Typhon Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Şimdi buradayım ne olduğunu bilmiyorum,ilgi beklemiyorum zaten doğru olanı doğru insanlar yaptı.Buradan o diğer insanlara sesleniyorum belki de üzülüyorum ama içime atıyorum bugün benim günüm acıya ve kedere yer yok çünkü bugün benim günüm.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dark death Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Aynanın karşısına geçiyorum..kocaman tişörtümden görünen boynum çok öpülesi geliyor,öpemiyorum.sahi sadece dudaklarımı öpebiliyorum aynada.gülümsüyorum kendime ve saçma düşüncelerime ve saplantılarıma ve olacaklara,olmayacaklara;tebessümüm acılaşıyor,yaşanmamışlıklar uğruna..betona basmaktan kızarmış topuklarımı seyrediyorum.canım kiraz çekiyor.aşeriyorum deyip karnıma dokunuyorum,sanki çok fazla düşünsem bir bebek yaratabilecekmiş gibi orda.acı tebessümüm yapmacık bir şefkatli anne gülümseyişine dönüşüyor.ağzımda acı bir tat var.bir dergide beyin tümörünün belirtilerinden olduğunu duymuştum,geçmeyen acı tadın.şüpheleniyorum..sahi,beynimdeki olası bir tümör cazip geliyor,şimdiden bir parçammış gibi hissediyorum.kendimi yatağa bırakıyorum.sabun kokan yastığa sarılıyorum.uzun,upuzun,rüyasız bir uyku diliyorum.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 demek gidiyorsun ha! ilk duyduğumdan beri severim bu repliği, ilk kulaklarıma dolduğundan beri hep hüznü anlatır bana. istanbulda kış, ankara kadar olmasa da hüzünlüdür! demek gidiyorsun ha! şimdi bu sözcüğü duymak ne acayip geliyor değil mi? - demek gidiyorsun ha! - evet gidiyorum! - hoşçakal o vakit! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Sana ait olan yanım yüzyıllar sürecek sandığım uykusundan uyandı. Bu masalda mutlu son yok, o vakit zehirli elmayı ısırma vakti gelmiştir prensesin. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
west Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 28, 2009 Sözümü tamamladım Bu illet insanı şairde yapar ! İçim içime sığmıyor her merhaba deyişinde, Bir yağmur damlası düşüyor yüreğime, Filizleniyor,çiçek açıyor kalbim, Sevgiyi hissediyorum yavaş yavaş,sayende. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2009 Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Ağustos 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 5, 2009 Son yağrağıydı ağacın yere düşen Artık ne bir yaprağı kalmıştı nede ümitleri Herşey bir bir yok olup giderken Son sevgi parçasıda seninle birlikte düştü Yavaş yavaş süzülerek Can yakarak Oysa bahar havası vardı Herşey harika görünüyordu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
the_silent_enigma Yanıtlama zamanı: Ağustos 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 5, 2009 ne çok şey karalamak isterdim ama hepsini yutuyorum birer birer... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Ağustos 13, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 13, 2009 zaman ki sana hasta, yürüdüğün yolların çetelesini tutuyor şimdi. gel; gözleri devrim gülüşlüm, yüreğine kızıldan bir parça çal da gel! gel; yüreği kızıl fularlım; gözlerime işle de gel! düşerken yollara karabasanın kan kokan bekçileri, sokakları zapt etme...ye çalışırken elleri olmayanlar, dikkatle bak sokağa, dudaklarına umudu koy, gözlerine sevgilini.... aç ellerini, gökyüzüne, birleşsin semayla yürekleriniz... gözleri isyan kokan sevgilim; zaman ki sana vurgun, gözleri kan kokar korkunun! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zaranca Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2009 ..Gözlerin hüzne fel-fecir okurken aşıklarınca silüetine methiyeler diziliyor .... Varmıyorsun güzelliğinin farkına. O vakit her ayna biraz daha uzak düşüyor sana . Yüreğine vurulduğum kirli yüzlü çocuk az daha silkelen Bu kadar acıyla yetinmiş olmazsın ki sen !!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
the_silent_enigma Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2009 Her aşka bir kırmızı ruj düşer... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 28, 2009 Tek kişilik sahne hayat dediğin Kalabalığın içersinde yalnız yürümek gibi Okyanusun ortasında fanustaki balık gibi En ihtiyacın olduğu bir zamanda dışlanıp Sessizce ağlamak gibi.. Dostlarının bir toz bulutu olduğunu anladığında Duvarlarla sırdaş olmak gibi... Issız bir şehrin kıyısında saklanıp Ve hayatının sonlandığı bir noktada Hepimiz yalnızız aslında Kabirdeki ceset gibi... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aragon Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2009 Kacmak istersin hayattan.tek basina yasamak karanLikLarda.yapamazsin.birakmazLar pesini.ønLar køvaLadikca sen kacarsin.nereye øLdugunu biLmeden.bir gùn kazanicam diye inad edersin.kazanamazsin.sønunda yeniLir; hayatLar icinden hayat secersin.sebebsizce ya$arsin õLmek isterken deLice.KussaM kaç intihar çıkar içimden KeSSeM kaç anlayamadıklarınız akar bileklerimden... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 30, 2009 Bütün özneleri eksiliyor ruhumun Ne sen varsın artık Ne o Ne ben eski benim... Her zafer bir yenilgidir aslında Güveniyorsun,bağlanıyorsun ve eksiliyorsun... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jessica Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2009 Tırnak içinde Yalnızlık..Serin bir akşamüstü, yine odamdaydın. Seni görünce dayanamadım,soyundum.Bırakıverdim kendimi olabildiğince sana. Korkmuyordum artık hiç birşeyden güvendeydim. En çok huzur bulduğum yerde,seninleydim.Soğuktun üşüyordum belki biraz ama, yavaş yavaş ısınmanı bekledim. Kalbinin atmayışına aldırış etmedim, bedenini bedenimle birleştirdim.Sarılmanı istedim, saçlarımı okşamanı... Ancak sana söyleyemedim,kollarının olmayışına üzülmeni istemedim.Benim sana duyduğum kadar senin de bana ihtiyaç duyduğun ortadaydı, yoksa neden her geri döndüğümde orda olasın ki? Öyle savunmasızsın ki, tek bir hamlemle darmadağın olabiliyorsun. Geceler boyu benimlesin,yanımdan ayrılmıyorsun. Ben kalkıp gitsem bile sen olduğun yerde beni bekliyorsun. Bana duyduğun bağlılığı hastalıklı bulmuyor değilim ama bundan o kadar hoşlanıyorum ki, kendimi sana vermekten kendimi alamıyorum.Bu akşam bu şeyleri sana anlatırken, her zaman ki gibi sustun.Konuşamazsın biliyorum, ama yine de... Neyse boşvermeliyim. Paylaştığımız tek şey yalnız geceler ve benden beklediğin başka birşey yok zaten... Gece gelirim ve sabah giderim. İşte ben böyleyim.Sen tam kendini topladığın anda gelir, bir gecede seni altüst ederim. Sanırım ben sandığımdan da kötü biriyim...Annem de senin hakkında endişeli. Ben olmadığım zamanlarda onun senin yanında olduğunu bilmek içimi rahatlatıyordu ama dün senin hakkında konuştuk biraz. " Nereye kadar devam edecek böyle" dedi. "Bilmiyorum" dedim, iyiye gittiğimi söyledim. Beni umursamadığını söyledi, tamamen seninle ilgileniyordu.Bende "Toparlanıcak anne, düzelicek" dedim. Küfürü bastı. "Her zaman bunu yapıyorsun. O yatağın ağzına sıçıp sıçıp gidiyorsun ve her seferinde daha da dağıtıyorsun onu. Hizmetçin değilim ben senin! Ne zaman kendi götünü toplamayı öğreneceksin sen!" dedi durdu. Üzülmüş o da belli ki... Anlamıyor ki ilişkimizi. Üzerini kapamak istemiyorum senin sadece o saçma örtülerle, sen de hergece onlardan kurtulmak için beklemiyor musun aslında? Bugün de toparlayamacağım seni. Sana tüm bunları yaşattığım için özür dilerim... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 olmuyor işte!... elime kalemi aldım ve yazalıcak o kadar şey varken hiçbir bok olmuyor. hiçbir şey yazılmıyor. yazılanlar bir boka benzemiyor... arada hep böyle oluyor aslında... elime kalemi alıp bir şeyler karalamak geliyor içimden ama bir kaç hiçbir şey yazamadan duruyorum. neden oluyor bilmiyorum... oooffffffffffffffffff.................. uyumak istiyor uyuyamıyor, yazı yazmak istiyor yazamıyorum... şarhoşum... içtiğimi saymıyorum... ne içtiğime bakmıyorum... içiyorum... gözlerimden gelen yaşlara bakmıyorum... odamı toparlamaya başladım. taşınmak için ilk adım atıldı. kitaplar kolileniyor, filmler, müzik cd'leri, yazı notları, defterler, taslaklar...her şey kolileniyor... en son içmelerimden biri bu evde... insanlar yaşadıkları evlere benzerler biraz. bilirsiniz aslında, evler de içindeki insanlara benzer... karakterleri, yaşayış biçimlerine göre şekil alırlar... on yılı geçti bu evde olalı, bu duvarlara bakalı... aslında basit bir işlem gibi gözüküyor değil mi! toplayacaksın, taşınacaksın, gideceğin evde açacak, dizecek ve orada oturacaksın... yok be! olmuyor öyle! hayatımın son on yıldan fazla bir süresine tanık olmuş, kavgalarıma, ağlamalarıma, sevmelerime, gülmelerime... bil-cümle hayatıma tanık olan bir yerden ayrılmak o kadar da kolay olmuyor... o kadar şeye tanık olmuşlar ki bu duvarlar, kapılar, pencelereler... neyse... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PiaSassano Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 5, 2009 olmuyor işte!... elime kalemi aldım ve yazalıcak o kadar şey varken hiçbir bok olmuyor. hiçbir şey yazılmıyor. yazılanlar bir boka benzemiyor... arada hep böyle oluyor aslında... elime kalemi alıp bir şeyler karalamak geliyor içimden ama bir kaç hiçbir şey yazamadan duruyorum. neden oluyor bilmiyorum... oooffffffffffffffffff.................. uyumak istiyor uyuyamıyor, yazı yazmak istiyor yazamıyorum... şarhoşum... içtiğimi saymıyorum... ne içtiğime bakmıyorum... içiyorum... gözlerimden gelen yaşlara bakmıyorum... odamı toparlamaya başladım. taşınmak için ilk adım atıldı. kitaplar kolileniyor, filmler, müzik cd'leri, yazı notları, defterler, taslaklar...her şey kolileniyor... en son içmelerimden biri bu evde... insanlar yaşadıkları evlere benzerler biraz. bilirsiniz aslında, evler de içindeki insanlara benzer... karakterleri, yaşayış biçimlerine göre şekil alırlar... on yılı geçti bu evde olalı, bu duvarlara bakalı... aslında basit bir işlem gibi gözüküyor değil mi! toplayacaksın, taşınacaksın, gideceğin evde açacak, dizecek ve orada oturacaksın... yok be! olmuyor öyle! hayatımın son on yıldan fazla bir süresine tanık olmuş, kavgalarıma, ağlamalarıma, sevmelerime, gülmelerime... bil-cümle hayatıma tanık olan bir yerden ayrılmak o kadar da kolay olmuyor... o kadar şeye tanık olmuşlar ki bu duvarlar, kapılar, pencelereler... neyse... İnsan duvarları bile özlüyor. Bir kere daha gitmek istiyor bir zaman sonra. Hiçbir şey aynı olmayacağı halde... Bir an durmak istiyor öyle o evde yine. Sessizce, tek başına... Ama biliyor ki başka kavgalara, başka ağlayışlara ve başka sevişmelere ev sahipliği yapıyor odalar. Sonra uzun uzun aylar, günler geçiyor ve alışıyorsun yeni evine. Tıpkı ilişkiler gibi... İlişkiler de evler gibi. Hayat... Ne denir. İnşallah yenisinde çok çok güzel günlerin olacak. Buna inan... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2009 Başlamakla bırakmak arasındayım. Her şeyin yarım kaldığı, Kelimelerin havada uçuştuğu, Yalnızlıkla kalabalık arasındaki ince çizgide… Cümlelerim bir bir terk ediyor düşüncelerimi. Yaşananlar , yaşamak istediklerim… Derin bir karmaşa var gibi Karmaşanın bile farkına varamayacak kadar karmaşık. Yağan yağmur arındırmaya yetmeyecek sanki kirlenmiş ruhumu. Ne başı var ne sonu, Ortasından doğmuşum sanki bu hikayenin. Herkesden bir şeyler alırken ortada harmanlanmış hepsi Sonra katili olmuşum hepsinin. Yaşanan acılar yeni sıfatlar katmış tanımıma. Seninle sensizlik arasındayım, onunla onsuzluk… Yaşanan tüm güzel şeyler savaş açıyor gibi yeni acımasız cümlelere. Rüzgarın esip üşütmediği yerdeyim şimdi, Uyuşturucu etkisi yapıyor gibi anılarımı sessizce alıp götürüyor… Ortasındayım hayatımın, Bir adım ilerisi sessizlik , bir adım gerisi acı… Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2009 üzüntüler; içine bırakılırcasına terkedilmiş leş su bununla beraber içini kemiren arka plana yığılmanın en şiddetli korkusu belki biraz slow, belki yoğunluğu ağır belkide çok daha iron. yıllar geçer, aylar olur.. açarsın içine bakarsın bir; bakarsınki birikmenin en dolu hali rövaşta öldüğünde arkanda kalıcaklar misali.. kimse anlamaz söylediklerimi bir ben anlarım bir ben bilirim düşlerim o yüzden sade, bayağa sade aynı başa dönmek gibi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Benjamin Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2009 Zamanı bırak Nehirlerce aksın. Ayların yılların saati olsun yagmurdan sonra gökkuşagının altında gözlerim gözlerinin Kalbim ellerinin sıcaklıgında kalsın. Ve saatlerce dursun. Dünya kıskansın bizi Terk etsin Ben Hayatımı ben gönlümü Ben gözlerimi Sana mühürlemişim Aşk SENSİN ELİF'im SEN...... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2009 soluk bir güne başlıyor zaman,dışarı da hafiften bulutlar toplanmış, evin arka tarafından pazarcıların sesleri geliyor. normal insanların çoğu işte şu zamanda. benim normallikle aramda ki çizgiyi de sen bitirdin zaten. uzun mutlulukların sonu, uzun hasretlere, dayanılmaz ayrılıklara gebeymiş, öğrendim! dışarı da hafif bulutlu bir gün, gökyüzü yağmura gebe, istanbul selden muzdarip.... ya ben! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aragon Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2009 kendime herdefasında söz veriyorum birdaha kimseye değervermeyeceğim değerverdiklerim hiç değerlerini bilmiyorlar ben onlara değer verdikce onların gözünde küçülüyorum kendime engel olamıyorum elimde deyil herkez değerli benim için bu huyumdan vazgeçmeyi okadar isterdimki....... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emre_dzc Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 12, 2009 kutsal fahişeler ve sokak fahişeleri... prezervatifler aynı işlevi görüyorlar kutsal fahişelerin kafalarında ve sokak fahişelerinin vajinalarında'' Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Eylül 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 25, 2009 girdiğimiz bütün yolların aslında son olduğunu blmek ne kötü... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
the_silent_enigma Yanıtlama zamanı: Eylül 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 25, 2009 Bir kuş konar yele Masallarım biter... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.