Siyah Kan - Jean-Christophe Grangé

Hiç suyun 20 metre altına serbest dalış yaptınız mı? Ya da herhangi bir gecede boynunuza kemerinizi geçirip, gözleriniz kararana kalana kadar kendinizi boğazladınız mı? Eğer bunları yapmadıysanız Jacques Reverdi'yi anlamak kolay olmayacaktır. Sıradan bir cinayet romanı okur, sonunda; "Vay efendim neler varmış." dersiniz. Katili anlamak, katil olmaktan geçer!

Nefesin ve derinliğin ortasında hüküm süren seri katil ruhunu arındırırken peşine düşen bir gazetecinin yakaladığı hikaye kadar masumdu -Reverdi!- aynı zamanda suçlu!

Bir kadının kanı ne kadar farklı olabilir ya da ne anlam ifade edebilir?

Kadınlar, ruhları ve bedenleri arasında gezinen dudaktan öylesine hoşlanıyorlar ki çıkardıkları iniltiler, devasa duvarlarda yankılanıyor. Bir iğnenin açtığı uzun ve derin yaradan süzülen kanın karşısında donup kalıyor, önce Marc'ı sonra Reverdi'yi anımsıyorum. Tattığım bu duyguyu resmetmeye çalışıyor ancak lanet olası fırça kısa anların her birinde yere düşüyor! Tercihimi arınmaktan yana kullanıyor, dudaklarıma yapışan bu tarifsiz sıcaklığa teslim oluyorum. Arınma gecesi...

Rafımda yerine alan Grangê, her zamankinden biraz daha ilgi çekici. Bir kadının yatağından çıkarken Reverdi'yi ve yolunu düşünmek, deneyimlenmesi gereken nadir durumlardan biri.

Etkileyici, en kısa zamanda kitaplığımdaki yerini alacak.

Grange serisini bitirdim Ahmet ümit de sever bu adamı

ahmet ümit'te polisiye roman yazar, jean christophe grange'da.. oksijensiz ortamda kanın siyah aktığını bu kitapta öğrenmiştim ve tüyap kitap fuarına geldiğinde elimde siyah kan ve leyleklerin uçuşu'yla 3 saat boyunca ondan imza almayı başarmıştım bana kitabı 2 günde bitirten adam

Grange favorim.. bütün kitapları süper ötesi adamın..