Dolunay Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2007 sen hep kal da kim oursan ol...nasıl olursan... sadece kal... çok güzelmiş... Dün gece gökyüzüne baktınız mı? Nasır pırıl pırıl bir lacivertti gördünüz mü? Bulutlar yoktu önce sonradan sardılar dolunayı. Ne güzeldi dolunayı seyrederek hayal kurması. Esir oldum gözlerimi kamaştıran ışığına uykuya mı dalmıştım acaba? Sanki o ışık beni almış götürmüştü bu dünyadan uzaklara. Her taraf ışıkla doluydu. Gecenin karanlığına inat giderek güçleniyordu ışık.İlerledikçe insanlar gördüm gökyüzünde. Belki geleceğin yansımasıydı bu ışık. Çünkü koştum koştum ama bütürlü o gördüğüm yere ulaşamadım. Sonra sadeec bir görüntü olduğuna inandım seyretmeye başladım. Yavaş yavaş yürümeye devam ediyordum. Sağımda solumda ışıklar patlıyordu. Etrafa saçılıyordu. Sanki ben yürüdükçe görüntüde aynı oranda uzaklaşıyordu. İlerlerken o kadar çok ışık vardı ki etrafta gittiğim yeri de geldiğim yeri de göremiyordum. Neden bilmiyorum sağa doğru devam ettim bu defa gözlerimi hiç açamıyordum ışıktan. Birden duramam gerektiğini hissettim. Zar zor aştım gözlerimi karşımda biri vardı. işte en güzel yerinde yağmur yağıyormuş uyandım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
coldhellangel Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2007 Kapı çalsa şimdi sen gelsen O sıcacık gülümsemenle merhaba desen bana Gülümsemenle gözlerime dokunsan Sonra sarılsan bana İçimde yaşadığım bütün acıyı özlemi anlatsam gözlerimle Sarılsam doya doya Sonra gülümsemenle konuşsam Anlatsam içimdekileri Aşkı konuşsak sevgiyi özlemi Senle konuşsak ama gözlerimizle Sonra tutsam ellerini gözlerinin içine bakarak Her şeyi anlatabilsem sana Sensizliğin zorluğunu Kaybedilmişliğin acısını Hiçbir şey yokmuş gibi davranmanın açısını Sevgisizliği sensizlik geçe kelimelerin düğümlenişini İçime akıttığım yaşları Dönmiyeceğini bile bile arkandan bakmamı Oysa bunu kendi istememin çaresizliğini Olması gerekenleri Asıl istediklerimi Sonra gitsen İstediğin yere ama gülümseyerek Sana yazdığım her satırda gitmek var sevgilim Sen git ama bu anı unutmadan Sadece yaşadığımızı hissedelim Sonra gidelim Nereye mi Sen bensizliğe ben sensizliğe Hoşça kal sevgilim… Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2007 bi yazı arta kalan ve arda kalan kırık dökük a h h h!!! karart şunu ellerim...sil Onları gözlerim... haydi! haydi sansürleyin beni... sanal duygu çağınızda bi çığır açın her gün...orgazm taklitleri yapın sevdiğinizi (- partnerinizi mi demeliyim???-)kandırdınız... kendinizi kandırdığınız gibi..kendinizi avutun başkalarının tenine tutsak olun...hey başladı maskeli balo..kapandı ışıklar..kanadı perde...oyuncular ve seyirciler de bizken..hangi oyunu oynayıp inandırabiliriz gerçekliğini seyircilere....çığırın çığlık atın! kaybettiniz en önemli şeyi daha ''!bulmadan!''...ruhunuzu... satın kiralayın devir teslim! kalbimde kozadaki kelebekler ölü doğuyo artık... yan boğ arıt su suretim küller imiş------......... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pegasus Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2007 İYİ YOLCULUKLAR Tren raylarında trensiz seyahat etmek....Gayet or,gayet yorucu....yürürsün...önceleri paralel ahşaplara basarsın,zamanla ayakların paralellerin üzerine isabet edemez olur...Küçük tozlu soluk köşeli taşlar ayaklarının altın da oynar,bileklerini burkar,yorar seni zamanla epeyce zorlar...Biran durursun başını kaldırır çevrene bakarsın. Herşey seninle durur.Ağaçlar,evler durur,çevredeki tek tük,derme çatma,eğri büyrü,kırık dökük,sarı marı evler....Bir kız çocuğu çıkıverir evlerin birinden,güneşten sararmış,karmakarışık saçlarıyla çıkar,seni görür ve tekrar içeri kaçar.Güvende hissettiği sarı marı evinde gizlice sana bakmaya devam eder.Sende gayet zor,gayet yorucu tren raylarında trensiz seyahat etmeye devam edersin. Tamda yanındatamda sağında,sadece 50 m. uzağında,gittiğin şehre giden,asfaltmı asfalt,taşsızmı taşsız,güvenlimi güvenli bir yol daha....için acıdığında canın yandığında ayakların gidemez olduğunda ,sağına bakarsın,asfalt yola bakarsınbide döner kendi raylarına bakarsın ve seyrek,gayet azhatta çok az,tern yolunda trensiz seyahat edenlere.... Tercih senindirkalabalıkta yanlız,yorulmadan yürümektense,tenhada arkadaşınla oynak,tozlu,küçük,köşeli taşlar üzerinde o şehre ulaşmayı yeğlersin.... O şehri hayal edersin birlikte.Yolculuğunuzu yorumlarsın ,sarı marı evleri ,içindekileri ,ağaçları,karıncaları.....Bir tek ona anlatırsın ayağını burkan taşın ne çok acıttığını,bir tek ona belinin ağrıdığını...Bir tek o sana anlatır gök mavisini, bir tek o sana senden önceki yolculuğunu anlatır,ayağını burkan taşın ne çok acıttığını, bir tek sana belinin ağrıdığını...... Uzun uzun susacaksın,uzun uzun susacak sana.Arasında peynir domatesve biber olan ekmekten bir o ısıracak bir sen,aynı şişeden suyu bir o yudumlayacak bir sen. Gün gelecek anlayacaksın,o anlayacak,hayalini kurduğunuz ray yolcuları anlayacak ve anlayacak asfalt kalabalığı,şehrin hiç var olamdığını..... Zatenta o şehrin içinde olduğunu anlayacaksın,o anlayacak tüm yorumladıkların aslında............... Bir bakacaksın yanlız çıktığın tren yolundaki tren yolculuğuna yanlız devam ediyorsun. Doğarken yanlızdın ,annen sadece bedenini saran tarifsiz acıdan bir an önce kurtulmakla meşguldü.Yok olurkende kimse seninle gelmiyor.............İYİ YOLCULUKLAR................. -------------------- AmatÖr Yazima Yorum Yaparsaniz Sevİnİrİm..... Konu pegasus tarafından (27-08-2007 Saat 10:23 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi pegasus isimli Üye şuanda online konumundadır pegasus isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin. Mesajı Moderatöre bildir Sayfanın başına dön Konuyu düzenle/Sil Alıntı ile Cevapla Bu mesajdan Alıntı Hızlı Cevap pegasus Açık Profil bilgileri pegasus - Özel Mesaj gönder pegasus - Daha fazla Mesajını bul pegasus - Arkadaş Listene ekle Alt 27-08-2007, 12:16 #3 katatonik Profesör katatonik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar) Yaş: 22 Mesajlar: 5.613 Karizma Puanı: 651 Karma gücü: 19 katatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to behold tsk ler........... __________________ zamanın dışında,mekanın dışında Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2007 yalnızlık... evın en kucuk bolmesıne gırerken ıstemsızce kolu kapı kulpuna uzandı ve bu gereksız mahremıyet sevdasını fark edıp,sasırdı...sasırdı ve kapıyı yarım daıresını tamamlayamadan yarı yolda bıraktı... oturdu,en kucuk ayrıntılara daldı.. fayanslar uzerndekı lekeler,kırlenmıs hafıf ıslak havlu,kucuk bır orumcek,bıtmeye yakın rulo bır nefes cektı sıgarasından,acelesı yoktu karsıdakı kare seklındekı karanlıga baktı..anlamsız.... ısı bıttıgınde sadece sıfonu cekmek ıcın donmedı... aynı zamanda neler becerdıgını gorerek tatmın olmak ıcın..sular hayatta en ıyı yapabıldıgı seyı ve sıgarasını uzaklara yolladıkca mest odu ah ve su ellerındeydı sımdı,kac kez baktıgını hatırlamadıgı sıluete bakarken ısıgı kapatırken karanlıkta bır seyler bekledı,gelmedı -------------------- sarı tarlaları trenın tıngırtısında gecmek ,sıdık kokusu dolu korıdorlarda ınsanların arasından yol almaya calısmak ve en guzelı de son vagonun pencerısınden raylar arasındakı tahtaların bulanısını ızlemek... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2007 bir zamanlar sen vardın şimdiyse hayallerin... yanıma gelecektin,yanyana olacaktık belki ayrı şehirlerdeydik ama yüreklerimiz birdi bedenlerimizde kavuşacaktı biz ayrılamazdık sen benden başkasıyla yapamazdın... meğer hepsi yalanmış. gerçek olan tekşey hayallerinmiş...seve seve ayrıldık...ayırdılar... şimdi her gece bi başkasının koynunda yatıyorsun..hani hep senin için ölürüm derlerya ben senin birtek gülüşünü görmek için katlanırım herşeye.başkasının oldugunu bile bile.. sen gittin ben yarım kaldım diğer yarım hep eksik kaldı.içimde hep birşeyler eksik yaptıgım herşeyde şimdi oda olacaktı yanımda diyorum o olsaydı böyle olurdu diyorum . ama sen yoksun yanımda sadece hayallerin var 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 yorgunken yüreklerin hepsi en asilcesi ıcınde bastırmak ısyanı ve belkı de rol yapmak susmak daha da ıyısı gülümsemek... -------------------- vıcdan ve bencıllık...ne buyuk yük... -------------------- zincirlenmıs asıklar..nasıl tanrısal yasıyorsunz anlatın bana..gece gunduz yol alarak ulastınız hazin sona...anlamını bılmıyorum bu sakinliğin.. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fcuk the life Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 benim dünyamsın.. sende yaşıyorum, seni soluyorum.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
gallows for him Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 iğrenç fısıltılarla dolu bir akşamüstü ormanından dışarıya doğru... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 sımdı olsa da olur olmasa da olur hangı ruzgarın pencesınde, nerelere savruluyorsun kım bılır?dünün solugundan kalma, ensende hıssettıgın ürperti hangı umarsıza ait?sana vaad edılen bir avuc umut henuz köpük olmusken yenı aarayıslarda mısın vakitsiz... yazıyorum öylesıne boş öylesıne heyecansız ve bı o kadar bıkkın..cümle nasıl baslamıss nasıl sona ermıssssss..pöhhh Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
gallows for him Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 6, 2007 usulca san giovanni köprüsünden geçip çoktan kararmış sokaklardan birine girdi.şarap şişesindeki son yudumuda içip,tütün kesesinden yeni bir tutam alıp çiğnemeye başladı...karanlık yüzünden doğru ev olduğuna emin olamadığı evin kapısına yaklaştı.elindeki boş şişeyi kaldırıp hızla tahta kapıya vurdu.şişe kırılmadı. içerden Atos'la Portos'un yaklaşan adım sesleri duyuldu.. -kimsinn! -açın kapıyı benim Dartanyan dedi yabancı ses. bu sırada gürültüye uyanan Aramis tek gözünü açıp dikkat kesildi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Çok zaman önceydi. O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu. İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı. Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı. Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan. Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın. Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu. Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı;ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı. Farkında olmadan rezil etti bu gününü. Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu. Bir türlü beceremedi.Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı. Bu günü eline yüzüne bulaştırdı... Mutsuz oldu insan.Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yasadı;ama bugünü hiç yaşayamadı. Ne yarın ne de dün! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Slaad Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Hanimiş benim psikozum diye severkene yerdeki hayvanatı,ısırdı yüzümü,durdurdu serenatı.Bence bütün alemler birleşmeli,içki alemi,sigara alemi,cigara alemi... O değil de bu da aile mi?Serbest çağrışımların üstünden zıplayarak yapmakta olduğumuz bu yolculukta,kafa üstü yere çakılmanız kurtulma,yolculuğa devam etmeniz kurtlanmaya delalet eder(yolculuk uzun sürüyor,çağırdıklarımızın üzerinde de banyo yok malumunuz olduğu üzere)Bir kara fatma gördüm sokakta,seni hatırlattı önce bana,sordum kendisine bacım yolculuk nereye,dedi bana piyangodan mı çıktın sayıyla mı verdiler seni bana bre... Çıkmazların çıkıntıları çok sayıda olmakla beraber,birbirleriyle çıkarlarsa paradox ve ensest ilişkilere,birbirlerine çıkarlarsa kıl dönmesine yol açabildikleri bilinmektedir.Çıkmaz sokaklar ise çıkardıkları kadarını halka bağışlamakla yükümlüdürler.Netekim vaziyetin çok müşkül olmasından kelli,kelimizi örtecek yüzümüz kalmamıştır efendiler.Neyse uysa da gömdük,uymasa da gömdük.Birileri okuyup,arkamdan bela anabilir,hakkı vardır,feci saçmalamışım,ama iyi geldi yahu:D 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dolunay Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 yazmak yazmak ve tekrar tekrar okumak aynı satırları ;işte böyle bişey hayat katarı Yol katedicem derken es geçtiklerine üzülür Yolun sonunda dönüp dolaştığının aynı yer olduğunu görür öyle göçersin bu dünyadan.Ya hep ileriye hep önüne bakıcaksın at gözlüklrinle ya da bu durumu hazmedeceksin sessizce. Ya da karşı koyacaksın tabi gücün varsa. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
felidae Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2007 travmatik duş sahnenden çakılı kalmış herhangi bir jilet üstü bıçkın delikanlıların bağrından kopan düğme kanıyım..... ....sırt üstü egomanyandan sana küçük bir hanedanlık çalıyorum... birbaşka akla zarar hatıranı alıp koynuma.... az sonra buradan kaçacağımı sana söylemek için kaderime ufak notlar alıyorum... tuhaftır ki komplekslerine komple lambiri bir banyo hediye ederek ...bir ayak taşı mesela.....yeni yepyeni hediyelik hayatlara yelken açıyorum...;; bir bıldırcın böğründe tutsak....haspel kader yayınlanmış..koca bir aylık kül(F)tür edebiyat dergisiyim.... bugün kapatılabilir yarın tamamen eni konu kovulabilirim sana yazdığım her bir satırdan.. ( KUZUM ANAN BABAN NERELİ? YANİ NEREDEN BU KAŞIN GÖZÜN TEMELİ? MERAK ETMEDİM DERSEM YALAN OLUR ) bugün bir sabah güneşiyim ne yazıktır ki günler tam da depresyona girmişken.... yani bana yine doğacak bir gün kalmamışken... gidişine biraz acıyorum.... biraz içimde parçalanmıyor değil ama hep sokak kedileriyle raks eden o cümbüş renkli turna gözlü ayyaş köpek balığı hatrına... tamda burnunun dikine ne odluğunu hiç bilmediğim birşeylerin adına... sana bugün çok argo yazılmış....çokca sövülüp biraz matem kısmında sayılmış.... biraz manen...biraz zamanen kayıp... birazda madden ceplerinden çalınmış... tuhaf bir gerdanlık hediye ediyorum.. şimdi çıkart boynundaki ipi.. madem asılacaksın kararlısın yani...... bari ölüm altından olsun..... sana verebileceğim en bencil hediye bugün.... (ölmeni bile umursamıyor gibi görünmekte başarılı buldum kendimi) bugün bir eylül ortası kışım donumda karlar birikmiş gözlerimde ayasofya bir mercek uzatıyorum dilimin altından yıldızlar bir köşede şah mars olmuş....satrançda iki ardışık bunalım takılan kelime... ben bir köşede... sen o köşe yaz köşesi ben elimde şarap şişesi... sen şu köşe kış köşesi köşeleri kapan seyyar bir yalnızlıkla sürtüşen iki koca şehrin hikayesi.... ben arada do re mi fa sol sesi... bir piyano...; biraz berduş bir kemanın ensesi yani kısacası ben bugün biraz biraz koca bir blacklight duvarında janjanlı memeleriyle kare ası çeviren korkak sürtüklerin resmedildiği bir kim vurduya gitsemde aldırmayın sokakda sen kare ası.... karası bütün duvarların.... tuhaf saydam yırtık yakası.... yaka paça ne çok atılırdık kol kola girdiğimiz aşk seramonilerinden.... hatırlatırım... benim bir adım asla dönmeyecekti.... bir adım giden sen olmayacaktın (tam da tutsak bir kanat bulmuşken iki yanından zincirli.....donu boğazına kadar çekik ezilmiş....yırtık bir çöp adamın dilindeki türküydüm....cebindeki son parça peçete....yani her an atılıp heran oracıkta terk edilmek üzere...oysa kim olduğumu birde burunlara sormak lazım dı....) ardından uzun kapanışlara çığlık çığlığa daldığımız bir vapur düdüğü...ayrılık çanları hep bu saatlerde yankılanır.... (oysa ki hiç heyecanlı değildir sonlar....hep muzdarip...hep tam da tahmin edildiğinden farksızdır...) karşımızda saç rengi nedesem yerinde olmaz türden... tuhaf... efes pilsener renkli koca bir yer cücesi dudağında bir oğlancının son çiğnediği adi sakızın izi.... (altında sana koca yalan..... son fal.....) sana nağralar atmak pek yakışacak şu vakit.... sana nağralar da kalmak....pek çok.... aralarda kaldım biraz....tutumumda garip şu sıralar... hangi koltuğa otursam pek bir rahatsızlanır oldum ciğerimden.... acilen talepediyorum seni.... yani hiç olmadı iki dal sigara... bir ucuz sohbet... sonra tabiki gideceğiz.... bende kalıcı değilim buralarda merak etme.... korkacak hiçbirşey yok.....yalnızca.... ayrıldığımızı bana son kez anlatacaksın..... merak edecek telaşlanacak hiç birşey yok..herşey tıpkı herzamank gibi...ben yine anlamayacağım..... (koca bir yalanı ....yalayarak temizlemek konusunda kendine hep güvenirdin.. kimbilir kaç yalanı yaladım şimdiye dek... kusura bakma... sütten çıkmış ballı kaşık olmayı hala öğrenemedim... ) insan olmayı çok fazlasıyla.....ondandır bu güvenilmez hallerim; -------------------- ıslak köklerine basarak yaşlı ağaçların dibinde can veren sarı yaprakların isimlerini andı... .....kırmızı kulaklı yaşlı bir tavşana rastladı .... ellerinde gezdirdi.....süzdü ...sızzdı tavşanın içine çevik bir hareketle zıpladı...tüylü beyaz bacakları öylesine kıvrak ve atılgandıki yüzümüzdeki şaşkınlığı içine koyabileceğimiz büyüklükte bir poşetimiz bile hiç olmadı..... kıvırdı kırmızı kulaklarını ve birden omuzuma zıpladı... sağ omuzuma tam basacaktıki ayağı kaydı boynumdaki ince çukurdan içeriye düştü...omurgama tutundu kana bulanan ellerinden korktu ...onu omurgam da bırakıp kaçmayı düşündüm bir an....hatırladımki elinde taze bir neşter vardı...üzeri gıcır potinler gibi parlak....dişleri ancak bir kasabın keskilerine yakışacak.....; o gün bugündür omurgamda kırmızı kulaklı bir tavşan otopsi denemeleri yapıyor içimde ölen her bir insancıl ruha....ama sonuç hep aynı.... ya boğularak ölüm ya yine klasik bir travma... beyaz eldivenleri ağzımdan sarkıyor.......açık bırakıyorum ağzımı.....o neşter diyor ben seni arıyorum.... o makas diyor ben seni arıyorum.... 3 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vhercle Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Canımı yakmıyor artık iğneleyici kelimelerin… Ardı arkası kesilmeyen korkular pusu kurmuyorlar artık içimde seninle konuşurken… Duygulandırmaktan vazgeçtiler aşk şarkıları… Aslında aklıma da pek gelmiyorsun… Madem unuttun beni e ben de seni unuttuğumu iddia ettiğime göre, Yüzümün diğer yarısını bana verebilirsin bir sakıncası yoksa Senin de bende kalmış birkaç hakaretin var. En kısa zamanda toplayıp kargoyla yollarım sana.. Nihayete erdiğine göre bu illegal sevda, Hayallerimi serbest bırakabilirim artık… Hoş kalan hayallerimin hepsi senden artık…. Boş bakan iki göz bir de sağı solu yamalı bir kalp bırakmıştın giderken ardında… Ama seni unuttuğumu ısrarla yineliyorum.. Sana atan bir kalbim ne yazık ki yok… Eğer inanıyorsan beni unuttuğuna Sende az biraz umudum var onları istiyorum senden… İstersen belki birazını ödünç veririm… Pazar gecesi intihar edeceğim gelmek ister misin? Önce çay bardağında rakı içeriz.. İlerleyen saatlerde videoda film izleriz… Filmin son on dakikası ben yanından ayrılırım… Malum urganı boyun ölçülerime göre bağlamam lazım… Son olarak senden bir ricam olur belki “ zahmet olacak ama sandalyeyi çeker misin ayaklarımın altından?” Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Bir gülümseme ; sevginin ve insan olmanın anahtarıdır. Bir gülümseme ; iç dünyamızın güzelliklerini , dışa yansıtır. Bir gülümseme ; bir külfeti yoktur , fakat çok şey kazandırır. Bir gülümseme ; evde saadet , iş yerinde muvaffakiyet. Bir gülümseme ; başkalarına ikramda bulunmak demektir. Bir gülümseme ; vereni fakirleştirmeden , alanı zenginleştirir. Bir gülümseme ; bir an sürer , bazen ise ebediyen yaşar. Bir gülümseme ; yorgun olan insanı dinlendirir. Bir gülümseme ; ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder. Bir gülümseme ; karanlık bir çehreyi aydınlatabilir. Bir gülümseme ; satın alınmaz , rica ile elde edilemez. Bir gülümseme ; ödünç verilmez , çalmak da mümkün değildir. Bir gülümseme ; kendiliğinden verilmedikçe işe yaramaz. Bir gülümseme ; ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir. Bir gülümseme ; sevgi köprülerini sağlamlaştırır. Bir gülümseme ; bazen bir hayat kurtarır. Bir gülümseme ; bazen bir savaşı da önler. Bir gülümseme ; bazen gülümsemeyemeyeni gülümsetir. Bir gülümseme ; sadaka yerine geçer , sevap kazandırır. Bir gülümsemeyi , gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin. Bir gülümsemeye, gülümseyemeyenlerin ihtiyacı olduğunu unutmayın! Bir gülümseme ; için hiç kimse , ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir. İKİ İNSAN ARASINDAKİ EN KISA MESAFE GÜLÜMSEMEKTİR! 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 cok guzel:)...de bazen ,deneyımlerımden yola cıkıyorum,kendını kandırırsın ve cok sonra fark edersın... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2007 Teşekkürler ----------------------- Melankolikleştiğim bu gecenin hatrına bir tane daha... ------------------------- TERK EDİYORUM! Binmediğim hiçbir otobüs Beklemediğim hiçbir durak kalmadı bu şehirde Gittikçe azalıyor hayat Neyi erken yaşadıysam Hep ona geç kalıyorum Sana göçüyorum her sonbahar Yolların çıkmıyor aşkıma Unuttuğun yağmurların adı saklımda Seni içimden terk ediyorum Susmaktan yoruldum Kuşlar ve şarkılar, Bu şehri terk edeli Efkar demliyorum gözlerimde Yaşlarımı, Yanağıma varmadan öldürüyorum Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp Seni içimden terk ediyorum Ne unutacak kadar nefret ettin Ne hatırlayacak kadar sevdin Yıkık bir duvar kadar bile Pişman değilsin biliyorum Beni hep bulmamak için aradın Yanılgımdın Yandığımdın Yangındın Sensizliğe yenilmek Sana yenilmekten zor olsa da Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak Seni içimden terk ediyorum Şimdi İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan İki yarım kaldık Tamamlayamadık bizi Elinden tutamadık yalnızlığımın Saçlarımı da uzaklarına gömdün İçimin mavisi senin okyanusundandı Al! geri veriyorum. Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim Sana bensizliği terk ediyorum "Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi? Ne tuhaf değil mi? İçimi acıtan da sendin Acımı dindirecek olan da. "Ya öldür beni" dedim Ya da git benden. İçi bulanık bir sevdanın ucunda Seni kaybettim. Aldırmadın aldırmalarıma Bir gecede yakıp yarini Şafaklara sattın ihanetini Küllerime basanlar bile utandı yaptığından İşte soluk bir ömrün son nefesi Benden İçimden Terk ediyorum.... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2007 umarım devmını cıkarabılırım.... masal..../1 ölümcül huzmeleri uzanırken güneşin, kapat gözlerini soysuz solgun beden... teninde hissedeceğin kendi masalındır, ruhundan kopacak olan... Terle ıslanmıs saçlarını, hafifçe oynatabildi yorgun bır nefes, tam da cılız bır ağlamanın peşisıra ve böyle basladı silik masalın.. bu sekiz bacaklı şey de ne? nedir dibindekı kanatlıyı çaresız yapan? Koşuştururken nemli tahtalar üzerinde, farklı olan herşeye taptı gözlerin.... Ama niye gelmedi ana kurbağa? muzur kahkahaların son buldu o anda ve kıvranarak kömürleşen iribaşını hüzünle gömdün yeşilimsi suya.. anladın kı ölüm tek basınayken gelir kızgın levhalarda Sonrasında kalbinde sözler vardı artık, anlaması zor, herşeye dair.. ebedıyete ise tanrın dedıler. -gökyüzünün nersınde oturur? gülümsediler... Nesnenın kendısıne tekrar taptıgın an tanrım,dedin,onu bana sen gönderdin umarsızdın artık herseye karşı, onu düşleyerek geçirdiğin gecelerce Ah sefil beden!sessiz akan gözyaşların, yorgun vucudun,saatlerce tavana bakışlar... tek kelıme...neden...defalarca hem de Tekrar dönmek istedıgınde ıse o gecelere en nihayetinde fark ettin sahiplik istekleri,kabuller,redler... gene de kaybederdin o geceleri... var ederek tanrı da gözden cıkarmıstı seni... gülümseyerek selam verdin iribaşına, pişmandı tanrın iribaş hakkında... tanrının diğer gözdesi olmak istedin, iribaşınla sen tanrının yeşilimsi sularında.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2007 Ah!Güz. Gözlerim üzerinde Her dökülen yaprakta ellerim Dudaklarımı kurutunca ayaz rüzgarın Anladım ki seni çok özledim Seni sarı ve boz rengini Yalnızlıkla tatlandırıp içerim Büyür sözlerim Büyür ama hiç hoşgelmedin Geldin ve çaldın kalemimi Çaldın ilham perimi İçimi arıyorum günlerdir Boş. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 13, 2007 6500 um sorgusuz sualsız ve sessızleserek acı ıle bı dal tüttürüp karanlıklarındakı korlara küllere dalanlara gıtsın..suratsız rezillere gıtsın kısaca:confused: -------------------- sonra o cocuk verme sakın ve ben acı cekıyorum ,dedı...vermedım ateşi ruhsuz siluetlere..hep kendi sigaramı kendim yaktım sonradan...cocuk ip atlarken dıbımde ben onu seyrettım sıyah mumun alevinden...tara saçlarımı dedı..mumu söndürdüm...kayboldu..hafıfce yagan yagmurdan kalan ıslak sokaga baktım..ordaydı..arkası dönük,omuzlarını yukarı kaldırmış...bir nefes cektim..kücük ayaklı aynaya dönerek...görüntü,turuncu pembe arası ,kenarlara dogru morumsu inceden ...tak sesı tınlattı odamı...kupamı masaya koyerken...devamında bekledım gece boyu...cocuk hala küskün..inadı kırılmamış kısaca...kalemı aldım...bır nefes daha...not bıraktım kendıme, salaaak salaaaak ...tutamadım kendımı...bir nefes ama zorlukla,her tarafımdan cıkarak...kahkaha attım..boş sokakta yankılandı...cocuk döndü...kahkalarım arttı...cocuk çekti gitti...kahkahalarım devam etti...ve autumn reflectıon...son bir dal daha... -------------------- yarısında södürdüm,cenaze merasimi kısa sürdü... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Slaad Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Hayatın boyunca kork,ölümden değil ama yaşamaktan,suyu içmekten değil ama suda boğulmaktan,yükseklikten süzülmekten değil yüksekten düşmekten,sırf reddedilme korkusu yüzünden kimseye sevdiğini söyleyememe,belki de kendini çok sevmiş olup kendine bile ifade edememe... Hoşlanmak göreceli aslında,iki enerjinin çarpışması,dayanılmaz uyumu,hem anlatılır ama hiç anlaşılamaz... Hem mesafeli takmıyor durmalıyım,hem de feci yavşak ki arasını bulmalıyım.Sorun bende mi toplumun bize biçtiği değer yargıları bu yüzden mi bu noktaya geldik?Neymiş "Kadınlar kendilerini güldürenlerden hoşlanır".Alakası yok,espri zeka seviyesini açığa çıkarır,kadınlar zekaya aşık olur,esprinin inceliğine değil.Ha bir de görüntüye bakanlar var,onları kaale bile almayıp,suratlarına atılan 3 salto 5 parende ve ayrıca şarkı ve türkülerle yerlerine uğurluyoruz.Devam edecek olursak,ben salak mıyım?Hayır.Korkak mıyım?Evet.Peki korkaklığımı yenebilecek kadar erdem sahibi miyim,yoksa bunu bilip te harekete geçemeyecek kadar salak mı?Sanırım korkamayacak kadar korkağım.... Offf ne olacak benim bu halim,hayatı ertele ertele,nereye kadar.Uçurumun sonuna vardığımda göreceğim heralde,arkamdaki derinliği bulmaktansa önümdekine atlamayı tercih ettiğimi... Bu Slaad kendi kendini boa yılanı gibi dolayarak boğulmazsa iyidir ahali.Kalın sağlıcakla... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Hayatın boyunca kork,ölümden değil ama yaşamaktan,suyu içmekten değil ama suda boğulmaktan,yükseklikten süzülmekten değil yüksekten düşmekten,sırf reddedilme korkusu yüzünden kimseye sevdiğini söyleyememe,belki de kendini çok sevmiş olup kendine bile ifade edememe... Hoşlanmak göreceli aslında,iki enerjinin çarpışması,dayanılmaz uyumu,hem anlatılır ama hiç anlaşılamaz... Hem mesafeli takmıyor durmalıyım,hem de feci yavşak ki arasını bulmalıyım.Sorun bende mi toplumun bize biçtiği değer yargıları bu yüzden mi bu noktaya geldik?Neymiş "Kadınlar kendilerini güldürenlerden hoşlanır".Alakası yok,espri zeka seviyesini açığa çıkarır,kadınlar zekaya aşık olur,esprinin inceliğine değil.Ha bir de görüntüye bakanlar var,onları kaale bile almayıp,suratlarına atılan 3 salto 5 parende ve ayrıca şarkı ve türkülerle yerlerine uğurluyoruz.Devam edecek olursak,ben salak mıyım?Hayır.Korkak mıyım?Evet.Peki korkaklığımı yenebilecek kadar erdem sahibi miyim,yoksa bunu bilip te harekete geçemeyecek kadar salak mı?Sanırım korkamayacak kadar korkağım.... Offf ne olacak benim bu halim,hayatı ertele ertele,nereye kadar.Uçurumun sonuna vardığımda göreceğim heralde,arkamdaki derinliği bulmaktansa önümdekine atlamayı tercih ettiğimi... Bu Slaad kendi kendini boa yılanı gibi dolayarak boğulmazsa iyidir ahali.Kalın sağlıcakla... de gıtsın...ölünmüyor...tipime cınsıyetıme bakmadan cok dedım ben hıc de beklemedım duraksamadım..kımı hayır dedı kımı evet ..sorunun kendısı sorun kadar önemlı degıl yada tersi...bos gurur korkaklık vs ıle gelınmıyor bı yere...atlanacaksa sen atla kımse ıtmesın senı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Depressive Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 ne o baskalarına camurmu sürmek istiyorsun?? unutma önce senin ellerin kirlenecek... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.