MALCOLMX Oluşturma zamanı: Ağustos 1, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 1, 2007 http://www.haberturk.com/kuturesim/davınsııı.jpg Hz. İsa'nın Son Akşam Yemeği" tablosunun aynadaki yansıması bir sırrı daha ortaya çıkardı Leonardo da Vinci'nin romanlara konu olan "Hz. İsa'nın Son Akşam Yemeği" adlı tablosunda, bir şifre daha bulundu. Bilgisayar uzmanı Slavisa Pesci, tablonun üzerine, özel bir teknik kullanarak aynı tablonun aynadaki görüntüsünü koydu. Ortaya çıkan sonuç çok şaşırtıcı, zira tabloda normalde var olmayan iki karakter, bu görüntüde esrarengiz bir biçimde beliriveriyor. Hz. İsa'nın yanında, kucağında bir bebek tutan bir kadın görülüyor. Bu kadının Mecdeli Meryem olduğu ve Da Vinci Şifresi romanında da iddia edildiği şekilde Hz. İsa'nın bebeğini tuttuğu iddia ediliyor. Masanın ucunda ise bir şövalyenin oturduğu görülüyor. siteye 15 milyon kişi girdi. DA VİNCİ ŞİFRESİ NEDİR? Yazar Dan Brown’un "Da Vinci Şifresi" adlı kitabında Hıristiyanlığın kutsal emanetlerinden "Kutsal Kase"nin sırrı konu ediliyor. Satış rekorları kıran kitaptan beyaz perdeye de aktıran romanda, Harvard Üniversitesi Simge-Bilim Profesörü Robert Langdon, Paris’te iş gezisindeyken, gece yarısı, Louvre’un yaşlı müdürünün ölü bulunduğu haberini alır. Langdon ve yetenekli Fransız kriptoloji uzmanı Sophie Neveu, cesedin yanındaki ipuçlarını takip ederek garip esrar perdesini aralamaya başlarlar. İzler onları Da Vinci’nin ünlü Mona Lisa tablosuna götürür. Büyük usta "kutsal kase" sırrını herkesin görebileceği bir yere, tablonun içine gizlemiştir. Olay yaratan kitapta, Katoliklerin İsa Peygamber'in “Tanrı'nın oğlu” olduğu inancına karşı tezler yer alıyor. Kitaba göre İsa sadece bir “insan”. Üstelik Katolik alemi tarafından fahişe olarak tanımlanan Maria Magdelena ile evli ve soyu devam ediyor. Hıristiyan dünyasında İsa’nın son yemeğinde kullandığı kupaya ’Kutsal Kase’ deniyor. Çarmıha gerilmesi sırasında İsa’nın akan kanının bu kasede toplandığına inanılıyor. Bütün yaraları iyileştirme gücü olduğuna inanılan kase yüzyıllardır aranıyor. Kutsal Kase, Hıristiyan dünyasında birçok söylence ve halk hikayesinin de kaynağı. Hürriyet 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dipp Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 söz konusu olan leonardonun tablosuysa herşey mümkün derim.. adam ömrünün 1 anını bile boş geçirmemiş.. sağol malcomx Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 söz konusu olan leonardonun tablosuysa herşey mümkün derim.. adam ömrünün 1 anını bile boş geçirmemiş.. sağol malcomx çok güzel söylemişsin sen sağol;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
locked_puppet Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 güzel bulmus adam çok ilginç nasıl bi resimse artık...bilgini paylaştığın için teşekkürler... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
seven of spades Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 beni de bulacaklar o resimde.. masada bi yerlerde gizlemistir kesin.. helal olsun.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest star67 Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2007 fotoshop olmasın abi:D:D eline sağlık daha öncede görmüştüm siteye koyduğun iyi olmuş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nora Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2007 da vinci diyorum başka da bişey demiyorum... deha:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2007 yorumlar için sağolun arkadaşlar:thumbsup: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kaderaelegram Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 2, 2007 da vinci yi anlauyamadım gitti garip iddiaları var, bi de şifreleri Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Leonardo da vincinin her tablosunda bir mesaj var. burda da resmen Hz.İsa'nın Maria Magdelena ile evli olduğunu ve soyunun devam ettiğini anlatmaya çalışmış. Son akşam yemeği tablosunda masada Kasenin olmayışının sebebi ise Hz.İsanın sağ tarafında resmedilen magdelena ve Hz.İsanın aralarında V şeklinde bi boşluk olması ki zaten bu kutsal kaseyi temsil eden bir işaret. Kutsal kase Magdelenanın rahmini simgeler kutsal kan ise Hz.İsa nın soyunu. tabii bunlar Leonardo da vinci ve hizmet ettiği cemiyetin görüşü hee masanın ucunda oturan şövalye büyük ihtimal tapınak şövalyesidir.Tapınak şövalyelerinin Hz.İsanın soyunu koruduğu görüşlerinden yola çıkarsak eğer resimde yer alması gayet normal. Seviyorum bu adamı yaa çok konuştum neyse Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
derin_ Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 ya bu konuda bilgi sahibi olan biri beni, aydınlatabilir mi? bi ressama bu kdr çok kafa yormanın anlamı nedır? ve bu ressamın dını konularla baglantsı ne ? msj da atabılırsınız. bn arastrarak bulamadım. şimdiden tşkrler:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 ya bu konuda bilgi sahibi olan biri beni, aydınlatabilir mi? bi ressama bu kdr çok kafa yormanın anlamı nedır? ve bu ressamın dını konularla baglantsı ne ? msj da atabılırsınız. bn arastrarak bulamadım. şimdiden tşkrler:) Doğumu 15 Nisan 1452 İtalya / Floransa Ölümü 2 Mayıs 1519 İtalya / Amboise İtalyan Rönesans mimarı, müzisyen, anatomist, mucit, mühendis, heykeltraş, geometrisyen ve ressamdır. En önemli yapıtları Mona Lisa (1503 - 1507) ve Son Yemek’tir (1495 - 1497). Rönesans sanatını doruğuna ulaştırmış, yalnız sanat yapıtlarıyla değil çok çeşitli alanlardaki araştırmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından biridir. Hayatı Leonardo, genç bir noter olan Ser Piero da Vinci'nin ve muhtemelen bir çiftçi kızı olan Caterina'nın evlilik dışı çocuğu olarak İtalya'da, Floransa kentine bağlı Vinci kasabası yakınlarındaki Anchiano'da dünyaya geldi. Leonardo Avrupa'daki modern isimlendirme kurallarının oluşmasından önce dünyaya gelmişti; bu yüzden tam ismi, "Vincili Piero'nun oğlu Leonardo" manasına gelen "Leonardo di Ser Piero da Vinci"dir. Leonardo eserlerini ya "Leonardo" ya da "Io, Leonardo (Ben, Leonardo)" olarak imzalamıştır. Her ne kadar somut kanıtlar bulunmasa da, Leonardo’nun annesi Caterina'nın Piero'ya ait olan Ortadoğulu bir köle olduğu tahmin ediliyor. Leonardo’nun doğduğu yıl, babası Albiera adındaki ilk eşi ile evlendi, Caterina ile ise hiç bir zaman evlenmedi. Leonardo’ya bebekliğinde annesi baktı, ancak birkaç yıl sonra annesi başka biriyle evlendirilerek komşu kasabaya yerleşince Leonardo, babasının da nadiren uğradığı büyükbabasının evinde yaşamaya başladı, arada sırada Floransa’ya babasının evine giderdi. Babasının ilk eşinden çocuğu olmadığı için aileye kabul edilebilmişti ama hiç bir zaman meşru bir çocuk olarak görülmedi ve amcası Francesco dışında ailesindeki kimseden sevgi görmedi. 14 yaşına kadar Vinci’de yaşayan Leonardo, büyükanne ve büyükbabasının ardı ardına ölmesi üzerine 1466’da babası ile birlikte Floransa’ya gitti. Evlilik dışı çocukların üniversiteye gitmesi yasak olduğundan üniversite öğrenimi görme şansı yoktu. Küçük yaştan itibaren çok güzel çizimler yapan Leonardo’nun resimlerini babası, dönemin ünlü ressam ve heykeltraşı Andrea del Verrocchio'ya gösterince, Verrochio kendisini çırak olarak yanına aldı. Leonardo onun yanında Lorenzo di CrediPietro Perugino gibi ünlü sanatçılarla çalışma fırsatı buldu. Atölyede sadece resim yapmayı değil, lir çalmayı da öğrendi. Büyük ihtimalle eşcinsellikle de bu atölyede tanıştı. 1476’da oğlancılıkla suçlandığında yargılandı ve suçsuz bulundu. İdam korkusu ve utançla tanıştı. Floransa’yı 1482’de terkederek Milano Dükü Sforza’nın hizmetine girdi. Dükün hizmetine girebilmek için köprüler, silahlar, gemiler, bronz,mermer ve kilden heykeller yapabileceğini anlattığı ancak göndermediği mektup bütün zamanların en olağanüstü iş başvurusu sayılır. Leonardo, 1499’da şehir Fransızlar tarafından alınıncaya kadar 17 yıl boyunca Milano Dükü için çalıştı. Dük için sadece resim ve heykeller yapmak, festivaller organize etmekle uğraşmadı; aynı zamanda binalar, makineler ve silahlar geliştirdi. 1485 - 1490 yıllarında doğa, mekanik, geometri, uçan makineler, kiliseden kale ve kanal yapımına kadar her türlü mimari ile ilgilendi; anatomi çalışmaları yaptı; öğrenciler yetiştirdi. İlgi alanı o kadar genişti ki başladığı çoğu işi bitiremiyordu. 1490 - 1495 yıllarında çalışmalarını ve çizimlerini deftere kaydetme alışkanlığı geliştirdi. Bu çizimler ve defter sayfaları, müzeler ve kişisel koleksiyonlarda toplanmıştır. Bu koleksiyonculardan birisi de Leonardo’nun hidrolik alanındaki çalışmalarının el yazmalarını toplayan Bill Gates’dir. 1499’da Milano şehrinin Fransızlarca alınmasından sonra şehri terkeden ve yeni bir koruyucu aramaya başlayan Leonardo, 16 yıl boyunca İtalya’da seyahat etti. Pek çok kişi için çalıştı, çoğu eserini yarım bıraktı. İnsanlık tarihinin en iyi resimlerinden birisi kabul edilen Mona Lisa için 1503’te çalışmaya başladığı söylenir. Bu resmi tamamladıktan sonra hiç yanından ayırmamış, tüm seyahatlerinde yanında taşımıştı. 1504’te babasının ölüm haberi üzerine Floransa’ya döndü. Miras hakkı için kardeşleri ile mücadele verdi ancak çabası sonuçsuz kaldı. Ancak çok sevdiği amcası tüm varlığını ona bıraktı. 1506 yılında Leonardo, bir Lombardiya aristokratının 15 yaşındaki oğlu olan Kont Francesco Melzi'yle tanıştı. Melzi, hayatının geri kalanında onun en iyi öğrencisi ve en yakını oldu. 1490’da 10 yaşında iken korumasına aldığı ve Salai adını verdiği genç de 30 yıl boyunca onunla beraber olmuş, ancak öğrencisi olarak bilinen bu genç hiç bir sanatsal ürün üretmemişti. Leonardo, sevgilisi oldukları da sık sık iddia edilen bu iki dostla İtalya’yı birlikte dolaşmıştı. 1513 - 1516 arasında Roma’da yaşadı ve Papa için geliştirilen çeşitli projelerde yer aldı. Anatomi ve fizyoloji alanında çalışmaya devam etti ancak Papa, kadavralar üzerinde çalışmasını yasakladı. 1516’da koruyucusu Giuliano de' Medici’nin ölümü üzerine Kral 1. Francis’den Fransa’nın baş ressam, mühendis ve mimarı olmak üzere davet aldı. Paris’in güneybatısında, Amboise yakınlarındaki Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında kendisi için hazırlanan konağa yerleşti. Ona büyük hayranlık duyan kral, kendisini sık sık ziyaret gelir ve sohbet ederdi. Sağ koluna felç inen Leonardo da Vinci, resimden çok bilimsel çalışmalara ağırlık verdi. Kendisine dostu Melzi yardımcı olmaktaydı. Salai ise Fransa’ya geldikten sonra onu terketmişti. Leonardo 2 Mayıs 1519’da Amboise’daki evinde 67 yaşında öldü. Kralın kollarında can verdiği rivayet edilir ancak 1 Mayıs günü kralın bir başka şehirde olduğu ve 1 gün içinde oraya gelemeyeceği bilinmektedir. Vasiyetinde mirasının esas bölümünü Melzi’ye bıraktı. Amboise'daki Saint Florentin Kilisesi’nde toprağa verildi. Leonardo da Vinci’nin 1466-1472 yılları arasında bilinen hiç bir eseri yoktur. Bu çıraklık döneminde atölyede boyaları karıştırdı, resimlerin küçük bazı bölümlerini boyadı. 1472’de Floransa'da bağımsız bir ressam oldu. Ancak ustasının atölyesinden ayrılmadı. Leonardo da Vinci’nin bilinen ilk resmi 5 Ağustos 1472 tarihli "Arno Vadisi" resmidir. Leonardo’nun dehasını yansıtan bu resimde derinlik arttıkça detaylar azalır, kağıdın rengi resme hakim olur. Bu teknik daha sonra yokoluş perspektifi olarak adlandırılmıştır. Leonardo, 1471-1475 yılları arasında Andrea del Verrocchio'’ya "İsa’nın Vaftizi" adlı tablosunda yardım etti. Resmin ana unsurlarını Verrochio zaten çizmişti. Leonardo, diz çökmüş bir melek ile İsa’nın vücüdunu resmetti. Melek, Verrochio’nın çizdiği figürlerden çok daha başarılıydı. Bunu gören Verrochio’nun fırçalarına bir daha asla elini sürmediği söylenir. Gerçekten de bu tablo, Verrochio’nun bilinen son tablosudur. Leonardo'nun1476-1478 döneminde kendi atölyesini açtığı sanılmaktadır ve bu dönemde sipariş üzerine yaptığı en az iki resim vardır. 1. Floransa döneminde çizdiği en önemli tablolardan birisi de "Aziz Jerom"'dur. Tamamlamış olsa Mona Lisa kalitesinde olacağı tahmin edilen bu tablo, günümüzde Vatikan’dadır. Leonardo 1481-1482 arasında aldığı bir sipariş üzerine "Müneccim Kralların Tapınması" adlı tablo üzerinde çalıştı ancak 1482’de Milano Dükü’nün hizmetine girince dev tabloyu yarım bırakarak Milano’ya gitti. Milano dönemi başında yaptığı resimlerin en önemlisi "Kayalıkların Bakiresi"dir. İki versiyonu bulunan bu eserin birisi Louvre Müzesi’nde, diğer Londra Ulusal Galerisi’nde yer alır. Kayalıklar Bakiresi’nin yarattığı ilgi üzerine ısmarlanan "Erminli Kadın", günümüze kalan az sayıdaki resminden birisidir. Polonya’daki Çartorist (Czartorisky) Müzesi’ndedir. 1490'da Sforza'nın düzenlediği festival için yaptığı “Gezegenlerin Dansı” adlı müzikli oyun, İtalya çapında ünlenmesini sağladı. 1495- 1497 arasında en önemli eserlerinden birisi olan Son Yemek üzerinde çalışmıştır. "Son Yemek", Milano’da bir manastır yemekhanesinin duvarında yer alan duvar resmidir. Maalesef, bu büyük eseri yaparken denediği karışım başarılı olmamış, eser daha 1500’lü yıllarda bozulmuştur. Leonardo, Milano döneminde matematikle de uğraştı ve İtalyan matematikçi Luca Pacioli’ye "Altın Oran Üzerine" adlı yapıtını yazmada yardım etti. En çok vaktini alan çalışma, dükün babası onuruna yapması istenen "Bronz At Heykeli" idi. Dünyanın en büyük at heykeli olması planlanan bu eser için Leonordo uzun süre atların anomsini inceledi. 1483’te başlayan çalışmaları sonunda 1493’te dev kil modeli hazırladı. Bronz heykel için tonlarca bronza ihtiyaç vardı. Bronzun hazırlanmasını beklerken Son Yemek üzerinde çalıştı. Heykel için gereken bronz, Sforza tarafından silah yapımında kullanıldığından bronz heykel hiç bir zaman yapılamadı. Fransızların Milano’yu işgalinden sonra kilden yapılmış olan heykel ise askerlerin hedef tahtası olarak parçalandı. Leonardo, Milano’yu terkettikten sonra Mantova’da dönemin ressamlarının eserlerini toplamaya meraklı Isabella d'Este’nin bir portresi üzerinde çalışmaya başladı ancak 1501’de Venedik’e gidince Isabella d'Este’nin tüm ısrarlarına ve mektuplarına rağmen eseri tamamlamadı. Venedik’te Osmanlılar’a karşı kullanılmak üzere çeşitli projeler(Isonzo Vadisi’nde hareketli bir bent kurmak, Osmanlı gemilerinin altını delmek için dalgıç kullanmak gibi) geliştirdi ancak hiçbiri uygulanmayınca Floransa’ya geçti. Bir manastır için Meryem ve Çocuk İsa Azize Anna İle Birlikte adıyla bilinen ve Londra’daki Ulusal Galeri’de bulunan taslağı hazırladıysa da Cesare Borgia’dan aldığı mühedislik teklifi üzerine bu eseri de yarım bıraktı. Leonardo, Papa 6. Alexander’ın oğlu Cesare Borgia hizmetinde askeri mühendis olarak çalıştı, haritalar çizdi. Cesare’dan ayrıldığı sırada II.Beyazit’a Haliç üstüne bir köprü, yeldeğirmeni inşaatı gibi projelerinden bahseden bir mektup yazdığı bilinir. Floransa’ya döndüğünde Pisa ve Floransa arasında savaş vardı. Floransa’dan Pisa’ya akan Arno Irmağı’nın yatağını değiştirerek şehri susuz bırakmayı planladı ama bu plan başarısız oldu. Arno Nehri yatağı üzerindeki çalışmalardan sonra Anghiarai Savaşı adlı duvar resmi üzerinde çalıştı. 1440’ta Floransa’nın Milano’ya karşı kazandığı zaferi konu alan bu resim üzerinde çalışırken karşı duvarda da Cascina Savaşı adlı resim için Mikelanj çalışıyordu. İki sanatçı arasındaki çekişme “Savaşların Savaşı” halini aldı. Eser henüz tamamlanmadan Fransa Kralı tarafından Milano’ya çağrılan Leonardo, bir süre iki şehir arasında mekik dokuduysa da sonunda resmi yarım bırakmak zorumda kaldı (Rakibi Mikelanj da Roma’ya çağrıldığı için kendi resmini yarım bırakmak zorunda kaldı.) Milano’da saray mensupları için dekoratör gibi çalıştı, saray eğlencelerini düzenledi.Zamanla anatomi çalışmalarına döndü. Resme yeniden ilgi duymaya başladı ve Mona Lisa’yı yapmaya başladı. Bu resmi ömrü boyunca yanından ayırmadı ve tüm yolculuklarında beraberinde taşıdı. 1513’te gittiği Roma’da ihtiyar bir bilge olarak saygı görmesine rağmen Rafael ve Mikelanj’ın aksine Medici ailesinden fazla sipariş almadı. Ancak Mikelanj’ın Davut (David) adlı eserinin yerinin belirlenmesi için kurulan komisyonda yer aldı ve Mikelanj’ın isteğine aykırı olarak Floransa’daki Palazzo Vecchio önüne yerleştirilmesinde etkili oldu. 1515 yılında Fransızlar’ın Milano’yu yenmesinden sonra Guiliano de Medici kendisinden barış görüşmelerinde Fransa Kralı’na sunulmak üzere mekanik bir aslan yapma görevi verdi. Yaptığı aslan (Floransa’nın simgesi), birkaç adım yürüdükten sonra kalbinden bir zambak (Fransa’nın simgesi) çıkarıyordu. Genç kral, kendisine hayran kaldı. Guiliano de Medici bir yıl sonra ölünce, Fransa Kralı Leonardo’yu çağırtmıştı. Son yıllarını Fransa’da geçirdi. Leonardo'nun bilim ve mühendislik alanındaki çalışmaları en az onun sanatsal çalışmaları kadar etkileyici ve yenilikçidir; 13.000 sayfadan oluşan defterlerinde yeralan notlar ve çizimler sanat ve bilimi kaynaştırmaktadır. Leonardo bu notları, etrafındaki dünyayı sürekli gözleyerek, Avrupa'da yaptığı seyahatler sırasında yazmıştır. Leonardo solaktı, ve tüm yazılarını ancak ayna ile bakılınca okunabilecek şekilde yazardı. Leonardo'nun bilime bakış açısı gözlemseldi: bir bilinmezliği anlamak için onu en küçük detayına kadar tarif ve tasvir ederdi, teoriye ve deneylere önem vermezdi. Latince ve matematik konusunda eğitim almamış olması sebebiyle, çağdaş akademisyenler onun bilimsel çalışmalarını gözardı ettiler (oysaki Leonardo Latince'yi kendi kendine öğrenmişti). Leonardo insan anatomisi konusundaki çalışmalarına Andrea del Verrocchio'nun yanında çıraklık yaparken başladı; çünkü Verrochio tüm öğrencilerini anatomi öğrenmeleri konusunda teşvik ederdi. Sanat alanında başarı kazanmaya başlayınca, Floransa'daki Santa Maria Nuova Hastanesi'nde kadavralar üzerinde inceleme yapmasına izin verildi. Daha sonra Milano'daki Maggiore Hastanesi'nde ve Roma'daki Santo Spirito Hastanesi'nde de kadavralar üzerinde çalışmalar yaptı. 1510-1511 yıllarında doktor Marcantonio della Torre ile birlikte çalıştı. 30 yılda, farklı yaşlarda 30 adet kadın ve erkek kadavrası inceledi. Marcantonio ile birlikte anatomi konusunda teorik bir çalışma yayınlamak üzere çalışmalar yaptılar, ve 200'ün üzerinde çizim hazırladılar. Ancak bu çizimler Leonardo'nun ölümünden sonra, 1580'de "Resim Üzerine Tezler" adı altında yayınlandı. Leonardo birçok insan iskeleti çizimi yaptı, ve omurganın çift-s formunu ilk tanımlayan kişi oldu. Pelvis ve kuyruk sokumu hakkında incelemeler yaptı, ve kuyruk sokumunun 5 farklı kemikten oluştuğunu belirledi. İnsan kafatasını ve beynin kesitlerini mükemmel şekilde tariflemeyi başardı. Ciğerlerin, idrar kesesinin, cinsel organların ve hatta cinsel birleşmenin yapılarını gösteren oldukça fazla sayıda çizim yaptı. "Hamilelik mucizesiéni anlamak amacıyla fetusun anne karnındaki pozisyonu hakkında çizimler yapan ilk birkaç kişiden biridir. İnsan anatomisine ek olarak, çeşitli hayvanların anatomisi hakkında da çizimleri bulunmaktadır. Leonardo sadece insan vücudunun yapısıyla değil, aynı zamanda fonksiyonuyla da ilgileniyordu, bu yüzden anatominin yanısıra aynı zamanda fizyoloji konusunda da çalışmalar yaptı. Fizyolojik deformasyonu olan kişilerle ilgili de çizimleri bulunmaktadır. Anatomi alanındaki çalışmaları, yazılı tarihteki ilk robot tasarımınına öncülük etti. "Leonardo'non robotu" adı verilen tasarım büyük olasılıkla 1495 yılında yapıldı ama ancak 1950'lerde farkedildi. Kan dolaşımı hakkında bilgisi olmamasına rağmen, robota eklediği kalp vanaları sayesinde kanın tüketilmek üzere kaslara pompalanmasını sağladı. Leonardo'nun yaptığı bir çizim, 2005 yılında bir İngiliz kalp cerrahına hasar görmüş kalpleri tedavi etmek yolunda yepyeni bir yol keşfetmesi için ilham verdi. Uçma konusuna duyduğu müthiş ilgi sebebiyle, Leonardo kuşların uçması hakkında detaylı çalışmalar yaptı ve aralarında 4 kişi tarafından çalıştırılabilen bir helikopter ve hafif bir hang glider da bulunan çok çeşitli uçan makineler tasarladı. 1502 yılında Leonardo da Vinci, Sultan II. Beyazıt için, Haliç'in girişine inşa edilmek üzere 240 metre uzunluğunda bir köprü tasarımı yaptı. Bu köprü inşa edilmedi, ama 2001 yılında Norveç'te Vebjørn Sand Da Vinci Projesi kapsamında, bu tasarımı temel alan daha küçük bir köprü yapılarak Leonardo'nun vizyonu hayata geçirildi. Her ne kadar savaşı insan faaliyetlerinin en kötüsü olarak nitelese de, Leonardo'nun defterlerinde askeri mühendislik alanında da çalışmalar bulunmaktadır; bunların arasında makineli tüfekler, zırhlı tank, bombalar, paraşütler gibi tasarımlar yer almaktadır. Diğer buluşları arasında bir denizaltı, dişliler kullanılarak yapılmış ilk mekanik hesap makinesi, ve yaylı bir mekanizmayla çalışan bir araba da bulumaktadır. Vatikan'da bulunduğu yıllarda güneş enerjisini kullanmak için, içbükey aynalar yardımıyla suyu ısıtacak bir tasarım yapmıştır. Her ne kadar Leonardo'nun tasarımlarının çoğu yaşadığı dönemde hayata geçirilememiş olsa da, IBM'in desteğiyle birçoğunun modelleri yapılmıştır ve Amboise'deki Château du Clos Lucé'de bulunan Leonardo da Vinci Müzesi'nde sergilenmektedir. Leonardo'nun Defterleri Leonardo'nun defterleri temel olarak 4 farklı konuda yazılmıştır: mimari, mekanik, resim ve insan anatomisi. Bu defterler, farklı boy ve tipte birbirinden bağımsız kağıtlardan oluşmaktadır ve ölümünden sonra dağılmış olmalarına rağmen, günümüzde Louvre, Biblioteca Nacional de España, Milano'daki Biblioteca Ambrosiana, ve British Library gibi büyük kolleksiyonlarda bulunmaktadır. British Library'de bulunan defterlerin bir kısmı internette adresinde incelenebilir. Codex Leicester adı verilen defter, Leonardo'nun özel bir kolleksiyonda bulunan tek büyük bilimsel çalışmasıdır, ve şu anda Bill Gates'e aittir. Ocak 2005'te, Floransa'daki Basilica della Santissima Annunziata di Firenze'nin yanında bulunan bir manastırın gizli odalarından birinde, Leonardo'nun uçuş ve diğer bilimsel konulardaki çalışmalarını yaptığı bir laboratuvar bulunmuştur. http://www.sabah.com.tr/2006/11/26/cpsabah/im/B08EBC18B9AC734DAFF47C45b.jpg LeonardoDa Vinci'nin mühendislik harikası olarak nitelendirilen çizimleri, tarihçilerin, mühendislerin ve bilim adamlarının ortak çalışmasıyla hayata geçirildi. 31 Aralık tarihine kadar Rahmi M. Koç Müzesi'nde sergilenen eserler, Leonardo'nun kusursuz bir ressamdan öte bir mühendis ve bir bilim adamı olduğunu ve paraşütü, tüfeği, matbaayı bundan yüzyıllar evvel keşfettiğini gösteriyor. Eserlerinde kusursuz 'altın oranı' kullanan Leonardo Da Vinci, son yıllarda ise Dan Brown'un kitabıyla gündemde. Herkes onun eserlerinde bir şifre olup olmadığını tartışıyor. Kendisi de bir ressam olan, fizikçi Prof. Dr. Bülent Atalay, Mona Lisa ve Matematik kitabında, tüm bu iddianın aksine bir tez ortaya koyuyor. "Da Vinci şifresi diye bir şey yok. Leonardo, doğanın şifresini çözmeyi başardı," diyor. Doğanın şifresi Atalay, doğanın bir aritmetiği olduğunu ve belirli rakamların tabiatta var olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Leonardo Fibonacci, daha 1202 yılında yayımladığı Liber Abaci kitabında, doğanın aritmetiğini çözmeyi başarmıştı. Avrupa'ya ilk kez 0 sayısını ve 10 tabanlı sayı sistemini de o tanıştırdı. Fibonacci'nin tezinde yer alan sayılar, 1, 1, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144... şeklinde devam ediyor. Her sayıyı bir önceki sayı ile topladığınızda bir sonraki sayıyı elde ediyorsunuz. Fibonacci, aynı savı tavşan tezi ile de ortaya koyuyor. Tezinin kuralları şöyle: Bir çift tavşan bir odaya konuluyor. Tavşanların yavrulamadan önce iki ay kadar büyümeleri gerekiyor. Bir çift yetişkin tavşan her ay bir çift tavşan doğuracaktır. Doğan yavrular da iki ay sonra tekrar yavrulamaya başlarlar. Bu aritmetiğe göre yıl sonunda 144 çift tavşan oluyor. 144, Fibonacci'nin sayıları arasında yer alıyor. Doğadaki çiçeklere bakıldığında da Fibonacci dizinindeki sayılara rastlamak mümkün. Örneğin ayçiçeğinin çekirdeklerinden 34 tanesi sağ tarafa, 21 tanesi ise sol tarafa bakıyor." http://www.sabah.com.tr/2006/11/26/cpsabah/im/580F09D598ED1548A2E56661b.jpg Altın kural Atalay, "Fibonacci dizinindeki birbirini izleyen sayılar incelendiğinde ortalama 1, 62 civarında seyreden değerler ortaya çıkıyor, 17 ve 18. sayılardan sonra ise bu değer 1, 618034'te yuvarlanıyor. Bu sayı da doğada 'altın kural' olarak kabul ediliyor. Leonardo Da Vinci de eserlerini bu altın kurala göre oluşturuyordu. Hiçbir ressam çalışırken ağaçları, dalları, yaprakları saymaz. Ama o sayıyordu, doğadaki olayların nedenlerini bilmek istiyor ve bilimle yakından ilgileniyordu. Mona Lisa tablosuna baktığımızda da altın kuralı görebiliyoruz. Yüzü altın dikdörtgenle çevrelenmiş ve vücudu da altın üçgen doğrultusunda çizilmiş," diyor. Çizgilerin sırrı Atalay, konferansta 500 yıllık portreleri inceleyen nöroloji bilimleri uzmanı Christopher Tyler'den de bahsediyor: "Tyler, beynin her iki yarımküresindeki asimetrik işlevlerin, sanatçıların eserlerine yansıyıp, yansımadığını araştırmış. Ve Da Vinci'den Picasso'ya kadar, birçok sanatçının eserlerinin tam ortasından bir çizgi çekildiğinde, bu çizginin sağ ya da sol gözden geçtiğini saptamış. Mona Lisa'dan da bu çizgi, sol gözden geçiyor. Kısacası Da Vinci, resimlerinde gizli bir simetri yaratıyormuş. 20. yüzyılın sonuna dek kullanılan ABD dolarlarında yer alan Amerikan başkanlarının resimlerinde de bu çizgi yine bir gözün tam üstünden geçiyor. Ayrıca Mona Lisa tablosunda sol yanak daha ön planda tutuluyor. Sol yanağı, duyguları da kontrol eden sağ beyin kontrol ediyor. Portresine samimi bir hava katmak isteyen Da Vinci, Mona Lisa'yı resmederken sol yanağının önde olmasına özen göstermiş," diyor. Beyazıd'a mektup Atalay'ın kitabında yer verdiği en ilginç konulardan biri de Fatih Sultan Mehmet'in Leonardo Da Vinci'ye, bir mektup yazarak 1480 yılında İstanbul'a davet etmesi. Atalay'ın savına göre, o yıllarda yeni bir işe giren Leonardo, yerine Bellini'yi İstanbul'a yollamış. Daha sonra Haliç'te bir köprü yapmak isteyen Da Vinci, Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Yıldırım Beyazıd'a mektup yazarak, İstanbul'a gelmek istediğini, Haliç'te bir köprü projesi olduğunu belirtmiş. Ayrıca askeri bir danışman olarak surlar, tüfekler de yapabileceğini söylemiş ve son olarak "Resim de yaparım," demiş. Fakat o dönemde ihtiyaç duymayan Yıldırım Beyazıd, teklifi kabul etmemiş. Öncelik bilimde Kusursuz bir ressam olmasına karşın Leonardo Da Vinci'nin toplam 12 tablosu bulunuyor. "Çünkü onun için bilim, resimden daha önce geliyordu. Galilei'den 100 yıl önce "Güneş hareket etmiyor," diyen Da Vinci, ilk otomobili, bisikleti, uçma aygıtını, paraşütü ve matbaayı çizmekle meşgul olduğunu söyleyen Atalay, Da Vinci'nin eserlerinin bilinçli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğinin önemini vurguluyor. Da Vinci'nin zeka ve mühendislik harikası bu çizimleri, bundan yüzyıllar sonra replikalar olarak Rahmi M. Koç müzesinde sergileniyor. ... Leonardo Da Vinci hakkında şaşırtıcı gerçekler.. muzisyen,ressam,mimar,anotomi uzmani,tip alaninda her yonde bir uzman,matematikten astronomi bilginligine,mucitlikten pek cok alana kadar gelmis gecmis en cok yönlü insandir. -ilk bisiklet tasarimini yapmistir. -ilk helikopter tasarimini yapmistir. -ilk deniz alti tasarimini yapmistir. -yazilarini ve notlarini sol eliyle tersten yazmistir ve bu yuzden yabanlilar yazilarini okumak icin ayna kullanmak zorundadir. -monalisa tablosunun ölcütleri altin orani verir. -monalisada sag arka planda kullandigi toprak rengi dünyada varolmayan bir renk. -30 kadar olu insani parcalarmis incelemis ve her detayi yadedip hazirladigi anaotomi kitabi.rontgen icat edilinceye kadar pek cok yapita terciye kullanilmis ve egitim kitabi olmustur. -kendi tasarimi olan ve uda benzer bir muzik aletiyle besteler yapmis. -ceninin anne karnindaki konumunu dogru olarak resmetmistir -kendisini cizdigi resimin incelenmesi sonucu deri kanseri oldugu anlasilmistır. -renklerin kendisinde bulunan uzaklık-yakınlık etkisi ufka gidildikçe renklerin soluklaştığını bulmuştur -yayli sistemle calisan bir motor tasarlamistır. -yanlis boya kullandigi icin sonradan biraktigi bir savasi resmettigi eseri eger bitirseydi tüm zamanlarin en görkemli savaş resmi olacakti. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
derin_ Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 hımm kırmızı kısımlar ılgımı cektı.. ama ben hala soruma cvp bulamadım. bu adamın bır seyler anlatmaya calıstıgını nerden bılıyorsunuz? yani mantıklı zekı basarılı bı ınsan olması kutsal kasenın yerını bılmesyle alakası nedır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 http://www.gnoxis.com/forum/kitap-tanitimlari-ve-elestirileri/29348-tapinak-sovalyeleri-kutsal-kan-kutsal-kase.html Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
betrayalmarduk Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 da vinci nin bütün tablolarında bir sır var bu tablolarda ki sırlar beni ona karşı büyük bir hayranlık hissetmeme sağlıyor 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Raven-Rose Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 edit: derin_ LDV'nin dinle bu kadar ilgili olmasının temel nedeni, resimlerini yaptığın dönemde dinin etkisidir.. sadece LDV degil bir cok ressam bu sekildeydi ama LDVnin digerlerinden farklı olan tarafı aynı zamanda isanın koruyucularından birisi olmasından kaynaklanmaktaydı(Tapınak Sovalyeleri -- Sion Tarikatı) yüzde yüz eminolunulmamıs olsada LDV o dönemde Sion Tarikatının lideriydi ve buda onu sifreli resimlere yönlendiriyordu mesaj gönderme kaygısı barındırıyordu içinde.. ve aynı zamanda korkuları vardı vinci doğa olaylarından depremlerden fırtına vs.. cok korkardı, çizimlerinde korkularını gizleyerek anlatırdı.. *gizlemeyi bu sekilde ögrenmistir die düsünülüyor, düsünüyorum*ve sonrasındada gizleme ustası olup cıkmıs zaten.. btw *şimdilerde Da Vincinin Sifresi kitabı cok inanılan bir kitap oldu ama bu kitap Kutsal Kan Kutsal Kase adlı kitabın tamamen doğru olduğunu düsünülerek yazılmıstır oysaki bu kutsal kan kutsal kase bir varsayım ve teoriden öteye gitmemistir* ama hepsinin temelindede Da Vincinin yapıtları vardır.. Kutsal Kase hristiynlık için fazlasıyla önemli ve ulasmanın bir bakıma yoluda Da Vinciden geçiyor.. o nedenle bu ressamın üstüne bu kadar düsülüyor bu kadar arastırılıyor.. *malum ellerinde çizimleri ve sion tarikatının gerçekligini kanıtlayan ve Leonardonunda adının bulunduğu belgeler var..* Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
derin_ Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 derinsu_ LDV'nin dinle bu kadar ilgili olmasının temel nedeni, resimlerini yaptığın dönemde dinin etkisidir.. sadece LDV degil bir cok ressam bu sekildeydi ama LDVnin digerlerinden farklı olan tarafı aynı zamanda isanın koruyucularından birisi olmasından kaynaklanmaktaydı(Tapınak Sovalyeleri -- Sion Tarikatı) yüzde yüz eminolunulmamıs olsada LDV o dönemde Sion Tarikatının lideriydi ve buda onu sifreli resimlere yönlendiriyordu mesaj gönderme kaygısı barındırıyordu içinde.. ve aynı zamanda korkuları vardı vinci doğa olaylarından depremlerden fırtına vs.. cok korkardı, çizimlerinde korkularını gizleyerek anlatırdı.. *gizlemeyi bu sekilde ögrenmistir die düsünülüyor, düsünüyorum*ve sonrasındada gizleme ustası olup cıkmıs zaten.. btw *şimdilerde Da Vincinin Sifresi kitabı cok inanılan bir kitap oldu ama bu kitap Kutsal Kan Kutsal Kase adlı kitabın tamamen doğru olduğunu düsünülerek yazılmıstır oysaki bu kutsal kan kutsal kase bir varsayım ve teoriden öteye gitmemistir* ama hepsinin temelindede Da Vincinin yapıtları vardır.. Kutsal Kase hristiynlık için fazlasıyla önemli ve ulasmanın bir bakıma yoluda Da Vinciden geçiyor.. o nedenle bu ressamın üstüne bu kadar düsülüyor bu kadar arastırılıyor.. *malum ellerinde çizimleri ve sion tarikatının gerçekligini kanıtlayan ve Leonardonunda adının bulunduğu belgeler var..* o kadar guzel acıklamssın kı hayran kalmamak elde deıl ) ıste ıstedgım yorum buydu cok tesekkurlerr cok saol benı buyuk bır karısıklıktan kurtardn Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 derin_ Da vinci şifresi kitabını okursan daha güzel anlarsın.sonra da Tapınak Şövalyelerinin Gizli Tarihi kitabınıda okudun mu tamamdır Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
derin_ Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 derin_ Da vinci şifresi kitabını okursan daha güzel anlarsın.sonra da Tapınak Şövalyelerinin Gizli Tarihi kitabınıda okudun mu tamamdır bırıncıyı okurum da ıkıncısı hıc sevımlı gelmıo Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 evet ikincisi pek sevimli değildir zaten ama ikinciyi dememin sebebi konuyu daha anlaman içindi.birinciyi okusanda olur xD Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
monkeybusiness Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 resime niye dikkat çekilmio Hz. isanın bebeğinden bahsediliyo ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mrs_Echelon Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2009 resime zaten zamanında dikkat çekilmiş ondan galiba..şimdide bebek çıktı piyasaya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KRISEOS Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2009 hastasıyım bu adamın*-* paylaşımlarının devamını dilerim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
thalese Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2009 da vinci, hala müthişliğini koruyor! kısa bi bilgi hakkında: da vinci, özel notlarını, latince olarak sağdan sola yazarmış, okuyabilmek için bir aynaya ihtiyacımız var yani Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.