merth Oluşturma zamanı: Haziran 29, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 29, 2006 (düzenlendi) okudum ilginç geldi sizinle de paylaşmak sitedim... THE GREYS Ziyaretçiler olarak anılan bu türün bireyleri yaklaşık olarak 1.8 Metre uzunluğundadır. Ağırlıkları ise 30-40 Kg. arasıdır. Tenlerinin renginden dolayı bu ismi almışlardır. Saçları olmamakla birlikle gözleri yırtıcı biçimde ve siyah rengindedir. Zeta Reticulan yıldız sisteminden Orion takım yıldızı kökenli oldukları söylenir.İletişim şekilleri Telepatik'dir.Saldırgan tavırları görülmemiştir.Bazı ayırt edici özellikleri şöyle sıralanabilir: Organları insan vücudundaki organlardan büyük ama aynı düzende. Ağızları dar ve kesik Kulakları ve burunları çentikli Dört parmaklıdır ve perdelidir. Vücutları ince THE REPTİLİANS Genetik olarak sürüngenlere çok benzedikleri için bu adı almışlardır.Uzunlukları yaklaşık olarak 1.7 Metre civarındadır. Ağırlıkları ise 60-70 kg. gibidir. Çok gelişmiş vücut sistemleri vardır, görünümleri daha çok düşmanca ve ürkütücüdür. Tenleri kızılımsı renktedir, cinsiyetleri bilinmemekle beraber kökenleri de belli değildir.Gri türlerin alt seviyesinde bulunurlar (Sınıflandırma yapılırsa). Kendi gezegenleri yaşama elverişsiz olduğundan asırlar önce Dünya'ya yerleştikleri tahmin ediliyor. ATAİEN / MANTİS Uzun ve dar suratları, yukarı doğru eğimli gözleri ve böcek gibi vücuduyla bu ünvana sahip olmuşlardır (Mantis=Peygamberdevesi).Şu an ki raporlara göre çok akıllı oldukları bilinen bazı özellikleri.Gezegenimizde meyvelerle yaşamlarını sürdürdükleri sanılıyor. 1.7 Metre uzunluğunda ve uzaktan gri-altınımsı renkteler.Onlar hakkında bilinenler bundan ibaret. THE PLEiDEANS Genellikle sarışın erkek ve esmer kadın tipi bir uzaylı tipidir. Olağanüstü evrim geçirmiş, yardımsever olarak bilinirler. Dünya'dan sadece güvendikleri kişilerle irtibat kurarlar.Bu yaratıklar söylendiğine göre biz insanların ata sı olabilirmiş.Şu ana kadar bilinen en iyi Pleideans araştırmacısı Billy Meier'dir. MEN in BLACK Men in Black en iyi: M.i.B,Harlocks,Susturucu'lar olarak tanımlanır. Klasik bir MiB'i tanımlayacak olursak, belirsiz bir yaş, orta boy bir uzunluk ve en önemlisi siyah giyinimli kişilerdir. Soluk tenli'dirler.Tanıklara göre oldukça mekanik hareketlidirler. Genellikle sahte belgelerle gezerler ve her hangi bir UFO olayından sonra susturucu görevi görürler. Eylül 29, 2009 Ashtar_Sheran tarafından düzenlendi 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ErSt_QuEr Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 2, 2006 peki bu kadar tanımlamıslar etmişler resim yok mu.. yani görunce bitanesini ooo REPTİLİANS bu! ! ! diyebileyim :blush: paylasım için sagol merth... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Pleiades Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2006 Andromedalılar Spiritüel varlıklar olan Andromedalılar, Andromeda galaksisinden gelen çok eski, meleğimsi enerjisel bir ırktır. Bu varlıklar, Pleiadeslilerin ve tüm insan evriminin öncüleridir. Aynı zamanda tamamen farklı bir evrim kolu olan ve hem suda hem de karada yaşayabilen Cygnusian ırklarını da yönetmektedirler. Arcturuslar Bootes takım yıldızındaki kırmızı dev yıldız Arcturus, Dünyadan yaklaşık 36 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır ve olağanüstü parlaklığı sayesinde Mart-Kasım ayları arasında kuzey yarım küreden görülebilmektedir. Arcturus uygarlığı, galaksimiz içindeki en gelişmiş uygarlıklardan biridir. 5. Boyutta bulunan Arcturus uygarlığı dünyanın gelecekteki prototipi olarak kabul edilmektedir. Arcturuslular, fiziksel olarak kısa boylu ve zayıftırlar. Boyları 90-120 cm. arasındadır. Birbirlerine çok benzeyen bu varlıklar, bu durumun birbirleriyle kıyaslanmayı önlemesinden dolayı memnundurlar. Tenleri yeşilimsi renktedir. Büyük, badem biçimli gözleri vardır. 3 parmaklıdırlar. Arcturusluların gözleri, koyu kahverengi ya da siyahtır. Fakat görmelerini sağlayan ana organları, gerçekte gözleri değil telepatik bilinçleridir. İşitme duyuları ise telepatik özelliklerinden bile daha ileridir. Bu varlıkların ortalama yaşam süreleri 400 yıldır. Maviler Maviler de Nordikler gibi hangi yıldızdan geldiklerini açıklamamaktadırlar. Kısa boylu varlıklardır ve yarısaydam, mavimsi bir tenleri vardır. Gözleri büyüktür ve badem biçimindedir. Oldukça spiritüel varlıklardır ve her insanın kendi yolunu takip etmesi gerektiğine ve özgür irade yasasına inanırlar. Nordikler Nordikler, geldikleri yıldız sistemini hiçbir zaman açıklamamışlardır. Oldukça güzel görünümlü varlıklardır; sarı saçlıdırlar, bu yüzden çoğu kez “sarışınlar” olarak adlandırılırlar. Gözleri koyu mavi renktedir. Boyları 1.70-1.90 cm arasında değişmektedir. Nordikler, Dünyadaki sorunları aşmaları için insan ırkına yol göstermeye çalışan pozitif varlık grubundandırlr. Kendilerine değil de başkalarına odaklanan varlıklarla çalışmayı tercih ederler. Orionlar Orionlu varlıkların yaklaşık %75’i insan benzeri bir görünüme sahiptir; geri kalan %25 ise insanlara benzememektedir., bunlar Reptilian lar denilen sürüngenimsi varlıklardır, bazı ırklarda insect denilen böceğimsi varlık gruplarına girerler. Orionlu insanımsı varlıkların en belirgin özelliği gözlerinin benzersizliğidir. Oldukça keskin mavi gözlere sahip Orionlu varlıklarla temasa geçmiş pek çok insan bulunmaktadır. İnsan benzeri Orionluların %90’ı açık kahverengi tene sahiptir; geri kalan % 10 ise Kafkas tipli, açık renk saçlı varlıklardır. Orion Sistemi çok büyük bir yıldız sistemini barındırır.. Orion Sisteminden gelenler negatif varlıklar olarak bilinseler de , tüm sistem negatiflerle kolonileşmiş değildir..Özellike humanoid yani insanımsı varlıklar, hem teknolojik hem de spritüel açıdan çok gelişmiş pozitif varlıklardır... Santorlar Santorlar, Dünyamızdan yalnızca 4.2 ışık yılı uzaklıkta bulunan Alfa Centauri Merkezi Sistemi’ndeki en yakın komşularımızdır. Santorlar, teknolojik ve ruhsal açıdan bize yakın güneş sistemlerindeki en gelişmiş medeniyetlerden biridir. Siriuslular, Pleiadesliler ve Venüslülerle aralarında yakın bir bağlantı bulunmaktadır. Alfa Merkezi Sistemi, 3 yıldızdan oluşmaktadır; bunlar astronomik literatürde Alfa A,B,C olarak adlandırılmaktadırlar. Bunlardan Alfa C yıldızı güneş sistemimize en yakın olanıdır. Santorlar, diğer medeniyetlerle birlikte, özellikle son 4000 yıldır dünyadaki evrimi izlemekte, ve insanlara evrimlerindeki bir sonraki adım olan Yeni Çağa geçişlerinde yardım etmektedirler. Santorların teknik yetenekleri hayal edebildiğimizin çok ötesindedir. Devasa uzay gemilerinin yapımı ve yıldızlar arası seyahat, ancak Santorlar’ın da sahip olduğu maddeleşme ve madde boyutundan ileri bir boyuta geçme yeteneği ile mümkündür. Ayrıca Proxima Centauri yıldızından gelen insana çok benzeyen pozitif motivasyonlu çok gelişmiş ırklarda vardır... Siriuslar Dünyamızdan 8 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve köpek yıldızı olarak da bilinen Sirius, ileri bilince açılan boyutlararası bir kapı niteliğindedir. Siriuslular teknolojik ve spiritüel açıdan bizden binlerce yıl ileridir. Siriuslular Pleiadesliler’e göre daha koyu renkte bir tene sahiptirler; ten renkleri açık kahverengiden çok koyu kahverengiye varan bir çeşitlilik göstermektedir. Çarpıcı bir göz yapısına sahiptirler; gözleri büyüktür ve hafifçe kesişmektedir. Siriusluların atalarından bazıları uzak geçmişte gezegenimizle etkileşime geçmişler ve genetik projenin bir parçası olmuşlardır. Hatta bazıları kendi içlerinde genetik değişimlere uğramışlardır. Bu değişimler sonucu bazıları daha açık bir tene sahip olurlarken, bazıları ise genetik açıdan diğerlerinden çok daha farklı hale gelmişlerdir. Siriusluların bazıları insana hiç de benzemeyen varlıklardır; daha çok böcek ve sürüngenleri andırırlar. Bunlar insan gibi memeli yaratıklar olmalarına rağmen, farklı bir görünüşe sahiptirler. Hem teknolojik hem de spritüel anlamda müthiş gelişmiş olumlu varlıklardır. Sirius , geçmişte sibernetik varlıkların türevi olan sasquatch ( kocaayak ) , benzeri varlıkların bölgesidir. Siriuslar , geçmişte Orion imparatorluğu ile savaşıyorlardı. Genetik kaynakların , hayvan , bitki , mineral ve kozmik su vahası olan stratejik yıldız sistemlerinin yani sol ve özellikle Dünya (terra) yada Shan gezegenini kapsayan 21 yıldızlık sistemi içine alan bölgenin sakinleri olduklarını iddia ederler. Vegalar Vegalar, Dünya dan yaklaşık 26 ışık yılı uzaklıkta bulunan Lyra takımyıldızındaki en parlak yıldız olan Vega’dan gelmektedirler. Bu varlıklar 1.80-2.10 cm boylarındadırlar. Kalın ve dayanıklı derileri vardır. Vegaların temel saç renkleri siyahtır; fakat aralarında koyu kahverengi saçlılar da bulunmaktadır. Bazı Vegaların ise çok az saçı vardır ya da hiç saçı yoktur. Vegalar iki sınıfa ayrılmaktadır. İlk sınıftaki Vegalar insan benzeri varlıklardır. Oldukça çarpıcı gözleri vardır, fakat Zetalardan farklı olarak gözkapakları mevcuttur. İkinci tür Vegalar ise insana benzememektedirler. Böcek ve sürüngenleri andıran bir görünümleri vardır. Bu sınıftaki Vegaların saç renkleri genellikle yeşilimsidir. Derilerinde ve kanlarında bulunan bakır, vücutlarına yeşil bir renk vermektedir. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 17, 2006 Dünyadışı canlılar ansiklopedisi Dünyadışı canlılarla ilgili tüm tanıklıkları ve iddiaları derleyerek bir sınıflandırma yapmaya çalışmak bir karışıklık yaratabilir çünkü tanıtlanmamış bir olayı bilimsel alana taşımak uygun değildir, bunu önlemek için dünyadışı canlıları tiplerine ya da davranışlarına göre ayırabiliriz. Yine de sonuçları okuyuculara bırakıyoruz. Dosyalarda yer alan belgelerde ileri sürülen kanıtların, güvenilir araştırmalarla desteklendiği söylenmektedir ama yine de bütün bunlar fanatik birer iddia olarak tanımlanabilirler. Ve unutulmamalı ki, tanıkların büyük bir çoğunluğu gereken psikolojik testlerden geçirilmemiştir, kaldı ki testlerin geçerlilikleri dahi tartışılabilir düzeydedir. Burada önemli olan, böyle bir inancın ortaya çıkardığı ansiklopedik yaklaşımı sergileyebilmektir. İşte dünyadışı canlılar karmaşası; İddialara göre galaksimizde bir Federasyon, bir İmparatorluk ve bir de bağımsız grup vardır; Federasyon, Zeta Reticuli 1, Alfa Centauri, Proksiyon, Kurt 424, Tau Ceti, Taygeta Pleiades ve Vega Şilrak takımyıldızının birliğinden kuruludur. İnsana benzer varlıklardırlar. İmparatorluk ise, Alfa Drakonis, Epsilon Bootes, Rigel Drion, Bellatrix, Orion, Polaris, Nemesis ve Zeta Reticuli 2´ye hakimdir. Daha çok reptil yani sürüngene benzer varlıklarıdır. Bir de kendi arasında anlaşık fakat bireysel olarak bağımsız olan zeki bir grup vardır; Bu grup, Bernard Yıldızları, Bootes Centaurus, Altair Aquila, Aldebaran, Arcturus, Sirius-B ve Sol Sisteminde yer alır. Farklı olan birkaç gizli grup, Amerika ve Dünya´daki kolonilerde ya da üslerde çok gizli olarak hükümetlerle ilişki kurdular. Bu grupların bazılarının, Güneş Sistemi içinde beden değiştirmeye imkan veren ilerlemiş bir teknolojiye sahip oldukları söylenmektidir. Şimdi "Dünyadışı Canlılar Ansiklopedisi"ne başlıyoruz. Pleiadeliler: Genelde sarışın ya da bazıları esmer insanlar, Alfa Draconis´den gelen sürüngene benzer varlıklar tarafından istila edilen gezegenlerde yaşıyorlar, Pleideliler, uzay yoculuğuna çıkan insana benzer ilk toplumdur (rivayete göre Amerikan Hükümeti 1940´lardaki Philadelphia Deneyleri´nden beri dünyadışı zeka ile nasıl bağlantı kurulacağını biliyordu.) Pleideliler, teknolojilerinin bizim uluslararası teknolojimizden yaklaşık 300 yıl ötede olduğunu ve kendilerinin, Andromeda takımyıldızının içinde bulunan, Andromeda Konseyi´nin bir parçası olduklarını belirtiyorlar. İsviçreli çiftçi Billy Meier´ın ilişkide olduğunu iddia ettiği uzaylılar bunlardır. Lyralılar Lyra insanlarının (İnsanlarla aynı nesle sahip oldukları söyleniyor) birkaç bin yıl önce sistem dışına sürüklendiğini farzedin. Lyra savaşları sürerken kitleler halinde sistemi terkederek Pleiade, Hyade (Taurus takımyıldızında, dünyadan 130 ışık yılı uzaklıkta) ve Vega yıldızlarının bulunduğu bölgeye kaçtılar. Bizim sistemimize benzeyen bu bölgede hala insanlarla, timsah cinsi griler savaşmaktadırlar. Teloslular Tufan´dan önceki yıllarda. su altındaki kolonilerde yaşayan sarışın, uzun boylu insanlar; Kuzey Amerika´nın batı eyaletlerine yerleşmişler ve Kuzey California´daki Mt. Shasta Dağı´nın çevresine toplanmışlardı, büyük mağara kentlerinde yaşıyorlardı, Lemuria olarak adlandırılan Tufan´dan önceki zamana ait uygarlıkların bir bölümünün Telos olduğuna inanılır (Gerçekte Lemuria, Hint Okyanusunda kaybolmuş mitolojik bir kıtadır. Pasifik Okyanusu´ndaki kıta, Elam-Mu olarak adlandırılmıştı). "Telosí" sözcüğü Eski Yunanca´da "kararlı çok çalışma" anlamındadır. Bazılarına göre bu insanlar, Maya kabilelerinin atalarıydılar. Hava gemileri "Viminas" olarak adlandırılır. Telosianlar, Ashtar toplu zekaya bağlantılı ruhani düzeninin içindedirler ve diğer boyutlu varlıklar gibi Satürn, Sirius ve Arcturus´daki dünya dışı varlıklarla bağlantıları vardır. Orange Bu varlıklar, Kuzey Meksika ve ABD Güney Nevada´da görülmüştürler. Sarı, kırmızı ve portakal renkli saçlarıyla insan soyuna benziyorlardı. Bedenleri de insana benzerdir. Ama yüzleri genetik olarak sürüngen türüdür. İnsanlar gibi üreme organlarına sahiptirler. Bazılarının Bernard Yıldızı´yla bağlantıları vardır. Bukalemun Sürüngenler genetik olarak insan gibi görünmek amacıyla kendilerine üreme olanağı verdiler. Ayrıca insanların dış görüntüsünü oluşturmak için lazer negatifleri veya moleküler şekil değişimini kullandılar. Bu tesisler, Washington, Fort Lewis; California, Deep Springs; Nevada, Groom Gölü; Utah, Dougway ve Meksika´da yüzeyin altında kullanılmaya hazır bulunmaktadır. Kısacası, bu yaratıkların şekil değiştirmiş olarak aramızda yaşadıkları anlatılmaktadır. Sadece gözleri değişmemektedir, bunun için de ince ve dar gözbebeklerinin iris tabakasını saklamak için suni lens kullanırlar. Bazı iddialara göre ise, genetik olarak insan toplumunu ele geçirmeye hazırlanan bir ırkın öncü paralı askerleridirler. Nagas Sürüngen türünde, büyük burunlu griler olarak adlandırılırlar. Tibet ve Hindistan hikayelerinde önemli bir rol oynarlar. Onlar yaklaşık 2-2.5 m. uzunluğunda ve küf yeşili renklidirler. İnanca göre, dünyada binlerce yıl önce varolan iki ayaklı kertenkele cinsi varlıklardan gelmektedirler. Bazı kaçırılanlar, bu canlıların bir dinozor türü olan Velociraptor´a benzediğini iddia ederler. Anlatılara göre eski zamanlarda Antartika´da bulunan bu ırk ve Gobi Çölü bölgesinde, İskandinav ırkı ile yapılan ünlü savaşı kaybettikten sonra yeraltına saklandılar. Ummiteler Dünya-Sol (Güneş) Sistemi´nden 14 ışık yılı uzaklıktaki Kurt 424 yıldızından geldiklerini söylüyorlar ve belki Lyran kolonileriyle eskiye dayanan bağlantıları var. Ummiteler (Ummo gezegeninden) görüntü olarak İskandinav olduğu söylenen Lyran - Pleiadeliler gibidir. Bu yüzden sarışın ya da Nordik toplumlarla bağlantıları olabilir. Reticulanlar İnsanları köleleştirirler. Betty - Barney Hill ve ayrıca diğer kaçırılanlar bunlarla karşılaştılar. Tekil ya da çift yıldızlı sistemde bulunan Orion ve Alfa Drakon gibi yıldızlararası Griler faaliyetinin merkezini oluştururlar. Siryuslar Sirius, geçmişte sibernetik varlıkların türevi olan Sasquatch (Kocaayak), benzeri varlıkların bölgesidir. Siryusler, geçmişte Orion İmparatorluğu ile savaşıyorlardı. Genetik kaynakların, hayvan, bitki, mineral ve kozmik su vahası olan stratejik yıldız sistemlerinin yani Sol ve özellikle Dünya (Terra) ya da Shan gezegenini kapsayan 21 yıldızlık sistemi içine alan sektörün sahipleri olduklarını iddia ederler. Ay-Gözlüler Işığa aşırı duyarlı büyük gözler ve donuk mavi derileri ile, uzun boylu barışsever bir ırktır. Onlar, John Lear ve diğerlerine göre konuşmalarına izin verilmeyen ve susturulan astronotların Ay´da karşılaştıkları canlılar olabilirler. Bazılarına göre bu insanlar kuzey ırklarıyla birleşmiş olabilirler. Tufan´dan birkaç yüzyıl sonra Batı´ya giden Nuh´un torunları olduklarını söylenir. Onlara, derin mağara sistemlerin raslandığı da anlatılır. İlkeller ya ya Yarı Tanrılar Güney Amerika´nın altında veya başka yerlerdeki derin mağaralarda yaşayan ayrık çift toynak ayaklı, küçük tüylü, insana benzer varlıklardır. Hayvan, melek ve insana benzerler, yokolan önceki Adem ırkının üyeleri olabilirler. Güney Amerikalı yerlilere göre onlar, çağlar boyunca yüzeye çıkarak kadınları ve çocukları kaçırdılar. Anakimler Els ya da basitçe "Devler" olarak da bilinirler. Eski İbrani geleneğinde adı geçen bu ırk belki de genetik bir anormallik nedeniyle devleşmiş olabilir. İnsanların arasına karışmak için moleküler genişleme ve daralma ve de yıldızlararası gezebilme yetisine sahip oldukları söylenir. Griler Doğurgan, zeki, küçük kertenkele insanlardır. Griler mantıklı ve çevrecidirler, yaralı hayvanları ameliyat ederler ve çoğu zaman insanlara karşı duygusaldırlar, derilerinden içine çektikleri sıvı proteinle beslenirler. Artıkları da yine derilerinden dışarıya çıkartırlar. Griler ortalama olarak 90 cm boyundadırlar.. Deri renkleri gri-beyazdan gri-maviye, gri-yeşil ve gri-kahverengiye değişir. Ama asıl önemlisi insanların ruh enerjisi, veya yaşam enerjisiyle beslendikleri iddiasıdır. Bunun bir nedeni de Griler´e yakın gibi görünen insanların programlanmış gibi ölü ve duygusuz olarak göründükleri iddialarıdır. Rivayete göre Griler aldatıcıdırlar ve mantıkla hareket etmelerine rağmen onlara göre hedeflerine ulaşmak için aldatmaca mantığa uygundur. Çoğunlukla UFO temasları sırasında yabancı varlıkların ilk kez karşılaşmalarını ve ortaya çıkan tepkimeleri gözlemlerler. Melezler/Hy-Brid-Re-Brid İnsan ve sürüngen varlıklar genetik olarak fiziksel olarak farklı oldukları için doğal karışım imkansızdır. Fakat insan ve sürüngen genlerinde suni genetik değişikliği denenmiştir. Bunun üstesinden gelinse bile döl, gerçek melez (yarı insan-yarı sürüngen) olamaz. Biri ya da diğeri olur. Sürüngenler, insanların sahip oldukları ruha can veren rahme sahip değillerdir. Bu varlıkların yuvarlak gözbebekleri vardır, donuk siyah ya da dikey, ince ve dar gözbebekleri de olabilir. Chuhacabra Anormal Biyolojik Varlıklar (ABE) olarak adlandırdığımız yabancı varlıklar bunlardır. Öldürme olaylarıyla ilişkili oldukları söylenir. Gözleri ve kafasının şeklinden dolayı insana benzer bir Gri olarak bilinen bu yaratık aslında bir melezdir. Tanıkların çoğu onu, kuyruğu olmayan iki ayaklı, dikey bir dinozor olarak tarif ederler. Kafası ovaldir ve uzun bir çeneye sahiptir. Çenesinden aşağıya ve yukarıya doğru dışarı çıkan dişleri, ince ve dar bir ağzı, burun bölgesinde küçük delikleri ve kırmızı çekik gözleri vardır. Tüm bedenini saran sık kılları olduğu söylenir ve gözlemcilerin çoğu saçlarının siyah olduğunu ama bir bukalemun gibi istediği zaman renklerini değiştirebildiğini söylerler. İki güçlü ayağı ve pençeli iki küçük kolu vardır, bu, ona ağaçların üzerinden atlama ve kolaşya koşma gücünü verir. Bazı tanıklar, basit bir sıçrayışta 20 adım yükseldiğini iddia ederler. Bazılarına göre ise yaratığın keçi gibi görünmektedir. Bu yaratık, kırmızıdan eflatuna, maviden yeşile değişen kirpi dikeni gibi uzantılara sahiptir. Birkaç tanık, yaratığın uçabilmek için uzantılarını ve kuyruğunu inanılmaz bir hızda salladığını söylediler. Puerto Rico´da sık sık görüldüğü söylenir. MIB´ler (Kara Adamlar) "Siyahlar İçerisindeki Adamlar" olarak da bilinirler. Bunlar insan gibi görünen ve dış etkener tarafından kontrol edilen insanlardır. MIB´lerin çoğuna kez UFO görüntülerinden sonra karşılaşılır. Gözü korkutulan tanıklar, çoğunlukla gördükleri şeyler konusunda sessiz kalırlar. Tehdit ederler, tanıklara psikolojik savaş olarak gözdağı verirler. İnsanlar MIB´in tarafından kontrolü altında tutulurlar. Çoğunlukla onlar, büyük siyah arabalarda görünürler. California´da dağların içindeki kanyonlarda, tünellerde ya da havada kayboldukları anlatılır. İnsana benzeyen MIB´lerin çoğu belki de sentetik köledirler. Atlantis kökenli oldukları da söylenir. Agharianlar veya Aghartianlar Kaynakların belirttiğine göre, binlerce yıl önce Gobi bölgesinde ve çevresindeki alanın altındaki mağaralarda yaşayan Asyalı bir gruptur. Geçmişte başarılı bir krallık kurmuşlardı. Diğer gezegenlerle ilgilidirler. Hindu hikayelerine göre Tibet´in aşağısındaki büyük mağara sistemleri, Asya´nın Agharti mitolojisini oluşturur. II. Dünya Savaşı süresince Naziler´le bağlantıları olduğunu söylenmiştir. Son yüzyıllarda dünya yüzeyindeki bazı yerleri tekrar ele geçirdikleri söylenmektidir. Cetililer ya da Tau-Cetililer Yanık tenli, insan görünümlü, Güney Amerika ya da Akdeniz tipi insan ırkıdır. Dünya üzerindeki Kafkasyalı insanlara önemsiz farklılıklar dışında çok benzerler (Kısa Roma tarzı saç, uzun büyük burun, iri yapılılık ve lekesiz kulaklar). Tau Ceti ve Epsilon Eridani, Vegalar, Ummiteler ve Pleiadeliler´le işbirliği içindedir. Gri yağmacılara karşı ortak bir savunma oluştururlar. Ultra-Terranlar Paralel evrenlerin keşişimlerinde veya zaman akışı içinde karşılaşılan insanlar oldukları söylenir. Aslında fiziksel bir gerçeğin dışındadırlar. Kuramsal olarak mevcut bir diğer dünya, elektro-manyetik zaman engelinin zıttında bulunabilir. Zaman girdabında, kendi dünyamıza karşı gelen yani karşıt bir dünya varsa aslında o da bir madde evrendir. Bu iki zıt evrenin dışındaki diğer iki evrenin doğası bilinmeyendir, bu bize dörtlü uzay-zaman sistemini ima eder. (Bunlar ileri ve geri zaman akış sürecine sahip madde ya da antimadde evrenleridirler). Dört evrenin hepsi, galaksilerin merkezindeki kara deliklerden çıkan süper enerjilerin bir sonucu olarak 11 boyutlu yoğunluğa sahiptir. Bu çok boyutlu gerçek, birçok bilinmeyeni açıklayabilir. Dünyamızdaki nesneler, diğer evrende görülmez olabilirler. Örneğin, Bermuda Üçgeni´nde EM girdabına geçici olarak yakalanan bir pilot, terkedilmiş bir ada görür. Oysa kendi dünyasında aynı adada oturmuştur ama bu kez ada metruktur. Bazı insanlar, bir yol sürecinde evlerde, lokantalarda, otellerde ya da benzeri mekanlarda durduklarını veya oralarını gördüklerini ama aynı yoldan tekrar geri döndüklerinde bu tür yerlerin varlığını bulamadıklaını söylerler. Tüm boyutlar, aynı elektromanyetik üst tayfın bölümü olan birbirlerinin içine akabilirler. Bir dünyadan diğerine insanlar veya nesneler geçici olarak geçebilirler ama kalıcı olamazlar çünkü başka boyuttaki kendileriyle karşılaşmaları halinde madde-antimadde tepkimesine neden olabilirler. 1850 yılında Almanya, Frankfurt-am-Order yakınında bir anda ortaya çıkan ve kimsenin tanımadığı Vorin adlı insan, yazarların güçbela anladığı garip bir Almanca ile konuşuyordu. Sakria´da yaşadığını ve Laxaria ulusundan olduğunu söylüyordu (dünyamızda bu isimler yoktur). Başka bir dünyadan düşmüş ve yolunu şaşırmış gibie hayretler içerisindeydi. Bazı UFO olaylarında karşılaşılan Ultra-Terranlar başka evrenlerden düşmüş veya kaymış olabilirler, Atlantlar Bunlar insandırlar. Güney Brezilya´da mağara kentlerde yaşarlar ve yardımsever olarak tanımlanırlar. Rivayete göre Tufan´dan önceki zamandan kalmadırlar ´Atlantis İmparatorluğu halkından geldikleri için bu adı alırlar. Aslında bugünkü sakinlerin, eski Atleant toplumuyla doğrudan doğruya genetik bir bağı yoktur ama yine de aynı ırktan sayılırlar. Kuzey Amerika ve diğer kıtalarda onların kullandığı disklere ve yeraltı bekçileri olan cücelere raslandı. Merihliler Mars´daki iki Ay´da yaşarlar (Phobos ve Deimos) yani Mars gezegeninin hem insan hem de insan olmayan sakinleridirler. Bu uyduların Grilerin kontrolü altında suni olarak oyulmuş küçük gezegenler olduğuna inanılır. Yani bunlar nakliye gemileridirler. Kaçırılma, aşılama, programlama, değiştirme, süzme ve diğer projeler için kullanılırlar. Binlece yıl önce Ay ve Mars´ın yüzeyi yaşama elverişliydi. Mars ve Ay(daki binlerce yıllık eski harabelerin geçmişteki felaketleri gösterdiğine inanılır. Alfa-Drakonlular Alfa Drakonis´de kolaniler halinde yaşayan sürüngen varlıklardır, onlar da binlerce yıl önce dünya üzerinde yaratıldıklarını iddia ederler ve amaçları dünyayı tekrar ele geçirmektir. Dünyaya gizli süzülme aşamasını sona erdirip, planlanmış bir saldırıya hazırlandıkları söylenmektedir. Nüfus artışını, kirliliği ve diğer çevresel problemleri mazeret göstererek, dünyalıları ortadan kaldırabilirler, savaşçı içgüdüleri güçlüdür. Drakonlular bizim yıldızlararası platformda yer alacak kadar gelişmemizi istemiyorlar. Bu yüzden de sömürgeci olarak, dünyayı ve dünyalıları durdurmaya kararlılar. Orionlular Negatif varlıklar. Kaynaklara göre, Oriyon Nebula´sının ışığı, zaman-evren-madde evreninden geçerek, sonsuzluğa açılan kozmik bir geçittir. Bazı astronomların düşüncesine göre, Orion´un çok renkli, görkemli ışığı, zaman içinde doğrudan dünyanın uzaydaki yolunu kesecektir. Bu olayın yaklaşık olarak 3.000 yılında olacağı tahmin edilmektedir. Sonsuzluk kapısının meraklısı olan Drakonluların, Orion takımyıldızında bulundukları sanılmaktadır. Dünyadaki bazı insan gruplarıyla bilinçaltı ilişkilere girerek, taraftar topladıkları söylenmektidir. Gizan/Gizeh Canlıları Gizeh insanları, Pleiadililer (Billy Meier ilişkileri) gibidir. Eski Mısırlılar gibi giyindikleri ve Mısır´ın güneyindeki labirent benzeri kentlerde yaşadıkları anlatılır, teknoloji aracılığı ile bazı insanlarla ilişkileri vardır. İddialara göre, Mısır´ın güneyinde Amerikan Hükümeti ile yakın ilişkide bulundukları gizli büyük bir üs vardır. Gizan insanlarının amaçlarının, Antik Mısır kültürünü ve egemenliğini canlandırmak olduğu söylenmektedir. Veganlar Pleiades, Kurt 424 ve başka galaktik yerlerden gelen mülteci-koloniciler. Lyran Savaşları´ndan kaçan uysal ve nazik insanlardır. Hindistan´ın yerli sakinlerine benzerler ve çoğu kez koyu tenli doğulular olarak tanımlanırlar. Bernardlılar Bernard Yıldız sisteminin sakinleridir. Onlar hakkında fazla bilgi olmamasına rağmen, insan varlıklar olarak bilinirler. Bizim Güneş Sistemimiz içerisinde görünmeyen bir takımyıldızda bilinmeyen bir amaçla saklanmaktadırlar. Çingeneler Birkaç kaynak Çingenelerin UFO gizemiyle bağlantısı olduğunu gösterir. Diğer kaynaklarda ise, Agharti türü yüksek teknolojiye sahip alt yeryüzü krallıklarıyla ilişkide oldukları belirtilir. Çingenelerin, tarih öncesi antik savaşlarla, uzay araçlarıyla ilgili bir bilgileri geleneksel bir sır olarak sakladıklarına inanılır. Bazı iddialara göre, çingenelerin aslı eski Hindistan´dadır. Philadelphia Deneyi´nde adı geçen Carlos Allenda´nın bir Çingene kabilesinin sır saklayıcı üyesi olduğu sanılmaktadır. İnternetten Alıntı 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vampir_kedi Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 vaay ilginç bi paylaşım.saol Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest zemberek Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Yazılanları okuyunca şaşmamak elde değil. Uzaylı denilen varlıkların tek bir ismi var çünkü. O da CİN'dir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
viole Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Nereden bu kanıya varıyorsunuz? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest zemberek Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 "UZAYLILAR" dediğimiz bu varlıklar nelerdir?.. -------------------- "UZAYLILAR" dediğimiz bu varlıklar nelerdir?.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
viole Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Ben herhangi birşey olduğunu iddia etmiyorum. Senin iddiana bir soru yöneltiyorum sadece. Çünkü gayet kesin bir dille yazılmış. Soruma soruyla karşılık enteresan tabi: ) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nora Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Firdevs gelsinde o açıklasın size:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest zemberek Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Soruya soruyla karşılık değildi. Sadece alıntıyı yapamadım. http://www.ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/ruh/ruh44.htm Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
viole Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Ha pardon o zaman ben verdiğin linke bakayım bir -------------------- Ben ikna olmadım ama teşekkür ederim genede. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest zemberek Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Benim ya da Ahmed Hulusi'nin sözleri değil onlar. Kuran-ı Kerim'in sözleri.. Ben bir sürü uzaylı türünü sıralayan listeleri okuyup da ikna olacağıma onu okuyup ikna olmayı tercih ediyorum. Herkesin görüşüne de saygı duyarım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Wahsi Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 ahmedbakinin kitapları iyidir yaf okuyun Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birikinti Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2006 Benim ya da Ahmed Hulusi'nin sözleri değil onlar. Kuran-ı Kerim'in sözleri.. Ben bir sürü uzaylı türünü sıralayan listeleri okuyup da ikna olacağıma onu okuyup ikna olmayı tercih ediyorum. Herkesin görüşüne de saygı duyarım. Kuran-ı Kerim'in sözleri derken linkteki yazıda tek bir ayet var "Ey cin topluluğu, insanların ekseriyetini hükmünüz altına aldınız!" Bu ayettende bu kadar veri çıkacağını sanmıyorum.. Yazılanlar yazanın kişisel görüşüdür... Ayet değişik meallerde şöyle geçiyor.. "Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız" “Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız. ... "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" Onların hepsini toplayıp bir araya getireceği gün: "Ey cin topluluğu, gerçekten şu insanlara çok çektirdiniz!" diyecek, insanlardan onların yardakçıları da: "Ey Rabbimiz, biz birbirimizden yararlandık ve bizim için kararlaştırdığın ecele ulaştık." diyecekler. Allah: "Sizin ikametgahınız, Allah'ın dilediği zamanlardan başka, ebedi kalmak üzere ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, herşeyi bilendir." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest zemberek Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 20, 2006 Kuran-ı Kerim'in sözleri derken linkteki yazıda tek bir ayet var "Ey cin topluluğu, insanların ekseriyetini hükmünüz altına aldınız!" Bu ayettende bu kadar veri çıkacağını sanmıyorum.. Yazılanlar yazanın kişisel görüşüdür... Ayet değişik meallerde şöyle geçiyor.. "Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız" “Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız. ... "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" Onların hepsini toplayıp bir araya getireceği gün: "Ey cin topluluğu, gerçekten şu insanlara çok çektirdiniz!" diyecek, insanlardan onların yardakçıları da: "Ey Rabbimiz, biz birbirimizden yararlandık ve bizim için kararlaştırdığın ecele ulaştık." diyecekler. Allah: "Sizin ikametgahınız, Allah'ın dilediği zamanlardan başka, ebedi kalmak üzere ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, herşeyi bilendir." İlgine teşekkür ederim. Ben o yazılanların hepsinin doğruluğuna inanıyorum. Çünkü hepsi Kuran-ı Kerim'in ışığında yazılmıştır. Ve kesinlikle "uzaylılar" diye bir kavrama inanmıyorum. Hepsi cinlerin insanlara oynadıkları oyunlardan ibarettir. Şunu unutmayalım Allah insanı benzersiz yarattı. İnsana benzeyen uzaylı yakıştırmalarına en iyi cevaptır bu. İnsan adıyla bilinen varlık sadece dünyamızda yaşamaktadır. İnsana benzeyen tek varlık da Cinlerdir. Diğer gezegenlerde insana ve cine benzeyen varlıklar yoktur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest BEYAZKURT Yanıtlama zamanı: Aralık 21, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 21, 2006 Yazılanları okuyunca şaşmamak elde değil. Uzaylı denilen varlıkların tek bir ismi var çünkü. O da CİN'dir. Eyvallah bu doğru işte... -------------------- İlgine teşekkür ederim. Ben o yazılanların hepsinin doğruluğuna inanıyorum. Çünkü hepsi Kuran-ı Kerim'in ışığında yazılmıştır. Ve kesinlikle "uzaylılar" diye bir kavrama inanmıyorum. Hepsi cinlerin insanlara oynadıkları oyunlardan ibarettir. Şunu unutmayalım Allah insanı benzersiz yarattı. İnsana benzeyen uzaylı yakıştırmalarına en iyi cevaptır bu. İnsan adıyla bilinen varlık sadece dünyamızda yaşamaktadır. İnsana benzeyen tek varlık da Cinlerdir. Diğer gezegenlerde insana ve cine benzeyen varlıklar yoktur. Eyvallah buda doğru sağolasın... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Aralık 22, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 22, 2006 TARIK SURESI (36/86. sure) Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla... 1 Yemin olsun göğe ve Târık'a; o, gece gelene/o, tokmak gibi vurana/o, çıkıverip de yürek hoplatana. 2 Nereden bileceksin sen nedir Târık? 3 Parlayan, ışığıyla karanlığı delen yıldızdır o. 4 Hiçbir benlik yoktur ki, üzerinde bir koruyucu/bir gözetleyici bulunmasın. (Yaşar Nuri Öztürk Meali) TARİK SURESI Mekke'de inmiştir. 17 ayettir. Bismillahirrahmanirrahim 1-Andolsun o gök yüzüne ve Tarık'a, 2-Bildin mi Tarık nedir? 3-O karanlığı delen (parlak) yıldızdır. 4-Hiçbir kimse yoktur ki, üzerinde bir gözetleyici olmasın. (Elmalılı Hamdi Yazar meali) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AnDMe Yanıtlama zamanı: Aralık 22, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 22, 2006 sirius aynen katılıorum kardeş eline sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
x12tr Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2008 pleiades in açıklamalarında sirius lularla ilgili olarak büyük bir yalnışlık var siriuslular mavimsi renkte ve insanoğlu ile büyük benzerlik gösteren bir ırk olmakla birlikte sirius a-b-c gezegenlerinde farklı tezahürlarinin olduğunu mesela sirius c de insan ile kaplan arası harika yaratıklar oluğunu okumuştum,ayrıca sirius a daki lerin erkekleri normal dünya erkeğiyle hemen hemen aynı fiziki yapıya sahip ve ellerinde bi çeşit asa vardır kadınları ise daha çok pembemsi renk ve erkeklerinden boy olarak daha kısa olduklarını okuduğum kitabın adı ise-sheldon nidle ve virginia essen in galaktik insan kitabıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mystick Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2008 ben kendi teorimi sunucam uzaylılar tarih başında dünyaya yerleştiler.. bütün bu Atlantis - Mu ile bağlantıları oralardan geliyor.. ama saklandılar bir şekilde belki yer altında yaşıyorlardır belki insan kılığındalar.. teknolojilerine bağlı.. bazıları denizde yaşıyor ahtopotlar bana göre uzaylılarla ilişkili dikkat ettiyseniz 8 bacaklı tablet yazıtlarında yer alıyor.. bir çok resimde varlar.. bilim adamları sürekli gidip gelmeleri zor diyor dünyalarsa zaten istedikleri gibi gidip gelirler.. birde hafıza silme gibi bir olanakları varsa bence dünyadalar.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Parapsikolog Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2008 bazı arkadaşlar dini kendi yorumlayıp abartılı kanılara ulaşmış gerçekten ilginç cinin insana benzediğini nerden çıkardı onu anlamadım önce insan benzersiz yaratılmıştır dedi sonra insana tek cin benzer dedi gerçekten garip cinlerle uzaylıların ilgisi yok cinler insanlara böyle oyunlar oynayamaz uzaylıların varlığı belli değildir insana benzediğinide söyleyemezler bu kadar bilgi zaten uydurma veya tahminden öteye geçmez Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MysticBrain Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 6, 2008 Evet bu konu önemli gerçekten uzaydaki yaşayan canlıları bilmemiz önemli bizim açımızdan nede olsa evrende yanlız diiliz..Ayrıca dünyaya da geliorlar zaten..Benim düşüncem bu sene insanlara kendilerini açıkça göstericekler.Umarım dostlardır... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
anti-bush Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2008 bunları nerden bilion????????????????? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fotonkedi Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2008 http://www.siriusufo.org/tr/thumbnails/P2276335%20copy_jpg.jpg V A R L I K T İ P L E R İ Araştırmacıların çalışmaları henüz bitmemiş olmakla beraber, genel mahiyette de olsa, uzaydan gelenlerin hiç değilse dış görünüşleri hakkında genel bir sınıflama yapacak kadar elde bilgi toplamış bulunuyoruz. Bu bölümde tamamen gözleme dayalı istatistiklerden çıkarılmış bir sınıflamayı sizlere nakletmeye çalışacağız. Uzaydan gelenler insan, robot, hayvan yada herhangi bir gözlem-diski olsun; olaylarda hiçbir gelişigüzellik , rasgelelik bulunmamaktadır. Tam tersine uçan daire olayları, göründüğü ve anlayabildiğimiz kadarıyla bile, büyük bir şuurluluk arz etmektedir. Uzaydan gelenlerin, henüz tam olarak anlayamıyor olsak bile , tüm dünya insanlarını ilgilendiren bir amaca göre hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Uçan daire olaylarını yöneten sistemin yada sistemlerin Dünya teknolojisinden çok ileri bir teknolojide bulundukları hususu da bu istatistiklerden anlaşılmaktadır. Her canlının bulunduğu ortama uyması evrensel bir yasa. Dünyadaki canlılar dünya kurulalı beri fizik küfre olarak geçirdiği değişikliklere uymak üzere birçok farklılık göstermiştir. Bu değişimler, devamlı olarak değişmekte olan fizik ve ruhsal etkilere paralel olarak sürüp gitmektedir. Bunun tabii sonucu olarak, elbette ki bizimkinden çok daha değişik fizik ve ruhsal etkiler taşıyan maddesel ortamlarda çok değişik canlı tipleri bulunacaktır. Ama tuhaf olan şudur ki, belirli bir prototip (baş-gövde-kollar-bacaklar olmak üzere ) adeta, hiç değilse bizimkinden çok farklı olmayan maddesel ortamlarda muhafaza edilmiş. Hatta bu evrensel şekle robotlarda bile sadık kalınmıştır. Hatta uzaydan gelen robotlar o kadar gelişmiş görünmektedir ki, bunların hem dış görünüş hem de davranışlar bakımından şuurlu bir varlıktan ayırmak çok zordur. Bundan başka tamamen bizim gibi et ve kemikten yapıldığı belli olan varlıkların robot gibi hareket ettikleri de gözlemlerde geçmektedir. Dünya dışı varlıklarla temas kuran şahıslardan ve de yakın gözlem raporlarından edinilen bilgilere göre gezegenimizi en çok ziyaret eden varlık grupları şunlardır: PLEİADESLİLER SİRİUSLULAR ORİONLULAR ZETA-RETİCULİLER ARCTURUSLULAR ANDROMEDALILAR SANTORLAR VEGALAR NORDİKLER MAVİLER Dünya dışı varlık tipleri incelenirken anlaşılması gereken önemli noktalardan biri, tüm dünya dışı varlıkların insan görünümünde olmadığıdır. Farklı gezegen koşulları altında ve farklı atmosferik ortamlarda gelişen beden biçimleri, doğal olarak farklı görünümlerde olmaktadır. Bu nedenle evren, birbirine benzeyen ve benzemeyen sayısız yaşam formuyla doludur. Ziyaretçiler arasında bizim galaksimizden olduğu kadar uzak galaksilerden gelenler de bulunmaktadır. Temasçılardan edinilen bilgilere göre, insanlarla iletişim kuran dünya dışı varlıkların yüzde 95’i pozitif bir kişiliğe sahiptirler. Bu uygarlıkların büyük çoğunluğu teknolojik ve ruhsal yapı yönünden insanlardan çok ileridedirler. Onlar, insanların özgür iradelerine saygı duyarlar ve evrimimize herhangi bir şekilde müdahale etmezler. Pleiadesliler Pleiadesliler, Dünyamızdan 400 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve Yedi Kardeşler olarak da anılan Pleiades takımyıldızındaki Erra gezegeninden gelmektedirler. Bu varlıklar, fiziksel görünüş itibariyle insan ırkına benzemektedirler. Tam bir insan görünümünde olan Pleiadesliler genelde sarışın olmakla beraber, bazıları koyu renk saçlıdır. Gözleri genelde açık mavi ya da açık kahverengidir. Pleiadesliler arasında yaklaşık 1.50 cm. boylarında çok narin yapılı varlıklar olduğu gibi, 2 m. boyunda olanlar da bulunmaktadır. Bazıları kızıl saçlı ve açık tenlidir. Pleiadesliler insanlarla en çok ve sık temas kuran varlık tipidir. Pleiadesliler pozitif odaklı; teknolojik ve zihinsel açıdan ileri varlıklardır. Siriuslular Dünyamızdan 8 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve köpek yıldızı olarak da bilinen Sirius, ileri bilince açılan boyutlar arası bir kapı niteliğindedir. Siriuslular teknolojik ve spiritüel açıdan bizden oldukça ileridir. Siriuslular Pleiadesliler’e göre daha koyu renkte bir tene sahiptirler; ten renkleri açık kahverengiden çok koyu kahverengiye varan bir çeşitlilik göstermektedir. Çarpıcı bir göz yapısına sahiptirler; gözleri büyüktür ve hafifçe kesişmektedir. Siriusluların atalarından bazıları uzak geçmişte gezegenimizle etkileşime geçmişler ve genetik projenin bir parçası olmuşlardır. Hatta bazıları kendi içlerinde genetik değişimlere uğramışlardır. Bu değişimler sonucu bazıları daha açık bir tene sahip olurlarken, bazıları ise genetik açıdan diğerlerinden çok daha farklı hale gelmişlerdir. Siriusluların bazıları insana hiç de benzemeyen varlıklardır; daha çok böcek ve sürüngenleri andırırlar. Bunlar insan gibi memeli yaratıklar olmalarına rağmen, farklı bir görünüşe sahiptirler. Orionlular Orionlu varlıkların yaklaşık %75’i insan benzeri bir görünüme sahiptir; geri kalan %14 ise insanlara benzememektedir. Orionluların en belirgin özelliği gözlerinin benzersizliğidir. Oldukça keskin mavi gözlere sahip Orionlu varlıklarla temasa geçmiş pek çok insan bulunmaktadır. İnsan benzeri Orionluların %90’ı açık kahverengi tene sahiptir; geri kalan % 10 ise Kafkas tipli, açık renk saçlı varlıklardır. Zeta Reticuliler Bu insan benzeri varlıklar, Reticulum adını verdiğimiz güney takım yıldızındaki Zeta 1 ve Zeta II ikiz yıldızlarından gelmektedirler. Zeta Retucililer 1 m.- 1,5 m. boyundadırlar; genelde zayıf görünümlü, vücutlarına oranla büyük kafalı ve saçsızdırlar. Gözleri büyük ve kapaksızdır. Ağız, burun ve kulakları çok küçüktür. Zetalar, türlerini değiştirmek ve bugünkü hallerine gelebilmek için genetik mühendislik ve klonlamadan yararlanmışlardır. Zetalar dünyamızı sıkça ziyaret etmekte ve insanlar tarafından genellikle “gri varlıklar” olarak adlandırılmaktadırlar. Zeta Reticulilerin türlerinde değişime gitmeden önceki temel genetik özellikleri insan ırkına benzemektedir. Zetalar, dönüşümleri sırasında beden yapılarını da değiştirmişlerdir. Bu, onların neden dünyayı ziyaret ettiklerini ve genlerimizle ilgilendiklerini de açıklamaktadır. Dönüşümleri sırasında kendilerini duygulardan arındırmakla hata yaptıklarını düşünen Zetalar, yeni bir değişim için orijinal genlerini aramaktadırlar. Andromedalılar Spiritüel varlıklar olan Andromedalılar, Andromeda galaksisinden gelen çok eski, meleğimsi bir ırktır. Bu varlıklar, Pleiadeslilerin ve tüm insan evriminin liderleridir. Aynı zamanda tamamen farklı bir evrim kolu olan ve hem suda hem de karada yaşayabilen Cygnusian ırklarını da yönetmektedirler. Arcturuslular Bootes takım yıldızındaki kırmızı dev yıldız Arcturus, Dünyadan yaklaşık 36 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır ve olağanüstü parlaklığı sayesinde Mart-Kasım ayları arasında kuzey yarım küreden görülebilmektedir. Arcturus uygarlığı, galaksimiz içindeki en gelişmiş uygarlıklardan biridir. 5. Boyutta bulunan Arcturus uygarlığı dünyanın gelecekteki prototipi olarak kabul edilmektedir. Arcturuslular, fiziksel olarak kısa boylu ve zayıftırlar. Boyları 90- 120 cm. arasındadır. Birbirlerine çok benzeyen bu varlıklar, bu durumun birbirleriyle kıyaslanmayı önlemesinden dolayı memnundurlar. Tenleri yeşilimsi renktedir. Büyük, badem biçimli gözleri vardır. 3 parmaklıdırlar. Arcturusluların gözleri, koyu kahverengi ya da siyahtır. Fakat görmelerini sağlayan ana organları, gerçekte gözleri değil telepatik bilinçleridir. İşitme duyuları ise telepatik özelliklerinden bile daha ileridir. Vegalar Vegalar, Dünya’dan yaklaşık 26 ışık yılı uzaklıkta bulunan Lyra takımyıldızındaki en parlak yıldız olan Vega’dan gelmektedirler. Bu varlıklar 1.80- 2.10 cm boylarındırlar. Kalın ve dayanıklı derileri vardır. Vegaların temel saç renkleri siyahtır; fakat aralarında koyu kahverengi saçlılar da bulunmaktadır. Bazı Vegaların ise çok az saçı vardır ya da hiç saçı yoktur. Vegalar iki sınıfa ayrılmaktadır. İlk sınıftaki Vegalar insan benzeri varlıklardır. Oldukça çarpıcı gözleri vardır, fakat Zetalardan farklı olarak gözkapakları mevcuttur. İkinci tür Vegalar ise insana benzememektedirler. Böcek ve sürüngenleri andıran bir görünümleri vardır. Bu sınıftaki Vegaların saç renkleri genellikle yeşilimsidir. Derilerinde ve kanlarında bulunan bakır, vücutlarına yeşil bir renk vermektedir. Santorlar Santorlar, Dünyamızdan yalnızca 4.2 ışık yılı uzaklıkta bulunan Alfa Merkezi Sistemi’ndeki en yakın komşularımızdır. Santorlar, teknolojik ve ruhsal açıdan bize yakın güneş sistemlerindeki en gelişmiş medeniyetlerden biridir. Siriuslular, Pleiadesliler ve Venüslülerle aralarında yakın bir bağlantı bulunmaktadır. Alfa Merkezi Sistemi, 3 yıldızdan oluşmaktadır; bunlar astronomik literatürde Alfa A,B,C olarak adlandırılmaktadırlar. Bunlardan Alfa C yıldızı güneş sistemimize en yakın olanıdır. Santorlar, diğer medeniyetlerle birlikte, özellikle son 4000 yıldır dünyadaki evrimi izlemekte, ve insanlara evrimlerindeki bir sonraki adım olan Yeni Çağa geçişlerinde yardım etmektedirler. Santorların teknik yetenekleri hayal edebildiğimizin çok ötesindedir. Devasa uzay gemilerinin yapımı ve yıldızlar arası seyahat, ancak Santorlar’ın da sahip olduğu maddeleşme ve madde boyutundan ileri bir boyuta geçme yeteneği ile mümkündür. Nordikler Nordikler, geldikleri yıldız sistemini hiçbir zaman açıklamamışlardır. Oldukça güzel görünümlü varlıklardır; sarı saçlıdırlar, bu yüzden çoğu kez “sarışınlar” olarak adlandırılırlar. Gözleri koyu mavi renktedir. Boyları 1.50- 1.80 cm arasında değişmektedir. Nordikler, Dünyadaki sorunları çözmek için uğraşmaktadırlar. Kendilerine değil de başkalarına odaklanan varlıklarla çalışmayı tercih ederler. Maviler Maviler de Nordikler gibi hangi yıldızdan geldiklerini açıklamamaktadırlar. Kısa boylu varlıklardır ve yarısaydam, mavimsi bir tenleri vardır. Gözleri büyüktür ve badem biçimindedir. Oldukça spiritüel varlıklardır ve her insanın kendi yolunu takip etmesi gerektiğine inanırlar. *sirius.org 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.