sidar Oluşturma zamanı: Kasım 14, 2014 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 14, 2014 Toplum hâlinde yaşam açısından demokrasinin ve ‘açık toplum’un önde gelen çağdaş savunucularından biri, 20. yüzyılda bilim ve siyaset felsefecisi olarak adını duyurmuş olan Karl Raimund Popper’dir (1902-1994). Karl Popper, Açık Toplum ve Düşmanları adlı yapıtında, ‘totaliter’ olarak adlandırdığı yönetim biçimlerine ve bu yönetimin sonucu olarak ortaya çıkan ‘kapalı’ toplumlara şiddetli eleştiriler getirmiştir. Bu eleştirileri yöneltirken en çok hedef aldığı filozoflar da Platon, Hegel ve Marx olmuştur. Popper’e göre, tarihsicilik adı verilen bakış açısı, demokrasiye yönelik şöyle bir eleştiri getirmiştir: “Demokrasi, totaliter rejim denemelerine karşı mücadele edebilmek için, totaliter yöntemleri kopya etmek ve uygulamak durumundadır; bunun sonucunda kendisi de totaliter olmaktan öteye gidemez” (Popper 1966, s. 2). Yine Popper’e göre, tarihsiciliğin en önemli özelliklerinden biri de ‘tarihin yasaları’nı bularak, geleceğin neler göstereceği hakkında öngörüde bulunulabileceğini ileri sürmesidir. Bu düşünce biçiminin felsefe tarihindeki ilk sistematik kaynağı ise - Popper’e göre- Platon’un Devlet adlı yapıtında ortaya koyduğu toplum ve yönetim anlayışıdır ve bu yönetim anlayışı, ‘kapalı toplum’a ve demokratik olmayan bir yönetime dayalı sistemi meydana getirmektedir, oysa Popper liberal demokrasi ve ‘açık’ toplum anlayışını savunmaktadır. Popper, karşıt anlayışlardan doğan toplumları kısaca şöyle karşılaştırır: Kapalı toplumun insanları, akrabalık, sürekli bir arada bulunma, çabaları, üzüntüleri ve coşkuları bakımından birbirlerine çok benzeme gibi özellikler taşırken açık toplumun bireyleri, kendi özgür istençleri ile verdikleri kararların her türlü sonucu ile yüzleşirler, yani sorumluluk alırlar (Popper 1966, s. 173). Kapalı toplumlardan açık toplumlara geçiş, Popper’e göre, insanlığın kat ettiği en büyük aşama, içinden geçtiği en derin devrim sürecidir (a.y., s. 175). Yani, demokratik bir yönetim esasına dayalı açık toplumun varlığını korumak adına yasal tedbirlere başvurmak, Popper’e göre, demokratik yönetimlerin bir çelişkisi olmayacaktır.Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
byglos Yanıtlama zamanı: Kasım 14, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 14, 2014 Tahrisicilik bana görede tecrübe gibi görünmesinden ziyade saçmalık.Kusursuzu yaratmak için yeni şeyleri yaratmak gerekir.Yeni şeylerin yaratılabilmesi içinde kusursuz olmaması lazım toplumun.Lakin kusursuzu yapıcak güç, değil toplum da.Gücü olan için zaten kusursuz. Yüzyıllardır işler bu şekilde.Değişen tek şey toplumların algılayışı (Demokrasi, Kral gibi).Yöneten kişinin aç gözlülüğü ne yazık ki değişmiyor, ister sonradan olsun, ister doğuştan.Bir avuç çekirdek eşliğinde, seçilmiş kişinin gelmesini bekliyorum. Açık toplum kafada bilimkurgu, özgür, çağdaş gibi kavramlar uyandırırken, kapalı toplum kavim, kabile gibi kavramlar oluşturuyor (Bence).Bazen de keşke Kuzey Kore'de yaşasaydım diyorum, dert yok tasa yok Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Kasım 14, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 14, 2014 Belli bir hak sahibi olmak için güç oluşturmak biriktirmek gerek . İster Demokrasi yada plutokrasi olsun . İnsan yarı hayvan yarı bağımsız canlıdır .yarı bağımsız özelliklerinin baskın olması doğanın rütbe sıralamasında en üst sırada olan insanlar için geçerli .Bu kişilklerinde sayısı az olduğundan .Demokrasi sürülere özgür irade verildiği yanılsamasından başka birşey değildir .Monarşik yapılanmanın iktidarı ele geçirmesinin yeni gizli kapaklı yoludur .Namussuz bir rejimdir açıkcası .Şahsi fikriyatlarım . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
caveler Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2014 Sosyolog Ömer YILDIRIM senmisin ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
byglos Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2014 Belli bir hak sahibi olmak için güç oluşturmak biriktirmek gerek . İster Demokrasi yada plutokrasi olsun . İnsan yarı hayvan yarı bağımsız canlıdır .yarı bağımsız özelliklerinin baskın olması doğanın rütbe sıralamasında en üst sırada olan insanlar için geçerli .Bu kişilklerinde sayısı az olduğundan .Demokrasi sürülere özgür irade verildiği yanılsamasından başka birşey değildir .Monarşik yapılanmanın iktidarı ele geçirmesinin yeni gizli kapaklı yoludur .Namussuz bir rejimdir açıkcası .Şahsi fikriyatlarım . Bencede ama hayvan demeyelim köle diyelim, çünkü hayvanlar boyun eğip, istemediği şeyleri yapmaz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sidar Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2014 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 24, 2014 Sosyolog Ömer YILDIRIM senmisin ? yok hocamda sosyolog olmak isterdim:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.