boggyhillocks Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Yaralarım .. Oluk oluk kanıyorlar şimdi .. Yüreğimin verdiği sonsuzluk kadar büyük aci .. Ve hesaba bile katmak istemediğim sonsuz özlemimle birlikte .. Öylesiye bir şey bu .. Özlüyorum sadece Ruhumu.. Dağılan tüm parçalarımı.. Topla, topla toplayabildiğin yere kadar .. hep eksik bir şeyler olacağının ayırdında değil misin sahiden .. Yada kendini kandırmaya mı çalışıyorsun .. Bunu nasıl yapabilirsin söyle Yapamazsn Kandırmayacağın kadar büyükken yapamazsın .. bırak akışına biraz da özgür bırak .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Slaad Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 de gıtsın...ölünmüyor...tipime cınsıyetıme bakmadan cok dedım ben hıc de beklemedım duraksamadım..kımı hayır dedı kımı evet ..sorunun kendısı sorun kadar önemlı degıl yada tersi...bos gurur korkaklık vs ıle gelınmıyor bı yere...atlanacaksa sen atla kımse ıtmesın senı Güzin abla modunda atlamışsın hemen kata:)Ama teşekkür ederim,bilmeme rağmen kendime itiraf edemediğim şeyleri söylemişsin,ve eşşek gibi de biliyorum;haklısın.Korkunun eceli faydası ne dünya kurulmadan önce vardı,ne de sonrasında olacak... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fcuk the life Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2007 Vitrinde duran şarapları aldı ve boş olan odaya geçip ışıkları kapadı..Hoş onun için heryer karanlıktı..Sürekli insanları dinliyordu,anlamaya çalışıyordu..Kendi ağızlarından çıkan lafları bile duymayan bi yığın insan sürüsü arasında onları dinlemek ayrıcalıklı birşeydi onun gözünde..Belki de konuşmaktan korktuğu için sadece dinlemeyi seçmiş,kendi hislerini anlatmaktan vazgeçmişti..Ama emin olun duyabiliyor..Şarabı yudumladı..Kadehi titreyen eliyle ağzına götürürken hayatına şöyle bi baktı, nerede olduğuna,neleri kaçırdığına..Yapıcak birşeyinin olmadığı düşüncesi gözlerinde bi alevin parlamasına neden oluyor ve sigarasını yakıyordu..Dumanında kaybolup gitmişti..Ve bende sigaramı söndürüp, aynaya bakmaktan vazgeçiyorum... bir uyku iyi gelir sanırım..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Slaad Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2007 Evet,başarısızlık hoş oldu.Geldi,gitti,mutluluk verdi(demeyi çok isterdim)... Benim suçum değildi,değil mi?Fazla anlam yüklediğim kişinin,amiyane ve kaba tabirle ortalık malı olması.Benim suçum belki de auramın fazla geniş olması,herkes bakıyor yahu.Hem de aval aval.Bende karşılık veriyorum,benimkilerde aval aval.Çünkü hayatımda ilk defa bu kadar yoğun ilgiyle karşılaşıyorum.Matah bir adam değilim,yakışıklı eh belki.Herkes öylesin demesine rağmen ben bir türlü bu ibareyi kendime konduramıyorum.Ama burdan şunu anladık,süzgeçten geçirmeden bakışları,kalpten geçmeden tereyağı benzeri hareketlerde bulunup ergime geçirmeyecekmişiz ve asıl sorun benim etraftakilere olan ilgimden çok daha fazla bir şekilde etraftakilerin bana ilgi göstermesi.Umarım kaidem fezayı boylamaz:D:D Bir çocukluk arkadaşım beni gördü son günlerde."Sende bir değişiklik var"dedi üstüne basa basa.Bende pek farkına varamıyorum ne olduğunu,herkes aynı şeyi söylerken benim farkına varamam çok enteresan.Duyumsadığım tek şey,huzur ve huzura kavuşabilmiş olmanın verdiği mutluluk.Bundan gayri fazla bir şeyimde yok elimde.Ama yeter sanırım,hemde hayli hayli.En sonunda çocukluk arkadaşım bana döndü dün."Sendeki değişikliği buldum"dedi.Bende "Evet,kestirmiştim artık Emre yok Emine var" diye geyiğe vurunca,"2dk ciddi ol be adam,değişmeyecek tek şeyin bari değişebilecekmiş gibi yap ta ciddi ol" dedi."Eee neymiş değişim"diyince de "Özgüven gelmiş sana,tarif edemiyorum tam olarak,ama omuzların bile dikleşmiş" dedi.Bense kelimenin tam tabiriyle apışıp kaldım... Paylaşmak istedim,neden bilmiyorum.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2007 tum davetlerını gerı cevırıyorum...senden de kacıyorum..düşmanından da...bu davul bana çalıcak yuhalarınız arasından.... -------------------- en son ne zaman doyasıya ....,....,....,....,....,,....., mı hatırlamıorum...ıcımde hısterıkce bır aglama,azametlı bır öfke,huzurlu bır gulumseme yaratıp ;bu karısımla ıcımdeki ıyısı kötusu sevdıgım sevmedıgım olmus olmamıs ve bedenım dahıl 'herşeyimi' atese vermek ıstıyorum....kı gerıye ne atesın kendısı ne de külleri kalsın ...hiçlik denizinde bır kayıkta derın bı uykuya dalasım var...kusura bakma ama 'ol' demen 'canın sıkılmıs' olmasından baska bısey ıfade etmıyor benım ıcın...:)nankörce mı geldı????dur o zaman bir sey söyleyım...kirlenen sadece senin elin...bana gazabım deme sakın ödülünden gecmısım ben...varlıgını ınkar edemıyorum cunku varlıgımı ınkar edemıyorum... ps edıtledım...bir garıp dua..bencılce sade bana aıt olması gereken hiçlik ya da sevgı ıle size bırakılmıs varlık...iyiyim ya da kötü....vız gelır tırıs gıder... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ensiferum13 Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2007 kimsin sen? -devamlı aklında çizdiğin kişi..hayal ettiğin profil.. ben böyle birini hayal etmiyordum ama -hiçbir zaman aklında çizdiğin profile ulaşamazsın ki o senin ütopyandır.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jessica Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2007 bilmiorum kaç yaşındayım, daha doğrusu kaç yıldır burdayım...Ellerim,dilim,gözlerim ne işe yarar? Beklemeye alınmış biri gibi,sürekli aynı melodiyi duyuyorum.İçimde garip bir huzur var,adı belirsiz...Aslında hep yanımda,çağırmaya gerek olmadığına göre,ad koymaya ne hacet? Bilmiyorum,ne olucağını,ne yapıcağımı,neler yapacaklarını...Bekliyorum,öyle olduğum yerde..Burnumda o koku,yüzümde o gülümseme...Hani bakıyorumda bazen uzattan kendime,ellerim,dilim,gözlerim ne işe yarar?Kaç yaşındayım...Bekliyorum,fon da aynı melodi... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tkmelancholy Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2007 içine çektiğin ilk sigara dumanının gözünü yakması gibi hersey... sonsuza kadar sürecek gibi bu ince sızı... sen,ben en az bizim kadar aptal bi dünya insan... işte herşey rol.. çok kimsenin de söylediği gibi koca bir sahnedeyiz işte. bize verilen rolleri değil oynamak istediğimizi oynuyoruz çoğu zaman. kendimizi nasıl görmek istiyorsak öyle sunuyoruz seyircilere değil sahnedekilere.. oysa işte boş bütün koltuklar ve herkes kendi rolünün derdinde.. aynaya baktığında koca bir maske görmek ister mi insan? ben istiyorum... yalan olsun herşey. sahte... kimse göremesin taa içini gözlerimin. kimim bilmesin hiç kimse, bilenlerse sonsuza kadar unutsun beni.. akşam kokan bu şehir. işte onca yıllık hayalimin içindeyim. bu kocaman eski pencere, ışıklar, deniz...hatırlarsın sen, hep tam da burda aç susuz kalmak isterdim... ölsem kimsenin farkedemeyeceği kadar yalnız... anlayamadığını biliyorum...edepsiz konuşmalarım, çirkin gülümsemelerim, öpüşmelerim kadar cesur ve arsız olmayan bakışlarım var biliyorum... ama sahte öyle mi? işte tam da duymak istediğim şey.. hadi bağır, sahtesin, yalansın, bu sen olamazsın de.. gururumu oksuyor inan. çünkü pişman olduğum tek şey seni tüm gerçekliğimle, bütün yalanlardan uzak sevmiş olmak.. tek bir gizli yer bırakmamak sana karşı, istila edemediğin tek bir yer bırakmamak içimde ... kurtulmak istediklerim... beni onca yolu aşıp buralara kacıranlar..ucunda kıyısında senin parmaklarının, dudaklarının izini barındıranlar...sen kokanlar.. oysa öyle bir kokun vardı ki senin, tüm dünyayı saklar içinde...denizi, geceyi,sabahı...sana sarılıp ilk söylediğim şeydi 'kokun...' baska kadınların kokularıyla sarıldığında bile bana... işte burda, sen de barınmayan tek koku... aksam... hayır hayır bırak aksınlar... başka kadınlar tanıdık senin ellerine. ama bana yabancı ellerin. gözlerim bile yabancı bana. saçlarım boyalı, gözlerim boyalı, ama sözlerim bile boyalı... farklı mıyım şimdi kapılıp gittiğin o kırmızı boyalı gülüşlerden... kilitli bir sonsuzluğu özgür bıraksak, bırakmasak ne farkeder... yediye altılık bir sonsuzluk... güneşi gölgelere satan bir sonsuzluk... ne var başka elinde? bak yetmiyor artık... ah ahh.... çok çirkinim... yine yeşil, yine çekirdeksiz... ah bomboşum... 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moliere13 Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2007 Vermek . . Sonra, varlıklı bir adam konuştu: "Bize vermekten bahset." Ve o cevap verdi: "Sahip olduklarınızdan verdiğinizde, çok az şey vermiş olursunuz; Gerçek veriş, kendinizden vermektir. Çünkü sahip olduklarınız, yarın ihtiyacınız olabilir diye saklayıp koruduğunuz şeylerden ibaret değil mi? Ve yarın, kutsal şehre giden hacıları takip ederken, kemiklerini, iz bırakmayan kumlara gömen fazla uyanık bir köpeğe ne getirebilir? Ve ihtiyaç korkusu da, ihtiyaçtan başka birşey değil midir? Kuyunuz tamamen doluyken susuzluktan korkmak, tatmin olamayan bir susuzluk göstermez mi? Çok fazla şeye sahip olup, çok az verenler, bunu gösteriş isteyen gizli arzuları için yaparlar, ki bu da armağanlarını yararsız kılar. Ve bazıları vardır ki, çok az şeye sahiptirler ve hepsini verirler. Bunlar hayata ve hayatın definesine inananlardır, ve kasaları hiç boş kalmaz. Bazıları sevinçle verirler, bu sevinç onların ödülüdür. Bazıları ise ıstırap içinde verirler ve bu acı onların vaftizidir. Ve bazıları vardır ki, ne vermenin acısını hissederler, ne sevinç ararlar, ne de bir erdemlilik düşüncesi taşırlar; Onlar, şu vadideki mersin ağacının kokusunu salışı gibi verirler. Böyle kişilerin ellerinde Tanrı dile gelir ve onların gözlerinden Tanrı, dünyaya gülümser. İstendiği zaman vermek güzel bir davranış olabilir; fakat istenmeden, ihtiyacı hissederek vermek çok daha anlamlıdır. Ve cömert olan için, verecek kimseyi aramak, veriş olayından daha fazla sevinç getirir. Vermekten alıkoyacağınız herhangi bir şey olabilir mi? Sahip olduğunuz her şey bir gün verilecektir. Öyleyse şimdi verin ve vermenin hazzını mirasçılarınız değil siz yaşayın.. Çoğunlukla şöyle dersiniz: 'Vereceğim, ama hak edeni bulabilirsem.' Ne koruluktaki meyve ağaçları böyle düşünür, ne de çayırdaki sürüler. Onlar, saklandığında çürüyecek olanı, yaşayabilsin diye verirler. Herhalde kendisine günler ve geceler verilmesini hak eden bir kişi, sizden gelebilecek şeyleri de hak eder. Ve hayat okyanusundan içmeye hak kazanmış bir insan, sizin küçük ırmağınızdan da bir bardak su alabilir. Faydasından öte, kabul etmenin gerektirdiği cesaretten ve güvenden daha büyük bir değer var mıdır? Ve siz kim oluyorsunuz da, onların göğuslerini yırtarak gururlarını korunmasızca ortaya seriyor, sonra da onların değerlerini örtüsüz ve gururlarını utanmasız olarak değerlendiriyorsunuz? Önce kendinizi vermeye hak kazanmış ve verme olayında bir aracı olarak görün. Çünkü gerçekte herşeyi veren hayattır ve siz kendinizi bir verici olarak belirlediğinizde, sadece bir tanık olduğunuzu unutuyorsunuz. Ve siz alıcılar, ki hepiniz bu gruba dahilsiniz,ne kendinize ne de size verene bir boyunduruk yüklememek için, hiç bir minnet hissi taşımayın. Bunun yerine, armağanları kanat yaparak, verenle beraber yükselin; Çünkü borcunuzu gereğinden fazla abartmak, annesi özgür yürekli dünya, babası evren olan cömertlik olgusundan şüphe etmek demektir..." 3 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fortuneteller Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2007 Yazinca bildigimiz, konusurken,okurken bildigimiz, hatta ogrenirken ve ogretirken bildigimiz bu basit bilgelik yasarken en cok unuttugumuz sey oluyordu. Belki korktugumuz icin, belki bunun emek istedigini bildigimiz icin ve biz artik para kazanirken, yasamaya calisirken cok yoruldugumuz icin bunu bilmeye korkuyor,bu yasanmayan duygular, bu yasatilmayan duygular, bunca dolu dolu yasadigimizi sandigimiz yasam icinde bizi mutsuzlukla, ne aradigimizi bilmememizlikle karsi karsiya birakiyordu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 19, 2007 yalanlara ve hayallere deger verıorum sanırım...gerceklıgın kendısı gulumsetıyor sadece..espırının gırgırın en yakısıksız alacagı konularda dış dunyaya ifade edemesem bile kafamda patlatıyorum kahkahaları..ya gerçeklık zamanında benı cok pis vurdu artık kale almıyorum ya da vurucagı zaman gelmedi henüz...-tanrı kendini yok etseydi? -isabet olurdu!....ben de yok oluyormusum madem hiç yasını tutamam... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tkmelancholy Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2007 ah benim küçük çekirdeksiz ama biberli yeşil zeytinim... senin de gözlerin şişti uykusuzluktan.. hadi kalk bak güneş selamlıyor bizi son kez... kalk hadi vızılda son kez...hadi bak seviyorum artık sesini.. bu akvaryumdan duyabildiğim tek ses o... kalk lütfen kalk... ölme lütfen. lütfen senin kanın olmasın cama yapışan... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2007 caddelerde onlarca insan adım attıgım heryerde birileri hatır soran arkadaşlar seninle vakit geçirmek isteyen insanlar...yanlız değilim görünüşte..çok sevenim varmış ama anlayanım yok insan çığlıkların içinde insanların arasında yanlız kalabilirmi? ben kalıyorum...soyut bir maske taktım yüzüme hiçkimse göremiyor benliğimi .onların gördükleri sadece maskem.Ben göstermek istemediğim içinmi göremiyorlar yoksa maskeyi çıkarmayı bilmedikleri içinmi ? Bana sorsalar görmeyi bilmedikleri için derim onlara sorsalar izin vermediği için derler...Herkes anladıgını söyler bişeyleri.. fakat hiçbiri çözemez 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2007 Then with the morning comes The sun that finds them all so divides the night and they die And with the morning sun A lonely teardrop falls down from my eye and I die the homecomıng/lake of tears ... senın ıcın dınlıorum ...sabah gunesı geldı crucum melankolı yaptı..:D:D:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2007 güzel sözleri varmış A lonely teardrop falls down from my eye and I die tanrım sana geliyorum:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2007 ardımızda martıların çığlıkları kalıyordu.o trene hiç binmemeliydin.o vapurdan hiç inmemeliydik.bir ses bin sesizliğe bırakıyordu yerini..sessizliğini uyutmuştun hani..gözlerime yaşın düştü..her tarafa ceset kokusu sindi..bi atom bombası patlatırdın ve yine gülümserdim..kaç kişi soykırımına uğradı..bak yine sabah kokuyo gözlerin..gör yine... yine geceye sevdalısın.. lütfen mezarlıklarımda terbiyesizlik etme de sessizce dur...izsizce..hissizce.. elveda..................... 3 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2007 x.................................sessizlik,hüzün xx...............................ses,aynı ya da ayrı xxx.............................mırıltı,gülümseme xxxx...........................fısıltı,tehlike xxxxx.........................gürültü,kopukluk xxxxxx.......................boğuk,umarsız,yalnız Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2007 Kahretsin yine yazamıyorum!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2007 :rofl:az önce kagıda bısey karalıodum..ortaya cıkanlar.. bir tık.. iki tık. üç tık hop..düştün... bir tık. iki tık.. üç tık hıh..gelmedin.. **** ıkı yalnız bir gecide vardı biri ilerledi digeri dinlendi **** yapay hasatları topladı o sabahında eline bi 0 çektiler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 23, 2007 Delilik kanıma sızıyor Her adımımda biraz daha Yokoluşum hızlanıyor Vurdumduymazlığım arttıkça hissetmiyorum Yağmuru rüzgarı Aynalar çatlıyor şiddetimden Gökler kuduruyor Güneşi göremiyorum Artık gece bile yok... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 ve bir cıglık koparsa, sıgara kokan parmaklarım, bulanan midem, kararan gözlerim, tüm bedenım kısaca.... kalın köklerini sarsacak kadar yaşamın, şiddetli ve umarsızca... suskunluğum merhametimdir... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 "Kibrim kederimden!!!"bağırdım geceye. Bin küfür savurdum sonra. Günahlarımı aradım, Karanlık caddelerde Yalnızlığı bulabildim, Yalnız başınaydı o da "Hava serince."dedi."Neden almadın üstüne ceketini?" Gözlerinin içine baktığımdaysa herşey çoktan bitmişti... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 yüzsüz ruhlar cevremızdeydı ve o da silikleşiyordu yavaşca.. yok oluşuna inat, nefretle tükürdüm yere -------------------- :)yine bir salaklık örnegı...3.sahısları karıstırdım:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 Damlarken kırmızı şaraplar dudaklarından tenine Şehvetle baktı bana irileşmiş gözleriyle Kehanetin nedir dedim rahibe "Ah,akıl Devran döner. Bir abdal, Viran eder." Metruk kapıyı kapattı gıcırtıyla ve yitip gitti uzun koridorda... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2007 'tak'... sustum... -------------------- bir tesellı verebilirdim,vermeliydim belkı de.. öyle keskin çektiler ki hatlarını hayatın, hafif bir esnekliği taviz vermiyorlar bana.. yaprak dökümü yaşanıyor dallarımızda yalnız girilecek yine bir kara kışa... oysa sadece görünürde değisir gercekler.. geceleri ugurlarken dostlarınla sabahında, aynada sadece sen sayısız sabahlarda yine sen sen..ben..o ayrı aynalarda aynı sabahlarda ne siz..ne biz..ne onlar.... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.