alisa perne Oluşturma zamanı: Nisan 24, 2014 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 24, 2014 10. ve 13. yüzyıllar arasında Katolik kilisesi ve manastır teşkilatı içinde önemli değişiklikler olmuştur. Bunun sebebi 10.yüzyıldan başlayarak Avrupa’nın dış saldırılara maruz kalmamasıdır. Çünkü kuzeyli iskandinav kavimleri Çekler, Ruslar gibi Slav kavimleri ve Macarlar Hıristiyanlaştırılarak Avrupa kültürünün bir parçası haline getirilmişlerdir. Kendi içine dönen ve dışa açılmaya hazırlanan Avrupa’da ekonomik gelişmelerin yanı sıra dini hayatta da bir takım değişiklikler gözlemlenmeye başlar. Avrupa’da merkezi otorite altında birleşmiş olan Fransa, Almanya ve İtalya gibi ülkeler parçalanıp şehir devletleri ön plana çıkarken, daha önce güçlü bir siyasi otoriteden yoksun olan kuzeydeki kavimler siyasi birlik içine girmeye başlarlar.Bu gelişmeler içinde ruhban sınıfının mensuplarının yetiştirilmesi, davranışlarında bir birlik sağlanması ve din adamlarının toplum nezdinde itibarının kazandırılması için bir takım ıslahat girişimlerinde bulunuldu. Bunlardan ilki günümüz Fransa’sında yer alan Burgonya bölgesinde 10. yüzyılda başlayan Cluny hareketidir. Bu hareket Benedikten manastırı sayesinde inzivaya çekilme şeklindeki Batı manastırcılığını, değişen koşullara uyarlayabilmiştir. Baronlar gibi iç güçlere karşı korunmasız olan manastırları ortaklaşa bir çabayla güçlendirmeyi başardılar. 910 yılında Auvergne Kontu Sofu Guilliaume tarafından kurulan Cluny tarikatı mensupları aşırı uzun ibadet ve ayin kurallarını değitirdiler. Birlikte çalıştıkları bütün kardeş kurumların üstünde kendi başrahiplerinin söz sahibi olmalarını sağladılar. Böylece diğer manastırların Cluny rahibine bağlanmasını gerçekleştirdiler. Sonuçta çok sayıdaki manastırlar tek bir önderin idaresinde toplanarak tekbir nizamın uygulanmasını kolaylaştırdı. Cluny hareketi daha sonra kurulacak manastır tarikatlarının ilk örneği oldu.Cluny tarikatı disiplinli teşkilatı ile Papalığın üstünlüğüne destek verdi. II. Urbanus gibi papalar bu tarikattan çıktılar. Böylece Papalık kendi monarşisini ve reformlarını gerçekleştirebilmek için bir model ve güçlü bir destek kaynağı bulmuş oldu. Cluny hareketinden etkilenen diğer bir Katolik tarikat Dominiken tarikatı oldu.13. yüzyılın başında aziz Dominik tarafından kuruldu. Amaçları cehalet, putperestlik ve putperestliğe karşı incilin mesajlarını kavrayan entellektüel din adamı yetiştirmek yoluyla mücadele etmek ve Hıristiyanlığı topluma daha geniş bir şekilde yerleştirmekti. Bunun için daha sonra aziz ilan edilen Dominik, 4. yüzyılda yaşamış olan Aurelius Augustinus’un Hıristiyanlık için oluşturduğu eğitim sistemini kullandı.Augustinus’un din personeli yetiştirmek için yazdığı “Hıristiyanlığın Öğretisi El Kitabı” anlamındaki “Doctrinia Christiana” adlı kitabını esas alarak din adamı yetiştiren okullar kurdu. 1216 yılında Dominik tarikatı Papa tarafından kabul edildi.Aynı yıllarda Aziz Dominik’in çağdaşı olan ve Orta italya’daki Assis şehrinden Fransis lakaplı bir rahibin kurduğu Fransisken tarikatı de 13. yüzyıl ve daha sonraki dönemde Hıristiyanlığın önemli tarikatlarından biri oldu. Rahip Fransis ruhban sınıfının dine yakışmayan tavırlarını şiddet kullanarak ya da merkezi otoritenin gücünden istifade ederek değiştirme yolunu tercih etmedi. Hz. isa gibi fakirlik içinde sade bir hayatı tercih ederek Hıristiyanlık ilkelerini sıradan insanlara aktarmak için uğraştı. Kısa sürede ona bağlı keşişler Avrupa’nın pek çok bölgesinde özellikle taşrada sıradan insanla iletişim kurmayı başardı. Bunun üzerine Papa 1223’te Fransisken tarikatına onay verdi. 13. yüzyıl Avrupası’nda en çok iz bırakan olaylardan birisi de engizisyon mahkemelerinin kurulmasıdır. 11. yüzyılda Papa’nın ruhani liderliğini dünyevi liderlere kabul ettirmesi ve bu gücünü imparator azledecek noktaya ulaşt Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.