coldhellangel Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2008 hayat bana seçme şansını verdiğinde hep vazgeçeceğim şeyin büyüsünü hayal ederim. sanırım acı çekmeyi seven tarafımdan kaynaklanır bu. bugün seni gördüğümde vazgeçtiğim gözlerinin büysünü gördüğümde aslında pek te acı çekmedim. belki de çektiğim acıyı anlamlandırmak bana göre değildi. beni görmenin hayatıma kattığı anlam fazla oldu o an. şimdi umrumda olmadığından emin olmayan sersem bir tavırdan olgunluğa erişmeye çırpınan bir ruha sahibim. vazgeçtiğim aslında saçma fikirlerin ve hasta ruhundu. bugün,zamanları ard arda koyup inşa ettiğim sesnsizliği yıkıp seni görmek yalancı zamanın aslında gerçekten büyük yalan oldğunu ispatladı. nasıl olduğunu ne ben ne de artık yaşlanmak üzere olan hayat biliyor. ruhumu kemiren ilintili düşünceler... onların varlığından sıkılmıyorum. bugün senden sıkıldığımı farkettim. hayat bu söz sanaydı. şimdi aslında hiç sahip olmadığım bir şeye sahibi numarası yapmak istiyorum. hayat sana. patikaları örselenmiş yollarının bir kahramanı olarak mı kabul etmek istersin beni, yollarında kanlarını bırakarak intihar nehrinden bir yudum su alıp içmeyi beceremeden tüküren bir yaratık olarak mı? ben her türlüsünü kabul ederim hepsi bana ait. sana bugün sardım evet çünkü hissettim ki aşk 3 kez rüzgar olup savurdu beni ve sen 3 kez güçsüz bir yaprak yaptın beni. suçlu benim. bir meltem rüzgarıydı bekledğim lodostu hayatımı çeviren. bugün seninle sen olduğun ve sana acıdığım için ihtiyar hayat bir anlaşma yapalım;ben, bana çelme takmaya çalıştığın her an sana çelme takıp sinirlenmene neden olmayayım sende özlediğim şeyi bırak ellernin arasından. çamurlara bılaşmış bir bulut yığını odamda yağan yağmurun habercisi ama ben hala mutluluğun damlalarıyla besleniyorum. insanlar tercihleri ile yaşayıp vazgeçtikleri ile öldüklerini bilmiyorlarken ya da farkına varmaktan korkarlarken ben vazgeçtiklerimin büyüsünü yaşabiliyorum. sen hayat bunca vazgeçtiğin insanın büyüsünü kaçırdığına pişman değil misiin??? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2008 bitti işte... herşey, bütün hayatım yok oldu.. nerden bulaştıysam bilmiyorum ama bulaşmıştım bu işe ve eger bitiremezsem yok olacaktım.... tanrım bana yardım et...... neden böyle bir şey söylediğimi, neden bunları yaptığımı bilmiyorum ama demiştim işte, yapmıştım yapacağımı ve işte şimdi bu durumdaydım.... önümde öylece duruyordu, gözlerimle onu süzdüm, tanrım, yapamayacaktım.. bunu biliyordum, gücüm yetmeyecekti ve makarnayı bitiremeden sofradan kalkacaktım... arkadaşımın evine ilk defa gelmiş, aptal gibi samimi davranmıştım. oysa ki o kadar samimi değildim, "bana çok ben çok acım, yerim" demiştim. tanrım keşke demeseydim, şimdi kalksam arkadaşa ayıp olacak, kalkmasam mideme ayıp olacaktı... düşündüm... gözlerimi birkaç saniye kapalı tuttum ve o kısa sürede ki bana çok uzun gelmişti. düşündüm... nerede hata yapmıştım, keşke suyu yemekten önce içmeseydim. midemi doldurmasaydım ama olmuştu işte.!... gözlerimi açtım, derin bir nefes aldım. elime çatalı alıp ne olursa olsun yemeye başladım.. tanrım, midem beni affedin..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ph0enix Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2008 nokta koymaya niyetim yok, çünkü henüz avuçlarım virgül dolu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
phobosORbia Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2008 Yaşanıp bitmiş bir " gün " gibi Akıp gitmiş bir " sel " gibi Gün gelir unutursun herşeyi... Sonra da tüm yaşananları gömersin yalnızlığa... Ama seni bir kere yazmışken satırlara.. Ancak ölüm ile unuturum seni......" Yine sensizliği yazıyorum akşamın gözlerime düştüğü anlarda...Dünkü takvimlerden devraldığım hüzünleri toplayıp yine yokluğunu kanatıyorum duvarların beni anlamadığı dar vakitlerde...Kağıt, kalem bir de cümlelere sığmayan yokluğun...Bir türlü öldüremediğim bir türlü yenemediğim dilsiz suskunluğun....Herşeye inat yazıyorum...Seni " sana " anlatıyorum... Aslına bakarsan; sensizliği yazmak o kadar çok zor ki.. Gidişinden sonra sıva tutmaz duvarlarla konuşmayı denedim ilk önceleri.. Sonra susmayı denedim...Ama yapamadım.. Sensizliği yenmeyi başaramadım..Bir zaman sensiz yaşamaktansa " ölmeyi " bile yeğledim ..Biliyorum sensizlik ve ölmek...Ama bil ki, bir kez ölmek bile sensiz geçen her gün çektiğim ve her sabah gün doğumuyla başlayan ızdırabtan bile iyiydi ... Yokluğunda tüm cümlelerim öznesiz, tüm yüklemlerim devrikti...Senden sonraki her gece üzerime örttüğüm karanlığın içinde " gözyaşlarının " koyununa girdim..Bazen de gögsüme soğuk taşları alıp uykusuzluğu girdim sensizliğe akan gözlerime...Zamanla susmayı öğrendim sonra da sabrı...Sonra da yazmayı....Bu kolay olmadı inan..Sensizliği yazmak ve sensiz yaşamak o kadar zordu ki; kelimelere sığmadı sensizlik...Hiçbir mutluluk dolduramadı yüreğimde açtığın boşlukları...Koskoca bir yara oldun bende..Hep sana kanadım, hep sana nefes aldım... Ey gözyaşlarını karakış, Gülüşlerini bahar bildiğim sevgili; Sensizlikte kanayan dudaklarımı ancak toprakla silebildim, ıslak kirpiklerimi ancak güneşle kuratabildim....Yüreğimin şakağına " soğuk ayrılığı " dayayıp her gece bir cümleyi intihar ettim yüreğimin damarlarında...Yaşarken " yüreğimin katili ", nefes alırken tüm ayrılık cinayetlerinin tek faili oldum...Yüreğimi " bedenime " gömerek öldürdüm..Kefensiz bir ikindi vakti " yalnızlık " mezarlarına defnettim..Bir daha sevmemek üzere.. Bir daha acı çekmemek üzere yüreğimi " hatıralara " gömdüm...Gömdüm dediğime bakma sen sevgili...Sen bende varolacaksın ben sende öldürülmek zorunda olsam da...Sen hep bende kalacaksın " sen hiç bana gelmesen de "... Şimdi bu satırları okuyup " sana sitem " ettiğimi düşünme sevgili. Ben sadece seni yazıyorum. Artık ayrıyız, artık birbirine iki yabancıyız..Sen bana yabancı, ben sana yabancı...Sakın bana yazma deme sevgili...Kavuşabildiğimiz tek yer öznesi senin, yüklemi ben olduğum cümleler..Bırak ta aynı cümlenin içinde yan yana omuz omuza olalım sevgili..Sen ve ben...Ama bu satırları okuyup yüreğine dokunuyorsa söyle ne olur...Tek bir kelime etmem..Dudaklarımı " sensizliğe " mühürler, ömür boyu " sana " susar tüm kelimelerim..Seni " sensiz " yaşatmayı başarabilen bu yürek, merak etme harf harf susmayı becerebilir...Ta ki ölüm dudaklarıma sürülürken. İşte o an; dudaklarımdaki son kelimede " adın " olacak... Yazmalıydım çünkü sensizlikte üzerime çullanan arsız fırtınalara karşı tek sığınağım " senli satırlardı" sevgili...Bazen sen diye bildiğim gizli öznelerin koynunda ağladım, bazen de senin sıcak yüreğin diye devrik cümlelere uzanıp çığlık çığlığa bağırdım...Sen duy diye değil; beni ölüme sürükleyen hayatla savaşabilmek için sana tutundum..Seni " sana " yazarken klavyenin her tuşu sanki senin ellerindi...Her cümle, her satır senin yüreğin kadar sıcaktı..Yazmalıydım sevgili çünkü senden sonra sadece satırlarla yoldaş oldum..Seni anlattım onlara..Sensizliği kanattım dudaklarında....Ben anlattım, onlar dinledi...Şimdi ne olur bana " yazma " deme sevgili... Senden geriye ne resmin var gözyaşlarımı bırakabileceğim ne de sıcak bir ellerin var hayata yenik düştüğümde avuçlarına son nefesimi bırakabileceğim.. Ne olur beni anla sevgili..İnan bu satırları sen geri dön diye, ipotek altına alınmış gençliğime gel diye yazmıyorum..Hem " ikinci el hüzünlerimle " sana iyi bir yaşam, iyi bir gelecek sunamam ben...Ben yarım cümlelik bir adamım...Oysa senin gözlerinde mavi ufukları görmüştüm..Alabildiğince geniş, aladildiğince mavi...Ne olur anla beni sevgili... Yazmalıyım ve yaşamalıyım....Yüreğimi karanlık duvarlara çarpmaktansa seni " yüreğimde ölümsüzleştireyim....Ezelim ol yüreğimin ipotekli satırlarında..Ebedim ol mutlulukları vaat edilmemiş yarınlarımda..Bırak beni, dua dua yazayım seni...Eğer yazmasam, eğer satırların koynuna girmezsem sensizlikte depreşmiş devasa fırtınaları, yüreğimde kanayan çığlıkları ancak ölüm susturabilir sevgili. Ya da soğuk merminin ucuna işlenmiş birkaç intihar cümlesi... Bana ait olmadığın halde aldığın her nefesi kendime " mutluluk " addettiğim sevgilim, / ey benim içi kelimelerle doldurulmayan yalnızlığım/ Ben sensizlikte intihar etmeyi değil; Ben seni " uzaklardan bile sevmeyi " sevdim ki... Ben sensiz ölmeyi değil; Senin bir yerler de bensiz olsa da " nefes alıyor olmanı " sevdim.. Sen bana ait olmasan da; Ben senin varolduğun bu dünyada " yaşamayı " seçtim sevgili... ALINTIDIR 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
princetongirl_1818 Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2008 Günlüğümde yazanları kimseye göstermem gnoxis.com için bir istista yapıyorm ilk defa bnm dışımda birileri bu yazıyı okmuş olucak .... MUTLU OLMAK İÇİN SEVME - KiMsEyE BiR ŞaNs DaHa VeRmE Bu hayatta sevmek..sevmenin en güzel tarafı olsa gerek neden hep umut dolu olur insan sevince? aşk hep bi oyundur sahte insanların düşlerindeki bi bulut işlemesi bulutun gri işlemesi işte olay sadece bu seviyorum diyebilmek ama nedense hep aynı döngüde bu aşklar hep aynı oyunu oynuyor sanki senaryolar aynı insanları farklı gibi. Sevgi mululugu getirmez mi?o zaman niçin mutlu olmak için sevme.durup düşünmeyiz mi aşkın acımasızca oldugunu öyle bir girer ki aldıgın nefeste hissedersin adımlarını sanki ona atarcasına bir heycanla atarsın ama bilemezsin onu içinde yaşattıgını ve bi gün her şey bittiginde hayatın sadece aşk için var oldugunu anlayacaksın o gün elinden tutmayacak kimse sana yürü demeyecek artık bitmiş olacak gördüklerin artık zewk vermeyecek gülmek isteyecek ama gülemeyeceksin halbuki hep aşkı istemiştin işte bedeli bu agırlıgın altında ezilmekten bıkacaksın işte o zaman diyeceksin mutlu olmak için sevme diye artık çok geç yaşandı beyninde bir kere dön diyemeden yumacaksın gözlerini hayata... sönmeyen güneşlerse daha bir güçlü ışıyacak gözlerinde bir aşk gülücügü daha olacak ve her bir aşk bittiginde o gülücükte kahkahalar bulacaksın.. zaman geçmekte saatler akmaktayken sen hala burda ve aşkı sevdigini söylüyorsun sevecegim diye inat ediyorsun aslında sevmekten degil yanlış insanı sevmekten kork sevgi arayacaksan gölgende ara tabi bulacagına inanıyorsan insanlar hala yaşıyorsa demek aşk acı degil o kadar diyebilirsin pişman olmazsan sevmeyi bir kez dene (ama tavsiye etmem:P) kimileride aşkın saflığına inanırlar oysa hiçbişey saf,temiz değildir nasıl dünya kirleniyorsa günden güne insanlıkta aşkta sevgide kirleniyor artık herkes önce kendim diyor işte buyüzden harcanan emekler geçirilen yıllar verilen sözler hepsi bi anda bulutun o gri işlemesiyle yok olup gidiyor..bilirsin bu gerçeği ama kabullenemezsin gerçek bazen inanılması en zor seçenek değilmidir zaten??? sonra hep bi umut olur yeni başlangıçlarında ama her seferinde boşa çıkar sonunda zaten pes edersin bi çok yolun olmasına ragmen sen hep yanlış yolu seçersin ne kadar çok istesende mutlu olmayı artık çok geçtir sevmişsindir bir kere durduramazsın,aşıkken uçarsın kuş gibi gün gelipte kanadın kırılıp düştüğünde artık mahkumsundur düştügün yerden kalkamayıp oldugun yerden gökyüzüne bakmaya..ne çare bulursun uçmaya ne de oldugun yerde mutlu kalmayı becerebilirsin karanlıkta bogulursun artık bitmiştir.işte bütün bunlar bir insanı sevmekle başlar sevgi sadece var olduğunda, seninle olduğunda güzeldir tıpkı iyi gün dostu gibi.. aşkı iki türlü yaşarsın biri başkalarının tecrübelerinden yararlanıp acı çekmeden yaşamak diğeri ise duvarlara çarpa çarpa canını acıta acıta ...herşeyide yaşayarak öğrenecek değilsin ya!!!hiç bir insan ikinci bir şansı haketmez o mutlu olacak diye senin acı çekmen saçma kimsenin hayatı kimseye değmez bunu unutma ve salla gitsin.. bide iki gönül bir olunca samanlık seyran olur demeniz yok mu? insanı çileden çıkarır sevgi parasız çekilmez yahu biraz gerçekci olun önce sağlık sonra iş en son aşk bir insanın hayatında ki en son basamak olmalı aşk hatta hiç olmamalı aşk kimseye mutluluk getirmez platonik yada değil fark etmez aşk sadece bencillik getirir sevdiğini kısıtlarsın en basit örnek haftsonu evdesin akşamları bensiz çıkamazsın gibi sonu gelmeyen istekler ee buda eninde sonunda karşındakini üzer beklemediğin bir anda tekme yersin belki oda üzülür en az senin kadar ama bitmiştir artık sonra mı?sabahlar bir türlü olmaz güneş senin için doğmaz nefes alamadığını hissedersin geri dönmek istersin dönemezsin kırılmışsındır bikere..onsuz geçen her geceyi,güne bağlayan güneş doğmasın demeye başlarsın... en acısıda hayatında kim olursa olsun yıllar sonra bile birgün çıkıp geldiğinde karşı koyamadan onunla gideceğini bilmek ve bu gerçekle yüzleşemeyecek kadar zavallı hale gelmendir.. bunları okuduktan öğrendikten sonra hala aşka karşı fikrin değişmediyse hala aşksız bir hayat düşünemiyorum diyorsan hiç uğraşma arkadaş kitaplarla falan sana en yakın olan hastanenin psikiyatri bölümüne başvur.. aşkı yaşayan insanın hali böyledir işte ya yaşamayanın;hiç düşündünüzmü?ben düşündüm hemde çok..hayat onun için toz pembedir kaybetme korkusu yoktur yarınlarından umutludur hayattan beklentisi olur aşkı bulup kaybetmiş olanların ne yarınlarından beklentisi olur nede canı bişey ister ama ne tuhafki aşkı yaşamayan tanımayan aşk ister ama yaşayan bir pişman yaşamayan bin... acını çek, ağla ,ağlamak güzeldir süzülürken yaşlar gözünden sakın utanma yalnız abartma şu gelip geçici dünyada herşeye rağmen var olmak güzeldir hem artık bitti diye üzülme yaşandı sevin...güneşi görmek istiyorsan gölgeden çıkman gerekir hayata kendine ikinci bir şans ver(ona sakın verme).. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Harkman Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2008 Doğru an dedikleri şey; genelde insanın kendi bilincinin dışında yaratılan ile ortaya çıkabilecek kapasiteye sahip bir mekanizmadır. Bu doğru an dediklerimizin bir diğer isimi ile doğru enerji kümesinin içinde bulunmak, bulundurulmak veya bulundurulan olmaktır. Bu manada doğru anlara sükunet derler. Tüm insan ve insanlığın karakter ile tanışmasından, hırs’ın yeni devrim planı olan mükemmeliyetin coşkusu ile bu gezegende İnsan, kendi gezegenini hatta tanrısını bile kendi bünyesine bakarak bulmayı unutmuş bulunmaktadır.Oysa 24 saat içerisinde bile bir küme düşünce çıkabilmektedir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 23, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 23, 2008 bugün günlerden ne bilmiyorum.. aslında neler yapılır, neler yaşanır dıaşrıda bilmiyorum.. içimde bir rahatlama.. zaten hep öyle olmuyor mu, her giden bir acı bırakırken yüreğime, ben rahatladığımı anlıyorum her gidenle.... gidenler bakmıyor artlarına, ben bakmıyorum artlarından... kulaşıma bir şarkı çalınıyor... gel / uçurtma bayramları var / haydi sevinde gel..... -------------------- göçmen kuşlar yerlerine varmıştır artık, bulutlar sessizliğe gömülüyor yavaş yavaş... yüreğimi bir kuşun kanatlarına koyup gönderiyorum sana, bir gözün pencere de olsun her daim... her an konabilir kuş, pencerenin pervazına... gözlerim, hüzünlü bulutlarla giden göçmen kuşları bekliyor... kimbilir hangi diyarlardadır şimdi o kuşlar, nerenin bulutlarını mesken eylemişlerdir kendilerine... söylesek gelirler mi hemen, çağırsak duyarlar mı çağırdığımızı..... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Temmuz 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 24, 2008 Zifiri bir karanlıkta,yolun sonunda aydınlığa varamayacağını bile bile yürümek...Tüm mantıksal hareketleri bir kenara atıp,faydasız uğraşlarla boşa harcamak ömrünü......Bunun neresi yaşamak? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2008 sevgili günlük...saat : 09:30 bugün, aha bu saattten itibaren kalkmış, deli danalar gibi yana yana arıyorum. evde yok dükkanda yok, ne yapacağımı bilemiyorum. şimdi sen bu satırları görürken ya da okurken ya da işte ne bileyim, bir şeyler yaparken ki senin ne yapacağında muamma ya... ben harıl harıl arıyor olacağım... şimdi anlamadığım, ben arıyorum da, kardeşim daha dün gördüğüm şeyi neden şimdi göremiyorum, neden gözüme çarpmıyor?.. yoksa gerçekten, inan aradığı zaman bulamaz dedikleri bu mu oluyor... günlük....saat : 11:25 anam ağladı lan..... bütün evi ratumar ettim, dükkan zaten içler acısı durumda!... bulamadım.. yok... sanki yer yarıldı da içine girdi... daha dün görmüştüm be, dün görüpte "ulan ben bunu yarına bırakam" demiştim... ulan günlük....saat: 15:25 biraz önce babam aradı... ben yatarken odama girmiş, öylesine etrafı kontrol ederken sakladığım son kazandibini görnüş, dayanamamış, "açık kalırsa bayatlar" diye düşünmüş alıp atmak istemiş, sonra da yemiş.. yalan.... vallahi de billahi de yalan.... tamam odama girdi, etrafa baktı da... lan o kadar kitapla cd ile kamüfle ettiğim kazandibini nasıl buldun... söyle işte adam gibi, acıktım, senin kazandibinde de gözüm kalmıştı yedim diye... günlük alooooo...saat : 22:35 bir anda babamdan tiksinir oldum valla..... neyse bugünlükte bu kdar, artık bi dahaki yazmaya kadar görüşürüzde, sende ne beter bişeymişsin allahım, yazıyoz yazıyoz bi günde çık yok arkadaş bu böyle değil böyle de.... senden de nefret eder oldum lan bi an.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2008 bir korku kaplamıştı içini ne kadar da çok korkuyordu ilk defa böyle bişey hissediyordu.otobüstekilerin hepsi yaşlıydı belkide onu korkutanda buydu ... sanki ölüme gidiyordu korkuyordu nefesi daraldı gözleri karadı olamaz yoksa gerçektende ölüme mi gidiyordu _? böyle hissetmesine neden olan neydi bilmiyor korkuyordu... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zaranca Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2008 Yalnızlık bu aralar içimi daha çok acıtıyor... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hexe Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2008 geriye dönemem ölümden beterdir yenilgileer gözyaslarım bırer bırer uykularımda toplanmıs.... -------------------- saçmalladım sacmalıyorum sacmalıycam yasasın sacma hayat.. saç malanmaz taranır ouff kesgdşegdbşjk Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SrN_ Yanıtlama zamanı: Temmuz 26, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 26, 2008 Yıllar önceydin… Yüreğime uğramıştın tıka basa sevgi dolu. Parçalanmamış, yıpranmamış iki yeni hayattık… Sen bende kalmak istedin, güvendin yaşanmamışlığıma. Ben ise yaşamayı seçtim acıları, ayrılıkları… Belki diyorum anca! Belki sende kalsaydım koruyacaktın beni, ben kendimi düşünmeden ateşlere atarken sen tutacaktın ellerimi. Kurtaracaktın her defasında… Eski püskü bir hikâyesidir bu ömrümün. Anmıyorum susuyorum hep dilime geldikçe. Bana ‘güzellik’ derdin. Hâlbuki senin kadar güzel değildim. Kullanıldım ve çirkinleştim sevgilim… Ama sen bana hala ‘güzellik’ diyorsun. İçim acıyor sus nolur! Dün öğrendim ki evlenmişsin. Geçen sene… Üstelik kızın olacakmış. Ne acıklı bir hikaye… “Mezun oldum” dedim. “Vay be beraber öğrenmiştik kazandığın yeri daha dün gibi…” Ne dünü ömür geçti üstünden… Sana mutluluklar dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden… Eski bir dost olarak anılır adım belki bir gün… Yine de bil… Kulaklarım hala sızlıyor… Duymamış olmayı tercih ederdi. Hayat işte ne yaparsın… Beni hep daha fazla yoruyor. Günün birinde senin evliliğinin canımı bu kadar yakacağını tahmin edemezdim. Çünkü senden sonra çok sevdim ben, çok âşık oldum… Hata üstüne hata ekledim ömre. Şimdi diyorum ki hep ‘güzellik’ olarak kalmalıydım. İncinmemeliydim, kırılmamalıydım… Güzelliğin son vedasıdır bu sana çaresiz… Hep vedaları ben ısmarladım üzgünüm… Mutlu ol yaz aşkım. Kızın ve karınla bir ömür boyu… Belki ben de mutlu olurum bir gün… Evet! Dedim ya belki bir gün… Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
coldhellangel Yanıtlama zamanı: Temmuz 27, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 27, 2008 nice zamanların ardından uğurladım sevdaları. yoksayarak devam edip zamana yeniden vedalaştım nefeslerimle. kendimi tekrarlarım yaşamın ortasında. yaşam çokta kirli ve bulanıkta olsa... duvarların ardından bakmayı denedim ve başardığımda gördümki görmemem gerekirmiş yaşamak için. benliğimin en derin parçalarında bulduğum özleri birleştirip koca bir yapbozu tamamladım ki aslında hep bir eksik vardı.. ruhum.. giden zamanın ardından ürkerek bakarken parçalandığım her an için dumanını kaıttığım sigaramın kıvılcımlarına kapıldım. kime neden ya da nedenlerden dolayı kırgın ve kızgınım bilemesemde gözlerimin baktığı yolda giden biirileri var. sen,o ve diğerleri.. sen eski ruh giderken yaktığında canımı öldüm sandığımda aslında yaşadığımı kanıtlamıştım. şimdi o yolda esirken ben gidenler çoktan gitmişken duvarlarım yıkılmış altında ezilirken zaman terse akıp benimle inatlaşırken yine ölüyorum ve yaşadığımı ispatliyorum sana, ona ve diğerlerine... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cheriour Yanıtlama zamanı: Temmuz 27, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 27, 2008 Varlığınla mı başlıyorum güne,yoksa yokluğunla mı? Adını duymak yetiyorsa bu kalbin alevlenmesine ! O zaman varsın diyorum her saniye.. QuajemeleQ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2008 (düzenlendi) çıkın gidin artık hayatımdan... gelmeyin, konuşmayın... ne yaparsanız yapın ama beni bulaştırmayın.... çıkın gidin artık hayatımdan, konuşmak istemiyorsanız, ne bileyim görmek istemiyor ama bir işe yarar diye yanınızda tutuyorsanız... bi s.... gidin artık hayatımdan...... gelmeyin bir daha bu sahillere... benim yanımda gemi bağlayacak liman kalmadı arkadaşım artık.... defolun gidin hayatımdan... Temmuz 28, 2008 Kinyas tarafından düzenlendi Kullandığımız kelimelere dikkat edelim! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
furberia666 Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2008 (düzenlendi) aaa anne bak adam pipisine saat takmış!!? deli yavrum oo ulan sçtınız motivasyonumun içine mna kodumun normalleri :) Temmuz 28, 2008 Kinyas tarafından düzenlendi Kullandığımız kelimelerin foruma uygunluğuna dikkat edelim! 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 29, 2008 O yolu görürsün,Karanlıktır korkarsın, sonsuz bir karanlık,adımını beklersin ama izin vermez sana... Şeritleri gorursun birden beyazdırlar yeni yeşeren umutlar gibi ama sahtedirler yaşam gibi... Kandırır seni Umutlandırır ve peşinden o ilk adım gelir... Kanarsın güzelliğine belkide inanmak istersin yalan da olsa yaşamak istersin o duyguyu izin verir sana acıların... İlerlersin o yolda titrek adımlarla aydınlanırsın sahte bir ışık süzmesi ile... Ve bir anda cöker üstüne gece.... Hiç olmadıgın kadar umutsuz, annesini kaybetmis bir köpek yavrusu gibi... Çığlıkların kaybolur...Aslında bağıran sen bile değilsindir... Kandırılmıs olman anlam ifade etmez senin için... SEN bu filmin bu sekilde bitecegini zaten biliyordun degil mi? Sonuclar senin icin artık o kadar onemli degil.... O DUYGUYU yaşamak için sen bunlara katlanmayı göze aldın değil mi? Aferin sana COCUK...Sen duygularını Tatmin ettin....KENDİNİ mahvettin...Aferin sana ÇOCUK..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 30, 2008 pazarda kız bulmak... raskolnikovun başına gelen son durumdur. bir gün gulfiros akşam eve gelir, annesi msn den halası ile konuşmaktadır. - raskolnikova bi kız buldum. - nereliymiş? nerede buldun? - pazarcıklıymış. güzel bir kız. pazarda gördüm. patlıcan seçerken. - sen bana pazarda patlıcan seçerken pazarcıklı bir kız mı buldun?.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Temmuz 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 30, 2008 Acıya bağışıklık kazanmış bu beden Mutluluk bir zehir,hücrem kabul etmiyor Payıma düşen her kederi yudumladım Yalnızlığa sığınacak yüzüm de yok artık Hangi yöne baksam Yine ben çıkıyorum karşıma.... Hiç kimseye kırgın değilim aslında Tüm kızgınlığım kendime Çok yalvardım Tanrıya alsın bu canı bu bedenden Bu son dokunuşudur,kalemin kağıda…. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 30, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 30, 2008 uzun saçlı erkeklerin kız sanılma durumları ülkemizin nadide durumlarından biridir. uzun saçlı erkekler yoğunluklu olarak her uzun saçlıyı kız sanan bir kesim tarafından taciz edilmektedir. zamanın birinde raskolnikovun başına gelmiştir. raskolnikov kız arkadşı ile parkta oturur. doğan görünümlü bir şahin içinde dört kişi ile yaklaşır. bu arada gulfiros un başı öne eğik ve saçları açıktır. - hişt kızlar gezek mi beraber.. - kızlar size diyoz, gelinde gezelim, eğleniriz. - siz gidin de... - anaaa, erkek lan kaç oğlum... ......................... adam kitap tezgahında oturur, saçları uzundur ve açmış başı önde kitap okumaktadır. o sırada bir çocuk gelir. - abla, peyami sefa var mı.. - ablaa. - ne var len.. - anaeee.. abiii... abla değilmiş beeaa... abiiee.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 31, 2008 Kimbilir kaçıncı nöbetindeyim gecenin Penceremde yağmur damlaları Yüreğimde yokluğunun derin sancısı var Yenilmez sanırdım kurallara esir ettiğim kalbimi Aşkın kucağına düşünce öğrendim Beynimde kurduğum ve yönettiğim kurallara İsyan bayrağını çekince öğrendim Aşka dair,sevgiye dair,bize dair Ne varsa yarım kaldı,yarım kaldı cümleler Tıpkı yasak bahçelerden koparılmış Sadece bir ısırık alabildiğimiz Bir meyvaydı aşkımız Yarım kaldı Söyleyecek çok sözüm vardı Söylemeliydim Söyleyemedim İçime akıttım gözyaşlarımı Günlerce gecelerce hep seni aradım Dolaşmadığım gezmediğim yer kalmadı Sen yoktun O artık yok diyemedim kalbime Dayanamazdı biliyordum Yağmurlara anlattım söyleyemediklerimi Benimle beraber ağladı yağmur Tıpkı bu gece gibi Yağmurlu bir geceydi gidişin Yağmur damlalarıyla uğurladım seni Ve yine yağmur yağıyor İçimde bin umutla Dönmeni bekliyorum Kimbilir Belkide bu kez Bir yağmur damlasıyla Hoşgeldin diyebilmek için sana….. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 (düzenlendi) Uzun bir nefes çektim geççip giden rüzgardan Selam ettim dolunaya Bir yıldız kopardım gökyüzünden Ahın mı tuttu nedir gülüm Ağlayamaz olmuş gözlerim Canımı sıkanlar var Ne yapsam etsem Kurtulamaz olur bünyem Senin yokluğunda Engel olur Geçit vermez veremez İmdadına yetişir yağmur damları Ağlar gibi oldun koca adam Bırak da akıp gitsin yanaklarından Silme boşver Onlar seninle mutlu sen onlarla:) Geceyuruyen Ağustos 2, 2008 Kinyas tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zaranca Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 Susmadı kornalar yürüdüğüm yol boyunca....Peki kafanızdaki sorulara cevap ben miyim acaba? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nickmickyok Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 Sonbaharın yağmur yüklü bulutları, her bir kötülük, ruhum kasvetli hava ve her hayal kırıklığı üzerime çöken sis. Mutlu olmayı unuttum, mutsuzluk bile o kadar tanıdık değilken. Alışmadığım bir alemin can yakan döküntüleri üzerime yağan............. Uzunca bir yazıyı böyle bırakmışım. Neden bırakmışım acaba? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.