sabrina Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2012 Tanrılar ve Tanrıçalar bizi kutsasın.Rüya alemindeyken bedenimizi korusun. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jethro Yanıtlama zamanı: Ocak 10, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 10, 2012 Zayıflığından bu korku karakterleri. Yalnızca ağladın geceleri,bakamadın aynalara. Oysa ruhun kırılmadı... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jethro Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2012 Her kafiye yapan anlar mı sanıyosun hiphoptan. Anlam dediğin nedir ki kafiyeyi bozan. İstersen veriyim birkaçını sonsuzluk havuzumdan. Belki bırakırsın bu işi o zaman. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jethro Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2012 Komur kokusu bu hic tatmadigin. Yagmurdan camurdan yollar bunlar hic yarmadigin. İcin satonda dahi korku seli. Sokak acaba senin icin nedir ki? Senin hayat dedigin hissiyatli asilligi sanmak belli ki. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darkness Yanıtlama zamanı: Ocak 12, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 12, 2012 tamam karalamıyom defteri ya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jethro Yanıtlama zamanı: Ocak 12, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 12, 2012 Hava katarsınız rap'e sırtınızda hep XX-Large T-shirt'leriniz. Hep aynı şekilde kafiye ve kadın peşindesiniz. Caddelerde salaklara krallık edip kendinizi yeraltında infazcı ilan ettiniz. Aynı ve tek pencereyle hayata bakan klonsunuz hepiniz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Liyosa Yanıtlama zamanı: Ocak 16, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 16, 2012 "Birbirimize söyleyemediklerimizden pişman olalım diye var ölüm." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 sen kalbini açmadıkça söylenen sözlerin değeri olamaz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
apocalypse Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 Ait olunan yere duyulan özlemin verdiği hüzünle karışık mutluluk.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 koskocaman boşluklar var şimdi kelimelerde ve bütün kelimeler boğmaya yetecek kadar dolu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 hüzünlü bir mutluluk var bugün içimde nedenini bilemem belki de yalanın verdiği heyecan belkide parmaklarının dokunuşundandır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
apocalypse Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 17, 2012 Bir zamanlar zaman yoktu.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MrColt Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2012 Konuşabilirim,iyi konuşurum da,öyle bir konuşurum ki ne dediğime değil,nasıl dediğime bakarsınız.Kelimeleri ardı ardına dizerim,ahenkle sıralarım,alışılagelmişi farklı bir tatda kulaklara sunarım...Ama yapmak için bir sebebim yok.Bazen,yalnızlıkla soğuğun hakim olduğu gecelerde rüzgara,denize,dalgalara,ışıklara karşı fısıldadığım olurdu ama şimdi yapmak için bir nedenim yok Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jethro Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2012 Aradın mı sen hiç korkusuzca,kaybetmeyi göze alarak istediğini ? Korkuların sınırın hep olanın ardındaki olasılık gibi. Göğe erememek bize kısmet değilmidir ki ? Kaçıp acı gerçeklerinden yalanlara sığınan her insan bilinçsizce belkilere gebe senin gibi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Progresif Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2012 Ne zaman bu sehirden kaçıp gitme isteği gelse, bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. Gidersem dönmem çünkü biliyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
I like myself Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2012 seni birkaç saniye düşünürsem; sessem, sersem bir heceysem eğer seni bir kelime edersem diye korktum seni kötü bir cümlede kullanırsam adını söylerken takılırsam, yanlış telaffuz edersem böyle bir günah işlersem tanrı affeder diye korktum.. K.İ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adreanna Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2012 Anlamsız cümlelerime anlam katışına hayran kaldım.. Hayranlığımı hiç belli etmeden bana hayranmış gibi oluşuna aşık oldum... Aşkımı kullanmadan bana aşk yaşatmana inandım.. İnancımı hiç boşa çıkarmadığın için sana güvendim.. Güvenimi yok etmediğin için seni çok sevdim... Sevmeme sebeb olamaz sen olduğun için sana kalbimi sundum... Bu bitmez şiire başlamama sebeb olduğun için... Hayatımda hep üç nokta olduğun , hiç bir zaman nokta olmadığın için... Seni sonsuzluk gibi sevdim sana sözlerimin sonu yok... Şimdilik sadece sustummm Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2012 Hüzünlü bir şarkıdır dilimden damlayan her söz. Kilometrelerce göz yaşı büyüttüm bütün mutsuzluklarıma, en çok da sana. Kendimden çok sana üzüldüm. Ölümden vazgeçtim. Hayallere sığındım yaşamak denilen bu kirli yerde. Her attığım adıma bir mezar açtım, Bölük pörçük mutluluklar defnettim. Bulutlardan bir saray yaptım. Hep boş kaldı. İlk önce gözlerin terketti beni. Oysa yaşamak denilen bu kirli şey Kalbimin atışı, sana yürüyen bedenim Hepsi gözlerinde anlam buluyordu. Yaşadığımı sanıyorlar, yaşadığımı sanıyorsun. İlk açtığım mezara mutluluklarımı yerleştirdim Ellerim,ayaklarım hepsini sırayla. Şimdi sen yaşadığımı sanıyorsun. Oysa demiş ya yazarın biri; Gezinen bir gölgedir hayat... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
The Reverend Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2012 Gereksiz mesajlar gibi bir şey sanırım bu... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackodesssa Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 3, 2012 anasonlu sosisler pastayı 4 e böler parmakları keserler sonra onları yerler hmmmmm çok güzel oldu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Libitina Yanıtlama zamanı: Şubat 14, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 14, 2012 "... benim dışımdaki dünya varlıkları arasında apayrı yeri olan bir kategori vardır; benim gibi bilinç yetisine sahip "başkaları." ilk bakışta, masa gibi, taş gibi bir "şey"dir bu başkası. ben ona bakarken, kendi içine sıkışmış, kendine karanlık ve kendine kapalı, bilinçten yoksun bir "şey" yapıyorum ondan. benim "durumum"un bir öğesi olduğu zamansa, gerçek var oluşa erişiyor bu "başkası".. yani ne zamanki benim tasarılarımın bir aracı ya da onların bir engeli oluyor, o zaman var olmaya başlıyor işte. daha önce var değildi o benim için. ama onu kendim gibi bilinçli bir varlık olarak algıladığımda, biliyorum ki, bilinçli bir varlıktır artık o. belki de beni bir araç olarak kullanabileceği kendi tasarıları vardır onun da. bu durumda, bir "şey" olma sırası bana geliyor ve ben "kendi içindevarlık" yani bilinçli varlık olma niteliğimi yitiriyorum. diyelim ki, bir balkondayım, sokaktan geçen insanlara bakıyorum. tüm gördüklerim, benim bilinçli olarak algıladığım, "benim içinvarlık"lardır. ama o an bir "başkası", ortaya çıkıp benim içinde bulunduğum manzarayı izlemeye başlarsa, ben "kendim içinvarlık" olmaktan çıkıyor, bir başkasının dünyasına girmiş oluyorum. aracımdır ben artık, başka bir şey değil. başkası yalnız benim dünyamı çalmıyor, o aynı zamanda benim gerçek benimi un ufak edip yok etmek istiyor. beni kendi tasarılarıma göre değil, geçmişime, olmuş olduğuma göre yargılıyor. bakışıyla beni yakalayıp tutsaklaştırıyor, kendisine bakanı taşa çeviren medüz gibi beni bir nesneye dönüştürüyor. işte benim kendimi aşağılanmış, bağımlı, donmuş bir varlık içinde algılamamın utancı, yani benim bir nesne olma utancım buradan geliyor. özetlersek, bir "bakış"tır başkası her şeyden önce, bir anda benim varlığımı durduran, donduran, kemikleştiren bir "bakış"tır; bir anlam verir yaşamıma. ben bu anlamı, "olanaklarımın yabancılaştırılması olarak yaşarım." başkası için varlık'ın temel anlamı çatışma demektir. bizim için önemli olan bir "şey", bir nesne olmak değildir. bir nesne olmak tutsaklıktır. bir tutsak olduğumuz zaman, yani birisi bizim karşımızda aşkın duruma geldiği zamani kendi özgürlüğümüzün sorumluluğunu yüklenemeyiz artık, bir başkasının özgürlüğü için yaşamaya başlarız o andan sonra. dayanılmaz bir acı kaplar yaşamımızı. bizi şeyleştiren kişiyi bi cellat olarak görürüz." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
apocalypse Yanıtlama zamanı: Şubat 15, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 15, 2012 orada üzülmek, sevinmek yok. orada nefes almak yok. orada sadece orası var. orada zaman yok, hareket yok, eylem yok. sadece donuk bir an var. sonsuza kadar izlemekten bıkmayacağın bir fotoğraf var orada.. belki de orası burasıdır.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Libitina Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 17, 2012 şimdi istediğim kişiyim, türkçe sözsüz kısık klasik müzik... konuşmasak da, sen sevişsen, ben üzerini örterim insanlığın... kendini sevmemek için miydi, kesin şimdi başka bir şeyler düşünüyordum da, boynumdan ısırdı sinek, güzel bir kız şarkı söylüyor, "ayaklarımı kıçıma vura vura / kaçmak istiyorum büyükada'ya" tıka basayım, söylemek istediklerim olmuyor değil, sonrasında gerek görmediğimden susmalarım yoksa caps açık konuşuyorum, sen duymuyorsun. Ederken içine hayatın; hala sevmeye yahut sevilmeye olan inancımızı yitirmediğimizden mi, nedir bunca kafa karışıklığı? İçim, dışım birdirbir; evet biraz da üşümüyor değiliz. Şimdi son beğeniyorum kendime, ateşi bulduğumdan beri üşüdüğümden bahsetmiş miydim. Çok ciddiyim, üşüyor hava, yanaklarım kızarıyor, ufuk çizgisini düzeltmek eski alışkanlıklar, damarlarımın kıyısındasın, tutunduğun atardamarım. Sen de gelme üzerime ha, ne dersin. Bir de ana dilimizde sövmeye özen gösterebilirsek, daha manidar olması açısından yani... ayrıca; sutyen kopçasının kademesini düşürdüğünde,göğsünde ki o saplantılı daraltı geçmiyor bebeğim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Who Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 18, 2012 [h=6]Bir iş bul. İşe git. Evlen. Çocuk yap. Modayı takip et. Normal davran. Kaldırımdan yürü. Televizyon izle. Kurallara uy. Yaşlılığın için yatırım yap. dediklerimi tekrar et: " Ben özgürüm " [/h] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2012 "Müzikten asla vazgeçme. Ne olursa olsun. Çünkü başına kötü bir şey geldiğinde, kaçıp her şeyi unutabileceğin tek yer o." [August Rush] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.