pithc Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2008 Ne mutlu Türk adını kirletmeden yaşayabiliyorum diyene!.. silent...supersin...:thumbsup:+ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2008 Ey milletim, Ben, Mustafa Kemal'im... Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim, Hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim, Kurusun damağım, dilim. Özür dilerim... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * Özgürlük hâlâ, En yüce değer Değilse eğer... Prangalı kalsın diyorsanız, köleler... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * Yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı, Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı, Baş tacı edebiliyorsanız Sanatın içine tüküren adamı... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın. Anlamı kalmadıysa Yurtta sulh, dünyada barışın. Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın. Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * Özlediyseniz fesi, peçeyi. Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi. Hâlâ medet umuyorsanız Şıhtan, şeyhten, dervişten. Şifa buluyorsanız, Muskadan, üfürükçüden... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek... Kara çarşafa girsin diyorsanız, Yobazın gazabından ürkerek... Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız; Budur bizim alın yazımız... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi... * Fazla geldiyse size, Hürriyet, Cumhuriyet... Özlemini çekiyorsanız, Saltanatın, sultanın... Hâlâ önemini anlayamadıysanız, Millet olmanın... Kul olun, ümmet kalın, Fetvasını bekleyin, Şeyhülislamın... Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi. RAHAT BIRAKIN BENİ..." S. APAYDIN 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır. M.KEMAL ATATÜRK Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
biggang Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz. Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir. http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin? http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 "Bugün vardığımız barışın ebedi barış olacağına inanmak safilik olur. Bu o kadar önemli bir gerçektir ki, ondan bir an bile gaflet, milletin hayatını tehlikeye sokar. Şüphesiz, hukukumuza, şeref ve haysiyetimize saygı gösterildikçe, mukabil saygıda asla kusur etmeyeceğiz. Fakat, ne çare ki, zayıf olanların hukukuna saygının noksan olduğunu veya hiç saygı gösterilmediğini çok acı tecrübelerle öğrendik. Onun için her türlü ihtimallerin gerektireceği hazırlıkları yapmakta, asla gecikmeyeceğiz. Mustafa Kemal ATATÜRK.. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
felidae Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek" Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği! Mustafa Kemal Atatürk Bursa, 5 Şubat 1933 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 ŞEYH BEDREDDİN DESTANI'NDAN 1. Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi, duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler, gümüş ibriklerde şarap, bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi. Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğup yani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarak Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi. Çelebi hünkâr idi amma Âl Osman ülkesinde esen bir kısırlık çığlığı, bir ölüm türküsü rüzgâr idi. Köylünün göz nuru zeamet alın teri timar idi. Kırık testiler susuz su başlarında bıyık buran sipahiler var idi. Yolcu, yollarda topraksız insanın ve insansız toprağın feryadını duyar idi. Ve yolların sonu kale kapısında kılıçlar şakırdar köpüklü atlar kişner iken çarşıda her lonca kesmiş kendi pirinden ümidi tarumar idi. Velhasıl hünkâr idi, timar idi, rüzgâr idi, ahüzar idi. 2. Bu göl İznik gölüdür. Durgundur. Karanlıktır. Derindir. Bir kuyu suyu gibi içindedir dağların. Bizim burada göller dumanlıdırlar. Balıklarının eti yavan olur, sazlıklarından ısıtma gelir, ve göl insanı sakalına ak düşmeden ölür. Bu göl İznik gölüdür. Yanında İznik kasabası. İznik kasabasında kırık bir yürek gibidir demircilerin örsü. Çocuklar açtır. Kurutulmuş balığa benzer kadınların memesi. Ve delikanlılar türkü söylemez. Bu kasaba İznik kasabası. Bu ev esnaf mahallesinde bir ev. Bu evde bir ihtiyar vardır Bedreddin adında. Boyu küçük sakalı büyük sakalı ak. Çekik çocuk gözleri kurnaz ve sarı parmakları saz gibi. Bedreddin ak bir koyun postu üstüne oturmuş. Hattı talik ile yazıyor "Teshil"i. Karşısında diz çökmüşler ve karşıdan bir dağa bakar gibi bakıyorlar ona. Bakıyor : Başı tıraşlı kalın kaşlı ince uzun boylu Börklüce Mustafa. Bakıyor : Kartal gagalı Torlak Kemâl.. Bakmaktan bıkıp usanmayıp bakmağa doymıyarak İznik sürgünü Bedreddine bakıyorlar.. 9. (...) En yumuşak, en sert, en tutumlu, en cömert, en seven, en büyük, en güzel kadın : TOPRAK nerdeyse doğuracak doğuracaktı. Sıcaktı. Bulutlar doluydular. Nerdeyse tatlı bir söz gibi ilk damla düşecekti yere. Birden- -bire kayalardan dökülür gökten yağar yerden biter gibi, bu toprağın verdiği en son eser gibi Bedreddin yiğitleri şehzade ordusunun karşısına çıktılar. Dikişsiz ak libaslı baş açık yalnayak ve yalın kılıçtılar. Mübalâğa cenk olundu. Aydının Türk köylüleri, Sakızlı Rum gemiciler, Yahudi esnafları, on bin mülhid yoldaşı Börklüce Mustafanın düşman ormanına on bin balta gibi daldı. Bayrakları al, yeşil, kalkanları kakma, tolgası tunç saflar pâre pâre edildi ama, boşanan yağmur içinde gün inerken akşama on binler iki bin kaldı. Hep bir ağızdan türkü söyleyip hep beraber sulardan çekmek ağı, demiri oya gibi işleyip hep beraber, hep beraber sürebilmek toprağı, ballı incirleri hep beraber yiyebilmek, yârin yanağından gayrı her şeyde her yerde hep beraber! diyebilmek için on binler verdi sekiz binini.. Yenildiler. Yenenler, yenilenlerin dikişsiz, ak gömleğinde sildiler kılıçlarının kanını. Ve hep beraber söylenen bir türkü gibi hep beraber kardeş elleriyle işlenen toprak Edirne sarayında damızlanmış atların eşildi nallarıyla. Tarihsel, sosyal, ekonomik şartların zarurî neticesi bu! deme, bilirim! O dediğin nesnenin önünde kafamla eğilirim. Ama bu yürek o, bu dilden anlamaz pek. O, "hey gidi kambur felek, hey gidi kahbe devran hey," der. Ve teker teker, bir an içinde, omuzlarında dilim dilim kırbaç izleri, yüzleri kan içinde geçer çıplak ayaklarıyla yüreğime basarak geçer Aydın ellerinden Karaburun mağlûpları.. 10. Karanlıkta durdular. Sözü O aldı, dedi : "- Ayasluğ şehrinde pazar kurdular. Yine kimin dostlar yine kimin boynun vurdular?" Yağmur yağıyordu boyuna. Sözü onlar alıp dediler ona : "- Daha pazar kurulmadı kurulacak. Esen rüzgâr durulmadı durulacak. Boynu daha vurulmadı vurulacak." Karanlık ıslanırken perde perde belirdim onların olduğu yerde sözü ben aldım, dedim : "- Ayasluğ şehrinin kapısı nerde? Göster geçeyim! Kalesi var mı? Söyle yıkayım! Baç alırlar mı? De ki vermeyim!" Sözü O aldı, dedi : "- Ayasluğ şehrinin kapısı dardır. Girip çıkılmaz. Kalesi vardır, kolay yıkılmaz. Var git al atlı yiğit var git işine!.." Dedim : "- Girip çıkarım!" Dedim : "- Yakıp yıkarım!" Dedi : "- Yağış kesildi gün ağarıyor. Cellât Ali, Mustafayı çağırıyor! Var git al atlı yiğit var git işine!..." (...) 14. Yağmur çiseliyor, korkarak yavaş sesle bir ihanet konuşması gibi. Yağmur çiseliyor, beyaz ve çıplak mürted ayaklarının ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi. Yağmur çiseliyor, Serezin esnaf çarşısında, bir bakırcı dükkânının karşısında Bedreddinim bir ağaca asılı. Yağmur çiseliyor. Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir. Ve yağmurda ıslanan yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin çırılçıplak etidir. Yağmur çiseliyor. Serez çarşısı dilsiz, Serez çarşısı kör. Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü. Yağmur çiseliyor. Nazım Hikmet Ran ------------------------------------- ya istikla ya ölüm diyenler unutulmadı, bir avuç kanı bozuk bedbahtlara bırakılmak için kurulmadı bu Cumhuriyet!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
biggang Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını* Türk halkına ilham veren liderliğini* modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması* yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması* Atatürk'ün Türk halkının ismidir. Şüphesiz ki* Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur. John F.KENNEDY (A.B.D.Başkanı* 10 Kasım 1963) Benim üzüntüm* bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır. Franklin ROOSEVELT (A.B.D.Başkanı* 10 Kasım 1963) Asker-devlet adamı* çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi* Türkiye'nin* dünyanın en ileri memleketleri arasında hakettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O* Türklere* bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden* kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir. General Mc ARTHUR Sovyet Rusya Hariciye Naziri Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa'nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaskanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi. Rooswelt (Franklen D.) 1928 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli* çekici adamlarından biri geçti. Chicago Tribune Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri. New York Times İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O* tetiktir* hazır cevaptır* dikkati çekecek kadar zekidir. Gladys Baker(Gazeteci) O* kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktator değil* gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı. Prof.Walter L.WRIHT Jr. Atatürk Türkiye'yi tek düşmanı kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır. Alman Volkischer Beobachter Gazetesi Almanya* ATATÜRK'ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda* tarihi eseri* özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir. Berlin* Alman Ajansı Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil* manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar. Prof. Herbert MELZIG(Tarihci) Kendisinin tarihi büyüklüğü* eseri olan yeni Türkiye'ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti* uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır. Illustrierte Dergisi O* kendi milleti ve beşeriyet alemi için beslediği muhabbetle* bir dahinin neler yarattığına dair* cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir. Herbert MELZIG İnsanlığın bütün belirtileri O'nda kendini hemen gösteriyor. Noelle Gazetesi Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken* milli bir Türk Devleti'nin kuruluşu* bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal* yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk'ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur. Maurice BAUMANT(Profesor) Çok büyük bir adamdı... Bir siyasi dahiydi. Excelsior Gazetesi Dünyanın* çağdaş* en büyük kişilerinden biri. Le Jour-Echo de Paris Atatürk'ün yurt kurtarıcı olduğunu* milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır. Noell Roger Gazetesi Karşımdaki bu büyük adamda* keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki* sözlerinde hiçbir şüphe aranamazdı. Claude Farrer(Yazar) Bu günün Türkleri* yüzyıllar önce Avrupayı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu akşam O büyük ölünün başında bekleyen Türkiye* güçlü ve dipdiri Türkiye'dir. Pierre Dominique(Gazeteci) Asırları aşan adam !.. Fransa* Paris Basını Akıllı ve barışcı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır. Albert LEBRUN Fransız Cumhurbaşkanı Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette* bu adam* bütün rütbeleri* kazanmıştır. O memlekete* bulabilecek en şerefli isim O'na verilmistir. Mercel Sauvage(Gazeteci) Bu* insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüzyıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı. Gerrad Tongas(Yazar) Atatürk öldü. Barış kubbesinin doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir. SANERWIN Gazetesi Atatürk* bir milleti* birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermistir. Paris-Le Temps Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması'nın imzalanması nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu* dağ başındaki haydutlarla* Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız Başbakanının Mecliste verdiği cevap: Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O'nun tüm askerleri burada olsalardı* teker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum. (1921) Fransız Başbakanı BRIAND Sırasıyle ihtilalci ve asi* sonradan muzaffer bir kumandan olan "Türklerin babası" Yeni Türkiye'yi yarattı* sultanları kovdu* kadınlara hürriyet verdi* fesi kaldırdı* ülkesinde radikal bir inkilap yaptı. Paris-Soir'den Denilebilir ki onsuz* İslam alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti. Berthe Georges-Gaulis O* yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için* O'na çok uzaklardan bakmak gerekir. Claude FARRER Fransız Edibi Türkiye tarihi* bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk'ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır. Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk* bu gelişmenin temel öğelerinden biridir. Charles De GAULLE Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu: Görüyorsunuz ya* dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam* savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum. Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir şef'in* yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?... George BENNES Vu Gazetesi-1938 Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda* konferanslarda Türkiye'nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Halbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan aşağı değişti. İnançlar* gelenekler* yöntemler yıkıldı. Son döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitilasyonlar gibi memleketten sürüp attılar. Türkiye* ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar... Raymond CARTIER Le Nouvelliste Gazetesi -------------------- -------------------- 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Vatandaş dinlemenin adabı !!!! http://img352.imageshack.us/img352/1323/resim1kh9.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 işte budur dinlemek diye...budur yoldaki adamın bile söz hakkı olması... lady tskler...:clapping: 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MaaT Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektiR... Mustafa Kemal ATATÜRK... engellere rağmen,senin yolunda yürüyoruz Ata'm... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Bu memleket tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. M.KEMAL ATATÜRK Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 HAKİKAT NEREDE? Gafil, hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır. Bilinen tarihler söylememiş bunu Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak, Dinleyin sesini doğan tarihin, Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin. Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları Doğudan çıkan biz Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz Türk sadece bir milletin adı değil, Türk bütün adamların birliğidir. Ey birbirine diş bileyen yığınlar, Ey yığın yığın insan gafletleri Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde, Hakikat nerede? MUSTAFA KEMAL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
biggang Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 4, 2008 ATATÜRK DİYOR Kİ; Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım. -------------------- AĞLAYALIM ATATÜRK'E Ağlayalım Atatürk'e Bütün dünya kan ağladı Süleyman olmuştu mülke Geldi ecel, can ağladı Doğu batı cenup şimal Aman tanrı bu nasıl hal Atatürk'e erdi zeval Memur mebusan ağladı Atatürk'ün eserleri Söyleyecek bundan geri Bütün dünyanın her yeri Ah çekti, vatan ağladı Fabrikalar icat etti Atalığın ispat etti Varlığın Türke terketti Döndü çarh devran ağladı Bu ne kuvvet, bu ne kudret Var idi bunda bir hikmet Bütün Türkler İnön'İsmet Gözlerimiz kan ağladı Tren hattı tayyareler Tükler giydi hep kareler Semerkantla Buharalar İşitti her yan ağladı Siz sağ olun Türk gençleri Çalışanlar kalmaz geri Mareşalin askerleri Ordular tümen ağladı Zannetme ağlayan gülmez Aslan yatağı boş kalmaz Yalnız gidenler gelmez Her gelen insan ağladı Uzatma Veysel bu sözü Dayanmaz herkesin özü Koruyalım yurdumuzu Dost değil, düşman ağladı Aşık Veysel MUSTAFA KEMAL’İN KAĞNISI Yediyordu Elif kağnısını Kara geceden geceden. Sanki elif elif uzuyordu, inceliyordu Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar İnliyordu dağın ardı, yasla Her bir heceden. Mustafa Kemal'in kağnısı derdi kağnısına Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı. Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik Nam salmıştı asker içinde. Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü Doğrulmuştu yola önceden önceden. Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar. Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra Gecenin ulu ağırlığına karşı Hafiftiler, inceden inceden. iriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında. Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim; Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına Alın yeşilini kapmıştı, geçirmişti Niceden niceden. Durdu birdenbire, Kocabaş, ova bayır durdu Nazar mı değdi göklerden, ne? Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacur gucur Nasıl durur Mustafa Kemal'in kağnısı. Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş Süs beni, öldür beni, koma yollarda beni. Geçer, götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım. Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır Düşerim gerilere iyceden iyceden. Kocabaş yığıldı çamura Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar Örtüldü gözleri örtüldü hep. Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı bacım Kocabaş'ın yerine koştu kendini Elifçik Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden Fazıl Hüsnü Dağlarca MUSTAFA KEMALLER TÜKENMEZ Tükenir elbet Gökte yıldızlar denizde kum tükenir Bu vatan bu topraklar cömert Kutsal bir ateşim ki ben sönmez İnanın Mustafa Kemaller tükenmez Ben de etten kemiktendim elbet Ben de bir gün göçecektim elbet İki Mustafa Kemal var iyi bilin Ben işte o ikincisi sonsuzlukta Ruh gibi bir şey görünmez İnanın Mustafa Kemaller tükenmez Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda Bilimin yapıcılığın aydınlığında Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben Evrensel yepyeni buluşlarda Geriliği kovmuşum ben dönmez İnanın Mustafa Kemaller tükenmez Başın mı dertte beni hatırla Duy beni en sıkıldığın an Baştan sona her şeyiyle bu vatan Sakın ağlamasın kasımlarda Fatihler, Kanuniler ölmez İnanın Mustafa Kemaller tükenmez Halim Yağcıoğlu ATATÜRK’TEN SON MEKTUP Siz beni hâlâ anlayamadınız Ve anlamayacaksınız çağlarca da... Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u" diyorsunuz Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz. Mustafa Kemal'i anlamak bu değil Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Bırakın o altın yaprağı artık Bırakın rahat etsin anılarda şehitler. Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin. Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin? Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil Mustafa Kemal'in ülküsü, sadece söz değil. Bana, muştular getirin bir daha Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan. Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı? Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı? Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Hâlâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda Hâlâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz. Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın! Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların. Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil. Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar. Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar. Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü Görüyorum ki, hâlâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken. Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen? Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla. Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter! Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil... Halim Yağcıoğlu 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2008 İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır. M.KEMAL ATATÜRK Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2008 Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur... Mustafa Kemal ATATÜRK.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
beyazkin Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 5, 2008 GERÇEK ATATÜRKÇÜLÜK... Siz Türkiye'nin ve Türk ulusunun bütünlüğünü her türlü dış ve iç tehlikelere karşı koruyabiliyor musunuz? Her zaman bilimin gösterdiği yoldan gidebiliyor musunuz? Ulusal gelirin adil dağılmasını sağlayacak demokratik devrimleri, köklü bir düzen değişikliğini gerçekleştirerek zenginlerle fakirler arasındaki korkunç uçurumu kapatabiliyor musunuz? Ayrıcalıksız bir toplum yaratabiliyor musunuz? Amerika'ya ikili anlaşmalarla verilen ayrıcalıkları geri alabiliyor musunuz? Bütün dünya uluslarıyla dostluğa dayanan ve hiçbir devletin dümen suyunda gitmeyen bağımsız bir dış politika izleyebiliyor musunuz? "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesine bağlı kalabiliyor musunuz? Yurdumuzun ekonomisini IMF'nin ( Uluslararası Para Fonu ) ve diğer uluslararası finans kuruluşlarının güdümünden kurtarabiliyor ve ekonomik bağımsızlığı gerçekleştirebiliyor musunuz? Gerçek çok partili, çoğulcu, özgürlükçü, demokrasiyi benimsiyor ve onu tüm kurumlarıyla işler hale getirebiliyor musunuz? Her çeşit fikrin açık ve seçik tartışılmasını istiyor, fikirlere copla, silahla, kelepçeyle, zindanla değil, fikirle cevap verebiliyor musunuz? Ekonominin kilit noktalarını ve yeraltı servetlerini devletleştirebiliyor musunuz? Sosyal adalete en iyi şekilde gerçekleştirebiliyor musunuz? Bu yurdun insanlarını insan gibi yaşayabilecekleri bir gelire kavuşturabiliyor musunuz? Mali güce göre vergi alma ilkesini, yani çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alma ilkesini uygulamaya geçirebiliyor musunuz? Kırtasiyeciliği "Bugün git, yarın gel" i, tembelliği ortadan kaldırarak tıkır tıkır işleyen bir devlet mekanizması kurabiliyor musunuz? Bütün yurttaşlarımızın geleceğini - doğumlarından ölümlerine dek - güven altına alabiliyor musunuz? Herkese aynı fırsatı tanıyabiliyor, fırsat ve olanak eşitliğini ve yasa önünde eşitliği gerçekleştirebiliyor musunuz? Tüketime ve ezberciliğe dayanan eskimiş eğitim sistemi yerine çağımızın ve yurdumuzun gerçeklerine uygun, yaratıcı ve üretici yepyeni bir eğitim sistemi yaratabiliyor musunuz? Köklü bir toprak reformu yaparak ortaçağ artığı feodaliteleri, ağaları, beyleri, şeyhleri tarihe karıştırabiliyor musunuz? Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu "üvey evlat" olmaktan kurtarabiliyor musunuz? Cehalet ve sefalet isimli canavarları öldürebiliyor musunuz? Kooperatifçiliği geliştirerek üretici ve tüketicilerin aracı ve tefeciler tarafından sömürülmesini önleyebiliyor musunuz? Sanayileşmeye önem veriyor ve yurdun dört bir yanını fabrikalarla donatabiliyor musunuz? Kentleşme ve gecekondu sorunlarına bir çözüm yolu bulabiliyor musunuz? Her çeşit kaçakçılığı (silah, uyuşturucu, madde, gümrük, altın, vergi, döviz vb.), karaborsacılığı, vurgunu, soygunu, sömürüyü, torpili, rüşveti, yiyiciliği, vurdumduymazcılığı önleyebiliyor musunuz? İşsizleri işe, ekmeksizleri ekmeğe, evsizleri eve, yolsuzları yola, susuzları suya, köprüsüzleri köprüye, okulsuzları okula, öğretmensizleri öğretmene, kitapsızları kitaba, deftersizleri deftere, kalemsizleri kaleme, kütüphanesizleri kütüphaneye, ışıksızları ışığa, ilaçsızları ilaca, doktorsuzları doktara, hastanesizleri hastaneye, arabasızları arabaya, tiyatrosuzları tiyatroya, sinamasızları sinemaya, televizyonsuzları televizyona, radyosuzları radyoya, telefonsuzları telefona kavuşturabiliyor musunuz? Ağasız, beysiz, şeyhsiz, kompradorsuz, aracısız, tefecisiz, vurguncusuz, soyguncusuz, sömürücüsüz bir Türkiye yaratabiliyor musunuz? İşte budur GERÇEK ATATÜRKÇÜLÜK... ................... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MaaT Yanıtlama zamanı: Şubat 8, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 8, 2008 Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fakat geleceği cumhuriyete inananlara, onu koruyanlara ve yaşatacaklara emanet etmek lazımdır. M.Kemal ATATÜRK... SONUNA KADAR İNANIYORUZ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 26, 2008 http://www.pasinlermetem.com/images/atat.gif (Nutuk tan.. ) Türk Milleti! Kurtuluş Şavaşına başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim. Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk Milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkarane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz, çünkü; Daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebaruz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır. Büyük Türk milleti! On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakıyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarim ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk milleti! Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türküm diyene! Mustafa Kemal ATATÜRK.. Okumayan kalmış mıdır bilmem ama... Okuldan öğrendiklerimiz ya da internete araştırmalarımız vs. yeterli değildir..O günleri anlamak , tarihimize sahip çıkmak ve nasıl bir Türk genci olmamız gerektiğini bilmek için..Nutuk u mutlaka alın , okuyun!.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
okyanussue Yanıtlama zamanı: Temmuz 8, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 8, 2008 benim nazarımda 70 yaşındaki bir idealist 20 yaşındaki bir yobazdan daha gençtir... MUSTAFA KEMAL ATATÜRK... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Temmuz 8, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 8, 2008 http://www.gnoxis.com/forum/kitap-elestirileri/19523-yukselen-bir-deniz.html “Faziletli din âlimleri başımızın tacıdır. Fakat şahsi çıkarları ve adi menfaatleri için yalandan âlim kılığına bürünen birtakım çıkarcılar elbette kanun pençesinden kurtulamayacaklardır.” “Elime büyük kudret geçerse, ben sosyal hayatımızda istenilen devrimi, bir anda bir darbeyle uygulayabileceğimi sanıyorum. Halkın anlayışının, yavaş yavaş alıştırılarak değiştirilebileceğini kabul etmiyorum. Buna ruhum isyan ediyor. Ben bu kadar yıl eğitim gördükten, özgürlüğümü elde etmek için hayatımı, yıllarımı harcadıktan sonra neden cahiller derecesine ineyim? Onları kendi düzeyime çıkarırım. Ben onlar gibi olmam. Onlar benim gibi olsun.” ''Artık bugün demokrasi düşüncesi daima yükselen bir denizi andırmaktadır.20.Yüzyıl birçok zorba hükümetlerin bu denizde boğulduğunu göstermiştir.'' Jean Jacques Rousseau'NUN Mukavale-i İçtimaiyyesi(TOPLUM SÖZLEŞMESİ) 156.SAYFA Atatürk'ün altını kurşun kalemle çizdiği cümle.... ^^Hakimiyet kudreti basit ve tektir.Bu gücü bölmek,yok etmek demektir^^. Mustafa Kemal ATATÜRK Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
okyanussue Yanıtlama zamanı: Temmuz 8, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 8, 2008 öğretmenler sizden beklediğimiz irfanı hür vicdanı hür yeni nesiller yetiştirmenizdir.... MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sessizgemiler Yanıtlama zamanı: Temmuz 16, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 16, 2008 Türk Gençliğine Bıraktığım Kutsal Armağan (Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi) Sayın baylar, sizi, günlerce işlerinizden alakoyan uzun ve ayrintılı sözlerim, en sonu tarihe malolmuş bir çağın öyküsüdür. Bunda, ulusum için ve yarinki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım. Baylar, bu söylevimle, ulusal varliğı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak birakıyorum. ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur! K. ATATÜRK 20 Ekim 1927 Gençliğin Ata'ya YanıtıEy büyük Ata! Varlığımızın en mukaddes temeli olan, Türk istilal ve Cumhuriyeti'nin ebedi bekçisiyiz. Bu karar, sarsılmaz irademizin değişmez ifadesidir. İstikbalde hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir...Bizler bütün hızımızı senden, milli tarimizden ve ruhumuzdaki sönmez iman ateşinden alıyoruz. Senin kuruduğun kuvvetli temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her hamle şuurludur. En kıymetli emanetin olan Türk istiklal ve cumhuriyeti, mevcudiyetimiz esası olarak eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde ilelebet yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. Bu mukaddes emanete yönelen dahili ve harici bütün tecavüzler, iman dolu göğsümüze çarpacak ve parçalanacaktır. İstiklal ve cumhuriyetimize kast edecek düşmanler, en modern silahlarla mücehhez olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, milli şuurumuzunn ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaklardır. Çünkü, istiklal ve cumhuriyetimize kast edenler karşılarında binlerce türk tarihinin yılmaz evlatlarını, Cumhuriyet inkılaplarının feyizli ve imanlı gençliğini bulacaklardır. Ey en büyük Türk! İstiklal ve cumhuriyetimizi korumak mecburiyeti hasıl olunca, içinde bulunacağımız ahval ve şerait ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak; bütün engelleri aşıp, her güçlüğü yenmek azmindeyiz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Depressive Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 “Dünyada her şey için , medeniyet için, hayat için , başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir,fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, doğru yoldan sapmaktır.” Mustafa Kemal ATATÜRK Bilimsael verilere inanın!!!! saçma işlerde bulunmayın... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2008 Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. Mustafa Kemal ATATÜRK Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.