Soprano Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Sonra fark ettim ki; su akıyor,rüzgar esiyor,yağmur yağıyor... Her şey yine ve aynı şekilde oluyor... Öyle bir yere geldim ki; Sıcak ve soğuk, aşk ve nefret,savaş ve barış... Üşümek ve sonra ısınmak gibi... Gitsem ayrılık olur kalsam çöl... Gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenlerde özler... Ama anladım ki; özlemden kimse ölmüyor, Ama ben ölüyorum... Nefes alıyorum,önemsiyorum ve gitmek istiyorum... Anladım ki hasret yeni bir aşka kadar sürüyor... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
duad Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Hiç çıkamayacak gibi 4 duvar arasında tıkanmış dışarda olduğunu sandığın her vakit yine kandırıldım demene sebep ağrı çekmeye sebep sinirler gibi keşke olmasa dediğin ama olmazsa olmazın o her daim yaşadığın sürmenaj tedavin ise devrim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 kelimeler çıkmak istiyorum içimden... olmuyor... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2009 Gece, Senine boyuna uzanmışım Sen revan içinde yatıyorum Her katil suç mahaline dönermiş . Neredesin? 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KARA--- Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 17, 2009 Şişeler var dolu. Dolu dolu dolu İçleri boşalıyor miğdeme miğdeme. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Demian Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 18, 2009 Akan Kan Ne çok Ölü Düşün var senin Kırık Dökük Gerçeklerin üşüşünce düşüncene Ne çok Canlı Acın var senin. Bölük pörçük Gerçeklerin inince içine Ne çok Katı Kanin var senin. Ne çok Diri Ölün var senin. Param parça Yasamin bastırınca bakışına Ne çok Akan Kanin var senin. Ne çok Yiten Anın var senin. Delik deşik Yasamın ulaşınca durağına Ne çok Biten anın var senin. Ne çok Halin Var senin… 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 sokakta yolunu kaybetmiş bir rüzgar, ardımdan sesleniyorlar adımı. kaç rasko, bulutlar ispiyonluyorlar seni... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cloud_above_myhead Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 25, 2009 Önü uçurum yolu yitik bakış açısı farklı bu adamın, Görünüşüyse alabildiğine bitik.. Bir kahve falı baktırdım Gördüm arkadaş çekiştiren bir sanık saatim kaybetti zamanını tak ve tik... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
UsagiNarciss Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 26, 2009 sonra vampır bı anda fark ett,buraya aıt deıldı...hep bı hanımefendı gb davranıordu ama bu ıstedıı lord deıldı...cogu gece kurtadamına donmeyı dusundu ama o artk baska bı yere aıttı...mumlaruını teker teker kırdı cunku dururlarsa kendıne hakım olamazdı.. sonra lordu kendıne bagladı ve butun bakırelerı teker tker avladı... dunya ustund bole bı kendını begenmıslık yoktu ama ona bosuna cissy demıorlardı... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
eisenheim Yanıtlama zamanı: Haziran 27, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 27, 2009 Her sabah aynıdır. O acımasız gerçek, hayatın kalın ve yüksek duvarları, sarmıştır etrafını. Nefes aldığını sanırsın hiçbir şeyin farkına varmadan. Oysa sadece oksijendir vücuduna girip çıkan. Nefes almanın anlamı bu değildir, bilirsin. Ancak ne engelleyebileceğin ne de değiştirebileceğin bir döngüdür bu. Kahven sütlü ve az şekerli, kahvaltınsa iki dilim ekmekten ibarettir. Her gün aynıdır. İşe giderken gördüğün evler ve geçtiğin sokaklar hayatının demirbaşlarıdır artık. Her sabah muhakkak gördüğün sokak köpeğinin başını yine okşamazsın. Üstüne üstlük için de sızlamaz. Köpeğin başı daha önce okşanmamıştır. Yani sen okşasan da okşamasan da fark etmez. Köpeğin kaybedeceği bir şey yoktur. Ama sen, seni insan yapan sevginden, şefkatinden her sabah bir parça daha kaybedersin. Senin için günleri farklı kılan tek şey hava durumudur. Eğer hava yağmurluysa cebinden bir de yol parası çıkacaktır. Uzun süredir yağmurda yürümemiş olmanın sana neler kaybettirdiğini düşünmezsin. Farkında değilsindir belki; ancak yağmur damlalarının yere düşüşü, büyük bir hasretin sona ermesini andırır. Toprak yağmur damlalarını kucaklar, yağmur damlaları bu büyük kavuşmada birer gözyaşı olur çağlar. Sense saçının ıslanmasından korktuğun için her gün, yağmur yağmasın diye dua edersin. Yaşamının bir bölümünde hayatının büyük bir bölümünü kapsayan, “Onlarsız yapamam.” dediğin kitapların artık yoktur hayatında. Eskiden çok sevdiğin o hamur kokusu, burun tüylerini gıdıklamayalı kaç yıl oldu bilmezsin. Sayfaları çevirirken çıkan sesin içinde yarattığı ritme hasretsindir ama bunu kendine söylemeye yüzün yoktur. Yüzünü uzun süre önce duvarlara astığın hayallerinde bıraktığının farkındasındır. Küçük bir çocukken gerçekleştireceğine gönülden inandığın hayallerinin her birini, bir bir unutmuşsundur. Günlük debelenmenin, koşuşturmanın seni yuttuğunun bilincindesindir. Ama bir türlü “Kayboldum. Bu ben değilim.” diyemezsin. Bunca yanlışa rağmen bir dayanak ararsın kayboluşuna. “Geçim derdi, yaşam sıkıntısı.” dersin. Ne sen inanırsın söylediklerine ne de diğerleri. Mazeretlere saklarsın hayatının kaybolan gerçeklerini. Kendinden ümidi kesmiş monotonluğun tek çıkış noktasına, ölüme, ulaşmayı beklersin. Hayat ertelenemeyecek kadar kısa, yenilenemeyecek kadar tekrarsız ve yüz çevrilemeyecek kadar güzeldir. İnsanlar doğduklarında masum ve korumasızdır. Başkalarının yardımı olmadan başını dahi kaldıramayan, muhtaç ve masum bebek sendin. Hayatından vazgeçmiş, hayallerini ertelemiş düşkün de sensin. Hayatın silahları olduğu doğru ve herkes namlu ucunda. Ama mesele sadece yaşamak değil, sayılı senelik ömrü hayat yapabilmek. Yılmadan, yıkılmadan, hayatın peşinden koşarak yaşayabilmek… Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Haziran 29, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 29, 2009 (düzenlendi) Kimsenin anlayamayacağı şeyler yazdım dün gece, En kararmış,en çürümüş bulutun altına gittim, Şiirsel bir yıldırımın yalnızlığımın, insanlardan ayrılışımın, sevdiğimin teninin yalansal bedenselliğine düşmesini istedim.. Dün Gece... Dün gece kimsenin bile anlayamacağı şeyler yazdım, Evet dün gece yazdım... başka bir çıplaklığın dudaklarında ıslanırken, Başka bir dişiselliği koklayarak terledim dün gece... Bütün bunları yaptım.. Evet.Tam da Dün geceydi. Haziran 29, 2009 Geceyuruyen tarafından düzenlendi Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
gizemystery Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2009 Sana o kadar kızıyorum ki.. O kadar üzdün,o kadar yaraladın ki beni. Özür dilemezsin biliyorum (zaten onu beklemiyorum da senden)ama kırdığın kalbi düzeltmeye çalışmak sana neden zor geliyor? Sinirlenmeye,küfretmeye,saygısızlığa başlamak daha kolay geliyor öyle değil mi? Kafamı dinlemek istedim,inan hiçbirşey yapmayacağım.Ne mesaj atmak ne de aramak. Ne halin varsa gör.. Tekrar konuşma vakti geldiğinde anlaşılacak herşey.. Keske biraz daha sinirlerini bastırabilsen.. Keşke,ama nerdeee? 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
gizemystery Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2009 İşte yine bir sorunu aştık değil mi?Zor muymuş peki?Anlaştığımız konularda dikkat edeceğini düşünüyorum.Sen yok musun sen..Adamı katil edebilecek kadaar delirtirsin sonra da düzeltirsin..Her iki taraf da aşırı sinirli ve kıskanç olunca böyle oluyor işte..ah ah ne yapacağım ben seninle Acısıyla,tatlısıyla sevmek ve sevilmek çok güzel birşey be Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 artık dmir almak günü geldiyse limandan der bir şarkı. dışarıda kör olasıca bir soğuk var, sokağa çıkmam gerek. sanki bir zamanın sonundayım... zaman bitiyor, ben olduğum yerde eskimeyi bekliyorum... hoşçakal... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 geçmişin sayfalarını karıştırdım biraz önce.. yazılar silinmeye yüz tutmuş.. ve henüz tozlanmaya yeni başlamış sayfalar hepsi birbirine girmiş geçmiş gelecek yaşadığım an hepsi bir karmaşaya kurban gidiyor gibi... oturup okumak isterdim yaşamadan önce. bir intihar girişimiymiş bizimkisi. bile bile uçurumun kenarına gelmekmiş. okuyunca ne kadar daha saklayabileceğimi düşündüm içimdeki özlemi.. düşündüm daha ne kadar yaşamamış gibi sayabilirim geçmişi.. paranoyak olmuş düşüncelere sığdırmaya çalışıyorum hayatımı.. patlaklar veriyor bazı yerlerden.. bocalıyorum bazen sonra toparlıyorum öyle gösteriyorum öyleymiş gibi davranıyorum saklıyorum kendimden bile gerçekleri zamanın en iiyi öğrettiği şeyi yapıyorum işte.. gidişini unutmaya çalışıyorum acıları unutmaya çalışıyorum. fakat mutluluklarda gidiyor sen gidiyorsun sonra dünya kararıyor güneş doğarken umutluymuş gibi başlıyorum yeni bir sahne kuruyorum aslında bir önceki günden hiç bir farkı olmayan farklı hareketler yapıyorum farklı mekanlar farklı insanlar. farkeder mi içimdeki ben yok olmadıkça, etmez değil mi biliyoruz aslında ikimizde biz bile bile uçurumun kenarına bıraktığımızı ruhumuzu.. askıda kaldı düşüncelerim bir adım ileri bir adım geri hep aynı nokta. mekanlar, kişiler olaylar farklı içim hep aynı.. aynı acıyla gidiyor günler aynı umutsuzlukla geçiyor saniyeler sanki hep bir umut varmış gibi..bu hayatı yaşamaya değermiş gibi kandırarak geçiyor hep zaman... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Typhon Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 4, 2009 Birisi demiş ki "sayılı zaman çabuk geçer".Katılmıyorum sana, sayılı zaman geçmiyor be adam.Ne yapsam etsem geçmiyor, hele birde hergün aynı şeyleri yapıyorsan koca bir dağ oluyor,korku birikiyor.Üstüme gelirken bitmeyen geceler ben nasıl çabuk geçer diyeyim? Yok harbiden geçmiyor bu sayılı zaman,ben geçiremiyorum belkide terslik bende ama düzeltmenin yolunuda bilmiyorum.Zaman büyüyor gözümde,odamı kaplıyor gün geçtikçe ve karşı koyamıyorum.Zaman bitmek bilmiyor,hani yola çıkılır ya sonu neresi bilinmeden aynen öyle.Ey zaman durduramıyorum seni ve sen çabuk geçmiyorsun.Evet.. Sayılı zaman çabuk geçmiyor... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2009 hayat bir karalamadan ibater aslında, silemediğimiz, silmek için her türlü oyunu oynadığımız ama hiçbir b.k yapamadığımız bir karalama. şimdi bu satırların yazarı, bu karalama defterinin bir bölümünü daha bitiriyor. Ne yapalım, her bölüm, içinde acıları bırakarak, yüreğinde her daim sızılar oluşturarak gidiyor. hadi bakalım, yeni bir karalama sayfası açalım. bakalım neler karalanacak bundan sonra... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 5, 2009 umut biriktirdim kumbaramda hepsini çaldılar korkular oldu kimi zaman eriyip buhar oldular biraz mutluluk vardı üzüntü geldi kumbaram kırıldı sonra yok oldu her şey sen ben o herkes herşey Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 kıyıda köşede farkedilmeyi bekleyen bir insansın neticede, üstüne bassam böcek, göğsüme bassam ölecek konuşsam koca bir yalansın neticede... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 sana da bu yakışırdı sokak ortasında öylece, adını gömerek asfalta yapış yapış bir kaldırım taşına dönüşmek... adına büyümek diyorlar bu sefilliğin; üzülme ! tabiat affedecek seni kızım... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2009 özgür müsvedde mürekkebinin samani çapraz koşuları - 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 beni böylece burada bırak... karmaşanın ortasında, koşuşturan insanlarda, bir adım öteye gitmenin derdinde ve üzerine basa basa yalnızlığın, kalabalıkta sokakta bu şehirde bu ülkede işte tam burada böylece bırak... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 Kendinden kaçarken o telaşla çarptığın ayna bendim. Sırıı dökülmüş,zamana direnen. Yere düştüm. Tuz buz olmadım ama.Gövdemde derin çizikler bıraktı bu düşüş. Biri yalnızlığa,biri sana,biri karanlığa biri de bana... ait. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 geride birkaç ceset bırakarak elimi sana buluyorum elimi sende buluyorum... tüm haberler senden bahsediyor. ve radyoda bir pazar senfonisi ağır aksak... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
OMAREJDER Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 10, 2009 kapansın el kapıları bir daha açılmasın yok edın ınsanın ınsana kullugunu yasamak tek ve hur yasamak kardesce bir orman gıbı bu cagrı bızım bu davet bizim buyuk usta NAZIM HİKMET ran Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.