arecrateria Yanıtlama zamanı: Kasım 21, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 21, 2016 Serin sayılabilecek bir hava, yalnızca uzak mesafede sonu aydınlatılmış hiç bitmeyen, zemini taş döşeli bir sokak. Kim olduğunu bildiğimi düşündüğüm ama görmediğim, fazladan bir çift ayak sesi duyduğum. Kaybolur endişesiyle dönüp bakamadığım, zaten baksamda göremeyeceğim. Yürüdüğüm yolda yankılanan ayak seslerim misin? Değilsen olur musun? Olursan ölür müsün? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 22, 2016 Sizin hayatlarınız da dur! ihtarınıza uymayıp öylece geçip gidiyor mu? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2016 Bir gün daha öylece geçip gidiyor. Ömürden. Zaman herkes için aynı hızda akıyor ve malum sona aynı hızla yaklaşıyor herkes. Kiminin bakışları gezegen bulutlarda sabit, uzayın derinliklerini seyrediyor aslında farkında değil. Kimisi güle oynaya gidiyor ölüme o da farkında değil. Çocuklarınızın karnını doyuruyor ve mutfağa kilitliyorsunuz kendinizi. Yoğun gaz solumak suretiyle son vermek istiyorsunuz bu yaşama, başarıyorsunuz da hatta. Ekmek almaya giderken herhangi bir kaza eseri ölmüş olmaktan daha yüce değil mi? Yoksa ölmüş olmak, ölmüş olmak mıdır? Çöpe atılsa bedeniniz, sokak hayvanları beslense bedeninizle ve siz devam etseniz onların bedeninde daha mı tercih edilir olur? Ne dersiniz? Hoş olmaz mı? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Kasım 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 29, 2016 Uyku sorunumdan bahsettiğimde "güzel geçirdiğin günlerini düşün ve rahatlamaya çalış, bende işe yarıyor" diyor bir arkadaşım. Deniyorum. Güzel hatıraların olduğu günleri hayal etmek güzelde, geçmişte kalmışlıkları ve bir daha asla geri gelmeyecekleri kısmına varmak daha beter bir hale getiriyor insanı. Dişlerimi bile fırçalamış olmama tağmen kalkıp bir sigara daha içiyorum. Yokluğuna ve uykusuzluğuma yakıyorum karanlık odada çakmağımı. Alamadığın nefesleri alıyorum sigaradan. Ne kadar acıtıyor bilemezsin. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Koca bir tarlanın orta yerinde ağzım gözüm saptan samandan, bir fötr şapka kafamdan, çalı süpürgesinden kollarımı açmış birileri gelip sarılsın diye bekliyorum sanırım. Ne kadar zamandır buradayım en ufak fikrim yok. Üzerime iliştirilen elbiseler rüzgarda uçuşup duruyor hafiften sarsılmama sebep olsalarda beni yıkmaya yetmiyorlardı. İşte, yine o kuşlar geliyordu. Tek dostu onlardı herhalde bu ıssız yerde başka kim bulabilirdi ki onu? Açık kollarıma konuyor ayak üzeri laflıyorduk. Sonra kanatlarını çırpıp gidiyorlardı geldikleri gibi. Benim de kollarım açık ancak onlar gibi uçamıyordum. Demek ki uçmaya yaramıyor bu kollar çıkarımına vardım kendi kendime. Sakallarımın bir kısmı uçuyor, rüzgara karışıyordu. Kimsenin aldırdığı yoktu bana. Ben bile aldırmıyordum artık böyle şeylere. Cevap aradığım tek bir soru vardı aklımdan çıkmayan. Gelip hiç kimse sarılmayacaksa bana o sıcacık bedeniyle sıkı sıkıya. Ben neden kollarımı açmış şuursuzca bekliyorum burada? 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PaTeNoS Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Sonunda kurtuluyorum bu illetten Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Aklımdan geçiyordun, bir uğrayayım dedim. Ne var ne çok? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
PiaA Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Çatlamış bir dudak çekici gelir insana, susamış bir köpek daha tatlıdır, ağlayan bir bebek gülümsetir yüzümüzü, düşene tekme atılır, ağlayan kadın fırsattır, kaybeden düşman zaferdir... Verilmiş bize yasak elmanın hep çürük yanı, birde ceza kesilmiş, cennet yok artık diye. Bir kuru dünya bir çiftte meme ucuyla geri dönmeye çalışmışız asırlardır elmanın çürük yanına. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2016 Hayatımın bir film şeridi gibi aklımın önünden geçmesi yerine, sadece bir 'SON' yazısını görmek karşısında daha çok memnun olacağımdan emin olabilirsiniz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2016 Daha fazla kırılmam herhalde diyerek varsayımlarda bulunduğum her defasında ortadan ikiye bölündüm yeniden. Ve o an anladım ki tek sayı değilmişim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 11, 2016 Duyguların dini, dili, rengi, cinsiyeti yoktur. Canlıların tamamında aynı duygular, yaklaşık etkiler bırakır hep. Uzunu kısası, şişmanı zayıfı, zengini fakiri de yoktur. Hissedebiliyorsa insandır bir miktar. Hüzünlü iseniz, her dilde hüzünlüsünüzdür yani. Geçmiş olsun. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Aralık 16, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 16, 2016 Her gün aynı yatakta yatıyor bir gün üşüyor, bir gün terliyordum. Ya ben bu dünya ya ait değildim ya da bu yatak bana ait değildi. Ya ben bu hayatın sahibi değildim ya da dahil olamadığım şeydi hayat. 'ya' larla veya 'ya da' larla dolanıp duruyordum ortalıkta. Ne bana sahip çıkan vardı, ne de aslında elimdekilere sahiptim. Beni anlıyor musun? diye sordum. Evet, dedi. Karanlığa alışmış gözleri çoktandır bana bakmıyordu bile. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Aralık 25, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 25, 2016 Bir miktar su idik. Sudan sebeplerden hep bir arada duran. Birdenbire bilemedik birbirimizin kıymetini. Birdenbire oldu ve bitti her şey. Ama o an hiç belli de etmedik. Şimdi basamağın bir kenarında sen, diğer kenarında ben yok olup gidiyoruz işte. Var mısın dünyanın çatlaklarına dolmaya, sonsuza dek kaybolmaya ebediyyen. Benimle birlikte ömür boyu kuruyup gider miydin? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Ocak 5, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 5, 2017 ben her şeyim. olabilecekh her şey. bazen kainatın en yüce temsilcisiyim, bir an geliyor bazen de belediye çöplüğünden farksızım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Heretik Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2017 bir avuç medikineti al dikkatini toplarsın diye kırmızı parşömenli tutuşturdular ve benden ters takla atıp bir insanmış gibi davranmamı beklediler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Holy Boy Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2017 Hayat öyle bir şey ki, ne insan onu anladı ne de o insanı. İnsan 'boşver' demişti bir kere.Rastgele yaşamak kolayına gelmişti. Hayat ise küsmüştü insana yaşamak bu kadar değersiz mi ? diye. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2017 Kapımın önünde duran sokak lambasına tepeden bakıyor, yağan kar ı gözlemleyebiliyordum ışığında. Kar altında kalan kaldırımlarda çocuklar oynuyor, gürültüleri en üst katın pencerelerini aşıp içeri ulaşmaya yetiyordu. Bense az sonra uyumaya yatmak dışında, ne için uyuyabilirim diye düşünüp durmuyordum. Düşünceler ekspres bir hızlı trenmişçesine geçiyordu, her nereden geçmesi gerekiyorsa. Ben durak değildim ve duramıyordum da zaten. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ocak 8, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 8, 2017 karla kaplı şimdi yer yüzünün bir kısmı. Ve bakınca 'ne güzel' diyoruz. Merak etmeyin bu reklam yakın zamanda bitecek ve tüm çirkinliği ile geri gelecek lanet asfalt, beton, kaldırım taşları. Kaldığı yerden devam edecek hayat, acımasızca... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ocak 8, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 8, 2017 Dünyaya gelmeden önceki halimden bir gün daha uzaklaşıyorum şimdi. Aynı zamanda bu dünyaya ilelebet elveda diyeceğim güne yaklaşıyorum. O iki gün, benim hayatım boyunca tecrübe edebileceğim en uzun zaman aralığı. Ve şu dünya da bana en uzak olan şey yine kendimim. Madem güneş batıyor doğmasın yeniden. Kırıklık kronik mi? Henüz değil... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
reincarnated Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 11, 2017 Şairlerin sol ayağıyım, siyah cübbenin ve kırmızı mürekkebin, akabinde zamansız gelen bir kahvenin, hiç yoksa güler yüzlü umutsuzlukların, mutsuzlukların. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2017 Kendinize bir iyilik yapın ve bu saçma sapan yazıyı okumayın lütfen. Bir bardak su için mesela, çok ciddiyim. Zamanın birinde, hiç kimse yaşamazmış. Dolayısıyla can sıkıntısı, kalp kırıntısı, saç döküntüsü, hayatta kalma dürtüsü içgüdüsü gibi dertler olmazmış hiç. Hatta bunlar o kadar yokmuş ki hayatında, kendisi bile hayret ediyormuş bu duruma. Sonra bir gece sırt üstü yere uzanmıyor, sigarasını tüttürmüyorken yıldızlara doğru, aklının ucundan bile geçmemiş bunu sorgulamak, üzerine düşünmek vs. Birden bire durup gözlerini kısmamış yıldızlara doğru, komple kapatıp, onlara doğru uçtuğunu da hayal etmemiş mesela. Açmamış da ama gözlerini, bakalım şimdi ne olacak diye merakla beklemiyormuş aslında. Birden hiç bir şey hissedemez olmuş. O rüzgarın hafif ürpertisi yokmuş zaten, hiç olmamış da.. 'Sonunda' demiş 'beklediğim an geldi.' Bilmiyormuş günün birinde dünyayı ayaklarının altından çekmeyeceklerini. O yüzden kendisini bırakmış orada. Ve uzaklaşırken el sallamamış, bir veda bile etmemiş kendisine. Bundan hiç pişmanlık duymamış, kendisini kötü hissetmemiş. Kendisini kötü hissetmek demek, kendisini kötü hissetmek demektir ve bu gerçekten kendisini kötü hissetmesine sebep olabilir. Eğer kendisi, kendisi yüzündenkendini kötü hissederse, bu gerçekten kendini çok kötü hissettirir. Ve kendiniz yüzünden, kendinizi kötü hissetmek istemezsiniz inanın. Kendinizi kötü hissetmek istemiyorsanız, kendinize iyi davranın... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2017 Kendimi paha biçilmez tablolar gibi, odamın baş köşesine asasım geliyor. Sonra aklıma geliyor vazgeçiyorum. Sence de iyi yapmamış mıyım? Sen bir harikasın. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
electronicalev Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2017 En umulmadık an , en beklenmedik zaman. Hatıraları silmekle cebelleşen ; ışığa yürürken, Herşeye sebebiyet veren, O'nun çığlıkların da karanlığa gömülecek. Sanılandan daha yakın ve etkili .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
samira Yanıtlama zamanı: Ocak 23, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 23, 2017 Ne kadar çabalarsan çabala,hiç bir şeyin değişmeyeceğini fark ettiğin o an...İnsan o an bir kez daha ölüyor işte.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
arecrateria Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2017 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2017 Boş bir tabut kadar sessizsin Gnoxis. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.