Gwaine Oluşturma zamanı: Ocak 20, 2014 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 20, 2014 Birkaç konuda görüp dikkatimi çektiği için bu konuyu açma gereği duydum. Bazı kişilerin Paganizm ve cadılığı aynı kefeye koyduklarına şahit oldum. Şahsen bir Pagan ve cadı olarak, cadılığın Paganizm'den farklı bir şey olduğunu söylemek isterim. Cadılığın Hristiyanlık baskısı altında kaldığı ve Paganizmin yaygın olduğu dönemlerde cadıların çok rahat olduğu illüzyonu ile karşı karşıya kaldım ve şaşırdım. Elbette ki cadılık geleneği Hristiyanların(Özellikle Katoliklerin, Protestanların...)elinden çok çekmiştir. Fakat cadılık yada büyü ile ilgili ilk yasaklar yada idamlar onlar tarafından başlatılmamıştır. Hitit ve Babil kayıt ve yasalarında cadılıktan ve büyüden bahsedilir ve bazı türleri serbest bırakılırken bazı türleri ölümle cezalandırılır(Eğer internette araştırma yaparsanız Hititlerde cadılıkla ilgili tarihsel araştırmayı bulabilirseniz. Babilliler içinse Hammurabi Kanunlarının düzgün bir çevirisini bulup okumanız yeterli olacaktır). Yunanlılarda Medea, Pasiphea, Circe gibi cadılar bazı bölgelerde tanrıçalaştırılsa da tutum pek farklı olmasa gerek, zira Roma döneminde yazılmış Apuleius'un Altın Eşeği(Değişimler) bölge halkının ve Romalıların cadılara pekte iyi gözlerle bakmadığını öne sürüyor. Roma'da M.Ö 331'de 170, 184'de 2000 civarı, 182-180 yıllarında 3000 kadar kişi cadılıktan idam edilmiştir. Yüzyıl kadar sonra Rabbi Simeon ben Shetach, Yahudiye'de sekiz kadının cadılıktan öldürülmesinden bahseder. Bununla birlikte Roma pagan, Yahudiye ise Yahudi'dir. Ortaçağ'da Avrupa'nın tüm Batı kesiminde bu katliam sürmüştür, bugün ise çoğunluğun kabile dinlerine inandığı Afrika, Hindu olan Hindistan ve Müslüman Arabistan'da cadı avı hala sürer. Müslüman cadı, Hristiyan cadı olur mu sorusuna gelince? Bu dinlerin geneline bakınca elbette ki en mantıklı cevap hayırdır. Ancak Müslüman yada Hristiyan cadılar tarihte mevcut mudur? Evet, mevcuttur. Bugün Afrika'da ki Bori kültü bölge halkı İslamı kabul ettikten sonra kadınlar tarafından canlandırılmıştır. Eskiden tanrılar ile ilgili olan kült İslam sonrasında bu tanrıları ruh olarak çağırmaya devam etmiştir. İyileştirme ritüelleri, kadınların haklarını ve eşitliğini savunmaları ise eskisi gibi sürmektedir. Aynı şey Anadolu'da da mevcuttur. İslam'ı kabul eden Türkler eski geleneklerine son vermemiş ve pek çoğunu devam ettirmiştir. Kadınların otlara dualar okuyarak ilaçlar hazırlaması, kurşun dökme, nazara karşı yapılan küçük büyük ritüeller, bazı yörelerde hava durumu ile ilgili uygulamalar(Kocakarılar). Bunların dışında İdris Şah'ın bahsettiği Afgan cadıda bu duruma bir örnektir. Malezya ve Endonezya'dada durum pek farklı değildir. Bu noktada şunu söylemek doğrudur İslam büyüyü yasaklar evet, ancak Budizm'in özünde de tanrı olmamasına rağmen bu Budizmin yayıldığı her yerdeki tanrıları kabul ettiği gerçeğinden farksızdır. Hristiyanlık konusuna gelince buna iki basit örnekle başlamak istiyorum Marie Laveau ve Jean D'arc. Tarihin en ünlü Voodoo kraliçelerinden olan Marie Laveau, aynı zamanda koyu bir Katolikti(O dönemde New Orleans da Voodoo bir din değil, büyü pratiği, cadılık olarak görülüyordu) ve ölmeden önce cadılığı bırakıp günah çıkardı. Jean D'Arch ise Meryem Ana ile ilgili görüler görmüş kendi dönemindeki kadınların pasifliklerinin aksine komutanlık yapmış en sonunda ise cadılıktan suçlanıp yakılmıştır(Bu konuda daha fazla bilgiyi Haydar AKkın'ın kitabında bulabilirsiniz. Bugün Katolik olmayan pek çok Ortodoks ülkede cadılık mevcuttur ve kadınlar tarafından uygulanır(Bunların en büyük örnekleri Romanya ile Yunanistan'dır. Romanya hakkında bilgiyi internette araştırma yolu ile bulabilirsiniz, Yunanlılar içinde Mara Meiradi'nin İzmir Büyücüleri adlı kitabını öneririm). Katolik ülkelerde de aynı şekilde tanrılar yada ruhlar yerine azizlere dua ederek büyü yapmak mevcuttur. İtalya'da ki Benedicaria, Meksika'da ki Brujeria gibi. Bu noktada şunu da belirtmek gerekir, pek çok Benedicaria uygulayıcısı cadı olduğunu kabul etmekle birlikte inançlarını İtalyan pagan cadıların inancı olan Stregheria'dan farklı ve bağımsız kabul eder. Bu gibi inançlarda İsa'nın yada Musa'nın en güçlü büyücü olduğu kabul ediliyor. Bunların hepsinin ötesinde sadece Tanrıça'ya ya da Boynuzlu Tanrı'ya tapan monoteistik bir inanca sahip cadılar da mevcuttur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hektor Yanıtlama zamanı: Ocak 20, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 20, 2014 Şimdi sevgili Gwaine, amenna güzel güzel okumuşsun yazılanları ama fikirlerinin doğruluğu kesinlikle senin kişisel görüşünle sınırlı. Sınırlı diyorum çünkü okumak işin bir yanı. Diğer yanı ise yorumlama kabiliyeti. Paganizm dediğimiz şey ilk dinlerde var olmayan sonradan ortaya çıkan bir kavram değil, tüm dünya tarihini ve inancını kaplayan bir inanç sistemidir. Misal Roma' da Tanrılar varken, Budizm' de Budalar vardır. Voodoo' da loalar varken, Hristiyanlık' da azizler vardır. Sanırım bu gerçeği daha fazla eşelememin veya anlatmanın lüzumu yok. Din de, evrende var olan her şey gibi evrimseldir. Değişir, ama bazı temel faktörler sabit kalır çünkü sabit kalan şeyler "yapı taşlarıdırlar". Umarım anlayabileceğin ölçütlerde mesajımı iletmişimdir... Gelelim cadılık kavramına. Cadılık günümüzde bir yoldur. Geçmişte yazılan kitaplara ya da hayal ürünü romanlara göre konuşmuyorum. Gayet net bir biçimde günümüzden konuşuyorum. Bundan on yıl öncesine kadar Türkiye' de bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar "cadı" vardı. Cadı kelimesi daha yeni -o da konuyla ilgilenen kişilerin dışına çıkmayan bir kapsamda- anlaşılmaya başlamışken, biz hangi cadılıktan bahsediyoruz? Kelimelerle oynamak mı "cadılığı" açıklayacak bize? Ya da hristiyan yazmaları mı bize yol gösterecek? Bizde olduğu gibi başka dillerde de büyü ile uğraşanlar farklı sınıflara ya da isimlere ayrılırlar. Senin bahsettiğin benedicaira cadılık değildir, o benedicairadır. Brujo ayrıdır, curandera ayrıdır. İncantatrix ayrıdır, venefica ayrıdır. Türkçe olarak açıklayacak olursak; cinci hoca ayrıdır, alevilikteki "ana" ayrıdır, Paganizmdeki cadı apayrıdır. Büyü yapan herkes cadı değildir, olamaz da zaten. Hristiyanlık ve Yahudilik için cadı, büyü yapan herkestir ve söylemleri açık ve nettir; "Büyücü kadını öldüreceksin"! Bu Roma' da ya da Yunan' da böyleydi. Kara büyü yapanlar öldürülür, çünkü onlar ölülerle ve yeraltının ruhları ve tanrılarıyla işbirliği yaparlar. Bu da en çok korkulan şeydir. Tüm kültürlerde var olan Yeraltı tanrısının korkusu, kara büyü yapanlarda/yaptığı sanılanlarda nefrete dönüşmüştür. Irkçı, cinsiyet ayrımcılığı odaklı ve/veya siyasi olaylarla adı cadı koyulanlar da cadı değildir. Avrupa da bir zamanlar yakılanlar cadılar değil, masum halk kitleleri ve az bir kısmı da olsa farklı inançta olan yahudi ve müslümanlardı. Bir tek o zaman cadı olmayı başarmıştır bu kişiler. Kaldı ki, farklı mezhepten olanlar bile cadılıkla suçlanıp, işkence görmüş ve katledilmişlerdir. Şimdi siz bunların hepsinin cadı olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Marie Laveau, bir voodoo rahibesidir ve baskı altında kalmış bir katoliktir, cadı değildir. Jeanne D'arc bir katolik medyumdur ve önce kahramanlaştırıp sonra siyasi sebeplerle öldürülen ve üstüne sonra azize ilan edilen bir kişidir, cadı değildir. Kendini "Cadı" diye nitelendirmeyen kimse Cadı değildir. Büyü yapmak cadılık hiç değildir. Bu ayrımların farkına varmak için, kitap önereceğinize, okuduklarınızı sentezleme çalışmaları yapmak daha değer katacak bir uğraş olacaktır. Başkalarının cadılık için söylediklerini bir kenarı bırakın artık. Kendi dilimizdeki sözlükte bile; "büyücü kadın, geceleri adam yiyen hortlak, güzel göz" anlamlarına geliyor. Sen büyücü kadın mısın, geceleri adam yiyen bir hortlak mısın, yoksa sadece güzel gözlü müsün? Ben bir cadı olarak bunların hiçbiri değilim, çünkü benim tanımladığım ve öğrendiğim cadılık bu değil. Sadece Tanrıça' ya veya sadece Boynuzlu Tanrı' ya "tapan" cadılar monoteist değildir. Ki monoteizmde dahi "üçleme" diye bir akım vardır. Ek bilgi olarak vereyim dedim. Konuyu daha da dallandırıp budaklandırmaya gerek yok. Anlayış değişmediği sürece, kitaplar dolusu bilgi de yazsak sonuç hep aynı kalmaya devam edecek. Cadılar ibrahimi dinlerin bakış açısıyla tanımlanacak, Pagan olanlar bile böyle olduğunu sanmaya devam edecek. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Gwaine Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2014 Eğer yazdıklarım sizi rahatsız etti ise özür dilerim, ancak burada sunduğum şey araştırmalarımın sonucudur. Bir kere şunu açıklığa kavuşturmak isterim ki ben herhangi bir şekilde anti-pagan propagandası yürütmüyorum. Ancak cadılığın pagan olduğu iddiası Margaret Murray'den öncesine uzanmıyor. Elbette ki Hristiyan kaynakların doğruluğuna güvenmek imkansız, ancak 20.yy'da ortaya çıkmış bir iddiayı öylece kabul edip cadılığı bir kalıba sığdırıp ardında kalan her şeyi yok saymak Katolik Hristiyanların diğer mezheplere savaş açmasından farksız, ben bir cadı olarak paganlığın bana en uygun yol olduğunu kabul ediyorum. Ancak başkalarına cadılığı aynen bu şekilde uygula yoksa cadı olmazsın gibi dogmalar sunmayı hoş bulmuyorum. Robert Cochrane dahi kendisi pagan uygulamalar yapmış olsa da sürekli cadılığın paganlık olmadığını iddia eder. Şu konuda size katılıyorum elbette büyü yapan herkes cadı olamaz ya da cadı değildir. Ancak kendini cadı kabul ediyorsa ve uyguladığı şeyler uyguladığım şeylere benzerlik gösteriyorsa bana uygun gelmese de cadı olmadığını iddia etmem. Kendini cadı diye nitelendirmeyen kimse cadı değildir, diyorsanız kendini cadı kabul eden Romanyalıların da uyguladıkları şeyin cadılık olduğunu kabul etmek gerekir sanırım. Ortaçağ da öldürülenlerin çoğunluğunun cadı olmadığını bende biliyorum. Sırf toplumun genelinden farklı oldukları için yada başka basit sebeplerden yakılanlar olduğunu herkes biliyor. Zaten böyle bir iddiada bulunmak Gilles de Rais gibi kişileri cadı kabul etmek olur. Anlatmaya çalıştığınız şeyi anlıyorum, anlatımınız içinde teşekkür ediyorum. Cadılık veya Paganizmin en güzel yönü farklı bakış açıları sunmasıdır, her ne kadar görüşlerimizde farklılık olsa da ikimizin görüşünün de en doğru yada en yanlış olduğunu savunmak boş olacaktır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 21, 2014 Açıkçası Gwaine araştırmalar güzel ama çıkarımlar çok yanlış. Hektor'un dediklerine katılıyorum ve çok güzel ifade etmiş. Çok yanlış yorumlamışsın okuduklarını. Evet paganizm cadılıktan farklıdır ama kesinlikle doğrudan alakalıdırlar ve cadlık pagan bir uygulamalar bütünüdür. (Paganizmi sadece çok tanrılı olarak algılama, terimlerle sınırlandırma. Doğa tabanlı inanç olarak kabul etmek gerekiyor) Bu yanlış yorumlamayla ilgili çok basit bir örnek vermek gerekirse, Eski türkler müslüman olduğunda şamanik ögeleri yaşatmaya devam etmiştir evet ama şaman mıdırlar, artık hayır... Hacı Bektaşi Veli şamanik ögeleri çok kullanmıştır evet, bir şaman mıdır hayır, islam evliyasıdır. Kısacası inançların birbirine geçmesi eski inancın bütünlüğünü korumaz. Çünkü bir öğreti tüm bütünlüğüyle anlam kazanır. Yani şamanik çalışma sadece şamanik inançlarla veya yaygın pratiklerle olmaz, "bilinçli" olarak örnek olarak üst-alt-orta dünya yolculuklarıyla gerçekleştirilir. Öyleyse alt dünya yolculuğu yapmayan ama eskilerden kalma şamanik inançları uygulayan bir kişyie kesinlikle şaman diyemeyiz.... Aynı şekilde anadolu geleneklerini uygulayan islamla yoğurulmuş kişilere de cadı diyemeyiz, onlar cadı kelimesini kullanmamıştır bile. Ocaklı deriz, ana deriz, şifacı deriz hatta cadılıkla çok benzer yönleri var deriz (haliyle bütün büyü pratikleri Afrika'dan Avrupa'ya benzerdir) ama cadı diyemeyiz. Aynı şey cadılık içinde geçerlidir. Diğer dinlerin baskısı altında dejenere olması cadılığın paganizmden ayrı olduğu yorumuna kesinlikle neden olmaz. Cadılık, paganizmin pratik yoludur bu kadar basit. Her daim tanrılar ve tanrıçalar mevcut olmuştur. Hatta hristiyanlığın içinde devam ettirse bile... Örnek olarak zorla hristiyanlaştırılan afrikalıların voodoo loalarını, hristiyan azizlerine dönüştürüp tapmaya devam etmesi gibi. Bu sadece inancı yaşatmak için "gizlenmedir". Ama sadece kitap üzerinden okuduğunda onların gerçekten de azizlere inandığı yanılgısını taşırsın halbu ki onlar hristiyan azizleri kılığına soktukları ruhların loalar olduğunu bilerek gizli bir şekilde ritüellerine devam ediyorlardı. Hristiyanlık ile karşılan cadılıkta da durum böyle olmuştur. Her ne kadar bazı cadılar hristiyan olduklarını iddia etselerde pratik ve uygumalarının özünün ne olduğunu bilerek uyguluyorlardı tabi bunları kitaplar kaydetmemiştir... O yüzden din baskısı altında kalmış kişileri ve geleneklerin gizlenmiş hallerini örnek olarak sunuk "bak oluyormuş" diyemezsin. Onların böyle davranmasının tek sebebi, inançların yok olmaması için gizlenme isteğiydi, isteyerek yaptıkları bir şey kesinlikle ama kesinlikle değildi, bir zorunluluktu. Sende bu zorunluluktan "bak onlar yaptı , çokta güzel olur" yorumunu getiremezsin, onların fedakarlıklarına saygısızlıktır en başta... Onlar sayesinde biz hala eski geleneklerin nasıl olduğunu seçebiliyoruz. (istisnalar kaideyi bozmaz. Nerden geldiğini unutup bu karmaşık öğretiye kendini kaptıran kabile ve kişiler her daim olmuştur ama onların öğretilerinin çok uzun soluklu olmadığını ve birkaç nesil sonra saf pagan cadıların veya saf voodoo inançlı mamboların ortaya çıkmaya başladığını görürüz. Haliyle cımbızla çekemeyiz, inançların süreçlerine bakmalıyız. Bizim anneannelerimiz, dedelerimiz şaman gelenekleri islam içinde uyguluyor olabilirler ama biz özgürlüğün ve teknolojinin verdiği güvenle asıl kök ve orjinal inanca dönebiliyorsak, bu öyle olması gerektiği içindir. Yani basitçe anlatmak gerekirse bir cadı hristiyan baskısıyla, inancını hristiyan maskesi altında gizleyerek yaşıyorsa, bu baskı birkaç jenerasyon sonra kalktığında orjinal inancına büyük ihtimalle geri dönecektir. Şu anda paganizmin haliyle geleneksel cadılığın Dünya'nın her yerinde ortaya çıkamsı bu baskının üzerinden gelinmesinden dolayıdır. Bu bile bize baskı altında ki inançların "doğru" olmadığını gösterir nitelikte... Maya şamanları geçtiğimiz yüzyıla kadar hristiyan olduklarını söylerken şimdi neredeyse tamamı çok rahat bir şekilde maya tanrılarına inandıklarını ve maya ŞAMANı olduklarını söylemektedirler. Halbu ki bir zamanlar onlarda kiliselere gidiyor, inançlarını azizlerin arkasına saklanarak icra ediyorlardı.) İkinci olarak hristiyanlık zaten tam anlamıyla pagan inançlardan toparlama bir din olduğu için pratiklerini hristiyanlık ardına gizleme konusunda hem cadılar, hem voodoo inanlaları hem de diğer pagan gelenekte olanlar sıkıntı yaşamamıştır. Ama aynı uygulamayı yahudilik ve islamiyet için yapmak imkansız... Kurallar ve uygulamalar belli, cadılığın pagan tabanlı kökleri ve ritüelleri de belli. Haliyle uyuşmaları mümkün değil. Yani müslüman cadı demek, yahudi ateist demek kadar saçma ve komik olacaktır. Bu insanlar ne tam bir müslüman ne tam bir cadı hiçbir zaman olamayacaklar ve ruhsal olarak ilerlemeleri de mümkün olmayacaktır... Ve son olarak kara büyünün hammurabi kanunlarında yasak olması gayet doğaldır ve elbette diğer antik pagan dinlerde de... O dönemlerde sadece kara büyü yaparak geçinen insanlar mevcuttu ve toplum içerisinde kaosa neden olabiliyorlardı bu yüzden bu toplumlarda yasaklanmıştır. Antik Mısır tam anlamıyla bir büyü dini olmasına rağmen Antik Mısır'da da kara büyü yasaktı. Ve hatta bu kurallardan biri de firavuna karşı büyü yapmanın yasak olmasaydı. Çünkü o dönemde (sadece antik mısır için konuşmuyorum babil ve sümer dönemlerini de kastediyorum) kara büyü sadece toplum içiin değil kral-firavun içinde bir tehdit oluşturuyordu. Bu yüzden çok ciddi bir suç olarak görülmüştür ama bu çok doğal kanun üzerinden cadılar taa o zamanda bile idam ediliyordu diyemeyiz, alakası yok =)) Burada yasaklanan cadılık değil, kara büyüdür. veya toplumda kaosa sebep olacak büyülerdir, büyücü veya rahip sıfatında olan bir kralında büyüyü yasalarla kontrol etmesi kaçınılmazdı. Hele babilin ve sümerin kara büyülerini (incelemediğini tahmin ediyorum) ortaçağın kara büyüleriyle bile kıyaslayamazsın, o derecede korkutucudur... Cadılığın inancı eklektiktir ama ne olursa olsun paganizmdir. Paganizmi cadılıktan çekip çıkarmak demek cadılığın en temel pratiklerinden en komplike pratiklerine kadar tamamen sistemin absürd bir hal almasına neden olmak demektir. Hatta mağara çizimlerinin "sempati" büyüsü olduğu göz önüne alınırsa veya daha o dönemde büyüsel pratiklerin yapıldığı değerlendirilirse, cadılığın paganizmden daha eski olduğunu veya en azından paralel geliştiğini rahatlıkla iddia edebiliriz belki. Bu ciddi antik bulguların yanında roma kaynakları "modern" bile kalır... =)) Armut ile elmayı kıyaslayarak yorum yapamayız, cadılığı ve paganizmi yorumlarken tek tek bilgilere değil, tarih akışının o günkü durumlar göz önüne alınarak incelenmesi gerekiyor. Yoksa tamamen yanlış yorumlar ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca cadılığı tam manasıyla pratikte deneyimlemeye başladığınızda içselleştirirsiniz ve o zaman neden paganizmin ve cadılığın ayrılmaz olduğunu idrak edebilirsiniz. Yoğun pratiklerle derinleştirmeden bizim söylediklerimizi tam manasıyla anlamak pek mümkün olmayabilir =)) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.