optimist Yanıtlama zamanı: Haziran 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 5, 2010 Gecenin en utangaç zamanlarında kirpiklerinden düşerken utangaç bir palyaço, Saçlarının çıkardığı savaşta kurşun askerler gibi geriye çekiliyor bütün hatalar. Tenimi yakan her dokunuşunda biraz daha yarılıyor öfke saflarım. Kokunu içerken geceler boyu seni seyretme ibadetlerimde ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Haziran 5, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 5, 2010 hah geldik resmi olarak plale devrinin sonuna okul bitti eve döndüm artık çalışmak zamanıdır özgürlük zamanıdır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2010 ölçüler tartılar. doğrular yanlışlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cookie Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2010 Askerlik gibi bir hayat benimkisi, Hep bir bedel karşılığında aldığım nefesler, Sunulan ufak tebessümler, Bir şey de haybeden gelse, İyi ettiklerim hak yoluma girmez, Hak etmediklerim düşer yollarıma nedense... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 12, 2010 düşünmekten yoruluyorum. anlatamamaktan daha çok. cevabı verilmek üzere sorulmuş sorular tatmin etmiyor. ben.. nasıl. bir yol. veya rehberden daha fazlası. tam bir cevap. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Seneca Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2010 Ben; Bır sen bıraktım. Bundan sonrakı hayatında daha dıkkatlı,daha saglam ve gelecegı gorerek adımlar atabılmen ıcın. Bılıyorum. Hatalarım buyutmuyor benı. Benı ben yapmıyor. Olmadı. Ben sevemedım senı hakettıgın gıbı. Ugrastım,her yaptıgım ugrasımın sonucuydu. Sımdı daha ıyı anlıyorum. Sakın sakın oturup sadece bu mevzuya cozum aramak rahatlattı benı. Icımde cereyan edıp duran bu sevgı buhranından cekıp cıkardı. Sevgın; kadım olan,ınanamadıgım bır olgu olarak kaldı zıhnımde. Layıkı olamadıgımdan sanırım. Hep yucelttım senı ve her zaman bulunmaz bır adam olarak kazıdım zıhnıme. Sımdı bu dusuncelerımi yokluyorumda, kendımı ne kadar zorladgımı senı ve sevgını ne kadar abarttgmı goruyorum. Neredeyse ınanacaktım. Kapılıp gıdecektım oylesıne gelmıs,gelıp gecıcı ruzgarına. Sonrası benı nereye suruklerdı bılemem. Konusarak veda edemedım sana ıkı kelımeyı bır araya getıremıyorum. Bogazıma dugumlenıyor her acıklamak ısteyısımde.kendımı dusunurken yne senı dusunuyorum. ıncıtmeyen bır terkedıs olsun ıstıyorum. Onca arkadaslgnı,dostlugunu,yardımlarını,fedakarlıklarnı, bana sahıp cıkısını nasıl unutablrım. Kendimı ıyı hıssdyorum. Cogu zaman sevgını sorgulayıp bundan suphe duymus olsamda,bunu hıssetmıs olmak huzur verıyordu bana. Gercı olagan cabalarında bır ıse yaramıyordu. Sen oradaydın bense burada.. Sana cok kızdım..evet. Sana kızmıs olmam fayda etmıyor.. fakat ben yıne kendımı yıyıp bıtırıyorum. Hayatını mahvettım mı bılemem ama, hayatimı bu denlı gecıcı bır hevese heba ettıgm ıcın pısmanlık hıssı yasıyorum. Canım yanıyor,yorgunum,ıcımde derın bır bosluk var. Senın yoklugun degıl o boslugu yaratan., benım varlgım.Kendı ellerımle actım o derın cukuru. Ben yarattım. Gec olmadan, daha fazla benden yıtırmeden farkına vardım neysekı.. Sımdı onun telası var ıcımde.. Bınlerce tasarı yaptım ve uygulamaya koyuldum zaman kaybetmeden. Olumlu sonuclar verecek bılıyorum. Provasını yaptım. "Benı dusunme" dıyebılyorum. Cunku senı unutamam demıstın. Benı sevdıgını soylemıstın defalarca.Hatta daha ılerı gıdıp yalvarmıstın,agladgnı soylemıstın ne kadar duyamasamda.. Sımdı sen bu yazdıklarmı ne zaman gorupte okursun orasını kestıremyorum. Belkıde umrunda olmayacak. Benım ıcın degmeyecegnı soyleyıp, cısmıme daır hıcbr sey hatrlamak ıstemeyeceksın.. Senınle arkadas olmak zevklıydı. Belkı sevgılı olmakla aynı degerlendıremem ama sevglım olman, senı yakından tanıyıp kesfetmekte hos bır duyguydu. Kendıne dıkkat et tolga. Saglıklı beslen,cok sık hasta olmustun tekrarlanmaması ıcın bagısıklgnı guclendırecek besınler tuket hep, hıc eksık etme.. Senı tanımak her seye ragmen guzeldı. Hosca kal... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 19, 2010 gözlerini kapadığı her an zaten karanlığı bulabilecekken, ışıkta bile neden karanlık arar ki insan.. anlamıyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 ka -ra -la -ma Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 aslında düşsün, sancılı bir düşüşsün boş bardak damlayı tanımaz; ama dolusu taşıyamaz.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
persephone Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 üşeniyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Seneca Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 bana duyduğun sevgi yalanmış onu anladım.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Phorcys Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2010 'Büyü artık' ..! Sancılandım. En çok sesimde hissettim , gözlerimde hissettim. Yaşımın daha getirmediği bu 'büyüme' derimi , içimi yırta yırta başladı. Ben sana .. Utanıyorum bundan. .. çok yalvardım. Bu büyüme kemiklerimi kıra kıra ilerlerken , yanımda olman için çok haykırdım. Çatır çatır aktı gözlerimden hem de. O beynimin bile algılayamadığı 4 gece ben .. Yanlış büyüdüm. Derin yaralar bıraktı hem de.. Öğrenilmiş refleks oldu artık arada sırada akan gözyaşları. Acıyı çok anlattım. En somut hali ; 'Beni bacaklarımdan itibaren sarsmaya başlayan , vücuduma bi felç gibi yayılıp boğazımda toplanan, nefes aldırmayan , 2-3 dk içinde beni hayattan koparan şey'di belki. Ama bunu anlatamadım. Çok sessizdi. Kendimi sıkıp belki de beynim patlayana kadar tuttum nefesimi. Hatta bi ara hiç bırakamadım , gözlerim kararmaya başlayana kadar tuttum. Ama o dayanılmaz nefes alma isteği irademe karşı gelince yine olmadı. Kalbim ruhtan kaynaklanan değil de, nefes alamadığımdan dolayı yandı.. 'Sonunda' diyemedim , nihayete eremedim. Yine.. Hala o sarsıntıdan dolayı beyin donukluğu yaşayıp acıya odaklanıyorum.. Ama çok sessiz oluyor artık.. Yüzüm bile kızarmıyor , bu iyi. Görünür olarak gözlerime sürme gibi yerleşen kızarıklıklar kaldı o yalnız geçen 4 geceden sonra.. Bi arkadaşım sordu ' kırmızı mı çektin gözlerine ?' Soruyu 10 15 sn sonra algıladıktan sonra 'aah yoo şey, kahverengi o ..?!' Bana hiç sevmediğim bakışlarıyla baktı. .. Çok yanlış büyüdüm. Sana anlattım bunları , sen de her zamanki gibi 'msj atmıycam sana aramıcam sormucam benden uzak dur..' Bari araya virgül koysaydın , tek seferde okuyunca daha bi yıkıcı oluyor çünkü. Ben hala kalp krizi geçiremedim. Acaba bigün nasıl bi acı bunu yapıcak .. Ama iyi yapıcak . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 22, 2010 Ben ki üstat Ezelden beri Bir sana vurgun bir sana sevdalı Gerisi mi? Onlar seni unutmak için uydurulmuş kısa hikâyelerdi ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2010 173. kitabı kapattım sayfa 173. karakterimin 173 $ ı kalmış. grubun da 1730. ortaokul numaram 173 tü. karne geldi, not toplamım 173. resim indirdim,adı 173 müş. birinin sayfasına bakıyordum, 173 günlükmüş. bir haftadır bırakmadı peşimi 173. *** bilemiyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2010 millet de bi garip bi tafralar bi kaprisler falan noluyo ki sıcakmı ne? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Haziran 29, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 29, 2010 Tanrım; meleklerine sahip çıkmalısın. İnsan suretine bürünüp ihtiyar dünyamın topraklarında dolanıyorlar ve Âdem'in torunlarını kandırıyorlar 'aşk' dedikleri üç harfli büyü ile. Anlayamıyorum, neden böyle yapıyorlar? Ve anlamıyorum karşılarında kelimelerin kendini kiyafetsiz kılma çabalarını. Halbuki çok severdim kelimeleri de, melekleri de...//Dedde. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2010 ne kadar basir her şey gözünüzde. ne kadar ucuz. yüzeysel. iz bırakıyor anlamıyor musunuz? her şeyi hatırlayacaksın. peşini bırakmayacak. senin sorumluluğun. ve tüm yaptığınız bu mu? tanrım. zormuş. merhaba dünya. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2010 Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam şansı, beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevi bir şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden antikorlar oluşmuştu. Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve 'Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı' dedi. Kan nakli yapılırken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu.Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı, ama küçük çocuğun yüzü de giderek soluyordu... Gülümsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu : 'Hemen mi öleceğim ?' Ufaklık, doktoru yanlış anlamıştı, ablasına vücudundaki bütün kanı verip, öleceğini düşünüyordu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cookie Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 3, 2010 Girintiler niye vardır? Dünyanın bile yuvarlaklığı dokunuyorken canıma... Dümdüz olamamış, ne kendi ne üstünde barındırdıkları; aynı dünya aynı insan hep top yusyuvarlak. Oysa dümdüz olsaymış, şöyle elimi alnıma götürüp taa Afrika'da ki kardeşlerimi görebilseymişim, el sallasaymışım, arada bir parazit tabii olur, alıştık, derdim yoluma çıkana görüş mesafemi engelleyene: "Hey kardeş, çekil, ben Afrika'ya el sallıyordum sen uzun boyunla girdin aramıza, 2 dk geri çekil de selamlalaşalım" derdim... Ayak bastığımız yer yuvarlak, üstündeki yusyuvarlak, sözler yuvarlak, gözler yusyuvarlak... Kim yuvaladı beni şimdi bu yuvarlaklığa, hayrola... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Temmuz 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 6, 2010 "Yaşlı ve çirkin mandarin, karşılığını parayla ödeyeceği zevk gecesi için olağanüstü güzel ama taş kalpli bir fahişeye gitmiş. Sabaha karşı, yaşlı adamın uykuya dalmasını fırsat bilen genç kadın, soyguncu dostlarını çağırmış. Ne var ki mandarin, tilki uykusundan fırladığı gibi olanca gücüyle karşı koymaya, dövüşmeye başlamış. Haydutlar hem kalabalık, hem de işinin ehliymiş. Onu kolayca köşeye sıkıştırmışlar. Ancak ne kadar vururlarsa vursunlar, bu zayıf, çirkin bedende yara açılmadığını, can alıcı darbelerin iz bırakmadığını görmüşler. Bıçaklarını, kılıçlarını çekmişler ama en keskin bıçak, en acımasız kılıç bile mandarine hiçbir şey yapamıyormuş. Sonunda korkup kaçmışlar. Dövüşü izleyen kadın, yaşlı adamın mucizevi gücünden etkilenmiş, bir kez daha, bu sefer aşk adına sevişmek istemiş. Onu hayranlıkla, arzuyla, şefkatle okşamaya başlamış. Gel gelelim güzel kadının her dokunuşunda mandarinin bedeninde yeni bir yara beliriyormuş; dövüşün, darbelerin, bıçakların, kılıçların açtığı yaralarmış bunlar. İçten bir ilgi ve şefkat görene dek gizli kalmışlar. Sonunda mandarin kanlar içinde kadının kollarına yığılmış, ölmüş. " Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Siyah karlaR Yanıtlama zamanı: Temmuz 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 6, 2010 aha ne kadar anlamsız oldu bu khjnzxkjnzjknckj dimi (sebep aramaya gerek yok) çünkü bir anlam hücresi taşımıyorki ruhsal bütünlükte sevişsin :DDDD) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Temmuz 8, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 8, 2010 Dürüst olduğumu sanıyordum ama aslında düpedüz kaba ve acımasızdım. Onun bir orkide gibi eşsiz ve zarif duyarlılığını, keskin, soğuk bir orakla biçiyordum. Sevilmeye her şeyden çok gereksinimim varken, bana karşılık istenmeden sunulan bu umulmadık sevgiyi reddediyordum. Ele geçirdiğim her şey için savaşmış, yıpranmış, didinmiştim; hayatın bu sürpriz armağanının değerini bilemeyecek denli katılaşmıştım. Yüreğim nasır bağlamıştı. Onunla aramdaki dolambaçsız ilişkiyi zedelemiş, oyun oynamaya başlamıştım. Belki de en başından beri oynuyordum ama bunun bilincine ancak şu an varabilmiştim. Ne olursa olsun, bir şeyler yitip gitmiş, masumiyet bozulmuştu. O ana kadar birbirimizle aracısız konuşabiliyorduk; iki insanın çıplak, maskesiz, bir zırha ya da kalkana sığınmadan iletişim kurabilmesi, kutsal, mucizevi bir şeydi. Ortak bir geçmişe, birlikte var olma düşlerine dayanmayan bir ilişki, alabildiğine güçlü ama bir o kadar da kırılgandı. O zaman farkında değildim ve ne yazık ki farkına varmakta çok geç kalmıştım ama şimdi biliyorum artık: Ona aşık olmuştum. Oyunların ardına gizlenmem de bu yüzdendi. Aslı erdoğan.. Ben hiç oynayamadım.. Aşık olmadım mı yoksa ben hiç ?? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2010 "eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. altına saat:16.00 diye yazmıştın, ve 16.04'tü onu bulduğumda... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melenie Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2010 .......iç huzuruma kavuşmalıyım artık ...... bunu şimdi düşünmemeliyim -düşünmemeliyim . . . . -düşünmemeliyim . . . . .......................... . . . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jazzrail Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2010 Sadece uzuun uzun baktım onu görünce. Daha doğrusu, tek yapabildiğim bakmaktı ona gizlice. Kendimle konuşmam gerekti sessizce. Unuturum belki biraz içince. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.