juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Geceleri senin saçlarını avuçlarına doldurmadan uyuyacak bir adama, Asla kalbini verme. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MonsTer47 Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Birinden "Utanıyorum" Sonra "U" gidiyor onu "Tanıyorum" Zamanla "T" de gidiyor, Onu sadece "Anıyorum" En son "Anı" larda gidiyor ve "Yorum" bile yapamıyorum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Kabus gibi çöküyor üzerime evren; kararırken gün geceye, soluk soluk akarken gecenin zifiri zehiri günün içine... İnsanlar... Kıskıvrak yakalanmış arzularının pençesinde, dün ile yarının arasında hapsolmuş bir zamanı yaşıyorlar... Ben ise bir nehir kıyısında yüzdürüyorum gemilerimi... Her boğulan umudun ardından bir yenisini inşa ediyorum bu hayali tersanede. İnsanlar... Araçları amaç olmuş, amaçları unutulmuş insanlar... Suyun içinde dalganın etkisiyle oradan oraya yönlendiriliyorlar... Ben ise tekneler yapıp gönderiyorum boğulmasınlar diye... Ama nafile. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Hiç dostum olmasa Adımı kimse anmasa Telefonum hiç çalmasa Bir tek sen, bi tek sen yeter bana. Bugün tek başıma Dolaştım kalabalıkta. Çok yabancıydı tüm dünya Bir tek sen, sen olsaydın yanımda. Gizlice yelken açsam Buradan çok uzaklara. Herkes beni unutsa da Bir tek sen, tek sen yeter bana...... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mona Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Nedir yani,menemene koymuş olduğumuz domates ve biberin kokusu yerken görsel olarak tatmin etmedi bizi diye yumurtaları küçük kalp şeklinde kalıplara mı kıracağız??O zaman birbirinin içinde dağılmış farklı tatların eksiksiz lezzetini ağzımızın içinde yakalayabilmek için gösterdiğimiz gayret ,zavallı hayatlarımızda omuzlarımıza binen yükü biraz daha ağırlaştırmaz mı?? Üstelik daha ilk çatal darbesinde yumurtadan kalpleri dağıtacağımızı bilerek menemeni de, kendimizi de inletmek niye?Menemeni olduğu gibi kabul etmeliyiz ,olduğu gibi şekilsiz,gözümüzün bir öbek kusmuk kadar itici algılayabileceği, ama tadını alınca tek eksiği sıcak ekmek nefaseti olan bir,bişey.Ve budur... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Xian Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Gece gece parlayan, Mermer evler korkutur beni O parlayan gözlerinin korkuttuğu kadar. Evimin önünden geçen trenin Saçtığı kömür kokusu kadar korkutur Teninin kokusu.. Ve yine alır götürür beni kara toprak kadar Rüzgârla ahenklenen saçların. Dur! Gitme ! Sana arkamda ne şiirler bıraktım, Sessizce fısıldadım Duymadın... Diğerleri gibi duymadın. Gitme! Sen gitme. Ben gideyim de, ne olur sen gitme... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 mona karnımı acıktırdın görüntüsü gerçekten önemli değil... nasıl görünürse görünsün yine yenir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Xian Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 8, 2012 Farzet ki bir rüyaydın Usulca esip geçtin Dokunamadığım ellerini Başkalarına yâr ettin. Ölmeyi kolay bildin, Her gece anlattın. Sen ölmeyi bir, Ben bin bildim sevgilim. Sessizce ölmeyi denedim Boş odanın soğuk duvarlarında, Aradım sıcaklığını santim santim. Denedim sen yokken kollarında ısınmayı. Sevmeyi kolay bildin, Her gece anlattın. Sen sevmeyi bir, Ben bin bildim sevgilim. Bardağın boş kısmını es geçtim hep, Ama yatağın boş kısmını es geçemedim. Farzet ki bir anıydık, Usulca unutulup gittik. Ne sen varsın şimdi ne mektupların Ne gözlerin var şimdi ne ellerin. Ama ben varım sevgilim, Yaşarım saniyesine kadar senin için. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2012 Hiçim ben. Asla bir şey olmayacağım. Bir şey olmayı isteyemem. Öte yandan, bendedir bütün düşleri dünyanın. Her şeyde başarısız oldum. Bir amacım olmadığına göre, belki de hiçbir şey demekti bu. Bana verilen çıraklığı İndirdim evin arka camından. Büyük amaçlarla kırlara çıktım. Ama orda sadece otlar ağaçlar buldum, İnsanlar ortaya çıktığındaysa, hepsi de birbirinin aynıydı. ... Fernando Pessoa Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 11, 2012 vicdan en büyük işkencedir.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2012 Gidenleri öp benim için, çünkü benim ceylan bakışlı bir kırlangıçtan bile mahcup bir ruhum var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lucinda Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2012 ...Onu kapıdan içeri aldığında biliyordu; bir yalnızlığı da söküp almıştı bu siyah boşluğun içinden.Yaşamın ironik felsefesinde sürüklenirken ayakları, yağmura eşlik eden bir topuk sesi kadar yalnızdı gecede.. Ufak bir hikayemden alıntı yaptım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 15, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 15, 2012 Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu. Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça… Bir anlık değil, boğulduğum bilinmezlik. Acısı çıkıyor sustuklarımın. Oysa ben iyiyim görünürde! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Mayıs 15, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 15, 2012 O kadar zamandır taşıyorumki seni sırtımda; ağırlığımı unuttum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 15, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 15, 2012 Filler gibi içtim liman meyhanelerinde; seni unutmak için içtim… Senin sokağında geceler yıldızsızdı senin sokağında gece yağmur yağıyordu Ben zayıftım, çabuk ıslanıyordum Bana sevmek yaramıyordu, ben sevilemiyordum… Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 16, 2012 …oysa aşka ilişkin anılar, hafızanın genel yasalarından bağımsız değildirler; hafızanın kuralları da, alışkanlığın daha genel yasalarına tabidirler. Alışkanlık herşeyi zayıflattığı için, bir insanı bize en iyi hatırlatan şey, aslında unuttuğumuz şeydir (önemsiz olduğu için unutulmuş ve bu sayede bütün gücünü koruyabilmiştir çünkü). İşte bu yüzden, hafızamızın en güçlü kısmı bizim dışımızda, çisentili bir rüzgarda, bir odanın rutubet kokusunda veya yanmaya başlayan bir ateşin ilk andaki kokusundadır; kendi benliğimize ait, zekamızın işe yaramaz diye küçümsediği şeyi, geçmişin son ve en güçlü kalıntısını, bütün göz yaşlarımız dinmiş gibi görünürken hala bizi ağlatabilen şeyi bulduğumuz her yerdedir. bizim dışımızda mi? daha doğrusu içimizdedir, ama bizim kendi bakışımızdan gizlenmiş, iyi kötü devam eden bir unutuşa gömülmüştür. Marcel Proust Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2012 İcabında modern kadındım, ne zaman şişmanlasa ruhum hemen yarın yeni bir intihara başladım. ben fazla yemesem diyorum baylar yani Bu kadar hınç bana fazla. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 18, 2012 Hep akşamın bu saatlerinde elimi sende buluyorum kör oluyorum, ebe oluyorum Sağım solum önüm arkam saklanmayan bir ben oluyorum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 19, 2012 ''nasıl bir çağ bu böyle ağaçlardan söz etmek suç neredeyse gerçekten yaşamaktayım karanlık bir çağda delilik deniyor artık doğru söze'' b. brecht Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
masal perisi Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 20, 2012 Kuldan bela gelmez hak yazmadıkça...hak bela yazmaz kul azmadıkça.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
juniper Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 bir otelde özel bir oda, alabildiğine insancıl geliyor kulağa, değil mi? ama amaçları kesinlikle insancıl değil, tersine kurnaz bir yöntem uygulanmakta, bana inanabilirsiniz.. bize hiçbir şey yapmadılar, bizi tümüyle hiçliğin içine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapmaz.. stefan zweig --------- Size aşık olmak üzere olduğumu söylediğim zaman.Aşık olmak? O da ne? Bu. Hayır,ne olduğunu biliyorum: şehvet. Hayır,şehvet sadece bir sonuçtur. Aşk olmadan varolamaz. O zaman aşk ne peki? Ses tonun,gözlerin ellerin, dudakların Sessiz anlarımız,sözlerimiz Sönen ışık tekrar yanan ışık. Aramızdaki tek bir tebessüm. Blginin arayışı içinde, biz değişmemişe benziyorken gecenin gündüzü yaratışını seyrettim. Ey tüm aşıklar, yalnız tek bir aşık ağzın sessizce mutlu olmayı vaadetti.Uzağa,uzağa, der nefret; Yakına,yakına, der aşk.Bir okşayıştır çocukluğumuza yol gösteren.İnsanları,gittikçe bir aşıklar diyaloğu halinde görüyorum. Yürekler ağızda. Herşey tesadüfi. Bütün sözler düşünceden yoksun. sürüklenen duygular şehri turlayan erkekler Bir bakış,bir söz. Çünkü seni seviyorum. Herşey hareket halinde. Yaşamaya terfi etmeliyiz. Doğrudan sevdiklerinizi kendinize hedef seçin. Ben sana doğru yürüdüm, ışığa doğru,bitmeksizin. Gülümsersen,bu beni daha iyi sarıp sarmalar.Kollarının ışığı sisi dağıtır. Alphaville - Jean-Luc Godard Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hancer Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 Kaybettiklerinin hesabını yaparken bile zaman kaybeder insan.. * Hançer - Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
minzi Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 şaşıyorum... şaşıyorum insanlara. varlığın gerçekliğini göremiyorum. ve... ve sen anlam veremiyorsun yazılarıma. sessizliği korurken gözlerim aslında haykırıyor düşlerim. hayatımı değiştiriyor bencilliğin. bana bakarken kendini görüşün......... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mksubzero349 Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 Çevreme bakıyorum da... Bir grup insan var, hatta binlerce grup insan ve hepsi birbirinden farklı olduğu kadar aynı... Metal müzik dinlediğim için Satanist, klasik müzik dinlediğim için sosyete, dini konularda rahat olduğum için ateist, doğruları insanların yüzüne söylediğim için kırıcı ve iki yüzlü, seviyesiz bir grup insan gibi her gördüğümün bir taraflarına bakmadığım için eşcinsel yakıştırması yapılan biriyim. Hepsinin ise tek ve büyük bir ortak yanı var: at gözlüğü takmışlar... Bir grup insan daha var ki hiçbir insan türünün bu kadar anlamsız olduğunu görmedim. Bu gruptaki insanlar her önüne gelenle sevgili olup iki haftalık sevgili değiştirenler ve her değiştirdiklerinin arkasından birkaç gün ağlayanlar... Sonraki aşamaları karşı cinse hakaret olan bu insanlar gerçekten sevginin ne olduğunu kavramış insanlar olabilir mi? Sevginin anlamı neden böyle kirletiyor? İnsanlar "Seni seviyorum." gibi kutsal bir söze, en büyük büyüye neden bazı erkekler ve kızlar arasında geçen saçma olay bütünüyle sınırlandırılmış anlamlar yüklüyor? Sevgi kadar kutsal bir şey olabilir mi halbuki? Bir varlığın ya da enerjinin ruhunun içinde erimesi kadar mükemmel bir şey olabilir mi? Çevremde bunu anlamayanları ve 'havalı' olmak için acı çekenleri ne yapacağım ben? Anne ya da müzik sevgisini akıllarının ucuna bile getiremeyen bu varlıkları, sevmeyi havalı olmak için sevgili olmak sananları sevmeli miyim gerçekten? Ama nasıl? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 21, 2012 affederek ve kabul ederek ve gelişmelerini umarak... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.