Onların Çocukları Çok Başarılı Oldu - ARŞİV ..

Onlar doğdukları ilk günden bu yana çocuklarının yanında oldular. Onları desteklediler, yeneteklerini keşfettiler veya çocuklarının icatlarına ilham oldular. İşte bilim, sanat, iş dünyasından bazı bilinen şahsiyetlerin anneleri ve hayatlarındaki yerleri...

Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/1-zubeyde.jpg

Zübeyde Hanım, 1857'de Selanik yakınlarındaki Lankaza'da dünyaya gelmiştir. Babası Sofuzade Feyzullah (Sadullah) Ağa, annesi Molla Hanım olarak anılan Ayşe Hanım'dır. Döneminde kadınların okula gitmesi yaygın olmadığı için, okur yazar oluşu nedeniyle kendisi de Zübeyde Molla olarak anılırdı.

Selanik'te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur Ali Rıza Efendi ile 1871 yılında henüz 14 yaşında iken evlendi. Ali Rıza Bey, sarışın ve mavi gözlü bir kadınla evlenmeyi düşlerken, kendisinden 20 yaş küçük olan, siyah saçlı ve derin mavi gözlü bu kadına sevdalandığını belirtmiştir.

Yeni çift Selanik Yenikapı semtinde yeni hayatını başlatmış ve Zübeyde Fatma, Ömer ve Ahmet adlı çocukları doğmuştur. Ancak Fatma bu dönemde ölmüştür.

Eşi Ali Rıza'nın Yunanistan sınırında Çayağzı (ya da Papaz Köprüsü)'na tayin ediliği için taşınmış ve orda Ömer ve Ahmet ölmüş.

1881'de dördüncü çocukları Mustafa, 1885'te Makbule, 1889'da Naciye doğdu. Naciye'yi de küçük yaşta veremden kaybettiler. Ali Rıza Efendi de 1888 yılında öldü.

Zübeyde Hanım, ikinci evliliğini Selanik Gümrükler Başmüdürü Ragıp Bey ile yaptı. Ragıp Bey'in de önceki evliliğinden dört çocuğu vardı. Bu evlilik, babasının hatırasına saygı gösterilmediğini düşünen Mustafa Kemal'i kızdırdı. Zübeyde Hanım, Balkan Savaşı'ndan sonra Ragıp Bey'den ayrıldı ve artık Osmanlı toprağı olmaktan çıkan Selanik'i terk ederek kızı Makbule ile birlikte İstanbul'a göç edip Beşiktaş Akaretler'de bir eve yerleşti.

1919'da Anadolu'ya çıktığından beri görmediği ve üstelik Osmanlı Padişahı tarafından hakkında ölüm emri verildiğini öğrendiği oğlu Mustafa Kemal ile ancak 14 Haziran 1922'de Adapazarı'nda tekrar buluşan Zübeyde Hanım, onun yanına Ankara'ya yerleşti. Ancak bu şehrin sert iklim koşulları sağlığını olumsuz etkileyince tedavi amacıyla İzmir'e gitti. 14 Ocak 1923 günü 66 yaşında oğlunun başarılarını gördükten sonra hayatını kaybetti.

Onlar doğdukları ilk günden bu yana çocuklarının yanında oldular. Onları desteklediler, yeneteklerini keşfettiler veya çocuklarının icatlarına ilham oldular. İşte bilim, sanat, iş dünyasından bazı bilinen şahsiyetlerin anneleri ve hayatlarındaki yerleri...

Fatih Sultan Mehmet'in Annesi Hatice Alime Hüma Hatun

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/2-fatih.jpg

Büyük Evliya Hacı Bayram Veli'nin Sultan II. Murat'a verdiği "Bu şehri sen de ben de göremeyeceğiz ama beşikteki şehzade 'Fatih' olacak ..." müjdesi annesi Hüma Hatun'un gayretini bir kat daha arttırır. Henüz beşikte iken Fatih'in üstüne titrer, tahsil ve terbiyesini Muhammedi aşkla nakış nakış işler. Bu anlamda annesi, Fatih'in ilk fikir ve ilim terbiyecisi olur. Oğlunun eğitiminin en üstün şekilde olması için, devrin sadece en büyük alimlerini değil aynı zamanda ahlaken en sağlam, amelen en muttaki ve her bakımdan en kıymetli hocalarının da Şehzade Mehmet'inin yetiştirilmesinde rol almasını sağlar. Mehmet'ini, başta Akşemseddin olmak üzere Molla Gürani, Molla Fenari ve Şeyh Sinan gibi mümtaz alimlere emanet eder. Hocalarından, disiplinin elden bırakılmamasını, onu cesaretli ve fetih ruhuyla yetiştirmelerini ister.

Geleceğin Fatihi'ni, kurduğu bu şefkat ve otorite dengeleriyle yetiştirir. Daha gencecik bir delikanlı iken evladına gözünden sakınırcasına davranmaz.

Hatice Alime Hüma Hatun, konduğu yere zenginlik ve mutluluk getirdiğine inanılan efsanevi Hüma kuşu misali, Osmanlı'ya saadet getiren kutlu bir annedir. ihan sultanı olan Fatih'in son saltanatını göremeden, 1449 yılında vefat eder.

Onlar doğdukları ilk günden bu yana çocuklarının yanında oldular. Onları desteklediler, yeneteklerini keşfettiler veya çocuklarının icatlarına ilham oldular. İşte bilim, sanat, iş dünyasından bazı bilinen şahsiyetlerin anneleri ve hayatlarındaki yerleri...

Kanuni Sultan Süleyman'ın Annesi Ayşe Hafsa Sultan

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/3-hafsa.jpg

Ayşe Hafsa Valide Sultan 1479-19 Mart 1534 yılları arasında yaşadı. Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi ve Valide Sultandır.

Ayşe Hafsa Sultan Kanuni Sultan Süleyman 1520 yılında tahta çıkınca Valide Sultan oldu. Bu sıfat ile anılmış ilk padişah annesidir. 14 yıl Valide Sultan kaldı. Her ne kadar Valide Sultanlık döneminin sonları Kanuni'nin çok etki sahibi eşi Hürrem Sultan'ın zamanına denk gelmişse de Kanuni'nin annesine sık sık danıştığı ve fikirlerine büyük önem verdiği bilinmektedir. Kanuni Sultan Süleyman'ın saltanatının ilk yıllarında Venedik Cumhuriyeti'nin İstanbul'daki elçisi olan Pietro Bragadin, mektuplarında Hafsa Sultan'ın "48 yaşında çok güzel bir kadın olduğunu ve oğlu hükümdarın kendisine karşı büyük hürmet ve sevgi beslediğini..." belirtmektedir. 19 Mart 1534 tarihinde oğlunun saltanatı sırasında öldü.

Onlar doğdukları ilk günden bu yana çocuklarının yanında oldular. Onları desteklediler, yeneteklerini keşfettiler veya çocuklarının icatlarına ilham oldular. İşte bilim, sanat, iş dünyasından bazı bilinen şahsiyetlerin anneleri ve hayatlarındaki yerleri...

Orhan Veli'nin Annesi Fatma Nigar

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/4-orhanveli.jpg

Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914'te Beykoz'a bağlı Yalıköyü'nde bulunan İshak Ağa Yokuşu'ndaki Çayır Sokağı'nda 9 numaralı konakta dünyaya geldi. Babası İzmirli tüccar Fehmi Bey'in oğlu Mehmet Veli, annesi ise Beykozlu Hacı Ahmet Bey'in kızı Fatma Nigar Hanım'dı.

Orhan Veli'nin çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir'de geçti. Mütareke sırasında Akaretler'de bulunan Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfına devam etti. Bir sene sonra ise bu okuldan alınarak Galatasaray Lisesi'ne yatılı olarak verildi. Yedi yaşındayken Halife Abdülmecit'in Yıldız Sarayı'nda düzenlediği bir düğünde sünnet edildi. 1925'te dördüncü sınıfı tamamladığında babasının isteği ile Galatasaray Lisesi'nden ayrılarak annesiyle birlikte Ankara'ya taşındı. Orada, Gazi İlkokulu'na yazıldı. Bir yıl sonra Ankara Erkek Lisesi'ne yatılı girdi. Kanık, çocukluğunda bazı hastalıklar ve tehlikeler de yaşadı. Örneğin, beş yaşında yanma tehlikesi geçirdi ve uzun süre tedavi gördü. Şair dokuz yaşında kızamık, on yedi yaşında ise kızıl hastalığına tutuldu.

Oldukça hareketli bir o kadar da sakin hayatı boyunca annesi için de şiirler yazdı;

ANNEM'E

Fakir yatağının kıyıcığında,

Bir ölü lambanın kör ışığında,

Sararmış yüzünün kırışığında,

Beliren kederi okudum anne!

Dışarda inliyen rüzgâr kudurmuş,

Ruhumu okşıyan nefesin durmuş...

Bir ümit: Göğsüne uzandı elim;

Heyhat ki o müşfik yürekte durmuş.

Orhan Veli Kanık

Onlar doğdukları ilk günden bu yana çocuklarının yanında oldular. Onları desteklediler, yeneteklerini keşfettiler veya çocuklarının icatlarına ilham oldular. İşte bilim, sanat, iş dünyasından bazı bilinen şahsiyetlerin anneleri ve hayatlarındaki yerleri...

Mozart'ın Annesi Anna Maria Mozart

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/5-mozart.jpg

Ünlü müzisyen Mozart'ın annesi onun eğitimi konusunda büyük özen gösterdi. Onun yeteneğini geliştirmesi için anne olarak elinden geleni yaptı. Babası Leopold müzisyen olduğu için ailecek sık sık seyahat ediyorlardı. Bir keresinde bu seyahatlerde oğlu ile eşine katılamadı. Ancak onları yazdığı mektuplarla destekledi. Mektuplarından zek, ileri görüşlü, hassas, eşi ve oğluyla gurur duyan bir kadın olduğu anlaşılıyordu. Eşiyle yaptıkları yazışmalarda Anna'nın müzikten anladığı, eşinin besteler hakkında kendisine fikir danıştığı anlaşılıyordu. Anna Maria oğlunun tüm konserlerinde onunla birlikteydi. Yine bu tür bir konser seyahatinde hayatını kaybetti.

Bu fotoğrafta Mozart kız kardeşi ile piyano çalarken, babası Leopold kemanıyla yanlarında duruyor. Duvardaki tablodaki kadın ise annesi Anna Maria.

John Kennedy'nin annesi Rose Fitzgerald Kennedy

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/6-kennedy.jpg

John Kennedy, Joseph Patrick ve Rose Fitzgerald Kennedy'nin dokuz çocuğundan ikincisiydi. ABD'nin en genç ve ilk Katolik başkanı olan Kennedy, göreve başlarken yaptığı konuşmada Amerikalıları insanlığın ortak düşmanları olan zorbalığa, yosulluğa, hastalığa ve savaşa karşı uzun sürecek bir mücadelenin yükünü taşımaya çağırdı. Çocuklar arasında yoğun bir fiziksel ve düşünsel rekabetin bulunduğu bir aile ortamında Kennedy, katolik kurallara göre yetişti. Rose Fitzgerald Kennedy'in babası ABD Parlamento üyesiydi ve sonrasında Boston'un belediye başkanlığını başarıyla gerçekleştirdi. Rose bu nedenle siyaset hayatına alışkın bir anneydi. Aynı zamanda bir piyanistti. Hayata bakışı oldukça farklı ve çok inançlıydı. Eşi öldüğünde; "Çok heyecanlı zamanlar geçirdim. Aşk evliliği yaptım ve yıllarca sürdü" demişti. Çocuklarını kaybettiğinde ise; "Kendi kendime tanrı çocuklarıma -güzellik, iyi huy, zeka, arkadaş edinme kapasitesi, saygı- gibi vasıflar verdi. Sadece tek bir şey vermedi o da uzun bir ömür" diyordu. Sabırlı, cefakar anne 1995 yılında 104 yaşında öldü.

Turgut Özal'ın annesi Hafize Hanım

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/7-turgut-ozal.jpg

Babası Malatya/Çırmıktı'lı Ünlüoğulları'ndan banka memuru Mehmed Sıddık, annesi ise ilkokul öğretmeni Hafize Hanımdır. Hafize Hanım, daha hareketli, konuşkan ve otoriter bir kadındır. Küçük Turgut daha çok annesinin etkisinde kalacak, onun isteği ve yönlendirdiği şekilde büyüyecektir. Anne Hafize Hanım, yarım yüzyıl sonra, "Ben onu bedelsiz millete sattım" der, "Başbakan oldu ama hayatıyla ödüyor" diye yakınır. Ancak, anne Hafize Hanım o günleri görecek, baba Mehmet Sadık Bey göremeyecektir. 37 yıl öğretmenlik yapan Hafize Özal, 1988 yılında 83 yaşında hayatını kaybetti.

Albert Einstein'ın annesi Pauline Einstein

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/8-albert-einstein.jpg

Einstein 1879 yılında Güney Almanya'nın Ulm kentinde dünyaya geldi. Babası küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibi; annesi ise, klasik müziğe meraklı, eğitimli, güzel sanatlara ilgili ev hanımı Pauline Einstein'dı. Einstein'a 5 yaşında keman dersleri aldırdı. Konuşmaya geç başlaması ve içine kapanık bir çocuk olması, ailesini tedirginliğe düşürmüşse de, sonraki yıllarda bu korkularının gereksizliği anlaşılacaktı. Giderek meraklı, hayal gücü zengin bir çocuk olarak büyüyordu. Einstein 14 Yaşında, 1893 Okulu hiçbir zaman sevemedi. Gerçekten de, genç Einstein'ın ileride ortaya çıkacak dehasının temelleri, kendisinin de sonradan belirttiği gibi, okulda değil başka yerlerde atılmıştı: "Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşında iken amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşındayken tanıştığım Öklid geometrisi.Gençliğinde bu geometrinin büyüsüne kapılmayan bir kimsenin, ileride kuramsal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir!" Annesi onun eğitimiyle yakından ilgilendi. Bazı nedenlerle oğlundan bir süre ayrı kaldı, eşinin işleri bozuldu. Düzeldiğinde de eşinin sağlığı bozulmuştu ve kocasını kaybetti. Ev işlerine yardımcı olarak işte çalıştı. Kansere yakalandı ve Albert Einstein ile yeğeni eşi Elsa'nın yanında öldü.

Edison'un annesi Nancy Matthews Elliott

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/9-edison.jpg

Edison'un annesi çekici, yüksek eğitim almış ve onun üzerinde iz bırakan bir kadındı. Edison 7 yaşında başladığı okuldan algılama güçlüğü sorunu nedeniyle uzaklaştırıldı. Edison tüm okullardan ayrıldığında annesi ona evde eğitim verdi. Thomas Edison,"Beni ben yapan annemdir. Çok haklıydı, benden çok emindi. Yaşamak için birşeyler yapmam gerektiğini ve kimsenin beni hayal kırıklığına uğratmaması gerektiğini anladım" diyerek annesinin hayatındaki önemini vurguluyo

Alexander Graham Bell'in annesi Eliza Grace Bell

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/10-graham-bell.jpg

Aslında Graham Bell, sağırların sessizliğini ortadan kaldırmaya çalışıyordu. Bunu başaramadı ama her gün yeni bir özelliğe kavuşan telefonla birbirinden kilometrelerce uzaktaki insanların birbirlerini duymalarını sağladı.

Telefonu icat eden Graham Bell'in annesi Eliza Grace Bell doğuştan işitme engelliydi. Dedesi ve babası yıllarını işitme engellilere adadı. Bu işte çalışırken telefonu icat ettiler. Eliza, aynı zamanda müzisyen ve ressamdı. Çocukları ona sesi duyurabilmek için çalışırken telefonu icatlar gerçekleştirdiler.

Sakıp Sabancı'nın annesi Sadıka Sabancı

http://img3.mynet.com/AnnelerGunu/2011/unlu-cocuklar/13-sakip-sabanci.jpg

Ünlü iş adamı Sakıp Sabancı annesine büyük saygı ve sevgi duyardı. Annesinin doğum günlerinde hep yanında olurdu. Annesine çok düşkündü. Onunla bir geceyi paylaşmak çok büyük mutluluktu. Annesi musalli bir kadındı. Oğlunu da çok severdi.

Sadıka Sabancı, ailesinin bugüne gelmesinde önemli katkıları bulundu. Çocuklarını 'kazancı bölüşme'nin en büyük fazilet olarak düşünüldüğü bir aile ortamında büyüttü.

Müteveffa Hacı Ömer Sabancı ve eşi Sadıka Sabancı tarafından her fırsatta, özellikle de Ramazan gibi dini günlerde cömertçe yapılan yardımlar ve kişisel servetin sosyal amaçlı yatırımlarda kullanılması, aile için bir gelenek halini aldı.

1966 yılında eşini kaybeden Sadıka Sabancı hayır işlerine hız verdi. 1974 yılında Sabancı kardeşler hayır işlerini kurumlaştırmak amacıyla, Hacı Ömer Sabanci Vakfı (VAKSA)'yı kurdu. Onlara en büyük desteği tüm varlığını vakfa bağışlayan anneleri Sadıka Sabancı verdi. Vaksa'nın bugün eriştiği başarıda, bu koşulsuz desteğin payı büyüktür. Sadıka Sabancı bu katkılarından dolayı 1975 yılında Türkiye'de Yılın Annesi seçildi. 1988 yılında vefat etti.