birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2014 Konunun özünden sapıp başka taraflara çekmeye çalışıyorsun sen de; Nienna. Asıl soru, bilginin ve enerjinin/hareketin kaynağının ne olduğu. Aynı soruyu sana da soruyorum: "Evrende insanı aşan bir bilgi var. Bilgi varsa, bir bilinç de olmalı değil mi? Kimin bilinci?" Bunun, mantığa dayalı, kesin bir cevabı yok zaten. Ben, "Yaratıcıdır." diyorum. En akılcı cevap bu; bana göre. Bundan daha mantıklı bir cevap bulabiliyor musunuz? Hem, kuantum fiziğine özgü değil ki, evrenin enerji ve bilgiden oluştuğu fikri. Atomun parçalanmasından bu yana, böyle olduğu biliniyor. Bilimin, bugün kabul ettiği bilgi budur. İspatlı, kesin bilgi... yaratıcıdır diyorsunuz en akılcı cevap bu ama yaratıcının tanımlanması gerekir, nasıllığı ve neliği, bunun dışında yaratıcıdır demek bi tanımlama, tanımlama olmaktan öteye gider mi? bunun neliği-kimliği olan bi şey yaptı, biri yaptı, onun adı da yaratıcı, o her şeyi yaratabilir ve yapabilir, o da bunu yaptı, bunu her şeyi yapabilen ve yaratabilen biri yaratmış olmalı? aslında bu sorunuzun cevabı değil? aslında bu yine de sorunuzun cevabı değil asıl burada başlar sorular tanrı yaptı demek en kolay kurtuluştur, ya da tanrı yaptı demek en kolay cevaptır; bu sadece herşeyi yaratabilen-varedebilen bi güç bunu bilerek-isteyerek-seçimle ve iradeyle oluşturdu ve oluşturmuş olmalı çıkarımı ya da çıkarımsaması Aslında, sorunun her türlü cevabı, binlerce yıldır verilmiş zaten felsefi olarak. Yapılacak şey, sadece tercihimizi belirtmek. Konuyu açmaktaki amacım da buydu. Ben fikrimi söyledim; konuyu açan olarak. Neden herkes kaçınıyor cevap vermekten? tercih diye bi şey yoktur aslında, düşünceye ilişkin doğal süreçlerden ve doğal tutumlardan söz ediyorsak; herkes içtense söylediklerinde tercih ne? herkes düşündüğü gibiyse ve düşüncesini belirtiyorsa tercih nerde? yaratımın (ve varolumun) içinde yaratıcılık ve yaratıcı barındırdığını düşünüyorsunuz, biz de aksini söylemiyoruz; ama şu sorular doğar; tanrı/yaratıcı yaptı demek bu çıkarıma nasıl ulaştınız? (örn. düşünerek mi?) tanrı/yaratıcı kavramını kim yaptı? tanrı/yaratıcı kavramı nasıl oluştu ve vardı-var oldu? tanrı/yaratıcı sözcüğünü/düşüncesini kim buldu? ve oluşturdu? nasıl? tanrı/yaratıcı sözcüğünü ve kavramını nereden ve nasıl edindiniz tanrı ve yaratıcı ve neyi tanımlıyor, nasıl tanımlanıyor; ama tanrı/yaratıcı ne ve kim; nasıl vb. uzayan girdi ve sorular? bi yerde oturan bi başyönetici ve yapıcı mı? nerede ve nasıl oturuyor o, tanrı neyi tanımlar, tanrı bi bulut mu? ama tanrı ne? tanrı yaptı ama tanrı kim ve ne? nerde oturur bi yerde bi enerji ve bilme kümesi mi bi enerji bulutu mu? bi merkezi güneş mi? varlığı nasıl gözlemler, dahası onun varlığı ve tanrılığı nasıl (eş) gözlemlenir?) (ya da gözlemlenecek?) varlığın nasıl içindedir? ve içindeyse nasıl dışındadır; ya da dışında mı? nasıl? tanrı neden/nasıl yapıldı önceki tartışmayı sürdürmeyeceğimi belirttim; bunu ayrı (bağımsız) bi tartışma olarak düşünelim; beirttim çünkü metafizik (fizik ötesi) tartışılan bi alanda ve platformda felsefe bölümünde bunu tartıştık, tartışıyorduk ve siz felsefeye felsefe dediniz ve biz tıkandık; soru cevaptır felsefe, o halde sormalıyız; tanrı kavramını oluşturan nedir? gözlem mi, deney mi? somut kanıt mı? düşünce ve düşünme mi? ve tanrı bizim için olgusal olarak bi kavram ve düşünce olmaktan öteye gidebilir mi? sordunuz bize nerden biliyorsun o zaman diye? düşünceye/düşünemeye ilişkin şeyler ya da somut belirtilerle görünmeyen biliş felsefe ise ve siz kendi tanrı kavramınızı ve bulgunuzu bu yolla edindi ve oluşturdu iseniz; o zaman tanrı kavramı da (sizin tanrı kavramınızda) felseye ilişkindir; ve kendinize sormalısınız nerden biliyorum diye!!! tanımsız bir tanrı tanrı değildir, bi isimlendirmedir? evren kadar bilinmezdir tanrı sizin/bizim için bu durumda kimin bilinci? tanrının bilinci cevap değildir!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Birikinti arkadaşım. Sorduğun soruların hepsine cevap vermiş durumda felsefe. Sen neden kendi cevabını vermiyorsun da, sürekli sorular soruyorsun? Ben, felsefenin en temel sorusunu farklı bir şekilde sordum. Bir Allah kulu, soruya cevap vermedi. Bilimin bugün geldiği noktada, materyalizm iflas etmiştir. Düşünce, bilinç maddeden önce gelir. Hatta teoriye göre, gözleyen bir bilinç yoksa, madde de yoktur. Söyleyeceğim her şeyi söyledim. Usulünce yazana, usulünce cevap da verdim. Lütfen, artık kimse beni hedef alarak yazmasın. Konuya yazacak olan da, ortaya yazsın lütfen; gerekirse cevap veririm. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mksubzero349 Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Karşı tarafı ezmeye çalışan üsluba genelde yanıt verme ihtiyacı hissetmem ama bilim biraz saldırı altında sanki, bu yüzden ben de bir şeyler yazayım dedim. İlk DNA ya kodlanan bilgi kimin? Her söyleneni anlamazdan geleceksen tartışmayalım biz hiç. Buna polemik deniyor işte. "Bizim" genlerimizdeki bilgiyi hangi bilinç kodladı oraya? Biz yokken de evrende bir "bilgi" vardı. Genetik bilgi konusunda çok önemli bilimsel yanlışlar dönüyor buralarda. Genetik bilgi elbette vardır ancak ne kadar tanrısaldır tartışılır. Genetik bilgiyi bir plana, projeye benzetmek bence başlı başına bir hata. Bir proje aslının bir tür minyatürüdür ve projede olan her şeyin gerçekte de karşılığı vardır. "Tanrısal" kusursuzluk içerisinde sanırım bazı kodların boşa harcanması anlamsız olurdu ancak tamamen "çöplük" olan oldukça fazla 'bilgi kırıntısı' mevcut hepimizin DNAlarında. Bunlar kullanılmıyor, öylece duruyor. Tabi ki gökten inmedi. Evrimsel süreçte mutasyonlar sonucu işlev görmez hale gelen genler bunlar. Pek proje işi gibi değil. DNA daha çok bir yemek tarifi gibidir. Neyin nasıl yapılacağının talimatları vardır orada. Embriyolojiden bahsediyorum mesela. Hücrelerin içindeki kimyasalların durumuna göre aktif genler belirlenmiş olur. Belirlenme tabi ki de bilinçli bir belirlenme değildir, yanlış anlaşılmasın. Bir dizi kimyasal tepkimenin sonucudur bunlar. Hangi hücrenin hangi maddeyi üreteceği ise DNA 'aracılığıyla' belirlenir. Bu yüzden aslında DNA'nın yaptığı şey hücre grubuna bir tür 'yemek tarifi' olmaktır. Yalnızca bu tarif DNA'nın da dahil olduğu kimyasal reaksiyonlarla uygulamaya geçirilir. Proje değil de yemek tarifi benzetmesini açacak olursam, embriyolojik gelişim aşamalarında genler atıyorum bir gözün oluşmasını sağlayacak aşamaların gerçekleşmesinde rol oynar. Bu bölümler gözü oluşturmaz, gözün bir planını içermez. Yalnızca kimyasal tepkimeler doğru sırada ve kısmen hatasız gerçekleşirse (ki kısmenden kastım çok çok küçük, süreci etkilemeyecek hatalar) mesela bir göz, beraberinde bir kalp ve diğer organların oluşmasını sağlar. "Nasıl hatasız olur peki bu kadar şey?" lafına söyleyeceğim ise "hatalı" olanların, bu aşamaları gerçekleştiremeyenlerin doğal seçilim dediğimiz bilinçsiz mekanizma ile elenmesidir. Basit olarak o bireylerin ölmesidir, yok olup gitmesidir. Böylece elimizde neredeyse kusursuz bir mekanizma kalmış olur. DNA'nın evrimi konusunda ise farklı görüşler var her konuda olduğu gibi ve ele alınmaya değer çok güzel fikirler var. Tabi ki de burada anlatılamayacak kadar uzun. Yine de canlılık hakkında fikirler için Richard Dawkins'in Gen Bencildir ve Kör Saatçi kitaplarını öneriyorum. Böylece burada 'bilgi' dediğimiz şeyin aslında ne olduğu konusunda ve nasıl geliştiği, 'kodlandığı' konusunda 'bilimsel' bilgilere sahip olabilirsiniz. Tanrı zamanı herşey aynı anda gerçekleşmesin diye yarattı. Galaksiler bile birbiriyle çarpışmadan bir birlerinin içlerinden geçebiliyorlarsa. Hatta bu galaksilerin merkezinde ki devasa enerjide boyutta ki çekirdekler dans edebiliyorlarsa. Ben yokum sadece Tanrı var diyebilirim:) Bu cümleleri onaylayanlar zaten bana bilimden söz etmesin. Galaksiler hangi devirde birbirleriyle çarpışmadan geçiş yapmışlar? Umarım yapılmış bir şakadır bu ve ben bu şakayı fazla ciddiye alıyorumdur. Son olarak, burada şimdiye kadar en az 100 kez "bilim" lafını kullanıp "bilimsel bilgin yetmiyor, git öğren" tarzında yanıtlar verdiniz. Fikir alış-verişi ya da tartışma dediğiniz konular hakkında bile bence çok da bilgi sahibi değilsiniz. Bilgi olarak sunduğunuz DNA'yı biyoloji biliminden öğreneceksiniz, kuantum mekaniğinden değil. Aksi halde oldukça kusurlu tanımlarınızla söz ettiğiniz bilim altında biraz ezilebilirsiniz. Şahsi olarak algılanmamasını umuyorum söylediklerimin. Sevgilerimle Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Birikinti arkadaşım. Sorduğun soruların hepsine cevap vermiş durumda felsefe. Sen neden kendi cevabını vermiyorsun da, sürekli sorular soruyorsun? ben kendi cevaplarımı vermedim mi? sizce? Bilimin bugün geldiği noktada, materyalizm iflas etmiştir. Düşünce, bilinç maddeden önce gelir. Hatta teoriye göre, gözleyen bir bilinç yoksa, madde de yoktur. Söyleyeceğim her şeyi söyledim. buna katılıyorum, bi ölçü de evet ama; ben anlatamadım ve öyle kalsın dilersek; ya da anlaşılamadım, her neyse; isterseniz ben bunu da açayım; kim sorusunu soruyorsunuz, kim sorusu bi özneye yönelir; özne olarak bi varlığa ya da yapıcı bi özneye; (yapılan varlıktır(vardır) bilinç değil) hep varolan bilinçse o hiç yapılmamıştır ve kimse ve "kim" onu yapmamıştır; ve "kim" ve "kimse" onu yapmamışsa o kim ve kimsenin değildir-kendisinindir; ve dolayısıyla bi özne ya da kimlikle bağıtlı ve bağlı değildir; özneyi-özneliği ve kimliği oluşturan-içinde oluşturan- o'dur, bilinçtir; ((bu felsefe bize sorarsanız açık ve bütündür (oldukça; deneyim ve birikim üründür , yavan/yaban okuma değil; isterseniz anlamayı deneyin) bilinç kimin değildir, bilinç kendisidir; ve kendisinindir, Onun sahibi ya da öznesi (yapıcısı) yoktur; kendi vardır ve kimliği kendiliğidir-neliğilidir; Yani kim sorusunun cevabı kendisidir ya da bilinçtir yine; kendisinin kendisidir ya da kendisinin kimidir; kim sorusu doğmaz bile (bilinç için/bilinç içinde) ya da bilincin varlığı ve kimliği-neliği için; (bu yapılmamışsa yapıcı aramaktır-bu başlangıç aramaktır, bakın ve benim gördüğümü görün der Maharaj ya da Rumi bunun gibi-bunu nbaşka yanıtı ve açıklaması (nerden biliyorsunu) yoktur;) tanrı bilince ilişkindir- bilinç tanrıya değil; kim sorusu varlığı yapan kim ve oluşturan kim ya da "ne" "nasıl" benzeri sorularda daha çok "nasıl" sorusunu ve nasıllığı karşılar; ya da varlık bilinçten nasıl oluştu da/yansısı da karşılık bulur; bilinci kim yaptı diyemeyiz örneğin, bunun gibi bilinç kimin diyemeyiz; tanrı var yapıcısı /var oldurucusu (olsun) ise de bilinç yapıcısı değildir; tanrı da bilince ilişkindir/(ilişkin bi kavramdır) siz bu anlatımın ya da felsefenin sağlam ya da bütün olmadığını düşünebilirsiniz, haklısınız, haklısınızdır; Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Birikinti arkadaşım; bu son yazdığının cevabını çok önceleri vermiştim. Felsefe yapıyorsun; Panteizmden veya Panenteizmden söz ediyorsun; farkında değilsin. Kaldı ki, Panteizm, bilinci evrene mal eder; Panenteizm ise evrenden aşkın bir varlığa mal eder. Sen onu da yapmıyorsun. Felsefede her sorunun cevabı çok önceden verilmiştir. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bizim bilincimizi veren bir "Kimse" vardır. Fakat o "Kimse" nin bilinci en üsttedir. İlktir, "Evvel" dir. Senin sözünü ettiğin bilinç, Tanrı'dır o zaman. Yani senin tanrın odur. Son olarak: bir bilinç söz konusu ise, bilincin sahibi olan bir "kimse" olmalıdır. "Cansız" bir varlıktan, bilinç zuhur edemez. "Anlamayı deneyin." sözü de hiç şık durmuyor; bu arada. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2014 Madde= Enerji= Hareket. Bu, bilimsel bir bilgidir. Enerji, bir "bilgi" çerçevesinde, maddeye dönüşmüştür. Atomun parçalanmasından bu yana, bilimsel bilgidir bu. Kesindir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Birikinti arkadaşım; bu son yazdığının cevabını çok önceleri vermiştim. Felsefe yapıyorsun; Panteizmden veya Panenteizmden söz ediyorsun; farkında değilsin. Kaldı ki, Panteizm, bilinci evrene mal eder; Panenteizm ise evrenden aşkın bir varlığa mal eder. Sen onu da yapmıyorsun. Felsefede her sorunun cevabı çok önceden verilmiştir. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bizim bilincimizi veren bir "Kimse" vardır. Fakat o "Kimse" nin bilinci en üsttedir. İlktir, "Evvel" dir. Senin sözünü ettiğin bilinç, Tanrı'dır o zaman. Yani senin tanrın odur. Son olarak: bir bilinç söz konusu ise, bilincin sahibi olan bir "kimse" olmalıdır. "Cansız" bir varlıktan, bilinç zuhur edemez. "Anlamayı deneyin." sözü de hiç şık durmuyor; bu arada. hayır cevap vermediğimi söylüyorsunuz, çok açık bi biçimde cevap verdim, panteizm ya da panenteizm savlarını ya da felsefesini okuyarak bunlardan etkilenerek ve esinlenerek ya da bu görüşü benimseyip kabul edip geliştirilmiş savlar ve düşünceler değil bunlar, Onlara oturuyorsa da ne ala; aşkın varlık? bilinç tanrı değildir, savını/bu savı açıklamayı ve açmayı denedim, ve gayet açık ve anlaşılır/anlaşılabilir/düşünülebilir biçimlerde bunu yapmayı denedim ve tekrar deneyebilirim, Ya da size benzer ve yakın görüş sunan kişi ya da kaynak benzeri de sunabilirim; ve benim o kavram-bu kavram, o felsefe-bu felsefeyle ya da bunlarla işim yok, yok ki! anlamayı deneyin şık durmuyor, sizin yorumunuz- saygı ile; ben de yeniden yorumlayayım ve kendimi değerlendireyim o zaman, (tanrı bilinç olsun savında; (bunları düşündünüz mü?)) tanrı bilinç ise bile kendinin varedicisi ya da bilincin varedicisi değildir; tanrı kendini yaratmadı ise kendinin varedicisi (yaratıcısı/oldurucusu) değildir; kendi bilincinin varedicisi değildir; kendi bilinç varedip ona sahip olmamıştır, bilincini ona kendi ya da başka biri vermemiştir; salt bilinç olarak yaratmamış tanrı (var oldurucusu-yapıcısı) değildir; tanrının tanrılığı gerçeklik ya da varlık-varoluş yaptığında başlar, bilinç bunun öncesinde vardır/belirir; Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 hayır cevap vermediğimi söylüyorsunuz, çok açık bi biçimde cevap verdim, panteizm ya da panenteizm savlarını ya da felsefesini okuyarak bunlardan etkilenerek ve esinlenerek ya da bu görüşü benimseyip kabul edip geliştirilmiş savlar ve düşünceler değil bunlar, Onlara oturuyorsa da ne ala; aşkın varlık? bilinç tanrı değildir, savını/bu savı açıklamayı ve açmayı denedim, ve gayet açık ve anlaşılır/anlaşılabilir/düşünülebilir biçimlerde bunu yapmayı denedim ve tekrar deneyebilirim, Ya da size benzer ve yakın görüş sunan kişi ya da kaynak benzeri de sunabilirim; ve benim o kavram-bu kavram, o felsefe-bu felsefeyle ya da bunlarla işim yok, yok ki! anlamayı deneyin şık durmuyor, sizin yorumunuz- saygı ile; ben de yeniden yorumlayayım ve kendimi değerlendireyim o zaman, (tanrı bilinç olsun savında; (bunları düşündünüz mü?)) tanrı bilinç ise bile kendinin varedicisi ya da bilincin varedicisi değildir; tanrı kendini yaratmadı ise kendinin varedicisi (yaratıcısı/oldurucusu) değildir; kendi bilincinin varedicisi değildir; kendi bilinç varedip ona sahip olmamıştır, bilincini ona kendi ya da başka biri vermemiştir; salt bilinç olarak yaratmamış tanrı (var oldurucusu-yapıcısı) değildir; tanrının tanrılığı gerçeklik ya da varlık-varoluş yaptığında başlar, bilinç bunun öncesinde vardır/belirir;Felsefe okumamış olman, her türlü düşüncenin, senden önce dile getirilmiş olması gerçeğini değiştirmez. "tanrının tanrılığı gerçeklik ya da varlık-varoluş yaptığında başlar, bilinç bunun öncesinde vardır/belirir" Her ne ise söylediğin; senin tanrın odur işte. Tanrıyı aşan bir bilinç... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Felsefe okumamış olman, her türlü düşüncenin, senden önce dile getirilmiş olması gerçeğini değiştirmez. "tanrının tanrılığı gerçeklik ya da varlık-varoluş yaptığında başlar, bilinç bunun öncesinde vardır/belirir" Her ne ise söylediğin; senin tanrın odur işte. Tanrıyı aşan bir bilinç... bir soru sordunuz ve kendi düşünce sistemim ile, okumalarım-düşünmelerim ve kavrayışım-bilişim her şeyi harmanlayıp bi cevap vermeyi ve sunmayı (ya da kendi düşünce sisitemimi sonuç olarak aktarmayı) denedim, ve bence bunun tartılışılacak bi yanı yok; başa döndüm, ilk soruya başlığa ve konuya baktım ve tekrar düşündüm; ve bunu bunları (kendimce-oldukça , dilim döndüğünce açıklamayı denedim-sundum;) sanırım; benim için böyledir- ha böyledir derken hepimiz-düşünüp öğrenip gelişiyoruz ya da sorguluyoruz, sorgulamalar ve arayışlar bitmez; teşekkür ederim; Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 bir soru sordunuz ve kendi düşünce sistemim ile, okumalarım-düşünmelerim ve kavrayışım-bilişim her şeyi harmanlayıp bi cevap vermeyi ve sunmayı (ya da kendi düşünce sisitemimi sonuç olarak aktarmayı) denedim, ve bence bunun tartılışılacak bi yanı yok; başa döndüm, ilk soruya başlığa ve konuya baktım ve tekrar düşündüm; ve bunu bunları (kendimce-oldukça , dilim döndüğünce açıklamayı denedim-sundum;) sanırım; benim için böyledir- ha böyledir derken hepimiz-düşünüp öğrenip gelişiyoruz ya da sorguluyoruz, sorgulamalar ve arayışlar bitmez; teşekkür ederim;Ben de teşekkür ederim; konuya katkın için. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 "tanrının tanrılığı gerçeklik ya da varlık-varoluş yaptığında başlar, bilinç bunun öncesinde vardır/belirir" Her ne ise söylediğin; senin tanrın odur işte. Tanrıyı aşan bir bilinç... şunu söylemeliyim ama, belki de yeniden; kimin bilinci- tanrının bilinci ise; tanrı vardı ve kendini varetmedi ve varedilmedi ise -> tanrı kendini ve bilinci varetmedi, evrenin varoluşun ya da her neyin bilgisi bilince ilişkin ise bu durumda tanrının varetmediğine ilişkin ve bu açık, (tanrıya (tarnının kendine) ilişkin ise bile tanrının varetmediğine ilişkin) (anlatabiliyormuyum? anlaşabiliyor muyuz?) anlıyor musunuz? o halde sorunuzuzn cevabı yine de tanrıın varetmediğine ilişkin; bırakalımda tanrıya ilişkin olsun ama onun varetmediğine ilişkin; ve ben bunu sundum; açıktır-,,,; siz istediğinizi anlayabilir ya da dilediğiniz gibi düşünebilirsiniz ve yorumlayabilirsiniz; benim fikirlerim, öyle olsun; peki öyle olsun, biz bilinci tanrıya ilişkin diyelim ama o halde bilinç tanrının varetmediğine ilişkin; Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 şunu söylemeliyim ama, belki de yeniden; kimin bilinci- tanrının bilinci ise; tanrı vardı ve kendini varetmedi ve varedilmedi ise -> tanrı kendini ve bilinci varetmedi, evrenin varoluşun ya da her neyin bilgisi bilince ilişkin ise bu durumda tanrının varetmediğine ilişkin ve bu açık, (tanrıya (tarnının kendine) ilişkin ise bile tanrının varetmediğine ilişkin) (anlatabiliyormuyum? anlaşabiliyor muyuz?) anlıyor musunuz? o halde sorunuzuzn cevabı yine de tanrıın varetmediğine ilişkin; bırakalımda tanrıya ilişkin olsun ama onun varetmediğine ilişkin; ve ben bunu sundum; açıktır-,,,; siz istediğinizi anlayabilir ya da dilediğiniz gibi düşünebilirsiniz ve yorumlayabilirsiniz; benim fikirlerim, öyle olsun; peki öyle olsun, biz bilinci tanrıya ilişkin diyelim ama o halde bilinç tanrının varetmediğine ilişkin;Bir "bilinç" varsa, bilince sahip bir "varlık"da olmalıdır. Aksini iddia etmek, mantıksızdır. Felsefeye aykırıdır. Bilinci, bir varlıkmış gibi algılıyorsun; "varlığı" yok sayıyorsun. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Bir "bilinç" varsa, bilince sahip bir "varlık"da olmalıdır. Aksini iddia etmek, mantıksızdır. Felsefeye aykırıdır. Bilinci, bir varlıkmış gibi algılıyorsun; "varlığı" yok sayıyorsun. başka bir yol deneyelim o zaman, ya da denemeyi deneyelim; tanrı varedildi mi? muhtemelen hayır ve hep vardı ise --> varedilmemiş olan varetmediğinden varetti; tanrı kendini ya da bilinci varetmedi/yaratmadı ise, bilinç ya da tanrı - o hep varolandı ise; yine de sorunuzun cevabı (kendinden) hep varolana ilişkindir; yani yine de tanrının yaratmadığına ilişkindir; yaratılmamış olan- (kendi) yaratmadığından) yarattı; yaratılmamış olanın yaratmadığı sorunuzun cevabıdır; bilinç tanrıya ilişkinse bile tanrı onu yaratmamıştır o halde bu sorunuzun / başlığa esas konun cevabı tanrının yaratmadığı ya da varetmediğine ilişkindir; bunlar felsefe katli değildir; Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 başka bir yol deneyelim o zaman, ya da denemeyi deneyelim; tanrı varedildi mi? muhtemelen hayır ve hep vardı ise --> varedilmemiş olan varetmediğinden varetti;Mesajıma cevap niteliğinde değil yazdığın. Tanrıyı aşan bir "şey"den söz ediyorsun. Onun hakkında konuş. Tanrıya neden dönüyorsun? "Bilinç", anlam itibariyle, sahip olunan bir şeydir. Bir varlık değildir. "Bilinç"e kişilik yüklemekle, örneğin, "sevgi"ye kişilik yüklemek aynı şey. Mantık dışı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Mesajıma cevap niteliğinde değil yazdığın. Tanrıyı aşan bir "şey"den söz ediyorsun. Onun hakkında konuş. Tanrıya neden dönüyorsun? "Bilinç", anlam itibariyle, sahip olunan bir şeydir. Bir varlık değildir. "Bilinç"e kişilik yüklemekle, "sevgi"ye kişilik yüklemek aynı şey. Mantık dışı. tanrıyı aşan bi şey, böyle mi algılanıyor; bilgi ve hareketin kaynağı tanrıdır, (doğru ise, o halde doğrudur) tanrı kendini yaratmamıştır , o halde bilgi ve enerjinin kaynağını tanrı yaratmamıştır ve bilgi ve enerjinin kaynağı (tanrının yaratmadığı bi şeye-yine tanrıya) tanrının yaratmadığına ilişkindir , -> yine doğrudur; (tanrı kendini ya da kaynağını ve kaynağı yaratmamışsa;) bilgi ve enerjinin kaynağını tanrı yaratmamıştır diyorum ben; bu açık, açık mı? (bilgi ve enerjinin kaynağı tanrı ise, tanrının kendisi ise yine doğrudur;) peki o halde bilgi ve enerji ve bilinç her şey tanrıya ilişkin olsun; tanrı kendini yaratmadı ya da sorunuzun cevabına dayanak şeyi/olguyu ve kaynağı tanrı yaratmadı; o halde, bu halde tanrı nedir? diyorum ben? soruyorum ben ve geçmişe dönersek açıklamayı da deniyorum; Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Aynı şeyleri değişik şekilde tekrar etmenin anlamı yok ki. Bilgi ve enerjinin kaynağını Tanrı yaratmamıştır." önermesi tutarsızdır. Tanrı değilse, onu aşan bir "şey" vardır. Sana göre de, o şey,"bilinç" oluyor. Yani, bilince kişilik yüklemiş oluyorsun. Veya, nedir? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Aynı şeyleri değişik şekilde tekrar etmenin anlamı yok ki. Bilgi ve enerjinin kaynağını Tanrı yaratmamıştır." önermesi tutarsızdır. Tanrı değilse, onu aşan bir "şey" vardır. Sana göre de, o şey,"bilinç" oluyor. Yani, bilince kişilik yüklemiş oluyorsun. Veya, nedir? hayır, kasyopya celseleri der ki örneğin; "varoluşun bütün sırlarını bi tablaya dökmemizi/aktarmamızı mı bekliyorsunuz" "keşfedin", bunun gibi ben de fikir yürütüyorum ve felsefe ya da düşünce sisitemimde tam ve bütün değil, ben de sorguluyorum ve kendi düşünme sisitemimi geliştirmeyi deniyorum ve bu fikirleri; bu ve benzer etkileşimlerle, cevaplar ya da anlayışlar bi yere kadar belki ama belki de değil; belki tanrı anlaşıyışımız ve tanımlamamız bile farklı, bunun dışında gerçeklik ve varlık/varoluş-bilinç gibi tanımlamlarımız ve anlayışlarımız bile farklı belki örneğin; ben de anlatmanın ve anlamanın ve uzlaşmanın bin yolunu deniyorum ve arıyorum ve elimden gelen bu; düşüneceğim ve daha anlaşabilir-uzlaşabilir bi anlatım biçimi arayacağım ben de kendi adıma;; Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 3, 2014 (düzenlendi) hayır, kasyopya celseleri der ki örneğin; "varoluşun bütün sırlarını bi tablaya dökmemizi/aktarmamızı mı bekliyorsunuz" "keşfedin", bunun gibi ben de fikir yürütüyorum ve felsefe ya da düşünce sisitemimde tam ve bütün değil, ben de sorguluyorum ve kendi düşünme sisitemimi geliştirmeyi deniyorum ve bu fikirleri; bu ve benzer etkileşimlerle, cevaplar ya da anlayışlar bi yere kadar belki ama belki de değil; belki tanrı anlaşıyışımız ve tanımlamamız bile farklı, bunun dışında gerçeklik ve varlık/varoluş-bilinç gibi tanımlamlarımız ve anlayışlarımız bile farklı belki örneğin; ben de anlatmanın ve anlamanın ve uzlaşmanın bin yolunu deniyorum ve arıyorum ve elimden gelen bu; düşüneceğim ve daha anlaşabilir-uzlaşabilir bi anlatım biçimi arayacağım ben de kendi adıma;;Fikrini tam olarak ortaya koymalısın ki; anlaşılsın. Ondan sonra da, "Anlamıyorsun." diyorsun. Nasıl? "Anlamış" mıyım? Felsefe yapıyorsun; fakat hiç felsefe okuma gereği duymadığını söylüyorsun. Daha önce de söylediğim gibi, düşündüğün her şey, daha önce düşünülmüş felsefeciler tarafından. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek var mı? Daha önce, Panteizme yakın bir duruş sergiler gibiydin; son mesajınla da, Agnostizme yakın duruyorsun. Ağustos 4, 2014 punitive tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Fikrini tam olarak ortaya koymalısın ki; anlaşılsın. Ondan sonra da, "Anlamıyorsun." diyorsun. Nasıl? "Anlamış" mıyım? Felsefe yapıyorsun; fakat hiç felsefe okuma gereği duymadığını söylüyorsun. Daha önce de söylediğim gibi, düşündüğün her şey, daha önce düşünülmüş felsefeciler tarafından. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek var mı? Daha önce, Panteizme yakın bir duruş sergiler gibiydin; son mesajınla da, Agnostizme yakın duruyorsun. hayır, yine de verebileceğim yanıtlar ve sunabileceğim açılımlar (büyük oranda) söylediklerimi yakın ve yeni ifadelerle yinelemek ve başka yollarla anlatmayı ve aktarmayı denemekten öte gitmeyecektir sanırım sizin için; ve muhtemel yorumunuz bu yönde ve felsefe yaptığım yönünde olacaktır, dilerseniz ben yine de yeniden ve farklı yollarla anlatmayı deneyeyim; ki ayrıca genel olarakta okunabileceğini düşünüyorum ve fikirlerimi boşta bırakamam; Evren, bigi ve enerji(hareket)den oluşmuştür. Bilgi ve hareketin kaynağı nedir? Evrende insanı aşan bir bilgi var. Bilgi varsa, bir bilinç de olmalı değil mi? Kimin bilinci? yeniden anlatmayı/anlamayı ve elimden geldiğince düşünmeyi ve modellemeyi deneyeceğim; (temel fesefe-soru cevap ve düşünme pratikleri ve dinamikleri, egzersiz;) var,varız,biz varız,gerçeğiz,dışarıda bu olanlar/bu şeyler gerçek; varlar ve deviniyorlar, şeyler dönüyorlar/yüzüyorlar-koskocaman bi gerçeklik-zeka ve kurgu var, içindeyiz, bireyler olarak/ düşünen bireyler olarak içindeyiz, ve soruyoruz, tüm bu olan ne? biz kimiz? neyiz? nasıl oldu/oluştu bunlar? bi yerlede bi zeka olmalı, bu şeyi yaratmış ve tasarlamış-kurgulamış yapmış olmalı, ama o kim ve ne, ve nasıl, bizi nasıl içerir ve dışarır, onun içindem miyiz? onun üyeleri ve parçaları/(unsurları) mıyız? bizi nasıl yaptı? bi zeka ya da bilinç o varsa onu kim yarattı ve yaptı? bun dayanak olan kimin kendini ne yaptı, hep vardı ise hep varolması nasıl, her şeylerin ilk yapıcısı var mı? bi şeylerin ilk yapıcısı ve yapıcıları olsa, bütün ilk yapışlar ve yapıcılar diğer ilklere ve başlangıçlara bağımlıdır ve zorunludur başlamayan bi başlama ya da başlamama ve başlangıçsızlık-hep varlık olmalı, ama hep var olan ne; başlangıçsız ve öncesiz olan nasıl olmalı, nerde olmalı ve devinmeli, nedir? (olduğu yer olduğu yerdir ve olmadığı yer değildir ve olmadığı yerde değildir,olamaz kendi içindedir ve kendi dışında değildir; kendi içi başka bi şeyin ya da yerin içi olamaz (ya da dışı)) icad edilmemiş - yapılmamış ve yaratılmamış olmalı, öylece hep (kendiliğinden) var olmalı/bulunmalı) ve kendisi tüm şeyleri içerir olmalı-çünkü- aksi-dışı ya da zıttı ve olmamalığı-/bulunmamalığı yoktur; bilmeliliği ve zekası vardır, (şimdi bunu yaratıcı olarak tanımlarsak, yarattığı nedir? ne yaratmıştır? varoluşve gerçeklik kurgulanmamış an da varlık,- saltlık-mutlaklık ya da bilinçlilik-bilmelik- öz farkındalık ve öz yaratıcılık bilincidir; ve ortada henüz yaratılmış ve yapılmış bi şey yoktur; yeti ve potansiyel vardır; , kendisi vardır, kendinin kendiliği ya da kendisinin kendiliği; kendini bilmesi vardır; o ona verilmemiş ve bahşedilmemiş olarak kendiliğinden vardır; onun kendi yaratmamış ve zuhur ettirmemiştir, kimse ve hiç bi şey onu zuhur ettirmemiştir; farkındalık-bilinç ve yaratıcılığı ve kaynağı kimse yaratmamış yapmamış ve zuhur ettirmemiştir; kaynak kendisi kaynaktır ve vardır hep vardır, böyle olmalıdır; kaynağın kendisi yaratıcılıktır; henüz içinde yaratıcı bulunmayan/barındırmayan yaratıcılık; çünkü onun yaratıcısı yoktur, yaratıcısı yoksa içinde ve dışında yaratıcı barındırmaz ve barındıramaz; Yaratımı ve yaratıcıyı kendi içinde oluşturur ve doğrurur/çıkarır; Aksi düşünülemez; Aksi bütün yaratıcılar yaratıcılara (kendini yaratanlara bağımlı ve zorunludur;) Kendini yaratana zorunlu kalmayan içinde dışında yaratıcı olmaz ve bulunmaz/bulunamaz yoktur, Bu açıktır; Bütün başlangıç yapıcılar yapıcılara bağlı ve bağımlı olduğuna göre yapmılmamış kök kaynak bulunmalıdır; Yapılmamış kök-kaynak yaratıcısızdır; Yaratıcısız olan yaratıcısızdır, Kaynak yaratıcısızdır ve yaratımsızdır, Yaratıcısız ve yaratımsız olan köktür-sebeptir ve kaynaktır; Şimdi onu-onun içinden doğurduğu koşullara mı bağımlı mı kılalım kimse onu yapmammmışsa ve o henüz bi şey yaratmammışsa henüz tanrı değildir ve kendinin de bi tanrısı yoktıur; boşluk ya da doluluktan bile sözedilemez; tüm varlığın/(varoluşun/yarattığının) yokluğunda tanrı değildir ve tanrılığından söz edilemez, potansiyel olarak yaratıcılık potansiyeli/(tanrılık bilinci) taşıdığından/içerdiğinden ve barındırdığından söz edilebilir; Henüz yansıma ve yansıtma yapmamış saf kaynak ya da potansiyel özdür; Sadece kendi salt varlığından ve özlüğünden-özünün dogmasızca varoluşundan ve bulunuşundan söz edilebilir; tanrılık yaratma/yansıtma ile doğar ve belirir; (Ve onun kendi içinden yansır-yaratılmamış ve yapılmamış olanın içinden;) yaratma ve yansıtmalar kendi yaratmadığından ve yapmadığından ve kendine verilmemiş olan/kendine kimsenin vermemiş olduğundandır, kendine kimsenin vermemiş olduğundan (verilmemiş ve yaratılmamış yetiden) yapılır; -- sonuç olarak bilgi ve enerjinin ya da hareketin ya da bilincin kaynağını evrene ya da varoluşa bi tanrı vermemiştir ve bahşetmemiştir, Ve bir tanrı bunları oluşturmamıştır; o ve tüm bunlar/(kaynak/dayanak/sebep) başlangıçsız ve öncesizdir, başlangıçsızlık ve öncesiziliği kendiliğinden doğal olarak var olmaya ve var bulunmaya dayanır; (sebep başlangıçsız-yapımsız-yapılımsız ve öncesizdir-kendisi dayanaksız ve tanrısızdır;) (bırakalımda bizleri evreni ve varoluşu bir tanrı oluşturmuş olsun, Ama bunların dayanağını ve kaynağını/kaynağı tanrı oluşturmadı kaynağın dayanağı/sebebi tanrı değildir; kökün ve kaynağın tanrısı yoksa tanrısızılık esastır, kök ve sebeptir; bakın ve görün; tanrıyı tanrısızlık doğurdu; tanrı oluşların sebebi olabilir- kendinini sebebi değil; agnotisizme kaymama gelince ; ben burada (son yazımlarımda) sizin tanrı kavramınızı ve terminoljinizi kullandım, ona kaydım; çünkü kullanmalıydım, ben anlaşma ve uzlaşma yolu arıyorum; şimdi soruyorum işte; kaynak sebepsiz dayanaksız yaratımsız ve tanrısızsa onun sebebi nasıl bir tanrı olabilir? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nienna Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Evrenin enerji ve bilgi kaynaklı olduğu hala ispatlanmış bir şey değil değil çünkü kendi güneş sistemimizin dışına bile çıkamadık yani evrenle ilgili genel anlamdaki bilgiler hala teori aşamasında.. Tabi ki senin dediğin gibi yola çıkarsak o bilginin enerjinin kaynağı yaratıcı olabilir ama onun nasıl var olduğu sorusuna da cevap bulmak gerekir yani kaynak varsa onunda bir şekilde oluşması gerekir noktasına geliriz yani aynı noktaya geliyoruz buda bizi paradoksa götürür. Yani cevap vermekten kaçınmıyoruz,sadece senin için bu sorunun cevabı yaratıcıysa eğer herkes için aynı değil ve bunu ispatlayabilecek ne senin ne de dünya üzerinde herhangi birinin bir yeterli verisi yok tamamen var sayım kısaca. Ha eğer bu konuda da varsayım benim için yeterli nitelikte diyorsan üzgünüm bu konuda sana yardımcı olamam. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Yaptığın eylemin adına felsefe deniyor yahu; bunun başka tarifi yok. Ve yine başa döndün. Bu şekilde felsefe tartışması olmaz. Özür dilerim. Ve de, felsefe bildiğin halde, "bilmiyorum" diyor gibi halin de var. Üslubun da, bana başka bir siteden tanıdık geliyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Nienna, ne diyorsun sen yaav? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Üslubun da, bana başka bir siteden tanıdık geliyor. aynı şeyi ben de söyleyebilirim; Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
punitive Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 aynı şeyi ben de söyleyebilirim;Bak sana felsefe dersi vereyim son olarak. Tanrının varlığı konusunda, üç şık var. Ya olduğuna, ya olmadığına inanacaksın; veya bilinemez diyeceksin. Dördüncü bir şık yok. Aklın sıra kafana göre bir felsefe yöntemi uyguluyorsun. Yok öyle bir yöntem. Kendi tabirinle, yaptığın şey "felsefe katli." Belli ki sana çok kişi söylemiş bunu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 4, 2014 Bak sana felsefe dersi vereyim son olarak. Tanrının varlığı konusunda, üç şık var. Ya olduğuna, ya olmadığına inanacaksın; veya bilinemez diyeceksin. Dördüncü bir şık yok. Aklın sıra kafana göre bir felsefe yöntemi uyguluyorsun. Yok öyle bir yöntem. Kendi tabirinle, yaptığın şey "felsefe katli." Belli ki sana çok kişi söylemiş bunu. ben ne dersi vereyim bilmem ama bi kaç sözde ben edeyim; inanacaksın inanmayacaksın diyemem çünkü inanç kendiliğinden doğar, öyle inanayım deyip inanılmaz; bunun adı kabul ya da benimseme olur; inanç büyük söz, inanç subjektif; ki inancın geçerliliği de subjektiftir; felsefe yaşıyor mu ki, bulduk mu ki katledelim; yaşayan bi felsefe bulursak bi gün katlederiz, belki birlikte; önce bi bulalım, sağ mı? iyi mi, yardıma ihtiyacı var mı soralım; belki yaşatır-yardım eder sonra da katlederiz; biz ölüleri diriltemeyiz, Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.