vhercle Oluşturma zamanı: Temmuz 20, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 20, 2007 "İnsanlığın mutluluğuna, barışa ve güvenliğine, insanlık aleminin birliği sağlam bir biçimde kurulmadıkça ve kurulana kadar ulaşılamayacaktır." Bahaullah böyle diyor. Bu yeni bir öğreti mi? Yoksa, bağnazlığa, ayrımlara, etnik ve dinsel kavgalara karşı sosyal bir tavır mı? Bunu henüz bilemiyoruz, kararı gelecek verecek. Bildiğimiz şey ise, Bahailiğin günümüzde dünyanın birçok yerinde sanıldığından etkin olduğu ve kurumsallaştığıdır. Bahailiğin üç önemli isminden birisi Bab´dır. Bab, 1819 yılı sonlarında Şiraz´da doğdu ve Temmuz 1850 yılında Tebriz´de öldü. Gerçek ismi Seyyid Ali Muhammed olan Bab, bir tüccarın oğluydu. Şiiliğin Şeyhi adlı mezhebiyle genç yaşta ilgilenmeye başladı. Kerbela´ya yaptığı hac yolculuğunda mezhebin lideri Seyyid Kazım Reşti ile tanıştı. Ondan eğitim gördü ve bir süre Kerbela´da Seyyid Kazım´ın yanında kaldı. Ondan aldığı düşünceleri yaymak için Şiraz´a gitti ve kuracağı dinin ilkelerini halka ilk kez açıkladı. Genç olmasına karşın bilgisinin derinliği ve genişliği ile sağladığı etki büyük oldu. Bu niteliği yüzünden Seyyid Kazım´ın müridi ve sonraları Bab’a ilk iman eden Molla Hüseyin´in de desteği ile Arapça´da "kapı" anlamına gelen Bab adını aldı ve kendisine inananlar Babiler olarak anılmaya başladı. Yeni inancı yaymak için Diri Harfler olarak adlandırılan 18 müridi topladı ve İran´ın çeşitli kentlerine gönderdi. Bu nedenle Babilik´te ve Bahailik´te 19 sayısı (kendisi ile birlikte) kutsal sayı olarak kabul edilir. Bab yani Seyyid Ali Muhammed, yalnız tasavvuf bilgileri edinmekle kalmamış, İslam bilimlerini, mezheplerini, hukukunu, şeriatın bütün ayrıntılarını öğrenmiş, düşüncelerine birtakım yenilikler katmıştır. Halkın desteğini kısa bir sürede kazanan Bab, hemen halkı isyana kışkırtmakla suçlandı, birçok kez tutuklandı. Bab ayrıca mollalar ve Bab´ın düşüncelerini benimsemeyen alimlerle de çatışıyordu. Müritleri tutuklandı ve Şiraz´dan sürüldüler. Bab Tahran yakınlarında tutuklandı ve 1847 yılında Maku Kalesi´ne kapatıldı. Bir yıl sonra Çehrik Kale´sine gönderildi ve idam edilene kadar orada hapsedildi. 1848 yılında Bedeşt´te toplanan müritler Bahailiğin, İslam´dan ayrı bir din olduğunu ilan ettiler. Bunun üzerine alimlerden oluşan karşıt bir grup Bab´ın geçerli düzen için bir tehlike olduğu düşüncesiyle idam edilmesine karar verdiler. Ve Bab, Tebriz´de kurşuna dizilmek üzere bir askeri kışlaya götürüldü. İdam mangasının açtığı ilk ateşte Bab´ın yara almaması ve sadece kendisini bağlayan iplerin kopması Tanrısal bir işaret olarak yorumlandı. Bab´ın naaşı ise bir hendeğe atıldı. Birkaç yıl sonra kemikleri Bahailer tarafından Filistin´de Kermil Dağı´nda yaptırılan bir mezara defnedildi. Bab´ın düşünceleri İslam toplumunda tepkiyle karşılanmışsa da yeni bir yaşama biçimi getirdiğinden geniş bir alana yayılmış ve bazı Müslüman aydınları etkilemiştir. Çok sayıda İslam alimi Bab’a ve daha sonra Bahaullah’a iman etmişlerdir. Arapça ve Farsça birçok kitap yazmıştı. Babiliğe ve Bahailere göre en önemlisi ve kutsal sayılanı "Beyan" dır. Bahaullah´ın müjdecisi olan Bab, insanları Hz. Bahaullah´ın gelişine hazırlayan ilahi elçiydi. İşte bu noktada Bahailiğin bir diğer önemli şahsiyeti ortaya çıkar: Bahaullah… Bahaullah, Bahai Dini´nin kurucusudur. Bugün, 232 ülkeye ve bölgeye yayılmış 5 milyondan fazla inananı bulunmaktadır. Asıl adı Mirza Hüseyin Ali Nuri olan Bahaullah 12 Kasım 1817 yılında Tahran´da doğdu ve 29 Mayıs 1892 yılında Akka´da öldü. İranlı bir asilzadenin oğluydu. Bahaullah zenginlik ve bolluk içinde doğdu, yaşamının büyük bir bölümü hapis ve sürgün edilerek geçti. İşkenceyi, zindanı, hor görülmeyi, açlığı, yoksulluğu ve ihaneti yaşadı. İsmi verilen dinin ve yaşamının hikayesi dramatiktir. Arapça´da adı "Tanrı´nın Nuru" anlamına gelen Bahaullah, Babilik´in bazı görüşlerini benimsemiştir. Bahailer, Bahaullah´ın Hz. İsa, Hz. Muhammed, Zerdüşt ve Buda gibi Tanrı´nın gönderdiği kutsal kişilerden biri olduğuna ve çağımıza yeni bir Tanrısal düzen getirdiğine inanırlar. Hıristiyanlar İsa´nın dönüşünü bekliyorlar, Müslümanlar İslam´a ait kerametlerin yerine getirilmesini ümit ediyorlardı. Diğer dinler de benzer bekleyişlere sahipti. 1863 yılında Bahaullah insanoğlunun bugünkü ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir vahiy aldığını ve Tanrı tarafından gönderildiğini açıkladı. Binlerce insan onun amaçlarını destekledi. Buna karşın özellikle Müslüman din adamları ve İran hükümeti bu akımı durdurmaya çalıştılar. Bahaullah´ın müritlerine zulmedildi ve çoğu öldürüldü. Sonra Bahaullah İran´dan Irak´a sürgün edildi. Bu dönem, 40 yıllık bir mahkumiyetin ve Tahran´dan Bağdat’a Istanbul´a, Edirne´ye ve sonra da Akka´ya uzanan bir dönemin başlangıcıydı. Sürgün yılları boyunca Bahaullah, öğretilerini açıklamaya devam etmiş ve bu çağın problemlerini çözmek için gerekli olan ruhani ve sosyal öğretiler getirdiğini savunmuştur. Dünyanın her yerindeki Bahailer, Bahaullah´ın Akka´daki evini bir hac yeri olarak görürler ve ziyaret ederler. "Çağın gereklerine göre davranın..." Bahailik bütün dinlerin birliğini ve insanların evrensel kardeşliğini savunan geniş kapsamlı bir öğretidir. İbadetten çok toplum ahlakı üzerinde durur. Ona göre hangi toplumdan, hangi inançtan, hangi soydan olursa olsun bütün insanların birbirine yardımcı olmaları, karşılık ve çıkar gözetmeden bir yardımlaşma eylemi içinde bulunmaları gerekiyordu. İnsanın kaçınması gereken en önemli eğilim bencilliktir. Bencillik, insanlar arasında kardeşliği, barış duygularının yayılmasını engeller. Kişi bencil olursa kendisinden başkasını düşünmez. Bu durum bütün insanlar arasında yaygınlaşırsa uygarlığın anlamı kalmaz ve barış yok olur. Bahailer´e göre Bahailiğin üçüncü önemli ismi Bahaullah´ın büyük oğlu Abdülbaha´dır (1844 - 1921). Bahaullah´ın etkisi ölümünden sonra da devam etti ve Bahailik hızla yayıldı. Adı "Baha’nın Kulu" anlamına gelen Abdülbaha inancı daha sağlam temellere oturtmuş, özellikle Amerika´da yayılmasını ve tutunmasını sağlamıştır. Babası Bahaullah´ın yazdıklarının yetkili açıklayıcısı ve onun öğretilerinin eksiksiz uygulayıcısıydı. Bahailiğin kutsal metinleri bu üç önemli kişinin yazı ve konuşmalarından oluşur. Bahai inancına göre bu kutsal metinler Tanrı´nın çağımıza yönelik vahiylerini içerir. Bahailer´e göre büyük dinlerin kurucuları insan soyunun adım adım eğitilmesini amaçlayan Tanrısal Planın uygulayıcı aracılarıdır. Farklılıklara karşın büyük dinler aynı gerçeği öğretirler. Tanrı´nın habercilerinin öğretileri her zaman toplumun ilerlemesine ve insanın gelişmesine yardımcı olmuştur. Bahaullah´ın görevi ise, tüm insan ırkını birleştirecek hareketi başlatmak, öğretileri vermek ve evrensel bir inanç yaratmaktır. Bahaullah; "İçinde yaşadığınız çağın ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenin ve düşüncelerinizi onun icap ve gerekleri üzerinde yoğunlaştırın." demektedir. Bahai cemaatine katılma töreni yapılmaz. Her Bahai her gün dua etmek, yılda 19 gün oruç tutmak, zihni etkileyen alkol ve uyuşturucu gibi maddelerden uzak durmak, tek eşle evlenmek ve evlenirken anne ve babanın rızasını almak gibi vecibelere uymak zorundadır. Bab´ın başlattığı ve Bahaullah´ın benimsediği Bahai takviminde her yıl 19 aydan oluşur. Her ay 19 gündür ve 4´de artık gün vardır. Bahai takvimindeki her ayın ilk günündeki 19 Gün Ziyafeti´nde Bahailer, dua etmek, kutsal metinleri okumak, cemaat işlerini tartışmak ve birbirleriyle dostluk etmek için toplanırlar. Yıl, baharın ilk günü olan 21 Mart Nevruz Günü ile başlar. Bahai cemaati, Bahaullah´ın açıkladığı genel ilkeler doğrultusunda onun başlattığı ve sonra Abdülbaha´nın genişleterek yaygınlaştırdığı kurumlar aracılığı ile yönetilir. Bahai cemaatinin yönetimi 21 yaşını doldurmuş Bahailerden oluşan 9 kişilik yerel heyetin seçimiyle yapılır. Bu seçimlerde propaganda yapılmaz, aday gösterilmez. Bu 9 kişi, Bahai cemaatinin tüm yerel sorunları konusunda yetki sahibidir. 9 kişilik Milli Ruhani Mahfil ise tüm ülke çapında yetkilidir ve beş yılda bir uluslararası bir toplantı yaparak 9 kişilik Yüce Adalet Evi´ni seçer. Adalet Evi, idari ve ruhani işleri yürütür, Bahaullah´ın yasalarını uygular. Yüce Adalet Evi´nin toplantı yeri İsrail´in Hayfa kentinde Bab ve Abdülbaha´nın türbelerinin yakınındadır. Türkiye´de dinin ve hukukun görüşleri Bütün bunlardan sonra görülür ki, Bahailik, özgün bir inanç türüdür. Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavere ve Dini Eserler İnceleme Kurulu´nun 15/2/1962 tarihli yazısına göre Bahailik, bir dine mensup bir mezhep veya tarikat olmayıp, İslam kaidesine göre batıl bir din hüviyetinde bir inanç şeklidir. Buna karşın, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ne verilen 17/1/1961 tarihli bilirkişi raporuna göre ise, Bahailik bir dindir. Doç. Dr. Sahir Erman, Doç. Dr. Cahit Tanyol ve Doç. Dr. Selçuk Özçelik tarafından imzalanan bilirkişi raporunda şöyle denmektedir; "... Bir çok batı ülkesinde mabedi, inananları ve cemaat örgütleri bulunan Bahailiği kanunlarımızın hariç tutması ve inananları tarikatçılıkla suçlanması ve onlara ille de sizin inancınız din değildir, denmesi hem gerçeklere hem de adalete aykırı düşer. Çünkü Bahailik ister inanalım, ister inanmayalım bir dindir... Bahailik bir din olduğuna göre, amacı da bütün dinlerdeki gibidir..." Burada, Bahailiğin bir din olduğunu düşünebiliriz, bunun sosyal ve hukuksal açılardan bir mahsuru yoktur ama teolojik açıdan yani dini açıdan bir sorundur. Çünkü en azından son peygamberin getirdiği son din olan İslamiyet´in temel ilkesine karşıdır yani İslam´dan sonraki bir din olduğunu iddia etmektedir. Oysa, Bahailiğin ilkeleri ve etkinliği yararlı, sevecen ve yapıcı görünmektedir. Sonuç olarak. yüzlerce inancın ve benzeri ruhsal öğretinin peş peşe doğduğu Yeni Çağ döneminde, Bahailiğin´de varolması en azından insan hakları açısından geçerlidir. İslamiyet´e zarar vermesi ise mümkün değildir aksine çok daha zarar verici akımların bulunduğu unutulmamalıdır. Bahaullah’ın Kutsal Eserlerinden Seçmeler "Ey insanoğulları! Bilir misiniz sizi niçin bir topraktan yarattık? Kimse kimseye özenmesin diye. Her an yaradılışınızı düşünün. Madem ki Biz sizi aynı şeyden yarattık, sizin de tek bir şahıs gibi olmanız gerekir; şöyle ki tek bir ayakla yürür, tek bir ağızla yer, tek bir toprakta oturur gibi davranmalısınız. Böyle davranırsanız, gerek varlıklarınızdan ve gerekse de eylem ve işlemlerinizden birlik alametleri ve teklik cevherleri görünür. Ey nur cemaati! Size öğüdüm budur. Bu öğüdümü tutarsanız, bulunmaz şeref ağacının nefis meyvelerinden yersiniz." "Hepiniz tek bir ağacın yaprakları ve tek bir denizin dalgalarısınız." "Bir elin parmakları, bir vücudun üyeleri olunuz." "Tanrı asrına göre şeriat gönderir." "Şunu iyi bil ki, her varoluşta Tanrı tecellisinin ölçüsü o varoluşun muhatap tuttuğu insanların yetenek seviyesindedir." "Her zaman peygamberlerin hakikatinin bir olduğunu bil. Birlikleri mutlaktır. Cihanların yaratıcısı Tanrı buyuruyor; Elçilerim arasında hiçbir fark yoktur." "Kadınlar ve erkekler Allah´ın nezrinde her zaman eşit olmuşlar ve eşit olacaklardır" "Hiç şüphe yok ki, hangi ırk veya dinden olursa olsunlar, bütün milletler kendi ilhamlarını aynı semavi kaynak´tan alıyorlar ve aynı Tanrı´nın kullarıdırlar." "İnsanlar durmadan ilerleyen bir medeniyeti ileri götürmek için yaratılmışlardır. Yabani hayvanlar gibi davranmak insana yakışmaz. Onun şanına yaraşan faziletler, cins ve mezhep ayırt etmeksizin bütün insanlara karşı şefkat, merhamet, ve tahammüldür." "İnsana kıymetli mücevherlerle dolu bir maden gözüyle bakınız. Terbiyedir ki ona hazinelerini dışarıya döktürür; terbiyedir ki insanlığı o mücevherlerden istifade ettirir." "Kendi ayıplarını nasıl unuttun da başkalarının ayıplarıyla meşgul oldun? Alemin ayıbını büyük görme ki ayıbın büyük görünmesin." Bahai Dünya Toplumu’nun belirgin bazı özellikleri Bahailer Tanrı´nın Birliği’ne, insanlık aleminin birliğine ve İlahi dinlerin temelinin bir olduğuna inanırlar. Bahailer, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, hükümete karşı tam bir sadakat ve itaat gösterirler. Bahailerin siyasetle uğraşması ve siyasi partilere üye olması yasaktır. Ancak, her Türk vatandaşı gibi genel veya yerel seçimlerde oy kullanırlar. Bahailer, etnik köken, din, ırk veya sınıf ayrımı yapmadan, toplumsal barış ve huzur için çalışırlar. Diğer dinlerin inananlarıyla dostça yaşamanın önemine inanırlar. Bahai Toplumu, Birleşmiş Milletler’de danışmanlık statüsüne sahiptir ve çok saygın bir sivil toplum kuruluşu olarak kabul edilmektedir. Birleşmiş Milletler’in çeşitli kuruluşlarıyla aktif olarak işbirliği içindedir. Dünyanın değişik yerlerinde 2000 kadar sosyo-ekonomik proje yürütmektedir. Bahailer ve Bahai kurumları, yaşamlarına ilham veren öğretiler doğrultusunda çalışan, güvenilir ve saygın sivil toplum kuruluşları ile işbirliği ve ortak projeler yaparlar. Bahailer için dürüstlük, doğruluk ve çalışkanlık son derece önemlidir. Bahailer çocuklara ve gençlere erdemli bir yaşam eğitimi vermeye çalışırlar. Bahailer kadın-erkek eşitliğine inanırlar. Bahailer eğitimin önemine inanırlar. Özellikle de, kız çocuklarının eğitimine öncelik verilmesi gerektiğini savunurlar. Bahailer bilim ile dinin birbirini tamamladığına inanırlar; Batıl itikatları bulunmamaktadır. Bahailer alkollü içki veya uyuşturucu kullanmazlar. Bahailikte, cenaze namazı dışında, toplu ibadet veya ayin yoktur. Bu nedenle de, ibadethane gibi bir gereksinimleri bulunmamaktadır. Ancak, yerel düzeyde değişik etkinlikler ve toplantılar için temin edilen yerler vardır. Amerika´nın Illinois Eyaleti´ndeki Wilmette´de, Uganda´nın Kampala kentinde, Sidney´de ve Panama City´de, Almanya’nın Frankfurt kentinde, Hindistan’da, Batı Samua’da Bahailerin kıtasal mabetleri bulunmaktadır. Bu mabetler tüm dinlerin mensuplarına açıktır ve tüm dinlerin kutsal kitaplarından bölümler okunmaktadır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dolunay Yanıtlama zamanı: Temmuz 30, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 30, 2007 Konuyla ilgili bir diğer başlık http://www.gnoxis.com/forum/bahai-dini-t6045.html Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest esmanur Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2007 vayyy iyi vakit gecti okurken sagolasin vhercle..buralarda da var kucuk gruplar olmasina karsin ..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.