Jump to content

Karalama Defteri


KATA

Önerilen Mesajlar

sen hep kal da kim oursan ol...nasıl olursan... sadece kal...

 

çok güzelmiş...

 

 

 

Dün gece gökyüzüne baktınız mı? Nasır pırıl pırıl bir lacivertti gördünüz mü? Bulutlar yoktu önce sonradan sardılar dolunayı. Ne güzeldi dolunayı seyrederek hayal kurması. Esir oldum gözlerimi kamaştıran ışığına uykuya mı dalmıştım acaba? Sanki o ışık beni almış götürmüştü bu dünyadan uzaklara. Her taraf ışıkla doluydu. Gecenin karanlığına inat giderek güçleniyordu ışık.İlerledikçe insanlar gördüm gökyüzünde. Belki geleceğin yansımasıydı bu ışık. Çünkü koştum koştum ama bütürlü o gördüğüm yere ulaşamadım. Sonra sadeec bir görüntü olduğuna inandım seyretmeye başladım. Yavaş yavaş yürümeye devam ediyordum. Sağımda solumda ışıklar patlıyordu. Etrafa saçılıyordu. Sanki ben yürüdükçe görüntüde aynı oranda uzaklaşıyordu. İlerlerken o kadar çok ışık vardı ki etrafta gittiğim yeri de geldiğim yeri de göremiyordum. Neden bilmiyorum sağa doğru devam ettim bu defa gözlerimi hiç açamıyordum ışıktan. Birden duramam gerektiğini hissettim. Zar zor aştım gözlerimi karşımda biri vardı. işte en güzel yerinde yağmur yağıyormuş uyandım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kapı çalsa şimdi sen gelsen

O sıcacık gülümsemenle merhaba desen bana

Gülümsemenle gözlerime dokunsan

Sonra sarılsan bana

İçimde yaşadığım bütün acıyı özlemi anlatsam gözlerimle

Sarılsam doya doya

 

Sonra gülümsemenle konuşsam

Anlatsam içimdekileri

Aşkı konuşsak sevgiyi özlemi

Senle konuşsak ama gözlerimizle

 

Sonra tutsam ellerini gözlerinin içine bakarak

Her şeyi anlatabilsem sana

Sensizliğin zorluğunu

Kaybedilmişliğin acısını

Hiçbir şey yokmuş gibi davranmanın açısını

Sevgisizliği sensizlik geçe kelimelerin düğümlenişini

İçime akıttığım yaşları

Dönmiyeceğini bile bile arkandan bakmamı

Oysa bunu kendi istememin çaresizliğini

Olması gerekenleri

Asıl istediklerimi

 

 

Sonra gitsen

İstediğin yere ama gülümseyerek

Sana yazdığım her satırda gitmek var sevgilim

Sen git ama bu anı unutmadan

Sadece yaşadığımızı hissedelim

Sonra gidelim

Nereye mi

Sen bensizliğe ben sensizliğe

Hoşça kal sevgilim…

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bi yazı arta kalan ve arda kalan kırık dökük

 

a h h h!!! karart şunu ellerim...sil Onları gözlerim...

haydi! haydi sansürleyin beni... sanal duygu çağınızda bi çığır açın her gün...orgazm taklitleri yapın sevdiğinizi (- partnerinizi mi demeliyim???-)kandırdınız... kendinizi kandırdığınız gibi..kendinizi avutun başkalarının tenine tutsak olun...hey başladı maskeli balo..kapandı ışıklar..kanadı perde...oyuncular ve seyirciler de bizken..hangi oyunu oynayıp inandırabiliriz gerçekliğini seyircilere....çığırın çığlık atın! kaybettiniz en önemli şeyi daha ''!bulmadan!''...ruhunuzu...

satın kiralayın devir teslim! kalbimde kozadaki kelebekler ölü doğuyo artık...

yan boğ arıt su suretim küller imiş------.........

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İYİ YOLCULUKLAR

Tren raylarında trensiz seyahat etmek....Gayet or,gayet yorucu....yürürsün...önceleri paralel ahşaplara basarsın,zamanla ayakların paralellerin üzerine isabet edemez olur...Küçük tozlu soluk köşeli taşlar ayaklarının altın da oynar,bileklerini burkar,yorar seni zamanla epeyce zorlar...Biran durursun başını kaldırır çevrene bakarsın. Herşey seninle durur.Ağaçlar,evler durur,çevredeki tek tük,derme çatma,eğri büyrü,kırık dökük,sarı marı evler....Bir kız çocuğu çıkıverir evlerin birinden,güneşten sararmış,karmakarışık saçlarıyla çıkar,seni görür ve tekrar içeri kaçar.Güvende hissettiği sarı marı evinde gizlice sana bakmaya devam eder.Sende gayet zor,gayet yorucu tren raylarında trensiz seyahat etmeye devam edersin.

Tamda yanındatamda sağında,sadece 50 m. uzağında,gittiğin şehre giden,asfaltmı asfalt,taşsızmı taşsız,güvenlimi güvenli bir yol daha....için acıdığında canın yandığında ayakların gidemez olduğunda ,sağına bakarsın,asfalt yola bakarsınbide döner kendi raylarına bakarsın ve seyrek,gayet azhatta çok az,tern yolunda trensiz seyahat edenlere....

Tercih senindirkalabalıkta yanlız,yorulmadan yürümektense,tenhada arkadaşınla oynak,tozlu,küçük,köşeli taşlar üzerinde o şehre ulaşmayı yeğlersin....

O şehri hayal edersin birlikte.Yolculuğunuzu yorumlarsın ,sarı marı evleri ,içindekileri ,ağaçları,karıncaları.....Bir tek ona anlatırsın ayağını burkan taşın ne çok acıttığını,bir tek ona belinin ağrıdığını...Bir tek o sana anlatır gök mavisini, bir tek o sana senden önceki yolculuğunu anlatır,ayağını burkan taşın ne çok acıttığını, bir tek sana belinin ağrıdığını......

Uzun uzun susacaksın,uzun uzun susacak sana.Arasında peynir domatesve biber olan ekmekten bir o ısıracak bir sen,aynı şişeden suyu bir o yudumlayacak bir sen.

Gün gelecek anlayacaksın,o anlayacak,hayalini kurduğunuz ray yolcuları anlayacak ve anlayacak asfalt kalabalığı,şehrin hiç var olamdığını..... Zatenta o şehrin içinde olduğunu anlayacaksın,o anlayacak tüm yorumladıkların aslında...............

Bir bakacaksın yanlız çıktığın tren yolundaki tren yolculuğuna yanlız devam ediyorsun.

Doğarken yanlızdın ,annen sadece bedenini saran tarifsiz acıdan bir an önce kurtulmakla meşguldü.Yok olurkende kimse seninle gelmiyor.............İYİ YOLCULUKLAR.................

--------------------

AmatÖr Yazima Yorum Yaparsaniz Sevİnİrİm.....

Konu pegasus tarafından (27-08-2007 Saat 10:23 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi

pegasus isimli Üye şuanda online konumundadır pegasus isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin. Mesajı Moderatöre bildir Sayfanın başına dön Konuyu düzenle/Sil Alıntı ile Cevapla Bu mesajdan Alıntı Hızlı Cevap

pegasus

Açık Profil bilgileri

pegasus - Özel Mesaj gönder

pegasus - Daha fazla Mesajını bul

pegasus - Arkadaş Listene ekle

Alt 27-08-2007, 12:16 #3

katatonik

Profesör

 

katatonik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

 

Yaş: 22

Mesajlar: 5.613

Karizma Puanı: 651

Karma gücü: 19 katatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to beholdkatatonik is a splendid one to behold

 

 

 

tsk ler...........

__________________

zamanın dışında,mekanın dışında

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yalnızlık...

 

evın en kucuk bolmesıne gırerken ıstemsızce kolu kapı kulpuna uzandı ve bu gereksız mahremıyet sevdasını fark edıp,sasırdı...sasırdı ve kapıyı yarım daıresını tamamlayamadan yarı yolda bıraktı...

oturdu,en kucuk ayrıntılara daldı..

fayanslar uzerndekı lekeler,kırlenmıs hafıf ıslak havlu,kucuk bır orumcek,bıtmeye yakın rulo

bır nefes cektı sıgarasından,acelesı yoktu

karsıdakı kare seklındekı karanlıga baktı..anlamsız....

ısı bıttıgınde sadece sıfonu cekmek ıcın donmedı... aynı zamanda neler becerdıgını gorerek tatmın olmak ıcın..sular hayatta en ıyı yapabıldıgı seyı ve sıgarasını uzaklara yolladıkca mest odu

ah ve su ellerındeydı sımdı,kac kez baktıgını hatırlamadıgı sıluete bakarken

ısıgı kapatırken karanlıkta bır seyler bekledı,gelmedı

--------------------

sarı tarlaları trenın tıngırtısında gecmek ,sıdık kokusu dolu korıdorlarda ınsanların arasından yol almaya calısmak ve en guzelı de

son vagonun pencerısınden raylar arasındakı tahtaların bulanısını ızlemek...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bir zamanlar sen vardın şimdiyse hayallerin...

yanıma gelecektin,yanyana olacaktık belki ayrı şehirlerdeydik ama yüreklerimiz birdi bedenlerimizde kavuşacaktı biz ayrılamazdık sen benden başkasıyla yapamazdın... meğer hepsi yalanmış. gerçek olan tekşey hayallerinmiş...seve seve ayrıldık...ayırdılar... şimdi her gece bi başkasının koynunda yatıyorsun..hani hep senin için ölürüm derlerya ben senin birtek gülüşünü görmek için katlanırım herşeye.başkasının oldugunu bile bile..

sen gittin ben yarım kaldım diğer yarım hep eksik kaldı.içimde hep birşeyler eksik yaptıgım herşeyde şimdi oda olacaktı yanımda diyorum o olsaydı böyle olurdu diyorum . ama sen yoksun yanımda sadece hayallerin var

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yorgunken yüreklerin hepsi

en asilcesi ıcınde bastırmak ısyanı

ve belkı de rol yapmak

susmak daha da ıyısı gülümsemek...

--------------------

vıcdan ve bencıllık...ne buyuk yük...

--------------------

zincirlenmıs asıklar..nasıl tanrısal yasıyorsunz anlatın bana..gece gunduz yol alarak ulastınız hazin sona...anlamını bılmıyorum bu sakinliğin..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sımdı olsa da olur olmasa da olur hangı ruzgarın pencesınde, nerelere savruluyorsun kım bılır?dünün solugundan kalma, ensende hıssettıgın ürperti hangı umarsıza ait?sana vaad edılen bir avuc umut henuz köpük olmusken yenı aarayıslarda mısın vakitsiz...

yazıyorum öylesıne boş öylesıne heyecansız ve bı o kadar bıkkın..cümle nasıl baslamıss nasıl sona ermıssssss..pöhhh

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

usulca san giovanni köprüsünden geçip çoktan kararmış sokaklardan birine girdi.şarap şişesindeki son yudumuda içip,tütün kesesinden yeni bir tutam alıp çiğnemeye başladı...karanlık yüzünden doğru ev olduğuna emin olamadığı evin kapısına yaklaştı.elindeki boş şişeyi kaldırıp hızla tahta kapıya vurdu.şişe kırılmadı.

içerden Atos'la Portos'un yaklaşan adım sesleri duyuldu..

 

-kimsinn!

-açın kapıyı benim Dartanyan dedi yabancı ses.

 

bu sırada gürültüye uyanan Aramis tek gözünü açıp dikkat kesildi.:p

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çok zaman önceydi.

O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.

İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.

Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.

Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.

Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın.

Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu.

Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı;ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.

Farkında olmadan rezil etti bu gününü.

Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu.

Bir türlü beceremedi.Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı.

Bu günü eline yüzüne bulaştırdı... Mutsuz oldu insan.Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yasadı;ama bugünü hiç yaşayamadı. Ne yarın ne de dün!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hanimiş benim psikozum diye severkene yerdeki hayvanatı,ısırdı yüzümü,durdurdu serenatı.Bence bütün alemler birleşmeli,içki alemi,sigara alemi,cigara alemi... O değil de bu da aile mi?Serbest çağrışımların üstünden zıplayarak yapmakta olduğumuz bu yolculukta,kafa üstü yere çakılmanız kurtulma,yolculuğa devam etmeniz kurtlanmaya delalet eder(yolculuk uzun sürüyor,çağırdıklarımızın üzerinde de banyo yok malumunuz olduğu üzere)Bir kara fatma gördüm sokakta,seni hatırlattı önce bana,sordum kendisine bacım yolculuk nereye,dedi bana piyangodan mı çıktın sayıyla mı verdiler seni bana bre...

Çıkmazların çıkıntıları çok sayıda olmakla beraber,birbirleriyle çıkarlarsa paradox ve ensest ilişkilere,birbirlerine çıkarlarsa kıl dönmesine yol açabildikleri bilinmektedir.Çıkmaz sokaklar ise çıkardıkları kadarını halka bağışlamakla yükümlüdürler.Netekim vaziyetin çok müşkül olmasından kelli,kelimizi örtecek yüzümüz kalmamıştır efendiler.Neyse uysa da gömdük,uymasa da gömdük.Birileri okuyup,arkamdan bela anabilir,hakkı vardır,feci saçmalamışım,ama iyi geldi yahu:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yazmak yazmak ve tekrar tekrar okumak aynı satırları ;işte böyle bişey hayat katarı Yol katedicem derken es geçtiklerine üzülür

Yolun sonunda dönüp dolaştığının aynı yer olduğunu görür öyle göçersin bu dünyadan.Ya hep ileriye hep önüne bakıcaksın at gözlüklrinle ya da bu durumu hazmedeceksin sessizce. Ya da karşı koyacaksın tabi gücün varsa.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

travmatik duş sahnenden

çakılı kalmış herhangi bir jilet üstü bıçkın delikanlıların bağrından kopan düğme kanıyım.....

....sırt üstü egomanyandan sana küçük bir hanedanlık çalıyorum...

birbaşka akla zarar hatıranı alıp koynuma.... az sonra buradan kaçacağımı sana söylemek için

kaderime ufak notlar alıyorum...

tuhaftır ki komplekslerine komple lambiri bir banyo hediye ederek ...bir ayak taşı mesela.....yeni yepyeni hediyelik hayatlara yelken açıyorum...;;

 

bir bıldırcın böğründe tutsak....haspel kader yayınlanmış..koca bir aylık kül(F)tür edebiyat dergisiyim....

bugün kapatılabilir

yarın tamamen eni konu kovulabilirim sana yazdığım her bir satırdan..

( KUZUM ANAN BABAN NERELİ? YANİ NEREDEN BU KAŞIN GÖZÜN TEMELİ? MERAK ETMEDİM DERSEM YALAN OLUR )

 

bugün bir sabah güneşiyim

ne yazıktır ki günler tam da depresyona girmişken....

yani bana yine doğacak bir gün kalmamışken...

gidişine biraz acıyorum....

biraz içimde parçalanmıyor değil

ama hep sokak kedileriyle raks eden o cümbüş renkli turna gözlü ayyaş köpek balığı hatrına...

tamda burnunun dikine ne odluğunu hiç bilmediğim birşeylerin adına...

sana bugün çok argo yazılmış....çokca sövülüp biraz matem kısmında sayılmış....

biraz manen...biraz zamanen kayıp...

birazda madden ceplerinden çalınmış...

tuhaf bir gerdanlık hediye ediyorum..

şimdi çıkart boynundaki ipi..

madem asılacaksın kararlısın yani...... bari ölüm altından olsun.....

sana verebileceğim en bencil hediye bugün....

(ölmeni bile umursamıyor gibi görünmekte başarılı buldum kendimi)

 

bugün bir eylül ortası kışım

donumda karlar birikmiş

gözlerimde ayasofya

bir mercek uzatıyorum dilimin altından

yıldızlar bir köşede şah mars olmuş....satrançda iki ardışık bunalım takılan kelime...

ben bir köşede...

sen o köşe yaz köşesi

ben elimde şarap şişesi...

sen şu köşe kış köşesi

köşeleri kapan seyyar bir yalnızlıkla

sürtüşen iki koca şehrin hikayesi....

ben arada do re mi fa sol sesi...

bir piyano...;

biraz berduş bir kemanın ensesi

yani kısacası

ben bugün biraz biraz koca bir blacklight

duvarında janjanlı memeleriyle kare ası çeviren korkak sürtüklerin

resmedildiği bir kim vurduya gitsemde aldırmayın sokakda

sen kare ası.... karası bütün duvarların....

tuhaf saydam yırtık yakası....

yaka paça ne çok atılırdık kol kola girdiğimiz aşk seramonilerinden....

hatırlatırım... benim bir adım asla dönmeyecekti....

bir adım giden sen olmayacaktın

 

(tam da tutsak bir kanat bulmuşken iki yanından zincirli.....donu boğazına kadar çekik ezilmiş....yırtık bir çöp adamın dilindeki türküydüm....cebindeki son parça peçete....yani her an atılıp heran oracıkta terk edilmek üzere...oysa kim olduğumu birde burunlara sormak lazım dı....)

 

ardından uzun kapanışlara çığlık çığlığa daldığımız bir vapur düdüğü...ayrılık çanları hep bu saatlerde yankılanır....

(oysa ki hiç heyecanlı değildir sonlar....hep muzdarip...hep tam da tahmin edildiğinden farksızdır...)

karşımızda saç rengi nedesem yerinde olmaz türden... tuhaf... efes pilsener renkli koca bir yer cücesi

dudağında bir oğlancının son çiğnediği adi sakızın izi....

(altında sana koca yalan..... son fal.....)

sana nağralar atmak pek yakışacak şu vakit....

sana nağralar da kalmak....pek çok....

aralarda kaldım biraz....tutumumda garip şu sıralar...

hangi koltuğa otursam pek bir rahatsızlanır oldum ciğerimden....

acilen talepediyorum seni....

yani hiç olmadı iki dal sigara...

bir ucuz sohbet...

sonra tabiki gideceğiz....

bende kalıcı değilim buralarda merak etme....

korkacak hiçbirşey yok.....yalnızca.... ayrıldığımızı bana son kez anlatacaksın.....

merak edecek telaşlanacak hiç birşey yok..herşey tıpkı herzamank gibi...ben yine anlamayacağım.....

 

(koca bir yalanı ....yalayarak temizlemek konusunda kendine hep güvenirdin..

kimbilir kaç yalanı yaladım şimdiye dek... kusura bakma... sütten çıkmış ballı kaşık olmayı hala öğrenemedim... )

insan olmayı çok fazlasıyla.....ondandır bu güvenilmez hallerim;

--------------------

ıslak köklerine basarak yaşlı ağaçların dibinde can veren sarı yaprakların isimlerini andı...

.....kırmızı kulaklı yaşlı bir tavşana rastladı ....

ellerinde gezdirdi.....süzdü ...sızzdı tavşanın içine çevik bir hareketle zıpladı...tüylü beyaz bacakları

öylesine kıvrak ve atılgandıki yüzümüzdeki şaşkınlığı içine koyabileceğimiz büyüklükte bir poşetimiz bile hiç olmadı.....

kıvırdı kırmızı kulaklarını ve birden omuzuma zıpladı... sağ omuzuma tam basacaktıki ayağı kaydı boynumdaki ince

çukurdan içeriye düştü...omurgama tutundu kana bulanan ellerinden korktu ...onu omurgam da bırakıp kaçmayı düşündüm bir an....hatırladımki elinde taze bir neşter vardı...üzeri gıcır potinler gibi parlak....dişleri ancak bir kasabın keskilerine yakışacak.....;

 

o gün bugündür omurgamda kırmızı kulaklı bir tavşan otopsi denemeleri yapıyor içimde ölen her bir insancıl ruha....ama sonuç hep aynı.... ya boğularak ölüm ya yine klasik bir travma...

beyaz eldivenleri ağzımdan sarkıyor.......açık bırakıyorum ağzımı.....o neşter diyor ben seni arıyorum.... o makas diyor ben seni arıyorum....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Canımı yakmıyor artık iğneleyici kelimelerin…

Ardı arkası kesilmeyen korkular pusu kurmuyorlar artık içimde seninle konuşurken…

Duygulandırmaktan vazgeçtiler aşk şarkıları…

Aslında aklıma da pek gelmiyorsun…

Madem unuttun beni e ben de seni unuttuğumu iddia ettiğime göre,

Yüzümün diğer yarısını bana verebilirsin bir sakıncası yoksa

Senin de bende kalmış birkaç hakaretin var.

En kısa zamanda toplayıp kargoyla yollarım sana..

Nihayete erdiğine göre bu illegal sevda,

Hayallerimi serbest bırakabilirim artık…

Hoş kalan hayallerimin hepsi senden artık….

Boş bakan iki göz bir de sağı solu yamalı bir kalp bırakmıştın giderken ardında…

Ama seni unuttuğumu ısrarla yineliyorum..

Sana atan bir kalbim ne yazık ki yok…

Eğer inanıyorsan beni unuttuğuna

Sende az biraz umudum var onları istiyorum senden…

İstersen belki birazını ödünç veririm…

Pazar gecesi intihar edeceğim gelmek ister misin?

Önce çay bardağında rakı içeriz..

İlerleyen saatlerde videoda film izleriz…

Filmin son on dakikası ben yanından ayrılırım…

Malum urganı boyun ölçülerime göre bağlamam lazım…

Son olarak senden bir ricam olur belki

“ zahmet olacak ama sandalyeyi çeker misin ayaklarımın altından?”

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir gülümseme ; sevginin ve insan olmanın anahtarıdır.

Bir gülümseme ; iç dünyamızın güzelliklerini , dışa yansıtır.

Bir gülümseme ; bir külfeti yoktur , fakat çok şey kazandırır.

Bir gülümseme ; evde saadet , iş yerinde muvaffakiyet.

Bir gülümseme ; başkalarına ikramda bulunmak demektir.

Bir gülümseme ; vereni fakirleştirmeden , alanı zenginleştirir.

Bir gülümseme ; bir an sürer , bazen ise ebediyen yaşar.

Bir gülümseme ; yorgun olan insanı dinlendirir.

Bir gülümseme ; ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder.

Bir gülümseme ; karanlık bir çehreyi aydınlatabilir.

Bir gülümseme ; satın alınmaz , rica ile elde edilemez.

Bir gülümseme ; ödünç verilmez , çalmak da mümkün değildir.

Bir gülümseme ; kendiliğinden verilmedikçe işe yaramaz.

Bir gülümseme ; ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.

Bir gülümseme ; sevgi köprülerini sağlamlaştırır.

Bir gülümseme ; bazen bir hayat kurtarır.

Bir gülümseme ; bazen bir savaşı da önler.

Bir gülümseme ; bazen gülümsemeyemeyeni gülümsetir.

Bir gülümseme ; sadaka yerine geçer , sevap kazandırır.

Bir gülümsemeyi , gülümsemeye ihtiyacı olana bol bol verin.

Bir gülümsemeye, gülümseyemeyenlerin ihtiyacı olduğunu unutmayın!

Bir gülümseme ; için hiç kimse , ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir.

 

İKİ İNSAN ARASINDAKİ EN KISA MESAFE GÜLÜMSEMEKTİR!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Teşekkürler :)

-----------------------

 

Melankolikleştiğim bu gecenin hatrına bir tane daha...

-------------------------

TERK EDİYORUM!

 

Binmediğim hiçbir otobüs

Beklemediğim hiçbir durak kalmadı bu şehirde

Gittikçe azalıyor hayat

Neyi erken yaşadıysam

Hep ona geç kalıyorum

Sana göçüyorum her sonbahar

Yolların çıkmıyor aşkıma

Unuttuğun yağmurların adı saklımda

Seni içimden terk ediyorum

 

Susmaktan yoruldum

Kuşlar ve şarkılar,

Bu şehri terk edeli

Efkar demliyorum gözlerimde

Yaşlarımı,

Yanağıma varmadan öldürüyorum

Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi

Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp

Seni içimden terk ediyorum

 

Ne unutacak kadar nefret ettin

Ne hatırlayacak kadar sevdin

Yıkık bir duvar kadar bile

Pişman değilsin biliyorum

Beni hep bulmamak için aradın

Yanılgımdın

Yandığımdın

Yangındın

 

Sensizliğe yenilmek

Sana yenilmekten zor olsa da

Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak

Seni içimden terk ediyorum

 

Şimdi

İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan

İki yarım kaldık

Tamamlayamadık bizi

Elinden tutamadık yalnızlığımın

Saçlarımı da uzaklarına gömdün

 

İçimin mavisi senin okyanusundandı

Al! geri veriyorum.

Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun

Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim

Sana bensizliği terk ediyorum

 

"Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin

Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

 

Ne tuhaf değil mi?

İçimi acıtan da sendin

Acımı dindirecek olan da.

"Ya öldür beni" dedim

Ya da git benden.

İçi bulanık bir sevdanın ucunda

Seni kaybettim.

Aldırmadın aldırmalarıma

Bir gecede yakıp yarini

Şafaklara sattın ihanetini

Küllerime basanlar bile utandı yaptığından

İşte soluk bir ömrün son nefesi

Benden

İçimden

Terk ediyorum....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

umarım devmını cıkarabılırım....

masal..../1

 

ölümcül huzmeleri uzanırken güneşin,

kapat gözlerini soysuz solgun beden...

teninde hissedeceğin kendi masalındır,

ruhundan kopacak olan...

 

Terle ıslanmıs saçlarını,

hafifçe oynatabildi yorgun bır nefes,

tam da cılız bır ağlamanın peşisıra

ve böyle basladı silik masalın..

 

bu sekiz bacaklı şey de ne?

nedir dibindekı kanatlıyı çaresız yapan?

Koşuştururken nemli tahtalar üzerinde,

farklı olan herşeye taptı gözlerin....

Ama niye gelmedi ana kurbağa?

muzur kahkahaların son buldu o anda

ve kıvranarak kömürleşen iribaşını

hüzünle gömdün yeşilimsi suya..

anladın kı ölüm tek basınayken gelir

kızgın levhalarda

 

Sonrasında kalbinde sözler vardı artık,

anlaması zor, herşeye dair..

ebedıyete ise tanrın dedıler.

-gökyüzünün nersınde oturur?

gülümsediler...

 

Nesnenın kendısıne tekrar taptıgın an

tanrım,dedin,onu bana sen gönderdin

umarsızdın artık herseye karşı,

onu düşleyerek geçirdiğin gecelerce

Ah sefil beden!sessiz akan gözyaşların,

yorgun vucudun,saatlerce tavana bakışlar...

tek kelıme...neden...defalarca hem de

Tekrar dönmek istedıgınde ıse o gecelere

en nihayetinde fark ettin

sahiplik istekleri,kabuller,redler...

gene de kaybederdin o geceleri...

 

var ederek tanrı da gözden cıkarmıstı seni...

 

gülümseyerek selam verdin iribaşına,

pişmandı tanrın iribaş hakkında...

tanrının diğer gözdesi olmak istedin,

iribaşınla sen tanrının yeşilimsi sularında..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ah!Güz.

Gözlerim üzerinde

Her dökülen yaprakta ellerim

Dudaklarımı kurutunca ayaz rüzgarın

Anladım ki seni çok özledim

Seni sarı ve boz rengini

Yalnızlıkla tatlandırıp içerim

Büyür sözlerim

Büyür ama hiç hoşgelmedin

Geldin ve çaldın kalemimi

Çaldın ilham perimi

İçimi arıyorum günlerdir

Boş.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

6500 um sorgusuz sualsız ve sessızleserek acı ıle bı dal tüttürüp karanlıklarındakı korlara küllere dalanlara gıtsın..suratsız rezillere gıtsın kısaca:confused:

--------------------

sonra o cocuk verme sakın ve ben acı cekıyorum ,dedı...vermedım ateşi ruhsuz siluetlere..hep kendi sigaramı kendim yaktım sonradan...cocuk ip atlarken dıbımde ben onu seyrettım sıyah mumun alevinden...tara saçlarımı dedı..mumu söndürdüm...kayboldu..hafıfce yagan yagmurdan kalan ıslak sokaga baktım..ordaydı..arkası dönük,omuzlarını yukarı kaldırmış...bir nefes cektim..kücük ayaklı aynaya dönerek...görüntü,turuncu pembe arası ,kenarlara dogru morumsu inceden ...tak sesı tınlattı odamı...kupamı masaya koyerken...devamında bekledım gece boyu...cocuk hala küskün..inadı kırılmamış kısaca...kalemı aldım...bır nefes daha...not bıraktım kendıme, salaaak salaaaak ...tutamadım kendımı...bir nefes ama zorlukla,her tarafımdan cıkarak...kahkaha attım..boş sokakta yankılandı...cocuk döndü...kahkalarım arttı...cocuk çekti gitti...kahkahalarım devam etti...ve autumn reflectıon...son bir dal daha...

--------------------

yarısında södürdüm,cenaze merasimi kısa sürdü...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hayatın boyunca kork,ölümden değil ama yaşamaktan,suyu içmekten değil ama suda boğulmaktan,yükseklikten süzülmekten değil yüksekten düşmekten,sırf reddedilme korkusu yüzünden kimseye sevdiğini söyleyememe,belki de kendini çok sevmiş olup kendine bile ifade edememe...

 

Hoşlanmak göreceli aslında,iki enerjinin çarpışması,dayanılmaz uyumu,hem anlatılır ama hiç anlaşılamaz...

 

Hem mesafeli takmıyor durmalıyım,hem de feci yavşak ki arasını bulmalıyım.Sorun bende mi toplumun bize biçtiği değer yargıları bu yüzden mi bu noktaya geldik?Neymiş "Kadınlar kendilerini güldürenlerden hoşlanır".Alakası yok,espri zeka seviyesini açığa çıkarır,kadınlar zekaya aşık olur,esprinin inceliğine değil.Ha bir de görüntüye bakanlar var,onları kaale bile almayıp,suratlarına atılan 3 salto 5 parende ve ayrıca şarkı ve türkülerle yerlerine uğurluyoruz.Devam edecek olursak,ben salak mıyım?Hayır.Korkak mıyım?Evet.Peki korkaklığımı yenebilecek kadar erdem sahibi miyim,yoksa bunu bilip te harekete geçemeyecek kadar salak mı?Sanırım korkamayacak kadar korkağım....

 

Offf ne olacak benim bu halim,hayatı ertele ertele,nereye kadar.Uçurumun sonuna vardığımda göreceğim heralde,arkamdaki derinliği bulmaktansa önümdekine atlamayı tercih ettiğimi...

 

Bu Slaad kendi kendini boa yılanı gibi dolayarak boğulmazsa iyidir ahali.Kalın sağlıcakla...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hayatın boyunca kork,ölümden değil ama yaşamaktan,suyu içmekten değil ama suda boğulmaktan,yükseklikten süzülmekten değil yüksekten düşmekten,sırf reddedilme korkusu yüzünden kimseye sevdiğini söyleyememe,belki de kendini çok sevmiş olup kendine bile ifade edememe...

 

Hoşlanmak göreceli aslında,iki enerjinin çarpışması,dayanılmaz uyumu,hem anlatılır ama hiç anlaşılamaz...

 

Hem mesafeli takmıyor durmalıyım,hem de feci yavşak ki arasını bulmalıyım.Sorun bende mi toplumun bize biçtiği değer yargıları bu yüzden mi bu noktaya geldik?Neymiş "Kadınlar kendilerini güldürenlerden hoşlanır".Alakası yok,espri zeka seviyesini açığa çıkarır,kadınlar zekaya aşık olur,esprinin inceliğine değil.Ha bir de görüntüye bakanlar var,onları kaale bile almayıp,suratlarına atılan 3 salto 5 parende ve ayrıca şarkı ve türkülerle yerlerine uğurluyoruz.Devam edecek olursak,ben salak mıyım?Hayır.Korkak mıyım?Evet.Peki korkaklığımı yenebilecek kadar erdem sahibi miyim,yoksa bunu bilip te harekete geçemeyecek kadar salak mı?Sanırım korkamayacak kadar korkağım....

 

Offf ne olacak benim bu halim,hayatı ertele ertele,nereye kadar.Uçurumun sonuna vardığımda göreceğim heralde,arkamdaki derinliği bulmaktansa önümdekine atlamayı tercih ettiğimi...

 

Bu Slaad kendi kendini boa yılanı gibi dolayarak boğulmazsa iyidir ahali.Kalın sağlıcakla...

 

 

 

de gıtsın...ölünmüyor...tipime cınsıyetıme bakmadan cok dedım ben hıc de beklemedım duraksamadım..kımı hayır dedı kımı evet ..sorunun kendısı sorun kadar önemlı degıl yada tersi...bos gurur korkaklık vs ıle gelınmıyor bı yere...atlanacaksa sen atla kımse ıtmesın senı;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...