Şizofreni ve Cin Çarpması

Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde görev yapan M. Kemal Irmak isimli profesör, uluslararası hakemli bir dergide "Şizofreni ya da Cin çarpması" başlıklı bir makale yayımladı.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nda çalışan Profesör M. Kemal Irmak, Journal of Religion and Health isimli dergide yayımlanan bilimsel makalesinde şizofreni hastalarının cinler tarafından rahatsız edildiğini kabul etmesi dikkat çekti. Meselenin bir başka ayrıntısıysa bilim değeri tartışmalı olan bu dergiye yazılacak bilimsel makaleler için TÜBİTAK'ın dünyanın en önemli bilimsel dergilerine verilen teşvikin neredeyse aynısını vermesi.

Prof. Irmak, makalesinde beyne yerleşmiş cinlerin şizofreni semptomları oluşturabileceğini söylerken, bazı üfürükçülerin de hastalıkları tedavi ettiğini öne sürdü. Odatv'de yer alan habere göre, tıp mesleğinin "cin çarpması" olasılığını artık hesaba katması gerektiğini savunan Irmak, doktorların "dini şifacılar" ile birlikte çalışması gerektiğini söyledi.

Prof. Irmak'ın makalesinden bir bölüm şöyle:

Uluslararası bilimsel puanı oldukça düşük olan dergiye TÜBİTAK'ın verdiği teşvikin yüksek olması da meselede dikkat çeken bir başka ayrıntı.

Makalenin Orjinal Metni: Schizophrenia or possession? [J Relig Health. 2014] - PubMed - NCBI

ALINTIDIR

Bence bir profesörün böyle bir makale yazması komik bir durum.

Sylvan Maldoon'un Astral Bedenin Projeksiyonu kitabinda sizofreni gibi hastaliklarin buyuk ihtimalle fiziksel ve astral bedenin birbirinden bir miktar ayrilmis olmasindan kaynaklandigi anlatiliyor. Bu ayrim sirasinda algilanan baska varliklara ait sesler, goruntulerin fiziksel bedendeki tezahuru ya da astral ve fiziksel algilarin birbiriyle ortusmemesinden kaynaklanan bir nevi algi problemi gibi yani. Bana da bu kitaptaki anlatim gayet uygun gorunuyor. Bir takim dualarla vs bu tarz hastaliklarin cidden iyilestigine de bizzat sahit oldum. Tabi bilim dunyasina bizim orda bir ufurukcu var cok iyi geliyor demek ayiptir.

Stephen Hawking ciksa dostlar ben kanaat getirdim astral bir dunya var , sizolarin tedavisini buldum dese ayakta alkislariz, cunku bilime olan sevgisine saygisina yaptigi arastirmaya guveniriz. Sonucta Tanri parcacigi ya da Sicim teorisi calismalari laboratuvar ortaminda calisilmasaydi, bir Turk prof biz gonulden inaniyoruz bu boyledir deseydi kimsenin umrunda olmayacakti. Tubitak ta calisanlardan duydugumuza gore bir bilim yuvasi olmaktan giderek uzaklastigini da biliyoruz. Velhasil bence profun soyledikleri dikkate alinabilirdi bir takim bilimsel verilere ve teorilere dayandirabilseydi.

Not: Tek paragraflik makale nedir yahu?

Bence bir profesörün böyle bir makale yazması komik bir durum.

Pozitif bilimler hakkında, dalında uzmanlaşma yolunda bir adamın; bunu yazabilecek kadar korkusuz ve özgüvene sahip olması harika durum bence. Farklı bakış açıları gösterebiliyorsa fikir iyidir bence. Yazının tamamını doğru olarak alacağız diye bir kaide yok sonuçta.

Tek paragraflik makale nedir yahu?

aynen ya günlüğüne bile daha fazla yazıyordur

aslına bakarsanız tıp alternatif tıbba yöneliyor artık ;

özellikle de artık antibiyotikler işe yaramadığını düşünürsek yakında doktorlardan üfürükçü çıkabilir

Biraz mantıklı gelmedi desem yalan olur ama biraz zaytung'u çağrıştırmadı desemde yalan olur

Bir yandan diyorum ki, tedaviye yardımcı olma ihtimali varsa denenmesi gerekir, bilim açık fikirli olmalıdır, denemekten ne zarar gelir adam haklı, bir yandan da diyorum ki hayır bilim pozitif olmalıdır tıbbın ve psikolojinin inle cinle ne alakası var. Kafam karıştı

Pozitif bilimler hakkında, dalında uzmanlaşma yolunda bir adamın; bunu yazabilecek kadar korkusuz ve özgüvene sahip olması harika durum bence. Farklı bakış açıları gösterebiliyorsa fikir iyidir bence. Yazının tamamını doğru olarak alacağız diye bir kaide yok sonuçta.

Ağzına sağlık