lightshadow Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 19, 2014 Ben rüyalarımda astral bedene sahip oluyorum:P Rüya aleminde işler farklı yürüyor. Bilinçli rüyalar dediğimiz mevzu yani lucid rüyalar ile astral çıkış arasında boyutsal bir fark olduğunu düşünüyorum. Böyle düşünmemin geçerli sebepleri var. Rüyaların lucid rüya haline döndüğü anlarda, yani rüya gördüğümüzü anladığımız ve rüyalara müdahale etmeye başladığımız anlarda bazen farklı mekanlara düşünce boyutunda yönelindiğinde bunu astral bedenimiz ile yaptığımız izlenimi doğabiliyor. Fakat gerçekte sadece bilinçsel olarak yapılmış bir seyahatten başkası değil bu. Astral bedeniniz hala karbon bedeninizde yani fiziki bedeninizde duruyor. Bunun için şöyle bir yol izlemek gerekir. Rüyada, rüya gördüğünüzü anladığınız anda, uyanan bilincinizi yatağınıza yani fiziki bedeninize çekin. Halk arasında karabasan olarak adlandırılan bir durumla karşılaşmalısınız. Yani bilinciniz açık fakat bedeniniz hala uyku halinde. İşte bu esnada astral bedeninizi hareket ettirin ve fiziki bedeninizden ayrılın. İşte buna astral projeksiyon diyoruz. Hayal ve rüya ile gerçeğin arasında ince bir çizgi var. Hayal ve rüya ancak gerçeğin farklı bir boyuttaki bilinçsel yorumu olarak karşımıza çıkabilir. Karbon beden ve astral beden ise fiziksel gerçekliklerdir. Hayalden ve rüyadan çok daha fazla anlam ifade ederler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zincir9596 Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2014 Rüya aleminde işler farklı yürüyor. Bilinçli rüyalar dediğimiz mevzu yani lucid rüyalar ile astral çıkış arasında boyutsal bir fark olduğunu düşünüyorum. Böyle düşünmemin geçerli sebepleri var. Rüyaların lucid rüya haline döndüğü anlarda, yani rüya gördüğümüzü anladığımız ve rüyalara müdahale etmeye başladığımız anlarda bazen farklı mekanlara düşünce boyutunda yönelindiğinde bunu astral bedenimiz ile yaptığımız izlenimi doğabiliyor. Fakat gerçekte sadece bilinçsel olarak yapılmış bir seyahatten başkası değil bu. Astral bedeniniz hala karbon bedeninizde yani fiziki bedeninizde duruyor. Bunun için şöyle bir yol izlemek gerekir. Rüyada, rüya gördüğünüzü anladığınız anda, uyanan bilincinizi yatağınıza yani fiziki bedeninize çekin. Halk arasında karabasan olarak adlandırılan bir durumla karşılaşmalısınız. Yani bilinciniz açık fakat bedeniniz hala uyku halinde. İşte bu esnada astral bedeninizi hareket ettirin ve fiziki bedeninizden ayrılın. İşte buna astral projeksiyon diyoruz. Hayal ve rüya ile gerçeğin arasında ince bir çizgi var. Hayal ve rüya ancak gerçeğin farklı bir boyuttaki bilinçsel yorumu olarak karşımıza çıkabilir. Karbon beden ve astral beden ise fiziksel gerçekliklerdir. Hayalden ve rüyadan çok daha fazla anlam ifade ederler. Bu astral seyahat metodunu kesinlikle tavsiye etmiyorum, özellikle yeniler için. Çok kötü bir çarpılma etkisiyle karşılaşabilirsiniz, ayrıca bir de kalp, tansiyon gibi problemleriniz varsa daha da tehlikeli bir tablo çıkar ortaya. Bahsettiğim çarpılma etkisini Bülent Kısa kitaplarında gayet net açıklıyor, okuyabilirsiniz. Karabasandan astrale çıkmanızı tavsiye etmiyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
lightshadow Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2014 Bu astral seyahat metodunu kesinlikle tavsiye etmiyorum, özellikle yeniler için. Çok kötü bir çarpılma etkisiyle karşılaşabilirsiniz, ayrıca bir de kalp, tansiyon gibi problemleriniz varsa daha da tehlikeli bir tablo çıkar ortaya. Bahsettiğim çarpılma etkisini Bülent Kısa kitaplarında gayet net açıklıyor, okuyabilirsiniz. Karabasandan astrale çıkmanızı tavsiye etmiyorum. Beynin amigdala adı verilen kısmı, korku duygusunu yönetir. Çarpılma olarak adlandırdığınız etkilerin meydana gelmesinin nedeni amigdala'nın kontrolsüz bir şekilde uyarılmış olması olabilir. Karabasan halinden astrale çıkış işlemi sırasında ortaya çıkan ya da başka bir deyişle astral bilincin karşılaşacağı negatif enerjiler, beynin bu bölgesinde aşırı boyutta uyarılmaya neden olabilir. Bilinci tam anlamıyla kontrol edememe sonucu, ortaya çıkan ürkütücü görüntüler, amigdala tarafından yoğun korku duygusunun aşılanmasına neden olabilir. Amigdala, beynin çok önemli bir bölümüdür. Bu konu hakkında bilgisi olan varsa paylaşabilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sofiel Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 21, 2014 kişiye göre değişir o bence Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
lenalee Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2014 rüyalarımda ağlıyınca nedense gerçektede uykumda ağlıyormuşum -tuhaf:D- Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
NewWorldOrder Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2014 Rüya aleminde işler farklı yürüyor. Bilinçli rüyalar dediğimiz mevzu yani lucid rüyalar ile astral çıkış arasında boyutsal bir fark olduğunu düşünüyorum. Böyle düşünmemin geçerli sebepleri var. Rüyaların lucid rüya haline döndüğü anlarda, yani rüya gördüğümüzü anladığımız ve rüyalara müdahale etmeye başladığımız anlarda bazen farklı mekanlara düşünce boyutunda yönelindiğinde bunu astral bedenimiz ile yaptığımız izlenimi doğabiliyor. Fakat gerçekte sadece bilinçsel olarak yapılmış bir seyahatten başkası değil bu. Astral bedeniniz hala karbon bedeninizde yani fiziki bedeninizde duruyor. Bunun için şöyle bir yol izlemek gerekir. Rüyada, rüya gördüğünüzü anladığınız anda, uyanan bilincinizi yatağınıza yani fiziki bedeninize çekin. Halk arasında karabasan olarak adlandırılan bir durumla karşılaşmalısınız. Yani bilinciniz açık fakat bedeniniz hala uyku halinde. İşte bu esnada astral bedeninizi hareket ettirin ve fiziki bedeninizden ayrılın. İşte buna astral projeksiyon diyoruz. Hayal ve rüya ile gerçeğin arasında ince bir çizgi var. Hayal ve rüya ancak gerçeğin farklı bir boyuttaki bilinçsel yorumu olarak karşımıza çıkabilir. Karbon beden ve astral beden ise fiziksel gerçekliklerdir. Hayalden ve rüyadan çok daha fazla anlam ifade ederler. Bu tarz bilgi birikimlerine sahip olan biri gördüğüm zaman mutlu oluyorum dostum. Fakat sahip olduğun bilgi birikimlerini biraz karıştırmışa benziyorsun. Zira birbiriyle bağlantılı gibi görünsede aslında birbirinden farklı olaylardır astral seyehat, karabasan ve rüya kontrol dediğimiz olay. Rüyada gördüğümüz mekana kendi fiziksel bedenimizle gitmiyoruz. Bedenimiz yatağımızda uyumaya devam ediyor. Hatta enerji/ruhani açıdanda bi yere gitmemiz söz konusu değil rüyalarda. Bahsettiğin olay astral seyehata giriyor. Rüya değil. Karabasan dediğimiz olay beyin uykusu ile beden uykusunun birbirinden bağımsız olarak uyanması olarak açıklanır. Astral bedeni fiziksel bir gerçeklik olarak adlandırmakda yanlış olur. Çünkü madde ve enerji birbirinden farklı şeylerdir. Maddenin içerisinden geçen; maddeye hükmeden ancak enerji/ruh' olabilir. Sahip olduğumuz beden değil. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.