PoLy Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2010 bu aralar kendimi çok düşündüm,düşündükçe acıdım, açıdıkça agladım, agladıkca ne kadar aciz,basit oldugumu farkettim. ve sonra düşünmeyi bıraktım daha sonra düşünmeden düşündüm. ve aslında hiç basit aciz yada baska bişi olmadıgımı farkettım. ben özel bi insanım,ben sevilen bi insanım, ben cekilmyen bi insanım, en önmlisi o kadar yaratık içinde ben bi insanım! ' dedim . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2010 keşke tüm yaşadıklarımı unutup yepyeni bir pencereden bakabilsem hayata. ne kadar çok şey bilirsen o kadar da mutsuzsun unutuveriyosun her şeyi eski sevgiliiyi şunu bunu unutuyosunda niye izi kalıyor ki garip şey şu hayat basit desen basit değil karmaşık desen karmaşık değil Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2010 Bu günlerde sessizlik fobim var İki dakika sessiz kalsam kendimi başka bir dünyada buluyorum Boş sokaklarda acı dolu çığlıkların duyulduğu bir dünya Her zamankinden daha çok takıyorum maskemi artık Hep gülüyorum her zaman kaçıyorum kendimden Kendim olmaya dair ne varsa unutmak geçiyor içimden Yine bir sessizlik arasındayım Kelimeler, binlercesi var etrafta Her birinin geçmişi sabıkalı Mutluluk için tehlikeli görülüyorlar Düşüncelerimi idama mahkum ettim yok olmaları gerek ben buradan göçmeden çirkinleşiyor her şey böyle olmamalıydı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Phorcys Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 9, 2010 Hiç umursamamış gibi başladım bugüne. Uyandığımda yalnızlığı düşünmeyerek geçirdim içimi.. Bir gün önceden istenmemenin sinyalini beynime kazıyarak uyudum gece. Sabah telefonun başını beklememiş gibi yaptım, her titrediğini sandığım anda da koştum.. Zaten hazırdım çaresizliğe ama yine de burkuluverdi yüreğim. Hatırlanmamanın acısı işledi yine içime her bugün gibi.. Astım yüzümü bekledim sonra.. Hiç bişeyi değiştirmedi bu, kapım kapalı olduğu sürece görünmezdim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
chesterfield Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2010 Aynı okyanusun farklı kentleriydik Uzaktı birbirine düşlerimiz Farklıydı mevsimlerimiz Uzanamazdı asla ellerimiz Kırılırdı...Sıcaklığında bir merminin Kar yağardı sokaklarımıza Filizlenen sevgiler kalbimizde donardı Yağmurlar dökülürdü bulutlardan Sel taşkını hüzünlerde boğulurduk Sevmeler yasaktı ikimize Çünkü farklı dünyalardaydık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Phorcys Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2010 Hesap gününü bekliyorum sabırla içime akıttıklarımı yüzlerine tükürebilmek için. Hiç acımadan salya sümük ne varsa çıkarıp püskürteceğim üstlerine başlarına. Arınmak için. İğrenç. Acıyla yoğurup karman çorman yaptığım yüreğimi alıp atacağım kafalarına. Gözlerimi çıkarıp vericem ellerine, gözyaşlarım biraz da onların avuçlarına aksın. Ölmek için. Yazık.. Havasızlıktan vs.den çürümüş ciğerlerimi bağışlayacağım onlara. Biraz da onlar boğulsun kendi dokularında, soludukları ateş biraz daha yaksın. İçlerini kokutmak için. Acınası.. İnim inim inlesinler , cefanın en delisini tam beyinlerinden yesinler. Şimdi kinden alayla gülümseyip büküyorum dudaklarımı. Kahkahalarla gülmek için. Komik. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2010 ...yaşam bir bir geziyorum ölümleri, gecenin bakışları arasında. sabah göğe yelken açıyorum, gündüzler tanımıyor beni nasılsa. ayna- larda yürüyorum bazen, martılarla düşüyorum denize; dudak- larımı siliyor acılar. soluk alışımı duyamıyorum. sokak lambaları gibi geç yanıyorum. gölgeler yürümüyor artık. kıvrılan yollarda şarap lekeleri, sabahın ilk izi. ezanla dönüyor evine yüzü külrengi gececikler. kaç kuytuda paslanıyor yalnızlık? üşüyorum. gideceğim. ve ben güzün ağlayacağım sulara çekileceğim dönerken balıkçılar yakamoz göreceğim dümensiz simsiyah gözleri öleceğim ve ben… kaan ince Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mysteriouslady Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2010 Her “keşke” bir tecrübedir hayatta…Nedense son günlerde bütün cümlelerim “keşke” ile başlar oldu…Ya da ben,insanlara güvenmenin ne kadar büyük bir aptallık olduğunu,henüz yeni fark etmiş olmanın verdiği şaşkınlıkla söyleniyorum deli misali,,, 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 26, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 26, 2010 Seninle aramızdaki fark ne biliyor musun Sen hep ölmekten korktun kaybolmaktan kaçtın Ben seni sevdikçe sen sevgimden kaçtın Sevilmekten korktun sen Bense bile bile ölüme sürükledim adımlarımı Sonunda uçurum olduğunu bile bile… Sonsuz boşluğa geldiğimizde sen uçup gittin Bense kanatlarımı çoktan kırmıştım Güneş öylesine gözümü alıyordu ki Her şey görünmeyecek kadar parlaktı Karanlık olansa sadece ben Bile bile attım kendimi boşluğa Seninle birlikte her şey kararmaya başladı Zamanla sen bile karardın kalbim bulamadı seni Düşüncelerim karanlığa aç kaldı hep Bir film gibi izledim ben hala düşerken sebeplerin uçup kurtuluşunu Kendi karanlığımdan korkar oldum Acıdan ürpermiş kahkahalar atarken aldırmayışımdan korkar oldum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 sen son vuruşunu yaptın bense oturup izledim daha doğrusu elimden başka bir şey gelmedi son du bu vurduğun vurabileceğin vurulabilecek son darbe sana ve her sevgi kırıntısına hoşçakal diyorum bu gece Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 Armudun tadının size nasıl geldiği hakkında en ufak bir fikrim yok. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2010 nasıl iğrenç bir dolap döndürüyorsanız burada. defolup gidiyorum pisliğinizle kalın. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ALISTER Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 7, 2010 iki ölü çocuk.. kavgaya tutştu.. teki aldı eline kırık bir tabanca.. ve diğer ölü çocuğu öldürdü.. diğeriyse baktı acı acı arkasından.. oradaydı.. fakat yoktu.. düşündü durdu dakikalarca.. saatlerce.. fakat ölü çocuk asla dönmedi yarım kalan hatıralarına... kırık dökük oyuncaklarıyla oynadı durdu çocuk..içindeki yalnızlıkta onu boğarcasına.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MrColt Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2010 Evet,her bitiş bir başlangıç; inceldiği yerden kopmayan ipler benim sorunum.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Phorcys Yanıtlama zamanı: Kasım 16, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 16, 2010 Çevremde onca insan varmış gibi. Ama benim kendi içimdeki yalnızlığın bi tarifi yok. Derler ya, kalabalıkların arasında yalnız kalmak gibi.. Alakası yok. Keşke diyorum. Ben de o klişeyi yaşayıp kalabalığın içinde yalnız kalabilsem. Ağlamamak için gözlerimi kırpıştırabilsem. Benim bu halsizliğimin bi sonu yok.. Kaç kere diledim belki. Ciğrelerimin yanmasına göz yumup tuttum nefesimi. Acıma acı kattım da sessiz dualarımı söylendim. Hani.. Kurtulabilmiş miyim, yok olabilmiş mi ? İçimi ince ince çizip geçen bi neşter gibi keskin acı.. Tek yaptığı şey, morfinsiz dikmek oldu kan revan olmuş yaralarımı.. Giderken de hepsini tek tek sökmeyi unutmaması da yanına kaldı. En kötüsü de kan kusan bi yürek bıraktı bana.. Belki nefret belki kinle sarmalamaya uğraşıyorum.. Ruhuma da bulaştığı oldu tabi. Yüreğin izlerini taşıyacak anlaşılan terkettiğinde bedeni. Bu acının izlerini. Ya da ruh acının merkezi, kim bilebilir.. Ama boğulmalardan öylesine bıktım.. Ağlayıp ağlayıp dikişlerime tuz basmaktan.. Bıktım.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Bido Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 12, 2010 Şimdi herşey hazır. Bir tek eksiğim var kırmızı. Bir türlü tamamlanamayan tamamlandıkça eksik kalan kırmızı...(Umay Umay) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
coldhellangel Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2010 yazmayalı epey olmuş anlaşılan içimdeki huzursuzluktan yola çıkarak çözdüm bunu da. kendime dair bir şeyler çözebilmiş olmak güzel şey. körelmişim eskiden en azından çözemediklerimi yazardım yazarken çözerdim ya da çözemeden sadece yazardım. şimdi çok şeyi alıp götürmüş zaman. ve ben çok şeyi alıp yutmuşum insanlardan. ne zaman böyle oldum? ne zaman geceler bile anlayamaz oldu dilimi? çok geç... midem bulanıyor dışarının sessizliğinden başım ağrıyor içimdeki seslerden. ne ben anlıyorum ne de onlar. sakin,sessiz,fikirsiz,sadece kendine duyduğu sevgiyle uyumak istiyorum. öyle ya ben zaten sadece kendini sevenim. ah üstat keşke söylenen kadar acımasız olabilseydim. keşke dibine kadar bencilliği yaşayabilseydim. ben sadece başta kaybedenim. en başta gidenin ardında gidenim. bir anlatabilseydim merdivenleri tırmalarken bir söyleyebilseydim. ben sevmeyi biliyorum sadece söylemeyi beceremiyorum hepsi bu. içelim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
coldhellangel Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2010 bugün pazartesi.eskiden okul yılları sevemezdim sonra sevdim bu günü. diğerlerinden ayırıp üzmek istemedim ki onu. ya da kendimi. şimdi savaş alanı gibi pazartesileri ruhum. kime neye savaş açtığı meçhul. kahramanlar buğulu. kalbim direniyor içimdeki savaşa. nefesim alış verişlerinde aceleci. bacaklarım yorgun. ciğerlerim zaten küs. gözlerim dudaklarım kendi halinde dans ediyor. bende dans ediyordum daha yeni unuttum adımları yine hatırlayacağım günü bekliyorum. pazartesilerin normal bir gün olabileceği zamanı. bugün pazartesi sevgilinin dizinde yatma zamanı... kimler için..meçhul,buğulu... hoş birileri bugün mutlu. neydi hah evet benim hala bir umudum var güzel günler beni bekler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2010 "Bilgelik, yalnızın kalabalık bir pazar yerinde kendi kendine fısıldamasıdır." Bu sözü okurken bir dalgalanma hissettim ciddi biçimde. İnsan neden yalnızlığını yüceltmek istiyor? Melankoli ne çeşit bir ızdırap böyle. İnsan çektiği acıların kendini olgunlaştırdığı veya herhangi bir şekilde karşılığını alacağını nasıl bu kadar keskin bir şekilde dile getirebilir ki? Etrafımdakilere kulak kabartıyorum da; ya sevgilisinin kendine ne cevap verdiğini ya "face"te ne yaptığını anlatıyor bir diğerine. Onlar bunları düşünürken benim onların düşüncelerini incelemem, durduk yere farklı paradigmalarla toplumsal yapıya bakarak kafamı allak bullak etmem nasıl normal olabilir? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Aralık 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 22, 2010 Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor Neyi özlediğini, Kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için Bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum Ay'ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığın, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek stiyorum Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını; Bir gölün kenarında durup gümüş Ay'a "EVET!" diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğun beni ilgilendirmiyor Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan, çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum Kendinle yalnız kalıp kalamadığını, ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum.. Oriah Mountain Dreamer Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 artık halka gitmeyiniz siyasiler partiler ve kurumlar, o bildiğiniz halk öldü! ellerinizle elbirliğiyle hep birlikte kirlettik diri diri gömdük. şimdi kendinize benzettiğiniz bu kukla milletten sizler için geçerli olan dürüstlük beklentiniz fazlasıyla desteklenmeye başladı o kadarki boynuz kulağı geçer cinsinden! işte şimdi tam olarak bizler birbirimizin aynadan yansıyan yüzleriyiz. kızmıyorum kızamıyorum artık yobazlara hükümete ben yobaz olmasaydım bunlar yine başa gelebilirmiydi? yobazlık kaç çeşittir bunu tanımlayabilirmisininiz? Benim elimde bir gerçek var bu gerçek M.K.Atatürk tür. "Zafer zafer benimdir diyebilenindir" diyebilen. "seçme şansınız yoktur olması gerekenler vardır" diyebilen! halkın zehir soluduğu ciğerini söker alır gibi bir millete nefes olmuştur.. o kalbinde yaşattığı ve kendininde ancak onunla yaşayabildiğini bilen bir milletin mensubuydu! siz niye dileniyorsunuz şimdi? dilenmeyiniz! öyle bir duruş ve yaşam gösterinizki halk bunun bir parçası olmak için size kendi gelsin! 600 miyonla yaşamın ne demek olduğunu gösterin aç olduğun halde ekmeğini ihtiyaç sahiblerinle paylaşın! alem eşlerini lüks lokantalarada son model arabalarda yaşatırken çocukları kolejlerde okurken bir dediği iki edilmezken sen ailene yok demenin ne demek olduğunu göstermelisin syn vekilim! içten içe kan ağlarken kendin bile inanmadığın içi boş vaatlerin umutların altında ezilirken, ahlaksız isteklerle sana gelipte ülkeni kurtarmalısın dediklerinde madem ülkemi kurtarabiliyorumda neden ailemi kurtaramıyorum demelisin. belkide hiç evlenmemeli insan! yalan söylemekten bıkmalı! çok sevdiğim bir sözü anımsadım "ellerinin yaktığı kanattığını bile bile nasıl uzatır insan elini başka bir ele" kamplaşmalarla çıkar sahiplerince bölünmüş her yerinden kanayan bir devlet içinde vatanın bütünlüğünü nasıl savunursun? sapık ideolojilerin mandacılığında her siyasi fikrin kendi vatan anlayışıyla birbirine vurdurulan bir halk düşünün! çıkar sahiplerine uymadığında vatanını sevdiğinde vatanseverlerin ödediği bedeller hep aynıdır her yüzyılda inandığın gibi yaşamanın bir bedeli vardı o da yaşamamasıydı belkide bu halkın.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nedensiz Yanıtlama zamanı: Ocak 2, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 2, 2011 Gitmek bazen tek çıkış yolu gbi gelir insana.Ama bilmez gitmenin çıkmaz sokak olduğunu..Anladığında geç kalmıştır. Her sey değiştinde gelir aklı başına.Herseyi bırakıp,kurduğu tüm cümleri yutup, yeniden dönmek ister insan.Ama bulamaz aradığını bıraktığı yerde. Ona kucağını acı acar sadece.. Ona sarlır,onunla ağlar insan..Onu da bırakıp gitmeye karar verir. Kaçar yanında kalan tek seyden.Onu da terkedip gitmek ister insan.Nereye giderse gitsin, ne kadar kaçarsa kaçsın peşini asla bırakmıyacağını bile bile.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Şubat 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 9, 2011 Hangi karanlıgın koynunda bıraktık sevdamızı ? Hangi gece ay aydınlattı kalplerimizi ? Hangi gece şahit oldu sevişmelerimize ? ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Şubat 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 9, 2011 hiç tanımadığım insanlara bakıyorum hiç tanımadığım yüzlerle konuşuyorum belki yokluğundan kurtulurum diye sonra baktığım her yüz sana benzemeye başlıyor söylenilen kelimeler bir şeyler hatırlatmaya... vazgeçtim tüm bunlardan büyüdüm bir adım. ilk önce öldüm sonra büyüdüm sonra yine öldüm, sonra yine,yine 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dutchess Yanıtlama zamanı: Şubat 9, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 9, 2011 bomboş sokaklar sensiz yine o karanlık korkunç ihtişamıyla yansıdı yalnızlığıma yine o vahşi gözler paslı kapılarını aralayıp beni izliyor sen olmayınca yanımda soğuk yeller esiyor zehirli sarmaşıklar çekiştiriyor beni boşluklarına gölgeler sınıyor sokak lambalarını çok ama çok uzaklardan bir ışık beliriyor nasıl da ısıtıyor içimi loş bir umut aydınlatıyor ormanımı çalılar kıpraşıyor gizemli, uzun saçlı bir kadın gelip seni dizlerine yatırıyor bulutlar, yağmurlu akşamlar konduruyor gözlerine kaçıp gidiyor ansızın, habersiz ağlıyor musun gündüz gece tekrar onun sesini duymak istiyor musun her şeyini verir misin yine oysa ben kırık ve kimsesiz olmayı istememiştim şimdi ise ne sen kaldın ne de başka bir sevgi ellerimde oysa ben o kadının seni sen yaptığını biliyordum bu yüzdendi suskunluğum aldığım darbelere rağmen ayakta durmayı öğrendim yitik aşklarda aradın o kadını ıssız ormanlarda çok yanlış yerlerde soğuk ellerin dokunmuyordu artık eskisi gibi tutunmuyordu yaşamın adi mevsimlerine bendim o bulmuştun işte beni her şeyimle seni sana yaşatmak için gelmiştim sonsuz kere inan bana her çılgınlığı yapabilirdim seninle zamanın ve mekanın ötesinde Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.