darqrose Oluşturma zamanı: Mayıs 13, 2014 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 13, 2014 Çocukluğumun geçtiği 4 evin 3 ü tekin değildi. Bir tanesi büyükçe bir bahçe içinde müstakil , bir tanesi asırlık girilmeyen karanlık odaları olan bir taş ev, ve sonuncusuda köyde eski evin üstüne kat atılıp yapılmış iki katlı sevimli ev. En güçlü olanları sıralamak gerekirse önce köy, sonra taş ev derim ama bu ev hiç tekin olmamasına rağmen büyük ihtimalle fazla belaya bulaşmamış çünkü hakkında gördüğüm kabuslar genelde evden dışarı çıkamamam gibi şeyler burda saırım babanmin rolü var evden pek çıkarmazdı. Son olarakta bahçeli müstakil ama burdada bir şey olduğunu sanmıyorum küçükken incir ağacından düştüm tamam sonra rüyamda o incirin altına indiğimi ecüş mecüşleri gördüğümü söyleyebilirim ya da bahçede adımın fısıldandığını duyduğumu ama hepsi bu kadaR. Babanem sürekli kutsardı beni evini ve günde 20 saat dua falan ederdi. Kabus görmedim ya da korkutucu şeyler yaşamadım. Bir diğer ev şişlide bahçeli bir müstakil. Bu evde acaip korkutucu olaylar yaşanıyor ve 11 çocuk büyümüş bu evde ve çoğunun başına kötü şeyler gelmiş. Çekilmeler götürülmeler, hayalet görmeler , varlıklar tarafından ele geçirilme, uyarılmalar, mesajlar. Ve bu evde bunlar hala yaşanmasına rağmen hala eşimin babası e bir abisi bu evde ikamet ediyor. Yalan deseniz hepsi mi yalan söylüyor abartma dedim önce uailecek kafayı yemişler ekşın yaratmak için uyduruyorlar dedim. Ama koca koca insanlar böyle hassas bir konuda niye yalan söylesin hepsi aklı başında insanlar birde. Neyse ben 100% perili bu eve sonra değinicem. En son yaşanan şeyi anlatayım o zaman belki olanların boyutu hakkında bir ipucu olur. Kayınpeder ''geçen yıl valide vefat etti'' uyuyacakken bir ses ona şunu söylemiş '' Şeref erkeksen dışarı çık'' ve bunu iki kez tekrarlamış. Kayınpederde caddede açık bir yerin yanında sabaha kadar beklemiş. Bahsettiğim evlerde kötü şeyler yaşamadım aksine güzel anılarım var diye hatırlıyorum. Köye son gidişlerimde başka bir evde kaldık orasıda evin 40 metre ilerisinde ama orayla ilgili hiç bir şey yok. Orda kalırken bile ben öteki eve girip akşama kadar orda zaman geçiriyordum. Bana ne yapıyorsun tek başına diye sorduklarında hiiiç oynuyorum diye cevap veriyordum korkuyorlardı. Ama orada yalnız olmadığımı şimdi anlayabiliyorum bir çocuk yalnız başına niye o kadar oynasın hemde arkadaşları varken? Az önce o evi yıktırmaya çalıştığımı gördüm. Evde yaşayan deli bir adam vardı büyüyle uğraşan onunyüzünden ev harabeye dönmüştü bu gün ben kazandım ama bu rüyalar artık canımı sıkmaya başladı. Bir hocaya sormuştum köyde başıma bir şeymi geldi sürekli kabus görüyorum demiştim bana iki bacağıma arapça adem ve havva yazmamı başıma bir şey gelmediğini söyledi. Sanırım korkmayayım diye gerçeği söylemedi gerçekten bir şey yoksa neden arapça bişiler yazdırmak istesin ki. Hemde aile dostu ve ruhsallıkta mastır yapmış düzgün bir adam. El falımda o anki yaşantımı hislerimi söyledi ve hatta banyoda çişini yapma unutkanlık yapar bile demişti. Bu kabuslardan nasıl kurtulunur bilmiyorum. Gerçekten yıpratıcı olabiliyorlar bazen korkmadığım şeylerden korkar oldum. Olayların üstüne gitmek deşmekte istemiyorum. Önceki gece yine onların benimle oynamak istediklerini gördüm. Biraz akıllıca davrandım ve uyandım ama enerjimi çekmek için bir gece bile rahat vermediler. Köylerde bazı şeyleri doğal karşılarlar gece dışarda kalan hayvanlar bulunduklarında üstlerinde bir şeyler olur kuyrukları örülmüştür mesela genelde bazı şeylerin üstü örtülür köylü insanların enerjileri yüksektir onlara pek bişi olmaz ama benim öyle değil maalesef. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
why Yanıtlama zamanı: Mayıs 13, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 13, 2014 Bi de haberlere çıkan 3 kere taşınıp bütün eşyaları yanan aile vardı.Hangi sebeple bi aileyi takip edip her evini yakarlar ki? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
amonhera Yanıtlama zamanı: Mayıs 13, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 13, 2014 bence sorun evlerde gibi gelmedi bana.. bu evlerde bulunduğun ortak eşya ve insanı araştır bence.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darqrose Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2014 Evlerden birinde perilenmişim ilk zamanlar pek bir şey yoktu yaş ilerledikçe daha korkutucu olmaya başladı ben gelir geçer psikolojiktir dedim ama bu tür olaylar başta önlem alınmazsa gittikçe kökleniyormuş. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
darqrose Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2014 İstanbulda yaşayanlar adaları bilir sessiz sakin elit yerlerdir. Zaten adalara adım attığınızda istanbuldan çıkıp ege sahillerine gitmiş kadar olursunuz. Bu sefer benim dikkatimi çeken ve belki bazılarınızında dikkatini çekmiş olan bir şeyden bahsedeceğim. Özellikle Heybeli ve Büyükada turistik açıdan elverişlidir ama bildiğiniz üzere adalarda kesinlikle ve kesinlikle kamp yapmak yasaktır. Çoğu kişi adaların yerleşkesinin olduğu kısmı bilir denize girme , alışveriş, yeme içme gezme hep adanın ön tarafında yapılır İki adanında arka yüzünde orman ve plaj vardır.Konaklama yerleri yine adanın ön tarafında bulunur. Aklıma takılanda neden adaların arka taraflarında bir tane bile pansiyon çay bahçesi olmaması. Çadır kurmak neden yasak. Çünkü adalarda yaşayan kesim İstanbuldan gelenlerin buralara alışmasını istemez kamp serbest olsa mesela gençler gidip sahilleri koruları büyük ihtimalle işgal edeceklerdir. Sevgilisini dostunu alan buralarda pinekleyecektir doğal olarakta adanın tabiatı bozulacak ve istanbulun diğer sahillerinden bi farkı olmayacaktır buraların. En son gittiğimde büyük bir hevesle çadırımı aldım organizasyonla beraber gitmiştik gece kalırız diye planlamıştım telefonumu kaybettim birisi bulmuş telefonu eşimin patronu almaya gitti adam telefonun sahibi sizi sevmiyor heralde demiş bende durumu farkedince bayağı utandım adam kıpkırmızı oldu sinirden baktım keyfimiz kaçmış son vapurla geri döndük. Ama o hiç gidemediğim adanın arka yüzünde ne olduğunu annemin yaşadığı olaylarla tatmin etmiş oldum o gece oraya gitmediğimede gidemediğime şükrettim=) Annem yaz olunca İstanbulun bütün sahillerine gider çoğu yerde gece kalırlar bazen otelde bazen kamp yaparlar. Özellikle şilede sabahladığız günlerin sayısını hatırlamıyorum. Geçen yaz Heybeliada' ya gitmişler. Eşiyle adayı gezdikten sonra birde arkalara bakalım demişler. Orman yoluna girdiklerinde akşam üzeriymiş. Plajdan akın akın insan kalabalığı geliyormuş orman yolu oldukça ürkütücüymüş derken hastanenin yanından geçiyorlarmış büyük bi kalabalık sesi duymuşlar birileri piknik yapıyormuş gibi sesler varmış. Sesler hastanenin bahçesinden geliyormuş. Eski ciğer hastanesi uzun zamandır kapatılmış durumda ve terkedilmiş. Ne olduğundan habersiz birilerini görme umuduyla seslere doğru ilerlemişler ama sesler gittikçe azalmış ve sonunda kesilmiş. Sahile vardıklarında bir kişi dışında kimse yokmuş. Bizim insanımız genelde günü uzatır helede dört beş kişilerse geceye kadar keyif yapar ama burada güneş batmadan herkes dağılmış. Annemde çay bahçesi mesire alanı görememenin hayalkırıklığını yaşarken resim çekilelim demiş 20 ye yakın resim çekilmişler iki telefondan iki telefonunda flaşı kapalıymış. Geri dönerlerken yolun kenarlarında ki ışıklar tek tek kapanmış onlar ilerledikçe ışıklar sönmüş en sonunda ordan uzaklaşmak için can atıyorlarmış. Eve geldiklerinde çektiğimiz resimlere bakalım erğlenelim demişler sonuç olarak resimleri görünce korkup hepsini silmişler. Resimlerin tümünde en kalite telefonla çekilmelerine rağmen görüntü bozukluğu varmış. Yüzleri gözükmüyormuş ve flaşlı gibi görünüyormuş. Ben bu olayları dinlediğimde önce belediyenin yaptığı bir şeydir demiştim insanları uzaklaştırmak için yapmışlardır diye düşündüm. Resimlerin bozuk olması hiç mantıklı gelmedi. Sonra ada halkının çoğunluğu rum ve ermeni kökenli olduğuna göre işin içinde büyü olabilir diye bir çıkarım yaptık. İnsanları uzaklaştırmak için büyü yapılmış olabilir. İnsanlar o saatlerde huzursuz olup mecbur geri dönüyor olabilirler. İnternette araştırdım hiç bir şey bulamadım. Eminim çoğu insan ne olduğunu bile anlamıyordur. Bizim gibi yıldızı düşük olan insanlarsa hemen olayı idrak ediyorlar tabi ama yazının başında hissettiğim huzursuzluğu düşününce engelleme büyüsüde var diye düşündüm. Yani bazı insanlar bir şeyler yaşasalar bile anlatamıyorlar çünkü anlatacakları zaman aşırı huzursuz oluyorlar ve anlatmaktan vazgeçiyorlar. Konuyla alakalı çok az bilgi var onlarda şöyle; adaya indiğim gibi, burda hiç olay olmaz polise bile gerek yok dediğim anda elinde satırla bi delikanlının birine saldırması benim şom ağızlılığımdı galiba. ama heybeliada ilginiç bi yer. bi tarafı çok huzurlu ama diğer taraftan rahatsız eden bişeyler var bu adada. ya da ben rakıyı fazla kaçırdım. gece oldu mu farklı şeyler dönüyor orda buna eminim. cin,peri,hayalet tatavalarına pek inanmayan ben bile bişeylerden şüphelendim orda. günübirlik çok güzeldir. gidin, gezin, piknik yapın, bisiklete binin ama gece kalmayın sadece bu kadar söyleyeyim size. yaşadığım olay daha çok taze hala düşünüyorum biraz tartıp biçtikten sonra anlatıcam size... paylaş 26.07.2010 15:24 ~ 20.05.2011 10:31 avoger http://www.21yyte.org/tr/arastirma/teostrateji-arastirmalari-merkezi/2011/07/29/6243/heybeliada-ruhban-okulunda-gizemli-toplanti İstanbul adaları tarih boyunca pek çok isme sahip olmuştur.Bunlar;Evliya adaları Kesiş adaları- Ruh adaları- Cin adaları-Halka adalari, Prens adaları-Kızıl adalar gibi. http://www.adalar.bel.tr/tarihi.asp Adalar, tarih boyunca çeşitli kaynaklarda ve dönemlerde çeşitli adlarla anılmıştır. Bunların en yaygını Batı kaynaklarının kullandığı "Prens Adaları" ya da "Prensler Adaları"dır. Bu ad adalara, Bizans döneminde soyluların, prenslerin, patriklerin hatta imparatorların sürgün yeri olarak kullanıldıkları; kimi kaynaklara göre de, Bizans İmparatoru II. Justin 567'de Büyükada'da görkemli bir saray ve manastır yaptırdığı için verilmiştir. Antik dönemde adalara Dimonisi veya Demonisi (Cin Adaları) denmiş, Aristoteles "Demonisi"nin Heybeliada'da ilk kez bakır madeni işleten birinin adı olduğunu ve adaların giderek onun adıyla anıldığını ileri sürmüş, kendisi ise Halkedon (Kadıköy) Adaları demiştir. Yunan filozof Artemidoros, Pitiusa (Çamlı), Romalı tabiat bilgini Plinius, Propontidas (Marmara Adaları) derken Bizanslılar burada yaşayan keşişlerden dolayı Papadonisia (Papaz Adaları, Keşiş Adaları) demişler; tarihçi Hammer, Les İles des Saint (Evliya Adaları), Thomas Allom Demonesca, Türkler, topraklarının renginden dolayı Kızıl Adalar diye adlandırmışlardır.[2] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
GOZ Yanıtlama zamanı: Haziran 28, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 28, 2015 Bi de haberlere çıkan 3 kere taşınıp bütün eşyaları yanan aile vardı.Hangi sebeple bi aileyi takip edip her evini yakarlar ki? Bildiğim kadarıyla bazı insanlar böyle güçler oluyor. Yani bir varlıkla ilgisi yok ama kişinin böyle bir gücü var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.