paranormalfikir Oluşturma zamanı: Ocak 4, 2013 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 4, 2013 Çok uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu dogmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın, kendisine arkadaş olması için dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği alarak evinde beslemeye başlar. Gelincik kadının yanından bir an olsun ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşır gelincik. Birkaç ay sonra kadının çocuğu dünyaya gelir. Şimdi tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır kadın. Aradan günler geçer, ve kadın bir gün kısa bir süreliğine de olsa evden ayrılmak ve yavrusunu beşiğinde yalnız bırakmak zorunda kalır. Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır... Bir vakit sonra anne evine döner. Kapının önünde gelinciği ve onun kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve hemen oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne telaş içinde odaya koşar... Ve orada, beşiğin içindeki bebeğin hemen yanında duran parçalanmış bir yılan cesedi görür. Bebek yaşıyordur. Sadık gelincik ise önyargının kurbanı olmuştur. Geriye ömür boyu sürecek bir vicdan azabı kalmıştır artık ... Albert Einstein’in bir sözü vardır; "İnsanların önyargılarını parçalamak bir atomu parçalamaktan çok daha zordur." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Tristiana Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 4, 2013 Biliyorum bu hikayeyi,zamanında çok dinledim.Yazık olmuş hayvana. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
owldeadht Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 23, 2014 Biliyordum bu hikayeyi güzel bir hikaye.Önyargı gerçektende kırılması güç bir duvardır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.