Hayalet hikayeleri

emeğine sağlık çok güzel paylaşımlar. yazıyı okuduktan sonra gerekli duaları okuyun arkadaşlar. ayetel kürsi, muvazeteyn, slat selam ve kulhu, fatiha ,

Süper olmuş yaa. Daha da olsa okurdum yanii

herkesin eline sağlık güzel bi çalışma olmuş ama devam etsin.... (hikayeler güzel yalnız ben tırsmaya başladım )

valahı elıne saglık ama bıraz daha net olabılırtı bana bıraz daha kulaktan duyma veya sızce salama olabılır yınede merak konusu arkadaslar için elıne saglık

harika bir çalışma emeğine sağlık arkadaşım ben inanıyorum ve bir iki olayda başımdan geçti inşallah bir daha geçmez diyorum inanmayan arkadaşlarıda inanmaya davet ediyorum

Süper olmuş. Eğer daha fazla varsa paylaşılsın lütfen.

bu zengin paylaşım için teşekkürler,harikasınız

Evet bunca hayalet hikayesini yalayıp yuttuktan sonra süper uyunur artık çok teşekkür ediyorum hehe

Çok güzel olmus daha varsa bekliyoruz.

Bunların çok daha güzelleri var ya... İlk konuyu açan arkadaşın yazdıklarının bir kısmı hikaye yok kafasını kesmiş yok öldürmüş... yok artık dedim bir çoğunda biraz araştırayım eklerim bende birşeyler

Hollywoodu besliyor bu hikayelerin bircogu . Azıcık korksam mutlu olacağım.

Biz Oğlan Deresi'nde yaşayan Müslüman cinleriz. Oğlan Deresi'nden Güvercinlik Çalı'na gelin götürüyoruz. Geçerken, sabah ezanı okunduğunu duyunca namaz kılmak için camiye geldik."

''Mezarımın üstünden tuvaleti kaldırın."

:D:Doff ne guldum bea..

cok azını okudum cok uzun çünkü :D benim pederin başındanda gecen bir olay var..yok degil...cinler var yane kimseye denk gelmez umarım onlarda biizm gibi topluluk..bizden tek farkları görünmezler ve ışık hızından daha hızlılar...tek farkları o .. ama insan tırsıo yine

Biz Oğlan Deresi'nde yaşayan Müslüman cinleriz. Oğlan Deresi'nden Güvercinlik Çalı'na gelin götürüyoruz. Geçerken, sabah ezanı okunduğunu duyunca namaz kılmak için camiye geldik."

 

 

''Mezarımın üstünden tuvaleti kaldırın."

 

 

 

:D:Doff ne guldum bea..

aynen... ama yine de paylaşım güzel..

bende annemin babasının yaşadığı bir olayı anlatmak istiyorum. Dedem saz üstadıdır ve iyide bağlama çalar. Bir gün atölyesinden gece 3 sıralarına eve doğru yol alırken sesler duymaya başlar. Tabi o zamanlar heryer bina değildir ve o da çayırdan geçmektedir. Biraz ilerde ışıklar davul zurna sesleri gülüşmeler duyar. Tam o sırada omzunda bir el hisseder. Bu bir köylü erkektir ve dedemin elindeki bağlamayı göstererek düğünlerinin olduğunu ve gelip çalmasını söyler. Israr da bulunur. Dedem ise bu saatte düğün mü olur diyerek şaşkınlıkla ortamı görmek ister. Gittiğinde ağaçlığın tam ortasında boş meydanda düğün alayını görür. Sofralar serilmiş, halay ekibi dizilmiş halay çekmektedir. Yanlarına giderek bağlama çalar. Halay çeker. Damat gelip bağlamasına bir kırmızı tül bağlar. Tam bağlarken adamların ayaklarının ters olduğunu görür. (o zamanlar dedem fazla inançlı değilmiş) Hiç çaktırmaz düğün ekibi çok teşekkür eder. Dedem ise gitmesi gerektiğini söyler ve koşarak eve ulaşır. Eve geldiğinde bağlamasında o kırmızı tül vardır.

Annanemin anlattığına göre iki gün evde konuşmadan yatmış dedem.

Bir diğer durumda babamın dedesi hakkında. İsmi Muhammed olan büyük dedem çok muhterem bir insanmış. Sürekli dinle haşır neşir olur insanlara, hayvanlara sürekli iiyilik edermiş. Ölümünün 8. yılında babannemler mezarına gitmişler köyde. Halalar enişteler falan büyük bir kalabalık ziyarete gitmiş. Mezarın başına geldiklerinde mezarın üstündeki toprağın seyreldiğini ve sakalının topraktan dışarı çıktığını görmüşler. Enişte meraklanmış ve biraz daha eşeleyip sakalı tuttuğu gibi çekmiş. Fakat çekmesiyle toprak kalkmış ve büyük dedemin çürümemiş olan burnu çıkmış alttan. Bu olayın üzerine hemen mezarı kapatmışlar, üzerine toprak attırmışlar. Dua okuyup gitmişler. Adamın ölümünden 8 yıl geçmesine rağmen burnu çürümemiş. Belkide hiçbiyeri çürümedi görünmediği için birşey diyemeyeceğim.

Paylaşımlar güzel fakat bu konular hakkında pek inancım yok. İş yerinde vakit geçsin diye hemen hemen hepsini okudum

bende annemin babasının yaşadığı bir olayı anlatmak istiyorum. Dedem saz üstadıdır ve iyide bağlama çalar. Bir gün atölyesinden gece 3 sıralarına eve doğru yol alırken sesler duymaya başlar. Tabi o zamanlar heryer bina değildir ve o da çayırdan geçmektedir. Biraz ilerde ışıklar davul zurna sesleri gülüşmeler duyar. Tam o sırada omzunda bir el hisseder. Bu bir köylü erkektir ve dedemin elindeki bağlamayı göstererek düğünlerinin olduğunu ve gelip çalmasını söyler. Israr da bulunur. Dedem ise bu saatte düğün mü olur diyerek şaşkınlıkla ortamı görmek ister. Gittiğinde ağaçlığın tam ortasında boş meydanda düğün alayını görür. Sofralar serilmiş, halay ekibi dizilmiş halay çekmektedir. Yanlarına giderek bağlama çalar. Halay çeker. Damat gelip bağlamasına bir kırmızı tül bağlar. Tam bağlarken adamların ayaklarının ters olduğunu görür. (o zamanlar dedem fazla inançlı değilmiş) Hiç çaktırmaz düğün ekibi çok teşekkür eder. Dedem ise gitmesi gerektiğini söyler ve koşarak eve ulaşır. Eve geldiğinde bağlamasında o kırmızı tül vardır.

Annanemin anlattığına göre iki gün evde konuşmadan yatmış dedem.

 

woooww çok şaşırdım şimdi:rolleyes: aynı hikayeyi bir arkadasım anlatmıştı, onun da dedesi anlatmış, köyde olmuş bu olay:rofl:

bütün dedeler biliyor sanırım:D

UST KATTAKI KATIL

Büyük bahçeli bi villada yasayan genç bi çift, çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdigi bi partiye gitmis. Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye baslamıs. Bi ara telefon çalmıs. Kızcagız telefonu açtıgında karsısında hırıltılı bi sesle konusan biri varmıs: “Su an üst katta çocukların basucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha!” Kız feci korkmus haliyle. Ama kendini “Kesin salak bi telefon sakası bu” diye düsünüp sakinlestirmeye çalısmıs ve televizyonun sesini sonuna kadar açmıs. Telefon tekrar çalmıs. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra, “Çocukların yanındayım. Hadi sen de gel yukarı” demis. Kız daha da korkmus ve santrali arayarak durumu anlatmıs. Santralde iyi bi kadın varmıs, “Adam sizi aradıgında bi’kaç dakika konusturun. Numarayı tespit eder, sonra da polise bildiririz” diyerek kıza yardımcı olmus. Bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmıs telefon. Aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmis. Kız konusmayı uzatmaya çalısmıs ama sapık anlamıs bunu ve hemen telefonu kapatmıs. Bi’kaç dakika sonra tekrar çalmıs telefon, arayan santral memuresiymis ve panik durumdaymıs: “Hemmen kaç oradan! Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bi telefon hattı daha var demek ki!” Kız kossa kossa kaçmıs evden. Bu arada santraldeki kadın, polisi olaydan haberdar etmis bile. Polisler bi’kaç dak’kada adrese gelip eve girmis. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bi katil yakalamıslar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocugu öldürdükten sonra o telefonları etmeye baslamısmıs.

cidden çok etkileyici....