendi.

Bilimadamları, sonraki aşamalarda soğuk ve sıcağı saptayan alıcılar geliştirmeyi ve beyin ile protez arasındaki bağlantıyı kablosuz olarak kurmayı hedefliyor.

İngiliz “The Lancet” dergisinde yayımlanan araştırma, düşünce ile denetlenen protezlerin geliştirilmesi için önemli bir adım teşkil ediyor.

Bu şekilde bir gün, felçlilerin ya da bir uzvu kesilenlerin hayatının kolaylaştırılabileceği belirtiliyor.

Araştırmacılar daha önce iki maymunun düşünceleriyle hareket ettirdikleri robot protez kollarla yemek yemesini sağlamıştı.

Kaynak: D

İşte bu yüzden bilime gönül verdim bu yüzden bilimi seviyorum. Ne kadar şahane bir haber. Zaten ölümsüzlük bilim sayesinde olacak gün gelecek aynı şimdi hdd'lerimizi klonladığımız gibi beynimizi de devrelerden oluşan bir beyine tıpatıp kopyalayabilicez, vücut desen ilerleyen bilimle beraber organik metal hibridi olacak yani gelecek beyinlerimizin (yani bizi biz yapan tüm bağların tüm verinin) kopyalandığı android vücutlar sayesinde olacak ancak bu sayede birşey daha olacak insan beyninin kısıtlayıcı kapasitesinden kurutulacağız böylece yaratıcı ancak bilgisayar hızında çalışan pozitronik beyinlerimi olacak işte o zaman insanoğlu evreni keşfetmeye başlayacak o zaman kompleks kuantum fiziği derinlemesine anlayıp teoriyi pratiğe dökebilecek makinaları yapabiliyor evrenin bir ucundan diğerine kontrollü solucan delikleri ile seyahat edebiliyor olacağız.

Çok heyecan verici kendi adıma, bir çok kişi humanist açıdan e ama insanlık diyecekler ve yerden göğe haklılarda hatta o kadar ki yeni ortaya çıkacak androidlere insan denemeyecek artık ancak kesinlikle insanın yarattığı denebilecek.Sonuçta anılar ve fikirler ve dünya algım aynı kalmışken vücudumun et kemik veya metal olmasının ne önemi var ki? İşte bu ölümsüzlük fikri bana büyük heyecan veriyor. Hayal kurmayı seviyorum nihayetinde insanlığı geliştiren her zaman hayal kuran ve peşinden gidebilenler olmuştur.

*Laf Ağaoğlunun reklamına benzedi bir an şiddetle tiksindim kendimden. At getirin bana binecem

İşte bu yüzden bilime gönül verdim bu yüzden bilimi seviyorum. Ne kadar şahane bir haber. Zaten ölümsüzlük bilim sayesinde olacak gün gelecek aynı şimdi hdd'lerimizi klonladığımız gibi beynimizi de devrelerden oluşan bir beyine tıpatıp kopyalayabilicez, vücut desen ilerleyen bilimle beraber organik metal hibridi olacak yani gelecek beyinlerimizin (yani bizi biz yapan tüm bağların tüm verinin) kopyalandığı android vücutlar sayesinde olacak ancak bu sayede birşey daha olacak insan beyninin kısıtlayıcı kapasitesinden kurutulacağız böylece yaratıcı ancak bilgisayar hızında çalışan pozitronik beyinlerimi olacak işte o zaman insanoğlu evreni keşfetmeye başlayacak o zaman kompleks kuantum fiziği derinlemesine anlayıp teoriyi pratiğe dökebilecek makinaları yapabiliyor evrenin bir ucundan diğerine kontrollü solucan delikleri ile seyahat edebiliyor olacağız.

 

Çok heyecan verici kendi adıma, bir çok kişi humanist açıdan e ama insanlık diyecekler ve yerden göğe haklılarda hatta o kadar ki yeni ortaya çıkacak androidlere insan denemeyecek artık ancak kesinlikle insanın yarattığı denebilecek.Sonuçta anılar ve fikirler ve dünya algım aynı kalmışken vücudumun et kemik veya metal olmasının ne önemi var ki? İşte bu ölümsüzlük fikri bana büyük heyecan veriyor. Hayal kurmayı seviyorum nihayetinde insanlığı geliştiren her zaman hayal kuran ve peşinden gidebilenler olmuştur.

 

*Laf Ağaoğlunun reklamına benzedi bir an şiddetle tiksindim kendimden. At getirin bana binecem

Soylediklerini goremeyecek olmamiz cok kotu. Benim hayal gucum o kadar kisitliymis ki aklima gelen yalnizca Luke Skywalker'in mekanik eli oldu

Sevgili Kuzgun bu daha mühendislik fakültesi öncesi rüyamdı benim kimbilir belkide biryerler okumuş olabilirim hatırlayamıyorum ancak ölümsüzlük sadece bu şekilde mümkün. Beden limitleri yüzünden ölümsüz olamaz ancak anılar ve deneyimlerimiz işte onlar ölümsüz olup devreden devreye kopyalanarak sonsuza dek devam edebilirler. Hatta eski yazıtlarda geçen şambala veya ortak akıl tamda buna benzer birşey. Yaşayan her varlığın diğerinin anı ve deneyimlerine erişebildiğini düşünsene, hep ve hep ileri gidebilen insanlık Hep aynı hataları yapan değil artık yeni hatalar yapıp onları düzelterek mükemmelliğe gidebilen insanlık bu da ancak ortak veritabanı sayesinde olur yani tüm anıların herşeyin toplandığı bir bulut server (cloud server) düşünsenesende hep oraya bağlısın başkasının yaptığı hatayı biliyor yapmıyorsun, biliminsanı olarak ben geliştirmeye çalıştığım bir aletin herhangi bir parçası üzerinde çalışıp çalışmasını bitirmiş dünyanın hatta belkide evrenin bir ucundaki bir mühendisin bilgilerine sahip olup daha çabuk geliştirebiliyorum makinamı, tıpta başdöndürücü hızda ilerlemeler. Bir düşünsene olasılıklar sonsuz. Ve ne kadar uçuyorum gibi gelse de size her atılımın öncüsü haberler ufak ufak gelir. Bu haber de bir dönüm noktasının ilk taşı olabilir sevgili Kuzgun.

Kimbilir belki de evrende çok gelişmiş ve evrende yolculuk edebilen uygarlıklar başarmışlardır bunu, birgün bizde yeterince geliştiğimizde bağlanabilmemiz için bizi bekliyordur. Unutmayın 1960-70'li yıllarda internet gibi dev bir ağı kime anlatsanız uçuyor bu derlerdi, halbuki bugün? Ne kadar kısa zamanda değil mi? Bu neden olmasın

Çok heyecan verici değil mi?

*Atım nerde atım

Teknolojinin gelişim hızı gerçekten korkunç. Yüzlerce, binlerce yılda gelişemeyen teknoloji nasıl bu kadar hızla gelişmeye başladı? 23 yaşındayım. Hayatıma bilgisayarın ve cep telefonunun olmadığı bir dönem girdi. 23 yıllık kısacık ömrümde bu kadar farklı dönemler... Bu yüzden teknolojinin asla nereye varacağını tahmin edemiyoruz.

Popular Science isimli bir dergi var. Türkiye'de yeni yayınlanmaya başladı ama yurt dışında uzun süredir yayınlanmaktaydı. Geleceğin teknolojileri hakkında tahminler yapan bir dergi diyebiliriz. Daha önce ki tahminleri oldukça tutmuş

Bu ayki sayısında Amerika'da yaşayan 16 yaşında bir çocuğun geliştirdi robot eli anlattılar. Çocuk sadece 9000 dolara, topladığı hurda ve türevi parçalardan bir el geliştirmişti. Kendi eline giydiği bir eldiven ile bu eli uzak mesafeden kontrol edebiliyordu. 16 yaşında bir çocuk böyle bir şey geliştiriyorsa tamamen uzaktan kullanılan bir robotu geliştirmek ne kadar zor olabilir?

Bir başka yazıda ise 17 yaşında Kanadalı bir çocuğu anlatıyordu. Çiftliğinin ahırında 14000 dolar gibi düşük bir maliyete ufak çapta bir nükleer enerji reaktörü geliştirmişti. Çiftliğin tüm enerjisini sağlıyordu. Bunu ise yangın dedektörleri ile yapmıştı. Yangın dedektörleri gerçekten çok ufak oranlarda uranyum içerirmiş. 10.000 dolarlık yangın dedektörlerinden ayrıştırdığı uranyum ile gerçekleştirmiş bunu.

Dün izlediğim bir belgeselde ise dünyayı yok edeecek bir göktaşı geliyor olsa bunun en azından 4-5 ay önceden tespit edilebileceğini içeriyordu. Bu durumda 4-5 ay içinde tüm insanlığı tahliye etmek mümkün olabilir miydi? Her türlü araştırmayı ve deneyi yapmalarına karşın tüm ülkeler seferber olsa ve kendi uzay araçlarını geliştirsebile kurtulabilen insan sayısı bir kaç milyonu geçmiyordu ne yazık ki. Ancak uzayda daha hızlı seyahat etmek için bir yöntem geliştirmişlerdi. Aslında 1960'larda bulunmuş bir yöntem ancak o zamanın teknolojisine göre pek mümkün değil idi. Şimdi ise gerçekten en kolay ve hızlı yolculuk için gerekliydi. Devasa boyutlarda roketin alt kısmı mekanik yay şeklinde idi. Roket alt kısımdan nükleer bombalar atarak patlatıyor, mekanik kısım patlamanın etkisiyle yaylanarak şu ana kadar uzaya gönderilen roketlerden çok daha büyük bir hıza ulaşıyordu.

Neyse bilim hastası ben bu konuya iyice dalarsam roman yazar çıkarım Paylaşım için teşekkürler.

Sevgili ptahba, aslinda hic ucuyormussun gibi gelmedi. Aksine belki sen, ben ya da baska birisi eksik bile tahayyul ediyor olabiliriz. Gelismeler o kadar sessiz ve derinden geliyor ki farkina bile varmiyoruz neredeyse. Cocuklugumdan beni bugune yasayarak degil de zaman makinasi ile getirmis olsalar hayretler icinde kalirdim. Ancak cok kisa bir animi anlatayim. Arkadaslarla birgun kasetler hakkinda konusuyorduk. Dedik ki boyle kalem gibi seyler cikacak bu kasetten cok daha fazla muzik, oyun, vs. alacak. Hadi be olmaz oyle sey. Neden olmasin olm...:DVe simdi flash memory'lerimiz var. Insan hakkinda guzel olan bir sey de eger bir seyi hayal ediyorsak onu eninde sonunda, oyle ya da boyle bir sekilde mumkun kiliyoruz...

cok ilginc gelismeler varmis Ariakas, bilgilendirme icin tesekkurler:)

Ariakas ingilizcen var mı ama dizi seyredebileck ingilizcen eğer varsa sana şu diziyi öneririm. Web dizisi ama inanıyorum ki çok beğeneceksin.

RCVR yani reciever işte 16 yaşında çocuk nasıl yapabilir ki sorusuna nasıl yaklaşmış dizi yapımcısı ona bak hayal gücü çok güzel birşey ya dünyayı yaşanılır kılıyor

Link: RCVR - YouTube

Ariakas ingilizcen var mı ama dizi seyredebileck ingilizcen eğer varsa sana şu diziyi öneririm. Web dizisi ama inanıyorum ki çok beğeneceksin.

 

RCVR yani reciever işte 16 yaşında çocuk nasıl yapabilir ki sorusuna nasıl yaklaşmış dizi yapımcısı ona bak hayal gücü çok güzel birşey ya dünyayı yaşanılır kılıyor

 

Link: RCVR - YouTube

aksam izleyeyim, simdi siteyiz malum...

Çalışacak işimiz olsun da sevgili kuzgun çalışalım şimdi değilde ne zaman çalışacağız zaten

Umarım beğenirsiniz, ben çok orijinal bulmuştum

Ben yüzlerce hatta binlerce yıl yaşayacağımdan eminim İnsanlığın gelişimini, yaşadığım dünyanın değişimini yüzlerce yıl boyunca izlemek çok ilginç olucak.

Şimdinin bir yılı 19. ve 20. yy'ın bir onyılına eşit hızda gelişiyor nerdeyse...

2007'de okuduğum bir kitap bir fotonun kopyalanmasının imkansız olduğu yazıyordu...bu yaz bir foton tanesini ışınlamışlar. Teknoloji acayip hızlı ilerliyor