Jump to content

Karalama Defteri


Önerilen Mesajlar

Yanıtlama zamanı:

Bir gülün rengine katıp ömrümün tüm ayazlarını

Dudağımda senden kalma yarım ıslık

Kolaysa yağmasın bu gece yağmur, düşlerken seni

Kolaysa silmesin gece yüzümün çizgilerini

Bütün oyuncaklarımı topluyorum, gülüşler silik

Eksiltiyorum biriktirdiklerimi

çorak tarlalarda sekiyor kurşunlar

Korkuluklar çıplak geziniyor geceleri

Barut kokuyor bıkkınlıklar

Göremiyorum karanlıkta sürdüğüm izleri

İntihar çiçekleri çalıyorum aşk bahçelerinden

Dipte görünmüyor gidenlerin yüzleri

Çığlıklar büyüyor, bütün çığlar üzerime

Çareler direnemiyor, gözlerinin büyüsüne

Bütün oyuncaklarımı topluyorum

Damarlarımda gezinen, değiştirmiyor duvağımın rengini

Gece gebe kadın gibi yırtınıyor

Maskeler avutmuyor kalıntı düşlerimi

Korkuluklar çıplak geziniyor geceleri...

Yanıtlama zamanı:

bay R,

dikenli tellerle döşenmiş bir kafeste

beni zar zor tanımaktaydınız...

belkı hatırlarsınız beni ya da unutmussunuzdur hemence

odanız köpüklü sularla yıkanırken,siz coktan gitmişsiniz

-cıkıs ıcın belgelerınızı peşinizden gönderebiliyorum sadece-

bay M.i belki siz de tanıyamadanız benım gibi,

ögrendım kı papuçları sahıbıne ınat gezmelerde...

Bay E nın haberı yok gıbı ,bayan B sürekli uyuyor

ve bu korıdor cok cok dar,boguk mavi

kurumus ellerınız arkamızdan kilitlemiş

kapısını,terk etmıssınız bızı

ruhunuz cok özgür ve bu tek tesellım

ıyı yolculuklar diliyorum size

Yanıtlama zamanı:

zamanı kim durdurabilir ki, kim gitme diyebilir, kim gidene ağıt yakabilir ki!...

zamanı yok etmek gerek gitmeleri durdurmak için ama işte, bilinmeli ki, unutulmak istenen zaten unutulur ama unutulmak istenmeyi kimse unutturamaz ki!...

demiştim ya, ne denir ki; gidene yolun açık olsun demekten başka!...

gitme dense, duracak mı?...

gitmek gerek zamanı geldiğinde, durdurmak gereksiz aklına gitmeyi sokanı, belki geçiktirebilirsin ama durduramazsın kimseyi...

hoşçakal demek çok zor değil ama denildiğinde hoşça kalmalı insan!...

Yanıtlama zamanı:

Hayat bir kez daha ağıtlar yakıyor günahlarıma..

Aynaların aykırı titresimlerinde gördüm ruhunu

Tutunmaya çalıştıkça nefeslerine ellerim titriyor

Ve son sözlerinle baş aşşağı kalıyorum..

Sadist bir cinsel seremoni gibi yaşıyorum saniyelerin içinde

Olabildiğince canımı yakmaya çalışıyorlar..

Yankılanıyor çığlık misali sözlerin:

''Ben kimseyi beni sevmesi için zorlamadım !!

Senide sevmek zorunda değilim.''

Tahmin edebilirmisin yok oluşun tuzlu tadını?

Görebilirmisin ışığın içindeki karanlığı?

Ve yaşayabilirmisin ölümün içindeki hayatı ?

Ben her gün yaşıyorum..

Kafamdaki hayaller yavaş yavaş dikiyorlar göz yaşından kefenimi..

Sarıyorlar isminle her yerimi

Ve ben çürüyorum kuruyan dallardaki düş kırıntılarında

Karanlık yaşamın sadist ruhuma yansımasına ithafen!!!..

 

Nur..

Yanıtlama zamanı:

karıştırmayın çocuklar, biz devrimciliğimizden dolayı suç bizdeyse söylüyoruz, yoksa sizi muhatap aldığımızdan değil...

Yanıtlama zamanı:

Aaah ah eşitlik,özgürlük martavallarını sindirememiş insanlar,aklın yaşta değil başta olduğunu göremeyenler,tükenmez kalemle gerilla savaşı yapanlar...

 

Kendilerini ayrı tutmak adına nasıl da hiçe sayıyorlar eşitliği,nasıl da muhattap alınacak ve alınmayacak insan diye kategorize ediveriyorlar....

Yanıtlama zamanı:

Aslında

 

Mutluluğu yazıya dökmek saçmalık.

Mutsuzluk üzerine yazılanlar da saçmalık.

Ne mutluyum ne de mutsuz..

Sadece saçmalıyorum.

Yanıtlama zamanı:

Çok şanslısın... ! dediler bana hep ve hiç bıkmadılar bu lafı demekten.Nedir ki şans ? maddi açıdan yeterli imkanlarla sahip olmaya mı denir şans ? peki manevi açıdan bakarsak nasıl olur ? Herşeyden uzaktaysam ve pes etmiyorsam ama buna rağmen önüme engeller konuluyorsa hala şanslımıyımdır ? "elbet geçer" derler,e ya geçmiyorsa ya hep bi saçmalık çıkıyorsa karşıma hala şanslı olduğumu söyleyebilirler mi ? Gerçekten bilmiyorum şans nedir.. ?

Yanıtlama zamanı:

biraz önce yürürken aklıma geldi; insan kendisini neden hep havyanlarla kıyaslar ki?

--------------------

aslında şöyle de sormak gerek; hayvanlar kendilerini insanlarla kıyaslıyor mu?

Yanıtlama zamanı:

Dedim ki: de ki; unutma.

Dedi ki; unutma

Unutma ki, ben demiştim..

Unutmadım aslında

Hatırlamıyorum hala..

Yanıtlama zamanı:

aynı bulutların altında ağlarken karşımıza çıkan gülüşleri hep geri çevirmekle ünlendik, yoksa dikenli kafesler ardına saklandığımız yalan!..

Yanıtlama zamanı:

vızıltı geliyor, uzaktan değil, yakından değil ama bir yerlerden vızıltı geliyor. duymuyorsunuz değil mi, küçük bir ses bile duymuyorsunuz ama vızıltı geliyor. ben duyuyorum. ben biliyorum. usul usul bir vızıltı geliyor. sinek değil bu! başka ufak bir hayvan değil ama bir vızıltı, hemde geldiğinde yeri göğü sarsacak bir vızıltı geliyor...

Yanıtlama zamanı:

Birlikteliği ayrılığa bıraktı çocuk,

Düştü birliktelik

Üzerine ayrılığın.

Beraberdi birliktelik ve ayrılık..

Düştü çocuk

Üzerine onların.

Yanıtlama zamanı:

Yine başladığım noktadayım.

Ne bir kelime öncesini anımsarım,

Ne de bir sonrakini.

Dağınık ve yorgun ruh hali,

Benlik sıfatıma yerleştiğinden beri

Ne gülmeyi tam başarabildim

Ne de acıdan ölmeyi.

Nefes almak bazen azabın demi

Bazende bir şükür olmalıymış....Tanrıya..

Ama alevden zincirler ellerimde

Her el açışımda, dualarımda

Başım dik,gönlüm buruk

Ellerim terli ama tenim soğuk..

Düş yağmuru, gecelerde yastığın nemiyle kavuşur

Ruhum temizlenirken duvarlar benden kaçışır

Gün yine ağırır ,her saat içime dünün ağırdığı gibi

O gündür hergünüm,dünüm

Ben dünlerdir sarhoşum..

Yanıtlama zamanı:

Kör noktalar vardır her aşkta

İnsan doğar ölmez o suçla

Orada o küçük çocukla kalan

Ağlar hayatın sonsuzluğuna

Kim tutar ki elini bir daha

İçini kanatan bir rüya olur bu yara

Bir masalın sonunda ölüme aşkını anlatan bir kadın olur bu defa

Hiç konuşmaz bazen gül susar

Yaprak titrer acıyla düş yanar

Orada, o güzel uykuda, hüzün,

Büyür büyünün sonsuzluğuna

Kim tutar ki elini bir daha

İçini kanatan bir rüya olur bu yara

Bir masalın sonunda ölüme aşkını anlatan bir kadın olur bu defa...

küçük İskender...

Yanıtlama zamanı:

yok oldu zaman, gitti çantasını toplayıp annesinin evine. bir çay demledim kendime, şişmansın demişti giderken yelkovan, "şişmansın" diye yinelemişti akrep. evet şişmandım ve her zayıflamak istediğimde önüme çıkıyordu çikolata soslu kurabiye. yolda önümü kesiyor ve kalçasından bir parça ısırmam için yalvarıyordu. herkesin içinde, kimseden utanmadan yapıyordu bunu ve benim yüzüm kızarırken üstüme dökülüyordu limonata.

Yanıtlama zamanı:

Her acı bir öncekine bir yama daha yapıyor adeta.

 

Ve hiç bir terzi kendi söküğünü dikemiyor.

 

Elimde iğne iplik çaresizce bakıyorum

 

Kalbimdeki deliklere...

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...