20. yüzyıl delileri artık özgür değiller..

20.yy.da çılgınlığın bile standardize edildiğine tanık olduk.Delilik günümüzün gelişen totaliter devletinin bir parçası.Devlet tarafından tedavi ruhsatı verilen resmi şifa vericiler,psikiyatristler ve psikologlar neyin delilik olarak tanımlanabileceğini belirliyorlar.Deliler, deliliklerinin özgürlüğünü yitiriyor..

Gerçeğe benzersiz bir bakış açısıyla bakmak,deliliğin doruk noktasını oluşturur.Olgular arasındaki ilişkilere kökten farklı bir bakış açısıdır bu..Gerçi Shakespeare'in dediği gibi deliliğin bir yöntemi olabilir belki..ama her delinin yöntemi bambaşkadır..Anarşistler bile ortaklaşa kabul edilmiş kara bir bayrağın çevresinde toplanırlar.Ortak amaçları,sınırlamaları ve simgeleri vardır.Oysa deliler için hiç de böyle değildir.Herbiri kendi havasını çalar,istediği zaman değiştirir bu havayı ve yine de kendisine özgü delilik yolunu izlemeye devam eder.Psikiyatri özgürlüklerinin bu doruk noktasını ellerinden almıştır.Oysa ortaçağda delinin toplumda en üstün güç olarak bilinen Tanrının bile artık etkileyemediği başka güçlerin etkisi altında olduğuna inanılırdı.Böylece ,açıklanamamakla birlikte,delilikkurulu düzen hiyerarşisi içinde en büyük güce eşit bir güç sayılıyordu.Aydınlanma çağından,sanayi devrimi ve pozitivizmden sonra delilik ,sıradan bir soğuk algınlığı gibi herhangibiri tarafından tedavi edilebilecek bir hastalıkla aynı kategoriye alınmıştır.Ortaçağ Avrupasında deliliğe verilen büyük önemden ne kadar uzak bir yaklaşım !!O zamanlar deliliğin üstesinden gelmek için kilisenin en yüksek otoritesine,engizisyonda en dindar ve en saygın kimselerin yardımına ihtiyaç duyuluyordu.Deliliğin üstesinden gelememek ,Tanrının zayıflığını kabul etmek demekti..Ortaçağda en yüksek otoritenin yetkisi delilerden nedamet getirmelerini istemeye ya da hiç olmazsa cennetten kovulan melek Lucifer'ın etkisi alına girmiş olduklarını onlara itiraf ettirmeye kadar varabiliyordu..18 ve 19. yyda deliler tımarhanelerde tutuluyordu..20. yy.da ise deliler dize getirildi...(Anarşist bir psikiyatristten alıntı )(devamı için bknz:G.Vassaf)

Oldukça dikkat çekici bir yazı.otoriteye deliliğin tanımlaması ve teşhisini yapmaya iten sebepler incelendiğinde deliliğe yüklenen anlamlar yerdeğiştirecek kadar sarsılabilir aslında.

hayatları ellerinden alınanlar adlı başlıkta bu konuyu da kapsayacak şekilde anlatılıyor bence..saol yinede paylaşım için..

paylasım ıcın tsk ler:)

Ortaçağda en yüksek otoritenin yetkisi delilerden nedamet getirmelerini istemeye ya da hiç olmazsa cennetten kovulan melek Lucifer'ın etkisi alına girmiş olduklarını onlara itiraf ettirmeye kadar varabiliyordu

delıler bu sekılde gunahkar sınıfından sayılıyorlar yanı...ılgınc:)