godra Oluşturma zamanı: Temmuz 5, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 5, 2007 1560-1614 yılları arasında yaşamış olan Macar kontesi. Bazıları o'nun şeytandan daha kötü olduğunu söyleseler de, işlediği suçlar "kötü" kavramının çok ötesindeydi. Bram Stroker, vampirler hakkındaki romanının araştırmasını yaptığı sıralarda Sabine Baring -Gould'un "The Book Of Werewolves " adlı kitabına rastladı. Bu çalışmada "Blood Countess" denilen merhametsiz bir kadının yaptıkları anlatılıyordu. Görünüşe bakılırsa bu hikaye Stroker'ın Kont Drakula'yı yaratmasında esin kaynağı olmuştur. Gerçekte Elizabeth'in kuzeni Stephan Bathory bir gün Transilvanya'da bir prens olacaktı. Elizabeth iyi eğitim görmüş, akıllı bir kadın olmasına rağmen çok acımasız ve zalim bir kişiliğe sahipti. Anlaşılan kocasının ölümünden sonra ortaya çıkan ölüm korkusuyla, uşaklarına ve kölelerine karşı sadist davranışlar içersine girmişti. Sonsuzluk ya da uzun hayat olmazsa bile en azından kan banyosu yaparak genç görünümlü bir ten elde etme çabasındaydı. Kocası bir asker olarak, savaşta esir düşmüş Türk askerlerine duygusuzca işkence ederdi ve Elizabeth aslında, nasıl zulmedileceği hakkında bilgileri kocasından almıştı. Söylendiğine göre Bathory, çok sayıda kadın öldürmüş ve yaptığı insanlık dışı eylemlerinde kendinden mevki olarak aşağıdaki kimseler tarafından yardım görmüştür. Bathory, kurbanlarını dövmeyi alışkanlık haline getirdiği gibi aynı zamanda onları sakat bırakırdı. Yine söylentilere bakılırsa Castle Csejthe adlı evinin yakınlarında kurbanlarından bazılarını kışın karlı ve soğuk havasında üzerlerine buzlu su dökerek dondururdu. Bunun dışında olası yamyamlık davranışları da sergilemekteydi. İddiaya göre Bathory bir defasında, yaşayan hizmetçi bir kızın vücudundan birçok ısırık almıştır. Blood Countess'ın genç kalma umutları için bakire genç kızların kanıyla banyo yaptığı gibi efsanevi hikayelerde vardır. Başka bir kaynağa göre de 650 kızı öldürüp kanlarını içtiği söylenir. Yine de kesin olan tek bir şey vardır ki, o da Elizabeth Bathory gerçekten var olmuş ve şeytanca işler yapmıştır. Ölü sayısı arttığında Bathory'nin uşakları cesetleri şatonun dışına attılar. Kan içindeki ölü vücutları bulan köylüler doğal olarak onların vampirler tarafından öldürüldüğünü düşündüler dedikodular böylelikle yayılmaya başladı. Bathory 1610 yılında, genç yaştaki kızları öldürme teşebbüslerinden sonra tutuklandı. Büyücülükle ilgisi olduğu iddiası tutuklama nedeni olarak gösteriliyordu. Söylentilere göre, kurbanların cesetleri kanlar içinde şatosunda bulunmuştu. 1611 yılında yapılan 2 duruşmada Bathory'nin işlediği suçlar hakkında tek ve gerçek ifadesi alındı. Kendisi bizzat mahkemede ortaya çıkmadığı halde, uşakları orda bulunuyordu. Mahkemenin ardından kontes'in sadık uşakları yetkililer tarafından öldürüldü ve Elizabeth, Karpatya dağlarında bulunan şatosundaki yatak odasına, ölümünden yıllar sonrasına değin hapsedildi. O'nun hakkında anlatılan efsaneler hala devam etmektedir. Bugün bile bazı insanlar Bathory'nin hayaletinin, anavatanı olan Karpatya'da geceleri etrafta dolaşarak kan aradığını söylerler. Bir başka efsanede Kanlı Kontesin yaptığı işkenceler ve cinayetler şöyle anlatılır. Kocası öldükten sonra büyücülükle uğraşmaya başlamıştır. Hatta at ve diğer hayvanların kurban edildiği ayinlere katıldığı düşünülmektedir. 40 yaşına geldiğinde yaslanmaya başladığını düşünüp güzelliğini kaybedeceği telaşına düşer. Bir gün, genç bir hizmetçi kız, sacını tararken yanlışlıkla biraz çeker ve o da kızın eline sert bir şekilde vurur, kızın elinden akan kan Elizabeth'in elinin üstüne düşer ve oda kızın güzelliğini ve tazeliğini aldığını düşünür. Daha sonra baş uşağına emir vererek kızın bütün kanını bir tekneye akıttırır ve orada "kan banyosu" yapar. Daha sonra işi iyice abartır ve zaman içerisinde 612 genç kızı kaçırarak bunların ölümüne sebep olur. Kızlar, tepeye asılı bir kafeste işkence görür ve Elizabeth de bu kafeslerden akan kanla duş alır. Çok ses çıkartan bir hizmetçisinin de ağzını diktiği söylenir, ayrıca bakire cesetlerini ormana atarak kurt adam ve vampir söylentilerinin çıkmasına neden olur. Kurbanlarını önce bağlar sonra atardamarlarına delikler açarak kanın dışarı daha kolay boşalmasını sağlar. Kurban için kan kaybından ölmeyi beklemekten başka çare yoktur artik. Kurbanlarından biri kaçmayı basarmış ve Castle Csejthe de dönen olaylar böylelikle gün yüzüne çıkmıştır. En sonunda bu yaptıkları anlaşılır ve 1611 de kazığa bağlanıp diri diri yakılmaya mahkum edilir ancak saraylı olduğu için bu cezayı şatosunda küçük bir odaya kapatmaya ve ölene kadar orada kalma cezasına dönüştürürler. Yalnız yemeğinin verilebilmesi için küçük bir delik bulunan bir oda. 1614 yılında burada ölü olarak bulunur. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2007 paylasım ıcın saol...ne var kı dıyecek tek söz bulamıyorum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Ekim 23, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 23, 2008 Elizabeth Bathory Elizabeth Bathory (1560 yılında Macaristan'da, Vlad (Dracula) öldükten 100 sene sonra doğdu. Ailesi yaşadıkları yerin en köklü, saygın ve zengin topluluğuydu. Ama buna rağmen, çok tuhaf yönleri vardı. Elizabeth Bathory'nin amcalarnıdan biri "Şeytanın elçisi" olarak bilinirken, diğer aile üyeleri ya aklını kaçırmış, ya da psikopatlardı. Elizabeth Bathory 15 yaşına geldiğinde 25 yaşındaki Kont Ferencz Nadasdy ile evlenerek Csejthe kalesine yerleşti. Kont Ferencz Nadasdy çok cesur ve başarılı bir savaşçıydı, çoğunluğu Türk'lere karşı olan savaşlardaki cesaretinden dolayı "Macaristan'ın Kara Kahramanı" unvanını aldı. 25 yıllık evlilikleri boyunca Kont Ferencz Nadasdy'in savaşlara olan tutkusu bitmediğinden dolayı Elizabeth sürekli yalnız başına kalıyor, hayatı iyice sıkıcı hale geliyordu. Aynada kendi güzelliğini saatlerce seyretmekten başka eğlence için kendine genç sevgililer buldu, hatta biriyle kaçmaya bile kalkıştı. Daha sonra kendi ayaklarıyla döndü ve kocası onu affetti. Bu olaydan sonra Elizabeth tabi ki boş durmadı ve biseksüel olan teyzesi Klara Bathory ile görüşmeye başladı. Büyük şatosunda Dorothea Szentes, bir diğer adıyla Dorka isimli yaşlı bir hizmetçi vardı. Gerçekten cadı olan Dorka, Elizabeth'e kara büyü ve cadılığı öğretti, şeytani eğilimşeri için onu zorladı. Bununla beraber alttaki mahzende Elizabeth hizmetçilerinin yaptıkları küçük hatalardan dolayı cezalandırmaya başladı. Yaşlı hemşiresi Iloona Joo, hizmetçisi Johannes Ujvary ve genç bir kız olan Anna Darvula'nın da yardımıyla işkencelerini sürdürdü. Kurbanlarını çırılçıplak soydurup ön tarafını kamçılatıyordu. Arka taraftan daha çok acı vermesinin yanı sıra, hoşuna giden şey kurbanın o sırada acı çeken yüzünü seyretmesiydi. Bir başka şeyse, kurbanlarına en çok hassas yerlerine, tırnak altları gibi , iğne batırmayı sevmesiydi. 1600 yılında kocasının ölümüyle beraber Elizabeth terör estirmeye başladı. İlk olarak nefret ettiği koca tarafından akrabalarını göndertti. Farkettiği korkunç gerçek ise, Elizabeth artık 40 yaşına gelmişti ve artık güzelliğini kaybetmekle karşı karşıyaydı. Kozmetik ürünleri gözlerinin altındaki halkaları örtmeye bir derece yetiyordu. Ve birgün genç bir hizmetçi kız Elizabeth'in saçını tararken yanlışlıkla çekti. O kızgınlıkla Kontes hizmetçi kızın yüzünü o kadar hızlı tokatladı ki, burnundan fışkıran kan kendi ellerine bulaştı. Farketti ki, elleri 10 sene öncesine dönmüşçesine gencecik ve yumuşaktı. Hemen Johannes Ujvary ve Dorka'ya kızı soymalarını söyledi. Zavallı hizmetçiyi kollarından tutarak damarlarını kestiler. Kanlarını küvete koydular ve kontes içine girerek banyo yaptı. Emindi artık; güzelliğin sırrını bulmuştu, kan yaşam demekti. Bundan sonraki 10 yıl boyunca Elizabeth'in sadıkyardımcıları ona şatonun hizmetçisi olacakları vaadiyle bir sürü genç kız getirdiler. Şatoya getirilen kızlar sakatbırakılıp öldürülüyor bu sayede Elizabeth kan banyosunu yapabiliyordu.Csejthe adlı şatosunun yakınlarında kurbanlarından bazılarını kışın karlı ve soğuk havasında üzerlerine buzlu su dökerek dondururdu.Bunun dışında olası yamyamlık davranışları da sergilemekteydi. İddiaya göre bathory bir defasında, yaşayan hizmetçi bir kızın vücudundan bir çok ısırık almıştır. Bazen, genç kurbanların içgüzelliklerini kazanmak için kanlarını bile içiyordu. Amafark etti ki, basit köylü kızlarının kanının güzelliğinde etkisi kısa sürüyordu. Bunun üzerine kendi gibi asil, kraliyet kızlarını seçmeye başladı. Sorunsa Elizabeth'in artık çok umursamaz ve dikkatsiz davranışlarıydı. Onlarca genç kızın kayıp olması üzerine kasabalı dedikodulara başlamıştı bile. Sonunda Cstejthe şatosu hakkındaki kötü söylentiler Macaristan kralına kadar ulaştı. Kral Elizabeth'in öz kuzeni Kont Cuyorgy Thurzo'yu şatoya sefer düzenlemesi için görevlendirdi. 1600 yılında Csejthe şatosuna giren askerler dehşete düştüler. Kanı son damlasına kadar akmış ölü bir kız şatonun girişinde yatıyor, başka biriyse her yerine halkalar geçirilmiş olarak canlı duruyordu. Şatonun altındaki zindanda bazıları işkence edilmiş kızlar bekletiliyordu. Burda 50 kızın cesetini buldular. 1611 yılında mahkemesi yapıldı ve 650 kadar kurban ceseti şatoda bulundu. Elizabeth'in dört yardımcısı ölüme mahkum edildi. Kendisi ise kraliyet üyelerinden olduğu için hayatının sonuna kadar hapis cezasına çarptırıldı. Kendi kalesinin üst katını betonlarla çevirip yemek vermek için küçük bir boşluk bıraktılar. Elizabeth hayatının geri kalan kısmını bu küçük yerde geçirmek zorundaydı. 1614 yılında, hapisanesindeki 4. senesinde Elizabeth'in yemeğinin hiç dokunulmamış olduğun gördüler. İçeri baktıklarında cansız bedeni ile karşılaştılar.Kanlı kontes öldüğünde 54 yaşındaydı.. Bugün bile bazı insanlar bathory'nin hayaletinin ,anavatanı olan karpatya'da geceleri etrafta dolaşarak kan aradığını söylerler. Cradle of Filth(dani) özellikle bu hatuna hastadır.. Ayrıca koklu black grubu Bathory , ısmını bu kısıden almaktadır.. alıntı.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aigin Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2008 Cradle Of Filth'in 98 albümünde geçiyodu bu bakınız albüm kapağı: http://fsmat.at/%7Eatrax/Florilegium/Cradle-of-Filth_Cruelty-and-the-Beast_cover.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Titachi Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 18, 2009 İşte bu kadın benim idolüm. Siteye henüz ziyaretçi olarak gelirken nedenini bilmediğim bir şekile bu başlığa girdim. Okudum ve çok etkilendim. Daha sonra araştırdığım işkenceleri gerçekten feciymiş, ne kadar doğruysa tabi... Sophia Bush oynuyor diye stay alive filminin başlarını biraz izlemiştim ama Bathory ile ilgili olduğunu öğrendikten sonra tekrar izlemeye karar verdim. Bu mükemmel kadını bizlerle tanıştırdığın için teşekkürler godra. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
theangelofdeath Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2010 kontes filminde hayatı anlatılıyordu... hırsları ile aşkını harmanlayan megalomanyak bir kadın Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melenie Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2010 kanlı kontes diye filmide vardı sanırım kadına gelince tam bir şizofrenmiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 25, 2010 tüyler ürpertici......... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
TaiNTeD_LoVe Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2010 taM biR tuh haStaSı..! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
abraham006 Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2010 ne hasta insanlar var bu dunya da yaw. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witch Of Rain Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2015 Genç Bakire Kızların Kanıyla Banyo Yapan ve Sonunda İblise Dönüşen Elizabeth Bathory Genç kalmanın sırrının kölelerinin kanında banyo yapmakta olduğunu düşünen, onları öldürürken de türlü türlü işkence yöntemleri kullanan, yaklaşık 600 bakire kızın canına kıymış ve sonunda da bir ‘İblis’ e dönüşmüş bir kadın: Elizabeth Bathory.. Kontes'in gençlik dönemi çalkantılı geçiyor. http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r0/55daf6f0ada026554a6a139e.webp Kontes'in gençlik dönemi çalkantılı geçiyor. Elizabeth Bathory, nam-i diğer Kanlı Kontes, Macaristan’ın en zengin ve köklü ailelerinden birinde doğmuştur. Bathory ailesi zengin ve soylu olmasının dışında, çok güçlü ilişkilere ve tanıdıklara sahipti. Elizabeth Bathory daha 4-5 yaşındayken sara nöbetlerine katlanmak zorunda kalıyordu ve sorunlu bir çocuk olarak yetişti. Sorunlu ve çekingen yapısına rağmen genel olarak entelektüel, becerikli ve akıllı bir kadındı. 1575 sonbaharında 15 yaşındayken, 25 yaşındaki kont Ferencz Nasdasdy ile evlendi ve kendi soyadını devam ettirmek için soyadını ona verdi. Evlilikten sonra Csetjhe Kalesi’ne yerleştiler. 20'li yaşlarında işkencelere başlıyor. http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r0/55daf73cf9e7b7fd61ad3bd0.webp Evli oldukları 25 yıl içerisinde, kocası savaşa gittiği için yalnız kalan Elizabeth’in hayatı gittikçe sıkıcı bir hal alıyordu. Zaman öldürmek için saatlerce ayna karşısında güzelliğine bakıyor, genç erkeklerle birlikte oluyor ve sado-mazoşist lezbiyen partileri düzenliyordu. Bir seferinde bir erkekle birlikteyken kocası tarafından yakalandı, fakat kocası bu durumu affetti. 20’li yaşlarında kölelere işkence yapmaya başladı. Bu işkence gün geçtikçe Elizabeth’e büyük bir zevk vermeye başladı. Çocukluğunda yaşadığı travmalardan mı bilinmez ama Elizabeth günden güne daha sadist bir yapıya bürünmeye başladı. Ve Kanlı Kontes lakabını almasını sağlayacak olaylar böyle başlıyordu.. Bol miktarda tükettiği genç kız kanı sayesinde... http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r0/55daf758f3f98c704ac02bc1.webp Bir gün, genç bir hizmetçi kız, Elizabeth’in saçını tararken yanlışlıkla canını acıtır, ardından canı yanan Elizabeth’ten çok sert bir tokat yer. Burnu kanayan genç kızdan akan kan Elizabeth’in eline gelir ve Elizabeth bu kan ile kızın güzelliğini aldığını düşünür. Ardından erkek uşağı Johannes Ujvary’e kızı soymasını söyler ve kızın kollarını bir fıçının üzerinde tutarken atar damarlarını kestirtir. Genç kız öldükten sonra Elizabeth bu kanla banyo yapar. Elizabeth artık genç kalmanın yolunu bulduğunu düşünür. Elizabeth, genç kızların kanlarını içerek gençleştiğine ve güzelleştiğine inanır ve bu konuda bir nebze de olsa haklıdır aslında. Yaşadığı dönemde Avrupa’nın pek çok yerindeki kadınlarda ileri düzeyde demir eksikliği bulunuyordu. Kıtlıktan dolayı yeteri kadar beslenemeyen, adet dönemlerinde kaybettikleri kanı yerine koyamayan kadınlar hastalıklı, kırılgan, soluk tenli ve güçsüzdü. Elizabeth Bathory de bu kadınlardan biriydi, ancak onu diğerlerinden ayıran şey paraya, güce ve hasta bir ruha sahip olmasıydı. Bol miktarda tükettiği taze genç kız kanı içerdiği demir nedeniyle yanaklarının daha pembe, saçlarının daha parlak olmasına ve kendisini daha güçlü hissetmesine neden oluyordu. Kontes, bir süre sonra büyücülüğe de merak saldı. http://img-0.onedio.com/img/719/bound/2r0/55daf780ada026554a6a1408.webp Bundan sonraki 10 yıl içerisinde Elizabeth Bathory’nin yardımcıları ona birçok güzel kız getirdiler. Elizabeth, bir süre sonra büyücülüğe de merak salar ve Dorotha Szentes (Darko) adlı gerçek bir büyücüden büyü ile ilgili bilgiler almaya başlar. Bunun üzerine Darko, Elizabeth’in sağ kolu olur. Bunun dışında eski hemşiresi Jloona Joo, erkek uşağı Johannes Ujvary ve Anna Darvula adlı hizmetçi kız da ona yardım etmektedir onların da yardımı ile Cetjhe kalesi tüm kötülüklerin merkezi olmaya başlamıştır. Elizabeth’in yaşlanma ile ilgili takıntısı olduğu için daha çok seçiyordu. Kızları bağlayıp, ayak parmaklarının arasına yağlanmış kâğıtlar koyup önlerinde ateş yakıyordu. Önce ayakları alev alan kızların sonra tüm vücutları yanmaya başlıyordu. Elizabeth bunu büyük bir zevkle izlerken gençleşme ile ilgili bir büyü ayini miydi yoksa sadece sadist bir duygu ile gerçekleştirdiği bir işkence miydi bilinmiyor. Bilinen bir başka işkence yöntemi ise, kızların ağızlarını, çeneleri birbirinden ayrılana kadar çekmesi idi. Huyu iyi olduğu günlerinde kızları soyarak erkek misafirlerin önüne çıkartıyordu. 20'li yaşların sonuna doğru iki kızından ve bir oğlundan sıkılan Elizabeth, onları evlatlıktan reddetti ama onları bu işkence ortamının içine sokmadı. Yıllar geçtikçe masum kızların kanına olan ihtiyacı gittikçe artıyordu. Yeni işkence yöntemleri geliştirmişti. Mesela kızları tamamen bal ile kaplayıp onları böceklerin ve arıların önüne atıyordu. Yıllar içinde kale tamamen işkence merkezi haline geldi. http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r0/55daf7a35252e75262685231.webp Bir başka işkence yöntemi ise esir aldığı kızları çıplak olarak 0 derecenin altında soğukta, buz gibi suyla, donarak ölene kadar yıkıyordu. Kocasının ölümünden sonra, kendisiyle ve güzelliğiyle daha fazla ilgilenmeye başladı. Ardından onu gençleştirdiğini düşündüğü kan banyoları başladı. Kaleye getirilen kızların kanlarını emiyor, açılan yaralarındaki etleri yiyordu. Kontes, alman saatçilerinden ve demircilerinden işkence aleti sipariş ediyordu. Bir süre sonra Csetjhe kalesi tamamıyla bir işkence merkezi haline gelmişti. Çivili kafeslerde kızları öldürüyor, onun için özel yapılmış bu kafeslerin altına girip, kanın akması için yapılan delikten banyo yapıyordu. Elizabeth bazen iç güzelliği için onların kanlarını da içiyordu. Bir süre sonra artık bu basit köle kızların kanlarının bir işe yaramadığını düşünen kontes, daha asil ailelerden köleler almaya başladı. Elizabeth’in terörü uzun yıllar devam etti. Kurban listesi gün geçtikçe artıyordu. Kontes kurbanların isimlerini çalışma masasındaki defterine yazıyordu. Cesetler kalenin koridorları altında yakılıyor veya ormana atılıyordu. Genç kızlar eğitim veya çalıştırma adı altında kandırılarak kaleye getiriliyorlardı. 40 yaşına yaklaşmıştı ve yavaş yavaş yaşlandığının belirtileri ortaya çıkıyordu. Ne yaparsa yapsın bunları ortadan kaldıramıyor ve güzelliğini kaybetmeye başlıyordu. Bununla beraber Elizabeth’in namı çevre köylerde konuşulmaya başlanmıştı. Elizabeth ve Csetjhe kalesi hakkındaki dedikodular Macaristan imparatoruna kadar ulaşmıştı. Bunun üzerine imparator tarafından, Elizabeth’in başbakan olan kuzeni Kont Cuyorgy Thurzo’ya kaleye baskın düzenleme görevi verildi. 30 Aralık 1610'da Elizabeth’in kuzeni tarafından yönetilen bir grup asker Csetjhe Kalesi’ni gece bastılar. Hepsi kaledeki korkunç görüntüden şaşkına döndü. Kalenin altında yaklaşık 50 ölü kızın cesedi bulundu. Kale basıldıktan sonra Elizabeth’in yardımcıları da cezalandırıldı. Parmakları kesilerek ateşe atıldılar ve kazığa bağlanarak yakıldılar. Odadan çıkarılan ceset Kontes'e değil, İblis'e aitti. http://img-1.onedio.com/img/719/bound/2r0/55daf7e0ef45e1680aa06ae9.webp Elizabeth’in ölümü de hiç kolay olmadı. Ölene kadar kendi kalesinde neredeyse tamamı duvarlarla çevrili bir odada kalacaktı. Odada sadece bir delik açılmıştı, o da yemek vermek ve hava almasını sağlamak içindi. Elizabeth kendi kalesindeki bu odada tam üç yıl hayatta kalmayı başardı; neredeyse güneş ışığı olmadan, zifiri bir karanlıkta geçirilen koca üç yıl.. 21 Ağustos 1614'de, 54 yaşındaki Elizabeth Bathory, yemeğini getiren bir hizmetçi tarafından ölü olarak bulundu. Kendisi odada ölü bulunduktan sonra cesedini dışarı taşıyan muhafızlar, cesedi güneş ışığında gördüklerinde resmen şok oldular çünkü bu taşıdıkları ceset Kontes değildi; İblisin ta kendisiydi. Daha sonra, ceset üzerine yapılan incelemeler sonrasında ölüm nedeninin frengi olduğu anlaşıldı ve geçirmiş olduğu bu fiziksel değişimin sebebi de anlaşılmış oldu.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2016 Filmi de yapılmış... [video=youtube;Az-orSw5Jg0]https://www.youtube.com/watch?v=Az-orSw5Jg0 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elixra Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 25, 2016 Vay be ne etkileyici karıya bak sen Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
GOZ Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2016 Vay be ne etkileyici karıya bak sen ne yönden etkileyici? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elixra Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2016 Kadının yaptıklarından söz ediyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rage94 Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2016 American horror story coven da buna benzettiğim bir kadın vardı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.