Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2008 (düzenlendi) Sahte,lanet olsun ki sahte Bencilce ve çok basit Rahatsızlık verici bir tavır İğrenç kelimelerden oluşan bktan cümleler... O bka bulanmayacağım Haziran 27, 2008 Kinyas tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Haziran 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 28, 2008 (düzenlendi) Mutluluk bir toz bulutu gölgemle seyir halinde olan....Az sonra kaybolacak...Yalnızlığın hüküm sürdüğü bir bedene hiçbir düş sığmayacak....Huzurlu günlerim vardı,beklentilerim,umutlarım....Gülmeyi seviyordum birzamanlar....Çocuktum düşlerim tazeydi daha....Şimdi hissiz bir bedende yetişkin bir rol oynuyor bu vücut....Mimiklerim donuk...Yokluklar her geçen gün artıyor...Her gün bir kayıp daha veriyor ruhum....Sırtımı yaslayıp ağladığım duvarlar...Söyleyin! Kaç hayat yaşadınız?Kaç kişinin derdi çöktü soğuk yüzünüze?Dile gel ey yağmur,ay gece,eyy yalnızlığım dile gel!!! Boğazımda düğümlenip söyleyemediklerimi toprağa gömme!!Çok savaşlar verdim huzuru bulmak için...Her savaşta bir düşümü feda ettim...Düşler de küskün bana şimdi....Sabırsız bir çocuğun açlık haliydi benimkisi....Kederleri içtim kana kana bilmeden.....Hangi yalan oyalar beni şimdi? söyle!!.... Haziran 29, 2008 mysteriouslady tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Haziran 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 28, 2008 (düzenlendi) canım yanıyor... herkes düşüyor artık ellerimden... özlediklerim... sevdiklerim... ne yapalım... bize de acı çekmek düşüyormuş.. ulan tanrı... ben senin var ya taa.......... canımı yaktın lan... kalbim acıyor şerefsiz... Temmuz 1, 2008 Kinyas tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Derler ki doğum bebeğin rahmi terk etme isteğiyle gerçekleşir; oysa fotoğrafta ki atın bacakları henüz dışarı fırlamışken, boynu içeri doğru gerilidir... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
coldhellangel Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 kendimi alıp uçabilirim senin için yok sayabilirim hayatı tamlamalarım ve kavramlarım yıkılmayan duvarları yıkalım kanamayan yaraları kanatalım senle biz olalım 1 saat yeter mi bizliğe 1dk yeter gitmeye nefes almak bir kaçış sensiz kaçış kendime senden kaçış boşluğa koyu renklere boyarım bulutları yolculuk başlar yağmur bekler yolun sonunda sen nefesime haz ben sensizliğe tutsak sadece aşksa sebebim 1 dk yeter gitmeye ben zamanla oynasamda.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexagram Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Uzak olmak mı acı veren,zamanın yavaşlığı mı... Eşruh olmak mı mutlu eden,sadece sesini duymak bile bana yeterken... Gülümsemendeki derinlik mi beni benden alan,kalbindeki sevgi enerjisi mi... Sen misin beni ben yapan,seni sen yapan ben mi... Ben sende,sen bende mi; Yoksa ikimiz aynı ruhta iki beden mi... Eşruhum... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 uzun zaman geçti aradan, uzun bir mevsim.. şimdi bu masanın üzerinde sanki bi b.k yaparcasına duruyorum ya, aslında hiçbi b.k yaptığım yok... seni özlediğimde yok artıık, çıkarttım kalbimin yanında duran resmini yerinden.. artık duvarımı süslemiyor gözlerin... masa da oturmuş kahve içiyorum, radyo da çalıyor eskilerden bi ezgi... "kalbimden kalbine yok artık kinim / bence artık sende herkes gibisin..." -------------------- söz bitti.... hoşçakalın dostlarım... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
UsagiNarciss Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 (düzenlendi) sen hep soruyorsun bız neyız, ah bır de ben bılsem ağıtları yaka yaka bıtıremedım Temmuz 1, 2008 Kinyas tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alejandro Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 beni özene bezene yaratan kim?sen! ne yapacağımı da yazmışsın önceden. demek günah işleten de sensin bana. o zaman nedir bu cennet cehennem? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
justy Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2008 herşeyi aynı mantıkla düşünen iki beyin, ayrılığı bile ayrı ayrı düşündük te, ama söyleyemeye dilimiz varmadı son ana dek. herşeyi aynı anda hisseden iki kalp, ayrı ayrı iken bile böyle birleşmişken, bu fani ayrılık engel olur mu hiç vuslata. şimdi artık acıyı aynı anda hisseden iki beden; bu sancıları hissediyor musun sen de, iğne batıyor bir yerlerime. bir küçük yılan dolaşıyor bugün içimde, ne zaman, nerden sokacağı belirsiz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sevgisu Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 1, 2008 hırpalanmış bir gün..ardımda kalan sözsüz tümcelerim..bir deniz bir martı ve enerjin..varsın yoksun..kurtar beni bu çelişkiden..derken yüreğim dile geliyor yine..hisset ve sus..bırak kendini meltemin ince dansına.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zaranca Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2008 Pek hayır değil bu dalmalarım bilirim...Aklıma her geleni not defterime kaydettim....Kaybettiğimde anladım ki dağıldı birden tüm düşlerim!!!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sevgisu Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2008 bu nasıl bir duygu çözebilsem..hoş çözmeyide pek istemiyorum..sevgi dolu bir günaydınlarla başlayıp kendimi sevgi tılsımı hissetmeme sebep olan eşruhum..bırakma beni bi yerlerde var olman bile bir soluk benim için.. hayatımda olduğun için teşekkür ederimmm Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
DEB. Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2008 seni ne zaman görmek istesem kaçıyorsun ne zaman sesini duymak istesem uzakLaşıyorsun ne zaman sana koşsam görmemezLikten geLiyorsun yanındayken farkLı uzaktayken farkLı davranıyorsun insanLara göre bana en yakın sen oLman Lazımken bana hep en uzakta duruyorsun ne zaman soru sorsam bana yaLan söyLüyorsun kim oLduğunu ne oLduğunu söyLeyemem çünkü o sıfatı haketmiyorsun beni mutLu etmen gerekirken daima üzüyorsun dertLerimi dinLemen gerekirken kaynağı sen oLuyorsun beni öpüp kokLaman gerekirken yüzümü biLe görmüyorsun seni aramasam akLına biLe geLmem beni hiçbir zaman düşünmüyorsun ne yaparsam yapayım sen "O"sun ama sen "O" oLmayı hiçbir zaman haketmiyorsun .. Lütfen soru sormayın ! .. -------------------- bunLar benim duyguLarım ve "O"na yazdım .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2008 gözlerine düşman bakmam neye bilmiyorum. seni kendimi bildim bileli tanımıyorum. hayır, tanımak için çaba harcamayacağım, seninle ilgili o kdar çok kitap okudum ki, o kadar çok sana inanan anlattı ki seni bana... olmuyor işte, tanımıyorum seni, inanmıyorum sana... bazen o kdar çok yaraladığın halde inanmak istemiyeceğim sana.. birileri inanıyor diye saygı göstermeyi çok isterdim ama, ben inanmıyorum diye saygı gösterilmedikten sonra ben neden göstereyim ki sana saygıyı... önce sen, inananlarına saygıyı öğretti ki yakmasınlar, sana onlar gibi değilde kendi inandıkları gibi tapanları. asmasınlar, kendilerine başka tapınma yolları bulanları... neyse ya, sen bana inanma ben de sana.. ama işte hep karşılaşacak yollarımız bu hayatta... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2008 Varlıgını geceye saklayan sokak köpeklerının hırlasmaları arasında,gunesı sokak lambası olan kanatlıları ızlıyordu,bellı belırsız bır ruzgarda salınan camasırlar arasından....ve yıne böyle bır soguk yaz gecesıydı bılmem kac yıl önce balkonda yaşanan..,ayrılıgın haberı ıle ıkı buklum olmus kusma ıstegını bastırırken bır yandan da nefes almaya calısıyordu…bir dakıka boyunca ysanan fızıksel ruhsal ve zıhınsel travma…ona cok uzun gelen bu yarı ölü hali noktalayan sudan cıkıs gıbı ya da derın bır kabustan, zorla alınan bır nefes….bır nefes bu zayıf anı ınkar edercesıne kuvvetle,önündekı belirsizliğe karışan …pesı sıra sık solumalar arınmak ıcın o her seferınde dirice kendısinı karşılayan acıdan… bırcok kisı gibi alınmıs zaferın getırdıgı ganımetler arasında güveni hissederken tam da,bıcagın metalık parlaklıgını görmek…ve tam bır kusku halınde herseye ve herkese karsı,tılkı uykusuyla gecırmek gecelerı,zarar görmemek ıcın…kolay elde edılir herseyın karsında muzıp bır gulumseme ıle durmak,ınanıyor gıbı görunmek ve gecırmek ıcınden 'en azından yansıması böyle görünsun'...yada tepkısızlıgın en dıbınde kabul etmek herseyı,boş boş bakmak var mı birinin diyebılecegı? gündüz siliklesen bu adımlar yankılanırken gecenın içinde...sankı hep böyle devam etse fark eder ınsan bır sonrakı ya da bılemedın sonrakının sonrakı adımın olmayacagını...bilse bu sinir bozucu polıs devrıyesınden yalnızca bır kac saat sonra yıne aynı sınır bozuculukta beledıyenın çöp kamyonunun gelecegını...görse sımdıden gladyatörler gıbı savasan köpeklerin gunduz mıskınlesecegını...oldugu yerde hıc olmadıgını kımse ıcın...olmayacagını kendı ıcın... kalınır mı bır daha ıkı büklüm,kapanır mı o kapı gizlice? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2008 şimdi bu satırları yazarken nerelerde ne hallerdesin bilmiyorum. aslında bilmekte istemiyorum. dışarıda köpek havlamaları sıklıkla doluyor sokağa, iki sarhoş geçiyor pencerenin önünden. kalkıp dolaptan son şarap şişesini çıkartıyorum, dudağıma ufak bir tebessüm gelip oturuyor. en son seninle içmiştik şarabı... neyse işte, kısa kesmek lazım artık cümleleri, uzatmadan söylemek lazım kelimeleri... karşımda senin resmin, elimde şarap şisesi oturyorum sandalyede... kalkıp yırtmak istiyorum resmini, çöpe atıp kurtulmak istiyorum senden.. ama olmuyor işte, yapamıyorum ama sakın kıyamadığımdan sanma bunu, içimden kalkmak gelmiyor, senin resmini yırtıp çöpe atmak gelmiyor, sen bunu da hak etmiyorsun ya... yarın merdivenleri temizleyen kadına söyleyeyimde gelsin o yırtsın resmini, sana dokunmak bile istemiyorum artık... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
felidae Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2008 ağır bir hal var bugün bu masada... dağılmış sayfaların üzerinde küller dolaşıyor.... cam kaçık,daktilo kendi kendine yazılar yazıyor listeliyorum birşeyleri kafamda...birşeyler kafamda kocaman oluyor.. bir omuz arkası bakışıyla hayatıma şip-şak bir rest çekiyorum... adına "bir İstanbul hatırası" diyorum arka fonda baileys,birde çınar nazlı tepemde.... çektikçe dikiliyor karşımda yırtık ceketli... ağır abi havasıyla habis sokakların serkeş lambaları ah şu lambalar ki nelere kadirdir... ağzında sakız az aşifte aşk kokan rüzgarlarına dil atıyorum,naneli son gaz fresh bir çelme daha çıkartıyorum göğsümden emzirdikçe büyüyor görmelisin koca bir şehir.... emzirdikçe küçülüyor bende birşeyler ağır bir hal var hep dinlediğim parçalarda... zaman diyorum tam da şimdi işte tam da bu anda.... görüyorsun değilmi? akmak bilmiyor.... uzun bir solo başlıyor... gıcırtısı kulaklarımda eski pas ahşabın o naif gösterişsiz suratı... kemanlar kırılıyor her bir hücremde parmak aralarıma doladığım demirlerden gözlerini seçiyorum... puslu bir bahar sabahı gibi.... sidik kokusuna bulanmış çok yıllanmış bir gar duvarı gibi.... utanç ve öfkenin birbirine girdiği bir suretle bakıyorsun bana.... saat küflenmiş kayışının üstünden camı zorluyor çatlatıyor yelkovan....akrep firarda... ağır bir hal var bugün kulağıma kaçan notalarda bugün tamami ile bir denklem denginin tam tersini uygulamakta... yani biraz nemrut bir gülümsemeyle,hatırlıyorsun değilmi? beliriyorsun gecenin gelinlik perdelerinde kalbim bir seyahat acentası bu şehrin en dandik firması... yatakda başlayıp ....yatsakda rötarlara yenik düşen... ah o çarşaflar... alaaddin'in sihirli çarşafları okşadıkça tenimde parçanlamaya müsait bir yara.... çokda yabancıyım sanma.. yağmurdan kaçarken düştüm ben bu hale... ağır bir hal var bugün izdüşümünde tüm eski aşkların... bugün acitasyonlar yapasım ağlak şarkılar söyleyesim salya sümük birşeyler yani.... arap şükrüden bu kadın neden ağlıyor belki.... dağıta dağıta kendimi çığlık çığlığa herbirinizi sayfalarca öpesim var... dudaklarınıza nokta nokta mors alfabesinden çalma koca bir hatıra kodlayasım var... sanmayın ki ayyaşım kokuda almıyor burnum... ne fark eder di ki... kötürümde olabilir ilk 3 duyum buna rağmen yani biraz sevişemezmiydik? uzandığım yatağın boynunda damar damar ahlayan birşeyler var... nabız dediğin bir uykunun arasında koyun sayan çobana, hali hazırda sunulan selamdan farksızdır bazen.... bazen yani küsmez çoban selam vermezsen.. "anları yakalamak daima geçmişe mahsustur. biz seçiyor olsakda..." yani anlıyorsun değilmi ağır bir hal var hangi dünyaya baksam bugün... bir sabah yani bir sabah sanki gardını almışcasına herşey.... 300 beygir gücünde düşüncelerime işliyor... düşüncelerim hep birbirine zimmetli... yerçekiminden yapışık yüzüm yere... sanma tutmuyor bakmaya gözlerine... diyorum ya bugün ah bugün bir bitse... yüzümü yüzüne koyup... ayyaş kokacağım ...amonyaklara dalıp çıkacağım gevşek sakızlarla sana iş atacağım... limon çamı kokulu... fresh nane kokulu... o anlarda gelecek... ah bir rahat bıraksa yerçekimi... aşık da olacağım belli... parmaklarım parmaklarınla birdir bir oynayacak.. sen ve ben uzun uzun eşşeklik edeceğiz.... bir bir anlatacağım ne varsa senden çaldığım... benden aldığın ne varsa ellerimle yerine koyacağım.. en çok dudaklarım, dudaklarını.. dudaklarımla geri değiştirmek için.... kabul etmezsen tazminat davaları açacağım.... ağrılı bir hal var bugün bende...görmek istemezsin... kafam karman çorman..küller dolaşıyor çektiğim nefeslerde cam kaçıp gitmeyi başardı...daktilo bir ağır referans halinde.. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
justy Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2008 mutluyum, yine çok huzurluyum, fazlalıklar çıkınca bir ben kaldım yine, kendimle daha da mutluyum, o zaman bu extralar niye Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2008 kulağımda karagözün sesi... elimde hiç bişey yok....canımda çok pis south park çekti lan...yan taraftan sesler geliyo, batak oynuyo manyaklar... - olum gelsene lan.. - gelcem lan birazdan - olum sude batıyo lan - anam anam.. bırakın ulen kızııııııııııııııııııııııı.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tkmelancholy Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 alışmak bir kedi yalıyor derimdeki yalnızlığı..sonra büyüyor yalnızlık... ayrılık onu bir kedinin tırnak izlerinden besliyor...adım oluyor yalnızlık.adım adım dolanıyor ruhumda...tükürüyorum tükürüyorum gitmiyor ayrılığın kanımsı tadi damaklarımdan.sakızlar alıyorum içtiğim sigara kokusunu saklamak ister gibi ama saklanamıyor ayrılık. kokusu parfüme siniyor, sakıza siniyor. üstüm, başım, saçlarım, parmak aralarım her yanımda kokuyor ayrılık.. sigaramın yarısını paylaştığım rüzgar bile savuramazken yalnızlığı, başıma değen çam dikenlerinden kokluyorum ayrılıkların kesin kokusunu bu gün..ne isimler kalmış ne yüzler... bu yitik acıyı yüreğimin tam ortasına tohumlayıp yesertenler kimdi, hatırlamıyorum... uyayamadığım yastıklarımda, yorganımda çarşafımda kimler dokundu en mahremime avutur gibi beni... şu örseli tenim kimlere yuva oldu,ilaç oldu? kimlere analık kimlere ******luk yaptı derimin yalnızlığı... elbisemden dışarı sivrilmiş omuzlarımı öpüyor yalnızlık... boynumda, göğüslerimin arasında yalanıyor usulca, göbeğimde bir sıcaklık...içimde buzdan bir bıçak sanki...parmak uçlarım donuyor. yalnızlık annem oluyor, babam oluyor. aç gözlerini göğüslerime diken komşunun sapık kocası oluyor.karın ağrıları, ertesi gün hapları, teki kaybolmuş eldivenim,uykusuzluğum, sigara izmaritlerim oluyor... belimdeki gamzelerden öpüyor, hararetle gidip geliyor üstümde yalnızlık..erken boşalıyor salak... en acısı alışmak sanırım... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zaranca Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 Adına ithaf ettiğim tüm parçalar ""paralı"" biraz da yaralı....Ne vakit alsam başımı ve bulsam kendimi bir sahil kenarında hep ucubeye kaçar bakışlarım...Yalnızlığın yalın hali olmak amacı rüyalarımın....Bir tutsan diyorum ellerimi öpsen,nefesimi kessen...Fantaziler başlar ruh halimde ahh be sevgili bir gelsen.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KraKer Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 Zaman hep ters işliyor sanki.. Dur dediğimde hıphızlı bitiveriyor birden.. Geç dediğimde ise yavaşlatıyor adımlarını.. Şu anda kararsızım zaman çabuk mu bitsin yoksa yavaş mı ilerlesin diye.. Eh zaman ne diyeyim ben sana Benide kendine benzettin.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 ben dengime düşmesem de ah kam ana / aklımı üşütürüm diyo şarkı... içimde anlamadığım bi mutluluk, camı açtım, sesi açtım elimde kahve oyun oynuyorum. bilmiyorum neden böyle yapıyorum, bilmekte istemiyorum... gözlerimden uyku akıyor ama uyumak istemiyorum. şimdi bunları buraya yazıyorum ama bunlarda bi anlam olup olmadığı ile de ilgilenmiyorum. içimden oynamak geliyor... o kadar naz yapma yarim / ah kam ana/ sadrazam kızımısın.. :) bilmiyorum valla, içimde kıpır kıpır bişeyler oynuyo... kurtmu girdi be acaba..!... şarkılar; hacivat karagöz neden öldürüldü film müziği... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ENDLESS Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 7, 2008 Saygınlığını kazanan her yeni gün bir kan damlasını sana borçludur damarlarında güneşin içine çektiği sıgara dumanını.. we ağladığı takdirde sonun geliceğini bilir.. gözyaşının suladığı karanlıkta doğan körgözleriyle bir bebek gibi bakakalır ışığa aldırmadan . ruhların fısıltısı tenini okşar ..yanlızlığına varamadığın toprağın kahverengi ölümünde.. bir siste duman olursun fakrkedilmeden ..öldüğünde we ağlarken kör bebekler gibi saygınlığından yoksunlaşır ruhların okşadığı ruhun we bir damla saygınlığını hiçe sayar ..ölümün kahverengi sesi soluk alıp vermek gibidir.. gridir. çekilen her nefesin sesi..çığlık gibi yarışına şahit olur bu kör gözleriyle.. tenindeki sıcak güneş.. ve acıdığında teninin her zerresi bir fısıltı daha okşar boynundan ölüm adına çalınmış bir ıslık daha kopar dudaklarından ..kör gözleriyle sana aldırmadan bakan her kahverengine adını sorarsın yanıtın sıgara dumanında boğuk bir yankıdır .. sargılanır bedenının her yarası kalbin kırılmışçasına soyutlanır aydınlıktan we anılan adın ölümdür düşer we parçalanır bacaklarında ..yürüdüğünde yüzün yüzülür gözlerin kör olur.. ağlasanda bir kaç damla siyah göz yaşıyla asla geri alamzssın saygınlığı kör bebeklerin gözlerinden ..we yeni doğan her yeni günden.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.