Jump to content

Zift


ainariel

Önerilen Mesajlar

Ey milletim,

Ben, Mustafa Kemal'im...

Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,

Hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim,

Kurusun damağım, dilim.

Özür dilerim...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

 

 

*

 

 

Özgürlük hâlâ,

En yüce değer

Değilse eğer...

Prangalı kalsın diyorsanız, köleler...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

 

 

*

 

 

Yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı,

Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,

Baş tacı edebiliyorsanız

Sanatın içine tüküren adamı...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

 

 

*

 

 

Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın.

Anlamı kalmadıysa

Yurtta sulh, dünyada barışın.

Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın.

 

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

 

 

*

 

 

Özlediyseniz fesi, peçeyi.

Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi.

Hâlâ medet umuyorsanız

Şıhtan, şeyhten, dervişten.

Şifa buluyorsanız,

Muskadan, üfürükçüden...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

 

 

*

 

 

Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek...

 

Kara çarşafa girsin diyorsanız,

Yobazın gazabından ürkerek...

Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız;

 

Budur bizim alın yazımız...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

 

 

*

 

 

Fazla geldiyse size,

Hürriyet, Cumhuriyet...

Özlemini çekiyorsanız,

Saltanatın, sultanın...

Hâlâ önemini anlayamadıysanız,

Millet olmanın...

Kul olun, ümmet kalın,

Fetvasını bekleyin, Şeyhülislamın...

Unutun tüm dediklerimi.

Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.

RAHAT BIRAKIN BENİ..."

 

S. APAYDIN

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

 

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/plot.gif Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

 

 

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Bugün vardığımız barışın ebedi barış olacağına inanmak safilik olur. Bu o kadar önemli bir gerçektir ki, ondan bir an bile gaflet, milletin hayatını tehlikeye sokar. Şüphesiz, hukukumuza, şeref ve haysiyetimize saygı gösterildikçe, mukabil saygıda asla kusur etmeyeceğiz. Fakat, ne çare ki, zayıf olanların hukukuna saygının noksan olduğunu veya hiç saygı gösterilmediğini çok acı tecrübelerle öğrendik. Onun için her türlü ihtimallerin gerektireceği hazırlıkları yapmakta, asla gecikmeyeceğiz.

 

Mustafa Kemal ATATÜRK..

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

 

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

 

Mustafa Kemal Atatürk

Bursa, 5 Şubat 1933

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ŞEYH BEDREDDİN DESTANI'NDAN

 

1.

 

Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi,

duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler,

gümüş ibriklerde şarap,

bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi.

Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğup

yani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarak

Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi.

Çelebi hünkâr idi amma

Âl Osman ülkesinde esen

bir kısırlık çığlığı, bir ölüm türküsü rüzgâr idi.

Köylünün göz nuru zeamet

alın teri timar idi.

Kırık testiler susuz

su başlarında bıyık buran sipahiler var idi.

Yolcu, yollarda topraksız insanın

ve insansız toprağın feryadını duyar idi.

Ve yolların sonu kale kapısında kılıçlar şakırdar

köpüklü atlar kişner iken

çarşıda her lonca kesmiş kendi pirinden ümidi

tarumar idi.

Velhasıl hünkâr idi, timar idi, rüzgâr idi,

ahüzar idi.

 

2.

 

Bu göl İznik gölüdür.

Durgundur.

Karanlıktır.

Derindir.

Bir kuyu suyu gibi

içindedir dağların.

 

Bizim burada göller

dumanlıdırlar.

Balıklarının eti yavan olur,

sazlıklarından ısıtma gelir,

ve göl insanı

sakalına ak düşmeden ölür.

 

Bu göl İznik gölüdür.

Yanında İznik kasabası.

İznik kasabasında

kırık bir yürek gibidir demircilerin örsü.

Çocuklar açtır.

Kurutulmuş balığa benzer kadınların memesi.

Ve delikanlılar türkü söylemez.

 

Bu kasaba İznik kasabası.

Bu ev esnaf mahallesinde bir ev.

Bu evde

bir ihtiyar vardır Bedreddin adında.

Boyu küçük

sakalı büyük

sakalı ak.

Çekik çocuk gözleri kurnaz

ve sarı parmakları saz gibi.

 

Bedreddin

ak bir koyun postu üstüne

oturmuş.

Hattı talik ile yazıyor

"Teshil"i.

Karşısında diz çökmüşler

ve karşıdan

bir dağa bakar gibi bakıyorlar ona.

Bakıyor :

Başı tıraşlı

kalın kaşlı

ince uzun boylu Börklüce Mustafa.

Bakıyor :

Kartal gagalı Torlak Kemâl..

Bakmaktan bıkıp usanmayıp

bakmağa doymıyarak

İznik sürgünü Bedreddine bakıyorlar..

 

9.

 

(...)

En yumuşak, en sert,

en tutumlu, en cömert,

en

seven,

en büyük, en güzel kadın :

TOPRAK

nerdeyse doğuracak

doğuracaktı.

Sıcaktı.

Bulutlar doluydular.

Nerdeyse tatlı bir söz gibi ilk damla düşecekti yere.

Birden-

-bire

kayalardan dökülür

gökten yağar

yerden biter gibi,

bu toprağın verdiği en son eser gibi

Bedreddin yiğitleri şehzade ordusunun karşısına

çıktılar.

Dikişsiz ak libaslı

baş açık

yalnayak ve yalın kılıçtılar.

 

Mübalâğa cenk olundu.

 

Aydının Türk köylüleri,

Sakızlı Rum gemiciler,

Yahudi esnafları,

on bin mülhid yoldaşı Börklüce Mustafanın

düşman ormanına on bin balta gibi daldı.

 

Bayrakları al, yeşil,

kalkanları kakma, tolgası tunç

saflar

pâre pâre edildi ama,

boşanan yağmur içinde gün inerken akşama

on binler iki bin kaldı.

 

Hep bir ağızdan türkü söyleyip

hep beraber sulardan çekmek ağı,

demiri oya gibi işleyip hep beraber,

hep beraber sürebilmek toprağı,

ballı incirleri hep beraber yiyebilmek,

yârin yanağından gayrı her şeyde

her yerde

hep beraber!

diyebilmek

için

on binler verdi sekiz binini..

 

Yenildiler.

 

Yenenler, yenilenlerin

dikişsiz, ak gömleğinde sildiler

kılıçlarının kanını.

Ve hep beraber söylenen bir türkü gibi

hep beraber kardeş elleriyle işlenen toprak

Edirne sarayında damızlanmış atların

eşildi nallarıyla.

 

Tarihsel, sosyal, ekonomik şartların

zarurî neticesi bu!

deme, bilirim!

O dediğin nesnenin önünde kafamla eğilirim.

Ama bu yürek

o, bu dilden anlamaz pek.

O, "hey gidi kambur felek,

hey gidi kahbe devran hey,"

der.

Ve teker teker,

bir an içinde,

omuzlarında dilim dilim kırbaç izleri,

yüzleri kan içinde

geçer çıplak ayaklarıyla yüreğime basarak

geçer Aydın ellerinden Karaburun mağlûpları..

 

10.

 

Karanlıkta durdular.

Sözü O aldı, dedi :

"- Ayasluğ şehrinde pazar kurdular.

Yine kimin dostlar

yine kimin boynun vurdular?"

 

Yağmur

yağıyordu boyuna.

Sözü onlar alıp

dediler ona :

"- Daha pazar

kurulmadı

kurulacak.

Esen rüzgâr

durulmadı

durulacak.

Boynu daha

vurulmadı

vurulacak."

 

Karanlık ıslanırken perde perde

belirdim onların olduğu yerde

sözü ben aldım, dedim :

"- Ayasluğ şehrinin kapısı nerde?

Göster geçeyim!

Kalesi var mı?

Söyle yıkayım!

Baç alırlar mı?

De ki vermeyim!"

 

Sözü O aldı, dedi :

"- Ayasluğ şehrinin kapısı dardır.

Girip çıkılmaz.

Kalesi vardır,

kolay yıkılmaz.

Var git al atlı yiğit

var git işine!.."

 

Dedim : "- Girip çıkarım!"

Dedim : "- Yakıp yıkarım!"

Dedi : "- Yağış kesildi

gün ağarıyor.

Cellât Ali,

Mustafayı

çağırıyor!

Var git al atlı yiğit

var git işine!..."

 

(...)

 

14.

 

Yağmur çiseliyor,

korkarak

yavaş sesle

bir ihanet konuşması gibi.

 

Yağmur çiseliyor,

beyaz ve çıplak mürted ayaklarının

ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi.

 

Yağmur çiseliyor,

Serezin esnaf çarşısında,

bir bakırcı dükkânının karşısında

Bedreddinim bir ağaca asılı.

 

Yağmur çiseliyor.

Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.

Ve yağmurda ıslanan

yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin

çırılçıplak etidir.

 

Yağmur çiseliyor.

Serez çarşısı dilsiz,

Serez çarşısı kör.

Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü

Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.

 

Yağmur çiseliyor.

Nazım Hikmet Ran

-------------------------------------

 

ya istikla ya ölüm diyenler unutulmadı, bir avuç kanı bozuk bedbahtlara bırakılmak için kurulmadı bu Cumhuriyet!!!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını* Türk halkına ilham veren liderliğini* modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması* yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması* Atatürk'ün Türk halkının ismidir. Şüphesiz ki* Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.

John F.KENNEDY (A.B.D.Başkanı* 10 Kasım 1963)

 

Benim üzüntüm* bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır.

Franklin ROOSEVELT (A.B.D.Başkanı* 10 Kasım 1963)

 

Asker-devlet adamı* çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi* Türkiye'nin* dünyanın en ileri memleketleri arasında hakettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O* Türklere* bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden* kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.

General Mc ARTHUR

 

Sovyet Rusya Hariciye Naziri Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa'nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaskanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.

Rooswelt (Franklen D.) 1928 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı

 

Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli* çekici adamlarından biri geçti.

Chicago Tribune

 

Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri.

New York Times

 

İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O* tetiktir* hazır cevaptır* dikkati çekecek kadar zekidir.

Gladys Baker(Gazeteci)

 

O* kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktator değil* gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.

Prof.Walter L.WRIHT Jr.

 

Atatürk Türkiye'yi tek düşmanı kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.

Alman Volkischer Beobachter Gazetesi

 

Almanya* ATATÜRK'ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda* tarihi eseri* özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir.

Berlin* Alman Ajansı

 

Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil* manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar.

Prof. Herbert MELZIG(Tarihci)

 

Kendisinin tarihi büyüklüğü* eseri olan yeni Türkiye'ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti* uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır.

Illustrierte Dergisi

 

O* kendi milleti ve beşeriyet alemi için beslediği muhabbetle* bir dahinin neler yarattığına dair* cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir.

Herbert MELZIG

 

İnsanlığın bütün belirtileri O'nda kendini hemen gösteriyor.

Noelle Gazetesi

 

Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken* milli bir Türk Devleti'nin kuruluşu* bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal* yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk'ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.

Maurice BAUMANT(Profesor)

 

Çok büyük bir adamdı... Bir siyasi dahiydi.

Excelsior Gazetesi

 

Dünyanın* çağdaş* en büyük kişilerinden biri.

Le Jour-Echo de Paris

 

Atatürk'ün yurt kurtarıcı olduğunu* milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır. Noell Roger Gazetesi

 

Karşımdaki bu büyük adamda* keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki* sözlerinde hiçbir şüphe aranamazdı.

Claude Farrer(Yazar)

 

Bu günün Türkleri* yüzyıllar önce Avrupayı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu akşam O büyük ölünün başında bekleyen Türkiye* güçlü ve dipdiri Türkiye'dir.

Pierre Dominique(Gazeteci)

 

Asırları aşan adam !..

Fransa* Paris Basını

 

Akıllı ve barışcı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır.

Albert LEBRUN Fransız Cumhurbaşkanı

 

Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette* bu adam* bütün rütbeleri* kazanmıştır. O memlekete* bulabilecek en şerefli isim O'na verilmistir.

Mercel Sauvage(Gazeteci)

 

Bu* insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüzyıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı.

Gerrad Tongas(Yazar)

 

Atatürk öldü. Barış kubbesinin doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir.

SANERWIN Gazetesi

 

Atatürk* bir milleti* birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermistir.

Paris-Le Temps

 

Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması'nın imzalanması nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu* dağ başındaki haydutlarla* Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız Başbakanının Mecliste verdiği cevap:

Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O'nun tüm askerleri burada olsalardı* teker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum.

(1921) Fransız Başbakanı BRIAND

 

Sırasıyle ihtilalci ve asi* sonradan muzaffer bir kumandan olan "Türklerin babası" Yeni Türkiye'yi yarattı* sultanları kovdu* kadınlara hürriyet verdi* fesi kaldırdı* ülkesinde radikal bir inkilap yaptı. Paris-Soir'den

 

Denilebilir ki onsuz* İslam alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.

Berthe Georges-Gaulis

 

O* yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için* O'na çok uzaklardan bakmak gerekir.

Claude FARRER Fransız Edibi

 

Türkiye tarihi* bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk'ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır. Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk* bu gelişmenin temel öğelerinden biridir.

Charles De GAULLE

 

Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu:

Görüyorsunuz ya* dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam* savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum.

Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir şef'in* yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?...

George BENNES Vu Gazetesi-1938

 

Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda* konferanslarda Türkiye'nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Halbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan

aşağı değişti. İnançlar* gelenekler* yöntemler yıkıldı. Son döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitilasyonlar gibi memleketten sürüp attılar. Türkiye* ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar...

Raymond CARTIER Le Nouvelliste Gazetesi

 

 

 

 

--------------------

--------------------

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektiR...

Mustafa Kemal ATATÜRK...

engellere rağmen,senin yolunda yürüyoruz Ata'm...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

HAKİKAT NEREDE?

 

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır

Tuna ezelden Türk diyarıdır.

Bilinen tarihler söylememiş bunu

Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,

Dinleyin sesini doğan tarihin,

Aydınlıkta karaltı, karatıda şafak

Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.

 

Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,

Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları

Doğudan çıkan biz

Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz

Türk sadece bir milletin adı değil,

Türk bütün adamların birliğidir.

Ey birbirine diş bileyen yığınlar,

Ey yığın yığın insan gafletleri

Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,

Hakikat nerede?

MUSTAFA KEMAL

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ATATÜRK DİYOR Kİ;

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

--------------------

AĞLAYALIM ATATÜRK'E

 

Ağlayalım Atatürk'e

Bütün dünya kan ağladı

Süleyman olmuştu mülke

Geldi ecel, can ağladı

 

Doğu batı cenup şimal

Aman tanrı bu nasıl hal

Atatürk'e erdi zeval

Memur mebusan ağladı

 

Atatürk'ün eserleri

Söyleyecek bundan geri

Bütün dünyanın her yeri

Ah çekti, vatan ağladı

 

Fabrikalar icat etti

Atalığın ispat etti

Varlığın Türke terketti

Döndü çarh devran ağladı

 

Bu ne kuvvet, bu ne kudret

Var idi bunda bir hikmet

Bütün Türkler İnön'İsmet

Gözlerimiz kan ağladı

 

Tren hattı tayyareler

Tükler giydi hep kareler

Semerkantla Buharalar

İşitti her yan ağladı

 

Siz sağ olun Türk gençleri

Çalışanlar kalmaz geri

Mareşalin askerleri

Ordular tümen ağladı

 

Zannetme ağlayan gülmez

Aslan yatağı boş kalmaz

Yalnız gidenler gelmez

Her gelen insan ağladı

 

Uzatma Veysel bu sözü

Dayanmaz herkesin özü

Koruyalım yurdumuzu

Dost değil, düşman ağladı

 

Aşık Veysel

 

MUSTAFA KEMAL’İN KAĞNISI

 

Yediyordu Elif kağnısını

Kara geceden geceden.

Sanki elif elif uzuyordu, inceliyordu

Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar

İnliyordu dağın ardı, yasla

Her bir heceden.

 

Mustafa Kemal'in kağnısı derdi kağnısına

Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.

Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik

Nam salmıştı asker içinde.

Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü

Doğrulmuştu yola önceden önceden.

 

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif

Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar.

Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı

Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra

Gecenin ulu ağırlığına karşı

Hafiftiler, inceden inceden.

 

iriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında.

Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri

Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim;

Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına

Alın yeşilini kapmıştı, geçirmişti

Niceden niceden.

 

Durdu birdenbire, Kocabaş, ova bayır durdu

Nazar mı değdi göklerden, ne?

Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez

Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacur gucur

Nasıl durur Mustafa Kemal'in kağnısı.

Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden

 

Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş

Süs beni, öldür beni, koma yollarda beni.

Geçer, götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin

Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.

Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır

Düşerim gerilere iyceden iyceden.

 

Kocabaş yığıldı çamura

Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar

Örtüldü gözleri örtüldü hep.

Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı bacım

Kocabaş'ın yerine koştu kendini Elifçik

Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden

 

Fazıl Hüsnü Dağlarca

 

MUSTAFA KEMALLER

TÜKENMEZ

 

Tükenir elbet

Gökte yıldızlar denizde kum tükenir

Bu vatan bu topraklar cömert

Kutsal bir ateşim ki ben sönmez

İnanın Mustafa Kemaller tükenmez

 

Ben de etten kemiktendim elbet

Ben de bir gün göçecektim elbet

İki Mustafa Kemal var iyi bilin

Ben işte o ikincisi sonsuzlukta

Ruh gibi bir şey görünmez

İnanın Mustafa Kemaller tükenmez

 

Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda

Bilimin yapıcılığın aydınlığında

Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben

Evrensel yepyeni buluşlarda

Geriliği kovmuşum ben dönmez

İnanın Mustafa Kemaller tükenmez

 

Başın mı dertte beni hatırla

Duy beni en sıkıldığın an

Baştan sona her şeyiyle bu vatan

Sakın ağlamasın kasımlarda

Fatihler, Kanuniler ölmez

İnanın Mustafa Kemaller tükenmez

 

Halim Yağcıoğlu

 

ATATÜRK’TEN SON MEKTUP

 

Siz beni hâlâ anlayamadınız

Ve anlamayacaksınız çağlarca da...

Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u" diyorsunuz

Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.

Mustafa Kemal'i anlamak bu değil

Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

 

Bırakın o altın yaprağı artık

Bırakın rahat etsin anılarda şehitler.

Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.

Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?

Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil

Mustafa Kemal'in ülküsü, sadece söz değil.

 

Bana, muştular getirin bir daha

Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan.

Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı?

Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı?

Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil

Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

 

Hâlâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda

Hâlâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.

Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!

Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların.

Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil

Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

 

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız

Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.

Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar.

Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.

Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil

Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

 

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü

Görüyorum ki, hâlâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş

Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.

Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?

Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil

Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

 

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla

Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.

Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister

Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter!

Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil

Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil...

 

Halim Yağcıoğlu

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.

 

M.KEMAL ATATÜRK

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

GERÇEK ATATÜRKÇÜLÜK...

Siz Türkiye'nin ve Türk ulusunun bütünlüğünü her türlü dış ve iç tehlikelere karşı koruyabiliyor musunuz? Her zaman bilimin gösterdiği yoldan gidebiliyor musunuz?

Ulusal gelirin adil dağılmasını sağlayacak demokratik devrimleri, köklü bir düzen değişikliğini gerçekleştirerek zenginlerle fakirler arasındaki korkunç uçurumu kapatabiliyor musunuz?

Ayrıcalıksız bir toplum yaratabiliyor musunuz?

Amerika'ya ikili anlaşmalarla verilen ayrıcalıkları geri alabiliyor musunuz?

Bütün dünya uluslarıyla dostluğa dayanan ve hiçbir devletin dümen suyunda gitmeyen bağımsız bir dış politika izleyebiliyor musunuz?

"Yurtta barış, dünyada barış" ilkesine bağlı kalabiliyor musunuz?

Yurdumuzun ekonomisini IMF'nin ( Uluslararası Para Fonu ) ve diğer uluslararası finans kuruluşlarının güdümünden kurtarabiliyor ve ekonomik bağımsızlığı gerçekleştirebiliyor musunuz?

Gerçek çok partili, çoğulcu, özgürlükçü, demokrasiyi benimsiyor ve onu tüm kurumlarıyla işler hale getirebiliyor musunuz?

Her çeşit fikrin açık ve seçik tartışılmasını istiyor, fikirlere copla, silahla, kelepçeyle, zindanla değil, fikirle cevap verebiliyor musunuz?

Ekonominin kilit noktalarını ve yeraltı servetlerini devletleştirebiliyor musunuz?

Sosyal adalete en iyi şekilde gerçekleştirebiliyor musunuz?

Bu yurdun insanlarını insan gibi yaşayabilecekleri bir gelire kavuşturabiliyor musunuz?

Mali güce göre vergi alma ilkesini, yani çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alma ilkesini uygulamaya geçirebiliyor musunuz?

Kırtasiyeciliği "Bugün git, yarın gel" i, tembelliği ortadan kaldırarak tıkır tıkır işleyen bir devlet mekanizması kurabiliyor musunuz?

Bütün yurttaşlarımızın geleceğini - doğumlarından ölümlerine dek - güven altına alabiliyor musunuz?

Herkese aynı fırsatı tanıyabiliyor, fırsat ve olanak eşitliğini ve yasa önünde eşitliği gerçekleştirebiliyor musunuz?

Tüketime ve ezberciliğe dayanan eskimiş eğitim sistemi yerine çağımızın ve yurdumuzun gerçeklerine uygun, yaratıcı ve üretici yepyeni bir eğitim sistemi yaratabiliyor musunuz?

Köklü bir toprak reformu yaparak ortaçağ artığı feodaliteleri, ağaları, beyleri, şeyhleri tarihe karıştırabiliyor musunuz?

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu "üvey evlat" olmaktan kurtarabiliyor musunuz?

Cehalet ve sefalet isimli canavarları öldürebiliyor musunuz?

Kooperatifçiliği geliştirerek üretici ve tüketicilerin aracı ve tefeciler tarafından sömürülmesini önleyebiliyor musunuz?

Sanayileşmeye önem veriyor ve yurdun dört bir yanını fabrikalarla donatabiliyor musunuz?

Kentleşme ve gecekondu sorunlarına bir çözüm yolu bulabiliyor musunuz?

Her çeşit kaçakçılığı (silah, uyuşturucu, madde, gümrük, altın, vergi, döviz vb.), karaborsacılığı, vurgunu, soygunu, sömürüyü, torpili, rüşveti, yiyiciliği, vurdumduymazcılığı önleyebiliyor musunuz?

İşsizleri işe, ekmeksizleri ekmeğe, evsizleri eve, yolsuzları yola, susuzları suya, köprüsüzleri köprüye, okulsuzları okula, öğretmensizleri öğretmene, kitapsızları kitaba, deftersizleri deftere, kalemsizleri kaleme, kütüphanesizleri kütüphaneye, ışıksızları ışığa, ilaçsızları ilaca, doktorsuzları doktara, hastanesizleri hastaneye, arabasızları arabaya, tiyatrosuzları tiyatroya, sinamasızları sinemaya, televizyonsuzları televizyona, radyosuzları radyoya, telefonsuzları telefona kavuşturabiliyor musunuz?

Ağasız, beysiz, şeyhsiz, kompradorsuz, aracısız, tefecisiz, vurguncusuz, soyguncusuz, sömürücüsüz bir Türkiye yaratabiliyor musunuz?

İşte budur GERÇEK ATATÜRKÇÜLÜK...

 

...................

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.pasinlermetem.com/images/atat.gif

(Nutuk tan.. )

 

Türk Milleti! Kurtuluş Şavaşına başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!

Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk Milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkarane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz, çünkü; Daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.

Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebaruz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk milleti!

On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakıyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarim ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene!

 

 

Mustafa Kemal ATATÜRK..

 

 

Okumayan kalmış mıdır bilmem ama... Okuldan öğrendiklerimiz ya da internete araştırmalarımız vs. yeterli değildir..O günleri anlamak , tarihimize sahip çıkmak ve nasıl bir Türk genci olmamız gerektiğini bilmek için..Nutuk u mutlaka alın , okuyun!..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.gnoxis.com/forum/kitap-elestirileri/19523-yukselen-bir-deniz.html

 

“Faziletli din âlimleri başımızın tacıdır. Fakat şahsi çıkarları ve adi menfaatleri için yalandan âlim kılığına bürünen birtakım çıkarcılar elbette kanun pençesinden kurtulamayacaklardır.”

 

“Elime büyük kudret geçerse, ben sosyal hayatımızda istenilen devrimi, bir anda bir darbeyle uygulayabileceğimi sanıyorum. Halkın anlayışının, yavaş yavaş alıştırılarak değiştirilebileceğini kabul etmiyorum. Buna ruhum isyan ediyor. Ben bu kadar yıl eğitim gördükten, özgürlüğümü elde etmek için hayatımı, yıllarımı harcadıktan sonra neden cahiller derecesine ineyim? Onları kendi düzeyime çıkarırım. Ben onlar gibi olmam. Onlar benim gibi olsun.”

 

''Artık bugün demokrasi düşüncesi daima yükselen bir denizi andırmaktadır.20.Yüzyıl birçok zorba hükümetlerin bu denizde boğulduğunu göstermiştir.''

 

 

 

Jean Jacques Rousseau'NUN Mukavale-i İçtimaiyyesi(TOPLUM SÖZLEŞMESİ)

 

156.SAYFA Atatürk'ün altını kurşun kalemle çizdiği cümle....

 

^^Hakimiyet kudreti basit ve tektir.Bu gücü bölmek,yok etmek demektir^^.

 

Mustafa Kemal ATATÜRK

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Türk Gençliğine Bıraktığım Kutsal Armağan

(Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi)

 

Sayın baylar, sizi, günlerce işlerinizden alakoyan uzun ve ayrintılı sözlerim, en sonu tarihe malolmuş bir çağın öyküsüdür. Bunda, ulusum için ve yarinki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım.

 

Baylar, bu söylevimle, ulusal varliğı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.

 

Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.

 

Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak birakıyorum.

 

 

 

ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ

 

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

 

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

 

K. ATATÜRK

20 Ekim 1927

 

Gençliğin Ata'ya Yanıtı

Ey büyük Ata!

 

Varlığımızın en mukaddes temeli olan, Türk istilal ve Cumhuriyeti'nin ebedi bekçisiyiz. Bu karar, sarsılmaz irademizin değişmez ifadesidir.

 

İstikbalde hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir...Bizler bütün hızımızı senden, milli tarimizden ve ruhumuzdaki sönmez iman ateşinden alıyoruz. Senin kuruduğun kuvvetli temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her hamle şuurludur. En kıymetli emanetin olan Türk istiklal ve cumhuriyeti, mevcudiyetimiz esası olarak eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde ilelebet yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. Bu mukaddes emanete yönelen dahili ve harici bütün tecavüzler, iman dolu göğsümüze çarpacak ve parçalanacaktır. İstiklal ve cumhuriyetimize kast edecek düşmanler, en modern silahlarla mücehhez olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, milli şuurumuzunn ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaklardır. Çünkü, istiklal ve cumhuriyetimize kast edenler karşılarında binlerce türk tarihinin yılmaz evlatlarını, Cumhuriyet inkılaplarının feyizli ve imanlı gençliğini bulacaklardır.

 

Ey en büyük Türk! İstiklal ve cumhuriyetimizi korumak mecburiyeti hasıl olunca, içinde bulunacağımız ahval ve şerait ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak; bütün engelleri aşıp, her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

“Dünyada her şey için , medeniyet için, hayat için , başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir,fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, doğru yoldan sapmaktır.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

Bilimsael verilere inanın!!!! saçma işlerde bulunmayın...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

 

Mustafa Kemal ATATÜRK

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...