nazirella Oluşturma zamanı: Nisan 3, 2013 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 3, 2013 Makro farkındalık Var olmuş, var olan ve var olacak olan her şeyin ve bunların makro kozmik bütünlüğünün farkına varmış olmaktır. Makro felsefenin gerekliliği Kişi Diğerlerinden ve evrenden niçin ayrı ve bölünmüş hissettiğini,Olanın mükemmelleşmesi konusunda niçin kendisine yasaklar koyduğunu veDeney imlediği her şey için kendi sorumluluğunu üstlenmeyi niçin reddettiğini çözüme kavuşturacak açılımları yapabilene dek yalnızlık çeker; deney imlemek (yaşayarak öğrenmek) zorunda kalır. Makro bakış açısı Makro perspektiften bakıldığında kişinin korku, kızgınlık ve hastalık dolayısıyla acı çekmesinin nedeni, aşağıdakilerin farkına varamamış olmasıdır: Aslında... - Her şey birdir, - Her şey sevgidir, - Her şey kusursuzdur. Makro kozmik bütünlük, makro kozmos ve mikro kozmos Makro kozmos dediğimiz en geniş anlamdaki evren, var olan her şeyi kapsar. Makro kozmos, mikro kozmos (küçük dünya) ile uyum içindedir. Örneğin kendi mikro kozmosunda insan, aslında makro kozmos ile, yani her şey ile bağlantı içindedir. Kişi ve diğer her şeyin arasında bir enerjiler ilişkisi vardır. Bu açıdan bakıldığında kendimizin diğer bir insan, bir bitki veya bir hayvan ile aynı bütünün bileşenleri olduğumuzu anlarız. Bu durumda insan, canlı olan insanlar, bitkiler ve hayvanlar ile etkileşimde bulunabilir. Böylece aslında her şeyin bir olduğunun farkına varan insan, kendisini yalnız ve tek hissetmez ve diğerlerine zarar vermeye çalışmanın veya diğerlerinden çekinmenin (ayrı hissetmenin) anlamsızlığının da farkına varır. Kabul edilemeyenin kabul edilmesi ve özdenetim Aklımız, kendi çizdiğimiz sınırlar çerçevesinde üretkendir. Aklımıza çizdiğimiz sınırları kaldırmak, ancak kabul edemediğimizi kabul etmemizle olur. Olan bir şeyi hoşumuza gitmediği için yok saymak yanlıştır. Bir olay olabiliyorsa, bir düşünce üretilebiliyorsa doğal karşılamak ve varlığını kabul etmek gerekir. İnsan, hoşlanmadığı ihtimalleri göz ardı eder; oysa hangi olaylardan hoşlanmayacağını yine kendisi belirlemiştir. Bu çerçeveyi kırmadıkça insan aslında kendi oyununu oynamakta, kendi İllüzyonunda zaman kaybetmektedir. Olmaması gerekenin olabileceğini bilmek ve kabul etmek, onun olmamasını sağlamanın veya onu değiştirmenin ilk adımıdır. Bunun farkında olan kişi, kendisini kendisinin üzerinde kontrol edebilir; kendi aklına kendisinin ve diğerlerinin sınır çizmesini önleyebilir. Şans ve çıkar Şans konusunda iki durumdan bahsedebiliriz. Birinci durumu bir örnekle açıklayalım. Evinizden dışarı adım attığınızı düşünün. Eğer dışarıda bir piyango bileti satıcısı görürseniz, bir piyango bileti alırsınız veya almazsınız. Ama eğer dışarıda hiç piyango bileti satıcısı görmezseniz, bilet alma ihtimaliniz olmaz. Bunun sonucu olarak ta ikramiye kazanmanız mümkün olmayacaktır. Aynı örnekte değişiklik yaparak ikinci durumu açıklamaya çalışalım. Eğer piyango bileti satıcısı dışarıdan geçiyor ve siz başka konuya odaklandığınız için onu fark etmiyorsanız, yine bilet alma ve dolayısıyla ikramiye kazanma ihtimaliniz olmayacaktır. Yani bu ihtimali siz ortadan kaldırdınız! Benzer şekilde yolda yürürken yolun kenarındaki ağacın dallarındaki çiçeklerin ne kadar güzel olduğunu, ancak o ağacı fark ederseniz anlayabilirsiniz. Makro insan, mikro insana nazaran bulunduğu ortamdaki daha fazla şeyi fark eder. Tek konuya odaklanmaz; dikkatinin sınırlarını zorlayarak birçok şeyin farkına varır. Düşünce boyutunda da aynı şekilde aklını açık tutan makro insan, farkına varabildiği detay miktarını arttırarak daha gerçekçi sonuçlara ulaşabilir. Makro insan, düşüncesine boyut sınırı koymaz, aklının almayacağı bir şeyin var olduğunu düşünmesinin de aslında mümkün olamayacağının farkındadır. Bu sayede çok boyutlu düşünen makro insan, mikro insanların ileride neler yapabileceğini, neler düşünebileceğini çıkarım sayabilir. Bu noktada artık mikro insanların makro insanları yönlendirmesi mümkün değildir; mikro insan ancak makro farkındalık düzeyinde makro insan ile paralel etkileşimde bulunabilir. Makro farkındalık düzeyindeki kişi zaten çıkar düşüncesinin kendisini yönlendirmesinin önüne geçmiş olacağı için diğer makro ve mikro insanlara çıkarcı yaklaşımlarda bulunmayacaktır. Aklınızı açık tuttuğunuzda daha çok detayın farkına varırsınız. Daha çok detayın farkına varmak, daha detaylı düşünebilmenizi/daha gerçekçi çıkarımsamalar yapabilmenizi sağlar ve karşınızdaki mikro insanın o andaki ve sizin müdahaleniz sonucunda ilerideki düşüncelerini bilebilir duruma gelirsiniz. Bu durumda mantık süzgecinizi daha sağlam kurmanız, olası sonuçlara varmanızı sağlamış olmaktadır. Makro sevgi ve makro aşk Makro sevgi, kişinin karşısındakini geçmişiyle, kendine özgülükleriyle, ruhsal evrimiyle kendi bütünlüğünde bir birey olarak anlamak, kucaklamaktır. Makro kozmik bütünlüğün farkında olan makro insan, karşısındaki ister karşıt cinsinden olsun, ister yaşça daha büyük olsun onu olduğu gibi kabul edip sonsuz bir sevgi besleyebilir. Makro insan her bir insanı -kendisi de dahil- olduğu gibi sever. Makro insan için aşk, bir kişi ile arasındaki etkileşimin türünün değişmesidir. Bununla birlikte bu durum, önceki etkileşimin iyi olmadığı anlamına gelmez. Aşk makro insan için, insanlar arası doğal etkileşimin bir türüdür ve bir kişi ile sınırlı kalmak zorunda değildir. Bir insan, birden çok kişiye aşık olmuş ise duygularını gizlemek zorunda değildir. Makro insan zaten kıskançlık diye adlandırılan mikro davranışı aşmış olduğu için, bir başkasına da aşık olan eşine bundan dolayı negatif tepki göstermez; bu duruma ancak sevecenlikle yaklaşır. Çünkü bu doğal bir durumdur (kabul edilemeyenin kabulü); makro bireyler kendilerini birbirlerinden ayrı hissetmezler. Makro bireye göre her şey birdir, her şey sevgidir. Buna bağlı olarak ta makro insanlar arasında evlilik denilen hukuki bağa gerek yoktur. Mikro bakış açısından burada bahsedilen bazı düşünceler toplumsal yozlaşmayı getirir gibi görünür. Ancak makro farkındalık düzeyindeki makro insanların oluşturduğu makro toplumda mikro davranışlar olmayacağı için bir yozlaşma da söz konusu olmaz. Kendine değer verme Makro toplumda bireyler kendi benliklerinin farkındadırlar. Makro insan, hem kendisine hem diğerlerine değer verir. Makro insan kendisini kendisinin üstünde bir bilinç düzeyinde yargılar; diğerlerine ise ancak kişisel görüşünü bildirir. Bilinç düzeyi Makro insan, yaşamı süresince sürekli bilinç düzeyini geliştirir; farkındalığını genişletir. Makro toplumda stratejik görevlerin dağılımı bilinç düzeyine göre yapılır. Toplumun geleceğini ilgilendiren stratejik görevler, en üst bilinç düzeyindeki makro bireylerce yürütülür, ancak bu diğerlerinin görüş bildiremeyeceği anlamına gelmez. Bu konumdaki kişiler topluma gerekli açıklamaları yaparlar; makro bireyler merkez danışma sistemi yoluyla merak ettikleri konuları öğrenebilirler. Kişiler bilinç düzeylerini yükseltmek için sürekli kendileriyle, diğerleriyle ve merkez danışma sistemi ile etkileşim içinde olurlar. Rüya Nedir 'Her rüya kendi Makro özümüzden gelen kılavuzluk hediyesidir. İster iyi ister kötü olsun, acı veren veya mutluluk dolu, arkadaşça veya düşmanca olsun, tamamıyla onun hakkında nasıl düşündüğümüze dayanır. Rüyalar, rüyayı görenin günlük yaşamındaki olaylarla ilgilidir ve o olayların birer yansımasıdır. İçerdiği mesaj ve aldığı şekil, rüyayı deney imleyen kişinin kalbindeki ve zihnindeki güdüsel durumdan, yönlendirmelerden, isyanlardan veya kendisinin (veya kişilerin) arzularından tetiklenir.' (Thea Alexander'ın 'How to Interpret Dreams from a Macro View' adlı kitabından alınıp Türkçeleştirilmiştir.) makro toplum & yaşam [*=left]Ortak yerleşim [*=left]Makro felsefenin günlük yaşama uygulanışı [*=left]Makro yaşam ve mikro yaşam [*=left]Makro toplumda aile yaşamı [*=left]Makro nitelikler [*=left]Makro güçler [*=left]Sürekli eğitim ve öğretim [*=left]Kişisel tercihler ve kişisel evrim [*=left]Kişinin öğrenilmiş davranışlarını değiştirmesi [*=left]Finansman [*=left]Bilim ve makro toplum 'Bizler, her birimizin tek olmasının değerini biliyor; yargılamak, kızmak veya kendimizce veya diğerlerince tehdit edilmek yerine kendimize ve diğerlerine değer veriyoruz. Hayatı, kendi evrimimizin macerası için kendi yarattığımız sürekli değişen ve sürekli gelişen seçimler dizisi olarak görüyoruz. Kendi seçimlerimizin sorumluluğunu tüm varlıklara saygı duyar bir yaklaşımla, bu seçimlerimizin sonuçlarını yaratıcı bir şekilde yönetebilmek için kendi üzerimize alıyoruz.' Makro nitelikler Şu üç makro nitelik çok önemlidir: [*=left]SEVGİ [*=left]BİLGELİK [*=left]LİDERLİK Kendine değer verme Makro toplumda bireyler kendi benliklerinin farkındadırlar. Makro insan, hem kendisine hem diğerlerine değer verir. Makro insan kendisini kendisinin üstünde bir bilinç düzeyinde yargılar; diğerlerine ise ancak kişisel görüşünü bildirir. Bilinç düzeyi Makro insan, yaşamı süresince sürekli bilinç düzeyini geliştirir; farkındalığını genişletir. Makro toplumda stratejik görevlerin dağılımı bilinç düzeyine göre yapılır. Toplumun geleceğini ilgilendiren stratejik görevler, en üst bilinç düzeyindeki makro bireylerce yürütülür, ancak bu diğerlerinin görüş bildiremeyeceği anlamına gelmez. Bu konumdaki kişiler topluma gerekli açıklamaları yaparlar; makro bireyler merkez danışma sistemi yoluyla merak ettikleri konuları öğrenebilirler. Kişiler bilinç düzeylerini yükseltmek için sürekli kendileriyle, diğerleriyle ve merkez danışma sistemi ile etkileşim içinde olurlar. Makro felsefenin günlük hayata uygulanması Diğerlerine saygı göstermeyi öğrenmelisiniz. Mümkün olan en içten şekilde düşünmek iyi bir başlangıçtır. Eğer bunu gerçekten yaparsanız, yaşantınızdaki birçok stresi elimine edersiniz. Karşı karşıya gelmek, diğerlerini kontrol etmek veya tekil fikirlerinizi kabul ettirmek için enerji sarf etmek yerine diğerlerinin görüşlerine açık olmalı, diğerlerinin inanışlarına yargılayıcı şekilde yaklaşmamalı, diğerleriyle çatışmaya girmekten hoşlanmamalısınız. Bunlar, yaşamınızın spekülasyona ve araştırmaya sınırsız derecede açık olan alanlarıdır. Takip edeceğiniz yolları seçmelisiniz. Hata nedeniyle oluşan kesintiler kötü olmaktadır. Bu size sadece bir yolu gösterir; izlediğiniz yol çıkmıyorsa bir diğerini deneyebilirsiniz. Kendi hayatınızın sorumluluğunu aldığınızda, diğerlerini suçlamak için enerji harcamazsınız. Anlaşılabileceği gibi, bu durum oldukça yargısal/fikirseldir. Peki bu gerçekten bir fark yaratır mı? Evet. Sağlığınız ve fikirsel yapınız gelişir, manevi doğanız keşfedilmeye özgür hale gelir. İstediğimiz her an çevremizdeki evrenin nedenlerini ve nasıllarını anlayamayız; fakat öğrenebiliriz. Eğer önerisel, açık, istekli ve deneysel kalırsak nedenler ve nasıllar kendilerini bize gösterirler. Makro güçler Makro güçler, gerçekte herkeste olan ancak kendiliğinden ortaya çıkmayan, kullanabilmek için farkına varmak, yoğunlaşmak ve çaba harcamak gereken güçlerdir. Fiziki duyu organlarımız sayesinde nasıl tat alıyor, ısıyı hissediyor, belirli bir aralıktaki sesleri duyabiliyor ve yansıyan ışık ışınlarını görüyorsak, düşünme yeteneğimiz ve sinir sistemimiz sayesinde fiziki olmayan şeyleri (bilgi, olay veya enerji) algılayabiliriz. Makro güçler: [*=left]Telepati (telepathy): Düşünce yoluyla iletişim [*=left]Duru görü (clairvoyance): Düşünce yoluyla, gözle görülemeyecek uzaklık veya yerdeki şeyleri görebilme [*=left]Duru duyum (clairaudience): Düşünce yoluyla, kulakla duyulamayacak uzaklık veya yerdeki sesi duyabilme [*=left]Önceden bilme (precognition): Olacakları önceden bilme [*=left]Olanı bilme (retrocognition): Olmuş olanı bilme [*=left]Psikokineji-Telekineji (PK): Düşünce gücüyle maddelere etkide bulunma, hareket ettirme [*=left]Ruhsal Yansıtma (Astral projection / OOBE): Ruhsal olarak bir yerden başka yere gidebilme Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.