nevermore Oluşturma zamanı: Mart 22, 2013 Paylaş Oluşturma zamanı: Mart 22, 2013 Fiziksel varlığın hastalık veya sağlıksız koşullarını oluşturan telkinler, genellikle şuuraltı aracılığıyla gelir zira fiziksel varlığın büyük bir bölümü, en maddesel kısım şuuraltıdır. Bir başka deyişle, kendine özgü kapalı bir şuuru vardır, öylesine kapalıdır ve kendi içinde kapanmıştır ki zihin onun hareketlerini ve orada neler olup bittiğini bilmez. Ama aynı zamanda bu bir şuurdur ve tıpkı zihin ve yaşamsal parçanın yaptığı gibi, dışarıdaki Kuvvetlerden telkinler alabilir. Eğer öyle olmasaydı, onu Kuvvet'e ve kendisini iyileştiren Kuvvet'e açma olasılığı ortadan kalkardı.Kendisinde bu şuur olmasaydı, yanıt veremezdi. Avrupa'da ve Amerika'da, bu olguyu kabul eden ve hastalıklarını şuurlu zihinsel telkinler yaparak tedavi eden birçok insan vardır; bedene yapılan bu zihinsel telkinler şuuraltında hastalığın gizli, kapalı telkinlerine karşılık verir. Fransa'da ısrarlı bir biçimde bedene bu tür karşıt-telkinler yaparak binlerce insanı iyileştiren ünlü bir doktor vardı. Bu, hastalıkların saf bir biçimde maddesel bir nedeninin olmadığını, bedendeki gizli şuurun bozukluğundan kaynaklandığını ispatlar. * Telkinden kastım yalnızca düşünceler ve sözler değildir. İpnozcu, "Uyu," dediğinde, bu bir telkindir ama hiçbir şey söylemeyip karşısındakini uyutmak için yalnızca sessiz iradesini kullandığında veya ellerini karşısındaki kişinin yüzü üzerinde hareket ettirdiğinde de bu bir telkindir. Bir kuvvet veya bir hastalık titreşimi, sizi etkilediğinde, bedene bu telkini taşır. Bedende bir dalga oluşur, bunun içindeki belirli bir titreşimle, beden "soğuğu" hatırlar veya soğuğun titreşimlerini hisseder ve öksürmeye veya hapşırmaya veya ürpermeye başlar; telkin zihne şu şekilde gelir: "Ben zayıfım, kendimi iyi hissetmiyorum, nezle oluyorum." *Beden şuuru ilacın telkinine yanıt verir ve insan bir süreliğine iyileşir veya ilaca yanıt vermez ve iyileşme olmaz. Aksi halde aynı hastalık için kullanılan aynı ilacın, bir insanda başarılı olup bir başkasında başarılı olmaması veya aynı insanda bir an başarılı olup daha sonra hiç başarılı olmaması nasıl açıklanabilir? Telkin insanın kendi düşüncesi veya hissi değildir; dışarıdan, başkalarından, genel atmosferden veya dış Doğa'dan gelen bir düşünce veya histir. Telkin alındıktan sonra varlıkta etkili olur ve insan onu kendi düşüncesi veya hissi gibi görmeye başlar. Bir telkin olarak görülürse, ondan kurtulmak daha kolay olabilir. Kendinden şüphe etme, kendine güvenmeme ve umutsuzluk hissi, atmosferde oradan oraya dolaşır ve insanlara nüfuz etmeye ve kabul görmeye çalışır. Bunu reddetmenizi istiyorum zira bunun varlığı yalnızca sıkıntı ve sorun yaratmakla kalmaz, sağlığın yeniden oluşturulması ve sadhananın içsel etkinliğine dönüşü engeller. Tıbbi tedavi bazen bir zorunluluktur. Çoğu zaman yaptığınız gibi Kuvvet'in sizi iyileştirmesi en iyisidir ama bir nedenden dolayı, beden Kuvvet'e yanıt veremiyorsa (mesela, şüphe, bitkinlik veya cesaretsizlik nedeniyle ya da hastalığa karşı koyamama yüzünden) tıbbi tedavinin yardımı gerekli hale gelir. Bu durumda, Kuvvet'in etkisi azalmaz ve her şeyi ilaçlara bırakmaz, şuur aracılığıyla etkili olmaya devam eder, ama tedavinin desteğini de alır ve doğrudan doğruya bedendeki direnç üzerinde etkili olabilir. Böylece beden olağan şuurunda fiziksel araçlara daha kolay yanıt verir. *Coue bir doktordu. Hastalarını psikolojik tedavi, kendi kendine telkin yoluyla tedavi ediyordu ve bunu imajinasyonun gerçek işleyişi olarak nitelendiriyordu. Onun imajinasyon olarak tanımladığı şey inançtı. Tüm hastalarını şu şekilde tedavi etti: hastalar bir tür imgesel oluşumla kendilerinin iyileştiğini veya iyileşme yolunda olduklarını düşünüyorlardı ve bu imgesel oluşumu yeterince ısrarlı bir biçimde tekrarladıklarında etkisini görüyorlardı. Coue çok kayda değer sonuçlar elde etti. Birçok insanı iyileştirdi ama başarısızlığa uğradığı da oldu ve belki de bu sonuçlar çok uzun süreli çözümler değildi, bunu bilmiyorum. Ama her halükarda, bu birçok insanın tamamen gerçek olan ve büyük önem taşıyan bir şey hakkında düşünmesine yol açtı: Zihin, biçimlendirici bir araçtır ve insan onu doğru biçimde kullanmayı bilirse, iyi bir sonuç elde eder. Coue insanların zamanlarını yanlış biçimde düşünerek harcadıklarını gözlemledi ve bunun doğru olduğunu düşünüyorum, benim yaptığım gözlemler de onunkilerle örtüşüyor. Zihinsel etkinlikleri, neredeyse her zaman yarı yarıya kötümser ve hatta yarı yarıya yıkıcıdır. İnsanlar sürekli gerçekleşebilecek kötü şeyleri, kendi yaptıklarının rahatsız edici sonuçlarını düşünmekte ve öngörmektedirler. Farklı şekilde faydalanılması halinde doğal olarak tam tersi ve daha tatmin edici sonuçlar verecek olan coşkulu bir imajinasyonla her türden felaketi oluşturmaktadırlar. Kendi kendinizi gözlemlerseniz... daha doğru bir ifadeyle... kendinizi düşünürken yakalarsanız, bunu birdenbire yaparsanız, kendinizi birdenbire, kendiliğinden ve beklenmedik bir biçimde düşünürken gözlemlerseniz, onda dokuz rahatsız edici bir şey düşündüğünüzü fark edersiniz. Uyumlu, güzel, yapıcı, mutlu şeyleri umut, ışık ve neşeyle dolu düşündüğünüz çok nadirdir; bunu göreceksiniz, denemeniz yeterli.Birdenbire durun ve kendinize düşünürken bir bakın: düşüncenizin önüne bir ekran koyun ve kendinizi düşünürken hazırlıksız bir biçimde yakalayın. En az onda dokuz ve hatta belki de daha fazla bunu göreceksiniz. (İnsanın bütün gün boyunca nelerin gerçekleşeceği veya içinde bulunduğu durum veya yapmak istediği şeyler veya hayatının akışı ya da dünya koşulları hakkında birdenbire göz kamaştırıcı bir düşünceye kapılması çok ama çok nadirdir, bu sizin meşgalenize bağlıdır.) Göreceğiniz gibi, hemen her zaman büyük veya küçük, az veya çok muazzam bir felaket öngörülecektir. Diyelim ki çok da yolunda gitmeyen ufak tefek bir şey var: bedeniniz hakkında düşünüyorsanız, daima rahatsız edici bir şey gerçekleşecektir çünkü her şey yolunda gittiğinde, bunu düşünmezsiniz! Şunu fark edeceksiniz: hareket ettiğinizde, yapmanız gereken her şeyi yaparsınız, bedeniniz hakkında tek bir şey bile düşünmezsiniz ve birdenbire, bir şeylerin yolunda gidip gitmediğini, bir rahatsızlık veya sorun olup olmadığını merak etmeye başladığınızda, bedeninizi düşünmeye başlarsınız, onu endişeyle düşünürsünüz ve talihsiz yapınızı inşa etmeye başlarsınız. Halbuki Coué şunu tavsiye etmiştir... hastalarını bu şekilde iyileştirmiştir, bir doktordur ve onlara şunu söylemiştir: "Kendi kendinize şunu tekrarlayın: 'İyileşiyorum, gittikçe iyileşiyorum,' ve, 'Güçlüyüm, çok sağlıklıyım ve bunu yapabilirim, bunu yapabilirim.' *Hayal etme oluşturma gücüdür. Aslında imajinasyona sahip olmayan insanlar zihinsel açıdan biçimlendirici değildir. Düşüncelerine somut bir güç veremezler. İmajinasyon çok güçlü bir eylem aracıdır. Örneğin, bir yeriniz ağrıyorsa ve ağrıyı dindirdiğinizi, sonlandırdığmızı veya tamamen yok ettiğinizi imgelerseniz -bu şekildeki her türlü imaj- kesinlikle başarıya ulaşırsınız. Saçları çok hızlı bir biçimde dökülen ve birkaç hafta içinde kel olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir kişinin öyküsü anlatılır. Birileri ona şöyle der: "Saçlarını tararken, onların geliştiğini ve çok hızlı uzadığını imgele." O da saçlarını tararken daima şöyle der: "Hey! Saçlarım gelişiyor! Çok hızlı uzuyor!" Bu işe yarar! İnsanlar kendilerine genellikle şöyle der: "Tüh! Saçlarım dökülüyor ve kel kalacağım, bu kesin, kurtuluş yok!" Ve elbette ki bu da gerçekleşir! Kaynak; İçten Yaşamak - Sri Aurobindo ve Anne Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birminikpenguen Yanıtlama zamanı: Mart 22, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 22, 2013 Siyah yazılar gözü yoruyor, arkaplan üzerinde daha belirgin olacak bir renk seçerseniz daha iyi olur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.