Eolo Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Meğer tüm mumlarımı senin için yakmışım. Tüm şarkıları senin için söylemişim. Ah senin için yazmışım tüm o şiirleri. O mavi akvaryumları... Aynaları senin için kırmışım... Son bir yalan daha diye ağlamışım. Son bir yalan daha söyle bana ve gitmemen için sakladığım postallarını sana getireyim. Son bir yalan... Bir kez daha fısılda kalbime ve beş dakika daha kalman için öpüşmeyeyim yalandan. Ah lanet olsun seni seviyorum. Lütfen saçlarıma dokun ve gülümse. Sigaramı yak ve hırkamın altındaki çıplak karnımdan öp. Bırak kalsın postalların... Gitme.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PiaA Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 ...sevebilmek istedik sevilebilmenin arsız yollarını tırmanırken ya da sevilebilmek istedik sevmenin yüceliğini unutmuşken...suçladık daha bir asi olduk hakkımızdı bu geç anladık belki ama suçlayamayanlara akıttık tüm zehrimizi kaybettik ne varsa kendimiz gibi onlarıda... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Sevilmek, sonsuz sevgiyi vermeden; bencilce... Sevmek, akmak sevdigine; caglayanlar boyu delice... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PiaA Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Nereye gidiyorum bilmiyorum artık hayellerime değil ama bilirim her hayelde bir umut vardır her umudun olduğu yerde bir şeytan gördüm...gizemli kasaba meşalelerine gitmiyorum ya da karlı buz dağında aşka sarılmaya da değil bir müzikalde palyaço kılığında bir şarkı söylemeye de gitmiyorum ben gidiyorum işte sadece öylesine hepsi bu...yağmurlarda boş caddelerde dans etmeye gidiyorum sevgiliyle bana aşkla dokunacak bir el bulmaya gidiyorum bir şeyler yapmaya değil bir şeylere sahip olmaya gidiyorum kendim için değil adım için değil yüreğim için çıkıyorum bu sefer yola...bilinmeye değil yaşanmaya gidiyorum ben gidiyorum işte hepsi bu...serseri bir gecede bir yudum bira içmeye gidiyorum soğuk zaten sarhoşluğun kahkahasıyla soyutlarken bedenimi hazlardan. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BayParadoks Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2016 Kaçan vapurları yakalasak seninle el ele, nefes nefese ,kahkahalarla , küçülse gözümüzde kalabalık limanlar insanlar hatıralar , gıpta etse hayallerimize kanatları olsada özgür olmayan martılar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BayParadoks Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 24, 2016 Kendim olmuştum , suçlu olmadığım halde kaç kere ayakta durmuştum, kavga ettikten sonra bile yardım etmek için peşlerinden koşmuştum ona rağmen güneş doğduğunda ben yokmuşum unutuyorlar dolunayda çok yorulmuştum , sevilmediğime bozulmuştum , anlamıyorum daha önceleri neyden korkmuştum , gece yine gözlerim dolmuştu sabah uyandı ben yine yok olmuştum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yelisss Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2016 Bizler çoğunlukla kendi kendimizi kısıtlayacak bir şeylerin yolcusu oluyoruz.... oysaki hayatımızda sıkıntı yaratan meseleler bazen sadece biz izin verdiğimiz için yaşanıyor...... eğer düzelmiyorsa geride bırakmak yerine, sürekli bir şeyleri düzeltmek için kendimizden taviz verirsek emin olun kendimize haksızlık ederiz... bilelim ki, gerçekten aslolan güzellikte hiç kimsenin kimliğinden uzaklaşması ve bu yüzden acı çekmesinin adı kader olamaz...aklımız niye bahşedildi Yaradandan bize o zaman ........ su akar yolunu bulur sözü güzeldir,,,ben de sık sık kullanırım...ancak kullanım alanını iyi seçmek lazım diye düşünüyorum... çünkü suyun akıp bulacağı yol bazen öyle çetindir ki, zaman hızla geçerken varılan nokta, aslında boşa kaybedimliş vakit olur ve geri dönüşü yoktur...... evet bu yanlış gidiyor ve ben bu yanlış olsa bile içinde yer alıp düzeltebilirim derken,,bunun da bir süresi olmalı...bir sabrı olmalı değil mi,,,,bir ömür sürerse ne olacak peki... hayır hayır....sineye çekerim, bununla yaşarım demek de tembelliktir bana göre....belki de kişinin kendi kendini çok acı şekilde kandırması olur......kendinize sağlıklı ve verimli yaşayacak şekilde önem verin lütfen..... çünkü sizden bir tane daha yok.... Astroloji danışmanı irem Su. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 2, 2016 Kapı çalınıyor ve kısa bir koridorun geçilmesi yoluyla kapıyı açmak mümkün görünüyor. Tek sorun kısa koridorun aşılması. Yer yüzü pek sakin duramıyor koridor boyunca, nedendir bilinmez. Diyelim ki kapıyı açmayı başardık. Karşılaşacak olduğumuz şey yeni bir kararsızlık olabilir mi? (Neden olmasın?)Eğer kararsızlıksa ve varsa bırak kapalı kapılar ardında kalsın. Tüm bu olasılıklara rağmen kapıyı açmak denenir. -selam. -selam, hoşgeldin. Sen miydin? -bilmem. Ben miydim? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Eylül 3, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 3, 2016 Bir kulenin tepesindesin ve her yanın zifiri karanlık. Sol elinde tuttuğun sigaranın közü dışında bir şey görmek pek mümkün değil. Derin düşüncelerine eşlik ediyor, serin esintiler. Korkuyorsun, çünkü görmüyor, nereden, nasıl ineceğini bile bilmiyorsun. Bir yerden ekşi çöp kokuları geliyor. Derin sessizlik hakim sanıyorsun etrafta. Bir den sonkiüçdört yankılanıyor ve yine büyüleniyorsun işte. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yelisss Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 4, 2016 O kadar emindim ki başından beri yaşadığım herşeye. Bu inanılmaz bir şey, bu kimsenin başına gelemeyecek kadar kimsenin yaşayamayacağı kadar güzel bir şey derdim. O kadar emindim buna. Halbuki yaşanan doğru düzgün bir şey olmamasına rağmen... Onca senenin yarısı küslükler kavgalar kırgınlıklar diye atsak çöpe elimizde hiç bişey kalmazken ben hep harika bir şey olduğunu düşünürdüm. İçimde kaldı her şey. Ben kendimi kimseye bu kadar açmamışken ve bunu başaran kişi sadece senken , bunun değerini hiç bir zaman bilememiş olmana mı yanayım yoksa sevgimin değer vermemin çöp olmasına yaşanamamış olmasına mı yanayım? Gözümü karartmıştım çoğu şeye mantığımın almadığı şeylerde bile.. Hata ettiğimi bile bile pişman olacağımı bile bile devam ettim yanında kalmaya. Evet, bu sefer haklısın çok pişmanım. İçimde gereksiz yere büyüttüğümü anladım seni. Kırılma sakın yada kırıl beni kırdıkların gibi, ama pişmanım. Beni haketmediğini anlamama rağmen, defalarca belki dediğim için de pişmanım ve beni sözlerinle, davranışlarınla değersiz hissettirmene rağmen hala aklımın sana gitmesine de kızgınım ve seni çok sevdiğim için de pişmanım. Meğerse başından beri hiç olmayacak şey için çabalayıp durmuşuz pardon, çabalayıp durmuşum doğrusu böyle. Kendimi kandırmışım göz göre göre böyle aptallık olabilir mi? Bazısı hayır iyi niyet der şimdi buna hayır bendeki iyi niyet değil kesinlikle saflık da değil aptallık! Ve evet sen de aptalsın ki bunca zamandır git demene rağmen defalarca kendin geri dönmek istediğin için. Yada gel oyun diyelim her şeye, be adam 3 sene oyun mu oynanır insan hiç bıkmaz mı? Neyse, ben zaten kolay kolay kabullenemezdim bir şeyleri yada ayrılığı böyle ara ara gelgitli ilişki iyi oldu ve uzaklaşmamı soğumamı sağladı bana tek faydası bu. Ama dedim ya bu güzelim içimdeki sevgiyi yaşayamadığıma yanıyorum. Değer bilmeyen senle yaşadığım için yanıyorum. Her şey çok güzeldi ama kabul et güzel anlaştığımız zamanlar güzeldi gerisini sil at.Bazı aşklar vardır acı çekmesi bile güzeldir bu insan için çektiğim acı az bile dersin ki başında ben de öyle söylerdim zamanla anladım bunu da. Zaten ben her şeyi sonradan anlıyorum bunu da aptallığıma verelim hadi. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Sanıyorum Ki... ne dileklerim ne dualarım bitecek yakında beni tanrı bile göremeyecek kirli gökyüzünün altında ve duyamayacak çok fazla gürültü var bu tuhaf dünyada isteklerim bitmeyecek mümkün olanı isteyeceğim, evet ama mümkün olan çürütüldü (bi' dağ vardı ya, ineğin kaçtığı) kurutuldu, zalimce yakıldı inanmazsın sırf bu yüzden ortalık toza dumana karıştı. Ulaşamayacağım mümkün olana ulaşmak mümkün değil artık ona... Sanıyorum ki hayallerim hiç gerçek olmayacak zaten bir yudum canım ne akla hizmet savaşım? benim bir başıma yaratıcılığım yarattığı düzenle savaşabilir mi milyonlarca insanın? Sanıyorum ki aslında hiç var olmayacağım o yarattığınız kalıp var ya ben o kalıba ... (öhm!) sığmayacağım . Sanıyorum ki kanatlarımı hiç çırpamayacak hiç gerçek bir yağmurda ıslanamayacağım; yalnızca tanrının göz yaşları altında sırsıklam olup özgürlüğü hissetmeye çalıştığım. Sanıyorum ki hiç kutsal bir suda yıkanıp günahlarımdan arınamayacağım Neden dert ediyorsam zaten koparıp dalından yasak meyveyi bile tadamayacağım insan, eyy insan! tanrınınkinden şaştın ve kendi düzenini yarattın ahh insan, obsesif insan... illaki soruyorsun değil mi? lezzetine fazla takıldın. biliyorum duymak istediğini "ellerine sağlık" ama... yalan yok "tuzu fazla kaçırdın!" heyy, insan! kibri taşan, şeytanı aşan, bi yandan da onu taşlayan insan, ey insan! 'hata'yı da yarattın mı? Sahnesi ahşap bile kokmayan tiyatro oyununuza, tüm o yarattıklarına gülüşlerim, sövüşlerim... hata mı olacak veyahut bu asi genç iskemleye mi çıkacak? (iki ucu otoriter değnek) sanıyorum ki, ben sizin dünyanıza uzay dediğiniz boşluktan geldim (Gerçi dolu, boştan boş boş, doludan doluymuş mantık falan yokmuş) Ama ben de insanım (bi' saniye, sanırım utanmalıyım?) ve bazı zamanlarda umutsuzluğa kapılırım bi kaç cümle karalayıp beni bana anlatırım yazdıklarımı şaşar kendime kızarım ardından bağırırım içimde yankılanır "bu kağıdı da yırtıp atacağım !" http://cdn.viralno.bg/wp-content/uploads/2016/09/magicheski-iliustracii-12.jpg yapmasam ya böyle daha ne ışıklar tutacağım... heyy, insan! Ey insan, bu ben var ya ben hep karşında duracağım ve seni çook aşacağım. heyy, insan! Ey insan, ne çok yıldız var senin bakıp da göremediğin ben hepsini sayacağım! -edacık cık cık cık #kendimianlamaçabam 4 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Eda, okudugum en mukemmel siirlerden biriydi... yazmayi birakirsan sana psikolojik siddet uygularim gecenin bu saatinde hic bu kadar ciddi olmamistim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adEda Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Eda, okudugum en mukemmel siirlerden biriydi... yazmayi birakirsan sana psikolojik siddet uygularim gecenin bu saatinde hic bu kadar ciddi olmamistim Teşekkür ederim AurorA. benim de uzun zaman sonra, gerçekten odaklanıp kafamı yaptığım şeye verebildiğim ilk andı. Ondan olsa gerek. Beğenmiş olmana sevindim. : ) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PiaA Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Bazen hayatın kıyısına yazılmış baş harfler gibidir insan. İlk dalgayla silinmeyi bekleyen ama sonsuzluğu düşleyen.. Bazen de kumdan bir kale gibisindir, Kıyıdan biraz uzakta.. Güçlü bir dalga gerekir seni yıkmak için, Bir çocuğun umutlarını taşırsın kumdan duvarlarında, Yine de bilirsin o dalga gelecek ve yerle bir edecek güvendiğin mesafeleri.. Bu bahsettiklerim gibidir insanlar.. Bende böyleydim elbette, Taki seni sevinceye kadar.. Şimdi ben senin okyanusunda devasa bir dalga gibiyim, Gücünü senden alan ve karşısında hiçbir gücün duramayacağı.. Sen. Bana hayat veren okyanusun kalbi... Ne diye hala korkarsın dalgaların dineceğinden.. Ben ki her rüzgarın içinde her fırtınanın eşiğinde olanım. Sen okyanus oldukça ben sırtını okşayanım. Sen ve ben bir oldukça ne bir şehir dayanır bize ne bir kale ne de bir gemi.. Uyanıpta okuduğunda bu cümleleri, Bil ki seni seven bu adam ölse bile ilk yağmurda koşar yanına. Ben...Pia. Seni ölümden öte bir yaşama hevesiyle seviyorum. Ve sözlerime şahit olsun ki gökyüzü, var oldukça ruhum, seveceğim seni.. http://www.rathdownegalleries.com.au/RG/wp-content/uploads/2016/02/dickson-ocean-swell-etch.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 minik minik solucanlar sevdim dün. sonra hepsini yedim. her şeyi tükettim. ağaçlardan roket yaptım. kendimle barışıp kafamı kopardım. dün hiç uyuyamadım ve kulağımda bir ses geleceğe dair bilinç oynamaları yaptı, beyin kimyamdaki gerekli değişiklikler muhtemelen orion kaynaklı bir düşmancıl ırk tarafından yapıldı. gelecek enkarnasyonumda demonolojist olmam kararlaştırıldı. manglik kişiliğimin etkisi, eser miktarda hür irade ve bolca mars-satürn determinizmiyle karar galaktik meclisten geçmiştir. yürütme kurulu başkanlığı baloncuk evrendeki uzak bir boyuttan farklı bir humanoid ırk tarafından koordineli olarak yürütülmekte, bir sonraki bedenlenme için zihine eşgüdümlü psiyonik enerji atakları gönderilmektedir. midem hafiften bulanıyor ve safra sıvısının sarımsı organik karbon yoğunluklu bileşimlerini tüm vücudumda hissediyorum. oksijenli solunum bir memeli soytarılığıdır. ama yüzyıllardır bizi iyi oyalamıştır, bunu gören bazı yüksek petrol şirketi başkanları kravatlı totoşların dikkatini çekmiş olmalıyız. kordalı memeliler olarak bizi izleyen kenafir gözlülerin içindeki atardamarların hücreleri kadar evren tarafından farkedilmemek gerçekten de büyük bir lütuf olsa gerek. varoluşçu provokasyona şalterleri yakana kadar devam. pasif dirençsizliğimiz tüm ihtişamıyla sürecek. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
palyacho Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2016 Sanıyorum Ki... ne dileklerim ne dualarım bitecek yakında beni tanrı bile göremeyecek kirli gökyüzünün altında ve duyamayacak çok fazla gürültü var bu tuhaf dünyada isteklerim bitmeyecek mümkün olanı isteyeceğim, evet ama mümkün olan çürütüldü (bi' dağ vardı ya, ineğin kaçtığı) kurutuldu, zalimce yakıldı inanmazsın sırf bu yüzden ortalık toza dumana karıştı. Ulaşamayacağım mümkün olana ulaşmak mümkün değil artık ona... Sanıyorum ki hayallerim hiç gerçek olmayacak zaten bir yudum canım ne akla hizmet savaşım? benim bir başıma yaratıcılığım yarattığı düzenle savaşabilir mi milyonlarca insanın? Sanıyorum ki aslında hiç var olmayacağım o yarattığınız kalıp var ya ben o kalıba ... (öhm!) sığmayacağım . Sanıyorum ki kanatlarımı hiç çırpamayacak hiç gerçek bir yağmurda ıslanamayacağım; yalnızca tanrının göz yaşları altında sırsıklam olup özgürlüğü hissetmeye çalıştığım. Sanıyorum ki hiç kutsal bir suda yıkanıp günahlarımdan arınamayacağım Neden dert ediyorsam zaten koparıp dalından yasak meyveyi bile tadamayacağım insan, eyy insan! tanrınınkinden şaştın ve kendi düzenini yarattın ahh insan, obsesif insan... illaki soruyorsun değil mi? lezzetine fazla takıldın. biliyorum duymak istediğini "ellerine sağlık" ama... yalan yok "tuzu fazla kaçırdın!" heyy, insan! kibri taşan, şeytanı aşan, bi yandan da onu taşlayan insan, ey insan! 'hata'yı da yarattın mı? Sahnesi ahşap bile kokmayan tiyatro oyununuza, tüm o yarattıklarına gülüşlerim, sövüşlerim... hata mı olacak veyahut bu asi genç iskemleye mi çıkacak? (iki ucu otoriter değnek) sanıyorum ki, ben sizin dünyanıza uzay dediğiniz boşluktan geldim (Gerçi dolu, boştan boş boş, doludan doluymuş mantık falan yokmuş) Ama ben de insanım (bi' saniye, sanırım utanmalıyım?) ve bazı zamanlarda umutsuzluğa kapılırım bi kaç cümle karalayıp beni bana anlatırım yazdıklarımı şaşar kendime kızarım ardından bağırırım içimde yankılanır "bu kağıdı da yırtıp atacağım !" http://cdn.viralno.bg/wp-content/uploads/2016/09/magicheski-iliustracii-12.jpg yapmasam ya böyle daha ne ışıklar tutacağım... heyy, insan! Ey insan, bu ben var ya ben hep karşında duracağım ve seni çook aşacağım. heyy, insan! Ey insan, ne çok yıldız var senin bakıp da göremediğin ben hepsini sayacağım! -edacık cık cık cık #kendimianlamaçabam Tebrik ederim, sakın bırakma yazmayı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2016 Kendimi işe yaramaz bir teneke parçası olarak gördüğüm zamanların bir kısmında. Başıma bir şeyler geldi. Çok karanlıktı önceleri, sonra birden çok aydınlık, ani sıcak, birden soğuk. Derken kendimi kocaman bir yerde, benim gibi zilyon tane daha olan bir odada buldum. Şaşkın şaşkın etrafa bakınırken neden kimse konuşmuyor ki dedim, kendi kendime. Sonra acaba beni duyuyorlarmı diye ses verdim, ama cevap veren olmadı. Birden oda hareketlendi, hızlıca gidiyorduk ancak ben yalnızca tavanı görebiliyordum. sonra mekanik sesler duyulmaya başladı ve git gide eksiliyorduk sanırım. birden bire bende hareketlendim. vvoohhaaa o da neydi? sert bir darbe ve hala süratle gidiyordum. Birden durdum ve birkaçımız birlikte birşeylere dolandık ve bir köşede beklemeye başladık. Yine ani bir hareketlenme ve yüksekçe bir yerdeyiz. daha büyük gruplar halinde yolculuk ediyoruz artık. neden anlamadım ama durduk. Bir kapı önüne bırakıldık birkaç adediz toplam. birisi gelip bizi dolandığımız şeylerden kurtarıp serin bir yere koydu. Aslında iyiydi buranın manzarası hem yüksek falan. birden bir sıcaklık hissettim ve hayıııırrr yine gidiyordum işte, ama daha yavaş bu kez. hafif bir sancı hissettim sonra yerde dönüp duruyordum kendi eksenimde onu farkettim. Bir kaç gürültü duydum, sonrası biraz gölgeli. Daha küçük insanlardı bunlar ve daha kalabalıklardı. Bir kaldırım taşının sert bir şekilde üzerime indiğini gördüm, dişlerimi sıktım ama nafileydi. birkaç darbede dümdüz oluvermiştim. Ama sanırım yeteri kadar olamamışım ki darbeler devam ediyordu. O zaman yeniden anladım ki; işe yaramaz bir teneke parçasıysan eğer, işe yaramaz bir teneke parçasısındır aslında. Daha fazlası değil. Her zaman, her yerde. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Eylül 25, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 25, 2016 Hayat bazen bilgisayarınızın fanından gelen o tekdüze ses gibidir. Tek fark fişi çekmek o kadar kolay değildir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Eylül 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 29, 2016 Ellerinizin, ayaklarınızın veya burnunuzun değil de, içinizde bir yerlerin üşüdüğünü hissediyor musunuz? Böyle donarcasına değil de, acıtırcasına. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SilverCavalry Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 Bir adam neden susar,neden suskun olur? Çünkü kelimeler de acı verir insanlara. Dusuncelerin biçim bulmuş,duygu ve hislere burunmus dusunceler,bazen bir saplanır insana ve acı verir. Birisi suskun olur çünkü,soyleyecegi sözlerin güzelliğini o perdede saklamak ister,ona özel olanı,saf bırakır. Akla gelen onca dusunce ve yapılacak şey,bizi canlandırır. Yaşadığımız nasıl hissederiz? Kimileri 5 dakika geçirmez biriyle konuşmadan,kimileri kalamaz sevdiği olmadan,peki ya ben? Ben neye bagliyim? Ben neyin kolesiyim? Surekli övünme isteği ve insanlar tarafından sevilmek istenen bir köle degilim,surekli başarma veya birşeyler yapma değil. Prangalar ve zincirler,herseyden kopunca serbest kalır. Neye bagliyim suan? Nasil hiçbirşey yapmadan onca önemli insanın sevgisini kazandım? Güveni nasıl kazandım? Aciyla mi? Parayla mı? Nereye geldim,nereye gidicem? Ne var bu pandora kutusunda? Sıradaki sahne ne? Kim başrol,kim yanrol olucak? kelimelerde kaybolabilir miyiz? Bilinmeyen sonsuzlukta ve döngüde kayboluruz ve ben yari kayibim. Ve kaldiramicagim için,kararsizim. Hepimizin elinde iki seçenek var. Hepimizin elinde bir silah var,tek mermisi olan. Ve bunu ya sıradaki kapinin kilidine sıkarız,yada kafamızda. Asla kafama sıkmıcağıma gore, sırada ne var? Soralım hadi kendimize,siradaki nedir? Kapıyı açıp farklı şeyler mi yasicaksiniz,yoksa olsugunuz yerde bekleyip rutine devam mi? Ne zaman hayat tahmin edilmez ve ümit dolu olur,iste o zaman merkezde biz oluruz. Ve bu show,devam ediyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SilverCavalry Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 Haydi o zaman,saklayin beni sahnenin perdesine, Gulumu kendim bırakırım olduğum yere, Son bir hareketle, Perde kapansın Yeni müzikallere! Yalancı ve yağcılar, Kendinden şüphe edip ustune alınanlar, Sosyal ve halktan olanlar, Ve birde kendi dunyasinda yasayanlar! Hep birlikte ve hep beraber, biz baticaz, biz cikicaz! Ümit dünyadaki en guzel şeyse, Ben ümit ışığı olayim oyleyse! Doldum tastim ümit ışığı ile, Gece ve gündüz oldum doğayla birlikte. Hangi maske en sevdigin? Üzgün mü mutlu mu? Yoksa en sevdiğim diyip diğer dislasigin mi? Kim o en sevmedigin ama sevilen? Arzulayip da alamadığın mi, Yoksa aptalligindan kaçırdığın mi? Kırmızı olan mi Gokmavisi olan mi? Bunun mu onun ayakkabısı? Şu mudur bunun takısı? O mu yanlış Bu mu yanlış? Hangisi yanılmış hangisi bunalmış, hangisi bırakılmış hangisi bırakmış? O bunu mu yapmış? E peki biz ne yapmisiz? Aa,e biz onu bunu pohpohlamisiz? Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuslar, onuncu köye muhtar yapmışlar. Güzel bir giysi,biraz sert takılmış, koymuslar bikac yancı yana, oh ağam vay ağam dedirtmisler, en azından doğruyu sevmişler. "Dokuz köyde ne olmuş?" E ayni şeyler? E madem öyle,ne farkı kalmış on koyun birbinden? E cevap basit degil mi? Hayatta dokuz yanlış da aynı işlemiş,bir doğru da. E haydi o zaman,benden size elveda, sözlerde oldum alabora,haydi hepinize yakşamlar ola.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 11, 2016 sarp dağların yamaçlarını yırttım dionysosçu yıldırımlarla şeytanın şarkılarını haykırdım uçsuz sonsuzluklarda ve şimdi döne döne yükseldim spiral dünyada bir kuş gibi anka kuşu gibi küllerimde milyonlarca makrokozmosla Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ekim 18, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 18, 2016 Ellerim ceplerimde yürüyordum, çok uzak olduğunu düşündüğüm sokaklarda. Islak bir banka oturdum sonra, aldırmadan. Omuzlarımdan dökülen saçlarım ıslanıyor, içimdeki yangını gram itfa etmiyordu. 'Umut, cebindekilerdir,' derler. Hepsini çıkarıp döktüm yanıma. Bir nazar boncuğu, bir çok amaçlı çakı, bir kaç benzin fişi, bir miktar para. Ellerime baktım sonra bir bileklik. Bir kolye boynumda. Bunlar mıydı beni ayakta tutan? Hepsini orada bırakıp gitsem, unutur muydum kim olduğumu? Kurtulabilir miydim yüklerimden? Karışabilir miydim yüzümü göğe çevirip gözyaşlarıma karışan yağmur damlalarının arasına, tersine istikamette yol alıp, karanlık bulutlara. Yok olur muydum bambaşka topraklarda veya yapraklarında bir ağacın? 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 21, 2016 Yeni sigara paketinin jelatinini ağır hareketlerle açıyor, bir yandan da garip bir düşünce hortumunun içinde şuursuzca dönüp duruyordum. Aklıma bir şey takıldı birden, kendime gelir gibi oldum. Durup düşününce üzerine; tabutum için ihtiyacım olan 8 santimetrelik çivilerin bir kısmı olan paketi yeni açıyormuşum gibi geldi. Sanırım tam vaktinde, hoş geldiniz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Ekim 22, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 22, 2016 deformasyon dejenerasyon çürüme bozulma ayrışma ölüm kararma islenme tozlanma paslanma örümcek ağlarının içinde ölümle orgazm kuru kafalarla dans sonsuz karanlığın içine kozmik boşalma işte budur benim hayatı çarpıtma anlayışım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.