Dolunay Oluşturma zamanı: Temmuz 19, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 19, 2007 Ahmet Haşim'in Hayatı ve Yapıtları http://www.edebik.com/images/yazar/yazar_63.jpg Ahmet Haşim (1884 - 1933) Türk şair 1884 yılında Bağdat'ta doğmuştur. Fizan Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey'in oğludur. 12 yaşlarındayken annesinin ölümü üzerine babasıyla İstanbul'a gelmiştir (1891). Bir yıl kadra Nümune-i Terakki Mektebi'nde okumuş sonra Mekteb-i Sultani'ye (Galatasaray) geçmiştir (1897). Galatasaray'ı bitirdikten (1906) sonra Reji İdaresi'ne girmiş, aynı zamanda Hukuk Mektebi'ne kaydolmuştur. Haşim, İzmir Sultanisi'nde Fransızca öğretmenliği yapmış (1098-1910), Maliye Nezareti'nde, Düyun-u Umumiye'de çalışmıştır. Birinci Dünya Savaşı boyunca yedeksubay olarak orduda bulunmuş, savaşın bitiminde İstanbul'a yerleşmiş, İaşe Müfettişliği'nde bulunmuş ve Osmanlı Bankası'nda çalışmıştır. Ahmet Haşim, Cumhuriyetin ilânından sonra Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik, Mülkiye Mektebi'nde de Fransızca dersleri vermiştir. Uzun süre Akşam gazetesinde fıkralar yazmıştır. 1932 yılında böbrek rahatsızlığı nedeniyle Frankfurt'a giderek tedavi görmüş, 4 Haziran 1933 tarihinde ölmüştür. Yazın Yaşamı Haşim şiirle ilgilenmeye Galatasaray'da okurken başlamıştır. Okuldaki öğretmenleri arasında Tevfik Fikret ve Ahmet Hikmet vardır. Abdülhak Şinasi Hisar, Galatasaray'da Haşim'in Ahmet Samim, Orhan Şemsettin, Hamdullah Suphi, Emin Bülend, İzzet Melih, Ahmet Bedî gibi edebiyatsever gençlerle bir grup oluşturduğunu yazmaktadır. Ahmet Haşim, Abdülhak Hamit ve Tevfik Fikret etkileri taşıyan ilk şiirlerini 1900-1912 yılları arasında Mecmua-i Edebiye (burada çıkan ilk şiiri "Hayali Aşkım"dır (1900) Aşiyan, Musavver Muhit dergilerinde yayımlamıştır. Yetiştiği yıllarda Fecr-i Ati topluluğuna katılmış, Servet-i Fünun, Resimli Kitap, Rebap gibi dergilerde yazmıştır. Daha sonra Dergâh dergisinde toplanan sanatçılar arasına katılmıştır. Dergâh'da yayımlanan ilk şiiri "Bir Günün Sonunda Arzu"dur (1921). Aynı yıl ilk kitabını çıkarmıştır: Göl Saatleri. Haşim'in gençlik döneminin önemli bir şiiri olan "Şiir-i Kamer" i değerlendirirken Hisar şunları yazmaktadır: "Haşim'in bütün hayatı boyunca devam eden kafiye yanlışları da bu tarihte başlar. 'Şiir-i Kamer' o zamanki dilimizde kullanılan eski farîsî ve arabî kelimelerle doludur. Edebiyat-ı Cedide şairlerimizin yazdıklarından daha eski bir zamana uyarak, daha eski bir edâya dalar ve daha şahsî bir hususiyetle çağıldar". Tanpınar, Haşim'in gerek şair gerekse estet olarak genç kuşak üzerinde geniş etkisi olduğunu belirtmekte ve şöyle demektedir: "Biz, bugünkü nesil, fikir ve sanat hayatına, Haşim'in yıldızı altında girdik. Tefekkür ve tahassüsüsmüzde 'Piyale' ve 'Şi'r-i Kamer' şairinin büyük tesirleri oldu. İlk yazılarımızı onun etrafında yazdık." Yapıtları Şiir: Göl Saatleri (1921), Piyâle (1926) Öteki yapıtları: Bize Göre (1928), Gurebâhâne-i Laklakan (1928), Frankfurt Seyahatnamesi (1933) Kaynak: egze.com Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon-ex Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2007 Güzel yazı emeğine sağlık "Anlami için şiiri deşmek, eti için bülbülü öldürmeye benzer" sözüyle hafızalara kazınan kadın düşmanı ve erkeklerin üstün olduğunu ispatlayan sembolizm akımının öncülerinden aşmış şair Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2012 "Şairin dili, düzyazı gibi anlaşılmak için değil, ama duyulmak üzere oluşmuş müzik ile söz arasında, sözden çok müziğe yakın, ortalama bir dildir." Ahmet HAŞİM (Piyâle Önsözünden alıntı) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kukla34 Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2018 Ahmet Haşim’in Hayatı 1884 yılında Bağdat’ta dünyaya gelen Ahmet Haşim, Arif Hikmet Bey ile Sara Hanım’ın oğludur. Çocukluk dönemi Bağdat’ta geçen Ahmet Haşim, 12 yaşında annesini kaybetmiştir. Bir süre daha Bağdat’ta kaldıktan sonra babası ile beraber İstanbul’a yerleşmiştir. O dönem Mektebe-i Sultani olarak bilinen Galatasaray Lisesi’nde yatılı olarak kalmıştır. Eğitim aldığı yıllarda öğretmenleri arasında bulunan Tevfik Fikret ve Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Ahmet Haşim’in edebiyata olan ilgisini yoğunlaştırmışlardır. 1907 yılında mezun olan Ahmet Haşim daha sonra hukuk fakültesini kazanmıştır. Hem hukuk okuyup hem de Fransız mektebinde öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Bir süre sonra hukuk fakültesini bırakan şair, İzmir’e yerleşerek Maliye Nezareti’nde çevirmenliğe başlamıştır. Ahmet Haşim’in İlk Şiiri Ahmet Haşim’in edebiyata olan ilgisi Galatasaray Lisesi’nde başlamıştır. Bilhassa şiir onun kendini ifade etme şekli olmuştur. Yazdığı ilk şiirlerde Abdülhak Hamit Tarhan ve Cenap Şehabettin’in izlerine rastlamak mümkündür. Dolayısıyla onun şiire karanlık kapıdan girdiği, örnek aldığı isimlerden belli olmuştur. Ölümü ve ayrılığı en iyi anlatan bu iki şair, Ahmet Haşim’in ilk eserlerini ortaya koymasında etkili olmuşlardır. Ahmet Haşim’in bilinen ilk şiiri Hayal-i Aşkım’dır. Sonrasında gençlik şiirlerini kaleme almaya başlamıştır. Ahmet Haşim’in Askerlik Yılları 1912 yılında İzmir’e yerleşen Ahmet Haşim kısa süre sonra yedek subay olarak askere alınmıştır. 1.Dünya Savaşı süresince İzmir’de ve Çanakkale’de askerlik yapmıştır. Savaşın olduğu yıllarda yazmaktan vazgeçmeyen Ahmet Haşim, hayatının bu dönemini kaleme almış ve hatıralar oluşturmuştur. Savaş sonrası izlerini eserlerine serpiştiren yazar, mütarekenin ardından İstanbul’a geri dönmeye karar vermiştir. Harp Akademisi’nde öğrencilere Fransızca eğitimi veren şair daha sonra Osmanlı Bankası’nda görev almaya karar vermiştir. Ahmet Haşim’in Yurt Dışı Seyahati İstanbul’daki hayatına adapte olmaya çalışan ancak yoğun iş temposu nedeniyle yorgun düşen Ahmet Haşim bir süre sonra hastalanmaya başlamıştır. 1924 yılında böbreklerindeki rahatsızlık nedeniyle Paris’e gitmiş ancak hiçbir çare bulamamıştır. Hastalığı artarak devam eden şairin 1932 yılında Frankfurt’a gittiği bilinmektedir. Hastalığına çözüm bulmak için bir süre de burada kalan Ahmet Haşim, ne yazık ki ağrılarıyla geri dönmek mecburiyetinde kalmıştır. Frankfurt yıllarını özel bir eser olarak kaleme alan Ahmet Haşim, bu eseriyle sanatını kuvvetlendirmiştir. Yurt dışından döndükten sonra öğretmenliğe yeniden başlayan şair, 4 Haziran 1933’te Kadıköy’de gerçekleşen ölümüne dek aynı görevde bulunmaya devam etmiştir. Alıntıdır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2018 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 29, 2018 “… Ne sen, Ne ben, Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ, Ne de âlâm-i fikre bir mersâ Olan bu mâi deniz, Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz. Sana yalnız bir ince tâze kadın Bana yalnızca eski bir budala Diyen bugünkü beşer, Bu sefîl iştihâ, bu kirli nazar, Bulamaz sende, bende bir ma'nâ, …” Ahmet Haşim'in O Belde şiirinden. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.