KATA Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 dakıkada ortalama 20 kez nefes alıp verıorum..yemek yıyen insanları düşlüyorum ..kasıgı daldırısları, agızlarına göturuslerı,çiğneyışleri...bır yerden gelen yada bıryere gıden ınsanlar otobuste..kımı uyukluyor kımı bakınıyor camdan..yürüyor kalabalık, ben de içlerinde...neonla aydınlatılmıs mekan tabelaları..içiyorlar kadehlerce...penceremden bakıyorum sımdı...uyuyorlar..bu sefer daha yavas nefes alıp vermeler.. bir zamanlar içimde devınen sıluetler dahıl... aynı kentın havasını soluyoruz..ne grimsi bir manzara bu... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dolunay Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 bugün çok iyi anladım ki sevmenin kendi canını içinden söküp sokağa atmaktan bir farkı yok. Bu her türlü sevmede böyle. O yüzden kimse beni sevmesin diye çabalıycam bundan sonra. Kimsenin benim için canı yansın istemem. Kendimden biliyorum çok kötü oluyor. Çok iyi gözlemlediğim bişey daha var hiç dünyaya gelmemiş olsam bir şey farketmezdi. Şimdi çok daha iyi görebiliyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
egonya Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 Canım Sana hala canım dıye biliyorum ne kadarda özlemısım sana canım demeyı canım biliyormusun bir birimize ilk canım dedıgımızde cıselıyordu yagmur taneleri bak hala cıselıyo Duydumkı baskası varmıs o da esmermıs oylemı onun yanagını oksuyormusum onu saclarını kokluyormusun duydumkı artık ona canım dıyormussun onun da gozlerının içine bakıyormussun ona sarılıyomussun bana sarıldıgın gıbı duydumkı ona sewgılım dıyormus dıyormussun, bi baskası varmıs kollarında sımdı benım yerımde, Sen benım canımdın sevgılımdın sıgınagımdın fırtınalı gecelerde sarıldıgım kendımı guvende hiss ettıgım sımdı bi baskası var bi baskasını sarıyor kolların, Onada bana baktıgın gıbımı bakıyo sun? onunlada cocuklar gıbı eglenıyormusun onunda sacları benım kıler gıbı kamelya kokulumuydu ? kumral sewdıgım opup oksuyomusun onunda saclarını ? Sus hiç bişey soyleme canım yanındakı o kıza soyleyecek bi cıft lafım var Bak!! Sen onu benım kadar iyi tanıyamazsın benım gıbı tanımadın onu simdi sana seni sewiyorum dıyen bu adam bı vakıtler bana sewdıgını soylerdı bana bakarken yuregı tıtrerdı sana baktıgındada tıtrıyomu onun yuregı ? benım saclarımı oksadıgı gıbımı oksuyo senin saclarını ? ugrumda cılgınlıklar yapan bu adam senin içinde yaptımı ? bakzavallı kız ! onu benım kadar tanıyamazsın gozlerının ısıgını sevdıgı kokuları hangı sarkıları dınledıgını hangı fılımlerı izledıgını nasıl içtigini hangı tatlıyı sevdıgını nasıl kahve içtigini sana kırmızı gul alamaz cunkı sadece bana alırdı sadece bana alırdı ve sımdı iyi dınle zavallı kız seni sewıyorum derken doneklık yaparsa sevdıgın içinde kı acıyı dındıremezsın Bu adamın bı cekıp gıtmesı varkı ;ahh ahh her neyse …………. ( bu sewen dıger yuregın son konusması olur cunkı orada hayatına son verır bazı asklar vardırkı neyse ya boş verın…………. Taktır sızın……….) Cemre...... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Depressive Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 idare edin cok seviyorum bunu... Herşey yapılabilir Bir beyaz kağıtla Uçak örneğin, uçurtma mesela. Altına konulabilir Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için Sallanan bir masanın. Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine.. Bir beyaz kağıda Herşey yazılabilir, Senin dışında.. Güzelliğine benzetme bulmak zor, Sen iyisimi sana benzemeye çalışan Herşeyden: Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor. Belki tabiattadır çaresi Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin.. Ve benim Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim.. Anlarım bitkiden filan Ama anlatamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok.. Köklerim içimde gizlidir Gelen giden, açan soran, bere budak yok Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel birşey yok Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Herşeyi anlattım.. Olan olmayan, acıtan sancıtan.. Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine.. Sana bakmak Suya bakmaktır.. Sana bakmak Bir mucizeyi anlamaktır.. Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem Yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor Çünkü bilenler hatırlar.. Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar Bahçıvan değil tüccarlardır Sen öyle göz, Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kayganlığı iken, Sana şiir yazmak ahmaklıktır.. Bir tek söz kalır Dişlerimin arasından Ben sana gülüm derim Gülün ömrü uzamaya başlar Verdiğim bütün sözler Sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim Gül sana benzediği için ölümsüz.. Yazdığım bütün şiirler Sana başlayan bir kitap için önsöz Sana bakmak Bir beyaz kağıda bakmaktır. Her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır.. gördüğün suretten utanmak.. sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dygu Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 3, 2007 yukardaki calmıs bunu hani ilgilenmiyordun sen siirle falan:) bide üsenmemis yazmıs hepsini:) katılıyorum harika bi siir:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Kinyas Yanıtlama zamanı: Ekim 4, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 4, 2007 Eğer ; O'nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... dünyanın en güzel yeri O'nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O'nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... her şiirde anlatılan O'ysa... her filmin kahramanı O... her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açıyorsa... bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa... iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O'nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız... mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız... kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... özlemi, sol göğsünüzün altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız... O'nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O'nun yüzü suyu hürmetine... uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... ...o halde bugün sizin gününüz!.. "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2007 deviniyoruz..sönüyor,genlesıyor,büyüyor,eziliyor..süreklı..toplamda ne kadarız bılmıyoruz...kendılerınden sıyrılıp kendılerıni izleyenler...görünmez azınlık.. bir tarafımın kenarı ıle attıgım kahkaha yersiz mi simdi? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2007 hep böyle mi başlar..hep böyle mi biter...biliyorsun...aramızda ne uzaklıklar doğurdunsa..ne doğurdularsa... susup kabul ettiysem...ölü bi cenindi artık aramızdaki bebek...seni çok özledim dostum...taksim meydanında oturup kalabalığı izlerdik..ney çalardın...susardım ağlardım..susarak çığlık atardım asardım kendimi...bi sen vardın bi ben vardım..aramızdan kalabalıklar akıp giderdi...ben seni bakışının renginden tanırdım..sen beni benden önce tanırdın diil mi ya! nerdesin dostum..nerdesin...hangi sokağa girsem çıksam..hep seni hissediyorum... bi meltemsin sanki... gittiğim yerlere benden önce esip kokunu bırakıyosun...bense -------.............................. -------------------- çok ağır bi bedel bıraktın ödemek zorunda olduğum..bıraktırdılar bize...manevi şeylerin bedeli hep fazla oluyo galiba...böyle olmamalıydı...böyle olmamalıydı..böyle olmamalıydı....biliyorum...seni sonsuza dek kaybettim...asla !!!!!! ----------- Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2007 ilk doğduğunda sıkıca kavrar parmaklar.. dolarken birinci yaş dokunulur herseye merakla... pervasız olur ılk adım ve maceraperest... neşelı kahkahalar oyunlarda ve anne beklenılir heyecanla... yaşadıkça sönüyor simdi... korkuları yaratıyor, tecrübe ve bilgi... ve korkular siniyor içine... ruhunda iz bırakan anılar hayali edilebilir bir şey bırakmıyor... bır yatak,ölüm kokusu yine... pişmanlık yaşanılanlardan gelen, zarif bir işleme zihninde... endişeli bir bekleyiş... umutsuzluga bırakılmış felçli beden... gözler çukura kaçmış yenıden dirilmeyi özler... tanrının ruhundan kopan bir sürü parça, foseptikte şimdi... yaşa,yaşamın içinde öl, ölürken diril... dirildiğinde öl... bağişlanma ya da lanetlenme,sonuçta bir daha onun ruhuna ait olamama orda burda sayısız parça tanrının ruhu azalıo mu ne:blink:... ben uyuyum en ıyısı -------------------- kurtcuklar...kıvrılıyor kaynıyorsunuz...birbirinizin üzerinden kayıyor birbirinizi yiyorsunuz ve leşi...leş sızın ıcın, sız de leş ıcın varsınız...ölümden varlık kazanan bır adınız ve cısmınız var;soğuk, yeşil-siyah... ha bir de insani duyguları sömüren kurtcuklar var,gerceklıgı yozlastırıp orda burda bu şekilde var olmaya çalışan...merhamet size de yeter...topraga ayrışan leş ve ayriştıran kurtcuklar gıbı gerçek olun yeter...özgür ve kendi halinde...belkı o zaman ete kemiğe bürünürsünüz...bahsiniz bile bu güzel melodıyı bozuyor... baksanıza ne leş ne kurtçuklar ses cıkartıyor...sadece huzursuz eden bır uğultu...ağır bir koku...ve içsel bir manzara....acısı yüreğime işleyen...şehveti beni coşturan...sevişmeleri coşkulu... varlar insanoğlunun becerebildiğinden daha fazla hem de.... yulunga-D.C.D 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2007 kendimizi kandırmaktan başka ne yapıyoruz ki bazen gerçekleri kendimize itiraf ediyoruz belki sarhoşken belki bunalımdayken peki ya çakırlık bitince bunalımdan çıkınca aynı yalanlara devam ediyoruz hayatımızda kötü olanlar düzelecek yalanını oynuyoruz bu yaşananları silebilirmiyiz yada öyle diyince geçiyor mu kendimizi kandırıyoruz hep aynı yalanlar -------------------- bir ben varım birde hayallerim negatif grubu 0 ı yok A sı yok kaybında ölürüm uymuyor hiçbir grup hayal yardım edemez kimse yalnızım yüzlerce insan arasında yalnızlar yüzlerce insan aslında hepsi bir yalandan ibaret 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sevgisu Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 10, 2007 her ne kadar delice vermek istesen de barındırdıklarını karşıdakinin taşıyabildiği kadar verebiliyorsun..... gerisi ya sana kalıyor ya da iyi niyetlerine salıp gidiyorsun.... keşkeler istemiyorum ah vah lar hele hiç olmamalı ya ölmeli ya kalıp denemeli orta yok....... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Ekim 12, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 12, 2007 uyudum bütün gün....yine sansürsüz düşlere daldım..uzun uzun düşündüm...sık sık üşüdüm aynaya alnımı dayayıp...soru işaretleri gibiydi aynadaki izler....asılı kaldım işaretlerde......öncesiz sonrasızdır bazı düşler yani ki bizden bile eski ve taze ... demiştin giderken....sen sonsuz deniz...ben ışığına küskün seyyah.....elimdeki mumu tam şimdi söndürmeliyim..hemen..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 yagmur yagdı..simdi rüzgarın zamanı..soguk yuzume carpıyor...son yolculugumun huzuru var üstümde... kimi sevdıklerıne yakınlasırken kımı yol kenarında hurda olmus arabasının dıbınde uzanır...kimi son nefesını verırken kımı coldplay dınler...nedendir bilmem kı tekrar gereksizce acılmıs bır parentezı doldurmaya calıstıgımızı fark edıyorum... rüzgar güzel... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 hayatbayattazemherifizikselamlar kabilesi ki soykırıma maruzdurrrrrrrrrrrr...kaç ve git artık parmak izimden....... 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 havadan sudan zehirlenmiş insanların arkasındaki o masum her şeyi gören , duyan , bilen gölgeler acaba dogruyu söylerler mi?.....insanlar hakkında ki sorularımıza cevap olurlar mı?.....istedigimiz cevabı verirler mi?.....yada BİZ dogru soruyu sorabilirmiyiz???.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Slaad Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 Ya edilen her dua yanlış anlaşıldıysa,ya beklenmiyorsa düşündüklerimiz,isteklerimiz.Ya yalansa doğru bildiklerimiz,ya yoksa vardır dediklerimiz.Ya zamansa bizi yaşatan,ya doğumsa bizi öldüren.Ya ölümse asıl başlangıç,doğum en büyük suçsa.Ya ahlaksa ahlaksızlık,ya silahın kendisiyse barış. Çarpık ve çift bilinmeyenli denklemler arasında,kendimi bir sirkte gibi hissediyorum.Sahneye çıkış,dalga geçmeye hazır kalabalığın önünde problemi çözmeye çalışma safhası ve aşağıya iniş.Çarpık olan bana gösterilen mi,yoksa bizzat benliğim mi?Ya dünya değilse ekseninde kaymış olan,ya ruhlarsa gerçekliklerine tersten bakan?Ya asıl ölümsüz olan bedense,ya ölüm keşif yolculuğunun kendisiyse? Megafondan geldiği belli olan bir ses girer,kişi kendi yanılsamaları içinde boğulmak üzereyken:"Evet bayan ve baylar,şaklabanımızın düşüncelerini dinlediniz.Hadi hep beraber,gülelim ona." Çok büyük bir gürültü,patırtı,kahkaha ve alkış seslerinin alışıldık kaosu.Tekrar ses duyulur:"Geldiğiniz için çok teşekkür ederiz,çıkışlar soldan.Unutmayın;Sirk aynadır sizlere ve size gösteri sunmak zorunda kaldığı için dıştan gülüp içten ağlayan bizlere.Hoşçakalın" Ve ses yankı yapar... Ve ses yankı yapar... Ve ses yankı ... Ve ses yankı ... Ve ses ... Ve ses ... -Sessizlik- 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fcuk the life Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 13, 2007 Misafirperverliğim bukadar.. artık gitmeliyim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
seven of spades Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2007 the person you have called, can not be reached at the moment.. please try again later.. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Jessica Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2007 şimdi ayak seslerine uygun bir şarkı sözü yaratmaktan çok kendisi hakkında düşünüyordu..Geleceği,geçmişi,kimliği,ve daha birsürü fasa fiso.Herşeyi içine hapsetmiş olmaktan,oyunlarının tek kişilik olmasından ve onları yalnız başına izlemekten çok sıkılmıştı..Hayret ne gülümsüyor ne de ağlıyordu,oysa onun hayatında bu ara duygulara geçiş izni yoktu.Bir kırmızı ışık gördü,bekledi kaldırımlardaki diğer insanlarla,sarı ve sonra yeşil,geçmedi karşıya,yoluna devam etti... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2007 ...keyif benimse kimse karısamaz ruhumu keyfine gönderince... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 14, 2007 ....baş ve kuyruk...birbirine bakar..döner durur ... ve kahkahalar derinden... &... son yok, sona dair...arz ve arş kutsar simdi her kaynagı ve dökülenleri...çiftleşme dahil... &... an'da geleceğe dair bir türkü, dünün çocuklarının dilinde... awaken /november dooms Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fcuk the life Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2007 Aydınlık,karanlığın sarmaladığı kadar aydınlık. karanlık,aydınlığın bıraktığı kadar karanlık.. Bugün yarının,yarın dünün habercisi..aynı döngü..Döngü,bugününüz kadar farklı. fark,yarınınız kadar basit.. Varoluşun nedeni yok. Doğum-ölüm.. Ölüm,doğmanızın sebebi.. Doğum,ölmenizin nedeni.. Aydınlık, ..... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Deaths_Expulsion Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2007 bana mutsuzluğu verdiler acıyı yaşattılar ve hissizliği hediye ettiler üzülmek nedir bilmem peki ya birisinin arkasından ağlamak özlemek , gözünden yaşların süzülmesi yıllar önce unuttuğum şeyler yoo bunlar bana göre değil di kim beni üzebilirdi kimi düşünürdüm ki kilit bile vurmamıştım kalbime kilit vuracak bir kalbim bile kalmamıştı zaman ve insanlar harabelerin mükemmel ikilisi,alıp götürmüşlerdi yıllar önce döküntüleri bile kalmamıştı sevemiyordum kimseyi ve işte finale bir adım kala yoksa alışılagelmiş kötü son mu başrolü sana devrettim senaryo yazarı , yönetmen hepsi sensin hayatın içindeki bu filmde geç kaldım çekimlere bir duygu kadar sevmek bilemezdim ki bana benzediğini benim gibi olduğunu sevemediğini ben ölümsüzlüğü terkedip sana geldim sen ise ölümsüzlüktesin şimdi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2007 suçluyu oynama artık..bal gibi de eşşek gibi de biliyosun neyin ne olduğunu..kimlerin ne kadarlık olduğunu....affet artık...lütfen.... ormana git..ağaçlara beni sor....anneni sor....hatta babanı da sor... dinle...zırvalamadan önce... yağmur iç biraz...toprak ye...yaprak ye... doymazsan beni de yiyebilirsin canım yanmaz... neremden başlarsan başla...bon apetit!!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
coldhellangel Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 15, 2007 gece uzun karanlığı siyah sessizliği acımasız gün yorgun ruh kararsız uykum yok beden tutarsız. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.