Jump to content

Sabahattin Ali - Rüzgar


rebelgoth

Önerilen Mesajlar

Rüzgar / Sabahattin Ali

 

Arzularım muayyen bir haddi aşınca

Ve sözler kulaklarıma sağırlaşınca

Bir ihtiras duyup vahşi maceralara

Çıkıyorum bulutları aşan dağlara.

Tanrıların başı gibi başları diktir,

Bu dağları saran sonsuz bir genişliktir,

Ben de katıp vücudumu bu genişliğe,

Bakıyorum aşağlarda kalan hiçliğe.

 

Bu dağların bir rakibi varsa rüzgârdır.

Rüzgâr burda tek başına bir hükümdardır.

Burda insan duman gibi genişler, büyür,

Bu dağlarda ıstıraplar, sevinçler büyür.

Buralarda her düşünce sona yakındır,

Burda her şey bizden uzak, «o»na yakındır.

Burda yoktur insanların düşündükleri,

Rüzgâr siler kafalardan küçüklükleri.

Yanağıma çarpar kanatlarını,

Ve anlatır mâbutların hayatlarını.

Arasıra kulağını bana verdi mi,

Ben de ona anlatırım kendi derdimi.

 

«Ey dağların dertlerini dinleyen rüzgâr!

Benim arık yalnız sana itimadım var.

Gelmiş gibi uzaktaki bir seyyareden

Yabancıyım bu gürültü dünyasına ben.

Etrafımın sözlerine asla aklım ermedi,

Etrafımda bana asla kulak vermedi.

Senelerden beri hâlâ anlaşamadık,

Bende kestim anlaşmaktan ümidi artık.

Gözlerimde hakikati sezen bir nurla

Etrafımı süzüyorum biraz gururla.

 

Bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya

En büyük şey, en asîl şey küçülür burda.

Burda yalan para eden biricik iştir,

Burda her şey bir yapmacık bir gösteriştir.

Kimi coşar din uğruna geberir, yalan!

Kimi gider vatan için can verir, yalan!

Bir filozof yetmiş eser yazar, yalandır;

Bir kahraman istibdadı ezer, yalandır.

Şairlerin büyük aşkı fânî bir kızdır,

Bu dünyada herkes sinsi herkes cılızdır.

Ne hakikî aşktan burda bir çakan vardır,

Ne de onu görse dönüp bir bakan vardır,

Her büyüklük bir cüzzam gibi dökülür burda,

En muazzam ölüm bile küçülür burda.

 

Benim kafam acayip bir dimağ taşıyor,

Her dakika insanlardan uzaklaşıyor.

Zaman zaman mağlûp olsam bile etime,

İnsan olmak dokunuyor haysiyetime.

Büyük, temiz bir arkadaş arıyor ruhum,

İşte rüzgâr, şimdi sana sığınıyorum!

Asaletin yeri yoktur gerçi hayatta,

En asîl şey seni buldum bu kâinatta,

Güneş gibi ne bin türlü ışığın vardır,

Ne süse, gösterişe bir baktığın vardır.

Deniz gibi muamma yok derinliğinde,

Bir ferahlık, bir saflık var serinliğinde.

Bir dev gibi küçük mızmız sesleri yersin,

Allah gibi görünmeden hüküm sürersin.

 

Düşmanıyım ben de cılız güzelliklerin,

Rüzgâr! Bu dağ başlarında çırpınan serin

Kanatların gökyüzünde akan bir seldir,

Bana kudret ve cesaret veren bir eldir.

Beşerlikten uzaktayım senin ülkende,

Senin gibi azamete âşıkım ben de.

İşte rüzgâr! Senin gibi ben de deliyim.

 

Islıklarım senin gibi inlemelidir,

Herkes beni ürpererek dinlemelidir.

Rüzgâr! Sana, yalnız sana benzemeliyim.»

 

1931 (Atsız Mecmua, s. 2, 1931)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...