doors Oluşturma zamanı: Temmuz 24, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 24, 2007 Aşağıdaki 13 prensip, Amerikan Cadılar Konseyi tarafından, Nisan 1974’de Kabul edilmiştir. 1:Biz, törenlerimizi, Ay’ın evreleri ve Mevsimsel Çeyrekler ve Kesişen Çeyrekler tarafından ortaya çıkarılan hayat güçlerinin doğal ritmi ile kendimizi bütünleştirmek üzere uygularız. 2:Kabul ederiz ki zekamız bize, çevremiz ile ilgili eşsiz bir sorumluluk duygusu verir. Doğa ile bir uyum içerisinde yaşamaya çalışırız, ekolojik dengenin sağlanması ve evrim kavramının da bilincinde olarak. 3:Kabul ederiz ki, gücün bir derinliği vardır ve bu, ortalama bir insanın açık olarak bildiğinden çok daha fazla büyüktür. Çok daha fazla büyük olduğundan dolayı bazen doğaüstü diye isimlendirilse de, biz bunu, herkesin doğal potansiyelinin altında yatan olarak görürüz. 4:Yaratıcı Gücün, evrendeki kutupları da ispatladığını kabul ederiz - eril ve dişi - ve tüm insanların, eril ile dişiler arasındaki karşılıklı etkileşimin altında da yatan aynı Yaratıcı Güç dür. Bu iki kutbun birbirini desteklemesi gerektiğini bilerek, hiçbirini diğerinin üzerinde değerlendirmeyiz. Sex i zevk olarak değerlendiririz, hayatın şekillendirilmesi olarak, ve aynı zamanda enerji kaynaklarından biri ve dinsel tapınma olarak. 5:Hem iç hem de dış dünyaları, ya da psikolojik dünya ki bazen Ruhsal Dünya olarak da bilinir; biz Toplu Bilinçsiz İç Dünyalar vb. olarak kabul ederiz. Ve bu iki boyutun birbiriyle etkileşimini, doğaüstü fenomenin ve sihirsel egzersizlerin bir temeli olarak görürüz. Bir boyutu diğerinden daha az önemsemeyiz, çünkü görürüz ki her ikisi de bizim tamamlanmamız için gereklidir. 6:Hiçbir otoriter hiyerarşiyi kabul etmeyiz ancak öğretenleri onurlandırır, daha fazla olan bilgilerini ve ilimlerini paylaşanlara saygı duyar ve kendilerini cesaretle öğretmenliğe adayanlara da şükran duyarız. 7- Dini, sihiri ve bilgeligi, bir kişinin dünyayı nasıl gördüğü ve bu dünyada Cadı olarak nasıl yaşadığı olarak görürüz. -ki bir dünya görüş ve hayat felsefesi olarak tanımladığımız şey Cadılık tır- 8:Birine ‘Cadı’ demek Cadı olmak demek değildir,ancak bu kalıtsal da değildir, titrleri, dereceleri ve Kabul törenlerini vb... içermez. Bir Cadı, bilgece yaşamak, iyi olmak ve başkalarına zarar vermeden Doğa ile uyum içinde yaşamayı sağlamak için içindeki güçleri kontrol etmeye çalışır. 9:Hayatın ifa edilmesi ve gerçekleştirilmesinin, bilincin geliştirilmesi ve evrimi ile mümkün olduguna inanıyoruz ve bunun da evrenin anlamını oluşturduğuna, içinde kişinin kendi şahsi rolu ile birlikte. 10:Hıristiyanlık ya da herhangi bir başka dine ya da hayatın felsefesine olan karşıtlığımız, hayatın kurallarını sadece ‘bir tek yol’ a bağlamalarıdır. Ayrıca diğerlerinin özgürlüğünü inkar edip diğer dinsel inanış ve uygulamaların geçersizliğini de desteklemeleridir sebeplerimiz. 11:Amerikalı(veya Dünya çapında) Cadılar olarak, Cadılığın geçmişindeki tartışmaları, farklı terimlerin orjinalleri ve çesitli kavramların meşruluğunu tehdit olarak görmeyiz. Biz, şimdiki zamanımız ve geleceğimiz ile ilgileniriz. 12:Biz mutlak şeytan kavramını Kabul etmeyiz ve de aynı zamanda Satan ya da Şeytan diye adlandırılan herhangi bir meta ya da ibadet etmeyiz, ki bunlar hıristiyanlık tarafından kabul edilmiştir. Diğerlerinin acı çekmesi üzerine gelen gücü aramayız, aynı zamanda diğerlerinin inkar edilmesi ile kazanılan kişisel faydanın da gerçekliğine inanmadığımız gibi. 13:İnanırız ki, sağlığımız ve iyiliğimiz ile uyum içinde olan Doğa ile başbaşa olmayı seçmeliyizdir. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kuranes Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 bilgilendirmeler için teşekkürler . bu ayın evrelerine göre olan ritüeller bana gerçekten ilginç ve karanlık geliyor . karanlık gelmesi normal herhalde zaten çünkü 'kutsal' kabul edilenlere sövme gibi bi yaptırımları var ayrıca özellikle ilkcagda anadolu'daki cadılar ay ve büyücülük tanrıçası hecate'ye kurban sunarlardı ve ondan güç aldıklarını söylerlerdi . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Şaman Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Kutsal kabul edilenlere sövme gibi bir şey yok.Ay ritüellerinde doğayı ve sistemi onurlandıran dualar okuruz.Sunağımıza kurbanlarımzı sunarız ki bu kurbanlar kanlı kurban değildir saçıdır.Çiçekler olabilir,süt olabilir şarap olabilir. Konu için teşekkürler doors Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kuranes Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Kutsal kabul edilenlere sövme gibi bir şey yok.Ay ritüellerinde doğayı ve sistemi onurlandıran dualar okuruz.Sunağımıza kurbanlarımzı sunarız ki bu kurbanlar kanlı kurban değildir saçıdır.Çiçekler olabilir,süt olabilir şarap olabilir. Konu için teşekkürler doors kutsal kabul edilenlere sövme vardır . kaynak istersen a history of magic, witchcraft and occultism sf.255,258,273,274 . ayrıca kitabın yazarı da okült konuların tanınan yazarı w.b. crow Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
doors Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Hiçbir vika kutsal kabul edilen hiç ama hiç birseye sövmez.Yukarıdaki yazı cadılar konseyinin resmi yazısıdır.Ve her madde saygıdan bahseder özellikle. Bana kalırsa sizde satanist gruplarla vikaları , paganları karıstırıyorsunuz.Ayrıca sunaklarda her zaman mevsimine gore taze meyve,yesillik ve çiçekler bulunur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 bilgiler icin tesekkurler guzel bir yazı.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Kutsal olana sövme mi? Bunu yapan kişiye nasıl vika diyebilirsiniz ki... Böyle bir şey yok. Paganlar her şeye saygılı insanlardır,özellikle de kutsal olana Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kuranes Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 sanırım ben yanlış anladım . cadılık deyince benim aklım ortaçağa gitti . çünkü cadılığın kökeninde dine,doğaya ve en önemlisi tanrıya karşı tümüyle başkaldırmak vardır. yalnız ,gerald brousseau gardner'ın din haline getirdiği witchcraft/wiccan deseydiniz anlardım . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Benim bildiğim hangi dinden olursa olsun,cadılık yaşam biçimini seçmiş bir kişi de kutsal olana sövmez... cadılığa aykırı bir şey Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kuranes Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 hm o zaman yanlış bilmiş/söylemiş olursun sanırım . söylediğim kitabı türkçesi mevcut elimde (türkçesi büyünün cadılıgın ve okültizmin tarihi olarak geçiyor) sf.255te avrupa'da cadılık başlıgı ve cadılıgın kökeni alt başlıgı altında şöyle açıklamış . aynen yazıyorum . 'Cadılığın kökeni belirli bir dinle bağlantılı değildir , ancak tüm dinlerde cadılar olmuştur.Cadılık,dine,doğaya ve Tanrı'ya karşı tümüyle başkaldırmaktır.Bunun üzerine tartışmak gereksizdir.Tüm zamanlarda ve yerlerde bunun böyle olduğu belirtilir' aynen bu şekilde yer alıyor ve kitabın ilerleyen bölümlerinde ise ünlü cadılık duruşmalarına yer veriliyor . kitabın yazarı ise söylediğim gibi w.b crow . kitabın başında biyografisinde çeşitli bilimsel ve okült derneklerin üyesi olduğu da yazılmış durumda. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Kitaplarda yazan her şey doğrudur diye bir şey yok.Yine de başkaları ne yorum yapacak bakalım... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kuranes Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 ben zaten doğrudur ,kesinlikle böyledir demedim . okuduğumu söyledim sadece . sen nerede okudun mesela ? kitap sanırım 'ancient witchcraft' diye tabir edilen cadılığı ele almış . ama wicca modern bi cadılık . söylediğim gibi gerald brousseau gardner tarafından 1945'li yıllarda pagan bir din olarak görülmeye başlandı. yani demek istediğim 'ancient witchcraft' ile wiccan çok farklı . bu tartışma da ondan kaynaklanıyor sanırım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Ben bir kitapta okumadım,bir cadının blog'unda okudum,Doors bundan sonra bu tartışmayı devralır sanırım Ayrıca cadılığı karıştırmıyorum,wicca ve cadı arasındaki farkı biliyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kuranes Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 işte dediğim gibi o farktan kaynaklanıyor olması lazım. bende wicca öğretisine bağlı wiccanların iyi olduklarını okudum. wiccanlık 'modern cadılık' olarak geçiyor . wiccanlar dediğim gibicadı olarak geçiyor evet ama 'ancient witchcraft' diye tabir edilen öğretiye baglı olan cadılar ,yani özellikle ortaçağdaki cadılar kutsal olan şeylere sövüyorlar . yani tüm cadılar iyidir, kutsal olana sövmez diye bir durum söz konusu yok diye biliyorum . aradaki fark bu olması lazım . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
doors Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Cadılığın belirli bir türü yoktur.Her görüşe sahip,her inanca sahip kişi cadı ( witch ) olabilir.O yüzden cadılar iyidir yada kötüdür diye bir ayırım zaten yapamayız.O kişi iyiyse iyi bir cadı,kötü bir insansa kötü bir cadı olur.Buradaki anlaşmazlık witch ile vika kelimeleri arasındaki benzerlikten kaynaklanıyor. Ama günümüzdeki cadıların çoğu paganizm daha doğrusu vika inancına bağlı oldukları için hersey 3 katı ile geri dönecektir ilkesine sadık kalarak zararı dokunacak seyler olabildiğince yapılmamaya çalışılır. Dediğim gibi cadı olmak için vika olmak gibi bir sorunluluk yok.Tek tanrılı bir dinide,çok tanrılı bir dinide ,satanizmide ,ateistliğide secebilirsiniz. Küçük bir kıyaslama yapmak gerekirse Merlin'de bir cadıydı,Rosemary'nin Bebeği filmindekilerde... Not:Ayrıca küçük bir yanlış anlama var.Gardner paganizmin din olarak görülmesini sağlamadı.Paganizm dünyanın en eski dinlerinden biridir.Gardner paganizmin içerisinde bir mezhep oluşturdu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kuranes Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2007 Cadılığın belirli bir türü yoktur.Her görüşe sahip,her inanca sahip kişi cadı ( witch ) olabilir.O yüzden cadılar iyidir yada kötüdür diye bir ayırım zaten yapamayız.O kişi iyiyse iyi bir cadı,kötü bir insansa kötü bir cadı olur.Buradaki anlaşmazlık witch ile vika kelimeleri arasındaki benzerlikten kaynaklanıyor. Ama günümüzdeki cadıların çoğu paganizm daha doğrusu vika inancına bağlı oldukları için hersey 3 katı ile geri dönecektir ilkesine sadık kalarak zararı dokunacak seyler olabildiğince yapılmamaya çalışılır. Dediğim gibi cadı olmak için vika olmak gibi bir sorunluluk yok.Tek tanrılı bir dinide,çok tanrılı bir dinide ,satanizmide ,ateistliğide secebilirsiniz. Küçük bir kıyaslama yapmak gerekirse Merlin'de bir cadıydı,Rosemary'nin Bebeği filmindekilerde... Not:Ayrıca küçük bir yanlış anlama var.Gardner paganizmin din olarak görülmesini sağlamadı.Paganizm dünyanın en eski dinlerinden biridir.Gardner paganizmin içerisinde bir mezhep oluşturdu. evet demek istediğimde buydu . modern cadılık olarak adlandırılan wiccan iyiye , güzele yönelen bir cadılık türü . ilkelerdede görülüyor zaten . ayrıca ben zaten gardner paganizmin din olarak görülmesini sağladı demedim . paganizm zaten insanoglunun varoldugu ve sorgulayabildiği dönemden itibaren vardı . benim dediğim wicca' yı din olarak adlandıran gardner'dir . yani aynı şeyi demiş oluyoruz paganizm içinde mezhep . sen yanlış anlamışsın beni Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kirke Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2007 Yukarıda bahsedilen cadılık ve okültizmin tarihi olabilecek en yobaz katolik kafalardan biri tarafından kaleme alınmış bir kitap. içindeki en hafif ifadelerden biri, "aya keçi ayaklı pan'a tapanların engizisyon mahkemeleri tarafından işkence altında öldürülmesini haklı gören" bölümlerden biridir. dini siyasi yada etnik bir grubun bu şekilde acımasızca katledilmesini haklı bulan kimseyi normal ve insani bulmak da mümkün olmadığı için kitabın cadılık hakkındaki tüm kötülemelerini de görmezden gelmek mümkündür diye düşünüyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
avaloni Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2007 cadıları seviyorum:thumbsup: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nymphe Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2007 cadılıkta ve wiccalıkta tanrıya ve doğaya başkaldırış yoktur. tam tersi cadılar güçlerini doğadaki enerjiden aldıklarından doğayla bütünleşme söz konusudur. Wiccalıkta tanrı inanışı dinlerdeki gibi olmasa da dinlere saygısızlık söz konusu değildir. Genellikle tanrı ve doğayı bir bütün olarak ele alırlar ve enerjiye inanırlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
GolgelerKitabi Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2007 yazar hakkında küçük bir araştırma yapmak aslında meseleyi kökünden çözüyor. söz konusu yazar "havarilerin halefliği" adı verilen bir harekete üye imiş. hareketin isminin keskinliğinden de anlaşılacağı üzere katolik kilisesine bağlı bir oluşumdur. yani siz cadılık tarihini katı bir katoliğin ağzından dinlemiş oldunuz. öte yandan wicca= witchcraft gibi benzetmeler yapılmış. her wicca cadı değildir... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Liluri Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2008 Evet katılıyorum her wicca cadı değildir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lavaine Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 23, 2008 Büyünün, Cadılığın ve Okültizmin Tarihi adlı kitap bilgilendirici olmasına rağmen taraflı yazılmış bir kitaptır. Yazılan herşeyi ciddiye almanızı tavsiye etmiyorum. Yukarıda yazarın koyu bir katolik olduğu da belirtilmiş zaten. Paylaşım için teşekkürler. Güzel bir yazı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Anka_Tuyu Yanıtlama zamanı: Mart 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 24, 2008 Bilgiler için teşekkürler... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
brigit Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2009 benım evımdekı kıtaplarda bu maddelerın genıs acılımlı uzun uzun anlatımları var..ozetı olmus bu paylasım.elınıze saglık. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Xero Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2009 2:Kabul ederiz ki zekamız bize, çevremiz ile ilgili eşsiz bir sorumluluk duygusu verir. Doğa ile bir uyum içerisinde yaşamaya çalışırız, ekolojik dengenin sağlanması ve evrim kavramının da bilincinde olarak. keşke şu tüm inasnlığın prensibi olsaydı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.